Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
12 KASIM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Onları Tanır mısınız?..
Günümüz Türkiye’sinde 1923 devrimini
yargılayıp aşağılamak, Atatürk’ü karalamak,
uygar bir toplum özlemini dile getirenleri “1930
kafası”olarak suçlamak moda oldu.
Oysa demokrasiyi ve özgürlükleri çoğaltmak
için 1923 devrimini, halkımızın çoğunluğunun
benimsediği yaşam biçimini, Cumhuriyetimizi
savunacağız.
Demokrasi laiklik temelinde yükselir!
Şimdi diyeceksiniz ki, yüz bine yakın kaçak
Kuran kurslarını, imam-hatipleri, tarikat şeyhinin
müritlerinin devletin en duyarlı kurumlarında
örgütlenmesi gerçeğini unutun.
Hayır unutmadık!
Bugün, “Şeriatçı-PKK-Yeni Mandacı
birlikteliği”azımsanmayacak bir güç elde ettiler.
Son yedi yılda elde edilen bu güç, yalın bir sözle
1923 devrimiyle kurulan Cumhuriyete en ağır
biçimde saldırıyor.
1950’den bugüne değin geçen süreçte, dinci,
tarikatçı, faşist siyasal kadrolar 12 Mart ve 12
Eylül’ün katkısıyla devlet içinde kadrolaştılar.
Bir dönem DP, AP, MSP, ANAP, DYP ve
RP’nin kanatları altına girenler, eğitim, emniyet ve
yargıda örgütlendiler.
Yeni mandacı kesim 1960’lı, 70’li yıllarda
sosyalizmin peşinden gidiyordu, geleceğini oraya
bağlamıştı, 1980 sonrası neoliberalizme sarıldı.
Şimdilerde tarikat şeyhinin televizyon
kanallarında, vakıf üniversitelerinde, holding
danışmanlığında paraya para demiyor.
Bir elleri AKP’de bir elleri tarikat şeyhinde...
Bir gecede iki-üç kanalda program yapıyor.
Sola düşman, emeğe düşman, Cumhuriyete
düşman!
Yeni mandacının elinde “demokrasi ve özgürlük
meşalesi”, dönüp dolaşıp aynı yere geliyor:
“Kemalist ve baskıcı devlet, demokrasi ve
özgürlüklerin önünde en büyük engel!”
Yeni mandacı takım, dinciler ve PKK
sempatizanları televizyon ekranlarında, Süleyman
Demirel’i “Alıp kaçtı” diye eleştiriyor ama 28
Şubat’ta her şeye “evet” diyen Necmettin
Erbakan’a dokunmuyor.
Eğer dokunursa iş Abdullah Gül’den Bülent
Arınç’a değin uzanacak...
O zaman TRT’de “bol kazançlı geceler” bitecek!
Bunlar, Fikret Başkaya ve Haluk Gerger’in,
düşüncelerini yazıp söyledikleri için başları belaya
girdiği yıllarda da “üç maymunu” oynamışlardı.
Atatürk’ü yobazlar sevmez!
PKK, Lozan’ı değil Sevr’i yeğler!
Peki yeni mandacı ne yapar?
İlhan Selçuk’un deyişiyle “ruhsal kördüğümün”
açmazındadır; 1923 devrimini ne reddedebiliyor
ne de benimseyebiliyor; şeriatçıyla PKK
sempatizanının öncülüğünde güdüleniyor.
İnsanın bireye dönüşmesi, uzun ve tarihsel bir
oluşumun sonunda gerçekleşti. Çünkü kulun
özgürce düşünmesi, kutsal kitaplarca
yasaklanmıştı.
Kralın ya da sultanın tebaası, her düşünceyi,
egemenin çizdiği çerçevede tuttu.
Avrupa bunu ortaçağda yaşadı, din
savaşlarında oluk oluk kan aktı.
Bizim yeni mandacı takımı Aydınlanma sürecini
algılayamadığı için, “emir kumanda” zincirinde
benimsediği Marksizmden çark ederek, Sovyetler
yıkılınca haykırmaya başladı:
“Moskova öldü, yaşasın Washington!”
Bunları satın almak kolaydır!
Basarsın mangırı, yanına oturur, senin
çığırtkanlığını yapar.
Zaman zaman kendini ele verir:
“Ben Tünel-Taksim arasında birinci sigarası içip
yaya giderken sosyalist olmuştum!”
Kimileri vardır, sıkıştıklarında savunmaya
geçerler:
“Ben Kemalist devlete dün de karşıydım bugün
de!”
Aslında karşı oldukları Aydınlama devrimidir,
yürekleri yetmez açık açık söylemeye!
Yobaz-PKK-yeni mandacı...
Kuzey Irak’ta ihaleleri kaparlar, milyon dolarları
cebe indirirler.
Bir dönem Süleyman Demirel’in, Tansu
Çiller’in, Erbakan Hoca’nın, Mesut Yılmaz’ın
kayığına binmişlerdi.
Şimdilerde AKP’nin savunucusudurlar!
Düşüncelerini emperyalizmin ağababalarına
kiralayanlar ne sosyalist, ne sosyal demokrat, ne
şeriatçı, ne de liberal olabilir!
Bakmayın öyle “Askeri darbelere
karşıyım”dediklerine... Saklanacak delik ararlar
önce... Ardından da pazarlığa otururlar...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
CHP’li Kart’tan
Atalay’a sorular
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay
tarafõndan yanõtlanmasõ
istemiyle verdiği soru
önergesinde,
“Demokratik açõlõm adõ
altõnda yapõlan
çalõşmalarda vahim
hukuk ihlalleri
yapõlmõştõr. Suç
işlendiğine ya da kişi
hakkõnda kõsõtlama kararõ
bulunduğuna ilişkin
kayõtlarõn görmezden
gelinmesi kabul ve izah
edilemez. Zira bu
uygulama fiili anlamda
örgüt üyeliği ya da suç
ilişkisinin affedilmesi
anlamõna gelir” dedi.
AKP’den
Bahçeli’ye dava
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ve AKP tüzel
kişiliği adõna, MHP
Genel Başkanõ Devlet
Bahçeli hakkõnda,
partisinin 9. Olağan
Büyük Kurultayõ
açõlõşõnda yaptõğõ
konuşmada, “ağõr bir
biçimde suçlayõcõ ve
aşağõlayõcõ ifadeler”
kullandõğõ iddiasõyla
toplam 200 bin TL’lik
tazminat davasõ açõldõ.
Yaman’ın ailesi
de müdahil oldu
ELAZIĞ
(Cumhuriyet)- Elazõğ’õn
Karakoçan ilçesinde, bir
askerin eline pimi
çekilmiş el bombasõ
vererek 4 askerin
ölümüne neden olduğu
gerekçesiyle piyade
Teğmen Mehmet
Tümer’in yargõlanmasõna
devam edildi. Duruşmada
tutuklu sanõk Teğmen
Tümer ile şehit piyade
Onbaşõ İbrahim
Öztürk’ün babasõ
müdahiller Hacõ Öztürk,
annesi Nermiye Öztürk,
şehit piyade er Mesut
Bulut’un babasõ Sinan,
annesi Mevlüde ve
amcasõ Bedir Bulut ile
piyade Çavuş İbrahim
Yaman’õn babasõ Adem,
annesi Nuriye Yaman ve
dayõsõ Adem Sarõ hazõr
bulundu. piyade Çavuş
Yaman’õn ailesinin
müdahil olma talepleri
mahkeme tarafõndan
kabul edildi.
‘Karar ihaleyi
etkileyebilir”
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Enerji ve Tabi Kaynaklar
Bakanõ Taner Yõldõz,
nükleer santral ihalesi
yönetmeliğine ilişkin
Danõştay’õn verdiği
karara istinaden, hukuka
saygõlõ olduklarõnõ ancak
bir yandan da iş
yapmalarõ gerektiğini
kaydetti. Temyiz
konusunda ilgili bir şey
yapmadõklarõnõ ifade
eden Yõldõz, “Enerji
Bakanlõğõ olarak hukuki
bir muvazza
oluşturmayacak bir yapõ,
sonuca gidecek bir yapõ
oluşturmak istiyoruz.
Gerek şartnameyle ilgili,
gerek yönetmeliklerle
ilgili önümüzdeki
günlerde kasõmõn sonuna
kadar olan süre içinde
bunlarõ yapamazsak
farklõ bir karar alacağõz.
O yüzden Danõştay’õn
kararõnõ ihale sürecini
etkileyebilecek bir karar
olarak görüyoruz” dedi.
İçişleri Bakanlõğõ bütçesi görüşmelerine Kürt açõlõmõna yönelik eleştiriler damgasõnõ vurdu
‘Millet açõlõmõ bilmiyor’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Plan ve Büt-
çe Komisyonu’nda İçişleri Ba-
kanlõğõ’nõn bütçesinin görüş-
melerinde de “Kürt açılımı”
tartõşmasõ yaşandõ. MHP’lilerin
“Şehit yakınlarını coplatı-
yorsunuz” diye tepki gösterdiği
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay,
“hiçbir polisin şehit ailesini
coplamadığını” savundu. Mu-
halefet partileri, hükümetin
Meclis’e hâlâ bilgi vermeme-
sine de “Açılımı Barzani bili-
yor, ABD biliyor, bir tek
Türk milleti bilmiyor” sözle-
riyle tepki gösterdi.
İçişleri Bakanõ Atalay, ba-
kanlõğõnõn bütçesinin sunuş ko-
nuşmasõnda terörle mücadele
konusunda bilgi verirken “Te-
rörle mücadelenin bir boyu-
tu şehit ve gazilerimizdir. Biz
şehit ve gazilerimizin değeri-
ni iyi biliyoruz. Şehitlik ne de-
mek, onu iyi biliriz. Biz, ce-
naze törenlerinde bağırarak
istismar değil, ama evlerini zi-
yaret ederek, mutlaka o şehit
analarının elini öperek şehit
ailelerinin ihtiyaçlarını kar-
şılarız. İçimizde bunu derin-
den hissederiz” dedi. MHP’li-
ler “Dağdan geleni davulla
zurnayla karşıladınız, şehit ai-
leleri coplandı” diye laf atar-
ken MHP Sakarya Milletveki-
li Münir Kutluata “Dünkü
(önceki günkü) konuşmanız-
da ‘AKP Türkiye partisi, di-
ğerleri bölge partisi’ dediniz”
görüşünü kaydetti. Atalay, söz-
lerinin yanlõş anlaşõldõğõnõ söy-
lerken “Ben sadece şunu di-
yorum; AKP Türkiye’nin her
tarafında temsil gücü olan
bir partidir” açõklamasõnõ yap-
tõ. Hiçbir şehit yakõnõ ve aile-
sinin coplanmadõğõnõ, Meclis’e
gelmelerinin önlendiğini kay-
deden Atalay, “Hiçbir polisi-
miz şehit ailesini coplama-
mıştır. Kanun vardır, hiçbir
gösteri Meclis’e gelemez. Gü-
ven Park’ın orada tedbir alı-
nır ve bu tarafa gelmeleri
önlenir. Bu, Meclis’i koru-
maktır. Onun dışında şehit ai-
lelerin coplanması söz konu-
su değildir. Böyle hassas şey-
lerin istismarı da doğrusu bi-
zi üzüyor” dedi.
‘16 bin polis alınacak’
Atalay, bakanlõğõnõn bütçesi
hakkõnda bilgi verirken de 2010
yõlõnda 16 bin polis memurunun
alõnacağõnõ söyledi.
Bakanlõk bütçesi üzerinde
söz alan MHP Ankara Millet-
vekili Deniz Bölükbaşı, Ata-
lay’õn önceki gün genel kurul-
da açõlõmla ilgili yaptõğõ ko-
nuşmada, yine kapsamõ açõkla-
madõğõna işaret ederek “Açılı-
mın içeriğini Barzani biliyor,
ABD biliyor, ama Türk mil-
leti bilmiyor” dedi. Habur Sõ-
nõr Kapõsõ’nda, terör örgütü
üyelerinin teslim olmasõ sõra-
sõnda ortaya çõkan manzarayõ da
eleştiren Bölükbaşõ, “Habur’da
terör örgütünün taşıdığı pa-
çavralarına ses çıkarmadı-
nız, ama şehit ailelerinin el-
lerindeki bayrakları topladı-
nız” görüşünü dile getirdi. Irak
ile “terörle mücadele işbirli-
ği” anlaşmasõ imzalandõğõnõ
belirten Bölükbaşõ, Bakan Ata-
lay’a, bu metnin içeriğinin ne-
den açõklanmadõğõnõ sordu.
Atalayi se “Orada çadır
mahkeme kurulmadı. Diyar-
bakır’dan savcılar gitti. Çün-
kü bunların oradan araba-
larla Diyarbakır’a gelmesi,
orada bunların sorgulanma-
sı, yargılanmasını Diyarbakır
Valiliği güvenlik açısından
uygun bulmadı” dedi.
Kaplan: Öcalan’ı teslim
protokolü açıklansın
DTP Şõrnak Milletvekili Ha-
sip Kaplan da “barış grubu”
diye nitelendirdiği PKK’lilerin
ilk kez 1999’da geldiğini, yine
o dönemde Avrupa’dan da bir
başka grubun geldiğini belirte-
rek “Onların nasıl ve kimler
tarafından karşılandığını da
ben biliyorum” dedi. Son 30
yõlda yaşanan ölümlerden ül-
kedeki herkesin sorumlu oldu-
ğunu belirten Kaplan, “Gelin 4
lider; Türkiye’nin Cumhuri-
yet olduğu, Türkiye Cumhu-
riyeti’nin bölünemeyeceği,
resmi dilin Türkçe olduğu ve
İstiklal Marşı için ‘evet’ di-
yerek imza atsın. Ülkenin bö-
lünme tehlikesi olursa önce
buna biz karşı çıkarız.
1999’da Öcalan’ın teslim pro-
tokolü bilinmiyor. Meclis de
bilmiyor. Hangi protokol im-
zalandı, bunların bilinmesi
gerekiyor” dedi.
CHP’li Osman Kaptan, Ata-
lay’a, “PKK devletin içinde
midir? Dağdan inenlere ön-
ceden kendilerine bir şey ya-
pılmayacağına dair güvence
verdiniz mi? Açılım çizgisini
AKP mi, PKK mi, İmralı mı
çizdi” diye sordu.
Bütçe görüşmesi sõrasõnda, MHP’lilerin “Şehit yakõnlarõnõ coplatõyorsunuz”
diye tepki gösterdiği İçişleri Bakanõ Atalay, “hiçbir polisin şehit ailesini
coplamadõğõnõ” savundu. Atalay, “Kanun vardõr, hiçbir gösteri Meclis’e gelemez.
Güven Park’õn orada tedbir alõnõr ve bu tarafa gelmeleri önlenir” dedi.
GRAHAM FULLER
‘Türkiye sadık
müttefik değil’
Türkiye’nin son dönemde değişen
dõş politikasõnõ değerlendiren eski
CIA başkanõ Fuller, “Türkiye
Batõ’nõn reçetelerini uygulamasa
bile, yaptõklarõndan Batõ da
faydalanacak” şeklinde konuştu.
LONDRA (ANKA)
- Amerikan Merkezi
Haberalma Örgütü’nün
(CIA) Ulusal İstihbarat
Konseyi’nin eski baş-
kan yardõmcõsõ Gra-
ham Fuller, “Türkiye
artık eski deyişle ‘Ba-
tõ’nõn sadõk müttefiki’
değil. Ama Batı’nın
reçetelerini uygula-
masa bile, yaptıkla-
rından Batı da fayda-
lanacak” şeklinde ko-
nuştu.
BBC Türkçe Servisi
ile uzun bir söyleşi ya-
pan Fuller, Türkiye’nin
dõş politikasõnda son
dönemde atõlan adõmla-
rõ değerlendirdi. Fuller,
“Yeni bir şey yok bu-
rada. Neredeyse 10 yıl-
dır aynı ana hatlar ve
siyaset vizyonları ge-
çerli. Türk dış politi-
kasının pek çok ileri
geleni ve aydınlar, da-
ha AKP iktidara gel-
meden tüm komşu-
larla ilişkileri geliştir-
meyi, yani ‘sõfõr düş-
man’ politikasını dü-
şünüyordu. Belki Er-
meni ve İsrail boyut-
ları Batı kamuoyunda
daha fazla dikkat çek-
ti. Suriye ve Irak bo-
yutu ise daha az ko-
nuşuldu” dedi.
Türkiye konusunda
çeşitli kitaplarõ da bu-
lunan Fuller, Sovyetler
Birliği’nin dağõlmasõy-
la, Türkiye’nin saldõrõ-
ya uğrama korkusunun
epey azaldõğõnõ, Kaf-
kaslar’õ, İran’õ, Orta As-
ya’yõ, Ortadoğu’yu,
Arap dünyasõnõ kapsa-
yan ve yõllardõr kendi-
sinden uzakta tuttuğu
bölgeye daha normal
bir bakõş açõsõyla baka-
bilmeye başladõğõnõ be-
lirtti. Fuller şu değer-
lendirmede bulundu:
“Şunu da eklemeli-
yim ki Batı da Türki-
ye’nin bu bölgelerle
ilişki kurmasını iste-
memişti. Onlar Tür-
kiye’nin sadık bir NA-
TO müttefiki olarak
kalmasını istedi. Tür-
kiye’nin, doğusu ve
güneyindeki çıkarla-
rını göz ardı etti. Ör-
neğin Bush yönetimi,
Türkiye’nin İran ve
Suriye ile iyi ilişkiler
kurmasından son de-
rece mutsuzdu. Was-
hington o dönemde
her iki yönetimin de
dışlanmasını istiyor-
du. Washington Tür-
kiye’nin, Rusya’yla,
Çin’le ilişkilerini ge-
liştirmesini istemiyor-
du. Bunun kendi işini
zorlaştırdığına inanı-
yordu. Zorlaştırıyordu
da ters düşüyordu.”
‘ABD doğrudan
kontrol edemez’
Fuller, Türkiye’nin
tarihinde ilk defa Irak’õ
“Kürtlerin yaşadığı
bir sınır” olarak değil
de, bir ülke olarak gör-
düğü görüşünü kaydet-
ti. Fuller, Türkiye’nin
“gereksiz yere” Ame-
rika’yõ, Avrupa’yõ ya
da başka bir ülkeyi ken-
dinden soğutmamasõnõn
gereğine de işaret etti.
Fuller şöyle dedi: “Tür-
kiye artık eski deyişle
‘Batõ’nõn sadõk müttefi-
ki’ değil. Ama Batı’nın
reçetelerini uygula-
masa bile yaptıkların-
dan Batı da faydala-
nacak.” Fuller, Ameri-
kan diplomasisinin artõk
Türkiye’yi doğrudan
kontrol edemeyeceğini
de ifade etti.
Erdoğan, Meclis Başkanõ Şahin’i içtüzüğü işletmeye davet ettiğini
söylerken AKP’li Çelik ‘Başbakan, yalnõzca ricada bulundu’ dedi
‘Talimat değil rica’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, TBMM Genel Kurulu’nda
yaşananlarõn ardõndan Meclis Baş-
kanõ Mehmet Ali Şahin ile yaşadõğõ
diyaloglara ilişkin “Ben sadece iç-
tüzüğü işletmeye davet ettim”
dedi. AKP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Hüseyin Çelik ise CHP’nin
pankartlõ eylemiyle ilgili olarak
Başbakan Erdoğan’õn Şahin’e tali-
mat vermediğini savundu.
Başbakan Erdoğan, TBMM Ge-
nel Kurulu’nda CHP’nin yaptõğõ
eylem ve Şahin’le yaşadõğõ diya-
loğa ilişkin sorularõ yanõtladõ. “Ben
Meclis’in değil grubumun ami-
riyim” diyen Erdoğan, Şahin’le
görüşürken CHP ve MHP grup
başkanvekillerinin de yanõnda ol-
duğunu söyledi. CHP’nin eylemi
konusunda CHP Genel Başkanõ
Deniz Baykal’õ hedef alan Erdo-
ğan şunlarõ söyledi: “Kendisi ön-
ce parlamentonun içerisinde iç-
tüzüğe aykırı davranışlara sebep
olmasın. Buralar meydan mitingi
yapılacak yer değildir. Parla-
mentonun kendine ait kuralları
vardır. Bu kuralları öğrensin, bu
kurallara göre hareket etsin ve
grubunu da bu kurallara göre
hareket ettirsin. Bundan birkaç
yıl kadar önceydi. İzleyici kıs-
mında pankart açılmıştı ve bu
pankartı açanlar 3 yıla mah-
kûm olmuştu. Bu herhalde bir
örnek teşkil eder ve burada,
özellikle Meclis Başkanlığı’nı
ben sadece içtüzüğü işletmeye
davet ettim. Olay budur.”
‘Talimat vermedi’
Partisinin MKYK toplantõsõnõn ar-
dõndan basõn toplantõsõ düzenleyen
Çelik ise Erdoğan’õn Şahin’e “At-
tırsana şu pankartları salondan,
Meclis böyle mi yönetilir, miting
meydanı mı burası” dediği iddia-
sõyla ilgili olarak Erdoğan’õn Şahin’e
talimat vermesinin söz konusu ol-
madõğõnõ söyledi. Çelik, “Sadece
burada bu görüntülerin doğru ol-
madığını, o pankartların TBMM
Genel Kurulu’nda olmaması ge-
rektiğini ifade etmiş, sayın baş-
kandan bunlara müdahale edil-
mesini rica etmiştir” dedi.
‘Kimse Meclis
Başkanı’nı azarlayamaz’
TBMM İletişim Daire Başkanlõ-
ğõ’ndan yapõlan açõklamada, TBMM
Başkanlõk Divanõ’nõn 16 Kasõm’da
genel kurulda yaşananlarõ görüşmek
için toplantõya çağrõldõğõ vurgulan-
dõ. Açõklamada “Meclis Başka-
nı’nın azarlandığı”, “Meclis Baş-
kanı’na talimat verildiği” şeklin-
deki haberlerin gerçekdõşõ olduğu
belirtilerek “Meclis başkanlarını
kimse azarlayamaz” denildi.
Diyarbakõr’da bulunan Bülent Arõnç, Kürt açõlõmõnõ değerlendirdi
‘Projeyisonunakadargötüreceğiz’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Yardõmcõsõ
Bülent Arınç, Kürt açõlõm süre-
ciyle ilgili, “Ne olursa olsun,
bir acı ilacı içmek gerekli olsa
bile sonunda şifa bulmak için,
huzura kavuşmak için, bildiği-
miz doğru, iyi, güzel ne varsa ül-
kemiz için yapacağız. Kürt açı-
lımı oylarımızı riske edebile-
cek bir proje olarak görülse
bile bu projeyi sonuna kadar gö-
türeceğiz” dedi.
Dicle Üniversitesi’nin akademik
yõl açõlõş törenine katõlmak için Di-
yarbakõr’õ ziyaret eden Arõnç, ha-
vaalanõnda Diyarbakõr Valisi Hü-
seyin Avni Mutlu, Garnizon ve 7.
Kolordu Komutanõ Korgeneral
Salih Zeki Çolak ve DTP’li Bü-
yükşehir Belediye Başkanõ Os-
man Baydemir tarafõndan karşõ-
landõ.
Karşõlamada, kentte bulunan
Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Meh-
di Eker de hazõr bulundu.
Baydemir’i ziyaret
Daha sonra Tarõm Bakanõ Meh-
di Eker, Diyarbakõr milletvekilleri
Kutbettin Arzu, Abdurrahman
Kurt ve Diyarbakõr Valisi Hüse-
yin Avni Mutlu ile birlikte Di-
yarbakõr Büyükşehir Belediye
Başkanõ Baydemir’i makamõnda
ziyaret eden Arõnç, belediyede
yerel giysili çocuklar tarafõndan
karşõlandõ.
Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç de-
mokratik açõlõm sürecinin bir hu-
zur, barõş ve kardeşlik projesi ol-
duğunu belirterek, “Tarihten ge-
len travmaları, geçmişte yaşa-
nan acı dolu olayları biliyoruz.
Siyasetçi, toplumun sorunları-
nı çözen insandır. Boş konuşan
hamaset yapan insan değildir.
Bu konuda bildiğimiz doğrula-
rı yapmak istiyoruz. Herkesin
buna olumlu katkılarını bekli-
yoruz. Ne olursa olsun, bir acı
ilacı içmek gerekli olsa bile so-
nunda şifa bulmak için, huzura
kavuşmak için, bildiğimiz doğ-
ru, iyi, güzel ne varsa ülkemiz
için yapacağız. Herkesin acıla-
rının dineceği, gözyaşlarının bi-
teceği bir sürece ihtiyacımız
var. Onun için gerekirse yapa-
cağız” diye konuştu.Bülent Arınç.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i kabul etti. Çankaya Köşkü’nde ba-
sına kapalı yapılan ve 45 dakika süren görüşmenin içeriğine ilişkin bir açıklama yapılmadı. (Fotoğraf: AA)