18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2009 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Türk Hizbullahı 1984 öncesi yer- altındaydı. Zaten 1990’ın başların- da yeryüzüne çıktığında ortalık kan gölüne dönmüştü! Hizbullahçılar 17 Ocak 2000’de liderleri Hüseyin Ve- lioğlu’nun öldürülmesine misille- me olarak 2001 yılının ocak ayında Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile 5 polis memu- runu şehit etmişlerdi. Bu eylem onların sonu- nu getirdi. Askeri güçleri büyük darbe aldı. Örgüt siyasallaşma yolunda 2003’ten bu yana çaba harcıyor. Ancak bu çaba sırasında Hizbullah’ın mol- laları ile şahin kanadı ara- sında gizli bir mücadele de sürüyor. Örgütün yapılanması, siyasallaş- ması ve örgütlenmesinde olduğu gi- bi iki kesim sosyal ve siyasal geliş- melerle ilgili yaklaşımlarında da fark- lı düşünüyor. Şahinlerin özellikle PKK ve Kürt açılımı konusunda sert açıklamalar yapması iki grup ara- sındaki fikir ayrılığını derinleştiriyor! Örgütün “Dar’ül İlim” olarak nite- lendirilen ilim merkezi bu yüzden genç kadrolara zaman zaman çe- kidüzen vermeye çalışıyor. İşte Dar’ül İlim grubunun gönderdiği son maildeki şu satırlarda Hizbul- lah’ın şahinlerine “yavaş gidin” uya- rısı yapılıyor: “Son dönemde siyasi irade tara- fından dile getirilen Kürt sorununun halline yönelik yaklaşımların faydalı bir çizgide yürümesini sağlamak için çaba göstermek, şüp- hesiz ki Müslüman Kürt halkının sözcülüğüne so- yunan cemaate düşen bir sorumluluktur. Cemaatin bugün kuruluşları ile gel- diği nokta gereği, ‘Yes- rip’teki temsilcilerin açık- lamalarına dikkat etmesi zaruridir. Geçmişteki ha- taların kefaretini cemaat fazlasıyla ödemiştir. Böyle bir haki- kat ortadayken geçmiş eylemlere atıf yapılarak açıklamalar yapılması, Müs- lüman Kürt halkının umut bağladığı cemaate zarar verecektir. Kin ve ha- maset dolu söylemler ile aba altın- dan sopa gösteren ifadeler, Dar’ül İlim olarak tasvip edilmemektedir.” Anlaşılıyor ki Hizbullah yeniden güçlenme yolunda hata yapmak istemiyor! Bu yüzden yaşlılar genç- lere sopaları saklayın derken hafif- ten ayar çekiyor!.. BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Cumhurbaşkanı’nın Konuşması Cumhurbaşkanı Gül’ün Meclis açılışında yaptığı ko- nuşmayı ilgiyle okudum. Gecikmiş olmasına rağmen üzerinde durmaya değer. Önemli gördüğüm bazı nok- taları alıyorum: ? Gücünü milletten almasına rağmen, çoğunluğun iradesi ile kurulan hükümetlerin yetkisi sınırsız değildir; hukukun üstünlüğü onları bağlar. Çağdaş demok- rasiler anayasal demokrasilerdir. ? Birlik fikrini koruyarak farklılıkları yönetmek de- mokrasilerin en önemli sınavıdır. ? Etnisite ya da din adına kamplaşarak, birlik fik- rinden uzaklaşan toplumlar da büyük acılarla yüz- leşmek durumunda kalıyor. ? Katılımcı demokrasi için Meclis’in ve kamuoyu- nun verimli bir şekilde ve doğru bilgilendirilmesinin sağlanması çok önemli... Gül, bir süre önce tartışılan “Güçlü Ordu” konu- suna da çok doğru bir yaklaşımda bulunuyor. Bu pa- ragrafı olduğu gibi alıyorum: ? “Milli güvenlik anlayışı dünyada kaydedilen di- namik gelişmeler ışığında kapsam ve içerik değiştir- miştir. Milli güvenlik, kuşkusuz güçlü bir orduyu zo- runlu kılar. Türkiye’nin güçlü bir ordusu vardır. An- cak, kapsam ve içerik değiştiren, dinamik milli güvenlik anlayışı, sadece ordunun imkân ve kabiliyetleriyle sağ- lanan bir çerçeve olmayı aşmıştır. İmkân ve kabiliyeti yüksek bir ordunun yanında, bir ülkedeki demokra- sinin gelişmişliği, ? ekonominin sağlamlığı, ? entelektüel bakımdan ve her açıdan nitelikli in- san gücü, ? Ar-Ge çalışmaları ve bilgi-teknoloji üretme ye- teneği bugünün dünyasında milli güvenliğin önem- li unsurlarıdır.” ? “Türkiye’nin bilgi ve teknoloji transfer eden bir ül- ke olmaktan, bilgi ve teknoloji üreten bir ülke konu- muna geçmesi üniversitelerimizin başarıları sayesinde olacaktır.” (Gül’ün bu cümlesinde anafikir doğru, ama yan cümle eksik veya yanlış.) 21. yüzyılın bilgiye dayalı ekonomisinde ekonomi büyümeli... Gül, “sağlam ekonomik değerlerin de ülkenin ge- leceğini doğrudan etkileyen sonuçlar doğurduğunu” belirtiyor. Ayrıca, “derin fay kırıklarından uzak bir top- lumsal mutabakata sahip olmanın” öneminin altını çi- ziyor. ? Kimse farklılıkların varlığını, millet içinde yeni mil- let adacıkları oluşturmak biçiminde anlamamalı. Böyle anlayanlar, toplum içinde derin fay kırıkları oluş- turarak, toplumsal mutabakata zarar verir. Bu da hem milletin bütününe hem de farklılığını korumak iste- yenlere yıkıcı bir deprem olarak geri döner. ? Bir ülkenin içini kemiren sorunlar varsa, bunlar kaçınılmaz olarak başka devletlerin müdahalesine açık alanların ortaya çıkmasına yol açar. Kendi sorunla- rını kendi iradeleriyle çözemeyen devletler, başka- larının istismarına açıktır... Hukuk devleti vurgusu ? Hiç kimse, devleti ve rejimi korumak bahanesiyle hukuk dışına çıkamaz (Gül, askere gönderme yapı- yor; ancak Ergenekon davasındaki hukuksuzluklar da klasik “rejimi, demokrasiyi.. korumak” adına ya- pılıyor!!!) ? Hukuk devletinin olmazsa olmaz şartı, bağımsız ve tarafsız yargıdır. Anayasamız yargı bağımsızlığı- nı teminat altına almıştır. ? Hukuk devleti, bireyin temel hak ve hürriyetle- rinin güvenceye alındığı devlettir. Bu haklardan bi- ri de ‘masumiyet karinesi’dir. Suçluluğu mahkeme- ce sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu ilan edile- mez. ? Anayasamızın 15. maddesi uyarınca ola- ğanüstü hal, sıkıyönetim, hatta savaş durumun- da dahi ihlal edilemeyecek olan bu hakkın, ya- şadığımız olağan dönemde sıkça ihlal ediliyor ol- ması üzücüdür. ? Kişilerin bir mahkeme kararı olmadan medyada yargılanıp mahkûm edilmeleri hukuk devletiyle bağ- daşmaz. (Gül’ün bu saptamalarını, hakları çiğnenen bütün herkes bir delil olarak kullanmalı!) Cumhurbaşkanı, önemli bir konuşma yaptı. Cum- hurbaşkanlığı sitesinde bütünü okunabilir. Bilim ve teknoloji üretmek, üniversiteler ve ekonomi bağlantılı görüşleri üzerine, tam ilgi alanım olduğundan, bir ya- zı yazacağım. [email protected] Bilgesam’õn, 17 il ve 8 bin 607 kişiyi kapsayan Güneydoğu araştõrmasõ ilginç sonuçlar ortaya koydu: Ayrõlõktalebiazõnlõktakaldõ BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Hükümet, Kürt açõlõ- mõ konusunda zemin yoklamayõ sür- dürürken Bilge Adamlar Stratejik Araştõrmalar Merkezi’nin, 17 il ve 8 bin 607 kişiyi kapsayan Güneydoğu raporundan, Kürtlerin bağõmsõzlõktan yana olmadõğõ, Kürt kökenli vatan- daşlar arasõnda terör örgütü PKK’ye ve terörist başõ Abdullah Öcalan’a güven duyulmadõğõ sonucu çõktõ. Kürtlerin, DTP’ye Öcalan’dan daha fazla güvendiğini ortaya koyan araş- tõrmaya göre, bölgede en önemli so- run terör değil, işsizlik. İşsizlik aynõ zamanda terör örgütüne katõlõmõn da en önemli nedeni. Bilgesam’õn araştõrmasõ Gazian- tep, Diyarbakõr, Şanlõurfa, Malatya, Mardin, Van, Kahramanmaraş, Muş, Adõyaman, Batman, Elazõğ, Ağrõ, Erzurum, Bitlis, Siirt, Bingöl, Tun- celi ile İstanbul ve Mersin gibi göç alan illeri kapsadõ. 8 bin 607 kişi ile yüz yüze yapõlan anket çalõşmasõn- da, çalõşmaya katõlanlarõn yüzde 56.2’si anadilini Kürtçe, yüzde 33.4’ü Türkçe, yüzde 4.7’si Arap- ça, yüzde 5.4’ü Zazaca olarak beyan etti. Anket çalõşmasõ da anadil temel alõnarak gerçekleştirildi. Yapõlan çalõşmada şu saptamalar öne çõktõ: ? Bölgede özellikle kadõnlarda eği- tim problemi önemini ve önceliğini ko- rumaktadõr. Terörün daha fazla ya- şandõğõ il grubunda kõrsal kesimde, anadili Kürtçe-Zazaca olan 56 yaş ve üzeri kadõnlarda okuma yazma bil- meyenlerin oranõ yüzde 80’lerin üze- rine çõkmaktadõr. ? PKK/Öcalan’a güven, bölge insanında yüzde 10 düzeylerindedir. Anadili Kürtçe olanlarda ise bu oran Öcalan için yüzde 20, PKK için yüzde 15’ler düzeyine çık- maktadır. ? Anadili Kürtçe-Zazaca olanlar içerisinde DTP’ye güven oranõ PKK/Öcalan’a güvenin çok daha üze- rindedir. Yaklaşõk her altõ kişiden bi- ri PKK/Öcalan’a güven beyan ederken DTP’ye her üç kişiden biri güven beyan etmektedir. ? Dil ayrımı yapılmaksızın ve araştırma yapılan bölge bir bütün olarak ele alındığında, devlete du- yulan güvenin yüzde 67.6 düzeyin- de olduğu görülmektedir. Dil grup- larına göre bakıldığında devlete güven, Türklerde yüzde 77.3, Arap- larda yüzde 77.2, Kürtlerde yüzde 61.3 ve Zazalarda yüzde 57.3’tür. Güven değerleri Türkler ve Arap- larda yüksek, Kürtler ve Zazalarda ise orta düzeydedir. ? Türkiye’nin temel sorunlarõ ara- sõnda öncelik sõrasõna göre “İşsizlik- geçim sıkıntısı (yüzde 74.6)”, “Eği- tim sistemindeki problemler (yüzde 48.1)” ve “Terör (yüzde 39.1)” en fazla ifade edilen sorunlardõr. Ülkedeki temel sorunlar arasõnda en az öncelik ve önem verilen sorun etnik ayrõmcõ- lõktõr (yüzde 13.2) Burada önemli olan nokta, etnik ayrõmcõlõğõn anadi- li Kürtçe-Arapça ve Zazaca olanlarda da önemli bir sorun olarak algõlan- mamasõdõr. ? Bölge halkının öncelikli sorun olarak gördüğü hususlar Türki- ye’nin diğer bölgeleri için de aynı de- recede geçerli genel sorunlardır. Öncelik sırasına göre “Eğitim ek- sikliği (yüzde 73.7)”, “Bölgeye yapõ- lan yatõrõmlarõn yetersizliği (yüzde 57.6)”, “Bölgedeki görevlilerin ye- tersizliği ve liyakatsizliği (yüzde 39.0)” güneydoğuda geri kalmışlığın nedenleri olarak ifade edilmektedir. ? PKK’ye katõlma ve destek verme nedenleri olarak öncelik sõrasõna gö- re işsizlik (yüzde 71.4), eğitimsizlik (yüzde 60.6), zor kullanma/zorla gö- türülme (yüzde 39.2) ve devletin yan- lõş uygulamalarõ (yüzde 34.3) en çok ifade edilen faktörlerdir.  Bağımsız Kürt Devleti talebi oranı anadili Kürtçe olanlarda yüzde 9.9, Zazaca olanlarda yüzde 7.8, iki dil grubu beraber düşünüldüğünde ise yüzde 9.7’dir. Federasyon talebindeki oranlar ise sırasıyla anadili Kürtçe olanlarda yüzde 7.3, Zazaca olanlarda yüzde 5.9 ve her iki kitle beraber düşünüldüğünde yüzde 7.2’dir. Bölgede bazı sorunlar ve bu sorunlara yönelik bazı radikal ve ayrılıkçı talepler olsa da Kürtlerin ve Zazaların yüzde 86’sında bağımsızlık veya federasyon talebi yoktur.  Kendilerini zengin olarak tanõmlayanlarla kendisini fakir olarak tanõmlayanlarda ayrõlõkçõ yönde zihinsel değişimin arttõğõ görülmektedir. Bu bulgular, muhtaç kitle için memnuniyetsizlik ve arayõş bağlamõnda çaresizliğin bir sonucu olarak yorumlanabilir. Ancak, daha iyi ekonomik şartlara sahip olan kitle için, değişimi ve kaymayõ tetikleyen farklõ faktörlerin araştõrõlmasõnõn gerektiği değerlendirilmektedir. Bölgede, PKK’nin de desteği ile yürütülen ticari veya illegal faaliyetlerle zenginleşen ve örgütün burjuvasõ olarak adlandõrõlabilecek bir kitlenin varlõğõ nasõl yadsõnamazsa, varlõğõnõ koruma adõna PKK ile işbirliği yapmak zorunda kalan bir zengin kesimin varlõğõnõn da kabul edilmesi gerekmektedir. YÜZDE 86’LIK KESİM FEDERASYON YA DA BAĞIMSIZLIK İSTEMİYOR Ölenlerden biri köy korucusu ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Şõrnak Valiliği, Beytüşşebap ilçesi Laliş Yaylasõ mevkisinde el yapõmõ mayõ- nõn patlamasõ sonucu ölenlerden biri- nin köy korucusu olduğunu açõkladõ. Valilikten yapõlan yazõlõ açõklama- da, Beytüşşebap ilçesine bağlõ Laliş Yaylasõ mevkisinde önceki akşam saatlerinde özel bir aracõn geçişi sõra- sõnda terör örgütü mensuplarõnca yo- la yerleştirilen yüksek infilaklõ mayõ- nõn patlatõlmasõ sonucu, biri geçici köy korucusu, 2 kişinin yaşamõnõ yi- tirdiği belirtildi. Olayla ilgili olarak Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca soruşturma başlatõlõrken yaşa- mõnõ yitiren korucu Vedat Bay- han’õn (26) askeri birliğe malzeme taşõdõğõ, yanõndakinin de yeğeni Ci- hat Durmuş (16) olduğu öğrenildi. ‘Bölgeye sevkiyat başladı’ Patlamanõn ardõndan bölgede ope- rasyonlar yoğunlaştõrõldõ. Bölgeye as- ker ve mühimmat sevkõyatõ sürerken dün sabah erken saatlerde sõnõr ilçe- leri Cizre ve Silopi’de de hareketli dakikalar yaşandõ. Cizre’den çok sa- yõda asker, minibüslerle Silopi’ye geçti. Askeri sevkõyatõn yanõ sõra as- keri araçlarla çok sayõda mühimma- tõn da bölgeye taşõndõğõ ve bölgede hareketliliğin sürdüğü bildirildi. MAYIN PATLAMASI Kamyonlara ateş açıldı SİİRT (Cumhuriyet) - Siirt’te kimliği belirsiz 5 kişi, yol kesip uzun namlulu silahlarla araç- lara kurşun yağdırdı. Bir sürücüyü yaralayan saldırganlar, bir kamyonu da ateşe verip kaç- tı. Güvenlik güçleri, PKK üyesi olduğu tahmin edilen saldırganları yakalamak için bölgede geniş çaplı operasyon başlattı. Siirt- Şirvan ka- rayolunun 15. kilometresinde PKK’li olduğu tahmin edilen 5 kişi, uzun namlulu silahlarla yoldan geçen araçlara ateş etti. Kurşunlardan biri kamyon şoförü 30 yaşındaki Naim Kızıl’a isabet etti. Kızıl yaralanırken bir kamyondaki 2 kişi ise yaya olarak kaçtı. Yaklaşık 150 mer- mi sıkan saldırganlar, sürücüsünün bırakıp kaçtığı kamyonu da ateşe verip olay yerinden ayrıldı. Sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine güvenlik güçleri, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yanan kamyonu söndü- rürken, yaralı Kızıl da ambulansla Siirt Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kızıl, burada ilk mü- dahalesinin yapılmasının ardından Şanlıur- fa’ya sevk edildi. Güvenlik güçleri saldırganla- rı yakalamak için bölgede geniş çaplı operas- yon başlattı. Jandarma ekipleri, saldırı sıra- sında araçlarından kaçan 2 kişiyi de bulup ifa- delerine başvurmak üzere karakola götürdü. Cemil Bayık, PKK’nin önemli isim- lerinden biridir. “Kürdistan Topluluklar Birliği” olarak adlandırılan KCK’nin Murat Karayılan’dan sonra ikinci ada- mıdır. Bu militanın eli silahın yanı sıra ka- lem de tutar! Kendisi Kürtçe yayımla- nan gazetelere makaleler yazar. Yani ör- gütün akademik kadrosunda, stratejik fikirler beyan eden bir militandır. Elazığlı olan ve Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde öğrenciyken örgüte katılan Bayık’ın babası Musta- fa Bayık ise Elazığ Asker Hastanesi’nde aşçılıktan emeklidir! Öcalan’ın kardeşi Osman’la birlikte PKK’den ayrılan Hıdır Sarıkaya, Ba- yık’ın örgüt içindeki 300 infazdan so- rumlu olduğunu söylemiştir! Abdullah Öcalan’ın yakalandıktan sonra verdiği ifade ise Bayık’ın ne ka- dar tehlikeli bir militan olduğunu kanıt- lamıştır: “Askeri ve pratik alanda zayıftır. Ge- nelde cephe gerisinde kalır. 1992’de bir mağarada 17 militanı yaralı oldukları ve ele geçmemeleri için öldürtmüştü!” İşte bu adam önceki gün PKK’nin ajansına çok geniş bir röportaj verdi. Bayık’ın “Süreç savaş yönünde geliş- mekte ve kaçınılmaz gibi görünmekte- dir” şeklindeki anlatımlarına bakılırsa PKK, AKP’nin açılım çabalarından umudunu kesmiş ve büyük çaplı bir sal- dırı hazırlığındadır. Üstelik bu saldırı sı- rasında kendi tabanını “Serhildan”a yani “intifada”ya sürüklemek için de ça- lışma yürütmektedir. Cemil Bayık’ın sözlerine bakılırsa PKK, 2008 yılının aralık ayında siya- sallaşma kararı aldı. Ona göre Öcalan’ın yol haritası hazırlığı da PKK’nin siyasallaşması ve meşruluk kazanmasına zemin hazırladı! Üstelik Öcalan da bu şekilde yarı yarıya muhatap alınması- nı sağladı! Yine ona göre siyasallaş- ma, DTP’nin belediye başkan- lığı sayısını 50’den 101’e çı- kardığı 29 Mart seçimlerinden sonra daha zorunlu hale geldi! Bayık önceki gün verdiği rö- portajda devlet istihbaratınca incelenen Öcalan’ın “yol haritası”nın önemini şöyle anlatmıştı: “Yol haritası sadece devlete ve ka- muoyuna sunulan bir belge değil, aynı zamanda Kürt sorununun nasıl anlaşıl- ması, tartışılması ve çözümlenmesi ge- rektiğine de yön vermeyi amaçlıyor, bu- na hizmet ediyor. Apo bir yol haritası- nı hazırlayacağını açıkladıktan sonra tartışmalar daha çok gelişmiş ve derinlik kazanmıştır. Bu durum, Apo’nun çö- zümün muhatabı olması gerektiği biçi- mindeki düşüncelerinin güçlenmesini sağlamıştır.” Bayık’ın bundan sonra söyledikleri ise tamamen savaş çığırtkanlığına hizmet ediyor: “Siyasi mücadele oldukça kızışmıştır. Bu süreçte siyasi mücadelede hata yapan kaybeder ve bunu telafi etme imkânını zor bu- lur. Hareketimiz, Kürt soru- nunun demokratik siyasi çö- zümünde ısrar ediyor. Ama süreç giderek hızla bir sa- vaşa doğru gelişmektedir. Bu savaşın geçmiş yıllar- daki gibi çok uzun yıllar al- mayacağı, belki de son ola- cağı olasılığı çok güçlüdür. PKK militanlarının görevle- ri başarması için tam bir derviş ve azize gibi yaşaması ve Apo’nun birer çağdaş havarisi gibi ça- lışması, başarı için şarttır!” Son bir not daha; PKK önümüzdeki hafta eylem stratejisiyle ilgili çok önem- li kararlar açıklayacak. Bunun için Kürt açılımının Meclis’e gelmesini bekliyor- lar! Umdukları gibi bir karar çıkmazsa her zamanki stratejiye başvuracaklar! Yani şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanacaklar! Adana’da bir evde 3’ü çocuk, 3’ü kadın, 2’si erkek olmak üzere 8 kişi başlarından ve vü- cutlarının çeşitli yerlerinden vurularak öldürül- müş halde bulundu!.. Tarsus’ta silahlı saldırganlar aynı aileye mensup 5 kişiyi kahvehanede otururken öl- dürdü!.. Mardin’de bir köyü basan saldırganlar 44 ki- şiyi töre uğruna katletti!.. İstanbul Hadımköy’de bir evde dört kişiyi bı- çakla öldüren saldırganlar binayı ateşe verdi!.. İstanbul Fikirtepe’de üç kişi kız meselesi ne- deniyle bir otomobilde öldürüldü!.. Kayseri’de üç çocuk gizemli biçimde orta- dan kayboldu!.. Maraş’ta 4 genç kız toplu olarak intihar et- ti!.. Yürek yakan bu örnekler 2008 yılında yaşa- nan kanlı olaylardan sadece birkaçı... Türkiye işsizlik ve ekonomik bunalımların yol açtığı travmaların sıkıntılarını yaşıyor. İntihar- lar, cinayetler ve katliamlar tarihin hiçbir dö- neminde olmadığı kadar artıyor!.. Ülkeyi işsizlik ve yoksulluk bunalımına sü- rükleyen AKP’liler giderek derinleşen bu sos- yal yarada bir sorumlulukları olduğunu düşü- nüyorlar mı acaba?... Dahası, depremden su baskınlarına kadar do- ğa facialarını maneviyatsızlığa bağlayan geri- ci basın, AKP iktidarı döneminde toplumda ya- şanan bu sosyoekonomik kaosu nasıl değer- lendiriyor?.. Yazsalar da okusak!.. Şahinlere Ayar Çekmek!.. Derviş, Azize ve Havari!.. Şiddet Toplumu!.. Cemil Bayık. Fotoğraf: AA HAKKÂRİ’DE SALDIRI Polis memuru ve kardeşleri öldürüldü HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkâri kent merkezinde bir polisin kullandõğõ sivil araca uzun namlulu silahlarla ateş açõlmasõ sonucu polis memuru Engin Açıkgöz şehit olurken araçta bulunan 2 kardeşi öldü. Hakkâri kent merkezine 7 kilometre uzaklõkta bulunan Depin mevkii Helil Vadisi’nde meydana gelen olayda Al- manya’dan gelen 2 kardeşi ve eşi ile bir- likte Depin’deki alabalõk tesislerine ba- lõk almaya giden Hakkâri Terörle Mü- cadele Şubesi’nde görevli polis me- muru, evli 2 çocuk babasõ Engin Açõk- göz, silahlõ 3 kişinin saldõrõsõna uğradõ. Uzun namlulu silahlarla açõlan ateş so- nucu otomobili kullanan polis memuru Açõkgöz olay yerinde şehit oldu, 2 kar- deşi de ağõr yaralandõ. Araçta bulunan polis memurunun eşi yara almadõ. Ağõr yaralõ olarak hastaneye kaldõ- rõlan polis memurunun kardeşleri ise yolda yaşamlarõnõ yitirdi. Hakkâri Va- lisi Muammer Türker, elde edilen ilk verilere göre olayõn PKK tarafõndan gerçekleştirildiğini, incelemenin ar- dõndan gerekli açõklamanõn yapõlaca- ğõnõ kaydetti. Türker, saldõrõyõ ger- çekleştirenlerin yakalanmasõ için böl- gede geniş çaplõ operasyon başlatõldõ- ğõnõ söyledi. Depin mevkiindeki ope- rasyonlara çok sayõda özel harekât polisi ve özel eğitimli komandolar ka- tõldõ. Operasyona, Kobra helikopterleri de havadan destek verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle