Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Dinlenmek mi Zor
Yoksa Dinlenmemek mi?..
Bir gün bu noktaya kadar geleceğimizi,
İslamofaşizme yönelik rejimin büyük kulağının
herkesi dinleyerek sindirme yönteminin
egemen olduğu ortamda, izlenmek ile
dinlenmekten daha beterinin, hiç izlenmemek,
dinlenmemek olacağını doğrusu hiç
düşünememiştim.
Geçenlerde bir arkadaş toplantısındaydık,
dostlardan biri biraz da takılmak için:
- Aman sözlerimize dikkat edelim, Ali’yi
dinliyorlardır, bu arada biz de dinlenir ve
gümbürtüye gideriz, ayağımızı denk alalım ha!..
dedi.
- Yok canım! Diye yanıtladım, beni kim niye
dinlesin ki?.. Karım hışımla atıldı:
- Neden dinlenmeyecekmişsin! Sen adam
değil misin?!
Al başına belayı, dinlensen bir türlü,
dinlenmesen bir türlü... Daha önce de ikide bir
takılıyorlardı:
- Ne o seni Ernegekon’dan hâlâ almadılar mı
içeri? Ya da zamanını soruyorlardı:
- Eeee Silivri’ye yolculuk ne zaman?..
Müthiş bir ikilem içinde kalıyordum.
Ergenekon’dan içeri alınmadığım için
sevineyim mi, yoksa bunca olaydan sonra,
adam yerine konmayıp, içeri alınmadığım için
üzüleyim mi bilemiyordum.
Bir ara, evde karıma “Canım beni de alırlardı,
ama yaş haddinden sıyırdık” diyerek mazeret
beyan edecek oldum, yutmadı.
- Şener Eruygur’lar, Hurşit Tolon’lar ne
oluyor, onlar da yirmilik delikanlılar mı? demez
mi?
Evet dostlar, görün işte Türkiye ne hale
geldi!.. Yargıçlar, savcılar, Yargıtay dinleniyor,
Adalet Bakanlığı müfettişlerinin talebi üzerine
mahkeme kararıyla dinleniyor.
Dinlemenin yasal olup olmadığını tartışmanın
anlamı yok.
Çünkü, yargının böylesine dinlenmesi yargıyı
sindirme yöntemidir ve ülkeyi faşizme götürür
demeyeceğim, çünkü zaten götürmüştür.
Eğer bu dinleme yasal ise yasalarınız
bozuktur, düzeltilmesi gerekmektedir.
Türkiye’deki büyük kulak uygulamasının izah
edilir bir yanı yoktur, bu dinlemenin yasal kılıfı
olmasa da olay antidemokratik, yasal kılıfı olsa
da...
Türkiye’nin 2002’den beri önceleri dikkatli
“ılımlı” adımlarla bir sivil darbe ile İslamofaşist
bir yönetime doğru götürüldüğünü, bıkmadan
usanmadan yazıyoruz.
Türkiye’de sivil darbe tehdidinin tehlike
olmayı aşıp, kuvveden fiile intikal etmiş
olduğunu, gözler önüne sermeye çalışıyoruz.
Son dinleme skandalı bunun bir kanıtı olarak
ortada durmaktadır.
Bu tür bir pratiğe hiçbir demokraside
rastlanmaz, olsa olsa faşist rejimlerde görülür
bunlar.
Parlamento başkanının başbakan tarafından
azarlandığı bir parlamenter sistem olamaz.
Yargısı gizli dinlemeyle sindirilen bir
demokrasi olamaz.
İktidarın işine gelmeyen kararlar veren
yargıcın, yürütmenin emriyle kovuşturulduğu
bir demokrasi görülmüş değildir.
Türkiye’de askeri darbe tehdidi öne
sürülerek, sivil darbe açık açık yürütülmektedir.
Yasama, AKP’nin liderinin
hegemonyasındadır, o kadar ki, o gerektiğinde
Meclis Başkanı’nı paylayabilmektedir.
Sivil darbeciler, devletin bütün doruklarını ele
geçirdikten sonra, YÖK aracılığıyla,
üniversiteleri, yandaş sermaye ve vergi cezaları
aracılığıyla medyayı cendereye almakta,
yandaşlaştırmakta, darbe komplolarıyla TSK’yi
etkisizleştirmekte, Yargıtay Başkanı’nın
deyimiyle, yargıyı hedef tahtası haline getirip
savunma haline sokmuş bulunmaktadır.
Bütün bunlar faşizme giden yolun artık
sonuna yaklaşılmakta olduğunun
göstergeleridir.
Aklı başında olan herkes, dinleme
skandalının AKP’nin Anayasa Mahkemesi
tarafından da tescil edilmiş sivil darbesinin bir
parçası olduğunu görmek durumundadır.
AKP laik demokratik hukuk devletini, baskıcı
faşist bir dinci rejime çevirme darbesi yolunda
herkesi sindirmeye çalışıyor.
Bunun hesabını er veya geç vereceklerdir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Zahid Akman’õn yargõ süreci, üst kurulu üyeler hakkõnda açõlan davalara karşõ önlem almaya yöneltti
RTÜK üyeleri zõrh istiyorFIRAT KOZOK
ANKARA - RTÜK Başkan Da-
vut Dursun ile eski başkan Zahid
Akman’õn da aralarõnda bulunduğu
3’ü eski 9 üyenin “yoğun kasıt al-
tında ve birden fazla görevi kö-
tüye kullanmak” suçundan hapis-
le cezalandõrõlmasõ istemiyle açõlan
dava ve devam eden yargõ süreci
RTÜK’ü yeni önlemler almaya yö-
neltti. Bundan böyle üyeler hak-
kõnda görevleri sõrasõnda ya da ay-
rõldõktan sonra açõlan davalar, kurum
aleyhine açõlmõş sayõlacak.
Cumhuriyet, RTÜK’ün bir süre
önce Başbakanlõk’a gönderdiği
“Radyo ve Televizyonların Ku-
ruluş ve Yayın Hizmetleri Hak-
kında Yasa Tasarısı Taslağı”na
ulaştõ. Taslak, bir kurul personeli-
nin açtõğõ davada yargõlanan Zahid
Akman ve bazõ üyelerin durumunun,
kurulu yeni formüller üretmeye it-
tiğini ortaya koyuyor. Taslağõn 25.
maddesine göre üst kurul üyeleri,
kurul kararlarõndan ve toplantõlarda
ifade ettikleri görüşlerinden ötürü
sorumlu tutulamayacaklar.
Davalardan
başları ağrımayacak!
Üyelerin görevleriyle bağlantõlõ
olarak işledikleri ileri sürülen suç-
lara ilişkin soruşturmalar, TBMM
Başkanlõğõ tarafõndan belirlenecek
esas ve usullere göre yapõlacak ve
bunlar hakkõnda soruşturma izni yi-
ne TBMM tarafõndan verilecek. Tas-
lakta ayrõca üst kurul üyelerinin ce-
zai ve hukuki sorumluluklarõna iliş-
kin olarak 19.10.2005 tarihli ve 5411
sayõlõ Bankacõlõk Yasasõ’nõn 104.
maddesinin son bendinin uygulan-
masõ öngörülüyor. Taslakta değini-
len Bankacõlõk Yasasõ’nõn ilgili ben-
dinde, şu hükme yer veriliyor:
“Kurul başkan ve üyeleri ile ku-
rum personeli aleyhine, kurulun
veya kurumun bu kanunda yazı-
lı görevlere ilişkin karar, eylem ve
işlemleri sebebiyle, gerek görevle-
rinin ifası sırasında gerek görevden
ayrılmalarından sonra, açılmış ve-
ya açılacak her türlü tazminat ve
alacak davası, kurum aleyhine
açılmış sayılır. Bu davalarda hu-
sumet kuruma yöneltilir.”
Söz konusu bendin RTÜK üyele-
rine de uygulanmasõ durumunda üye-
ler, haklarõnda açõlacak davalarda
yargõ süreciyle ilgilenmeyecek. Bü-
tün süreç RTÜK’ün üzerine yõkõlacak.
RTÜK Uzman Denetçiliği gö-
revinde bulunan Cengiz Özdiker,
görevden alõnmasõnõn ardõndan aç-
tõğõ iade davasõnõ kazanmasõna
karşõn, yargõ kararlarõnõn uygulan-
madõğõ gerekçesiyle aralarõnda 9
üyenin de bulunduğu 14 kişi hak-
kõnda suç duyurusunda bulunmuştu.
1 yıl ile 5 yıl arasında
hapis isteniyor
Bunun üzerine aralarõnda RTÜK
Başkanõ Davut Dursun ile eski Baş-
kanõ Zahid Akman’õn da bulunduğu
14 sanõk hakkõnda “İdari yargı ka-
rarlarını uygulamamak suretiyle
görevi kötüye kullandıkları” savõyla
dava açõlmõştõ. Davanõn önceki gün-
kü duruşmasõnda, 3’ü eski 9 RTÜK
üyesinin “yoğun kasıt altında ve bir-
den fazla görevi kötüye kullan-
mak” suçundan 1 yõl 3’er aydan 5 yõl
3’er aya kadar hapis cezasõyla ceza-
landõrõlmalarõ istenmişti.
Zahid Akman başta olmak üzere RTÜK üyeleri hakkõnda açõlan davalar nedeniyle zor
durumda kalan üst kurul üyeleri dokunulmazlõk zõrhõ peşinde. RTÜK’ün bir süre önce
Başbakanlõk’a gönderdiği yasa tasarõsõ taslağõnda, kurul üyeleri hakkõnda açõlacak davalarõn
kurum aleyhine açõlmasõ ve tazminattan kurumun sorumlu olmasõ öngörülüyor. Söz konusu
düzenleme yasalaşõrsa üyeler, haklarõnda açõlacak davalarda yargõ süreciyle ilgilenmeyecek.
Öymen:
Üzdüysek
özür
dileriz
CHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Onur Öymen,
konuya ilişkin olarak
yaptõğõ yazõlõ açõklamada
sözlerinin çarpõtõldõğõnõ
belirterek özür diledi.
Öymen, “İnsanlarımız
eğer bizim hiç
kastetmediğimiz
nedenlerle üzüldülerse,
incindilerse, bu
çarpıtmalar sonucunda
geçmiş olayları
hatırlayarak üzüntü
duydularsa bundan en
çok biz üzülürüz. Böyle
bir üzüntüye biz sebep
olmamamıza rağmen,
onların bu üzüntüleri
bizim sözlerimizi
çarpıtan insanların bu
davranışlarına bizim
sözlerimizi kaynak
yapmalarından
kaynaklanıyorsa,
gerçekten özür dileriz
onlardan. Aleviler
Atatürk’e en çok sahip
çıkan, düşüncelerini her
zaman savunmuş
insanlar. Bizim bunları
incitmek gibi bir
düşüncemiz olabilir mi?
Bunlara karşı bir
düşüncemiz olabilir
mi?” dedi.
Ankara Tuncelililer Derneği üyesi bir grup dün CHP Genel Merkezi’ne siyah çelenk bıraktı. (Fotoğraf:AA)
Onur Öymen’e tepki yağdõ
Haber Merkezi - CHP Genel
Başkan Yardõmcõsõ Onur Öy-
men’in TBMM’de demokratik açõ-
lõm görüşülürken söylediği, “Kur-
tuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait İs-
yanı’nda, Dersim İsyanı’nda,
Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı?
Kimse ‘Analar ağlamasõn müca-
deleyi durduralõm’ demedi” diye-
rek terörle mücadeleye Dersim is-
yanõnõn bastõrõlmasõnõ örnek gös-
termesi tepkilere yol açtõ. İnsan
Haklarõ Derneği (İHD) Tunceli
Temsilcisi Barış Yıldırım, Öy-
men hakkõnda suç duyurusunda
bulunurken, Alevi Bektaşi Fede-
rasyonu (ABF) Genel Başkanõ Ali
Balkız, Öymen’i Alevilerden özür
dilemeye davet etti. Ankara’da bir
grup, CHP Genel Merkezi önüne si-
yah çelenk bõraktõ.
İHD Tunceli Temsilcisi Yõldõrõm,
Öymen’in o dönem yaşayan Der-
simlileri terörist olarak değerlen-
dirdiğini belirterek, “Öymen, ba-
kanlık yapan İhsan Sabri Çağla-
yangil ve yine o dönem generallik
yapan çeşitli kişilerin anılarında
belirttiği, suç teşkil eden kimi ey-
lemler ve insan hak ve özgürlük-
lerine aykırı uygulamaları överek,
TCY’nin 215. maddesinde dü-
zenlenen ‘Suç ve Suçluyu Övme’ fii-
lini ihlal etmiştir” dedi.
ADF Genel Başkanõ Ali Balkõz da
Öymen’in açõklamalarõna sert tep-
ki gösterdi. Balkõz, “CHP demok-
rasinin mi, yoksa katliamların
mı yanındadır? Bilmek istiyo-
ruz” dedi. CHP’nin, Alevilerin
katledildiği bir katliamõ örnek gös-
termesinin kabul edilemez olduğu-
nu belirten Balkõz, “Onur Öymen
sözlerini geri almalı ve Alevi top-
lumundan derhal özür dilemeli-
dir” diye konuştu. Ankara Tunce-
lililer Derneği üyesi bir grup da Öy-
men’i protesto etmek amacõyla dün
CHP Genel Merkezi’ne siyah çelenk
bõraktõ. “Dersim Onurdur, Onu-
runa Sahip Çık”, “Yaşasın Barış,
Yaşasın Kardeşlik”, sloganlarõ
atan grup adõna açõklama yapan
dernek başkanõ Bülent Akdağ, Öy-
men’in, “Türkiye’de ayrımcılığı
körüklediğini” söyledi. Akdağ,
CHP’deki Tuncelilileri de istifa et-
meye davet etti.
Tekin’den karanfil
İstanbul’da da Tunceli Dernekleri
Federasyonu üyesi bir grup, CHP
İstanbul İl Başkanlõğõ önünde Öy-
men’i protesto etti. CHP İstanbul İl
Başkanõ Gürsel Tekin, dõşarõ çõ-
karak Öymen’in konuşmasõnõn yan-
lõş anlaşõldõğõnõ söyledi. Tekin,
grupta bulunanlara karanfil verdi.
Tunceli Kültür ve Dayanõşma
Vakfõ Yönetim Kurulu’nca yapõ-
lan yazõlõ açõklamada ise “ Genel
Başkan veya Merkez Yönetim
Kurulu bir açıklama ile durumu
düzeltip, Tunceli halkından özür
dilemelidir” denildi.
Sınırsız
Kürtçe
yayın izni
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Radyo ve televizyonlarõn
farklõ dil ve lehçedeki yayõnlarõn-
da süre sõnõrlamasõnõ kaldõran yö-
netmelik Resmi Gazete’nin dünkü
sayõsõnda yayõmlandõ. Yönetmelik
ile özel televizyonlar sõnõrsõz
Kürtçe yayõn yapabilecek.
Türk Vatandaşlarõnõn Günlük
Yaşamlarõnda Geleneksel Olarak
Kullandõklarõ Farklõ Dil ve Lehçe-
lerde Yapõlacak Radyo ve Tel-
evizyon Yayõnlarõ Hakkõnda Yö-
netmelik ile TRT dõşõndaki radyo
ve televizyon kuruluşlarõnõn farklõ
dil ve lehçelerdeki yayõnlarõna
ilişkin usul ve esaslar yeniden dü-
zenlendi. Bu konuda 25 Ocak
2004 tarihinde yayõmlanan ve ya-
yõnlara bazõ sõnõrlayõcõ düzenle-
meler getiren yönetmelik ise yü-
rürlükten kaldõrõldõ.
Sürekliliği olmayanlara
izin şartı yok
Farklõ dil ve lehçelerde yayõn
yapmak isteyen radyo ve televiz-
yon kuruluşlarõ, yayõn yapmak is-
tedikleri dil ya da lehçeleri, prog-
ram türlerini, programlarõn günlük
yayõn akõşõ içindeki yerleşimini ve
aylõk yayõn planlarõnõ belirleyen
yönetim kurulu kararõyla RTÜK’e
başvuracak. RTÜK, başvurularõ
yayõn alanõ, teknik imkânlar ve ta-
lep edilen dil ve lehçede yayõn ya-
pan diğer kuruluşlarõ da göz önün-
de bulundurarak değerlendirecek
ve uygun görmesi durumunda ya-
yõn izni verecek. RTÜK’ün izni
olmadan farklõ dil ve lehçede ya-
yõn yapõlamayacak. Ancak, izni
olmayan kuruluşlarõn günlük, ay-
lõk ve yõllõk yayõn planlarõ göz
önüne alõndõğõnda süreklilik arz
etmeyen münferit müzik eserleri
ve sinema filmlerini yayõmlamasõ
izne tabi olmayacak.
TÜSİAD Başkanõ Yalçõndağ, telefon dinlemelerinin bireysel hak ve özgürlükleri tehdit ettiğine dikkat çekti
Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri
ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİAD) Yö-
netim Kurulu Başkanõ Arzuhan Doğan
Yalçındağ, hiç kimsenin, hiçbir kesi-
min demokrasiye müdahale etmesine
müsaade edilmemesi gerektiğini belir-
terek, “Ülkemizde artık liberal de-
mokrasinin tam anlamıyla oturması
için hepimiz üzerimize düşeni yap-
malıyız ve Türkiye’nin bir hukuk
devleti olduğuna inancımızı da kay-
betmemeliyiz” dedi.
Yalçõndağ, TÜSİAD-Sabancõ Üniver-
sitesi Rekabet Forumu (REF) ve Sektö-
rel Dernekler Federasyonu (SEDEFED)
tarafõndan düzenlenen 5. Rekabet Kon-
gresi’nde, gazetecilerin gündeme ilişkin
sorularõnõ yanõtladõ. Zor bir dönemden
geçildiğini belirten Yalçõndağ, Amin
Maalouf’un Çivisi Çõkmõş Dünya kita-
bõna atõfta bulunarak, şöyle konuştu:
“Diyor ki dünya 21. yüzyıla pusulası-
nı kaybetmiş şekilde giriyor. Bugün
yaşananlar, öncelikle telefon dinleme
konusu... Başbakan’ın telefonu 6 yıl-
dır dinleniyormuş. Öğreniyoruz ki,
hâkimlerimiz, savcılarımızın telefon-
ları dinleniyor. Artık sokaktaki insan
da, telefonunun dinlendiğine inanı-
yor. Bu, insanın mahremiyet duygu-
sunu zedeliyor. Bunun, bireysel hak
ve özgürlüklerle, demokrasiyle bağ-
daşır bir tarafı yok. Müthiş bir tedir-
ginlik yaratıyor. Öncelikle bu tedir-
ginliği gidermemiz lazım diye düşü-
nüyorum.” Yalçõndağ, adalet duygusu-
na herkesin ihtiyaç duyduğuna dikkati
çekerek, “Birey olarak, toplum ola-
rak, devlet olarak, millet olarak, ada-
lete güvenimiz sarsılırsa, adalet duy-
gusuna güvenimiz sarsılırsa, neye sı-
ğınacağız ve neye tutunacağız? Yapa-
cak başka şey yok. Çıkış yolumuz,
demokrasi ve hukukun üstünlüğü. İyi
olacak inşallah, bu kaotik ortamı at-
latacağız” diye konuştu.
İHD, CEZAEVLERİNDE TEDAVİ ŞANSLARI OLMADIĞINA DİKKAT ÇEKTİ
‘39 hasta hükümlü serbest bõrakõlsõn’
İSTANBUL - GAZİANTEP
- İstanbul ve Gaziantep İnsan
Haklarõ Derneği Şubeleri, Tür-
kiye’nin çeşitli cezaevlerinde ya-
tan hasta hükümlülerin serbest bõ-
rakõlmasõnõ istedi. Gaziantep İHD
üyeleri, yurdun çeşitli kentlerin-
den cezaevlerindeki hasta hü-
kümlülere de mektup gönderdi.
Gaziantep’te İHD Şube Baş-
kanõ Gülten Aydın postane
önünde yaptõğõ açõklamada halen
değişik cezaevlerinde tutulan 39
mahkûmun ağõr hasta olduğuna
dikkat çekerek, “Bu kişilerden
10’u kanser, 3’ü ağır felçli,
3’ü vernike korsakof’lu, diğer
13’ü değişik ağır hastalıklar
taşımaktadır. Bu kişilerin te-
davileri cezaevi koşullarında
yeterince yapılamadığından,
hastalıkları giderek ağırlaş-
maktadır” dedi. Aydõn’õn açõk-
lamasõnõn ardõndan İHD’liler
cezaevlerindeki hasta hüküm-
lülere dayanõşma mektuplarõ
gönderdiler. İstanbul İHD’den
yapõlan açõklamada da cezaev-
lerinde ölümlerin yaşanmama-
sõ için hükümetin gerekli adõm-
larõ atmasõ istendi.
İstanbul’da da kendilerini “tec-
ride karşı sanatçılar” olarak
tanõmlayan bir grup sanatçõ, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül tara-
fõndan cezasõ kaldõrõlan Güler
Zere’yi tedavi gördüğü Çapa
Tõp Fakültesi’nde ziyaret etti.
Aralarõnda yönetmen Sırrı Sü-
reyya Önder, İlyas Salman ile
Grup Yorum üyesi Cihan Keş-
kek, Ruhan Mavruk’un da bu-
lunduğu sanatçõlar Zere’nin, haf-
ta sonunda izinli olarak hastane-
den çõkacağõnõ belirttiler.
HÜKÜMETİ PROTESTO EYLEMİ
İmamlar 25 Kasım’da
camiye gitmeyecek
Yurt Haberler Servisi - Türk Diyanet Vakõf-
Sen Genel Başkanõ Hazım Zeki Sergi, hüküme-
tin toplusözleşme görüşmelerinde olumsuz tutu-
munu protesto için kamu görevlilerinin bir gün-
lük iş bõrakma eşlemi yapacağõ 25 Kasõm günü
imamlarõn da camiye gitmeyeceğini söyledi.
Mardin’de Türkiye Eğitim-Sen Şube Başkan-
lõğõ’nda basõn toplantõsõ düzenleyen Sergi, sen-
dikalarõn aldõğõ eylem kararlarõ sonrasõnda, üye-
lerin yönetici baskõsõyla karşõlaştõğõnõ belirterek
şunlarõ söyledi: “Sendikalar olarak ciddi sı-
kıntılarımız var. Yöneticiler, kamu çalışanla-
rının bazı sendikalara üye olmalarına karşı
çıkıyor. Bu hukuk devleti anlayışıyla bağdaş-
mıyor. 25 Kasım’da imamlarımız da diğer
kamu çalışanları gibi görevlerine
gitmeyecek” dedi. Ülkenin son günlerde geri-
limli bir noktaya taşõndõğõnõ ileri süren Sergi,
“Sorumluluk sahibi siyasilerin sağduyulu
davranmaları gerekir. Telefon dinlenmesi
konusunda bizim de rahatsızlıklarımız var.
Telefonlarımızın dinlendiğinden şüpheleri-
miz var” diye konuştu.
RTÜK’ÜNYENİYÖNETMELİĞİ
‘Çıkış yolumuz hukukun üstünlüğü’