Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2009 PAZAR
12 DIŞ HABERLER
nahtar ‘Şeytan Üçgeni’nde
ÖZGÜR ULUSOY
Ermenistan’la Türkiye arasõndaki hõzlõ
başlayan açõlõm süreci, protokol-
lerin imzalanmasõnõn ardõndan yavaşlamõş
gibi görünüyor. Ermenistan’õn Karabağ
konusundaki tavrõ net. Türkiye’nin de Er-
menistan bir adõm atmadan protokolü
Meclis’ten geçirmesi mümkün görün-
müyor. Azerbaycan’la ilişkilerin nereye gi-
deceği de ayrõ bir soru işareti. Galatasaray
Üniversitesi Uluslararasõ İlişkiler Bölü-
mü’nden Doç. Dr. Ali Faik Demir, Tür-
kiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasõndaki
ilişkileri “şeytan üçgenine” benzetiyor.
“Taraflar arasındaki ilişkileri anlamak
sadece görünenlerin şifresini çözmekle
mümkün olmamaktadır. Bu ilişkiler, sü-
rekli olarak hem taraflar arası, hem böl-
ge, hem uluslararası sistem, hem de
birçok farklı oluşumdan etkilenmektedir”
diyen Demir’e göre, Güney Kafkaslar’da hat-
ta Kafkaslar’da “Huzur ve barışı açacak
anahtarlardan biri bu üçgende” saklõ.
Demir, “Taraflar arasında bir güven or-
tamının ve istikrarın sağlanması, sürekli ba-
rışa ulaşmak, ortak çıkara yönelik girişimler
bu üçgenin bir barış ve güven üçgeni ol-
masıyla mümkün. Böyle bir üçgenin Kaf-
kasya’ya katkısı tartışılmazdır” diyor. Açõ-
lõm konusunu ilk kez mutabakatõn açõklan-
masõnõn ertesinde görüştüğümüz Demir’le, bu
kez de yavaşlamayla birlikte “Şeytan Üçge-
ni”ndeki gelişmelerin nasõl bir seyir izleyebi-
leceğini konuştuk.
- Türkiye ve Ermenistan arasında baş-
layan açılım süreci
başta yarattığı
iyimser havaya
karşın şu anda ra-
fa kaldırılmış gibi
görünüyor. Proto-
kolün imzalanma-
sı sürecinde doğru gitmeyen neydi?
Niyetleri samimi ama...
DEMİR - İki taraf da dürüst davranmadõ.
Türk tarafõ, protokolde önkoşul göstermedi-
ği Yukarõ Karabağ’õn iç kamuoyu ve özellikle
Azerbaycan ile görüşmelerinde önkoşul ol-
duğunu söyledi. Aynõ şekilde Ermeni tarafõ da
tarih-soykõrõm konusunda bir komisyonu ka-
bul etmekle birlikte, bu konuyu asla tartõşmayõz
mesajõ verdi. Ne yazõk ki açõlõm ya da ikili iliş-
kiler çok samimi ve dürüst başlamadõ. İki ta-
rafõn da sorunlarõ çözmek konusundaki ni-
yetlerinin samimi olduğunu düşünüyorum
ama iki tarafõn da geçmişe yönelik angaj-
manlarõ var. Bir kere Türkiye sõnõrõ niçin ka-
patmõştõ? Karabağ yüzünden. Şimdi Kara-
bağ’õn hiçbir şekilde yer almadõğõ bir metin-
le açõlõmdan söz ediyor. İki ülke arasõndaki sõ-
nõrlarõn belirlendiği anlaşmalara doğrudan
referans yapõlmamasõ da bir diğer eleştiri nok-
tasõ. Ermeni anayasasõ ve ilgili metinlerde Tür-
kiye’ye yönelik olumsuz ifade ve politikala-
rõn geleceği, yani kaldõrõlõp kaldõrõlmayacağõ
açõk şekilde hükme bağlanmamõş. Muhalefe-
tin tepkilerini anlamak ve bundan yararlanmak
iktidar açõsõndan önemli. Hükümetin, muha-
lefeti de çağõrõp konuyu masaya yatõrmasõ, her-
kesin görüşlerini alarak ona göre hareket et-
mesi gerekirdi. Bu yüzden ben de sürecin ace-
leye getirildiğini düşünüyorum.
- Süreci tetikleyen tam olarak neydi?
- Aslõnda Türkiye-Ermenistan açõlõmõ ta-
rihsel olarak çok ilginç bir döneme geldi. Çün-
kü bu açõlõm, farklõ nedenlerle bölgeyle ilgi-
lenen üçüncü taraflarõn da işine geldi. İlk ola-
rak her zamanki gibi belki de daha da artan şe-
kilde ABD ve Avrupa’da hükümetler, di-
yasporanõn baskõsõyla karşõ karşõya kaldõlar.
Rusya, Gürcistan’a tepkili. Enerji alanõndaki
hedefleriyle bağlantõlõ olarak Azerbaycan ile
ilişkilere önem veriyor ve Ermenistan’õ Gür-
cistan ve enerji konusu bağlamõnda böylesi
bir açõlõm konusunda zorlayabilir. Gürcis-
tan’da Rus yanlõsõ bir yönetim işbaşõnda ol-
saydõ, Rusya çözüm ister miydi, bilemi-
yorum. Batõ için de bu açõlõm önemli. Er-
menistan’õn Rusya’ya bağõmlõlõktan kur-
tulmasõ ve belki de daha çok Batõ’ya yak-
laşmasõnda Türkiye ile olumlu bir gelişme
fõrsat teşkil edebilir. Gürcistan’õ kaybet-
meden Ermenistan’õ da müttefik yapmak bir
politik başarõ sayõlabilir.
24 Nisan Demokles’in kılıcı
Kõsaca Obama öne çõkan bir faktör olmakla
birlikte sistemik ve bölgesel denge ve deği-
şimlerin daha önemli olduğunu ifade etmek ye-
rinde olur. Türkiye’ye gelince, 24 Nisan her
zamanki gibi Demokles’in kõlõcõ konumunu
koruyor. AB ile ilişkiler bir başka zorlayõcõ fak-
tör. Ancak Türkiye dõş politikasõnda da bir de-
ğişim ve açõlõm hedeflediği için bu konjonk-
tür AKP için rahatsõz edici değil.
Tabii bu süreç nereye kadar ilerleyecek,
ona bakmak gerekir. Türkiye Karabağ yü-
zünden sõnõrõ kapattõ ama protokollerde
Karabağ yer almõyor. Bundan sonra, Tür-
kiye’nin Karabağ sorununun çözüm süre-
cine daha aktif katõlmasõ gerekir. Batõ,
Türkiye ile Ermenistan arasõndaki ilişkile-
rin düzelmesini istiyor. Avrupa hem di-
yaspora baskõsõnõ azaltmak istiyor hem de
Ermenistan’õ Rusya’ya mahkûmiyetten
kurtarmak istiyor. ABD de Ermenistan’õ Ba-
tõ’ya bağlõ tutma arayõşõnda. Rusya ise Er-
menistan yüzünden Azerbaycan’la ilişkisi-
ni kaybetmek istemiyor.
Gürcistan’da Batõ yanlõsõ Saakaşvili yö-
netiminin işbaşõnda olmasõ, bölgede Batõ’nõn
kazanmõş olduğu anlamõna gelmiyor. Ak-
sine, Batõ Kafkaslar’da kan kaybediyor, Rus-
ya’nõn nüfuzu artõyor.
Bakû mütekabiliyet esasıyla
hareket etti
- Peki, süreç nasıl ilerler? Ermenistan
Karabağ konusunda adım atmayacak.
Ankara, içinde Karabağ geçmeyen pro-
tokolleri imzaladı ama Bakû’ya Kara-
bağ’da çözüm olmadan sınırların açıl-
mayacağı güvencesi verdi...
- Bence ilk aşamada Ermenistan’õn işgal
ettiği reyonlardan çõkmasõ ara çözüm olacak.
Yukarõ Karabağ sorunuysa gelecek bir ta-
rihe bõrakõlacak. Türkiye bu ara çözümü
Azerbaycan’õ ikna etmek koşuluyla kabul
edebilir. Süreç artõk aceleye getirilmemeli-
dir. Türkiye ve Ermenistan bundan sonra bü-
yük olasõlõkla bir yol haritasõ hazõrlayacak-
lar. Benim için bu süreçte en ilginç ve bel-
ki de geleceğe yönelik politikalar açõsõndan
en önemli konu Azerbaycan’õn tepkisini gör-
mekti. Kriz sõrasõnda Azeri kamuoyunun tep-
kisi ve devletin yaklaşõmõ umulmadõk bir se-
yir izledi. Türkiye’nin Azerbaycan’la iliş-
kilerini gözden geçirmesi gerektiği ortaya
çõktõ. İlişkilerde zannedildiği gibi kardeşlik
söyleminin değil, karşõlõklõlõk ve çõkar söy-
leminin geçerli olduğu anlaşõldõ.
- Ankara’dan da Bakû’ya karışık sin-
yaller gitti...
- Türkiye’nin Dõşişleri Bakanõ, Başbakanõ,
Cumhurbaşkanõ Bakû’ya giderek süreç ko-
nusunda bilgi verdiler: Ama Azerbaycan hep
mütekabiliyet esasõyla hareket etti. Anka-
ra’ya itimadõnõn olmadõğõ ortaya çõktõ. Oy-
sa Türkiye’ye zaman tanõmalõydõ. Şehitlik-
teki bayrağõn indirilmesi Bursa’daki maç için
alõnan bayrak kararõnõn karşõlõğõ olamazdõ.
- Azerbaycan Türkiye ilişkilerinde
kardeşlik bitiyor mu?
Birincisi, Türkiye ile Ermenistan’õn
ilişkileri çok hassas bir çizgide. İkincisi
Türkiye, Ermenistan’la sõnõrõ kapatõrken,
kendisinin Ermenistan’la olan meselele-
rini değil, Karabağ’õn işgalini gerekçe gös-
termişti. Ne soykõrõm, ne Ermenistan
anayasasõ, ne Ermenistan bağõmsõzlõk
bildirgesindeki ifadeler yüzünden, Kara-
bağ yüzünden sõnõrõ kapattõ. 16-17 yõldõr
da yine Azerbaycan’õn meselesine daya-
narak bu tutumunu sürdürdü. Şimdi Azer-
baycan’õn Türkiye’yi ihanetle suçlamasõ
iyi niyetli değil. Azerbaycan’õn tavrõ çok
sert ve kõrõcõ oldu.
Türkiye’nin de Azerbaycan’a, bazõ ge-
lişme ve yaklaşõmlardan dolayõ tepki
göstermesi gerekirdi. Örneğin Ermenistan
açõlõmõ konuşulmaya başlandõğõnda Aze-
ri milletvekilleri gelip Türkiye’de ciddi lo-
bi çalõşmasõ yaptõlar. Şehitlikte bayrak in-
dirilince, hatta daha önce Türk milletve-
killeri de aynõ faaliyetleri etkin şekilde
Azeri kamuoyunu da dikkate alarak ger-
çekleştirebilirdi.
- Süreç Azerbaycan’ı Rusya’ya ya-
kınlaştırmış görünüyor...
- Avrupa zaten enerji yollarõnda Rus-
ya’ya alternatif arõyor. Azerbaycan ve
Rusya, Türkiye’yi tamamen dõşlarlarsa, bu
Azerbaycan’õn Rusya’ya önce ekono-
mik, ardõndan doğal olarak siyasi ba-
ğõmlõlõğõnõ getirir. Bu da Azerbaycan’õn
Batõ’yla ilişkilerini etkiler. Azerbaycan’õn
Rusya’ya böyle bir bağlõlõğõ kuşkusuz çok
hassas bir dönemi başlatabilir.
Parlamento kararlarõ siyasi
- Soykırım iddiaları
konusunda Türkiye’nin
asıl kaygısı tazminat ve
toprak talepleri mi?
Toprak talebi iddiaları ne
kadar gerçekçi?
DEMİR - Elbette esas
sorun toprak ve tazminat
olayõdõr. Ermenistan, 50.
yõlda soykõrõmõn
tanõnmasõnõ hedeflemişti,
100. yõl için de hedefi
tazminat. Bu, o kadar uzak
bir tarih değil. 2015’e 6
yõldan az kaldõ. Önce
tazminat gündeme gelecek,
ardõndan da toprak talebi.
Size bu husumeti besleyen
birisiyle ne kadar sağlõklõ
bir süreç yürütebilirsiniz, o
da ayrõ bir konu.
- Siz 1915’te yaşananları
ne olarak
adlandırıyorsunuz?
- Öncelikle Osmanlõ’nõn
niye tehcir uyguladõğõnõ
görmek gerekir. Bu olayda
Ermenilerin
öldürülmediğini kimse
söylemiyor ama Osmanlõ
devletinin bütün Ermenileri
yok etmek istediği
söylenemez. O dönemde
Sarayda da Ermeniler
çalõşõyordu. Ayrõca iki
taraftan da kayõplar var.
Taviz kaçınılmazdı
1915’te soykõrõm
terminolojisi yoktu ama
bence olsaydõ da
yaşananlar soykõrõm
anlamõna gelmiyor.
Bununla birlikte soykõrõm
olmuştur ya da olmamõştõr
demeyi yasaklamak hiç
özgürlükçü bir tutum değil.
Bu konuda parlamentolarõn
karar almasõ da son derece
siyasi ve Türk-Ermeni
ilişkilerini zora sokan bir
durum. Dünya
parlamentolarõnda buna
benzer kaç örnek
gösterilebilir. Tarihi
ayõplar ve utançlarõn
kullanõlmasõ ve
tartõşõlmasõyla ilişkilerin
gelişeceğini ve daha
olumlu bir seyir
izleyeceğini söylemek ne
kadar doğru bilemiyorum...
- Diyasporayla
Ermenistan devletinin
tutumları arasında fark
var mı?
- Bu süreçte soykõrõm
iddialarõ konusunda õsrarlõ
davranan taraf
diyasporaydõ ama
Ermenistan devleti bunun
ne kadar dõşõnda acaba?
Arada fark var. Ermenistan
şunu gördü. Hem
Karabağ’da taviz
vermiyorsun, işgal ettiğin
topraklardan
çekilmiyorsun, hem de
soykõrõm konusunda õsrarcõ
davranõyorsun. Bu
uluslararasõ toplumda eli
zayõflatacak bir tavõr.
Diyaspora içinse durum
farklõ. Diyasporayõ bir
arada tutan ve neredeyse
diyasporanõn varlõk sebebi
haline gelen konu bu.
Diyaspora çok yaygõn ve
etkili. Bulunduklarõ
ülkelerde kamuoyu
oluşturuyorlar. Kendi
davalarõnõ anlatabilmek
için bütün araçlarõ
kullanõyorlar.
Diyaspora iddialarõn
tanõnmasõna harcadõğõ
parayõ Ermenistan
devletine harcasa,
Ermenistan devleti
bugünkünden çok daha
farklõ koşullarda olurdu.
GÜ’den Doç. Dr. Demir’e göre, Ermenistan-Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini anlamak için şifreleri çözmek gerek
A
Kişisel
ihtiraslarla
dış politika
yürütülemez
- Protokolde Türkiye neler almış oluyor?
DEMİR- Kars Anlaşmasõ bir anlamda bu
protokollerle kabul edilmiş oluyor.
Protokolde ilişkilerin karşõlõklõ iyi niyet ve
dostça bir havada gitmesi de öngörülüyor.
Bağõmsõzlõk Deklarasyonu’ndaki Ermenistan
Anayasasõ’ndaki ifadeler, adõ söylenmeden
zikrediliyor ya da bunlarõn kaldõrõlmasõ
gerektiği ifade ediliyor. Ancak bu
hükümlerin nasõl ve ne zaman kalkacağõ ya
da kalkmamasõ halinde ne olacağõ
belirtilmemiş. Kars Anlaşmasõ’nõn tanõnmasõ
için adõm atõlmõş oluyor, ayrõca tarih
komisyonu kabul ediliyor. Ama bu süreçte
en cesur adõmõ atan taraf Türkiye. Türkiye,
Karabağ çözülmeden sõnõr açma
taahhüdünde bulundu. Tabii bu konuda
Ermenistan da Türkiye’ye baskõ
yapmayacak, çünkü sõnõr açõlõrsa Minsk
grubu sorun yaşayacak. O yüzden pek
dürüstçe yürütülmedi bu süreç diyorum.
- Peki, taraflar adım atmazsa, protokol
meclislerin onayından geçmezse ne olur?
- Bence protokoller kadük kalmaz. Eğer dağ
fare doğurursa bundan iki taraf da zarar
görür. Sarkisyan yönetimi de AKP
hükümeti de zora düşer. O yüzden bir ara
formül bulunacağõnõ düşünüyorum.
Ermenistan 2010 başõnda Karabağ dõşõnda
işgal ettiği topraklardan çekilebilir.
Karabağ’õn çözümünün yani iki tarafõ da
memnun edecek bir çözümün kõsa vadede
bulunmasõ o kadar kolay değil. Ermenilerin
işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve
Azerilerin Karabağ konusunda daha esnek
olmasõ farklõ ve olumlu bir süreç başlatabilir.
Karabağ için plebisit gündeme gelecek.
Türkiye belki sõnõrõ açmayacak ama
temsilcilik açõlmasõ gibi ara formüller
arayacak.
Ağlayan çocuk
- Üç ülke arasındaki ilişkileri “şeytan
üçgenine” benzetiyorsunuz. Şeytan
Üçgeni’nin Karabağ’da ortak bir formül
üzerinde anlaşmaya varması mümkün mü?
- Azerbaycan gevşek bir yapõyla da olsa
Karabağ bize bağlõ olsun diyor. Ermenistan
illa bağõmsõzlõkta diretmezse, bir çözüme
ulaşõlõr. Karabağ’õ Kosova’yla kõyaslamak
mümkün değil. Çünkü gaz ve enerji
konuşuluyorsa, kimse Azerbaycan’õn üstüne
gidemez. İşgal ettiği topraklardan çõkmasõ
için üçüncü taraflarõn Ermenistan’a baskõyõ
arttõrmasõ gerekir. Üçgenin hangi kenarõ
uzun, hangi kenarõ kõsa, zaman gösterecek.
Azerbaycan-Ermenistan kenarõ mõ,
Ermenistan-Türkiye kenarõ mõ, Türkiye-
Azerbaycan kenarõ mõ? Aslõnda sadece üç
devlet bir masanõn etrafõna otursa, bu sorun
çok kolay çözülür ama olayda çok aktör var.
Üçüncü taraflarõn da çõkarõ olduğuna göre
meselede, çözüm de uluslararasõ olacak.
Batõ’da diyasporanõn baskõsõ var.
Ermenistan’õn elinde diyaspora kartõ var.
Azerbaycan’õn elinde de enerji kartõ. Ancak
Ermenistan sürekli ağlayan çocuk, ama işgal
ettiği topraklardan çekilmezse buradaki
tutarsõzlõk da daha sõk dile getirilmeye
başlanõr. Bu tablo çözüm dayatõyor. Büyük
adõm atõp geri gelmektense küçük küçük
ilerlemek daha mantõklõ. Kişisel ihtiraslarla
politika yürütülemez. Hele de dõş politika.
Olmamõş şey tutmaz.
- Siz AKP’de böyle bir tavır mı
görüyorsunuz?
- AKP hükümetinin “Ben yapayım
bitireyim” tavrõ var. “Kararlı olmak
lazım” gibi bir söylemleri var. “Kayıp
biraz olsa da kazançlara bakalım”
deniyor. Cesaret, zamansõz girişimler
doğrulanabilir. Bir tarafta her şeyden
kötülük arama anlayõşõ da doğru değil.
Cesaretin ve sabrõn bir arada olmasõ
gerekiyor. Cesur ama ihtiyatlõ olunmalõ.
Aslõnda dõş politikada girişken dönem ilk
kez AKP’yle yaşanmõyor. DP döneminde de
girişken bir dõş politika vardõ. Tamamen
ABD’ye bağõmlõ ama girişken. Ecevit
dönemi de öyle. Örneğin Afrika açõlõmõ ilk
kez bu hükümetle gündeme gelmiyor, bunu
Ecevit başlatmõştõ. ABD’ye meydan
okumalar vardõ. Özal döneminde bölgesel
lider olma iddiasõnõ görüyoruz. Türk
kamuoyunun güvenini kazanarak
bürokrasiyi dõşarõda bõrakan bir çizgisi vardõ
Özal’õn. AKP bürokrasiyi kullanõyor ama
kendi ekibiyle yürütmek istiyor.
İki tarafõn da geçmişe yönelik angajmanlarõ olduğunu
vurgulayan Ali Faik Demir, Ermenistan ve Türkiye’nin
başlangõçta, açõlõm sürecinin çok dürüst
başlamadõğõnõ düşünüyor. Galatasaray Üniversitesi
Uluslararasõ İlişkiler Bölümü’nden Demir’e göre,
büyük adõmlar atõp geri gelmektense küçük
adõmlarla ilerlemek daha mantõklõ. Demir, yine de
protokollerin kadük kalacağõnõ düşünmüyor.
DEMİR - Türk Azerbaycan
ilişkileri açõsõndan ön plana
çõkan hatta üçüncü devletler
açõsõndan da iki ülke
arasõndaki ilişkilerle
ilgilenme sebebi kuşkusuz
enerji kaynaklarõ ve buna
bağlõ olarak söz konusu
kaynaklarõn taşõnmasõdõr.
Son dönemde iki ülke
arasõnda gaz fiyatlarõ bir kriz
noktasõ olmuştur. Ardõndan
özellikle gaz taşõnmasõ ve
yeni alternatifler ortaya
atõlmõştõr. Azerbaycan
Bulgaristan ile Avrupa’ya
gaz ihracatõ konusunda
anlaşmaya varmõştõr.
Azerbaycan bir anlamda
Türkiye dõşõnda Avrupa’ya
alternatif yollarla
ilgilenmektedir. ABD’nin
Avrasya Enerji Özel
Temsilcisi R. Morningstar
da “Azerbaycan ve
Türkiye, gaz fiyatı ve
transit ücretinde
anlaşamazsa enerji
şirketlerinin alternatif
yollar aramaya
başlayacağı” uyarõsõnda
bulundu.
ASIL MESELE
ENERJİ
Demir, 1915 olaylarõna ilişkin meclis kararlarõnõn
Türk-Ermeni ilişkilerini zora soktuğunu söylüyor
1915
olaylarının
soykırım olarak
tanınması
diyaspora için
neredeyse bir
varlık nedeni.
Doç. Dr. Ali
Faik Demir,
“Diyaspora
iddiaların
tanınmasına
harcadığı
parayı
Ermenistan
devletine
harcasa,
Ermenistan
devleti
bugünkünden
çok daha farklı
koşullarda
olurdu” diyor.