03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Kirleniyoruz Hep Birlikte Çevreci hareketlerin büyük bir içtenlikle, saflıkla, inatla kendilerini gösterdikleri yıllarda sosyalist- lerin çevrecilere imrenerek, utanarak baktıklarının ama mesafeli durmaya çalıştıklarının tanığıyım. Biraz küçümser, biraz işçi hareketinin önüne konmuş bir engel olduklarını düşünür, daha önemli sorunlar, içimizde o bir gün mutlaka ge- lecek olan, çevreyi de düzeltebileceğimiz engin iktidarın hevesi varken es geçiverirdik çevre ha- reketlerini. Onlar bizim “müttefiklerimiz” bile değildiler. Oysa dünya hızla kirleniyormuş. Tam biz çevrenin ne kadar önemli olduğunu öğ- renirken, çevreciler benim o yıllarda yaşadığım ül- kede, Almanya’da iktidar ortağı oluverdiler. İktidar bozar, kirletir. İsyanları bitti. İçlerindeki gerçek yeşiller birer iki- şer uzaklaştılar. İçtenlikli olanlar dünyanın kirliliğine dayana- madılar. Petra Kelly gibi çekip gittiler. Hiç kuşku yok; sermaye piyasası değerli olan her şeyi en az iki kere alıp satmayı becerir. Çev- recilikte büyük bir ufuk, büyük bir olanak gördü- ler. Çevre koruma bir sanayi dalına dönüştü. Çevrecilik mi? “Daniskasını“ onlar yaparlardı. Yaptılar. Bili- yorsunuz, hâlâ da yapıyorlar. Almanya’da çevre- ci olmayan şirket, tekel, patron, menajer kalma- dı Çevreyi koruyan teknikler, makineler, sistem- ler bulundu. Alınıp satıldı. Ve çevre kirlenmeye, daha büyük bir hızla kir- lenmeye devam etti. Dünyayı en fazla kirleten nedir? İnsana rahat va- at eden lüks tüketimin bitmek bilmez ürünleridir. Sonra savaşlardır. Bombalardır. Onlar yüz binlerce insanı öldürürken, doğayı da öldürürler. Toprak te- mizlenmesi güç, metal parçalarıyla dolar. Kulla- nılan kimyasallar hiç gitmeyecek bir şekilde ha- vamızın içine nüfuz eder. İnsan kirlenir ve artık temizlenemez. Sermaye kirli bir insan faaliyeti olarak yaşayan herkesin ruhuna girer. TV kanalları kirliliğin karşı konulmaz aktarıcısı olurlar. Kyoto mu? O, yalanın binlerce adından biridir. İlk sosyalist denemenin insana ilişkin pek çok alandaki başarılarının da tanığıyım. Emperyal ka- pitalizmin zorladığı rekabetin onu önce durdur- duğunu, devrimci enerjisini tükettiğini, sonunda yendiğini de gözlerimle gördüm. Sermaye parıltılı dünyasında çevrecileri bir bir “eğitir” uysallaştırır kendine benzetirken, sos- yalizmin elinde kalan tek ve enternasyonal güç ba- rış mücadelesiydi. Kendisiyle birlikte onu da yitirdi. Şimdi, doğa önlenmesi güç bir sona doğru yak- laşırken, emperyal sermaye düzeni kendi safla- rına kattığı eski sosyalist yeni kapitalist ülkelerle oynayıp duruyor. Bilmediği, bilemediği, eşyanın tabiatı gereği önleyemediği ise kendi yarattığı ye- ni düşmanların kendisine insanlar için iyilikle do- lu bir sistem arayışı ile değil, aydınlık bir dünya gö- rüşüyle değil, barış mücadelesiyle değil, tıpkı ken- disi gibi, tanıdığı ama çaresini bilemediği silahlarla karşı koyacağıdır. Emperyal kapitalizmin şikâyet etmeye artık hakkı olmayacaktır. Şikâyet etmeye insanların hakkı var. Her şeye rağmen, günahlarımıza, kadir bil- mezliğimize rağmen haklı olan yine de bizleriz. Önümüzde duran iş, bir kere daha denemek- tir. Ya biz bir çıkış yolu bulacak, yolu tıkayan ka- yayı yerinden söküp atacağız ya da doğa bizi ta- rihin içinden, tarihle birlikte söküp atacak. e-posta: [email protected] Deniz Feneri davasõnõn iddianamesinde RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn adõ kurye olarak geçiyor Geç gelen vurgun itirafõANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Dinci kesimin Kõzõlay’õ olarak nitelendirilen ve yurtdõşõnda topla- nan bağõşlarõ amacõ dõşõnda Türki- ye’ye transfer eden Deniz Feneri Derneği yöneticilerinin yasadõşõ ak- tarõm itirafõ, gözleri yeniden dinci vurguna çevirdi. 41 milyon Av- ro’luk vurgunda RTÜK Başkanõ Zahid Akman kuryelikle suçlanõr- ken Türkiye’ye gönderilen dosya Maliye Bakanlõğõ’na bağlõ MA- SAK’ta bekletiliyor. Soruşturmayõ yürüten Frankfurt Savcõlõğõ, Müslümanlara yardõm amacõyla 2002 ile 2006 yõllarõ ara- sõnda toplanan 14 milyon Avro tu- tarõndaki bağõşlar 4 ayrõ hesap num- arasõna aktarõldõğõ, 14 milyon Av- ro’nun, en az 8 milyon Avro’sunun aralarõnda Kanal 7’nin de bulundu- ğu çeşitli firmalara aktarõldõğõ ileri sürüldü. Savcõlõğa göre dört zanlõdan üçü para aktarõlan şirketlerde yö- neticilik yaptõ, biri de nakit para kur- yesi olarak çalõştõ. 21 bin kişi bağış yaptı Dosyadaki bilgilere göre, 2002- 2007 yõllarõ arasõnda Deniz Feneri e.V. derneğine çeşitli banka hesap- larõ üzerinden 35 milyon Avro’dan fazla para geldi. 5 yõllõk süreçte De- niz Feneri e.V.’ya 21 binden fazla kişi birer kez, 7 bin 320 bağõşçõ ise düzenli olarak bağõş yaptõ. Diğer or- ganizasyonlarla birlikte yaklaşõk 40 milyon Avro toplandõ. Bu paranõn yaklaşõk 18 milyonu nakit olarak bankalardan çekilerek büyük ölçü- de Türkiye’ye gönderildi. Frankfurt Savcõlõğõ, kara para ak- lama ve dolandõrõcõlõk suçlamalarõyla açtõğõ soruşturmayla ilgili Türk ma- kamlarõndan bazõ istemleri içeren bir dosyayõ Ankara’ya göndermişti. Dõşişleri Bakanlõğõ’na iletilen dos- ya Adalet Bakanlõğõ’nca incelen- dikten sonra Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu’na (MASAK) devredildi. Dosya MASAK’ta bekliyor. Mali- ye Bakanõ Kemal Unakıtan’a bağ- lõ MASAK bugüne değin soruştur- mada somut bir adõm atmadõ. Aynõ davanõn iddianamesinde RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn adõ kurye olarak geçiyor. Akman ile bir- likte Kanal 7 televizyonu yönetici- leri Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan’õn kuryelik yaptõğõ ileri sü- rülüyor. RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn avukatõ Ali Yıldız ise Akman’õn Al- manya’daki “Deniz Feneri e.V” derneğiyle ilgili soruşturma ola- yõyla hiçbir ilgisinin olmadõğõnõ, hakkõndaki tüm haber ve iddialarõn gerçeğe aykõrõ olduğunun birçok mahkeme kararõyla tespit edildiği- ni savundu. 12 yıldır bağış topluyor... Deniz Feneri, 1996’da ramazan ayõnda Kanal 7 ekranlarõnda yardõm dağõtmaya ve yardõm toplamaya başladõ. Deniz Feneri 1998’de der- nek oldu. 2006’da Deniz Feneri Derneği’nin yõllõk 100 milyon do- larlõk yardõm toplayabilen bir kurum haline geldiği açõklandõ. Derneğin yurtdõşõndaki örgütlenmesi ise ayrõ tüzel kişilik olarak gerçekleşti. Deniz Feneri Derneği’nin Genel Sekreteri İbrahim Altan, Alman- ya’daki derneğin kendileriyle hiçbir resmi bağlantõsõ olmadõğõnõ ileri sürerek “Zaman zaman bizim pro- jelerimize verdikleri parasal des- tek dolayısıyla, bu derneğin var- lığından haberdarız” demişti. İFADELERİN GETİRDİĞİ AKP’nin rolü tartışılıyor OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde pazartesi günü başlayan duruşmayla karar aşamasõna gelen Fran- kurt’taki Deniz Feneri e.V. davasõnda, iki sanõğõn “her şeyi anlatması”, Ankara ve AKP’nin rolünü de tartõşmaya açõyor. Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde önceki gün başlayõp dün de devam edilen duruş- malarda, “toplanan bağışları amaç dışı kullanmaktan” yargõlanan Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan’õn itiraf niteliğindeki ifadeleri, Kanal 7 INT ve yandaş şirketlerin Türki- ye bağlantõlarõnõ gündeme getirdi. Ancak Mehmet Gürhan, Deniz Feneri’nin Türki- ye ile organik bağõ olduğu yolundaki id- dialarõ reddetti. Davanõn ana sanõğõ konu- mundaki Gürhan’õn bu tutumu, gözlemci- lerce “anlamlı” bulundu. Elindeki bilgi- leri mahkemeye açan Firdevsi Ermiş‘in duruşma sõrasõnda Mehmet Gürhan’õn “Türkiye’ye danışarak” kendisine tali- mat verdiğini vurgulamasõna karşõn Gür- han’õn Türkiye’deki muhataplarõnõn kim- ler olduğu ve onlarla neler konuştuğu gi- bi sorularõn yanõtlarõ ortada bõraktõ. 200 dosyadan oluşan belgeler nedeniy- le önce aylarca süreceği sanõlan davada, sanõklarõn mahkemeyle işbirliği yapmayõ kabul ederek istenen bilgileri vermesi üzerine karar süreci hõzlandõ. Mahkeme Başkanõ Dr. Jochen Müller, duruşma öncesinde mahkeme, savcõlõk ve savun- ma arasõnda görüş birliği sağlandõğõnõ, o nedenle çok sayõda tanõğõn mahkemeye davet edilmesine gerek kalmadõğõnõ kay- detti. Bu işbirliği nedeniyle, hem davanõn eylül ayõ sonuna kadar sonuçlandõrõlacağõ hem de sanõklarõn daha düşük cezalar ala- cağõ sanõlõyor. Mahkeme ve hukuk çevreleri, Gür- han’õn 6 yõl, diğer sanõklar Mehmet Taş- kan ile Ermiş‘in üçer yõl hapisle cezalan- dõrõlabileceğini belirttiler. Yasalara aykõrõ muhasebe işlemlerini, aldõğõ talimatlar doğrultusunda, “işsizlik korkusu ve borçları nedeniyle” kabullendiğini belir- ten Firdevsi Ermiş‘in cezasõnõn ise itiraf- larõ nedeniyle tecil edilmesi bekleniyor. Dini duygularõ sömürülerek yaklaşõk 21 bin yardõmseverden 40 milyon Av- ro’yu aşkõn para toplayan, bu nedenle de “dolandırıcılık ve emniyeti suiistimal”den yargõlanan sanõklar, özel- likle bağõşlarõn 18.5 milyon Avro’luk bö- lümünün ne olduğu konusunda yanõt ver- mekte zorlanõyor. Tutuklu sanõklar ifade- lerinde toplanan paralarla arsa, gayrimen- kul, gemi aldõklarõnõ yeni şirketler kur- duklarõnõ itiraf etti. Sadece Mehmet Gür- han’õn Postbank, Commerzbank ve Va- kõfbank şubelerinden 10 milyon Avro’ya yakõn bir parayõ, Mehmet Taşkan’õn da bir defasõnda Firdevsi Ermiş ile birlikte 2.2 milyon Avro civarõnda bir tutarõ nakit olarak çektikleri belirlendi. İddianameye göre, sanõklar, bu paralarõ Türkiye’ye kuryelerle aktararak amaç dõşõ kullandõ- lar. Almanya’daki Deniz Feneri davasõnda tutuklanan isimlerin bağlantõlarõ dikkat çekiyor Yolları AKP’yle kesişiyor AYKUT KÜÇÜKKAYA Almanya’daki Yimpaş so- ruşturmasõnda olduğu gibi Deniz Feneri e.V. hakkõnda- ki yolsuzluk soruşturmasõnda tutuklu bulunanlarõn, soruş- turmada adõ geçenlerin yolu Türkiye’de iktidar partisi AKP’yle kesişiyor. Ne var ki aynõ Yimpaş’ta olduğu gibi soruşturmanõn Türkiye aya- ğõnda hiç bir somut adõm atõlmadõğõ görülüyor. Soruşturma kapsamõnda en dikkat çekici isim tutuklu Mehmet Gürhan olarak kar- şõmõza çõkõyor. Bu kişi Al- manya’daki yükselişini Yim- paş’õn bu ülkedeki bir şirke- tinin yolsuzlukla suçlanan yöneticisi-kayõnpederi Şük- rü Kurum’a borçlu. AKP’ye yakõnlõğõyla dikkat çeken, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’la Almanya’da bir araya geldiği fotoğraflara yansõyan Gür- han, Deniz Feneri’nden önce Ka- nal 7’nin Avrupa’daki en önem- li ismiydi. İktidar partisi AKP’nin med- yadaki destekçisi Kanal 7’nin Al- manya’daki yayõnlarõnõ Kanal 7 INT logosuyla gerçekleştiren şir- ketin ilk ismi, Media 7 GmbH’ydi. 20 Kasõm 1995’te kurulan bu şir- ket, 25 Şubat 2000 tarihinde ser- maye artõrõmõna giderek toplam sermayesini 10 milyon marka çõ- kardõ. Bu sermayenin 9 milyon 950 bin marklõk kõsmõ Yimpaş’õn Almanya’daki şirketi Yimpaş Verwaltungs GmbH’ye aitti. Yimpaş, Kanal 7’ye paralarõ o tarihte şimdi Alman savcõlõğõnõn Deniz Feneri soruşturmasõnda hakkõnda 6 yõl hapis cezasõ iste- miyle yargõladõğõ Kanal 7’nin Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan’a elden teslim etmişti. Bu para alõşverişinden kõsa bir sü- re sonra hem Media 7 hem de Yimpaş Verwaltungs GmbH bat- tõ. AKP döneminde RTÜK Baş- kanlõğõ’na getirilen ve Deniz Fe- neri e.V. iddianamesinde isminin kurye olarak geçtiği gazetelere yansõyan Zahid Akman’õn baş- kanlõğa atanmadan önce Alman- ya’da hem hissedar hem yönetici olarak bulunduğu çok sayõda şir- keti teslim ettiği isim olarak da yi- ne karşõmõza Mehmet Gürhan’õn adõ çõkõyor. Taşkan ve Yıldırım Alman savcõsõnõn 3 yõl hapis ce- zasõ istediği Mehmet Taşkan’õn ismi ise Ulaştõrma Bakanõ Bina- li Yıldırım’la kesişiyor. Deniz Fe- neri e.V’nin genel müdürlüğünü Gürhan’dan devralan Taşkan’õn ismi ise yine Frankfurt’ta kurulu bir başka şirkette üst düzey yö- neticiler arasõnda geçiyor. Bu fir- ma Türkiye’de gazete sayfalarõna sõkça konu olan turizm şirketi Santour’du. Taşkan daha önce Santour fir- masõnda genel müdür yardõmcõlõğõ yapmõştõ. Ulaştõrma Bakanõ Yõl- dõrõm’õn oğlu Erkan Yıldırım yolcu gemisi alõrken işte bu gemi acentesi Santour’dan borç para al- mõştõ. Binali Yõldõrõm’õn eskiden bir dönem genel müdürlüğünü yaptõğõ Sancak Line ile Taşkan’õn müdür yardõmcõlõğõ yaptõğõ Santour’un ilişkisi firmanõn kendi internet sitesinde şu cümlelerle anlatõlõ- yordu: “Santour GmBH, 1999 yılın- da, turizmde faaliyet gös- termek üzere Frankfurt’ta kuruldu. Kuruluşundan kı- sa bir süre sonra İtalya- Türkiye arasında faaliyet gösteren Sancak Line fir- masının Avrupa genel bilet satış acenteliğini aldı. San- tour GmBH’nın planlı ve verimli çalışmaları saye- sinde; Sancak Line 2000 yılı yaz sezonunda, yeni ku- rulmasına rağmen bu hat- ta faaliyet gösteren firmalar arasında yolcu ve araç ta- şımacılığında, gemi dolu- luk oranı olarak birinci sı- raya yerleşmiştir. 2005 yılı sezonunda Sancak Line’a ait yenilenen Sancak 1 ge- misi ile sezona çok iyi ha- zırlanan Santour, ‘Tatil Ge- mide Başlar’ sloganı ile yo- luna devam etmektedir...” Erdoğan’ın yakın dostu Karaman Derneğin mali müdürü tu- tuklu Firdevsi Ermiş önce- ki günkü duruşmada “Asıl gelir kaynağı Deniz Feneri idi. Bu paralar daha sonra Mehmet Gürhan’ın tali- matları doğrultusunda, çe- şitli şirketlere ve Türkiye’ye aktarılıyordu. Ancak Gürhan, bütün önemli kararları Türki- ye’ye danışarak alıyordu” di- yordu. Ermiş yine ifadesinde; Alman- ya’da sayõlarõ 8’i bulan şirket ve kuruluşlarõn da ortaklarõ olan Tür- kiye’deki Kanal 7 ve Deniz Feneri e.V. yöneticileri Zekeriya Ka- raman, İsmail Karahan, Mus- tafa Çelik ve Harun Kapuyol- daş’õn bütün işlerin başõnda ol- duğunu vurguluyordu. Ermiş’in işaret ettiği yöneticilerden Zeke- riya Karaman, Başbakan Erdo- ğan’õn yakõn dostuydu. Öyle ki Er- doğan, Kanal 7 yöneticisi Zeke- riya Karaman’õn oğlu Habib Ka- raman’õn düğününde nikâh şa- hitliğini yapmõştõ. Ve Karaman’õn düğününe Mehmet Gürhan da katõlmõştõ. Soruşturma kapsamında en dikkat çeken isim olarak görülen Mehmet Gürhan’ın AKP’ye yakınlığı dikkat çekiyor. Diğer tutuklu sanık Mehmet Taşkan’ın ismi de Ulaştırma Bakanı’yla kesişiyor. M e h m e t Gürhan. Tayyip Erdoğan. Mehmet Taşkan. Binali Yıldırım. BÜNYAMİN GÜNDÜZALP’i Ölümünün birinci yõlõnda özlemle anõyoruz... AİLESİ Merhaba, çocuklar. Bir geniş bir büyük «Merhaba» demek, sonra bitirmeden sözümü yüzünüze bakõp gülerek — kurnaz ve bahtiyar — kõrpmak gözümü... Biz ne mükemmel dostlarõz ki kelimesiz ve yazõsõz anlaşõrõz... BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 15203 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT ERCAN GÖKÇE 02.09.2008 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 02.09.2008 günü kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI 41 milyon Avro’luk vurgunda RTÜK Başkanõ Zahid Akman kuryelikle suçlanõrken Türkiye’ye gönderilen dosya Maliye Bakanlõğõ’na bağlõ MASAK’ta bekletiliyor. 200 dosya dolusu belge nedeniyle aylarca süreceği sanõlan davada, sanõklarõn mahkemeyle işbirliği yapmasõ süreci hõzlandõracak. Soruşturmada tutuklanan sanõklarõn AKP’ye ve AKP’nin üst düzey isimlerine yakõnlõklarõ ve ilişkileri dikkat çekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle