18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 14 KASIM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Aynı Türküyü Söylemek... Yargıç yansızlığı ve yargıç bağımsızlığı... Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü. Yargıç ve savcılar anayasanın güvencesi altında değil mi? Önceki gün bunları konuştuk gün boyunca. Ve dün TBMM’de demokratik açılım tartışılırken telefonum çaldı... Bir arkadaşım, “olacak iş değil” deyip ekledi: “Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB) Fethi Şimşek’in açıklamasının manşet olması gerekirdi...” Haklıydı! Şimşek basın toplantısının sonunda ne demişti: “Bir başbakan altı yıl izinsiz olarak dinleniyor. Usulüne göre dinleme olunca toplum ayağa kalkıyor.” Elbet salt başbakan değil, sıradan bir insan bile demokratik ülkelerde yasadışı dinlenemez. Hangi koşullarda telefon dinleneceği yasalarda var... Eğer bir ülkede başbakan izinsiz olarak dinleniyorsa, siyasal erk o dinlemeyi yapanlar hakkında gerekeni yapar. Burada önemli olan TİB Başkanı’nın, savcı ve yargıçların telefon dinlemelerinin “usule uygun” yapıldığını söylerken, Başbakan Erdoğan’a sığınması ve açık açık şöyle demesi: “Usulüne uygun dinleme, ne var bunda?..” Acı olan da Türkiye’nin nereden nereye geldiği... Yandaş medya gizli telefon kayıtlarını yayımlıyor, Aydınlık dergisi Başbakan’ın görüşmelerini yayımlayınca Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya gözaltına alınıp Ergenekon’dan tutuklanıyor. Bu çifte standart niye? Siz bir yandan demokratik açılımdan söz edeceksiniz öte yandan “usulüne uygun” dinlemeden söz edip, insanların özel yaşamlarını iddianamelere koyacaksınız. Hangi demokratik hukuk devletinde böyle bir şey var? AKP iktidarının demokrasi anlayışı bu! TİB Başkanı’nın hukuk anlayışı bu! Bir mahkeme “Yargıtay dinlensin” kararı veriyor; Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Başkanlar Kurulu kararı olmadan dinlenemez” açıklaması yapıyor; HSYK’den Adalet Bakanı’na tepki geliyor... Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde açık bir savaş mı var? Asker askerliğini, siyasetçi siyasetini yapsın. İktidar yargıdan elini çeksin... Çetelerle, cuntalarla yasal mücadele edilsin, Türkiye’nin önü açılsın, demokrasi ve özgürlükler genişletilsin! Bunlar bu denli zor mu? Siyasal iktidarın demokrasiyi ve özgürlükleri bir araç olarak kullandığını görüyorum. Daha doğrusu AKP demokrasicilik oynamayı seviyor... Avrupa Şeyhülislamı Ali Yüksel’in bakanlık danışmanı olduğu ülkemizde demokratik açılım beklemek için insanın saf olması gerekir. Her neyse! Dinci, tarikatçı ve AKP yandaşı kalemler “darbe geliyor darbe” çığlıkları atarken, hukuk dışı uygulamaları, telefon dinlemelerini, yargıya verilen gözdağını “Ergenekon”la ilişkilendiriyorlar. Ergenekon davasını sulandıran da bunlar. Meclis’te demokratik açılım tartışılıyor. Gerçekten Türkiye’de demokratik açılım gerçekleşecek mi? Siyasal iktidar demokratik açılımdan ne anlıyor? Kürtçe konuşmak mı yoksa anadilde eğitim mi? 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği Seçim ve Siyasi Partiler Yasası değiştirilmeden Türkiye’de demokratik açılımdan söz edilemez! Seçim barajı yüzde 5’e indirilmeli, Siyasi Partiler Yasası değiştirilmeli. Güneydoğu’da işsizlik ve yoksulluk günbegün artıyor, Diyarbakır’dan Mardin’e, Batman’a, Van’a, Hakkâri’ye değin binlerce çocuk sokaklarda yaşıyor. Yoksulluk salt Güneydoğu’da değil tüm Türkiye’de dalga dalga büyüyor... 14 yaşındaki Ceylan’ın ölümü! Nasıl öldü, kim öldürdü bilinmiyor, bu olayın üzeri örtülüyor... Faili meçhul cinayetler, PKK’nin katlettiği öğretmenler, mühendisler! Bir iç sıkıntısı ve umutsuzluk! Islak ve kuru imzalı belgeler... Telefon dinlemeleri... Devletin kurumları arasındaki güvensizlik... Yargıya gözdağı verilmesi... Yolsuzluk, vurgun, soygun. Çete, mafya, asker, siyasetçi ilişkisi. Ve Güneydoğu’da 25 yıldır bitmeyen savaş... Türkiye bunların hiçbirisini hak etmiyor. Şu “demokratik açılım” paketi bir açılsın, içinden ne çıkacak gerçekten merak ediyorum... Yaşamı çoğaltmak, hüzünlerle değil umutların gerçekleşmesini görmek... Türkülerimizi Trabzon’dan Tekirdağ’a; Aydın’dan Hakkâri’ye dek birlikte söylemek. Zor mudur? [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Enerji Bakanlõğõ, Danõştay’õn iptal ettiği yönetmelik maddelerini değiştirerek ihaleyi gerçekleştirecek AKP nükleerde õsrarlõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız, Nükleer Santral İha- lesi Yönetmeliği’nin üç maddesiyle ilgili Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafõndan verilen yürütme- yi durdurma kararõnõ değerlendirir- ken, “Konuyu temyize götürmek yerine yönetmelik değişikliği şek- linde bir noktaya getirmek istiyo- ruz” dedi. Saran Enerji ile İspanyol Fersa ara- sõnda yapõlan ortaklõk anlaşmasõ im- za töreni öncesinde gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Yõldõz, Danõş- tay’õn aldõğõ kararla ilgili Enerji Ba- kanlõğõ’nda hukuki bir değerlendir- me yapõlõp yapõlmadõğõ sorusu üze- rine, Danõştay’õn kararõnõn önem ta- şõdõğõnõ ve bu konuda hukukçularla nihai bir görüşme yapacaklarõnõ söy- ledi. Yõldõz “Yönetmeliğin 3 mad- desiyle ilgili Danıştay’ın aldığı ka- rarı temyiz etmeyebileceğimizi söylüyorum. Biz hukukta Enerji Bakanlığı veya Danıştay’ın haklı olduğunu göstermek yerine, bun- dan çok fazla bir kazanım sağla- yamayacağımız için hızlıca hareket edip bir değerlendirme yapacağız. Konuyu temyize götürmek yerine yönetmelik değişikliği şeklinde bir noktaya getirmek istiyoruz. İha- lenin daha fazla uzamaması ge- rektiğini ve şu veya bu şekilde mutlaka nihayetlenmesi gerektiği kararını veriyoruz” dedi. 2010 yõlõnda Sinop’la ilgili çalõş- mayõ sonuçlandõracaklarõnõ anlatan Yõldõz, İran’õn uranyumunun Türki- ye’ye verilmesi konusu ve Türkiye’de uranyumun depolanmasõnõn sorun olup olmayacağõ yönündeki sorular üzerine hem İran tarafõ, hem de Bir- leşmiş Milletler nezdindeki ülkeler- den böyle bir talep olmasõ halinde uranyumun Türkiye’de depolanma- sõyla ilgili bir problem olmadõğõnõ ve buna hayõr demeyeceklerini söyledi. Yõldõz, “Teknik açıdan depolanma problem değil. Önemli olan Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Baş- bakanımızın yaptığı görüşmelerde alınacak karar” dedi. ‘İRAN’IN URANYUMUNA HAYIR DEMEYİZ’ Enerji Bakanõ Taner Yõldõz, Danõştay tarafõndan bazõ maddeleri iptal edilen yönetmelik için temyize gitmek yerine yönetmelik değişikliği yapacaklarõnõ ve nükleer santral ihalesinin gecikmemesini sağlacaklarõnõ söyledi. Yõldõz, İran’õn uranyumunun Türkiye’ye verilmesi ve Türkiye’de uranyumun depolanmasõ konusunda bir talep gelmesi halinde de buna hayõr demeyeceklerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle