22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B 2010 KÜLTÜR AJANDASI ÇIKTI Nâzõm Hikmet Kültür ve Sanat Vakfõ tarafõndan yayõmlanan “2010 KÜLTÜR AJANDASI” bu yõl yine kültür ve sanat rehberi niteliğinde hazõrlandõ. Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde yayõmlanan ajandada; Nâzõm Hikmet şiirlerinden dizelerle, önemli kültür, sanat olaylarõ, anma günleri ve kültür kurumlarõna ilişkin bilgiler bulunuyor. Ayrõca yapõtlarõyla kültür, sanat ve bilim yaşamõmõzda iz bõrakmõş sanatçõlarõmõz, edebiyatçõlarõmõz ya da bilimcilerimizden biri için her ay özel anõ sayfasõ yer alõyor. Ocak- Nevzat Şenol (Ölümünün 1. Yõlõ) / Orhan Duru (Ölümünün 1. Yõlõ) Şubat- Celile Hikmet (Doğumunun 130. Yõlõ) / Sümeyra Çakır (Ölümünün 20. Yõlõ) Mart- Erol Özkök (Doğumunun 70. Yõlõ - Ölümünün 5. Yõlõ), Nisan- Sabahattin Kudret Aksal (Doğumunun 90.Yõlõ) Mayõs- TÜRKAN SAYLAN (Ölümünün 1. Yõlõ), Haziran- ORHAN KEMAL (Ölümünün 40. Yõlõ) Temmuz-KEMAL TÜRKLER (Ölümünün 30. Yõlõ) Ağustos-SEMİHA BERKSOY (Doğumunun 100. Yõlõ) Eylül- DURSUN AKÇAM (Doğumunun 80. Yõlõ) Ekim- AGOP ARAD (Ölümünün 20. Yõlõ), Kasõm- BÜLENT TANÖR (Doğumunun 70. Yõlõ), Aralõk- GÜLAY UĞURATA (Doğumunun 70. Yõlõ) Kültür Ajandasõ’ndan edinmek isteyenler; Vakfõn İstanbul/ Sõraselviler Cad. No: 10 Kat: 1 Taksim adresine başvurabilirler. (Tel: 0212-252 63 14 / 15) Fatih Akın filmine senaryo ödülü Kültür Servisi - Yönetmen Fatih Akõn’õn son filmi ‘Soul Kitchen’ 51.Lübeck Kuzey Filmleri Festivali’nde senaryo dalõnda Kuzey Almanya Film Ödülü’nü aldõ. Lübeck Tiyatro Salonu’nda düzenlenen ödül törenine, Fatih Akõn ve filmin senaristi Adam Bousdoukos’un yanõ sõra, sanatçõlar, Hamburg Eyaleti Kültür Bakanõ Karin v. Welck, Schleswig-Holsetin Eyaleti Eğitim ve Kültür Bakanõ Ekkehard Klug ve çok sayõda davetli katõldõ. Törende, Fatih Akõn ve Adam Bousdoukos’a ödülü, Alman sanatçõ Burghart Klaussner verdi. Akõn, ödül töreninden sonra gazetecilere yaptõğõ açõklamada, “Güzel bir ödül. Adam Bousdoukos ile birlikte çalõşmamõz sonucu ortaya güzel bir eser çõktõ. Komedi tarzõnda karõşõk bir çalõşma oldu. Bu ödül bize mutluluk verdi” dedi. Ahmet Öğüt Hrant Dink’e adadı Kültür Servisi - Bu sene Türkiye’yi Venedik Bienali’nde temsil eden güncel sanatçõ Ahmet Öğüt, Hrant Dink’e ve son yazõsõ “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği”ne adadõğõ son çalõşmasõ, 15 Kasõm’da New York PERFORMA09 Bienali’nde yer alacak. Çalõşmasõyla görme engelli bir ressam olan New Yorklu sanatçõ Devorah Greenspan’i izleyiciler önünde Hrant Dink portresini yapmaya davet eden Öğüt, ressama Dink’i, “dünya görüşüyle, ruhuyla, memleket sevgisiyle, duruşuyla, özlemleriyle, hayalleriyle” tarif edecek. Öğüt’e göre bu proje, Dink’in öldürülmesinin siyasi boyutundan ziyade, bu kaybõn manevi ve insani yanõnõ ön plana çõkarõyor. Küratörlüğünü Defne Ayas’õn üstlendiği performans, ünlü Bidoun dergisinin Manhattan’daki mekânõnda gerçekleşecek. Öğüt, ayrõca 13 Kasõm’da Pratt Üniversitesi’nde bu projeye dair bir konuşma yapacak. İDSO’nun Almanya turnesi Kültür Servisi - İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ, Almanya’nõn çeşitli kentlerini kapsayan bir konser turnesine çõktõ. 17 Kasõm’a dek sürecek turnede, Köln Senfoni Orkestrasõ şefi, piyanist ve besteci Betin Güneş yönetimindeki orkestra, Kiel, Wolfsburg, Marburg, Bad Homburg, Ingolstadt, Lüdenscheid, Essen ve Tübingen kentlerinde konserler verecek. Solist olarak piyanist İlya Raşkovski ve kemancõ Anne Sophie Dauenhauer’in katõlacaklarõ konserlerde Stravinsky, Sibelius, Brahms, Ferit Tüzün, Çaykovski ve Betin Güneş’in yapõtlarõ seslendirilecek. ‘İki Kıtanın Limanı’na büyük ilgi Kültür Servisi - Fransa’da Türkiye Mevsimi kapsamõnda Paris Grand Palais’de açõlan “Bizans’tan İstanbul’a: İki Kõtanõn Limanõ” başlõklõ sergi büyük ilgi görüyor. Yalnõzca üç hafta içinde 51 binden fazla kişinin ziyaret ettiği sergi hakkõnda Fransa’nõn çok sayõda yayõn organõnda övgü niteliğinde yazõlar yayõmlandõ. Ülkenin en büyük haftalõk dergisi Paris Match’in son sayõsõndaki Gilles Martin Chauffiere imzalõ yazõda, “Türklerin medeniyeti her zaman Batõ’ya dönük olmuştur” denirken, haftalõk haber dergisi Le Nouvel Observateur’õn ‘Muhteşem İstanbul’ adlõ özel ekinde, “Kendi küllerinden doğan bu muhteşem şehrin hikâyesini izliyoruz” sözlerine yer veriliyor. Selim Evci’ye Avrupa’dan destek Kültür Servisi - İlk filmi “İki Çizgi” 65. Venedik Film Festivali’nde dünya ilkgösterimini yapan Selim Evci’nin ikinci film projesi ‘Rüzgârlar’, Hollanda merkezli Hubert Bals Fonu’ndan 10 bin Avro’luk senaryo ve proje geliştirme desteği kazandõ. Evci Film yapõmcõlõğõnda gerçekleşecek ‘Rüzgârlar’õn senaryosu, yönetmen Selim Evci ile yazar ve fotoğraf sanatçõsõ Murat Yaykõn tarafõndan birlikte yazõlõyor. Filmin 2010 yõlõ yaz aylarõnda İstanbul ve Gökçeada’da çekilmesi planlanõyor. B ugün Berlin Duvarı’nın yıkılışının 20. yıldö- nümü. Pek çok sanatçı, 20. yıl dolayısıyla, Du- var üstündeki eski resimlere yeniden hayat ve- riyor, yeni resimler yapıyor. Duvar’ın bulunduğu yerde birçok sanatsal ve kültürel etkinlik düzen- leniyor: Duvar resimleri, dev domino taşları, du- vara atılacak dev bir pasta, 9 tarihsel anın fotoğ- rafları... Duvardan kalan bölümler restore edil- dikten sonra 91 sanatçının ellerine bırakıldı ve böy- lece her şeyin yeniden yorumlandığı bir alana dön- üştü. Ünlü rock topluluğu U2’nun kısa bir süre ön- ce verdiği konser de hâlâ belleklerde. Yõkõlõşõnõn 20. yõlõnda Berlin Duvarõ sanat duvarõna dönüştü ZEYNEP AVCI LONDRA - Londra’nõn göbeğinde, Piccadilly’nin seçkin bir köşesine yer- leşmiş olan Burlington House’daki Kra- liyet Sanat Akademisi’nin duvarlarõ 25 da- kikada bir yapõlan top atõşõyla sarsõlõp du- ruyor. Kraliyet Sanat Akademisi’ni topa tutan düşmanlar değil, Hintli bir sanatçõ: Anish Kapoor. Birkaç yõl önce “Turks” (Türkler) sergisini ağõrlamõş olan Bur- lington House’un soylu salonlarõndan bi- rinde yapõlan top atõşlarõ ortalõğõ yavaş ya- vaş kõrmõzõya boyuyor. Her biri 9 kilo ağõr- lõğõndaki, kõzõl balmumundan oluşan gül- leler bir kenarda bekliyor. 25 dakikada bir, genç tiyatro oyuncularõ kutsal bir törene yakõşõr jestlerle salona dalõyor, gülleyi to- pa yerleştiriyor ve bum! Gülle saatte 80 kilometre hõzla bir duvara çarpõyor ve kõ- zõl lekeler her yana dağõlõyor. Bu çalõş- manõn adõ “Shooting into the Corner” (Köşeye atõş yapmak). 26 Eylül’de baş- layan top atõşlarõ, serginin biteceği 11 Ara- lõk tarihine kadar devam edecek ve bu sü- re içinde o şõk salon 20 ton ağõrlõğõnda bal- mumu ile tanõşmõş olacak. Anish Kapoor’un sergisindeki şaşõrtõ- cõ performans bununla kalmõyor. Akade- minin beş salonunu birden kaplayan bir başka çalõşmanõn adõ da “Svayambh”. Sanskritçede “kendi kendini doğuran” ya da bir başka deyişle “kendinden men- kul” anlamõna gelen bu çalõşmanõn mer- kezini balmumundan yapõlmõş 40 tonluk bir vagon oluşturuyor. Bu iri yarõ kütle beş galeri boyunca, ilk bakõşta fark edileme- yen bir hareket içinde bir ileri, bir geri gi- dip geliyor. Yine kõzõl balmumu üstünde kayarak bir uçtan ötekine gidişi bir buçuk saat alõyor ve bu sõrada Kraliyet Sanat Akademisi’nin kemerli kapõlarõna sürtü- nürken kõzõl balmumu oraya buraya bu- laşõyor, yerlere akõyor, iç bayõltõcõ bal- mumu kokusu dört bir yanõ sarõyor. “Svayambh” 2007’de yapõlmõş. Daha önce Fransa’da Nantes kentinde ve Al- manya’da Münih’te sergilenmiş. Kapõsõz, penceresiz, yolcusuz balmumu vagon Almanya’da Nazilerin uyguladõğõ soykõ- rõmla bağdaştõrõlmõş, Londra’da ise en- düstri devrimini, demiryollarõnõ, demir ağ- larla örülü Londra yeraltõnõ çağrõştõrmõş. Oysa bu vagon modern teknolojinin gü- rültüsüne ve hõzõna inat, son derece ses- siz çalõşan bir motorla ilerliyor, üstelik hiç- bir yaşam belirtisi göstermiyor. Anish Kapoor bu sergiyle Kraliyet Sa- nat Akademisi’nde yapõtlarõ sergilenen ilk yaşayan sanatçõ unvanõnõ kazanmakta. Kapoor 1954’te Bombay’da doğmuş, 1970’lerin başõnda Londra’ya yerleşmiş olan Anish Kapoor 25 yõldõr yapõtlarõyla sanat dünyasõnõ şaşõrtõp büyülemekte. Kraliyet Sanat Akademisi salonlarõna Tate Galerisi’nden Guggenheim Müze- si’ne kadar, birçok sanat mekânõnda ser- gilediği yapõtlarõnõn bir özeti yerleşmiş. 1970’lerin sonunda yaptõğõ “1000 İsim”den başlayarak, 2008’de başladõğõ, halen de üstünde çalõştõğõ çimentodan hey- kelleri, 1999 tarihi taşõyan “Sarı” adlõ al- tõ metrekarelik dev yapõtõ, 1992’de yap- tõğõ “Ben Gebeyken” adlõ, duvardan tat- lõ bir göbekçik gibi çõkmõş heykeli, içbü- key ve dõşbükey aynalarla baş döndücü et- kiler yarattõğõ yapõtlarõ ve son olarak bir salonu tümüyle dolduran “Kovan” adlõ, 2009’da özellikle bu sergi için yaptõğõ çe- likten vajinal form Burlington House’u adeta harikalar diyarõna çeviriyor. Hintli sanatçõ Anish Kapoor’un Londra’daki sergisi sanatseverleri hem şaşõrtõyor, hem büyülüyor Kraliyet Akademisi topa tutuldu ERSİN ANTEP 10 . yaşõnõ kutlayan An- talya Uluslararasõ Pi- yano Festivali’nde 7 Kasõm akşamõ Kopatchinskaja ailesi sahnedeydi. “Çigan Gece- si” başlõğõ altõnda, birbirinden enerjik eserlere yer verildi. Anne Emilia sahnedeki zarafeti, baba Victor çimbalomdaki olgunluğu ile Moldova halk ezgilerini özgün biçimde seslendirdi. Patricia ise, Rumen piyanist Mihaela Ursuleasa ile sağladõğõ fiziki ortaklõğõn da katkõsõyla din- leyiciye yoğun bir enerji ve sempati dağõttõ. “Çıplak Ayaklı Haşarı Kız”, se- ri notalarda sar- sõlmasõ gereken entonasyon ve tekniğini sağlam, derli toplu bi- çimde elde tuttu ve dikkatleri hiç düşürmedi. İcrasõnda ve hareketlerinde Fa- zıl Say’a benzetilen Ursuleasa ise özellikle Rumen ezgilerindeki gücüyle göz doldurdu ve özellik- le Patricia ile birlikte “Çingene- vari” değil, adeta Çingeneleşerek çaldõ. Bizde Cihat Aşkın ve Fa- zõl Say’õn halk ezgilerini özüm- seyip, kendi “ozan” süzgeçlerin- den aktardõğõ gibi bir icra, sahne- de hep vardõ. Konser, her kesime hitap edebilecek düzeyde, klasik müzikle bağdaştõrõlan sahnenin dinleyiciyle arasõndaki buzlarõ eri- ten nitelikteydi. Tek çalgõ temalõ olmasõna rağ- men 10. yaşõnõ kutlama başarõsõ gösteren festival için, gelecek yõl- larda planlanan daha büyük çap- lõ projeler bulunuyor. Piyano Fes- tivali, Fazõl Say’õn dostluklarõ sa- yesinde maliyeti düşen ve ancak sanatsal gücü artan şekliyle, önem- li bir “uluslararası ölçekli refe- rans festivali” konumuna geliyor. Bunda Kadir Dursun’un organi- zasyondaki pratik çözümlerinin katkõsõ ve özellikle baş- kanlarõ değişse de, An- talya Büyükşehir Be- lediyesi’nin sağladõğõ güç, önemli bir etken olarak göze çarpõyor. Prof. Dr. Mustafa Akaydın Hoca da, üzerine düşeni layõ- kõyla yaparak, ilk yõ- lõnda, maddi konularda kõsõntõya gidip festivali sõkõntõya sürükle- yecek bir duruma sebep olmak ye- rine, çõtanõn yukarõya doğru olan eğimine omuz veriyor. Konser- lerde gözler, eski başkan Mende- res Türel’i de, büyük hoşgörüy- le görevi devrettiği Mustafa Ho- ca’nõn yanõnda arõyor. Festivalin, gelecek yõllardaki programlarõnda orkestralarõn da yoğun şekilde ol- masõ, müziğe yön verenlerin tar- tõşma için buluşup işin mutfağõnõ güçlendirdiği nokta haline gel- mesi ve -çok yaklaştõğõ- yurtdõ- şõndan sanatseverlerin sõrf konser izlemek üzere geldiği bir festival niteliğine kavuşmasõ dileğiyle… [email protected] Sahnede aile saadeti Antalya Piyano Festivali’nin ‘Çigan Gecesi’nde Kopatchinskaja’lar ailece sahnedeydi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle