Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
okudum.
İnsanlar bir arada yaşıyor ama, birbirinden
kopuk.
Genç kuşaklar komşusunu tanımadan
büyüyor.
Coğrafi sınırların yanında, sosyal, psikolojik
bir dizi sınır daha var.
Resmi başkentin yanında her farklı kesimin
kendi gayri resmi başkenti var.
Uluslararası güvencelerle sağlanan barış
anlaşmaları, ortak paydaları azalttı.
Bunların hiçbiri bana sürpriz gelmedi.
Dayton Antlaşması öylesine pamuk ipliğine
bağlı dengeler üzerine oturtulmuştu ki, kurulan
yapının sağlamlaşması, kalıcılaşması çok
zordu.
Gelinen noktada ayrımlaşma şu aşamaya
varmış:
Bosna-Hersek’in içindeki Sırplar kendilerini
bu ülkeye ait hissetmiyorlar ama, Sırbistan’a
bağlanmaya da soğuk bakan var; ayrı, küçücük
de olsa kendi devletlerini istiyorlar.
20. yüzyıl Balkanlar’daki acılarla başlamıştı,
yine Balkanlar’daki acılarla noktalandı. 21.
yüzyılın ilk 10 yıllık dilimi biterken, Balkanlar
yine dilim dilim.
Balkan gezisine çıkmadan önce okuduğum
kitaplar her şeyi bütün canlılığıyla gözler önüne
seriyordu. Adları bile gerçeğin özetiydi. Robert
Kaplan, “Balkanlar Kaynayan Kazan” demiş.
Catherine Samaray, “Parçalanmış
Yugoslavya” diye başlamış, şöyle bir tanım
üretmiş:
“Balkan Uzayı.”
Gerçekten Balkanlar’daki sorunlar da
güzellikler de uzay kadar sonsuz.
Gezi sonrası notlarıma baktım, yaptığım özet
şuydu:
“Bal” tadının ve “kan” kokusunun coğrafyası.
Al sana Bal-kan-lar!
Ayrılıklar öne çıkınca nelerin yaşanabileceğini
görmek için yaşayan bir laboratuvar.
Rebecca West “Kara Koyun Gri Şahin”i
yazarken, şu girişi yapıyor:
“Tarihin et ve kanla ne demek istediğini
görmek için Yugoslavya’ya gelmek
zorundaydım.”
Etnik ayrımın klasik tanımlarından biri şu
olabilir:
İnsanların kendilerini kökenlerine göre
ayrılaştırıp bir araya gelmesi, “öteki” ile ilişkisini
bu temel üzerine oturtması.
Balkanlar’da farklılık bundan da öte. Örneğin
Saraybosna’da Boşnakla Hırvat, Sırp’a karşı
birlikte, adeta kardeş. Mostar’da ise Boşnak’la
Hırvat karşı karşıya kentin kimliğine damga
vurma yarışı içinde.
İç içelik ve dış dışalık o kadar derin ki,
Bosna-Hersek devleti kurulurken, ulusal marşa
söz yazılamamıştı. Biri ötekinin dilini kabul
etmeyince çareyi ulusal marşı sözsüz ilan
etmekte bulmuşlardı.
Yukarıdaki satırların her biri ister istemez
Türkiye’deki kimi kaygılara da karşılık geliyor.
Türkiye Balkanlaşır mı?
Kimileri bu soruyu bile “paranoya” olarak
değerlendirebilir...
Kimileri de, “Her şey ortada, siz daha soru
aşamasında mısınız?” diyebilir...
Balkanlar’ı, Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu,
Saraybosna’dan Bağdat’a görerek tanımaya,
öğrenmeye çalışmış bir kişi olarak ben,
Anadolu’da bir arada yaşama mayasının kolay
kolay bozulamayacağına inanıyorum.
Ancak ortak dokunmuş bu kumaşı hoyratça
kullanmaya da kimsenin hakkı yok.
Bu konuda birinci sorumluluk ülkeyi yönetme
sorumluluğunu üstlenmiş olanlara düşer.
Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”
sözünü günlük siyasette kullanmaya girişenlerin
önce şunu başarabilmeleri gerekiyor:
Millette sulh, Meclis’te sulh!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
halkı yönlendirecek, ikna edecek bir yol yöntem
bulabilsin?
Ülkede korku çeşitlendi. Dinlenen telefonlar
korku imparatorluğu yarattı. Yeni korku
imparatorluğunun adı: Aşı!
Aşıdan korkuyor, korunmak mı istiyorsunuz?
Ellerinizi sık sık yıkayın… Sokağa çıkarken,
okulda, çarşıda, fırsat bu fırsattır diye çeşitli
firmaların acele piyasaya sürdüğü çeşitli
jellerden birini ellerinize sürün, virüsten
korunun!
Jeller kapış kapış giderken TV’lerde bir
haber: Kız çocuğu jeli yüzüne götürmüş; tek
gözü kör!
Geçende bir toplantıda jelin marifetlerinden
söz ediliyordu; kimileri jelin vücudun virüse
karşı dayanma gücünü zayıflattığını söylemez
mi?
Yetkililerden jelin sakıncalarını içeren tek bir
uyarı işittiniz mi?
Tam bir kargaşa!
Bakanlığın açıkladığı risk grubu başka başka
mesleklerde, örneğin gazetecilikte değişik
biçimde değerlendiriliyor.
Örneğin soranlara yanıtım: “Risk grubum
RTE’ye muhalefet edenler grubu!”
Bugüne kadar bu yanıtın nedenini sorana
rastlamadım.
Başbakan ailece aşıya karşı olduklarını
açıkladı; kimi soruları bu açıklamayla kestirip
attı.
Fakat açılım üzerine hemen her gün orada
burada konuşmalar yapıyor; ne ki halkımızın bu
ne mene şeydir diye kafasında kıvrılan soruları
yanıtlayamamış olmanın sıkıntısını çekiyor.
Onca konuşmanın yetmediğini kavramış
olacak ki… 81 ile heyetler gönderiyor.
İllere, ilçelere, kasabalara, hatta köylere
kadar gidecek AKP’liler.
Tanrı misafiri değil, açılım konuğu; çat
kapıda!
AKP’li anlatıyor açılımı: Köylüye kentliye açılım
üniversitelerde Kürt enstitüleri açmak… TV’lerde
Kürtçe haberler, şarkılar izletmek… Dağdaki
bayırdaki teröristi bir kıvamına getirip eli temiz
insana dönüştürmek.. terör örgütünden değil,
devletten kaçarak Irak’taki Mahmur Kampı’nda
toplanan.. pek çoğu PKK’ye yataklık eden on iki
bini geri getirmek vs...
Mahmur’dan altı bin kişinin geleceğini İçişleri
Bakanı Beşir Atalay; Moskova’da açıkladı.
Yurda dönüşlerinde izdiham yaşanacak mı?
Hayır! Devlet sınırda özel bir kapı açacak…
Bürolara, seyyar yargıçlar, savcılar.. herhalde
Hazine’den de bir kişi. Yanında para dolu
kocaman bir bavul… Geldin mi, geldin. Al sana
üç milyar, güle güle harca!
Hükümetin başka bir sıkıntısı var: Mahmur
Kürtlerini karşılamak için davullu zurnalı, PKK
bayraklı, Öcalan posterli karşılama törenleri
nasıl önlenecek?
Sınırlarımız içinde yurda buyur etmeyelim.
Eeee! Ne yapalım? Kürt vatandaş sınır aşıp
Irak’a geçemeyeceğine göre… Mahmur
Kürtlerini komşu topraklarında özel bürolarda
karşılayalım!
Ülkemizi yönetenlerin yürekleri geniş mi
geniş.
Ya gelenler karşılamayı, ilgiyi yetersiz
bulursa?
Devlet on binlerce insanın katlinden sorumlu
baş teröriste İmralı’da beş milyon harcayarak
yeni bir tutukevi inşa etti. Yalnız kalmasın diye
kafa dengi terörden hükümlü yoldaşlar getirdi
yanına.
Kardeşi, ziyaret ettiği Öcalan’ın yeni
düzenlemeyi beğenmediğini ilan eyledi.
Üstelik devleti “kaş yapayım derken göz
çıkardı” diye suçlayarak…
Yine de kimi örnekler karamsar olmamamızı
sağlıyor.
Bu gerçeği; iktidarımız sayesinde toplumsal
açıdan ne kadar ileride olduğumuzu, örneğin
Türkiye’de 220 bin ineğin hayat sigortalı
olduğunu içeren haberi okuduğumuz zaman
anlıyoruz.
Geçenlerde yayımlanan, dünyada “kudretli
devlet adamlarının” listesinde RTE’nin
olmaması, AKP çevrelerinde hayli söylentiye,
yorumlara.. “Ne olacak, gâvur gâvuru kollar”
gibi olumsuz yorumlara yol açtı.
Fakat dün sabah bir de baktık ki... Gâvurların
“Dünyanın en etkili 500 Müslüman” listesinde
bizimki beşinci sırada…
Listede “Türk vaiz” diye adı geçen (13. sırada)
Feto’yu da.. “kardeşi” (28. sırada)
Çankaya’daki AKP’liyi de sollamış.
Çankaya’dakine haksızlık ediliyor. Ne yani?
Dinci, eşi türbanlı bir cumhurbaşkanı diye söz
edilerek Çankaya’ya çıkmadı mı?
RTE yurdu geziyor, her gün halk arasına
karışıyorsa… Çankaya’daki mi daha geri
kalıyor? O da Emirgân’da 5 dakika bir kahvede
halkla konuşuyor. Fark yok aralarında.
TV’lerde, radyolarda sık sık yinelenen bir
şarkı: “Bir başkadır benim memleketim!”
Çok doğru: Dağdaki katillerin gerilla, terörist
başının devlet indinde sözcü.. laik devlet
başbakanının dünya listelerinde en etkili
beşinci Müslüman olduğu bir ülkedir benim
memleketim!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 22 KASIM 2009 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Kasım
Oslo Y 8
Helsinki Y 6
Stockholm B 8
Londra Y 11
AmsterdamB 13
Brüksel Y 12
Paris Y 12
Bonn Y 11
Münih Y 11
Berlin B 14
Budapeşte B 11
Madrid Y 17
Viyana PB 8
Belgrad B 17
Sofya B 20
Roma PB 16
Atina B 21
Zürih Y 15
Moskova K 4
Aşkabat Y 11
Taşkent Y 24
Bakû B 11
Bişkek Y 17
Tiflis PB 5
Kahire B 22
Şam B 20
İstanbul S 13
Edirne PB 14
Kocaeli S 16
Çanakkale PB 18
İzmir B 20
Manisa PB 21
Denizli PB 20
Zonguldak S 15
Sinop PB 15
Samsun B 15
Trabzon Y 13
Giresun Y 14
Ankara S 11
Eskişehir S 12
Konya PB 13
Sıvas B 16
Antalya B 22
Adana B 21
Mersin B 21
Diyarbakır S 15
Şanlıurfa PB 16
Mardin PB 11
Siirt PB 12
Hakkâri B 4
Van B 5
Kars B 4
Ülkemizin kuzey-
doğu kesimleri par-
çalı çok bulutlu, Do-
ğu Karadeniz ile Ar-
dahan çevreleri ya-
ğışlı, diğer yerler az
bulutlu geçecek. Ya-
ğışlar Doğu Karade-
niz kıyılarında yağ-
mur ve sağanak, Do-
ğu Karadeniz’in iç
kesimleri ile Ardahan
çevrelerinde kar şek-
linde olacak. Mar-
mara ile ülkemizin iç
ve doğu kesimlerinde
gece ve sabah saat-
lerinde sis görülecek.
İstanbul Haber Servisi - Ulusal Sivil
Toplum Kuruluşlarõ Birliği’nin (USTKB)
dün gerçekleşen olağan genel kurulunda dö-
nem sözcülüğüne ikinci kez Troya Folklor
Araştõrmalarõ Derneği Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Ali İlhan Gülek seçildi.
USTKB Olağan Genel Kurulu dün Galata-
saray’daki Atillâ İlhan Kültür Merkezi’nde ger-
çekleştirildi. Aralarõnda Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD), İstanbul Kadõn Kuruluşlarõ
Birliği ve TEMA Vakfõ’nõn da bulunduğu
USTKB’ye üye 47 kuruluşun temsilcilerinin
katõldõğõ genel kurul, İstiklal Marşõ’nõn okun-
masõ ve saygõ duruşunda bulunulmasõyla baş-
ladõ. Divan seçiminin ardõndan 2009 yõlõ ça-
lõşma raporunu sunan Gülek, Cumhuriyetçi ki-
şi ve kuruluşlarõn birlik içinde olmasõ gerek-
tiğini belirterek,“Son bir yıllık süre içinde
Mustafa Kemal’in de dile getirdiği ‘ulusal bir-
lik’ çağrısının ne denli önemli olduğunu gör-
dük. Tüm yıldırma ve korkutmalara kar-
şı katılımcı sayımızı arttırmayı başardık.
Korkmadık, yılmadık, yılmayacağız” dedi.
Gülek’in ardõndan konuşan Tüm Öğretim
Elemanlarõ Derneği (TÜMÖD) Yönetim Ku-
rulu Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Akalın,
USTKB’nin gücünü Cumhuriyet mitingle-
rinden aldõğõnõ belirterek “Ulusal gücümüzü
ortaya koymayı sürdürelim” diye konuştu.
Konuşmalarõn ardõndan yapõlan oylamada 1
boş oya karşõ 16 kabul oyuyla dönem sözcü-
lüğüne yeniden Ali İlhan Gülek seçildi.
USTKB yeni dönem yürütme kurulu üye-
liklerine ise şu isimler seçildi: “68’liler Bir-
liği Vakfı’ndan Merdan Aslan, ADD’den
Turgut Ünlü, TÜMÖD’den Cüneyt Akalõn,
Çağdaş Eğitim Vakfı’ndan Canan Altõnel,
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası’ndan
(Eğitim-İş) Erhan Aksoy, İstanbul CU-
MOK’tan Saniye Yalçõn, Memleket Sev-
dalıları Derneği’nden Önder Manoğlu, Tür-
kiye Gençlik Birliği’nden Adnan Türkkan.”
‘Cumhuriyetçiler birlik olmalı’
Dış Haberler Servisi - Azerbaycan Devlet Başkanõ İlham
Aliyev, Ermenistan ile Dağlõk Karabağ sorununun çözü-
müne ilişkin görüşmelerden somut bir sonuç çõkmamasõ
halinde askeri güç kullanabileceklerini açõkladõ. Bugün Er-
menistan Cumhurbaşkanõ Serj Sarkisyan Münih’te yapa-
cağõ görüşmenin müzakere sürecinde belirleyici bir rol üst-
lenmesi gerektiğini belirten Aliyev, “Görüşmeden somut
bir sonuç çıkmazsa, çözüm için umutlar tükenecek” de-
di. Silah ve mühimmata milyarlar yatırdıklarını belir-
ten Aliyev, “Sınırdaki konumumuzu güçlendiriyoruz
Bunu yapıyoruz çünkü silahlı mücadele yönetimi hiçbir
zaman gündemimizden düşmedi” diye konuştu.
Albay Varımlı toprağa verildi
İstanbul’da intihar eden, eski Deniz
Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil’in
rütbelerinin geri alındığı davanın mü-
dahili emekli Albay Belgütay Varımlı
Ankara’da toprağa verildi. Kocate-
pe’de Varımlı için düzenlenen cenaze
törenine Türk Silahlı Kuvvetleri üst
düzey protokolünden kimsenin katıl-
madığı gözlendi. Varımlı için dün An-
kara Kocatepe Camisi’nde öğlen na-
mazının ardından cenaze namazı kılın-
dı. Varımlı’nın ailesi, yakınları ve dev-
re arkadaşlarının yer aldığı cenazede,
Ankara garnizonundan bir grup subay
ve astsubay resmi kıyafetleriyle hazır
bulundu. Cenaze namazının arından
Varımlı’nın tabutu top arabasına ko-
narak bir süre taşındı. Varımlı’nın ce-
nazesi Karşıyaka Mezarlığı’nda topra-
ğa verildi. (Fotoğraflar: AA)
İsrail’den
kritik ziyaret
TEL AVİV (AA) - İsrail’in Gazze Şeridi’ne
yönelik saldõrõlarõndan sonra İsrail’den Tür-
kiye’ye bakan düzeyinde ilk resmi ziyaret
bugün yapõlacak. İsrail Sanayi Ticaret ve
Çalõşma Bakanõ Binyamin Ben Eliezer,
beraberinde bir işadamõ heyetiyle bugün
öğleden sonra Türkiye’ye gelecek.
Türkiye’ye gelmeden önce bir açõklama
yapan Eliezer, “Ziyaretimin, İsrail için
stratejik önemdeki bir ülke ile ilişkilerin
geliştirilmesine katkıda bulunacağını
umuyorum” dedi. Eliezer, Türkiye’deki
temaslarõna pazartesi günü, İstanbul’da iki
ülke arasõndaki ekonomik işbirliğinin ve
yatõrõm fõrsatlarõnõn değerlendirileceği bir
toplantõ ile başlayacak. Eliezer, pazartesi
akşamõ Ankara’ya geçerek, Dõşişleri Baka-
nõ Ahmet Davutoğlu ile görüşecek.
Cumhurbaşkanı Gül kabul edecek
Eliezer için, iki ülke arasõndaki Karma
Ekonomik Komisyon toplantõlarõnõn eşbaş-
kanõ olan Milli Savunma Bakanõ Vecdi
Gönül de bir akşam yemeği verecek. Bin-
yamin Ben Eliezer, salõ günü Ankara’da
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan
da kabul edilecek. Libya’da bulunmasõ do-
layõsõyla Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’la görüşmesi programda olmayan İsra-
illi bakan, ayrõca Tarõm ve Köyişleri Baka-
nõ Mehdi Eker, Çevre ve Orman Bakanõ
Veysel Eroğlu ile bir araya gelecek. Elie-
zer, Ankara’da düzenleyceği basõn toplan-
tõsõnõn ardõndan İsrail büyükelçiliğindeki
resepsiyona da katõlacak.
VEFAT
Babıâli’nin duayenlerinden mücellit
HAMİT
YIKILMAZ’ı
kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.
Merhuma Tanrı’dan rahmet,
kederli ailesine ve yakınlarına
başsağlığı dileriz.
Cenazesi 22 Kasım 2009 Pazar
günü (bugün), Bahçelievler Hafız Ali
Camii’nde öğle namazını müteakip
aile kabristanına defnedilecektir.
DOSTLARI
Umursamaz tavõrAYKUT KÜÇÜKKAYA
Özel sektöre son bir yõlda 152
milyon TL gecikme faizi ödeyen
Enerji Bakanlõğõ’nõn devletin ala-
cağõnda bir hayli umursamaz
davrandõğõ ortaya çõktõ. AKP hü-
kümetiyle birlikte 2003’te dev-
reye giren tarife uyarõnca özel
sektöre kesilen “58 milyon
TL”lik cezaya 2003’ten bu yana
herhangi bir faiz oranõnõn uygu-
lanmadõğõ ortaya çõktõ. Bu durum
resmi belgelere, “Söz konusu
alacaklar bu aşamadan sonra
tahsil edilse bile, bu zamana ka-
dar işleyen yasal faizlerin, za-
manında tahsil edilememesi
nedeniyle özel sektörce öden-
meme ihtimalinin bulunduğu,
diğer taraftan ise, kurumun
özel sektöre yapamadığı öde-
meler dolayısıyla sürekli faiz
ödemek zorunda kaldığı” ifa-
desiyle yansõdõ. Cumhuriyet’in
ulaştõğõ belge ve raporlara göre
süreç özetle şöyle gelişti:
? TEİAŞ (Türkiye Elektrik İle-
tim Anonim Şirketi) Teftiş Kurulu
Başkanlõğõ’nõn 2005 yõlõ Teftiş
Programõ kapsamõnda hazõrlanan
raporda, “maksimum enerji alış
ve maksimum enerji veriş kap-
asitelerini aşan kullanıcılar için,
şimdiye kadar uygulanmayan
cezai yaptırımların yerine geti-
rilmesinin uygun olacağı so-
nuç ve kanatine varılmıştır”
denildi. Rapor 27 Şubat 2006 ta-
rihinde TEİAŞ Genel Müdürlüğü
tarafõndan onaylanarak ilgili bi-
rimlere talimat verildi.
? Aradan yaklaşõk 2 buçuk
yõlllõk bir süre geçti. TEİAŞ İle-
tişim Şebekeleri İşletme Bakõm
Dairesi Başkanlõğõ (Tarifeler Mü-
dürlüğü), geçen yõl; “Sistem Kul-
lanım Anlaşmaları’nın 10. mad-
desinde belirtilen cezai hü-
kümlerden, mevcut altyapı ola-
naklarıyla tespit edilmiş olan
maksimum enerji alış ve mak-
simum enerji veriş kapasitele-
rinin aşılmasına ilişkin 2003
yılından 2007 yılının başına ka-
dar uygulanmamış olan yaptı-
rımların geriye dönük olarak
(2003, 2004, 2005 ve 2006 yılla-
rı) uygulanabilmesi için kulla-
nıcılar adına (özel ve kamu şir-
ketleri) ceza faturalarının dü-
zenlenerek gönderilmesi konu-
sunun talimatlandırılması hu-
susunu” genel müdürlük maka-
mõna olura sundu.
? Bu talebe 15 Temmuz 2008
tarihinde dönemin TEİAŞ Genel
Müdürü İlhami Özşahin tara-
fõndan, “Bu uygulamanın EÜAŞ
ve TETAŞ’ı da kapsadığı, TE-
DAŞ ikili anlaşma yapmadığı
için bu uygulamanın dışında
kaldığı, EÜAŞ ve TETAŞ’tan
tahsilat yapılamadığı, buna rağ-
men KDV ödemesi de yapaca-
ğımız dikkate alınarak uygula-
ma ile ilgili bakanlık görüşü de
alalım, uygulama yapalım” no-
tuyla olur verilmedi.
? Bu gelişme üzerine 2009 yõ-
lõnda hazõrlanan bir başka rapor-
da, kesilen ceza tutarlarõnõn halen
tahsil edilmediğine dikkat çeki-
lerek, “Söz konusu alacaklar bu
aşamadan sonra tahsil edilse bi-
le, bu zamana kadar işleyen ya-
sal faizlerin, zamanında tahsil
edilememesi nedeniyle özel sek-
törce ödenmeme ihtimalinin
bulunduğu, diğer taraftan ise,
kurumun özel sektöre yapa-
madığı ödemeler dolayısıyla
sürekli faiz ödemek zorunda
kaldığı” tespiti yapõldõ.
Enerji Bakanlõğõ, özel sektöre kesilen 58 milyon TL’lik cezaya faiz uygulamadõ
Bakan Eliezer bugün geliyor
‘Çözüm
olmazsa
askerigüç
kullanırız’
USTKB genel kurulunda dönem sözcülüğüne ikinci kez Ali İlhan Gülek seçildi