13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Hezeyanat... Recep Tayyip Erdoğan danışmanlarınca hazırlanan metinleri sunmada ustalaşmış bir politikacı. Aldığı eğitimin ezber yeteneğini geliştirdiği de kuşkusuz. Arapça bilgisi ne düzeydedir bilemem. Fakat Osmanlıca sözcükleri kullanmayı seviyor. Son konuşmalarından birinde bu sevgi özellikle göze çarpıyor. “Fikriyat, maneviyat, mefkûre, vasıf, münevver, mütefekkir, yâd etmek, nesil, vakfetmek, irfan...” vb. bu konuşmada geçen Osmanlıca sözcüklerden bazıları. Aynı kavramların pırıl pırıl Türkçe karşılılıkları da var... Fakat metni hazırlayan danışmanlar belli ki ve özellikle böyle olmasını istemişler. Özellikle, çünkü konu son iki yüzyılın aydın sorunsalına ilişkin. Metnin sadece dili bile, başkaca bir yoruma gerek kalmaksızın, (onu hazırlayanların ve sunanın) bu sorunsala yaklaşımının niteliğini gösteriyor. Türkiye Milli Kültür Vakfı adını taşıyan kuruluşun 40. yılı dolayısı ile 8 Kasım tarihinde Haliç Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan konuşmadan söz ediyorum... Bu tarihin altını çizelim. Çünkü Başbakan bu konuşmasıyla ilk kez güncel siyasetin dışına bu ölçüde çıkarak, bir kültür adamı, hatta bir teorisyen edasıyla, kültür alanına girmiş oluyor... Söz konusu konuşma metninin omurgasındaki teoriyi onun kişisel olarak oluşturabilmesi olanaksız. Sözcüsü olduğu kişi ve çevrelerin kimler olduğunu bilmek için ise kâhin olmaya gerek yok. Zaten yeni bir kuram da değil bu. Osmanlının son yüzyılından başlayarak Cumhuriyet ve devrimleriyle doruğa ulaşan aydınlanma savaşımı, daha ilk dönemlerinde gerici direnişlerle karşılaşmıştı. 2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin bir bölümü dışında siyasal iktidarlarca her zaman desteklenmelerine karşın bu gerici kültür ve sanat çevreleri aydınlanmacı kültür ve sanat karşısında varlıklarını ancak muhalefet konumunda sürdürebilmişlerdi... Şimdi artık iktidar olmak istiyor, bu konuda iddia ve hırslarını yüksek sesle dile getiriyorlar... Söz konusu konuşmayı bu hırs ve iddianın bir tür manifestosu, ilk işaret fişeği olarak okumak gerekiyor... Erdoğan’a (ve sözcülüğünü yaptığı çevrelere) göre, son iki yüzyılda “münevverlerimiz, mütefekkirlerimiz, aydınlarımız, ilim ve sanat erbabımız gerçekten büyük savrulmalar yaşamış aydınlarımız ile millet arasındaki makas bu süreçte açılmış”tır... Konuşmanın devamında, bu “münevver, mütefekkir, ilim ve sanat erbabı” arasında bu süreçlerde “Jakoben ve elitist anlayış”ın yaygınlaştığı; “aydınların bu ülkenin temel değerlerine, ruh köküne yabancılaştığı”, “aydınların ve onlarla birlikte yönetici kitlenin kendi öz değerlerinden ve milletin hassasiyetinden koptuğu” vb... “müşahade” ediliyor... Şu anda sizlerin aklından da, bu Jakoben ve elitist aydınların, sanatçıların, bilim ve kültür insanlarının kimler olduğu sorusunun geçtiğini tahmin ediyorum... “Ülkenin temel değerlerine”, “ruh kökü”ne yabancılaşan, “milletin hassasiyeti”nden kopan bu “ilim ve sanat erbabı” kimlerdir? Yanıt çok güç olmasa gerek: Erdoğan’ın konuşmasında övgüyle söz edilen N. Fazıl, C. Meriç, T. Buğra gibi birkaç yazar, şair ve düşünür ile kimilerinin adı sanı da bilinmeyen üç beş kişi dışında herkes... Yani, Namık Kemal’den Tevfik Fikret’e; Şinasi, Ziya Paşa ve Ali Suavi gibi aydınlanma savaşımcılarından Beşir Fuat ve Ziya Gökalp gibi düşünürlere; 19. yy. sonları ve 20. yy. başlarının (M. Âkif ve birkaç kişi dışında) aklınıza gelebilecek bütün şair ve yazarlarına; Mustafa Suphi ve Şefik Hüsnü’den örneğin Behice Boran’a; Nâzım Hikmet’ten Orhan Veli’ye ve 20. yüzyılın (Necip Fazıl ve bir iki düşündaşı dışında kalan) belli başlı bütün şairlerine; Hüseyin Rahmi’den Aziz Nesin’e; Yakup Kadri ve Sabahattin Ali’den Sait Faik, Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve günümüz edebiyatını oluşturan birçok seçkin yazarımıza kadar, (ve herhalde en seçkin ressamlarımız, müzisyenlerimiz, sinema ve tiyatro yaratıcılarımız, çağdaş bilim insanlarımız da aralarında olmak üzere) 19. ve 20. yüzyıl Türkiye’sinde evrensel, aydınlanmacı bir kültür, edebiyat ve sanat yaratmış belli başlı bütün kültür, sanat, siyaset ve bilim alanlarındaki değerlerimiz... 8 Kasım günü okunan gerici manifestonun, - haydi ben de Osmanlıcası ile söyleyeyim- “hezeyanat”ın (saçma ve anlamsız söz kalabalığının) asıl hedefi ise hiç kuşkumuz olmasın ki, onlara göre elitizm ve Jakobenizmin doruğunu oluşturarak ülkeyi temel değerlerinden ve ruh kökünden koparmış olan Kurtuluş Savaşı önderi ve onun öncülüğündeki Cumhuriyet devrimleridir... Bunu bugün bir başbakanın konuşmasında açıkça dile getirme cüretini henüz gösteremiyor olsalar da son iki yüzyılın (Cumhuriyet devrimleriyle taçlanan) bütün devrimci, ilerici, yenilikçi, aydınlanmacı kazanımlarına son darbeleri vurmaya ne ölçüde yaklaşmış oldukları açık seçik görülmektedir... ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Hükümetin terör örgütünü fiilen muhatap aldõğõnõ söyleyen Baykal, ‘ PKK açõlõmõ değil Kürt açõlõmõ olmalõ’ dedi ‘Proje mayınlarla dolu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu’nda, Kürt açõlõmõna ilişkin genel görüşmede İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, kõsa ve orta vadedeki adõmlarõn bir kõsmõnõ açõklarken, “Açı- lımın ucu açık” dedi. Atalay, Kürtçe pro- paganda yasağõnõn kaldõrõlacağõnõ, üni- versitelerde Kürt enstitülerinin kurula- cağõnõ ve Kürtçenin seçmeli ders olaca- ğõnõ, insan haklarõ ihlallerine karşõ ba- ğõmsõz kurullar oluşturulacağõnõ bildirdi. Uzun vadede neler yapõlacağõnõ açõkla- mayan Atalay, sivil anayasa çağrõsõ ya- parak asõl hedefin anayasa değişikliği ol- duğunu ortaya koydu. TBMM Genel Kurulu’nda, 10 Ka- sõm’da kavgalõ geçen ön görüşmenin ardõndan Kürt açõlõmõyla ilgili genel gö- rüşme dün gerçekleştirildi. Hükümet, açõlõmõn içeriği konusunda ayrõntõlõ bil- gi verilmesi yönündeki beklentiyi yine bo- şa çõkardõ. Atalay, hükümetin bugüne ka- dar yaptõğõ çalõşmalarla ilgili ayrõntõlõ bil- gi verirken bundan sonra atõlacak adõm- larla ilgili olarak yalnõzca kõsa ve orta va- dede yapõlacaklarõ anlatmakla yetindi. Atalay atılacak adımları anlattı • Vatandaşlarõmõzõn kullandõğõ farklõ dil ve lehçelerle ilgili üniversitelerimizde akademik araştõrma yapõlmasõ, enstitü kurulmasõ ve seçmeli ders konmasõ gibi uygulamalar, bu sürecin önemli yansõ- malarõndandõr. • Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ya- şayan vatandaşlarõmõzõn günlük yaşam- larõnõ kolaylaştõrmayõ amaçlayan; yol kontrollerinin azaltõlmasõ ve yayla ya- saklarõnõn kaldõrõlmasõ gibi idari tedbir- ler üzerinde de çalõşõlmaktadõr. • Toplumsal ve dini hizmetler dahil, va- tandaşlarõmõzõn sosyal yaşamlarõnda fark- lõ dil ve lehçeleri kullanmalarõnõn önün- deki engeller de kaldõrõlacaktõr. • Demokratik açõlõmõn orta vadeli ted- birleri genellikle yasal değişiklik gerek- tiren çalõşmalardõr. Bu nedenle, birçok de- mokratik ülkede mevcut olan bağõmsõz bir “Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu” ülkemizde de kurulacaktõr. Komisyon, özel ve kamu sektörüne yönelik her tür- lü ayrõmcõlõk şikâyetini ele alarak, etki- li bir denetim gerçekleştirecektir. Baş- bakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ, ba- ğõmsõz ve sivil bir insan haklarõ kurumuna dönüştürülecek. Kolluk hakkõndaki şi- kâyetlerin incelenmesi için “Bağımsız Şi- kâyet Mekanizması” oluşturulacak. • İşkenceye Karşõ BM Sözleşmesi’nin ihtiyari protokolünün onaylanmasõna da- ir kanun tasarõsõ, TBMM’ye sunulacak- tõr. Bu protokolün onaylanmasõyla birlikte, işkence ve kötü muameleyle mücadele- nin uluslararasõ denetim boyutu daha da pekişmiş olacaktõr. Protokolün onaylan- masõnõ takiben en geç 1 yõl içinde “Ulu- sal Önleme Mekanizması” kurulacaktõr. • Bugüne kadar çeşitli sebeplerle isim- leri değiştirilen yerleşim birimlerine, yerel talep olmasõ halinde, mevzuat hü- kümlerine uygun olarak eski isimlerinin verilebilmesine imkân sağlanacaktõr. • Siyasi partiler hukukunun alanõnõ ge- nişletmeyi, ifade ve örgütlenme özgür- lüğünün bir gereği olan siyasi propaganda hakkõnõn önündeki bazõ yasal engellerin kaldõrõlmasõ gerektiğini düşünüyoruz. Söz gelimi, siyasi partilerin seçim çalõş- malarõnda vatandaşlarõmõzõn kullandõk- larõ farklõ dil ve lehçelerde de onlara ses- lenebilme imkânõ verecek gerekli çalõş- malar bunlardandõr. Atalay, açõkladõğõ adõmlarõn açõlõm kap- samõnda alõnacak önlemlerden yalnõzcõ bir kõsmõ olduğunu vurgularken “Burada kesinlikle nihai bir liste söz konusu de- ğil, olamaz da. Demokratik açılımı ucu kapalı bir paket olarak değil, dinamik bir süreç olarak görmekteyiz. Süreç içe- risinde ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar ve değerlendirmeler ışığında da gereken her türlü adım atılacaktır” dedi. ‘Sloganımız: Herkes için daha fazla özgürlük’ Terörle mücadele çerçevesinde alõnan ön- lemleri yeterli görmediklerini belirten Ata- lay, “İcraatlarımızı kısa vadeli değil so- runların tamamıyla çözülmesi için ger- çekleştirmek hedefimizdir... Bu neden- le demokratik açılımın sloganı; ‘Herkes için daha fazla özgürlük’tür... ” dedi. ATALAY BİR KISMINI AÇIKLADI Açılımın ‘ucu açık’ çıktı Ortak komisyon önerisiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümü için TBMM’de bütün partilerin temsil edileceği bir ko- misyon kurulmasõnõ önererek, “Eğer ciddi bir çö- züm yaklaşımı gösterilirse, silahlar 3 ay içinde Türkiye’nin gündeminden çıkar” dedi. TBMM’de partisinin görüşlerini anlatan Türk, grup ve kongre konuşmasõndaki “sivri” ifadelerin aksine, “ılımlı” bir ko- nuşma yapmaya özen gösterdi. Türk ko- nuşmasõnda, “Hükümetin somut tek bir projesi, tek bir adımı olmamasına rağ- men, bizi ısrarla sürecin dışında tutma gayretlerine rağmen umutlarımızı yitir- medik. En azından sorunun artık ordu- ya havale edilmemesi umuduyla, siyasal alanda bizlerin sorumluluğunda kalması ve bu vesileyle ölümlerin durması adına bu süreci des- tekledik” dedi. Ancak hükümetin askeri operasyon- lardaki õsrarõ ve sorunu sadece güvenlik boyutunun ötesine taşõyamamõş olmasõnõn ölümleri durdurmadõ- ğõ gibi süreci de ilerletmediğini ifade eden Türk, DTP olarak “ciddi bir çözüm yaklaşımı” gösteril- mesi durumunda, silahlarõn 3 ay içinde Türkiye’nin gündeminden çõkacağõnõ ileri sürdü. ‘PKK devletin hatasının sonucudur’ Türk, Meclis’te ortak komisyon kurulmasõnõ iste- yerek, şu görüşlere yer verdi: “Ülkenin bu en temel sorununu demokratik, siyasal bir çözüme kavuşturmak için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan bütün partilerin temsil edileceği bir komisyon kurmayı yüce heyeti- nize öneriyoruz. Madem bu sorun bizim so- runumuzdur, madem çözümünü de biz ken- dimiz bulacağız, o halde hükümet, bu süreci artık kapalı kapılar ardında yürütüp süreci bulandırmak yerine Meclis’e teslim etmeli- dir. Kurulacak bu komisyon; ters yüz edil- miş tarih anlayışını sorgulayarak, gerçekleri açı- ğa çıkarabilmelidir. Hakikatleri araştırıp; kimin, nerede, hangi hataları yaptığını; ülkenin hangi dönemeçlerde, zayıflatılıp teslim alınmaya çalışıl- dığını ortaya çıkarmalıdır.” Türk, “PKK, devletin ve hükümetlerin siyasal hataları neticesinde orta- ya çıkmış bir sonuçtur” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, “yıkım projesi, PKK açılımı” diye de adlandõrdõğõ, AKP hükümetinin Kürt açõlõmõnõn, “Böl- gemizdeki su ve enerjiyi ele ge- çirmek, kontrol altında tutmak ve stratejik olarak rezerve etmek is- teyen küresel gücün yazdığı Bü- yük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) dayatması” olduğunu belirterek, “Siyasi İslamcılığın fason sahip- leri, bu proje ile küresel oyunun parçası haline gelmiş ve ırkçı noktaya sürüklenmiştir” dedi. TBMM’nin 89 yõllõk kutlu tari- hinin “en talihsiz” günlerinden birini yaşadõğõnõ kaydeden Bahçe- li, “Hükümet eliyle Türkiye için bölünme modelleri arayışına gi- rilmesine, siyasi tarihimizde ilk defa şahit olunmaktadır. Dün, Meclis’in ilk başkanı olan Mustafa Kemal’in Anadolu’ya çöreklen- miş işgalcileri atmak için verdi- ği mücadeleye bakınız. Bugün, aynı muhte- şem milleti otuz altıya böl- meye çalışan- ların hevesle- rine bakınız” dedi. Bahçeli, Türk milletinin böyle bir oyuna gelmeyeceğini ve böyle bir bölünmeyi asla kabul etmeyeceğini kaydetti. AKP hükü- metine ülkeyi “sıfır terörle” teslim ettiğini belirten Bahçeli, ancak ara- dan geçen 7 yõlda terörün ve etnik bölücülüğün hiçbir dönemde gö- rülmemiş şekilde cüret ve mevzi ka- zandõğõnõ ileri sürdü. ‘Yıkım projesi PKK açılımı’ “PKK açılımı”yla Meclis’in önüne gelen AKP hükümetinin te- rörle “müzakere ve mütareke” sü- reci başlattõğõnõ ifade eden Bahçe- li, “PKK açılımıyla yapılmak is- tenen, terörün silah ve şiddetle ya- pamadığının siyasi yollarla ha- yata geçirilmesidir. Yüce Meclis maalesef bugün PKK’ye tesli- miyetin belgesi olan bu yıkım projesini görüşmektedir” dedi. Sorunun temelinde Türk milleti- ni Anadolu’dan attõrmayõ ve tarih- ten silmeyi hedefleyen “şark me- selesi”nin yattõğõnõ kaydeden Bah- çeli, “adına ne denirse denilsin”, Türkiye’ye dayatõlmak istenenin de şark meselesinin bugünkü uzan- tõsõ olduğunu ileri sürdü. Bahçeli projenin yeni bir Sevr dayatmasõ ol- duğunu, sorunun temelinde “eko- nomik olumsuzluklar ve bölgeye egemen feodal yapı”nõn yattõğõnõ belirtti. Bahçeli, “İşte bu yüce Meclis çatısı altında ve hükümet bünyesinde yer alan arkadaşla- rımıza lütfen bakınız. Fikirlerine katılmayız, hatta şiddetle karşı çıkarız, ama aileleriyle de doğ- dukları yörelerle de iftihar ede- riz. Hepsi bizim milletimizin ev- latlarıdır” görüşünü dile getirdi. Türk: Ciddi yaklaşõm gösterilirse, silahlar 3 ayda gündemden çõkar ‘Açõlõm BOP dayatmasõ’ Bahçeli TBMM tarihinin en talihsiz gününün yaşandõğõnõ söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal, “hükümetin açılım projelerinin içine mayınlar yer- leştirildiğini” vurgularken, “Açı- lım yapacaksanız PKK açılımı olmayacak, gerçekten Kürt açılımı olacak. Kürt kökenli in- sanlara bakacaksınız” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda, Kürt açõlõmõna ilişkin genel gö- rüşmede CHP lideri Baykal, “Açılım sürecinin ucu açık, giz- li bir süreç olduğunu, PKK’li- lerin dağdan inmesi sürecinde hukukun katledildiğini” söyle- di. Baykal, bu süreçte yaşanan şenlik görüntülerine iktidarõn tep- ki gösterdiğine dikkat çekerken “PKK’yi fiiilen muhatap al- mışlar. Senin verdiğin imkân- dan dolayı sevinç duyuyor. Onu yaşattığın için sevinç du- yuyor” deyince, DTP’li Sırrı Sakık “Öldürsün mü, ne yap- sın” diye tepki gösterdi. Baykal bu konuda 20 yõl önce bir rapor- la ortaya çõktõklarõnõ söyleyince, DTP sõralarõndan “Dersim mo- delinden söz et” “O raporun ar- kasında durmadın” “Sen Kürt- çe konuşan milletvekillerini ih- raç ettin” diye tepkiler yükseldi. Baykal, sözlerini “Biz o zaman demişiz ki; kimsenin etnik kim- liğine yasak koymazsınız. Dev- let etnik kör olmak zorundadır, ama devlet etnik eğitim işine karışmasın. Bunu yaptığımız zaman biz DGM’ye verildik. Siz Türkiye’yi bölüyorsunuz diye. Bunun mücadelesini 20 yıl önce verdik, geldiğimiz nokta- da olay başka. Hukuk bakı- mından bugün bir problem yok. Ama bunun samimiyetle benimsenmesine ihtiyaç var- dır” diye sürdürdü. Etnik kimliklere saygõlõ ol- duklarõnõ, ancak ayrõştõrma ça- balarõnõn karşõsõnda olduklarõnõ yineleyen CHP lideri, “Demok- raside hiçbir milli devlet, ken- di içindeki insanların ayrış- masına izin vermez. Ne AB müktesebatı, ne uluslararası hukuki sözleşmeler, her etnik kimliği ayrıştıracaksın, de- mez... Yok böyle bir şey. Hü- kümetin projelerinin içine bü- tün bunlar birer mayın olarak yerleştirilmiş. Üniversitede seç- meli ders falan diye geçirecek- ler. O seçmeli dersi anayasının 42. maddesine göre, nasıl uy- gulayacaksın? Anayasayı niçin değiştirmek istediğiniz de an- laşılıyor” dedi. ‘Hükümet PKK’ye bakıyor’ Baykal, “Hükümet PKK’ye bakıyor, PKK ile işbirliği yap- maya çalışıyor, aracıları kul- lanmaya çalışıyor. PKK ile iş- birliği yaparak bu işi kontrol etmeye çalışıyor. Bu çıkmaz yoldur. Açılım yapacaksanız PKK açılımı olmayacak, ger- çekten Kürt açılım olacak. Kürt kökenli insanlara baka- caksınız” görüşünü dile getirdi. PKK’yi etkisizleştirecek diplo- matik adõmlar atõlmasõ gereği üzerinde duran Baykal, “Ku- zey Irak’ın yapması gereken bir şey yok mu? Mesela PKK’nin bir terör örgütü ola- rak ilan edilmesini sağlaya- maz mıyız? Örgütün elebaş- larından bazılarının Türki- ye’ye teslim edilmesini sağla- yamaz mıyız?” diye sordu. Baykal, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in Şeyh Sait isyanı ve Dersim isyanı ile ilgili tepki yaratan sözle- riyle ilgili olarak da mesaj verdi. CHP lideri, “Hiçbirimiz geçmiş acıları kurcalayarak, birbirimize fatura ederek bir yarar sağla- mayacağımızı bilmeliyiz. Bin yıllık bir tarih içinde yaşanmış acı- ların tümüne saygı gösteriyorum. Sayın Türk söyledi, geçmişte kabul edilemez acı ifadeler kullanılmış, yakı- şıksız değerlendirmeler yapılmıştır ama o anıların üze- rinden geleceğe bakamayız. Geçmişin bu acı anılarını birbirimize fatura ederek değil, onları geride bırakma kararlı- ğı içinde yeni bir geleceğe yüzümüzü dönmeliyiz” dedi. Baykal, “Yüreğini doldura doldu- ra Sayın Başbakan’ın ‘Türk mil- leti’ dediğini duymak istiyorum. Hükümetin mahçup mahçup açıklamaya başladığı, temelinde etnik ayrışmaya, milli eğitime ta- şımaya dönük projelerin çok sa- kıncalı olduğuna inanıyorum” di- yerek sözlerini noktaladı. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Bağõmsõz İs- tanbul Milletvekili Ufuk Uras, genel kurulda yap- tõğõ konuşmada Cumhuri- yet tarihine bakõldõğõnda temel sorunlarõn halen de- vam ettiğinin görüldüğünü söyledi. Kürt sorunun, ye- rinin ve nedenlerinin bel- li olduğunu ifade eden Uras, bu konunun bir asa- yiş sorunu olarak görül- memesi gerektiğini dile getirdi. Uras, sorunun çö- zümüne ilişkin yapõlacak yeni açõlõmlarõn, berabe- rinde yeni çözümler üre- teceğini kaydetti. Uras, çözüm için herkesin çaba sarf etmesi gerektiğini kay- detti. Uras, Kürt sorunu ile ilgili çözümün sürdürüle- bilir olmasõ için toplumsal desteğin sağlanmasõ ge- rektiğine işaret etti. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Oturumda bağõmsõz Tunceli Millet- vekili Kamer Genç ile Meclis Başkanõ Mehmet Ali Şahin arasõnda bir ge- rilim yaşandõ. Genç, her- kesten önce söz hakkõ is- tediğini ancak birçok AKP’liye verilmesine rağ- men kendisine söz veril- mediğinden şikâyetçi oldu. Genç bu şikâyetini dile getirirken Meclis Başkan- vekili’nden “basiretsiz” diye söz edince Şahin si- nirlendi. Meclis Başkan- vekili’ne yapõlan hakaretin cezasõnõn 3 gün olduğunu hatõrlatan Şahin, Genç’i sözlerini seçerken dikkat- li olmaya davet etti. ‘Başbakandan ‘Türk milleti’ duymak istiyorum’ ‘Acı anıları geride bırakmalıyız’ (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) AKP açılımı anlatacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, bu hafta sonu itibarõyla 81 ilde yapõlacak AKP Genişletilmiş İl Danõşma Meclisi toplantõla- rõna bakanlar ve milletvekillerinin de katõlacağõnõ ve demokratik açõlõm çalõşmala- rõyla ilgili olarak teşkilatlara yönelik bilgilendirme yapõlacağõnõ bildirdi. CHP lideri Baykal, “Açõlõm sürecinin ucu açõk, gizli bir süreç olduğunu, PKK’lilerin dağdan inmesi sürecinde hukukun katledildiğini” söyledi. UFUK URAS ‘Toplumsal destek sağlanmalı’ Genç’e uzaklaştırma uyarısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle