23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 KASIM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B N e denli “inatçı sevdalı” olduklarõ tür- külerinden belliydi... “Dereler yukarı aksa”, hatta “Ordu üstlerine kalksa” bile sevdiklerini ellere vermeyenler, güzelim kõ- yõlarõnõ mõ ilkel sahil yoluna vereceklerdi? Keşke aynõ kõyõdaki “Ayışığı”mõzõ da yaşa- tabilselerdi... Koca Türkiye’nin yegâne “aile ye- ri olmayan” lokantasõnõ Ordu’ya kazandõran Enis Ayar da doğa düşmanõ yolu engelleyen inatçõlardan değil miydi? Tõpkõ Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatro- su’nun (OBKT) kuşaktan kuşağa “sanata sev- dalı” inatçõ emektarlarõ gibi.. 24 Ekim’deki “Şi- ir Günü” etkinliği için gecesini gündüzüne ka- tan şair Şinasi Tepe’ye sordum: “Devlet Ti- yatroları bile onca olanaklarıyla 60. yılını kut- larken, Ordu tiyatrosunu 45 yıldır yaşatan sır nedir?” Meğer Düzmahalle’nin tarihi kilisesindeki ti- yatro salonunun adõ “Cumhuriyet Sahne- si”ymiş; nasõl yaşamasõn ki? Kuruluş kararõ, Muhsin Ertuğrul’un 1964’teki ziyaretinde alõnmõş. 65’te Reşat Nuri Güntekin’in “Hül- leci”siyle açõlan perdesi ise 12 Eylül’de bile ka- panmamõş... Aynõ sahnedeki “Kent ve Sanat” panelinde konuşan Belediye Başkanõ Seyit Torun dedi ki: “Sadece festivallerde ve özel günlerde değil, 365 gün kültür ve sanatla yaşanmasını he- defliyoruz...” Başkanõn özlemi gerçekleşmeye başlamõş bi- le.. Belediyenin “konservatuvar”õnda 700’e yakõn öğrenci var. Bağlama, gitar, kanun, ut, mandolin, piyano, keman, kemençe, kabak ke- mane, ritim saz, ney, flüt, kaval ve tar eğitimi veriliyor; konserler düzenleniyor... Buna, “Ulus- lararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festi- vali”ni, ardõ ardõna sergileri, söyleşileri ekledi- ğimizde, kültür ve sanat kenti başka nasõl olu- nur ki? Paneli yöneten şair Halim Şafak, her fõrsat- ta “Milaslı” olmakla övünse bile, her bahaneyle Ordu’ya gelmenin keyfini anlata anlata bitire- medi. Özellikle eski semtlerdeki evler, sokak- lar, bahçeler ve “Boztepe”den görünüm, sana- ta ve sanatçõlara çok yakõşõyor... Aynõ manza- ranõn ormanlõk tepelerine dikilen azman “TO- Kİ kuleleri” ise ne Karadeniz’e yakõşõyor, ne de mimarlõğõn insani değerlerine... ‘KÜLTÜR’ÜN VALİSİ Boztepe eteklerindeki eski semtleri bezeyen asõrlõk konaklarõn inatçõ sevdalõsõ ise mimar Ah- met Çelebi.. geçmişten kalan ne varsa, ille de yaşatacak. Vaktiyle Mimarlar Odasõ temsilcili- ğini kuran Çelebi’yle, onardõğõ konaklarõ gez- dik; “anı”lara gösterdiği özeni kutladõk. Aynõ özenin kentin “kalbi” denebilecek “Tahıl Pa- zarı”na gösterilmemiş olmasõna ise hayõflandõk. Mimar Talat Köksal, yerel dildeki “Takıl Pa- zarı”nõn Ordu için en önemli yaşam merkezle- rinden biri olduğunu anõmsatarak dedi ki: “Kıy- metini yitirdikten sonra anladık...” İmar Müdürü Havva G. Eriş’le de “yitir- memek” için kamulaştõrõlan beş eski evin bu- lunduğu Menekşe Sokağõ inceledik. Özel mül- kiyetteki eski Vali Konağõ Binasõ’na “Vali”nin sahiplenebileceğini konuştuk.. çünkü yeni Va- li Orhan Düzgün, Kültür ve Turizm Bakanlõ- ğõ’nõn “Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürü”ydü; atanmasõnda, Ordulu Bakan Er- tuğul Günay’õn “memleket sevgisi” etkili ol- malõ... Aziziye, Taşbaşõ ve Zaferi Milli mahallele- rindeki “SİT planı”nda, eski evlerin bahçele- rindeki “ek bina”larõ nasõl andõğõmõzõ ise ya- zamam! Güzelim konaklar, “mimarlıktan yok- sun” bir plan yüzünden, yeşili de parçalayan apartmanlarõn arasõnda kaybolmuşlar... Her biri “sülale adları” olan “Furtun” ve “Işıkveren” sokaklardan “Tabyaaltı”na iner- ken, “Yine yeşerdi fındık dalları” türküsündeki “hişt” diyen kõzlara rastlamayalõm mõ? Denize bakan seyir alanõndaki “üç kız” heykeli, tür- künün sokağõna “âşıklar yolu” denilmesine ne- den olmuş... ...VE MUCİZEVİ ‘KLARNET’LER Ordulu inatçõ sevdalõlarõn en kahramanõ ise bence Ahmet Usta... Küçük tahta kulübesinde “klarnet” yaptõğõ- nõ duyar duymaz soluğu yayladaki Bayadõ Kö- yü’nde aldõk. 1932 doğumlu Ahmet Özdemir, gençliğinde “kaval” yaparmõş; sonra “kargı ka- mışı”ndan “ney”i, “düdüklük” denen ağaçtan “flüt”ü başarmõş. Derken bir düğünde gördüğü “gırnatacı”nõn çalgõsõnõ da “yaparım” diye inat etmiş.. ceviz ağacõnõ el matkabõyla delmiş, ma- deni parçalarõnõ da kalayla, lehimle hallederek ilk “si bemol” klarnetiyle 1953’te askere gitti- ğinde “mızıkacı” yazmõşlar. İzmit’teki 23. Tü- men’in bandosunda “nota”yõ da sökünce, 55’te terhis olur olmaz doğru Ordu’daki kulübeye... Ahmet Usta’nõn ilk ünlü müşterisi Barbaros Erköse. Sonra Yunanlõ Vasileas Selaes, ABD’li Bon Jovi gibi dünya sanatçõlarõ... TRT müzis- yenlerinde 300’e yakõn klarneti var. “Çırak” ye- tiştirdiği torunlarõ Erman ile Eren için diyor ki; çok daha güzellerini yapacaklar... Eşi Cemile Özdemir’le baba mirasõ yayla evinde yaşayan Ahmet Usta, Belediye Konser- vatuvarõ’nõn “onur üyesi” olmalõ... Ordu’dan ayrõlmadan, 2000’lerde “kıyı si- luetinden temizlenmesi” kampanyasõ açõlan, an- cak özelleştirilince “kat kat satılan” devasa “Sagra binası”na bakmadan edemedim. Yalõ- yõ betonlaştõrmanõn adõnõ “Yalı Apartmanı”(!) koymuşlar. Devlet para kazanacak diye bir kent nasõl böylesine gözden çõkarõlõr? Ordunun tarihi anõtlarõndan Yalõ Camisi’nin restorasyonu ise güzel olmuş ama gece aydõn- latmasõndaki o yakõşõksõz “kırmızı ışık”, gör- müş geçirmiş ağõrbaşlõlõğõna hiç uymuyor... Karadeniz’in kõyõ yoluna teslim olmayan kentinde, şairler ve ustalarla beraberdik MİMARİDEN ‘KLARNET’E, YAYLALARIN USTALARI Yamaçlardaki eski evlerde mimariyle bir- likte anılar da korunuyor; klarnet ustası Ahmet Özdemir, yayladaki kulübesinde Atatürk sevgisiyle mucizeler yaratıyor... 2010’dan Serhan Ada istifası Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ Büyük Etkinlikler Koordinatörü Serhan Ada, görevinden ayrõldõ. Büyük açõlõş etkinliklerinin tasarlanmasõnda görev üstlenen Ada, “Ocak ayõndaki büyük açõlõş için hazõrlanan projenin sanat projesi olmaktan çõkõp ‘satõn alma’ projesine dönüşmesi nedeniyle” görevinden ayrõldõğõnõ söyledi. Serhan Ada, 2010 Ajansõ’nda Kent Kültür Projeleri Yönetmeni olarak 2008 yõlõnda göreve başlamõştõ. Serhan Ada, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi ve Radikal gazetesi yazarõ. Kültür Servisi - İngiliz progresif rock müziği- nin kilometre taşlarõndan King Crimson’õn solis- ti ve gitarcõsõ Adrian Belew, bu akşam 15. Ulus- lararasõ Eskişehir Festivali kapsamõnda hayran- larõyla buluşuyor. Belew, kendi grubu Power Trio ile birlikte bugün saat 21.15’te Anadolu Üni- versitesi Spor Salonu’nda bir konser verecek. Adrian Belew, bugüne kadar albümleri mil- yonlarca satan ünlü rock grubu King Crimson’õn 1981’den bu yana değişmeyen gitarõ ve sesi. Müzik kariyeri boyunca Frank Zappa, David Bo- wie, Talking Heads, Tori Amos, Joe Cocker gi- bi efsanevi isimlerle de müzik yapan Belew, ça- ğõmõzõn en özgün ve yenilikçi gitarcõlarõndan bi- ri olarak kabul ediliyor. Yõldõz gitarcõ, basta Julie Slick, davulda Eric Slick’in yer aldõğõ Adrian Belew Power Trio adõ- nõ taşõyan grubunu 2006’da kurdu. Grup son üç yõl içinde verdiği konserlerle İtalya’dan, Kanada’ya, Almanya’dan Japonya’ya dünya çapõnda bir hay- ran kitlesi oluşturdu. 2007’de “Side Four-Live” adlõ bir albüm kaydõ gerçekleştiren Adrian Belew Power Trio, 2008’i başarõlõ bir Amerika turnesiyle kapattõ. Dinleyiciler Eskişehir konserinde, yeni beste- lerinin yanõ sõra Belew’in solo çalõşmalarõndan kla- sikleşmiş örnekleri, King Crimson’õn hit parça- larõnõ, özgür doğaçlamalarõ ve tabii ki ünlü gita- ristin muhteşem sololarõnõ dinleme fõrsatõ bula- caklar. Bu akşamõn bir başka etkinliği ise, Çõplak Ayaklar Kumpanyasõ’nõn, Fransõz C dans C’nin iş- birliğiyle yaratõlan “Engin-ar” adlõ dans tiyatro- su. “Engin-ar” bu akşam saat 18.45’te EBB Sa- nat ve Kültür Sarayõ Tiyatro Salonu’nda sanatse- verlerle buluşuyor. Kendini, alternatif bakõş açõlarõnõ barõndõran dans- çõlarõn kurduğu bir tasarõ topluluğu olarak ta- nõmlayan Çõplak Ayaklar Kumpanyasõ’nõn ama- cõ, Türkiye’de giderek gelişmekte olan çağdaş dans alanõnda düzenli çalõşmalar yaparak farklõ bir sah- ne dili oluşturabilmek. Bir dans tiyatrosu niteliği taşõyan “Engin-ar”, bir kadõnõn gözüyle 8 kişilik bir partide yaşanan- larõn öyküsünü canlandõrõyor. Kültür Servisi - 14 Kasõm Dün- ya Diyabet Günü için Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni- versitesi Devlet Konservatu- varõ ve Türkiye Diyabet Vak- fõ işbirliği ile “Diyabetle Da- ha Güzel Bir Yaşam İçin” sloganõyla konser düzenlene- cek. Yarõn saat 20.00’de Ce- mal Reşit Rey Konser Salo- nu’nda gerçekleştirilecek kon- serin şefliğini devlet sanatçõ- sõ Gürer Aykal ve Erdem Çöloğlu yapacak. Konserde, şef Gürer Aykal’õn, bariton Mesut İktu için özel olarak düzenlediği Köroğlu eseri ilk kez seslendirilecek. Senfoni orkestrasõ konserinde solist olarak Prof. Mesut İktu (ba- riton) ve Nil Koroğlu (flüt) yer alõyor. Türkiye Diyabet Vakfõ’nõn diyabet hastalõğõ bilinirliliğini artõrmak ve has- talõğa dikkat çekmek için dü- zenlediği konserin bütün ge- liri diyabet hastalarõ yararõna vakfa bağõşlanacak. ‘Diyabetle Daha Güzel Bir Yaşam İçin’ Kültür Servisi - Dünya Çocuk Kitaplarõ Haftasõ, İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirilen et- kinliklerle kutlanõyor. Kitap okuyarak büyümenin önemi- ni tüm çocuklarla paylaşma- yõ hedefleyen bu etkinlikler- de, profesyoneller deneti- minde resim, ritim, origami, dans, heykel vb. pek çok atölyeye katõlma olanağõ bu- lacak olan çocuklar, ünlü ya- zarlarla ve yayõnevi yetkili- leriyle söyleşip kitaplarõnõ imzalatabilecekler. İzmir Bü- yükşehir Belediyesi tarafõn- dan düzenlenen Çocuk Ki- taplarõ Haftasõ süresince, Mevlüt Kaplan, Bekir Yur- dakul, Muzaffer İzgü ve Özlem K. Sözbilir gibi isim- ler, atölye ve söyleşilerle ço- cuklarla buluşurken; İstan- bul Dünya Çocuk Kitaplarõ Haftasõ etkinlikleri, ‘Oku- sun da Büyüsün!’ temasõy- la kitapseverlerle buluşacak. Bakõrköy Carousel Alõşve- riş ve Yaşam Merkezi’ndeki etkinliklerde, Tudem Yayõn- larõ, Çizmeli Kedi Yayõnlarõ, Timaş Yayõnlarõ, Marsõk Ya- yõnlarõ, Çitlembik Yayõnevi ve Alfa Yayõnevi’ne ait kitap stantlarõ da kurulacak. Halen devam eden İzmir Çocuk Ki- taplarõ Haftasõ 14 Kasõm’da sona ererken, İstanbul Dünya Çocuk Kitaplarõ Haftasõ et- kinlikleri 14-15 Kasõm ta- rihlerinde gerçekleşecek. Çocuklar kitapla buluşuyor C R R ’ D E K O N S E R 1 5 . U L U S L A R A R A S I E S K İ Ş E H İ R F E S T İ V A L İ Ünlü gitarcı Adrian Belew sahnede ESİNTİLER ZEYNEP ORAL ‘’Bir Tuğla da Sen Koy’ İki gün önce 10 Kasım’da ülkemizin belli başlı tiyatro sanatçılarıyla birlikte Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) Şişhane’deki Genel Merkezi’ne ziyarete gittik. Desteğimizi belirttik, içimizden üye olmayanlar, derneğe üye oldular, ileriye dönük ortak projelerin tohumlarını attık. Eğitime katkıda bulunmak amacını güden bu eylem, “Bir tuğla da sen koy” başlığını taşıyordu. Çağdaş toplumun çağdaş eğitimle yaratılabileceğine inananların güçbirliğini yaşamak etkileyiciydi. Dünkü gazete ve televizyonların kimilerinde bu haberin yansımalarını gördünüz, kimilerinde ise göremediniz. Bu bile artık her konuda Türkiye’nin ne denli ayrıştığının bir örneği! Bu hükümet şunca yıldır hiçbir şeyi değilse bile toplumu her ama her alanda bölmeyi, ayırmayı başardı. Gülümseyen iki portre Önce şunu vurgulamalıyım: Son zamanlarda yaşadığımız ülkeyi saran faşizan tutum, baskı ve tehditler, iktidarın ÇYDD ile uğraşması, emniyet güçleri ve savcılığın baskınları, dernek çalışanlarının sahte ihbar mektuplarıyla tutuklanması, gözaltına alınması, burslu öğrencilerin fişlenmesi… Bütün bunlar derneği gerileteceğine tam aksine ilerletti, birçok insanın aklını başına getirtti, desteği çoğalttı. Gülriz Sururi, Tilbe Saran, Füsun Akatlı, Hülya Karakaş’tan, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Cüneyt Türel, Selçuk Yöntem, Nedim Saban’a nice sanatçı ve aydınla, ÇYDD’nin merkezinde yeni başkan Aysel Çelikel ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbetteyken, gözlerim hep o iki portre arasında gidip geliyordu. Aydınlık bakışları, gülümseyen gözleriyle, dünyayı tutuşturmaya hazır yürekleri, cömert mi cömert gönülleriyle o ikisi bizi izliyorlardı: Türkan Saylan ve Türkel Minibaş. Merkezin en geniş odasında, karşılıklı asılı iki portrenin sadece o merkezin her köşesine değil, ÇYDD’nin ülke çapındaki 95 şubesine, 20 bin üyesine, bir o kadar da gönüllüsüne ulaştığından, onlara güç verdiğinden hiç kuşkum yok! Sohbetimiz boyunca, hele üyelik formlarını doldururken, o arada işlerini sürdürmekte olan dernek görevlileri arasında şöyle konuşmalara tanık oluyordum: “Haber var mı? Muş’a 350 çizme gitti mi?” “Tamam hocam, 350 çizme ve 350 saç kurutacağını almışlar. Ama henüz 350 havlu ellerine ulaşmamış…” Yani sanıyorsanız, ÇYDD sadece çocuklara burs buluyor, yanılıyorsunuz, ailelerin eğitimini de kitap kırtasiye dışında çizme, saç kurutacağı temin etmeyi de üstleniyorlar. Çağdaş Türkiye’nin gelecek güvencesi Ziyaret sonrasında, kollarımın arasında baskıdan yeni çıkmış “Bir Çağdaşlaşma Öyküsü” adlı kitap vardı. Derneğin 20. kuruluş yıldönümünde 20 yılda gerçekleştirdikleri olağanüstü serüvenin öyküsü… Neden, nasıl, hangi engelleri aşıp kurulduklarından başlayarak, derneğin misyonu, düşleri, kavgaları, cesaretleri… Çalışanların, üyelerin, gönüllüler ordusunun duygu ve düşüncelerini yansıtan yazılar… Dayanışmanın ve birlikte üretmenin muhteşem örnekleri… Türkiye çapında ortaöğretim, üniversite eğitimine sağlanan burslar… Derneğin önayak olmasıyla kurulan okul, yurt, kütüphane, anasınıf, yetişkinlere yönelik toplum ve kültür merkezleri… Özetle çağdaş Türkiye’nin gelecek güvencesi, kollarımın arasındaki kitaptaydı. Dernekten, şubelerden mutlak edinin bu kitabı (0212-2520946 ) ve siz nasıl katkıda bulunabilirsiniz diye kendinize bir yol çizin! Bundan böyle ah vah edip, Türkiye karanlığa gidiyor diye yakınanları dinlemeyeceğim. ÇYDD’nin adresini vereceğim! Faks: 0212.247 16 50 zeynep@zeyneporal.com Ordu’nun ‘İnatçõ Sevdalõ’larõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle