23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2009 PAZARTESİ 20 SPOR Türkiye dünyaları yitirdi AFRİKA UÇAĞINI KAÇIRAN ULUSAL TAKIM FUTBOLUN YANINDA BÜYÜK PRESTİJ KAYBI DA YAŞIYOR CUMHUR ÖNDER ARSLAN Ulusal takõmõn 2010 Dünya Kupasõ’na katõlamamasõ futbolun yanõnda önemli bir imaj kaybõnõ da beraberinde getiriyor. Dünya ve Avrupa futbolunu yakõndan ilgilendiren organizasyonlara gitme aşamasõnda sürekli istikrar sorunu yaşayan Ay - Yõldõzlõ ekibimiz böylece bir kez daha beklentilerin uzağõnda kaldõ. ‘Türkiye’ adõnõn dünyaya yayõlmasõnda büyük turnuvalarõn önemli yer tuttuğu gerçeğine karşõn futbolumuzun bu olgu içinde kaybolduğu gözleniyor. Marka olmak isteyen futbolumuz turnuvalara gidemeyerek bu arzusunu kendi eliyle zedeliyor. Ulusallar, Euro 2008’de oynadõğõ maçlarda Türkiye’nin pes etmeyen bir takõm yapõsõnda olduğunu ispatlamõştõ. Ay - Yõldõzlõlar turnuvada büyük prim yapmõş, Avrupa ve Dünya basõnõnda geniş yer bularak farklõ insanlarõn gözüne girmişti. Ancak bu başarõnõn ardõndan 2010 Güney Afrika vizesini alamayan ulusallar dünya kamuoyunda başarõlõ olan prestijini ‘sıfır’ noktasõna getirdi. Özellikle Avrupa basõnõ Euro 2008’i üçüncü bitiren Türkiye’nin 2010 Dünya Kupasõ’na gitme şansõnõ yitirmesini şaşkõnlõkla karşõladõ. Güney Afrika’daki futbol şöleninde yer alamamak Türkiye liginin piyasa değerini de yarõştõğõ ülkeler arasõnda düşürecek. Bununla birlikte Afrika’da yer alamayacak ulusal takõm futbolcularõ, kendi gelişimleri açõsõndan önemli bir fõrsatõ ve transfer pazarõnõ kaçõracak. Fatih Terim’in görevi bõrakmasõyla dünya spor çevreleri “Türkiye yeni yapılanmaya gidiyor” yorumlarõnõ şimdiden yapmaya başladõ. HEM EKONOMİ HEM İMAJ KAYBI U lusal takõmõn 2010 Güney Afrika’da yer almamasõ aynõ zamanda ekonomik açõdan da gelir kaybõ yaşatacak. “Türkiye Afrika’da olmazsa dünya kaybeder” yorumlarõnõn aksine her açõdan kaybedenin Türkiye olacağõ görülüyor. Yapõlan araştõrmalar sonucu Ay - Yõldõzlõlarõn Dünya Kupasõ’na gidememesiyle kriz içinde olan ekonomimize bir darbe daha inecek. Özellikle TFF’yle geniş çaplõ sponsorluk anlaşmasõ yapan firmalar ve reklam sektörü zor durumda kalacak. Bu gelişme sonrasõ ülke ekonomisinin 250 ile 300 milyon dolar arasõnda kayba uğrayacağõ tahmin ediliyor. Tabloya bakõldõğõnda Türkiye’nin futbolla tanõtõmõnõ sağlayacak organizasyonun ekonomik değeri 50 milyon dolarõ bulacaktõ. Ay - Yõldõzlõ ekip turnuvaya gidemeyerek maçlarda alacağõ sonuçlara göre 35 milyon dolara yaklaşan ödülü de geri çevirdi. Tekstil sektörünün 70 milyon dolar kaybõnõn olacağõ vurgulanõyor. İletişim sektörü ve turizm şirketlerinin yaşayacağõ kayõp ise toplamda 10 milyon dolarõ bulacak. Elektronik sektörü ise 100 milyon dolarlõk bir gelirden olacak. D E Ğ E R İ N İ B İ L E M E D İ K ! Dünya Kupasõ elemeleri öncesi yapõlan kura çekiminin ardõndan Türkiye’nin rahatlõkla grubu 2. sõrada tamamlamasõ bekleniyordu. Ulusal takõmõmõzõn bulunduğu 5. gruptaki takõmlarõn değerine bakõldõğõ zaman da böyle olmasõ gerektiği ortaya çõkõyor. ‘transfermarkt.de’ sitesinin verilerine göre, grubun mutlak favorisi olan İspanya, 527 Milyon 500 Bin Avro’luk değeriyle ekonomik tabloda açõk ara lider olurken Ulusal Takõmõmõz 130 milyon 250 bin Avro ile 2. sõrada yer alõyor. Play-off’a gitmeye hak kazanan Bosna Hersek’in 24 kişilik toplam takõm kadrosunun değeri ise 81 milyon 300 bin Avro. Önceki gün deplasmanda 2-0 yenildiğimiz Belçika toplam 98 Milyon 700 bin değerinde. Gruptaki son maçlar öncesinde İspanya’nõn 15, Bosna Hersek’in ise 7 puan gerisinde bulunan ulusallar, Avrupa’nõn en değerli 10. takõmõ konumunda. FIFA: Mpenza’nõn iki golü Türkiye’yi devirdi. UEFA: Dünya Kupasõ’na katõlamayacağõ Bosna galibiyeti sonrasõ belli olan Türkiye’yi, Mpenza yõktõ. AFP: Terim görevi bõraktõ. Bild: Türkiye’nin Dünya Kupasõ hayali bitince Terim görevi bõracağõnõ açõkladõ. Tagesspiegel: Bosna’nõn galibiyeti Türkleri yasa boğdu. Marca: Bosna’nõn galibiyeti Türkleri saf dõşõ bõraktõ. As: İmparator unvanlõ Terim, suçu üstlenip Ermenistan maçõndan sonra görevi bõrakacağõnõ açõkladõ. Corriere dello Sport: Terim: “Görevi bõrakõyorum” Nieuwsblad: Advocaat’tan rüya gibi başlangõç. Siyasetten futbola çalõm ERDEM KARACA Türkiye’nin 2010 Dünya Kupasõ şansõnõ kaybetmesinin ardõndan gözler 5. Grup’ta Bursa’da oynayacağõmõz Ermenistan maçõna çevrildi. Ancak hiçbir iddiasõ kalmayan iki ekibin maçõnda futboldan çok siyasetin ön plana çõkacak olmasõ endişe yaratõyor. Türkiye ve Ermenistan arasõnda geçmişten bugüne gelen sorunlar ve iki ülke arasõnda önceki gün yaşanan protokol krizi Bursa’daki maçõn siyasetin gölgesinde oynanmasõna neden olacak. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün hafta içinde Bursa’ya giderek üst düzey yetkililerle maça dair bir toplantõ yapmasõ ve kesinlikle olumsuz bir atmosferin yaratõlmamasõnõ istemesi de ‘siyaset’ gerçeğini gözler önüne seriyor. Ancak üst düzey devlet yöneticilerinin izlemesi beklenen maç için Bursa’da yapõlacak uygulamalar endişe yaratõyor. Bursa Valisi Şahabettin Harput’un “Ermenistan maçı biletleri bedava dağıtılacak” sözleri yeni bir kaosu futbol gündemine taşõdõ. Bursa-Diyarbakõrspor maçõnda Yeşil - Beyazlõ taraftarlarõn kamuoyunda yarattõğõ olumsuz görüntü, Ermenistan karşõlaşmasõna bir kat daha önem katõyor. Maçta yaşanacak küçük bir olayõn dahi ‘ülke imajını’ zedeleyeceğini düşünen siyasi çevreler üst düzey önlem paketi hazõrladõ. Bunun dõşõnda UEFA Başkanõ Platini’nin de maç izleyeceği statta üst düzey güvenlik önlemleri alõnacak. Taraftarlarõn stada pankart ve afiş sokmasõna da kesinlikle izin verilmeyecek. Siyasi çevrenin üstünde durduğu en önemli konu ise Ermenistan ulusal marşõnõn çalõndõğõ sõrada herhangi bir protestonun yapõlmamasõ. Bu konuda da taraftarlara uyarõ bildirisi dağõtõlacak. Azeri bayrakları Bir grup sivil toplum örgütü dün stat önündeki Bursastore mağazasõnda ücretsiz Azerbaycan ve Türk bayrağõ dağõttõ. Yetkililer, “Pankart yasak ama Azeri bayrağı açarız” dediler. E R M E N İ S T A N M A Ç I N A D O Ğ R U ERSİN ÖZTEKİN Ulusal Takõmlar Sorumlusu Fatih Terim’in ‘düşünce’ bazõnda aldõğõ istifa kararõ dün Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu tarafõndan ‘anında’ kabul edildi. Brüksel’de gece yarõsõ toplanan TFF yönetimi, Terim’in TV’deki, “Ermenistan maçı veda karşılaşmam olacak” lafõnõ ‘söz söylendi bir kez’ diye kabul etti. Türkiye’ye dönüşte de TFF Başkanõ Mahmut Özgener, Terim’e teşekkür ettiklerini açõklarken, deneyimli teknik adamõn istifa kararõnõ televizyondan öğrendiğini söyledi. Ancak Özgener, Belçika maçõ öncesinde her fõrsatta “Terim’le 2012 yılına dek sözleşmemiz var. Ermenistan maçı sonrası konuşacağız. Biz kalmasını istiyoruz” demesine karşõn bir anlamda sözünü unutarak, istifa kararõnõ kabul etti. Bu gelişme TFF ile Terim arasõndaki gerginliği gözler önüne serdi. Özgener’in TFF internet sitesindeki açõklamasõ şöyle: “Ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım, hocamızın kararını saygıyla karşıladık. Gündemimiz bir teknik direktör değişikliği değil, tamamen yeniden yapılanma ve A’dan Z’ye tüm milli takım olgumuzun yapılandırılmasıdır. Yeni dönemin en sağlıklı ve çağdaş şekilde yapılandırılması için çalışmalarımızı başlattık. Gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağız. Milli takımımız, dünya futbolu üzerinde önemli başarılar elde etmiş, ama başarı çerçevesinde bir istikrarı maalesef yakalayamamıştır.” GÖRÜŞ / METİN TÜKENMEZ Terim Neden Başarısız? İsterseniz en sondan başlayalım. Belçika maçından sonra yapılan basın toplantısında Fatih Hoca’nın bir tüm- cesi dikkat çekicidir. Diyor ki, “Ulusal takımın formasını gi- yen futbolcuya küfredilmez”. Ben de derim ki, hiçbir kulü- be, futbolcuya, yöneticiye, teknik adama hele hele hiçbir ga- zeteciye küfredilmez. Ulusal takımın başındaki hoca küfrün odak noktası olmaktan 2.5 ay hapse mahkûm olmuş ve med- ya bu olayı haber dahi yapmamışsa, ülkede yazar, yorum- cu, futbol yorumcusu olarak görev yapanların hiçbiri (bu sa- tırların yazarı hariç) Terim’in mahkûmiyetine ilişkin bir tek sa- tır yazmıyor, yazamıyorlarsa herkes birbirine küfreder. Kü- fürden mahkûm olan birinin küfürden söz açması neyin ka- nıtı olabilir sizce, geçelim isterseniz... Fatih Terim’in teknik adamlık dönemini yansız, duygu- daşlıktan arınmış bir bakış açısıyla irdelersek Terim’in dü- zen kuran, yeni arayışlara yönelerek çalıştırdığı takım veya ulusal takıma değer katan, keşfettiği genç yetenekleri ge- liştiren bir teknik adam olmadığı ortaya çıkar. Piontek’in ha- zırlayıp eline verdiği ve giderken takımın başına Terim’in gel- mesini “şart koşan” Sepp’in ona yaptıklarını Ekrem baba bile yapmamıştır belki de... Hemen itiraz edip birçok oyun- cunun adını aklınızdan geçirdiğinizi tahmin ediyorum. En azın- dan Sabri Sarıoğlu ve Emre Belözoğlu’nu kim buldu di- yebilirsiniz. Galatasaray altyapısından yetiştiler, Terim’in eli- ne gelince ikisi de oynayacak kıvamdaydılar. Bu konuda ho- canın hakkını teslim etmeliyiz. Israr etmeseydi onlar da bu düzeye gelemeyebilirlerdi. Bildiğim kadarıyla Terim’in keş- fettiği bir futbolcu var; o da Vedat İnceefe’dir. Onun da son- raki hallerini biliyoruz. Alex Ferguson’un büyük hoca olmasının tek nede- ni Manchester’e kazandırdığı şampiyonluklar değil, keşfettiği genç yeteneklerdir. Beckham, Scholes ve Ne- ville kardeşleri 17 yaşında keşfedip, 4. ligde oynayan Burry’e 6 aylığına kiraya verip sonrasında Manchester United ve İngiltere ulusal takımına kazandırmıştır. Fer- guson 70’li yaşlara ayak basmaya hazırlanırken halâ keş- fediyor. Yeni keşfi ise Anderson. Bunu da geçelim. Çün- kü artık güzel ülkemde yetiştirmek, üretmek gibi özde- ğerler değil, hastalık derecesinde tüketmek önceliklidir. Terim de tüketti ve sona geldi. Oysa Türkiye ulusal takım düzeyinde üretici bir güç haline gelmeye başlamıştı. Ersun Yanal’ın başlattığı “ya- rışırken değişme” dönemine tahammül edilemedi. Fa- tih Tekke’nin santrfor oynadığı o dönemde Kazakistan ve Gürcistan deplasmanlarında tam 11 gol atılmıştı. Bir forvet oyuncusu Ajax’da, sol beki o dönem Almanya şampiyonu olan Schalke 04’te oynayan Gürcistan’a dep- lasmanda tam beş gol atmıştık. Terim’in son üç dep- lasmanında takım sadece bir gol atabildi. Terim’in ikinci gelişlerindeki hallerini biliyoruz. Fatih Te- rim’e UEFA Kupası şampiyonluğu, Şenol Güneş’e ise Dün- ya Kupası üçüncülüğünü yaşatan Galatasaray ağırlıklı o kad- ro artık yoktu. Terim, yenisini kurması gerekirken 2. Gala- tasaray döneminde tam 39 futbolcu transfer ettirerek ku- lübü batma noktasına getirdi ve yine gitti. Ulusal takımda- ki son hallerini uzun uzun yazmaya hiç gerek yok. Yusuf ve özellikle de Ortega’ya bir süre futbolu bıraktıran Ceyhun Eriş gibi mahalle arası tipi oyuncularla Avrupa maçı oyna- mayı tercih etti. Belçika gibi fizik gücü yüksek bir takıma kar- şı orta alanda yumuşak stilli oyunculara yer vererek Meh- met Topuz ve Fatih Tekke saplantılarından bir türlü kurtu- lamadı. Benim için en vahim olan da, dört yıldır görev ba- şındaki bir teknik adamın ekolden, okuldan, gençlik ve spor politikalarından hiç söz etmemesi, ülkeyi yönetenleri bu ko- nularda zorlamaması, baskı grubu oluşturamamasıdır... ‘ B O S N A M A Ç I Y A S A B O Ğ D U ’ 5. GRUP PUAN DURUMU TAKIMLAR O G B M A Y P AVJ. İspanya 9 9 - - 23 3 27 +20 Bosna-Hersek 9 6 1 2 23 8 19 +15 TÜRKİYE 9 3 3 3 11 10 12 +1 Belçika 9 3 1 5 13 18 10 -5 Estonya 9 1 2 6 7 24 5 -17 Ermenistan 9 1 1 7 6 20 4 -14 Ulusal takım Dünya Kupası’na katılamamanın yanı sıra büyük prestij kaybetti. RESMİ İSTİFA GELMEDEN ÖZGENER ‘TEŞEKKÜR’ ETTİ TFF, ulusal takõm için yeni teknik adam arayõşlarõna başladõ. Takõmõn başõna yabancõ bir çalõştõrõcõ getirmeyi düşünen TFF; Mircea Lucescu, Hiddink ve Alman teknik adamlarõn üzerinde duracak. Yerli teknik direktör planlarõ arasõnda ise Şenol Güneş, Ersun Yanal, Ertuğrul Sağlam, Bülent Uygun ve Mustafa Denizli isimleri ön plana çõktõ. TEKNİK ADAMDA PAPATYA FALI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle