22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 KASIM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Onları Tanır mısınız?.. Günümüz Türkiye’sinde 1923 devrimini yargılayıp aşağılamak, Atatürk’ü karalamak, uygar bir toplum özlemini dile getirenleri “1930 kafası”olarak suçlamak moda oldu. Oysa demokrasiyi ve özgürlükleri çoğaltmak için 1923 devrimini, halkımızın çoğunluğunun benimsediği yaşam biçimini, Cumhuriyetimizi savunacağız. Demokrasi laiklik temelinde yükselir! Şimdi diyeceksiniz ki, yüz bine yakın kaçak Kuran kurslarını, imam-hatipleri, tarikat şeyhinin müritlerinin devletin en duyarlı kurumlarında örgütlenmesi gerçeğini unutun. Hayır unutmadık! Bugün, “Şeriatçı-PKK-Yeni Mandacı birlikteliği”azımsanmayacak bir güç elde ettiler. Son yedi yılda elde edilen bu güç, yalın bir sözle 1923 devrimiyle kurulan Cumhuriyete en ağır biçimde saldırıyor. 1950’den bugüne değin geçen süreçte, dinci, tarikatçı, faşist siyasal kadrolar 12 Mart ve 12 Eylül’ün katkısıyla devlet içinde kadrolaştılar. Bir dönem DP, AP, MSP, ANAP, DYP ve RP’nin kanatları altına girenler, eğitim, emniyet ve yargıda örgütlendiler. Yeni mandacı kesim 1960’lı, 70’li yıllarda sosyalizmin peşinden gidiyordu, geleceğini oraya bağlamıştı, 1980 sonrası neoliberalizme sarıldı. Şimdilerde tarikat şeyhinin televizyon kanallarında, vakıf üniversitelerinde, holding danışmanlığında paraya para demiyor. Bir elleri AKP’de bir elleri tarikat şeyhinde... Bir gecede iki-üç kanalda program yapıyor. Sola düşman, emeğe düşman, Cumhuriyete düşman! Yeni mandacının elinde “demokrasi ve özgürlük meşalesi”, dönüp dolaşıp aynı yere geliyor: “Kemalist ve baskıcı devlet, demokrasi ve özgürlüklerin önünde en büyük engel!” Yeni mandacı takım, dinciler ve PKK sempatizanları televizyon ekranlarında, Süleyman Demirel’i “Alıp kaçtı” diye eleştiriyor ama 28 Şubat’ta her şeye “evet” diyen Necmettin Erbakan’a dokunmuyor. Eğer dokunursa iş Abdullah Gül’den Bülent Arınç’a değin uzanacak... O zaman TRT’de “bol kazançlı geceler” bitecek! Bunlar, Fikret Başkaya ve Haluk Gerger’in, düşüncelerini yazıp söyledikleri için başları belaya girdiği yıllarda da “üç maymunu” oynamışlardı. Atatürk’ü yobazlar sevmez! PKK, Lozan’ı değil Sevr’i yeğler! Peki yeni mandacı ne yapar? İlhan Selçuk’un deyişiyle “ruhsal kördüğümün” açmazındadır; 1923 devrimini ne reddedebiliyor ne de benimseyebiliyor; şeriatçıyla PKK sempatizanının öncülüğünde güdüleniyor. İnsanın bireye dönüşmesi, uzun ve tarihsel bir oluşumun sonunda gerçekleşti. Çünkü kulun özgürce düşünmesi, kutsal kitaplarca yasaklanmıştı. Kralın ya da sultanın tebaası, her düşünceyi, egemenin çizdiği çerçevede tuttu. Avrupa bunu ortaçağda yaşadı, din savaşlarında oluk oluk kan aktı. Bizim yeni mandacı takımı Aydınlanma sürecini algılayamadığı için, “emir kumanda” zincirinde benimsediği Marksizmden çark ederek, Sovyetler yıkılınca haykırmaya başladı: “Moskova öldü, yaşasın Washington!” Bunları satın almak kolaydır! Basarsın mangırı, yanına oturur, senin çığırtkanlığını yapar. Zaman zaman kendini ele verir: “Ben Tünel-Taksim arasında birinci sigarası içip yaya giderken sosyalist olmuştum!” Kimileri vardır, sıkıştıklarında savunmaya geçerler: “Ben Kemalist devlete dün de karşıydım bugün de!” Aslında karşı oldukları Aydınlama devrimidir, yürekleri yetmez açık açık söylemeye! Yobaz-PKK-yeni mandacı... Kuzey Irak’ta ihaleleri kaparlar, milyon dolarları cebe indirirler. Bir dönem Süleyman Demirel’in, Tansu Çiller’in, Erbakan Hoca’nın, Mesut Yılmaz’ın kayığına binmişlerdi. Şimdilerde AKP’nin savunucusudurlar! Düşüncelerini emperyalizmin ağababalarına kiralayanlar ne sosyalist, ne sosyal demokrat, ne şeriatçı, ne de liberal olabilir! Bakmayın öyle “Askeri darbelere karşıyım”dediklerine... Saklanacak delik ararlar önce... Ardından da pazarlığa otururlar... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP’li Kart’tan Atalay’a sorular ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay tarafõndan yanõtlanmasõ istemiyle verdiği soru önergesinde, “Demokratik açõlõm adõ altõnda yapõlan çalõşmalarda vahim hukuk ihlalleri yapõlmõştõr. Suç işlendiğine ya da kişi hakkõnda kõsõtlama kararõ bulunduğuna ilişkin kayõtlarõn görmezden gelinmesi kabul ve izah edilemez. Zira bu uygulama fiili anlamda örgüt üyeliği ya da suç ilişkisinin affedilmesi anlamõna gelir” dedi. AKP’den Bahçeli’ye dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP tüzel kişiliği adõna, MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli hakkõnda, partisinin 9. Olağan Büyük Kurultayõ açõlõşõnda yaptõğõ konuşmada, “ağõr bir biçimde suçlayõcõ ve aşağõlayõcõ ifadeler” kullandõğõ iddiasõyla toplam 200 bin TL’lik tazminat davasõ açõldõ. Yaman’ın ailesi de müdahil oldu ELAZIĞ (Cumhuriyet)- Elazõğ’õn Karakoçan ilçesinde, bir askerin eline pimi çekilmiş el bombasõ vererek 4 askerin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle piyade Teğmen Mehmet Tümer’in yargõlanmasõna devam edildi. Duruşmada tutuklu sanõk Teğmen Tümer ile şehit piyade Onbaşõ İbrahim Öztürk’ün babasõ müdahiller Hacõ Öztürk, annesi Nermiye Öztürk, şehit piyade er Mesut Bulut’un babasõ Sinan, annesi Mevlüde ve amcasõ Bedir Bulut ile piyade Çavuş İbrahim Yaman’õn babasõ Adem, annesi Nuriye Yaman ve dayõsõ Adem Sarõ hazõr bulundu. piyade Çavuş Yaman’õn ailesinin müdahil olma talepleri mahkeme tarafõndan kabul edildi. ‘Karar ihaleyi etkileyebilir” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanõ Taner Yõldõz, nükleer santral ihalesi yönetmeliğine ilişkin Danõştay’õn verdiği karara istinaden, hukuka saygõlõ olduklarõnõ ancak bir yandan da iş yapmalarõ gerektiğini kaydetti. Temyiz konusunda ilgili bir şey yapmadõklarõnõ ifade eden Yõldõz, “Enerji Bakanlõğõ olarak hukuki bir muvazza oluşturmayacak bir yapõ, sonuca gidecek bir yapõ oluşturmak istiyoruz. Gerek şartnameyle ilgili, gerek yönetmeliklerle ilgili önümüzdeki günlerde kasõmõn sonuna kadar olan süre içinde bunlarõ yapamazsak farklõ bir karar alacağõz. O yüzden Danõştay’õn kararõnõ ihale sürecini etkileyebilecek bir karar olarak görüyoruz” dedi. İçişleri Bakanlõğõ bütçesi görüşmelerine Kürt açõlõmõna yönelik eleştiriler damgasõnõ vurdu ‘Millet açõlõmõ bilmiyor’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu’nda İçişleri Ba- kanlõğõ’nõn bütçesinin görüş- melerinde de “Kürt açılımı” tartõşmasõ yaşandõ. MHP’lilerin “Şehit yakınlarını coplatı- yorsunuz” diye tepki gösterdiği İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, “hiçbir polisin şehit ailesini coplamadığını” savundu. Mu- halefet partileri, hükümetin Meclis’e hâlâ bilgi vermeme- sine de “Açılımı Barzani bili- yor, ABD biliyor, bir tek Türk milleti bilmiyor” sözle- riyle tepki gösterdi. İçişleri Bakanõ Atalay, ba- kanlõğõnõn bütçesinin sunuş ko- nuşmasõnda terörle mücadele konusunda bilgi verirken “Te- rörle mücadelenin bir boyu- tu şehit ve gazilerimizdir. Biz şehit ve gazilerimizin değeri- ni iyi biliyoruz. Şehitlik ne de- mek, onu iyi biliriz. Biz, ce- naze törenlerinde bağırarak istismar değil, ama evlerini zi- yaret ederek, mutlaka o şehit analarının elini öperek şehit ailelerinin ihtiyaçlarını kar- şılarız. İçimizde bunu derin- den hissederiz” dedi. MHP’li- ler “Dağdan geleni davulla zurnayla karşıladınız, şehit ai- leleri coplandı” diye laf atar- ken MHP Sakarya Milletveki- li Münir Kutluata “Dünkü (önceki günkü) konuşmanız- da ‘AKP Türkiye partisi, di- ğerleri bölge partisi’ dediniz” görüşünü kaydetti. Atalay, söz- lerinin yanlõş anlaşõldõğõnõ söy- lerken “Ben sadece şunu di- yorum; AKP Türkiye’nin her tarafında temsil gücü olan bir partidir” açõklamasõnõ yap- tõ. Hiçbir şehit yakõnõ ve aile- sinin coplanmadõğõnõ, Meclis’e gelmelerinin önlendiğini kay- deden Atalay, “Hiçbir polisi- miz şehit ailesini coplama- mıştır. Kanun vardır, hiçbir gösteri Meclis’e gelemez. Gü- ven Park’ın orada tedbir alı- nır ve bu tarafa gelmeleri önlenir. Bu, Meclis’i koru- maktır. Onun dışında şehit ai- lelerin coplanması söz konu- su değildir. Böyle hassas şey- lerin istismarı da doğrusu bi- zi üzüyor” dedi. ‘16 bin polis alınacak’ Atalay, bakanlõğõnõn bütçesi hakkõnda bilgi verirken de 2010 yõlõnda 16 bin polis memurunun alõnacağõnõ söyledi. Bakanlõk bütçesi üzerinde söz alan MHP Ankara Millet- vekili Deniz Bölükbaşı, Ata- lay’õn önceki gün genel kurul- da açõlõmla ilgili yaptõğõ ko- nuşmada, yine kapsamõ açõkla- madõğõna işaret ederek “Açılı- mın içeriğini Barzani biliyor, ABD biliyor, ama Türk mil- leti bilmiyor” dedi. Habur Sõ- nõr Kapõsõ’nda, terör örgütü üyelerinin teslim olmasõ sõra- sõnda ortaya çõkan manzarayõ da eleştiren Bölükbaşõ, “Habur’da terör örgütünün taşıdığı pa- çavralarına ses çıkarmadı- nız, ama şehit ailelerinin el- lerindeki bayrakları topladı- nız” görüşünü dile getirdi. Irak ile “terörle mücadele işbirli- ği” anlaşmasõ imzalandõğõnõ belirten Bölükbaşõ, Bakan Ata- lay’a, bu metnin içeriğinin ne- den açõklanmadõğõnõ sordu. Atalayi se “Orada çadır mahkeme kurulmadı. Diyar- bakır’dan savcılar gitti. Çün- kü bunların oradan araba- larla Diyarbakır’a gelmesi, orada bunların sorgulanma- sı, yargılanmasını Diyarbakır Valiliği güvenlik açısından uygun bulmadı” dedi. Kaplan: Öcalan’ı teslim protokolü açıklansın DTP Şõrnak Milletvekili Ha- sip Kaplan da “barış grubu” diye nitelendirdiği PKK’lilerin ilk kez 1999’da geldiğini, yine o dönemde Avrupa’dan da bir başka grubun geldiğini belirte- rek “Onların nasıl ve kimler tarafından karşılandığını da ben biliyorum” dedi. Son 30 yõlda yaşanan ölümlerden ül- kedeki herkesin sorumlu oldu- ğunu belirten Kaplan, “Gelin 4 lider; Türkiye’nin Cumhuri- yet olduğu, Türkiye Cumhu- riyeti’nin bölünemeyeceği, resmi dilin Türkçe olduğu ve İstiklal Marşı için ‘evet’ di- yerek imza atsın. Ülkenin bö- lünme tehlikesi olursa önce buna biz karşı çıkarız. 1999’da Öcalan’ın teslim pro- tokolü bilinmiyor. Meclis de bilmiyor. Hangi protokol im- zalandı, bunların bilinmesi gerekiyor” dedi. CHP’li Osman Kaptan, Ata- lay’a, “PKK devletin içinde midir? Dağdan inenlere ön- ceden kendilerine bir şey ya- pılmayacağına dair güvence verdiniz mi? Açılım çizgisini AKP mi, PKK mi, İmralı mı çizdi” diye sordu. Bütçe görüşmesi sõrasõnda, MHP’lilerin “Şehit yakõnlarõnõ coplatõyorsunuz” diye tepki gösterdiği İçişleri Bakanõ Atalay, “hiçbir polisin şehit ailesini coplamadõğõnõ” savundu. Atalay, “Kanun vardõr, hiçbir gösteri Meclis’e gelemez. Güven Park’õn orada tedbir alõnõr ve bu tarafa gelmeleri önlenir” dedi. GRAHAM FULLER ‘Türkiye sadık müttefik değil’ Türkiye’nin son dönemde değişen dõş politikasõnõ değerlendiren eski CIA başkanõ Fuller, “Türkiye Batõ’nõn reçetelerini uygulamasa bile, yaptõklarõndan Batõ da faydalanacak” şeklinde konuştu. LONDRA (ANKA) - Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü’nün (CIA) Ulusal İstihbarat Konseyi’nin eski baş- kan yardõmcõsõ Gra- ham Fuller, “Türkiye artık eski deyişle ‘Ba- tõ’nõn sadõk müttefiki’ değil. Ama Batı’nın reçetelerini uygula- masa bile, yaptıkla- rından Batı da fayda- lanacak” şeklinde ko- nuştu. BBC Türkçe Servisi ile uzun bir söyleşi ya- pan Fuller, Türkiye’nin dõş politikasõnda son dönemde atõlan adõmla- rõ değerlendirdi. Fuller, “Yeni bir şey yok bu- rada. Neredeyse 10 yıl- dır aynı ana hatlar ve siyaset vizyonları ge- çerli. Türk dış politi- kasının pek çok ileri geleni ve aydınlar, da- ha AKP iktidara gel- meden tüm komşu- larla ilişkileri geliştir- meyi, yani ‘sõfõr düş- man’ politikasını dü- şünüyordu. Belki Er- meni ve İsrail boyut- ları Batı kamuoyunda daha fazla dikkat çek- ti. Suriye ve Irak bo- yutu ise daha az ko- nuşuldu” dedi. Türkiye konusunda çeşitli kitaplarõ da bu- lunan Fuller, Sovyetler Birliği’nin dağõlmasõy- la, Türkiye’nin saldõrõ- ya uğrama korkusunun epey azaldõğõnõ, Kaf- kaslar’õ, İran’õ, Orta As- ya’yõ, Ortadoğu’yu, Arap dünyasõnõ kapsa- yan ve yõllardõr kendi- sinden uzakta tuttuğu bölgeye daha normal bir bakõş açõsõyla baka- bilmeye başladõğõnõ be- lirtti. Fuller şu değer- lendirmede bulundu: “Şunu da eklemeli- yim ki Batı da Türki- ye’nin bu bölgelerle ilişki kurmasını iste- memişti. Onlar Tür- kiye’nin sadık bir NA- TO müttefiki olarak kalmasını istedi. Tür- kiye’nin, doğusu ve güneyindeki çıkarla- rını göz ardı etti. Ör- neğin Bush yönetimi, Türkiye’nin İran ve Suriye ile iyi ilişkiler kurmasından son de- rece mutsuzdu. Was- hington o dönemde her iki yönetimin de dışlanmasını istiyor- du. Washington Tür- kiye’nin, Rusya’yla, Çin’le ilişkilerini ge- liştirmesini istemiyor- du. Bunun kendi işini zorlaştırdığına inanı- yordu. Zorlaştırıyordu da ters düşüyordu.” ‘ABD doğrudan kontrol edemez’ Fuller, Türkiye’nin tarihinde ilk defa Irak’õ “Kürtlerin yaşadığı bir sınır” olarak değil de, bir ülke olarak gör- düğü görüşünü kaydet- ti. Fuller, Türkiye’nin “gereksiz yere” Ame- rika’yõ, Avrupa’yõ ya da başka bir ülkeyi ken- dinden soğutmamasõnõn gereğine de işaret etti. Fuller şöyle dedi: “Tür- kiye artık eski deyişle ‘Batõ’nõn sadõk müttefi- ki’ değil. Ama Batı’nın reçetelerini uygula- masa bile yaptıkların- dan Batı da faydala- nacak.” Fuller, Ameri- kan diplomasisinin artõk Türkiye’yi doğrudan kontrol edemeyeceğini de ifade etti. Erdoğan, Meclis Başkanõ Şahin’i içtüzüğü işletmeye davet ettiğini söylerken AKP’li Çelik ‘Başbakan, yalnõzca ricada bulundu’ dedi ‘Talimat değil rica’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, TBMM Genel Kurulu’nda yaşananlarõn ardõndan Meclis Baş- kanõ Mehmet Ali Şahin ile yaşadõğõ diyaloglara ilişkin “Ben sadece iç- tüzüğü işletmeye davet ettim” dedi. AKP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Hüseyin Çelik ise CHP’nin pankartlõ eylemiyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan’õn Şahin’e tali- mat vermediğini savundu. Başbakan Erdoğan, TBMM Ge- nel Kurulu’nda CHP’nin yaptõğõ eylem ve Şahin’le yaşadõğõ diya- loğa ilişkin sorularõ yanõtladõ. “Ben Meclis’in değil grubumun ami- riyim” diyen Erdoğan, Şahin’le görüşürken CHP ve MHP grup başkanvekillerinin de yanõnda ol- duğunu söyledi. CHP’nin eylemi konusunda CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õ hedef alan Erdo- ğan şunlarõ söyledi: “Kendisi ön- ce parlamentonun içerisinde iç- tüzüğe aykırı davranışlara sebep olmasın. Buralar meydan mitingi yapılacak yer değildir. Parla- mentonun kendine ait kuralları vardır. Bu kuralları öğrensin, bu kurallara göre hareket etsin ve grubunu da bu kurallara göre hareket ettirsin. Bundan birkaç yıl kadar önceydi. İzleyici kıs- mında pankart açılmıştı ve bu pankartı açanlar 3 yıla mah- kûm olmuştu. Bu herhalde bir örnek teşkil eder ve burada, özellikle Meclis Başkanlığı’nı ben sadece içtüzüğü işletmeye davet ettim. Olay budur.” ‘Talimat vermedi’ Partisinin MKYK toplantõsõnõn ar- dõndan basõn toplantõsõ düzenleyen Çelik ise Erdoğan’õn Şahin’e “At- tırsana şu pankartları salondan, Meclis böyle mi yönetilir, miting meydanı mı burası” dediği iddia- sõyla ilgili olarak Erdoğan’õn Şahin’e talimat vermesinin söz konusu ol- madõğõnõ söyledi. Çelik, “Sadece burada bu görüntülerin doğru ol- madığını, o pankartların TBMM Genel Kurulu’nda olmaması ge- rektiğini ifade etmiş, sayın baş- kandan bunlara müdahale edil- mesini rica etmiştir” dedi. ‘Kimse Meclis Başkanı’nı azarlayamaz’ TBMM İletişim Daire Başkanlõ- ğõ’ndan yapõlan açõklamada, TBMM Başkanlõk Divanõ’nõn 16 Kasõm’da genel kurulda yaşananlarõ görüşmek için toplantõya çağrõldõğõ vurgulan- dõ. Açõklamada “Meclis Başka- nı’nın azarlandığı”, “Meclis Baş- kanı’na talimat verildiği” şeklin- deki haberlerin gerçekdõşõ olduğu belirtilerek “Meclis başkanlarını kimse azarlayamaz” denildi. Diyarbakõr’da bulunan Bülent Arõnç, Kürt açõlõmõnõ değerlendirdi ‘Projeyisonunakadargötüreceğiz’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, Kürt açõlõm süre- ciyle ilgili, “Ne olursa olsun, bir acı ilacı içmek gerekli olsa bile sonunda şifa bulmak için, huzura kavuşmak için, bildiği- miz doğru, iyi, güzel ne varsa ül- kemiz için yapacağız. Kürt açı- lımı oylarımızı riske edebile- cek bir proje olarak görülse bile bu projeyi sonuna kadar gö- türeceğiz” dedi. Dicle Üniversitesi’nin akademik yõl açõlõş törenine katõlmak için Di- yarbakõr’õ ziyaret eden Arõnç, ha- vaalanõnda Diyarbakõr Valisi Hü- seyin Avni Mutlu, Garnizon ve 7. Kolordu Komutanõ Korgeneral Salih Zeki Çolak ve DTP’li Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Os- man Baydemir tarafõndan karşõ- landõ. Karşõlamada, kentte bulunan Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Meh- di Eker de hazõr bulundu. Baydemir’i ziyaret Daha sonra Tarõm Bakanõ Meh- di Eker, Diyarbakõr milletvekilleri Kutbettin Arzu, Abdurrahman Kurt ve Diyarbakõr Valisi Hüse- yin Avni Mutlu ile birlikte Di- yarbakõr Büyükşehir Belediye Başkanõ Baydemir’i makamõnda ziyaret eden Arõnç, belediyede yerel giysili çocuklar tarafõndan karşõlandõ. Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç de- mokratik açõlõm sürecinin bir hu- zur, barõş ve kardeşlik projesi ol- duğunu belirterek, “Tarihten ge- len travmaları, geçmişte yaşa- nan acı dolu olayları biliyoruz. Siyasetçi, toplumun sorunları- nı çözen insandır. Boş konuşan hamaset yapan insan değildir. Bu konuda bildiğimiz doğrula- rı yapmak istiyoruz. Herkesin buna olumlu katkılarını bekli- yoruz. Ne olursa olsun, bir acı ilacı içmek gerekli olsa bile so- nunda şifa bulmak için, huzura kavuşmak için, bildiğimiz doğ- ru, iyi, güzel ne varsa ülkemiz için yapacağız. Herkesin acıla- rının dineceği, gözyaşlarının bi- teceği bir sürece ihtiyacımız var. Onun için gerekirse yapa- cağız” diye konuştu.Bülent Arınç. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i kabul etti. Çankaya Köşkü’nde ba- sına kapalı yapılan ve 45 dakika süren görüşmenin içeriğine ilişkin bir açıklama yapılmadı. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle