Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2009 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Hezeyanat...
Recep Tayyip Erdoğan danışmanlarınca
hazırlanan metinleri sunmada ustalaşmış bir
politikacı.
Aldığı eğitimin ezber yeteneğini geliştirdiği de
kuşkusuz.
Arapça bilgisi ne düzeydedir bilemem.
Fakat Osmanlıca sözcükleri kullanmayı seviyor.
Son konuşmalarından birinde bu sevgi özellikle
göze çarpıyor.
“Fikriyat, maneviyat, mefkûre, vasıf, münevver,
mütefekkir, yâd etmek, nesil, vakfetmek, irfan...”
vb. bu konuşmada geçen Osmanlıca
sözcüklerden bazıları.
Aynı kavramların pırıl pırıl Türkçe karşılılıkları da
var...
Fakat metni hazırlayan danışmanlar belli ki ve
özellikle böyle olmasını istemişler.
Özellikle, çünkü konu son iki yüzyılın aydın
sorunsalına ilişkin.
Metnin sadece dili bile, başkaca bir yoruma
gerek kalmaksızın, (onu hazırlayanların ve sunanın)
bu sorunsala yaklaşımının niteliğini gösteriyor.
Türkiye Milli Kültür Vakfı adını taşıyan kuruluşun
40. yılı dolayısı ile 8 Kasım tarihinde Haliç Kongre
ve Kültür Merkezi’nde yapılan konuşmadan söz
ediyorum...
Bu tarihin altını çizelim.
Çünkü Başbakan bu konuşmasıyla ilk kez
güncel siyasetin dışına bu ölçüde çıkarak, bir
kültür adamı, hatta bir teorisyen edasıyla, kültür
alanına girmiş oluyor...
Söz konusu konuşma metninin omurgasındaki
teoriyi onun kişisel olarak oluşturabilmesi
olanaksız.
Sözcüsü olduğu kişi ve çevrelerin kimler
olduğunu bilmek için ise kâhin olmaya gerek yok.
Zaten yeni bir kuram da değil bu.
Osmanlının son yüzyılından başlayarak
Cumhuriyet ve devrimleriyle doruğa ulaşan
aydınlanma savaşımı, daha ilk dönemlerinde gerici
direnişlerle karşılaşmıştı.
2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin bir
bölümü dışında siyasal iktidarlarca her zaman
desteklenmelerine karşın bu gerici kültür ve sanat
çevreleri aydınlanmacı kültür ve sanat karşısında
varlıklarını ancak muhalefet konumunda
sürdürebilmişlerdi...
Şimdi artık iktidar olmak istiyor, bu konuda iddia
ve hırslarını yüksek sesle dile getiriyorlar...
Söz konusu konuşmayı bu hırs ve iddianın bir
tür manifestosu, ilk işaret fişeği olarak okumak
gerekiyor...
Erdoğan’a (ve sözcülüğünü yaptığı çevrelere)
göre, son iki yüzyılda “münevverlerimiz,
mütefekkirlerimiz, aydınlarımız, ilim ve sanat
erbabımız gerçekten büyük savrulmalar yaşamış
aydınlarımız ile millet arasındaki makas bu süreçte
açılmış”tır...
Konuşmanın devamında, bu “münevver,
mütefekkir, ilim ve sanat erbabı” arasında bu
süreçlerde “Jakoben ve elitist anlayış”ın
yaygınlaştığı; “aydınların bu ülkenin temel
değerlerine, ruh köküne yabancılaştığı”, “aydınların
ve onlarla birlikte yönetici kitlenin kendi öz
değerlerinden ve milletin hassasiyetinden
koptuğu” vb... “müşahade” ediliyor...
Şu anda sizlerin aklından da, bu Jakoben ve
elitist aydınların, sanatçıların, bilim ve kültür
insanlarının kimler olduğu sorusunun geçtiğini
tahmin ediyorum...
“Ülkenin temel değerlerine”, “ruh kökü”ne
yabancılaşan, “milletin hassasiyeti”nden kopan bu
“ilim ve sanat erbabı” kimlerdir?
Yanıt çok güç olmasa gerek:
Erdoğan’ın konuşmasında övgüyle söz edilen N.
Fazıl, C. Meriç, T. Buğra gibi birkaç yazar, şair ve
düşünür ile kimilerinin adı sanı da bilinmeyen üç
beş kişi dışında herkes...
Yani, Namık Kemal’den Tevfik Fikret’e;
Şinasi, Ziya Paşa ve Ali Suavi gibi aydınlanma
savaşımcılarından Beşir Fuat ve Ziya Gökalp gibi
düşünürlere; 19. yy. sonları ve 20. yy. başlarının
(M. Âkif ve birkaç kişi dışında) aklınıza gelebilecek
bütün şair ve yazarlarına; Mustafa Suphi ve Şefik
Hüsnü’den örneğin Behice Boran’a; Nâzım
Hikmet’ten Orhan Veli’ye ve 20. yüzyılın (Necip
Fazıl ve bir iki düşündaşı dışında kalan) belli başlı
bütün şairlerine; Hüseyin Rahmi’den Aziz
Nesin’e; Yakup Kadri ve Sabahattin Ali’den Sait
Faik, Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve günümüz
edebiyatını oluşturan birçok seçkin yazarımıza
kadar, (ve herhalde en seçkin ressamlarımız,
müzisyenlerimiz, sinema ve tiyatro yaratıcılarımız,
çağdaş bilim insanlarımız da aralarında olmak
üzere) 19. ve 20. yüzyıl Türkiye’sinde evrensel,
aydınlanmacı bir kültür, edebiyat ve sanat
yaratmış belli başlı bütün kültür, sanat, siyaset ve
bilim alanlarındaki değerlerimiz...
8 Kasım günü okunan gerici manifestonun, -
haydi ben de Osmanlıcası ile söyleyeyim-
“hezeyanat”ın (saçma ve anlamsız söz
kalabalığının) asıl hedefi ise hiç kuşkumuz olmasın
ki, onlara göre elitizm ve Jakobenizmin doruğunu
oluşturarak ülkeyi temel değerlerinden ve ruh
kökünden koparmış olan Kurtuluş Savaşı önderi
ve onun öncülüğündeki Cumhuriyet
devrimleridir...
Bunu bugün bir başbakanın konuşmasında
açıkça dile getirme cüretini henüz gösteremiyor
olsalar da son iki yüzyılın (Cumhuriyet
devrimleriyle taçlanan) bütün devrimci, ilerici,
yenilikçi, aydınlanmacı kazanımlarına son
darbeleri vurmaya ne ölçüde yaklaşmış oldukları
açık seçik görülmektedir...
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
Hükümetin terör örgütünü fiilen muhatap aldõğõnõ söyleyen Baykal, ‘ PKK açõlõmõ değil Kürt açõlõmõ olmalõ’ dedi
‘Proje mayınlarla dolu’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kurulu’nda, Kürt açõlõmõna
ilişkin genel görüşmede İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay, kõsa ve orta vadedeki
adõmlarõn bir kõsmõnõ açõklarken, “Açı-
lımın ucu açık” dedi. Atalay, Kürtçe pro-
paganda yasağõnõn kaldõrõlacağõnõ, üni-
versitelerde Kürt enstitülerinin kurula-
cağõnõ ve Kürtçenin seçmeli ders olaca-
ğõnõ, insan haklarõ ihlallerine karşõ ba-
ğõmsõz kurullar oluşturulacağõnõ bildirdi.
Uzun vadede neler yapõlacağõnõ açõkla-
mayan Atalay, sivil anayasa çağrõsõ ya-
parak asõl hedefin anayasa değişikliği ol-
duğunu ortaya koydu.
TBMM Genel Kurulu’nda, 10 Ka-
sõm’da kavgalõ geçen ön görüşmenin
ardõndan Kürt açõlõmõyla ilgili genel gö-
rüşme dün gerçekleştirildi. Hükümet,
açõlõmõn içeriği konusunda ayrõntõlõ bil-
gi verilmesi yönündeki beklentiyi yine bo-
şa çõkardõ. Atalay, hükümetin bugüne ka-
dar yaptõğõ çalõşmalarla ilgili ayrõntõlõ bil-
gi verirken bundan sonra atõlacak adõm-
larla ilgili olarak yalnõzca kõsa ve orta va-
dede yapõlacaklarõ anlatmakla yetindi.
Atalay atılacak adımları anlattı
• Vatandaşlarõmõzõn kullandõğõ farklõ dil
ve lehçelerle ilgili üniversitelerimizde
akademik araştõrma yapõlmasõ, enstitü
kurulmasõ ve seçmeli ders konmasõ gibi
uygulamalar, bu sürecin önemli yansõ-
malarõndandõr.
• Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ya-
şayan vatandaşlarõmõzõn günlük yaşam-
larõnõ kolaylaştõrmayõ amaçlayan; yol
kontrollerinin azaltõlmasõ ve yayla ya-
saklarõnõn kaldõrõlmasõ gibi idari tedbir-
ler üzerinde de çalõşõlmaktadõr.
• Toplumsal ve dini hizmetler dahil, va-
tandaşlarõmõzõn sosyal yaşamlarõnda fark-
lõ dil ve lehçeleri kullanmalarõnõn önün-
deki engeller de kaldõrõlacaktõr.
• Demokratik açõlõmõn orta vadeli ted-
birleri genellikle yasal değişiklik gerek-
tiren çalõşmalardõr. Bu nedenle, birçok de-
mokratik ülkede mevcut olan bağõmsõz bir
“Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu”
ülkemizde de kurulacaktõr. Komisyon,
özel ve kamu sektörüne yönelik her tür-
lü ayrõmcõlõk şikâyetini ele alarak, etki-
li bir denetim gerçekleştirecektir. Baş-
bakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ, ba-
ğõmsõz ve sivil bir insan haklarõ kurumuna
dönüştürülecek. Kolluk hakkõndaki şi-
kâyetlerin incelenmesi için “Bağımsız Şi-
kâyet Mekanizması” oluşturulacak.
• İşkenceye Karşõ BM Sözleşmesi’nin
ihtiyari protokolünün onaylanmasõna da-
ir kanun tasarõsõ, TBMM’ye sunulacak-
tõr. Bu protokolün onaylanmasõyla birlikte,
işkence ve kötü muameleyle mücadele-
nin uluslararasõ denetim boyutu daha da
pekişmiş olacaktõr. Protokolün onaylan-
masõnõ takiben en geç 1 yõl içinde “Ulu-
sal Önleme Mekanizması” kurulacaktõr.
• Bugüne kadar çeşitli sebeplerle isim-
leri değiştirilen yerleşim birimlerine,
yerel talep olmasõ halinde, mevzuat hü-
kümlerine uygun olarak eski isimlerinin
verilebilmesine imkân sağlanacaktõr.
• Siyasi partiler hukukunun alanõnõ ge-
nişletmeyi, ifade ve örgütlenme özgür-
lüğünün bir gereği olan siyasi propaganda
hakkõnõn önündeki bazõ yasal engellerin
kaldõrõlmasõ gerektiğini düşünüyoruz.
Söz gelimi, siyasi partilerin seçim çalõş-
malarõnda vatandaşlarõmõzõn kullandõk-
larõ farklõ dil ve lehçelerde de onlara ses-
lenebilme imkânõ verecek gerekli çalõş-
malar bunlardandõr.
Atalay, açõkladõğõ adõmlarõn açõlõm kap-
samõnda alõnacak önlemlerden yalnõzcõ bir
kõsmõ olduğunu vurgularken “Burada
kesinlikle nihai bir liste söz konusu de-
ğil, olamaz da. Demokratik açılımı ucu
kapalı bir paket olarak değil, dinamik
bir süreç olarak görmekteyiz. Süreç içe-
risinde ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar ve
değerlendirmeler ışığında da gereken
her türlü adım atılacaktır” dedi.
‘Sloganımız: Herkes için
daha fazla özgürlük’
Terörle mücadele çerçevesinde alõnan ön-
lemleri yeterli görmediklerini belirten Ata-
lay, “İcraatlarımızı kısa vadeli değil so-
runların tamamıyla çözülmesi için ger-
çekleştirmek hedefimizdir... Bu neden-
le demokratik açılımın sloganı; ‘Herkes
için daha fazla özgürlük’tür... ” dedi.
ATALAY BİR KISMINI AÇIKLADI
Açılımın
‘ucu açık’
çıktı
Ortak komisyon önerisiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümü için
TBMM’de bütün partilerin temsil edileceği bir ko-
misyon kurulmasõnõ önererek, “Eğer ciddi bir çö-
züm yaklaşımı gösterilirse, silahlar 3 ay içinde
Türkiye’nin gündeminden çıkar” dedi.
TBMM’de partisinin görüşlerini anlatan
Türk, grup ve kongre konuşmasõndaki
“sivri” ifadelerin aksine, “ılımlı” bir ko-
nuşma yapmaya özen gösterdi. Türk ko-
nuşmasõnda, “Hükümetin somut tek bir
projesi, tek bir adımı olmamasına rağ-
men, bizi ısrarla sürecin dışında tutma
gayretlerine rağmen umutlarımızı yitir-
medik. En azından sorunun artık ordu-
ya havale edilmemesi umuduyla, siyasal
alanda bizlerin sorumluluğunda kalması ve bu
vesileyle ölümlerin durması adına bu süreci des-
tekledik” dedi. Ancak hükümetin askeri operasyon-
lardaki õsrarõ ve sorunu sadece güvenlik boyutunun
ötesine taşõyamamõş olmasõnõn ölümleri durdurmadõ-
ğõ gibi süreci de ilerletmediğini ifade eden Türk,
DTP olarak “ciddi bir çözüm yaklaşımı” gösteril-
mesi durumunda, silahlarõn 3 ay içinde Türkiye’nin
gündeminden çõkacağõnõ ileri sürdü.
‘PKK devletin hatasının sonucudur’
Türk, Meclis’te ortak komisyon kurulmasõnõ iste-
yerek, şu görüşlere yer verdi: “Ülkenin bu en temel
sorununu demokratik, siyasal bir çözüme
kavuşturmak için, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde bulunan bütün partilerin temsil
edileceği bir komisyon kurmayı yüce heyeti-
nize öneriyoruz. Madem bu sorun bizim so-
runumuzdur, madem çözümünü de biz ken-
dimiz bulacağız, o halde hükümet, bu süreci
artık kapalı kapılar ardında yürütüp süreci
bulandırmak yerine Meclis’e teslim etmeli-
dir. Kurulacak bu komisyon; ters yüz edil-
miş tarih anlayışını sorgulayarak, gerçekleri açı-
ğa çıkarabilmelidir. Hakikatleri araştırıp; kimin,
nerede, hangi hataları yaptığını; ülkenin hangi
dönemeçlerde, zayıflatılıp teslim alınmaya çalışıl-
dığını ortaya çıkarmalıdır.” Türk, “PKK, devletin
ve hükümetlerin siyasal hataları neticesinde orta-
ya çıkmış bir sonuçtur” diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - MHP Genel Başkanõ Devlet
Bahçeli, “yıkım projesi, PKK
açılımı” diye de adlandõrdõğõ, AKP
hükümetinin Kürt açõlõmõnõn, “Böl-
gemizdeki su ve enerjiyi ele ge-
çirmek, kontrol altında tutmak ve
stratejik olarak rezerve etmek is-
teyen küresel gücün yazdığı Bü-
yük Ortadoğu Projesi’nin (BOP)
dayatması” olduğunu belirterek,
“Siyasi İslamcılığın fason sahip-
leri, bu proje ile küresel oyunun
parçası haline gelmiş ve ırkçı
noktaya sürüklenmiştir” dedi.
TBMM’nin 89 yõllõk kutlu tari-
hinin “en talihsiz” günlerinden
birini yaşadõğõnõ kaydeden Bahçe-
li, “Hükümet eliyle Türkiye için
bölünme modelleri arayışına gi-
rilmesine, siyasi tarihimizde ilk
defa şahit olunmaktadır. Dün,
Meclis’in ilk başkanı olan Mustafa
Kemal’in Anadolu’ya çöreklen-
miş işgalcileri atmak için verdi-
ği mücadeleye bakınız. Bugün,
aynı muhte-
şem milleti
otuz altıya böl-
meye çalışan-
ların hevesle-
rine bakınız”
dedi. Bahçeli,
Türk milletinin
böyle bir oyuna
gelmeyeceğini
ve böyle bir bölünmeyi asla kabul
etmeyeceğini kaydetti. AKP hükü-
metine ülkeyi “sıfır terörle” teslim
ettiğini belirten Bahçeli, ancak ara-
dan geçen 7 yõlda terörün ve etnik
bölücülüğün hiçbir dönemde gö-
rülmemiş şekilde cüret ve mevzi ka-
zandõğõnõ ileri sürdü.
‘Yıkım projesi PKK açılımı’
“PKK açılımı”yla Meclis’in
önüne gelen AKP hükümetinin te-
rörle “müzakere ve mütareke” sü-
reci başlattõğõnõ ifade eden Bahçe-
li, “PKK açılımıyla yapılmak is-
tenen, terörün silah ve şiddetle ya-
pamadığının siyasi yollarla ha-
yata geçirilmesidir. Yüce Meclis
maalesef bugün PKK’ye tesli-
miyetin belgesi olan bu yıkım
projesini görüşmektedir” dedi.
Sorunun temelinde Türk milleti-
ni Anadolu’dan attõrmayõ ve tarih-
ten silmeyi hedefleyen “şark me-
selesi”nin yattõğõnõ kaydeden Bah-
çeli, “adına ne denirse denilsin”,
Türkiye’ye dayatõlmak istenenin
de şark meselesinin bugünkü uzan-
tõsõ olduğunu ileri sürdü. Bahçeli
projenin yeni bir Sevr dayatmasõ ol-
duğunu, sorunun temelinde “eko-
nomik olumsuzluklar ve bölgeye
egemen feodal yapı”nõn yattõğõnõ
belirtti. Bahçeli, “İşte bu yüce
Meclis çatısı altında ve hükümet
bünyesinde yer alan arkadaşla-
rımıza lütfen bakınız. Fikirlerine
katılmayız, hatta şiddetle karşı
çıkarız, ama aileleriyle de doğ-
dukları yörelerle de iftihar ede-
riz. Hepsi bizim milletimizin ev-
latlarıdır” görüşünü dile getirdi.
Türk: Ciddi yaklaşõm gösterilirse, silahlar 3 ayda gündemden çõkar
‘Açõlõm BOP dayatmasõ’
Bahçeli TBMM tarihinin en talihsiz gününün yaşandõğõnõ söyledi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanõ De-
niz Baykal, “hükümetin açılım
projelerinin içine mayınlar yer-
leştirildiğini” vurgularken, “Açı-
lım yapacaksanız PKK açılımı
olmayacak, gerçekten Kürt
açılımı olacak. Kürt kökenli in-
sanlara bakacaksınız” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda,
Kürt açõlõmõna ilişkin genel gö-
rüşmede CHP lideri Baykal,
“Açılım sürecinin ucu açık, giz-
li bir süreç olduğunu, PKK’li-
lerin dağdan inmesi sürecinde
hukukun katledildiğini” söyle-
di. Baykal, bu süreçte yaşanan
şenlik görüntülerine iktidarõn tep-
ki gösterdiğine dikkat çekerken
“PKK’yi fiiilen muhatap al-
mışlar. Senin verdiğin imkân-
dan dolayı sevinç duyuyor.
Onu yaşattığın için sevinç du-
yuyor” deyince, DTP’li Sırrı
Sakık “Öldürsün mü, ne yap-
sın” diye tepki gösterdi. Baykal
bu konuda 20 yõl önce bir rapor-
la ortaya çõktõklarõnõ söyleyince,
DTP sõralarõndan “Dersim mo-
delinden söz et” “O raporun ar-
kasında durmadın” “Sen Kürt-
çe konuşan milletvekillerini ih-
raç ettin” diye tepkiler yükseldi.
Baykal, sözlerini “Biz o zaman
demişiz ki; kimsenin etnik kim-
liğine yasak koymazsınız. Dev-
let etnik kör olmak zorundadır,
ama devlet etnik eğitim işine
karışmasın. Bunu yaptığımız
zaman biz DGM’ye verildik.
Siz Türkiye’yi bölüyorsunuz
diye. Bunun mücadelesini 20 yıl
önce verdik, geldiğimiz nokta-
da olay başka. Hukuk bakı-
mından bugün bir problem
yok. Ama bunun samimiyetle
benimsenmesine ihtiyaç var-
dır” diye sürdürdü.
Etnik kimliklere saygõlõ ol-
duklarõnõ, ancak ayrõştõrma ça-
balarõnõn karşõsõnda olduklarõnõ
yineleyen CHP lideri, “Demok-
raside hiçbir milli devlet, ken-
di içindeki insanların ayrış-
masına izin vermez. Ne AB
müktesebatı, ne uluslararası
hukuki sözleşmeler, her etnik
kimliği ayrıştıracaksın, de-
mez... Yok böyle bir şey. Hü-
kümetin projelerinin içine bü-
tün bunlar birer mayın olarak
yerleştirilmiş. Üniversitede seç-
meli ders falan diye geçirecek-
ler. O seçmeli dersi anayasının
42. maddesine göre, nasıl uy-
gulayacaksın? Anayasayı niçin
değiştirmek istediğiniz de an-
laşılıyor” dedi.
‘Hükümet PKK’ye bakıyor’
Baykal, “Hükümet PKK’ye
bakıyor, PKK ile işbirliği yap-
maya çalışıyor, aracıları kul-
lanmaya çalışıyor. PKK ile iş-
birliği yaparak bu işi kontrol
etmeye çalışıyor. Bu çıkmaz
yoldur. Açılım yapacaksanız
PKK açılımı olmayacak, ger-
çekten Kürt açılım olacak.
Kürt kökenli insanlara baka-
caksınız” görüşünü dile getirdi.
PKK’yi etkisizleştirecek diplo-
matik adõmlar atõlmasõ gereği
üzerinde duran Baykal, “Ku-
zey Irak’ın yapması gereken
bir şey yok mu? Mesela
PKK’nin bir terör örgütü ola-
rak ilan edilmesini sağlaya-
maz mıyız? Örgütün elebaş-
larından bazılarının Türki-
ye’ye teslim edilmesini sağla-
yamaz mıyız?” diye sordu.
Baykal, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in
Şeyh Sait isyanı ve Dersim isyanı ile ilgili tepki yaratan sözle-
riyle ilgili olarak da mesaj verdi. CHP lideri, “Hiçbirimiz geçmiş
acıları kurcalayarak, birbirimize fatura ederek bir yarar sağla-
mayacağımızı bilmeliyiz. Bin yıllık bir tarih içinde yaşanmış acı-
ların tümüne saygı gösteriyorum. Sayın Türk söyledi,
geçmişte kabul edilemez acı ifadeler kullanılmış, yakı-
şıksız değerlendirmeler yapılmıştır ama o anıların üze-
rinden geleceğe bakamayız. Geçmişin bu acı anılarını
birbirimize fatura ederek değil, onları geride bırakma kararlı-
ğı içinde yeni bir geleceğe yüzümüzü dönmeliyiz” dedi.
Baykal, “Yüreğini doldura doldu-
ra Sayın Başbakan’ın ‘Türk mil-
leti’ dediğini duymak istiyorum.
Hükümetin mahçup mahçup
açıklamaya başladığı, temelinde
etnik ayrışmaya, milli eğitime ta-
şımaya dönük projelerin çok sa-
kıncalı olduğuna inanıyorum” di-
yerek sözlerini noktaladı.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Bağõmsõz İs-
tanbul Milletvekili Ufuk
Uras, genel kurulda yap-
tõğõ konuşmada Cumhuri-
yet tarihine bakõldõğõnda
temel sorunlarõn halen de-
vam ettiğinin görüldüğünü
söyledi. Kürt sorunun, ye-
rinin ve nedenlerinin bel-
li olduğunu ifade eden
Uras, bu konunun bir asa-
yiş sorunu olarak görül-
memesi gerektiğini dile
getirdi. Uras, sorunun çö-
zümüne ilişkin yapõlacak
yeni açõlõmlarõn, berabe-
rinde yeni çözümler üre-
teceğini kaydetti. Uras,
çözüm için herkesin çaba
sarf etmesi gerektiğini kay-
detti. Uras, Kürt sorunu ile
ilgili çözümün sürdürüle-
bilir olmasõ için toplumsal
desteğin sağlanmasõ ge-
rektiğine işaret etti.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Oturumda
bağõmsõz Tunceli Millet-
vekili Kamer Genç ile
Meclis Başkanõ Mehmet
Ali Şahin arasõnda bir ge-
rilim yaşandõ. Genç, her-
kesten önce söz hakkõ is-
tediğini ancak birçok
AKP’liye verilmesine rağ-
men kendisine söz veril-
mediğinden şikâyetçi oldu.
Genç bu şikâyetini dile
getirirken Meclis Başkan-
vekili’nden “basiretsiz”
diye söz edince Şahin si-
nirlendi. Meclis Başkan-
vekili’ne yapõlan hakaretin
cezasõnõn 3 gün olduğunu
hatõrlatan Şahin, Genç’i
sözlerini seçerken dikkat-
li olmaya davet etti.
‘Başbakandan ‘Türk milleti’
duymak istiyorum’
‘Acı anıları geride bırakmalıyız’
(Fotoğraf:
NECATİ SAVAŞ)
AKP açılımı anlatacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, bu
hafta sonu itibarõyla 81 ilde yapõlacak AKP
Genişletilmiş İl Danõşma Meclisi toplantõla-
rõna bakanlar ve milletvekillerinin de
katõlacağõnõ ve demokratik açõlõm çalõşmala-
rõyla ilgili olarak teşkilatlara yönelik
bilgilendirme yapõlacağõnõ bildirdi.
CHP lideri Baykal, “Açõlõm sürecinin ucu açõk, gizli bir
süreç olduğunu, PKK’lilerin dağdan inmesi sürecinde
hukukun katledildiğini” söyledi.
UFUK URAS
‘Toplumsal
destek
sağlanmalı’
Genç’e
uzaklaştırma
uyarısı