Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
3 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Küresel Krizin
Birinci Yılı
Küresel kriz birinci yılını doldurdu. Amerikan ko-
nut kredisi piyasalarında geçen yılın yaz ayların-
da patlak veren kriz, önce vasıfsız kredi (sub-pri-
me credit) daha sonraları da tüm bankacılık sek-
törüne yansımış ve hızla tüm Amerikan reel sek-
törlerini de etkisi altına almıştı. Veriler Amerikan
ekonomisinde geçen aralık ayından bu yana ya-
şanan işgücü kayıplarının toplamda 463 bine, özel
sektörde ise 665 bine ulaşmakta olduğunu gös-
teriyordu.
Geçen hafta içinde IMF tarafından yayımlanan
tahminlerde de dünya ekonomisinin büyüme ora-
nı 2008 için yüzde 4.1’den, 3.9’a; 2009 için ise yüz-
de 3.9’dan, 3.7’ye revize edilmiş idi. IMF yetkili-
leri, Amerika’dan başlayan krizin Avro bölgesine
yayılmakta olduğu uyarılarını yaparken, Avrupa
ekonomileri için büyüme öngörülerini de benzer
şekilde aşağıya doğru revize etmekteydi. IMF ön-
görülerine göre, Avro bölgesinde 2008 için daha
önce duyurulmuş olan yüzde 1.7’lik tahmin, 1.4’e;
2009 için de yüzde 1.2 olan geçmiş tahmin, yüz-
de 0.9’a geriletilmekteydi. “Piyasalar” 2008’in son-
baharına bu tür “tatsız” ve “sıkıcı” haberler ile gir-
mek zorunda gözüküyor...
Mevcut küresel krizi daha önceleri bu köşede de-
ğerlendirirken, bu dönemdeki krizin daha önceki
bankacılık krizlerinde yaşamış olduğumuz üzere
bir anda ve yoğun bir çöküş biçiminde değil; da-
ha yavaş, ancak daha süreli ve kalıcı biçimde te-
zahür edebileceğini vurgulamaktaydık. Mevcut kriz
dalgasının kaynağında bu sefer bankaların para-
sal hesaplarındaki (döviz-faiz) aşırı şişkinlik yanında,
özel sektördeki finans-dışı reel kesim şirketlerinin
aşırı borçlanması ve aşırı risk alması da yer al-
maktadır. Özü itibarıyla bankacılık kesimi finans pi-
yasalarındaki çalkantıları bir anlık coşku ve çöküş
salınımlarıyla yaşarken; krizin reel sektörlerde
çalışan finans dışı şirketlerdeki yansıması farklı ol-
maktadır. Finans dışı kesim krizi işlem hacminin
daralması, yaygın işsizlik ve yaygın iflaslar olarak
zamana yayılmış olarak, süregelen durgunluk ve
enflasyon (stagflasyon) biçiminde yaşamaktadır.
Dolayısıyla “piyasalar”ın “kriz ne zaman bitecek?”
sorusunun yanıtının daha henüz gündemde ol-
maması şaşırtıcı değildir.
Ülkemiz açısından ise, yüksek cari açıkları ve kı-
rılgan dış dengeleriyle Türkiye ekonomisinin kriz
tehdidini tüm sıcaklığıyla yaşamakta olduğunu bi-
liyoruz. Öncelikle şu tespitin altını çizmeliyiz: Türk
finans piyasaları yapısal olarak kırılganlık içinde-
dir ve bir ekonomik krizin yapısal koşulları 2003’ten
bu yana derinleşmektedir. Şöyle ki,
? Türkiye mevcut IMF programınca ucuz döviz
– yüksek faiz politikasına koşullandırılmıştır. Ulu-
sal finans piyasaları küresel finans yatırımcılarının
spekülatif saldırısı altındadır;
? Bu koşullandırma sonucunda Türkiye yüksek
cari işlemler açığı vermekte ve cari açığın finans-
manını borç arttırıcı biçimde sürdürmektedir. Tür-
kiye son beş yılda toplam 150 milyar dolar net dış
borç biriktirerek dış borç stokunu dolar bazında
ikiye katlamıştır. Ucuz döviz cinsinden ölçülerek
ulusal gelire oranlanan dış borç stokunun “düşük”
olduğu savı yanıltıcı ve aldatıcıdır.
? Mevcut program altında Merkez Bankası’nın
ekonomiye müdahalede bulunabileceği tüm istikrar
politikaları elinden alınmıştır. Finans piyasaların-
daki bu tür çözülmeleri sadece seyretmekle yeti-
nen Merkez Bankası’nın artık tek görevi, enflas-
yon öngörüsü hedeflerini şeffaf olarak kamuoyu
ile paylaşan bir rapor yayımlamaktan ibarettir!..
Bu “yapısal” koşullandırmalar altında ekonomik
krizlerin hangi şartlarda “tetikleneceği” ve ne bi-
çimde tezahür edeceği uluslararası finans ser-
mayesinin miyopik hesaplarına ve deyim yerin-
deyse, kaprislerine bağlıdır. Finansal akımlar kısa
dönemde reel iktisadi veriler bakımından gözle gö-
rülür bir neden olmasa dahi çok büyük hacimler-
de yer değiştirebilmektedir. “Sürü içgüdüsü” di-
ye adlandırılan bu olgu aslında Türkiye gibi finansal
sistemleri sığ olan ekonomilerde çok daha büyük
tehlikeler yaratmaktadır.
DTM ile Bakanlõk arasõnda görüş ayrõlõğõnõn temelinde Moskova’nõn õsrar ettiği yeşil kuşak gümrük anlaşmasõ yatõyor
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Rusya Federasyonu ile Türkiye ara-
sõnda yaşanan ticaret krizi öncesinde Dõşişleri
Bakanlõğõ’nõn birçok kez Dõş Ticaret Müsteşarlõ-
ğõ’nõ uyardõğõ öğrenildi. Dõş Ticaret Müsteşarlõğõ
(DTM) ile Dõşişleri Bakanlõğõ arasõnda görüş ay-
rõlõğõnõn temelinde ise Moskova yönetiminin üze-
rinde õsrarla durduğu yeşil kuşak gümrük anlaş-
masõnõn olduğu ortaya çõktõ.
Edinilen bilgilere göre ilk olarak haziran ayõ ba-
şõnda Rusya’nõn Türkiye’den yaş sebze ve meyve
ithalatõna getirdiği kõsõtlama sonrasõnda Dõşişleri ile
DTM arasõnda, Moskova yönetimine karşõ belir-
lenecek tutuma ilişkin görüş ayrõlõklarõ baş gösterdi.
Adım adım krize doğru
Rusya Federasyonu’nun, yeşil kuşak gümrük an-
laşmasõnda ve Türkiye’den ithal edilen ürünlerin
belirli bölgelerde kurulacak istasyonlarda Rus uz-
manlarca kontrol edilmesi konusunda õsrarcõ olun-
ca yeniden sõkõntõ başgösterdi. Bu aşamada Mos-
kova yönetimi gümrük kapõlarõna gizli bir genel-
ge gönderip Türk TIR’larõna zorluk çõkarmaya baş-
ladõ. Bunun üzerine Dõşişleri ve DTM arasõnda bir
dizi toplantõ yapõlarak sorunun çözümü için atõla-
cak olasõ adõmlar üzerinde duruldu. DTM yetkili-
leri, misilleme ve yaptõrõm konularõnõ gündeme ge-
tirince Dõşişleri yetkilileri, iki ülke ticaret yapõsõ-
nõn Türkiye açõsõndan yaptõrõma ve misillemeye uy-
gun olmadõğõnõ belirttiler. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
DTM’ye misilleme kararõnõn erken olduğu yönünde
görüş bildirmesine karşõn Tüzmen, Rusya’ya yö-
nelik önlem paketini uygulamaya koyacağõnõ,
Dõşişleri Bakanlõğõ’na bildirmeden ve son kez gö-
rüş almadan açõkladõ. Böylece ipler gerilmiş oldu.
Öte yandan kaynaklar, misilleme ve yaptõrõm ka-
rarõnõn açõklanmasõnõn basõn toplantõsõ ile yapõl-
masõnõn sakõncalõ olduğuna işaret edip, olasõ ön-
lemlerin Rusya’nõn yaptõğõ gibi sessiz ama sonuç
alõcõ şekilde uygulamaya konulmasõ gerektiğini de
dile getirdiler.
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Önce gelin Rusya-Gürcistan krizi çerçevesinde
yakın çevremizde ve Türkiye’de son haftalarda
yaşanan somut gelişmeleri şöyle bir sıralayalım:
- Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırısı ile
başlayan süreçte Rusya ödün vermeden ken-
di bildiğini okudu. Bu arada Güney Osetya ve
Abhazya’nın bağımsızlığını da tanıdı.
- ABD diplomasi yoluyla karşı çıktı. Ancak Gür-
cistan’a da beklediği desteği vermedi. Bu ara-
da savaş gemilerini insani yardım gerekçesiy-
le Boğazlar’dan Karadeniz’e çıkardı. Gövde
gösterisini sürdürüyor.
- Avrupa Birliği diplomatik yollardan Rus-
ya’yı kınarken, Rus birlikleri Gürcistan’dan ta-
mamen çekilene kadar Moskova ile yürütü-
len ortaklık anlaşması müzakerelerini ertele-
me kararı aldı. Ancak somut yaptırım içeren
kararlar veremedi.
- Türkiye “kaçak” oyun sürdürme yolunu seç-
ti. Ne ABD’yi ne de Rusya’yı karşısına alacak gü-
ce sahip olmadığı düşüncesinden hareketle net
bir tavır sergileyemedi. Bu yüzden ABD’nin Mon-
trö Antlaşması’nı delmesi karşısında sessizliği-
ni korurken, Rusya’nın Türk ürünlerine karşı uy-
gulamayı ısrarla sürdürdüğü sıkı denetim kar-
şısında misillemeyi de göze alamadı...
Zbigniev Brzezinski’nin “Geleceğin Büyük
Satranç Tahtası” olarak tanımladığı Avrasya’da
bugün yaşananlar, küreselleşmenin yeni bir
evresine girildiğinin işaretini vermesi açısından
önemli.
Ulusal güvenlik danışmanı olarak ABD Baş-
kanı‘na 1977’den 1981’e kadar hizmet eden
Brzezinski’nin kaleme aldığı kitapta Avras-
ya’nın ABD için ana jeopolitik ödül olduğu, Ame-
rika’nın küresel önceliğinin, Avrasya’daki hâki-
miyetin ne kadar süre ile ve nasıl bir etkiyle sür-
dürülebileceğine bağlı olduğunun tespiti yapı-
lıyordu. Kitapta ayrıca, “Avrasya’nın gücünün
ABD’ninkini gölgede bıraktığı; ancak Avras-
ya’da siyasi bütünlük oluşturulamadığı, bunun
da Amerika’nın yararına olduğu” vurgulanıyor-
du. Yine kitaba göre Amerika’nın bu satranç tah-
tası üzerindeki öncelikli oyuncu olarak görevi,
Avrupa, Asya ve Ortadoğu’daki anlaşmazlıkla-
rı başka herhangi bir rakip süper gücün Ame-
rikan çıkarlarını tehdit edecek biçimde ortaya çık-
masını engellemek üzere yönlendirmekti.
Peki bugün durum ne?
Evet, küreselleşmenin yeni bir evresinin baş-
langıcında olduğumuzu herkes kabul ediyor.
Yeni süreç ABD’nin hâkimiyetindeki tek kutup-
lu düzenin artık sürmediğini açıkça gösteriyor. Pe-
ki ya bunun ötesinde?
Paul Krugman New York Times’daki köşe-
sinde “küreselleşmenin bu ikinci dalgasının da ka-
deri ilki gibi mi olacak? Yani bir dünya savaşı mı
çıkacak” diye soruyor. “Rusya enerji gücünü si-
yasi bir silah olarak kullanabildiğini gösterdi. Pe-
ki ya Rusya’dan ilham alan Çin bir gün Tayvan’ı
işgal etmeye kalkışırsa?” diyen Krugman ayrıca,
“küresel ekonomik entegrasyonun bir dünya sa-
vaşının çıkmasını ne kadar önleyebileceğinin bir
soru işareti olduğunu, ekonominin mantığının sa-
vaşları önleyebileceği varsayımının şiddetli bir ya-
nılsama olduğunu” vurguluyor.
Farklı bir görüş ise Bernard Avishai’den ge-
liyor. Günümüz ekonomilerinin artık çok daha fark-
lı olduğunu belirten Avishai, küreselleşmenin ya-
pısal doğasının artık değiştiğini şöyle anlatıyor:
“Tehdit algılamamız geçen 100 yıl içinde cid-
di bir evrim geçirdi. Günümüzde tehdit ‘toplum
sağlığı’ (kuş gribi, AIDS..) ya da ‘terorizm’ gi-
bi konular ve bunların hepsi ulus ötesi. Finansal
entegrasyon ise öylesine güçlü ki, bölgesel ça-
tışmalar çıksa da bunun bir dünya savaşına dö-
nüşebileceğini düşünmüyorum.”
Ancak şurası bir gerçek ki Brzezinski’nin Bü-
yük Satranç Tahtası üzerinde “enerji ekseninde”
büyük hamleler yapılıyor. Putin’in Rusyası uzun
bir süreden beri olmadığı kadar güçlü... Eko-
nomileri ciddi bir durgunluğun içinde olan ve Rus-
ya’ya enerji konusunda bağımlı olan AB ülkele-
ri sessiz bekleyişin içinde... Yaklaşan seçimleri,
alaşağı olan ekonomisi nedeniyle “atak” ham-
leler yapamayan ABD küçük gövde gösterileri ve
bölgesel işbirlikleri ile yetiniyor...
Ulusal menfaatların fazlasıyla ön plana çıka-
cağı bu dönemde Türkiye gibi gücü sınırlı ülke-
lerin ise “özgün ve ulusal statejiler” oluşturması
ve kendi iç barışlarını tesis etme konusunda da-
ha hassas olmaları gerekiyor.
Acaba ülkeyi yönetenler bunun ne kadar far-
kında?
Brzezinski’nin‘BüyükSatrançTahtası’naNeOluyor?
B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Dõş Ticaret
Müsteşarlõğõ’na misilleme kararõnõn
erken olduğu yönünde görüş
bildirmesine karşõn Bakan Tüzmen’in,
Rusya’ya yönelik önlem paketini
açõklamasõ ipleri gerdi.
Çin’de seyahatte bulunan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in önceki gün “mütekabiliyet
esası”na göre, Rusya’ya aynı şekilde karşılık vermek üzere bu ülke mallarına yönelik ola-
rak gümrüklerde “fiziki kontrol” uygulamasına geçildiğini duyurması Türkiye’de kafa-
ları karıştırdı.
AKP dağıtıyor, TKİ batıyor
Ekonomi Servisi - AKP hü-
kümetinin devlet eliyle 2003 yõ-
lõndan beri dağõttõğõ kömürler,
Türkiye Kömür İşletmeleri’ni
(TKİ) batõrma noktasõna getirdi.
Kömür yardõmlarõnõn paralarõnõ
Hazine’den gecikmeli aldõğõ için
borçlanma yoluna giden Türkiye
Kömür İşletmeleri’nin 2007 yõ-
lõ borcu 529 milyon YTL oldu.
TKİ dağõttõğõ kömürlerin be-
delini görev zararlarõ çerçeve-
sinde Hazine’den alõyor. Ancak
2007 yõlõnda 1.47 milyon ton
kömürü ihtiyaç sahiplerine ulaş-
tõran TKİ, kömür bedellerini vak-
tinde alamayõnca kõsa vadeli ya-
bancõ kaynak kullanmak zorunda
kaldõ. Hazine’nin “2007 yılı Kamu
İşletmeleri Raporu”na göre, borç-
lar nedeniyle ciddi faiz yükü altõ-
na giren TKİ’nin 2007 yõlõ ticari
banka kredi borcu bir önceki yõla
göre yüzde 69 artõş göstererek
529 milyon YTL’ye ulaştõ. Bu ra-
kam şirketin aktif toplamõnõn üçte
biri kadar.
Şirketin brüt satõşlarõ 2007 yõ-
lõnda yüzde 21 artõş gösterse de,
dönem kârõ yüzde 54 düşüşle 18
milyon YTL düzeyinde kaldõ.
Dönem kârõndaki düşüşün te-
mel sebebi ise kuruluşun finans-
man giderinin bir önceki yõla
göre yüzde 631 artarak 99 milyon
YTL’ye ulaşmasõ.
O E C D R A P O R U :
Durgunluğa en
yakõn İngiltere
Ekonomi Servisi - OECD Avrupa eko-
nominin beklenenden fazla yavaşlayacağõ,
İngiltere’nin ise büyümenin durma nokta-
sõna geldiği bölgedeki büyük ekonomiler
arasõnda resesyona (durgunluğa) en yakõn
ülke olduğu açõklandõ. OECD’nin son tah-
minlerini içeren rapora göre gelişmiş ül-
kelerdeki yavaşlamanõn başlangõç noktasõ
olan ABD’de ikinci çeyreğin daha iyi geç-
mesine rağmen hâlâ gelişmeye devam
eden konut krizi sebebiyle ekonominin cid-
di bir şekilde zayõfladõğõ belirtildi. ABD’nin
yõllõk ekonomik büyüme tahminini hazi-
randa yayõmlanan raporda açõklanan yüz-
de 1.2’den yüzde 1.8’e yükselten OECD,
Avro bölgesi için yüzde 1.7 olan büyüme
tahminini yüzde 1.3’e, Japonya için tah-
minini de yüzde 1.7’den yüzde 1.2’ye
çekmişti. İngiltere, G7 ülkeleri arasõnda
2008’in ikinci yarõsõnda hem üçüncü, hem
de dördüncü çeyreklerde küçüleceği tahmin
edilen tek ülke oldu. Öte yandan İngiltere’de
hükümetin, emlak piyasasõnõ canlandõr-
mak için ilk kez ev alacak olan ve belli bir
gelirin altõnda bulunan kişilere, alacaklarõ
evin değerinin yüzde 30’una kadar varan
faizsiz kredi vermeye hazõrlandõğõ bildirildi.
Rusya’daki savaş çimentoyu vurdu
H
akan Gürdal, bu yõlki
yatõrõm bütçelerinin
60 milyon dolarõn
üzerinde olduğunu belirterek,
özellikle çevreyle ilgili yatõ-
rõmlara yine ağõrlõk verecek-
lerini vurguladõ.
Çanakkale’deki tesiste atõk sõ-
cak gazlardan elektrik üretimi
sağlayacak proje 2009’nun
sonunda devreye girecek. At-
mosfere bõrakõlan gazlardan
elektrik üretecek santralõn
kapasitesi 15 megavat kapasi-
tesi olacak.
Şirket ayrõca, yine Çanakka-
le’de 10 megavatlõk rüzgâr
santralõ projesi için Enerji Pi-
yasasõ Düzenleme Kuru-
mu’na (EPDK) gerekli başvu-
ruyu yaptõ. Her iki santralõn
Çanakkale’deki fabrikanõn
50-55 megavatlõk enerji ihti-
yacõnõn yarõsõ karşõlanacak.
Ekonomi Servisi - Akçansa
Çimento Genel Müdürü Hakan
Gürdal, sõcak gelişmeler önce-
sinde Rusya’da talepte bir yavaş-
lama hissettiklerini belirterek, sõ-
cak gelişmeler sonrasõnda ise bir
durgunluk yaşandõğõnõ ve yüzde
20’nin altõnda olan toplam ihracat
içindeki paylarõnõn şu anda yüzde
10 civarõnda olduğunu söyledi.
Sorularõ yanõtlayan Gürdal, Rus-
ya’nõn ihcarat yapõlan önemli bir
ülke olduğunu vurgulayarak, “Sı-
cak gelişmeler öncesinde Rus-
ya’da talebin üzerinde arz oluş-
tu ve talepte bir yavaşlama his-
settik. Bu ülkede sıcak gelişme-
ler neticesinde bir durgunluk ya-
şanıyor. Burası potansiyeli, gü-
cü olan ve çimento ithalatına ih-
tiyacı olan bir pazar. Çok kısa
vadede politik gelişmelerin so-
nuçlanmasına bağlı olarak ih-
racat tekrar artacaktır diye dü-
şünüyorum.
Bu pazarda ihracatçı olan
herkesin Rusya’daki gelişme-
lerden etkilendiğini düşünüyo-
ruz. Yarı yarıya diyebileceğimiz
oranda bir yavaşlama yaşandı-
ğını tahmin ediyoruz” dedi.
Afrika’nõn Akçansa için önem-
li bir pazar olduğunu ve Rus-
ya’daki gelişmeleri izlediklerinde
önlem olarak bu pazara yönelik ha-
rekete geçtiklerini dile getiren
Gürdal, şu anda ihracat potansi-
yelinin yarõsõ civarõndaki bölü-
münü Afrika’ya gerçekleştirdik-
lerini, özellikle Rusya’daki geliş-
meler sonrasõnda bu pazardaki
ihracat farkõnõ Afrika ile kapat-
maya çalõştõklarõnõ söyledi.
Suriye ve Irak bölgesindeki pa-
zara ilişkin sorular üzerine de
Gürdal, mal göndermenin yanõ
sõra lojistik anlamda alternatif
oluşturabileceğine ve fayda geti-
receğine inandõklarõ projeler üze-
rinde çalõştõklarõnõ belirtti.
Türkiye’nin 3 milyon
tonluk bir çimento pazarõ
olduğu bilgisini veren
Akçansa Genel Müdürü
Gürdal, gelişmelerle bu
pazarõn yarõya indiğini
ancak kõsa bir süre içinde
işlerin normal seyrine
kavuşacağõnõ dile getirdi.
Piyango için ortak arıyor
Alarko Holding AŞ, Milli
Piyango ihalesi için ortak
arayõşõnõn halen devam
ettiğini duyurdu.
Shop&Miles ihalesi Garanti’nin
Garanti Bankasõ AŞ, THY’nin
Shop&Miles kredi kartõ
ihalesini kazandõ.
Açõklamada, Miles&Smiles
üyelerine banka tarafõndan
verilmekte olan Shop&Miles kredi
kartõnõn, 3 yõl daha Garanti Bankasõ tarafõndan
verilmeye devam edeceği kaydedildi.
Telekom’a Kırgızistan’da red
Kõrgõzistan Özelleştirme
İdaresi’ne göre Kõrgõz Telekom’a
teklif veren Türk Telekom’un
ihaleye katõlma tutarõnõ ödediğine
dair belgenin dosya da
çõkmamasõ üzerine elendi. Kõrgõz
yetkililer, artõk ihaleye devam
etmesinin mümkün olmadõğõnõ söyledi.
Real’den 699 YTL’ye notebook
Real Hipermarket Genel Müdürü Kubilay
Özerkan, okullarõn açõldõğõ bu dönemde
öğrencilerin eğitimlerine
destek olabilmek için 699
YTL’ye sattõklarõ Sunny
notebook ile perakende
sektöründe bir ilke imza
attõklarõnõ söyledi.
Enerjinin
yarısını üretecek
Gürdal’õn verdiği bilgiye göre;
* Akçansa’nõn yõllõk cirosu 850 milyon YTL’yi
aşacak.
* Yõllõk bazda 1-1.5 milyon ton civarõnda ih-
racat yapan şirketin ihracat miktarõ ikinci fõrõn
ile 2 milyon tona ulaşacak.
* Akçansa 6.7 milyon ton klinker, 9 milyon to-
na kadar da çimento üretim kapasitesine sahip.
* Bu yõl 6-6.5 milyon ton arasõnda çimen-
to satõşõ hedefleniyor.
* İç pazar payõ yüzde 13-14 ci-
varõnda olan şirket pazarda lider
konumunda.
CİRO 850 MİLYON YTL’Yİ AŞAR
Rusya Dõşişleri
Bakanõ Sergei Lavrov,
ticari gerginlikle ilgili ola-
rak ülkesinin gümrüklerinde
Türklere karşõ bir ayrõmcõlõk yapõl-
madõğõnõ söyledi. Dõşişleri Bakanõ Ali
Babacan ile görüşmesinin ardõndan dü-
zenlenen basõn toplantõsõnda konuyla il-
gili sorularõ yanõtlayan Lavrov, ülkesinin
gümrüklerindeki uygulamalarõn, ayrõm gö-
zetmeksizin tüm ülke mallarõ için uygulandõ-
ğõna dikkat çekerek, sorunun doğmasõna ne-
den olan gümrük mevzuatõnõn basitleştiril-
mesi için çalõşmalarõn sürdüğünü söyledi.
Lavrov, birçok ülkeden yapõlan et ve diğer
gõda ürünleri ithalatõnda sorunlar yaşadõk-
larõ için denetimlerin sõkõlaştõrõldõğõnõ
belirtti ve başta ABD olmak üzere, Po-
lonya, Brezilya gibi ülkelerden yapõ-
lan et ithalatõ büyük ölçüde durduk-
larõna işaret etti. Lavrov, engel-
leme yaptõklarõ gõda ürünleri
için “Standartlarõmõza
uygun değildiler”
dedi.
Tüzmen uyarõyõ da dinlememiş
Lavrov:
Ayrımcılık
yapmıyoruz
Çin’den demeç verdi,
Ankara’da işler karıştı
Hükümetin 2003’ten
beri dağõttõğõ kömürler
Türkiye Kömür
İşletmeleri’nin belini
büktü. Yardõmõn
parasõnõ gecikmeli
aldõğõ için borçlanma
yoluna giden TKİ’nin
finansman gideri bir
yõlda yüzde 631 arttõ.