21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 9 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK İç Temeller Yerleştirilirken… GAZİOSMANPAŞA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2009/405 Tal Satõşõ yapõlacak gayrimenkulun TAPU KAYDI: İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Küçükköy Mahallesi 462 cilt, 45641 sayfa, 3438 ada, 3 parselde kayõtlõ 138.00 m2 lik arsa üze- rinde kurulu binanõn 2 . bodrum katõndaki 15/138 arsa paylõ 1 nolu bağõmsõz bölümün tamamõ, İMAR DURUMU: Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlõğõ İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 19.02.2009 tarih ve 883478 sayõlõ yazõlarõna göre Ga- ziosmanpaşa ilçesi Küçükköy Fevziçakmak mahallesi 3438 ada,3 parsel 07.08.2006 tasdik tarihli ve 1/1000 ölçekli TEM güneyi revizyon uygulama İmar planõnda bitişik nizam 4 katlõ ( H :12.50 M ) konut alanõnda kalmakta olduğu belirtilmiştir. HALİ HAZIR DURUMU: Satõşõ yapõlacak bağõmsõz bölümün bulunduğu ana bina Gaziosmanpaşa ilçesi Küçükköy, Fevziçakmak mahallesi 3438 ada, 3 parsel 765 No:12 Kapõ sayõlõ yer olup parselin üzerinde B.A.K. sistemde inşa edilmiş bir binanõn olduğu anlaşõlmõştõr. Parselin tamamõnõn top- lam 138.00 m2 olduğu,parsel üzerinde bulunan binanõn iki bodrum, zemin kat, üç normal katlõ olduğu her katõnda birer daire olduğu, elektrik,su ve doğalgaz tesisatõ olduğu, cephesi BTB cam mozaik kaplamalõ olduğu, merdiven basamaklarõ mermer kaplamalõ olduğu anlaşõlmõştõr. Borçlu adõna ka- yõtlõ bölümün 2. bodrum kat 1) nolu bağõmsõz bölüm daire olduğu elektrik ,su,ve doğalgaz tesisatõnõn bulunduğu,Salon, üç oda, mutfak,banyo ve wc den ibaret dairenin giriş kapõsõ çelik kapõ, pencereleri pvc doğramalõ ve demir korkuluklu, iç doğramalarõ ahşap, oda döşemeleri laminat parke, õslak zeminleri seramik kaplamalõ olduğu, inşaat kullanõm alanõnõn 85.00 m2 olduğu anlaşõlmõştõr. TAKDİR OLUNAN KIYMET: Taşõnmazõn bulunduğu yer ve mevkisi imar durumu, inşaat kalitesi , civardaki emsal alõm ve satõm rayiç bedelleri ve tüm etkenler nazara alõnarak satõşõ yapõlacak bağõmsõz bölüme bilirkişi tarafõndan 65.000,00 TL (atmõş beş bin Türk Lirasõ) kõymet takdir edilmiş- tir. SATIŞ ŞARTLARI: 1.satõşõ 21.12.2009 Pazartesi günü saat 11.00 ile 11.10 arasõnda Gaziosmanpaşa 2. İcra Müdürlüğünde yapõlacaktõr bu artõrmada Tahmin edilen kõymetin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar var ise alacaklarõ mecmunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur böyle bir be- delle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõ ile taşõnmaz 31.12.2009 Perşembe günü aynõ yer ve aynõ saatler arasõnda ikinci artõr- maya çõkartõlacaktõr. Şu kadarki artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacak- larõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. Artõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankadan kesin teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para ile yapõlacaktõr. Alõcõ istediğinde satõş bedelinin ödenmesi için 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV,İha- le damga remsinin tamamõ,tapu harç ve masraflarõnõn yarõsõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ve Tellaliye ücreti satõş bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaştõrmadan hariç bõrakõlacaklardõr. İhaleye kalõpta daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri telif ettikleri bedel ile son ihale arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca %10 temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacaktõr bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup, masraf verildiğinde isteyene bir sureti gönderilecektir. Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin. 2009/405 Tal.sayõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ gerekmektedir. Tapudan gelen son durumunda belirtilen ilişkiler dõşõnda başka ilişkililer varsa bu ilişkililere de satõş ilanõnõn tebliğ edilmiş sayõlmasõna ve adresinde bulunmayarak tebligat yapõlamayan diğer tüm ilgililere tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 30.10.2009 (*)İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 62848) Son haftalarda yabancı basında Türkiye’nin uluslararası sahadaki yerinin değişmekte olup olmadığı yoğun olarak tartışılıyor. Yerli basın, bunu AKP iktidarına yakınlığına göre yorumluyor. Ancak konunun, önemi ölçüsünde doğru değerlendirildiği söylenemez. Adına eksen kayması da denilen Türkiye’nin uluslararası yerinin değişimi konusu ele alınırken, önemli bir yöntem yanlışı yapılıyor. AKP, sadece dış politikasının kimi “noktalarına” bakılarak değerlendiriliyor. Bu yaklaşım, yanlıştır. Türkiye’nin uluslararası yeri yalnızca dış ilişkilere bakarak açıklanamaz. Dış politika ile ülke içi devingenlikler iç içedir; bunlar birbirini besler. Bu “politika bütünlüğü” yaklaşımıyla asıl bakılması gereken AKP’nin ülke içi uygulamalarıdır. Türkiye’nin eksen değiştirme yönündeki “gidişi” İslam dininin siyasetin bir dayanağı olarak kullanılmasıyla başlar. Aslında o gelişmelerin bir devamı olan AKP, Kasım 2002 genel seçimlerinden bu yana, tam yedi yıl, tek başına iktidardadır. Uygulamaya bakalım. Ekonomi politikasının ana dayanakları, IMF ve Dünya Bankası önerileri; özelleştirme, devletin ekonomideki yerinin küçültülmesi, sosyal devlet anlayışından daha da uzaklaşma ve piyasaya tam bağlılıktır. Ancak, ekonomideki gidişin bu genel çizgilerini, özel, “çok özel” bir uygulama tamamlıyor: sermayenin, kamu ihale, mal ve hizmet alımları, krediler, teşvikler ve kimi kez yolsuzluklar dahil, tüm olanaklar kullanılarak, İslamcı kesime aktarılması. Özellikle medya, bankacılık, enerji ve iletişim kesimleri önde gelmek üzere, sermaye birikiminin İslamcı boyutunun güçlendirilmesi, ekonominin “ana aksı” konumuna getirilmiş bulunuyor. İç politikada, ikinci çok önemli uygulama alanı “kurumların” yaşadığı ve giderek kalıcılaşan İslamcı kadrolaşmadır. AKP, devlette İslamcı bir bürokrasi oluşturuyor. Kadrolaşma, bürokrasinin yalnız “tepe” noktalarında yaşanmıyor; tüm hücreleri sarıyor. İslamcı kadrolaşmanın iki çok olumsuz sonucu var; birincisi, bürokrasi, etkin ve verimli çalışmıyor, hızla nitelik kaybına uğruyor; teknolojik olanakların varlığına karşın “iş üretemiyor”. İkincisi bürokrasi yapısı ve işleyişiyle yalnız “çağdaş yaşamın değerlerinden” değil, “bilimsellikten” hızla uzaklaşıyor. Bürokrasideki bu “kurumsal yıkım fırtınası”, sivil- asker, yargı-eğitim ayrımı yapmıyor. Özellikle TÜBİTAK, YÖK ve pek çoğuyla üniversiteler dahil, eğitim ve bilim kurumlarının çok ileri aşamalarına taşınmış bulunuyor. Bağımsız kurum ve kurul bırakılmıyor; o kadar ki, iç ve dış sermaye kesimlerinin başarısını alkışladığı TC Merkez Bankası’nın bağımsızlığını, Başbakan, kendi deyimiyle “bir türlü kabul edemiyor.” Yargı bağımsızlığı konusunda adım atmayan AKP, kurumları ele geçirme girişimlerini, küçüklü-büyüklü tüm alanlarda sergiliyor; sendikalara, derneklere, birliklere de uzanıyor. Üçüncü ve uzun dönemli etkileriyle çok daha olumsuz olabilecek süreç, “eğitimin” baştan sona, çok planlı ve programlı bir İslamcı uygulamaya konu olmasıdır. Eğitimin tüm basamaklarında program ve içerik değişimleri buna tanıktır. Son örnekler olarak, hukuk fakültelerinde Roma hukuku, AB hukuku, Çevre hukuku gibi temel alanların ana bilim olmaktan çıkarılması; okullarda da, beden eğitimi, resim ve müzik derslerinin “haftada bir saate” indirilmesi gösterilebilir. Bütünüyle eğitim düzeni ve buna bağlı olarak toplumsal yapı, aslında çok yetersiz olan, çocukların ve gençlerin yaratıcı yeteneklerini geliştirebilecekleri “özgürlükçü” ve “bilimsel” ortam ve çağdaş değerlerden, AKP uygulamalarıyla daha da uzaklaştırılmaktadır. Asıl kalıcı ve yıkıcı olabilecek eksen kayması budur. Çünkü günümüzde, “bilimsel ilerleme” ve “teknolojik yenilikler” toplumsal ve ekonomik gelişmeyi belirliyor. Yıllardır, kamuoyunu oluşturan iç ve dış çevreler, sürekli olarak AKP’nin “önünü” açtı; AKP “rakipsiz” kılındı. Siyasette, “merkez sağ” nedenleri kamuoyuna açıklanmayan oyunlarla yok edildi; şimdi de dirilmemesi için her yola başvuruluyor. Merkez sol ise esas olarak kendi üst yönetimlerinin beceriksizliklerinin kurbanı oldu; olmaya da devam ediyor. O kadar ki, “AKP eriyor” denildiğinde bile güçlü bir seçenek oluşamıyor. ABD ve AB basınında yeni görülmeye başlanan Türkiye’nin dış ilişkilerinde eksen değiştirmesinin “altyapısı” içeride yıllardır oluşturuluyor; dış politikada eksen değişimi doğal bir uzantıdır. Kamuoyu oluşturan çevrelerin görmedikleri ve ısrarla görmek istemedikleri gerçek budur. [email protected] AÇLIK SINIRI 870 TL’YE YÜKSELDİ Memur-Sen, eylül ayõnda 859 TL olan açõklõk sõnõrõnõn ekim- de 869.6 TL’ye yükseldiğini açõkladõ. Memur-Sen’in yap- tõğõ araştõrmaya göre, yaz sebze ve meyvelerinin fi- yatlarõnõn arttõğõ ekim ayõnda, kõşa hazõrlõk ola- rak alõnan giyim ürünlerinin fiyatlarõ da artõş gös- terdi. Eylül ayõnda 856 TL olan aç- lõk sõnõrõ, ekim ayõnda 869.6 TL olarak tespit edildi. Ekim ayõnda Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin as- gari şartlarda geçinebilmesi için harcamasõ gereken tutar ise 2 bin 333 TL olarak belirlendi. ÖĞRETMENLERE MAAŞI YETMİYOR Öğretmenlerin yüzde 75.1’inin aylõk gelirinin harcamalarõnõ karşõlamaya yetmediği, yüzde 67.8’inin ise son bir yõl içinde banka kredisi çekmiş olduğu belirlendi. Türk Eğitim-Sen, 24 Kasõm Öğretmenler Günü dolayõsõyla 3 bin 65 öğretmene anket düzenledi. Anket sonuçlarõna göre ankete katõlan öğretmenlerin yüzde 41.5’inin geliri aile ve çocuk yardõmõ dahil maaşõ ve ek ders ücretleri ile birlikte 1501-2000 TL olarak belirlendi. Çoğunluğunun maddi konular nedeniyle eşiyle tartõştõğõnõn ortaya çõktõğõ anket sonucuna göre öğretmenlerin yüzde 93.1’i öğretmenlik mesleğinin saygõnlõğõnõ kaybettiği görüşünde olduğunu dile getirdi. ASKERDEKİ BİLGİYLE ZİRVEYE ULAŞTI Eti markasõyla 1962’de Eskişehir’de kurulan bisküvi te- sisleri, bugün 4 bin kişiyi istihdam eden, 50 ülkeye ihracat yapan dünyanõn ilk 10 bisküvi ve çikolata üre- ticisi haline geldi. Eskişehir’de çok sayõda okul yaptõran 77 yaşõndaki Eti Grubu’nun Onursal Başkanõ Firuz Kanatlõ’ya, bu yõl TBMM üstün hizmet ödülü de verildi. Askerlikte edindiği iz- lenimlerine dayanarak elindeki imkânlarõ de- ğerlendirmek üzere harekete geçen Kanatlõ, as- kerliği süresince bisküvi satõşlarõnõn yüksek olduğunu gözlemledi ve bu izleniminden yo- la çõkarak Eti’nin temellerini attõ. ÇAĞLAYAN AÇIKLADI Dışticareteyarı özelleştirmegetiriliyor Mobilya sektöründe istihdam edilen 260 bin kişinin büyük bölümü krizden etkilendi 25 bin çalışan kriz kurbanı AKP hükümeti, hazõrladõğõ 2010 Programõ’nda kamu işçisini enflasyon karşõsõnda korumadõğõnõ ortaya koydu Devletişçisinekazandõrmõyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõş Ticaretten Sorumlu Devlet Baka- nõ Zafer Çağlayan, dõş ticaret müşa- virlikleri ile ataşeliklerinin çok kõsa sü- re içerisinde yarõ özelleştirileceğini belirterek, “Bunlar, gerekirse ihra- catçıya o ülkede tercümanlık, gere- kirse uçak ve otel rezervasyonları ya- pacak bir yapıya gelmeli” dedi. Çağlayan, Ankara Sanayi Odasõ’nca (ASO) Kõzõlcahamam’da Patalya Otel’de düzenlenen, “Kurumsal Stra- tejik Planlama ve Meslek Komitele- ri Ortak Toplantısı”nõn kapanõş otu- rumuna katõldõ. Çağlayan dõş ticarette yeniden yapõlanma konusunda çalõş- malara ağõrlõk verdiklerini, programõ kõ- sa bir süre sonra kamuoyuyla paylaşa- caklarõnõ söyledi. Çağlayan, AKP hü- kümetinin Merkez Bankasõ’nõn ba- ğõmsõzlõğõna karõştõğõna yönelik eleşti- rilere ise, “Allah’a havale ediyorum. Böyle bir şey yok. Maalesef Türki- ye’nin ihracatında Merkez Bankası Türk ihracatçısına destek olmak ye- rine köstek oldu. Kur konusunda yüksek faizler konusunda Türkiye çok ciddi imkânları kaçırdı” dedi. ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’de 260 bin kişinin ça- lõştõğõ mobilya sektöründe ekono- mik kriz nedeniyle 25 bin kişi işi- ni kaybetti. Türkiye Mobilya Sa- nayicileri Derneği (MOSDER) Başkanõ Nazif Türkoğlu, mobilya sektöründe uygulanan yüzde 8’lik KDV indirimi sayesinde bu işçile- rin büyük kõsmõnõn işlerine geri döndüğünü belirterek, firmalarõn ayakta kalabilmesi için markalaş- maya ağõrlõk vermesi gerektiğine dikkat çekti. Türkoğlu, Türkiye’de 60 bin ci- varõnda mobilya firmasõnõn faaliyet gösterdiğini belirterek, sektörün geçen yõlki cirosunun 7.5 milyar do- lar olduğunu, bu yõl da bu rakamõ yakalamayõ hedeflediklerini söyledi. Türkoğlu, özellikle ihracatõ daha fazla geliştirmeyi amaçladõklarõnõ kaydederek, uluslararasõ pazarlar- da söz sahibi olmak için yalnõzca ucuz fiyatõn avantaj sağlamadõğõnõ, tasarõmõn mobilya sektörünün vaz- geçilmez unsuru olduğunu vurgu- ladõ. Mobilya sanayicisinin hem yurtiçi hem de yurtdõşõ pazarlarda varlõğõnõ güçlendirmesi için tasarõm ve markalaşma faaliyetlerine ağõr- lõk vermesi gerektiğini aktaran Türkoğlu, “MOSDER olarak, dünyada ‘Türk mobilyasõ’ vizyo- nunu oluşturmak için çalışmala- rımızı sürdürüyoruz” dedi. Tür- kiye’de mobilyanõn değişim süre- leri ile ilgili de bilgi veren Türkoğlu, oturma gruplarõnõn 3 yõl, yatak odalarõnõn 8 yõl ve mutfak mobil- yalarõnõn ise 5 yõlda bir değiştiril- diğini bildirdi. Ekonomi Servisi - Devletin resmi verileri, memurlarõn bu yõl enflas- yonun üzerinde maaş artõşõ aldõğõnõ, kamu işçilerinin ise enflasyona yenik düştüğünü ortaya koydu. AA’nõn 2010 Programõ’ndan der- lediği bilgilere göre bu yõlõn ilk ya- rõsõnda yüzde 4, ikinci yarõsõnda ise yüzde 4.5 oranõnda zam alan devlet memurlarõ, tahmini enflasyona gö- re 2009’u yüzde 8.3’lük reel maaş ar- tõşõyla geride bõrakacak. Resmi verilere göre devlet me- murlarõ, 2001-2009 döneminde 9 yõ- lõn 7’sinde enflasyonun üzerinde maaş artõşõ aldõ. Maaşlarda reel ar- tõş sağlanan yõllar; 2002, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 olarak sõ- ralandõ. Bu yõllarda, memur maaş- larõnda yüzde 2.6 ile yüzde 8.3 ara- sõnda reel artõş meydana geldi. 2009’dan sonra maaşlarõn enflasyon karşõsõnda en fazla artõş gösterdiği yõllar da 2008 ve 2006 yõllarõ oldu. Söz konusu 2 yõlda memur maaşla- rõnda sõrasõyla yüzde 6.5 ve yüzde 6.2 oranõnda reel artõş yaşandõ. Memur maaşlarõ bu yõl reel olarak yüzde 8.3 oranõnda arttõ. Kamu işçisinin ücretlerinde ise reel anlamda yüzde 0.5 gerileme yaşandõ. Yüzde 0.5 gerileme Devlet memurlarõ, son 9 yõlõn 7’sinde enflasyonun üzerinde maaş artõşõ aldõ, kamu işçisi ise 9 yõlõn 6’sõnda enflasyon karşõsõnda kaybetti. Enflasyona yenildi 9 YILIN 6’SI KAYIPLA GEÇTİ Kamu işçisi ise 2009 dahil, son 9 yõlõn 6’sõnda enflasyon karşõsõnda kaybetti. İşçi ücretlerinde en fazla aşõnma da 2001 yõlõnda yaşandõ. 2001 yõlõnda ücretler, enflasyon karşõsõnda yüzde 11.5 oranõnda gerilerken, ücretlerdeki reel düşüş 2002’de de yüzde 9.2 seviyesinde gerçekleşti. 2003, 2006, 2008 ve 2009 yõllarõnda da, kamu işçileri enflasyona yenik düştü. Kamu işçisinin 2009’daki enflasyon kaybõ da yüzde 0.5 olarak hesaplandõ. Kamuda çalõşan işçiler, sadece 2004, 2005 ve 2007 yõllarõnõ yüzde 1.7 ile yüzde 3.1 arasõnda değişen reel ücret artõşlarõyla kapadõ. Özel sektörde çalõşan işçiler ise 2001-2008 yõllarõ arasõnda 4 yõl enflasyonun altõnda ücret artõşõ aldõ. Özel sektördeki işçi ücretlerinin reel anlamda gerilediği yõllar 2001, 2002, 2003 ve 2006 olarak belirlendi. Bu arada, asgari ücretli de 9 yõlõn 6’sõnda enflasyonun üstünde, 3’ünde enflasyonun altõnda ücret artõşõ aldõ. Bu süreçte asgari ücretli, en kötü yõlõnõ ücretlerin yüzde 14.1 oranõnda gerilediği 2001’de yaşadõ. MOSDER Başkanõ Türkoğlu, krizde firmalarõn ayakta kalabilmesi için markalaşmaya ağõrlõk vermesi gerektiğini söyledi. Nazif Türkoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle