Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
‘Zavallılar’
Zavallı Gürcistan yönetimi ABD ile Rusya te-
pişti o ezildi. Zavallı Türkiye yönetimi birden ken-
dini hiç istemediği bir yerde, ABD, Rusya kamp-
laşmasının ortasında buldu.
Kriz başladığından bu yana, Türkiye dış po-
litika seçkinleri, biraz nafile bir çabayla da ol-
sa, taraflara mesafeli durmaya, Soğuk Savaş bit-
tikten sonra elde ettiklerine inandıkları “strate-
jik derinliği”, manevra alanlarını korumaya ça-
lıştılar. Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Paktı, iyi
bir adım olabilirdi eğer bölgede istikrar ve işbirliği
peşinde olan birileri olsaydı…
Analizin ‘fazla’sı
Zeyno Baran’ı anımsayacaksınız; darbe fan-
tezisini ilk o sunmuştu Türkiye kamuoyuna. Bu
fantezinin üzerinden çok ekmek yendi, yeni ga-
zeteler kuruldu. Geçen hafta Baran’ın yine
önemli bir katkısına şahit olduk. Baran’ın Wall
Street Journal’de yayımlanan yorumunun baş-
lığını okuyunca, “Hayret bişi! Bayram diil sey-
ran diil…” diye düşündüm. Başlık şöyleydi: “Tür-
kiye NATO’yu terk edecek mi?”
Şimdi böyle bir soru olmaz! Bu soru da bir
“fazlalık” var! Türkiye’yi yönetenler değil böy-
le bir tartışmayı yapmak, bu soruyu rüyaların-
da görseler hayra yormazlar. Askerler “Kim ne-
rede?” diye parmaklarını sallamaya, siviller
“Eyvah galiba darbe olacak; yine ne yaptık aca-
ba?” diye paniğe kapılırlar. Baran’da, “yarıtan-
rı” imparatorlara yakın biri olarak, bu durumu,
en azından benim gibi “ölümlülerden” çok da-
ha iyi bilir. Sanırım tarih bilgisi de fena değildir.
Ama yine de, Rusya ve Türkiye’nin aynı “im-
paratorluk sonrası stres sendromundan” mus-
tarip olduğunu söylüyor. Bu iki ülke eski eya-
letlerinin bağımsız devlet olmasına katlanamı-
yorlarmış. Rusya’yı bilmem ama Türkiye için, bu
suçlamalar tam anlamıyla abes. Tabii eğer
Baran, “yeni Osmanlı” projesine gönderme
yaparak “Bırakın bu ayakları, hizaya girin” de-
mek istiyorsa o zaman başka…
Ya bizdensin ya da düşman
Peki, neden Baran kendi kapsamını aşan so-
ru ve saptamalarla karşımıza geliyor? Şunu di-
yebilmek için: Eğer ABD ve NATO gemileri-
nin Karadeniz’e girmesini engellersen, Rus-
ya’nın yanında yer almış olacaksın. Ya NA-
TO’yu seç ya Rusya’yı. Baran bu yüzden
Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Paktı (KİİP) ini-
siyatifine ateş püskürüyor Dediğim gibi bölge-
de istikrar işbirliği isteyen yok. Niyet bir kere
kamplaşmadan yana dönmüş.
Bölge, patladığında tüm dünyayı havaya
uçurabilecek bir bombaya çevrilecek. Ama
önce Karadeniz’deki dengelerin yeniden ku-
rulması, bunun için de Türkiye ve Rusya ara-
sındaki modis operandi bozularak, denizin mi-
litarize edilmesi, çatışma olasılıklarının had
safhaya çıkarılması gerekiyor. Bu denklemin ilk
kurbanı da Monreux’yü çöpe atarak Boğazla-
rın statüsünü tartışmaya açmaya başlayan
Türkiye olacak.
Zeyno Baran’ın yorumu istisna değil. German
Marshall Fund of the United States’in yayım-
ladığı iki analizin de, daha dikkatli olmakla bir-
likte aynı vurguları yaptıkları görülüyordu. Ana-
lizlerden biri The Economist’in Türkiye muha-
biri, dolayısıyla, AKP ve cemaat yanlısı fante-
zilerin sorumlusu Amberin Zaman’a ait. Efen-
dim “Türkiye’nin büyük anı gelmiş çatmış”.
Şimdi “Rusya ve İran’ın etkisini sınırlamak, Or-
ta Asya petrollerinin Batı’ya akmasını sağlamak
için eline benzersiz bir şans geçmiş”, “hadi” di-
yor Zaman, adeta “atlasana kaynayan kazanın
içine”. İlginç olan şu ki Boğazlar konusu hemen
yazının başında ve dolaylı olarak gündeme ge-
lirken, yazının dörtte üçü Türkiye Ermenistan iliş-
kilerine ayrılmış. Türkiye’nin önünde sallandır-
dığı havuç da KİİP: KİİP olacaksa önce Erme-
nistan sorununu hallet! Tabii ki hemen, bir an
evvel, acilen, halledelim! İyi de şimdi konu bu
mu?
Marshall Fund’dan Dr. Ian O. Leser’in “Gür-
cistan’dan sonra: Türkiye’nin gündeminde dış
politika ikilemleri” başlıklı yazısı ölçülü bir bi-
çimde de olsa, ABD ile Rusya arasında bir se-
çim yapmanın, Boğazlar’ın statüsünün gün-
demde olduğunu vurguluyor. Yazar, Türki-
ye’nin çok yönlü, derin bir dış politika izleme ola-
naklarının hızla ortadan kalktığına dikkat çeki-
yor haklı olarak. Bence de esas sorun bu!
Tayyip Bey, “bu duruma nasıl düştük?” diye
düşünür mü bilemem. Eğer düşünürse, bugün
bu noktaya gelen yolun Irak’tan geçtiğini, o za-
man BOP’u benimsemek için gösterdiği telaşı
da anımsarsa yararlı olabilir. Bu yüzden, şim-
di ortada, bu suçu üzerine atacak kimse yok.
Hımm… Acaba, Davutoğlu’nu, BOP şakşak-
çılarından bir ikisini bir kenara çekmenin bir ya-
rarı olabilir mi?
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
CHP’nin rüşvet almakla suçladõğõ AKP Genel Başkanõ Şaban Dişli, partideki görevlerini bõrakmak zorunda kaldõ
Dişli’den gecikmeli istifaANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Grup Başkanveki-
li Kemal Kılıçdaroğlu’nun İs-
tanbul Silivri’de bir arsanõn
imar değişikliği yapõlarak satõl-
masõ olayõnda 1 milyon dolar
rüşvet almakla suçladõğõ AKP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Şa-
ban Dişli, partideki yönetici
görevlerinden istifa etti.
AKP Merkez Yürütme Ku-
rulu (MYK), 3 haftalõk bir ara-
dan sonra önceki gün Başbakan
Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda
toplandõ. Toplantõda, ağõrlõklõ
olarak AKP Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Şaban Dişli hakkõndaki
iddialar değerlendirildi. Eko-
nomideki genel durumla ilgili
olarak MYK üyelerine bilgi ve-
ren Dişli, sunumunun bitmesi-
nin ardõndan üyelerin başka ko-
nulardaki sorularõna da yanõt
verebileceğini belirtti.
Bunun üzerine bazõ MYK
üyeleri, CHP’li Kemal Kılıç-
daroğlu’nun rüşvet aldõğõ yö-
nündeki iddiasõnõ gündeme ge-
tirerek konunun iki haftadõr
gündemde yer aldõğõ ve partiyi
de hedeflediğini vurguladõlar.
MYK üyelerinin, kendisinden
açõklama yapmasõnõ istemeleri
üzerine Dişli, 1 milyon dolarlõk
belgenin rüşvet belgesi değil
yurtdõşõndan getirdiği birikim-
lerinin teminatõ olduğunu sa-
vundu. Bunun üzerine bazõ
MYK üyeleri, belgenin rüşvet
belgesi olmadõğõna inandõklarõ-
nõ, ancak içeriğinin kullanõl-
maya uygun olumsuz nitelik
taşõdõğõna dikkat çektiler.
Bazõ MYK üyeleri de bir va-
tandaşõn bu şekilde ticaret ya-
pabileceğini, ancak bir partinin
genel başkan yardõmcõsõnõn böy-
le bir olaya karõşmasõnõn kabul
edilemeyeceğini belirterek bu-
nun hukuka aykõrõ olmasa bile
etik dõşõ olduğunu söylediler.
Eleştiriler üzerine Şaban Diş-
li, belgeyi imzaladõğõ anõ anõm-
samadõğõnõ, ancak şimdi bakõn-
ca içeriğinin olumsuz olduğu
görüşüne kendisinin de katõldõ-
ğõnõ söyledi. Belgenin avukatlarõ
tarafõndan hazõrlandõğõnõ kay-
deden Dişli, bir tuzakla karşõ
karşõya kaldõğõnõ, belgenin
CHP’ye parayla satõldõğõ kuş-
kusu taşõdõğõnõ belirtti.
Söz konusu belgeyle ilgili
davanõn 8 Ağustos’ta sona er-
diğini ve kendisinin aklandõğõ-
nõ anlatan Dişli, adli tatilin bit-
mesinin ardõndan başta CHP
olmak üzere hakkõndaki iddia
sahipleriyle ilgili olarak yargõ
yoluna gideceğini bildirdi. Diş-
li, toplantõnõn ardõndan Başba-
kan Tayyip Erdoğan ile bir sü-
re baş başa görüştü.
Dişli, dün yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamada, CHP’nin asõlsõz iddia ve
iftiralarla kendisi üzerinden par-
tisini yõpratmasõna daha fazla
izin vermemek için partisinin
MKYK ve MYK üyeliklerinden
istifa ettiğini açõkladõ.
Partisinin MYK toplantõsõnda
kurul üyelerini kendisine atõlan
iftiralar konusunda bilgilendir-
meyi ve Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn istifasõ için iznini al-
mayõ beklediğini kaydeden Diş-
li, şu görüşleri dile getirdi:
“Bilinmelidir ki, bu kararı-
mın birinci gerekçesi, şahsi
hukukumun daima üstünde
tuttuğum partimin hukukunu
CHP’nin iftira siyaseti ve hak-
sız saldırılarına karşı koru-
mak olmuştur. İkinci gerek-
çem ise şeref ve haysiyetime
yönelik ağır iftiralar karşı-
sında hukuk önünde daha
güçlü bir mücadele verebil-
mektir.”
CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu’nun 1 milyon dolar rüşvet almakla suçladõğõ AKP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli, iddialarõn üzerinden 20 gün geçtikten
sonra MYK ve MKYK’deki görevlerinden istifa etti. Kendi partilileri tarafõndan
bile etik olmayan uygulamalar yapmakla eleştirilen Dişli, istifasõnõn ardõndan
yaptõğõ yazõlõ açõklamada, belgeleri ortaya çõkaran CHP’yi suçladõ.
Şaban Dişli.
GEREKÇELİ KARAR HAZIRLIĞI
Erdoğan’a
‘ulema görüşü’
yanıtı geliyor
AKP’nin laiklik karşõtõ eylemlerin odağõ
olduğuna hükmeden Anayasa Mahkemesi’nin,
gerekçeli kararõnda da Erdoğan’õn sosyal
yaşamda uyuşmazlõklarda ulema görüşü
isteyen tavrõ eleştirilerek son sözü yargõnõn
söyleyeceğine vurgu yapõlacak.
MECLİS KAPALI, LOKANTASI AÇIK
‘Ucuz iftar’
için fazla mesai
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM
Başkanlõğõ, bu yõl Meclis
tatiline denk gelen rama-
zanda, ilginç bir uygulama
başlattõ. Yaz tatili nede-
niyle, Meclis’te mesai saa-
ti 18.30’da bitmesine kar-
şõn, Meclis yönetimi, ilk
gün saat 19.30’a denk ge-
len iftar için Meclis “üye-
ler” lokantasõnõ açõk tutma
kararõ aldõ.
TBMM’nin yaz tatilin-
de olmasõ nedeniyle, Mec-
lis lokantasõ, milletvekil-
lerinden gelebilecek olasõ
rezervasyon talepleri için
açõk tutulmasõ dikkat çek-
ti. Meclis’te çalõşanlarõn
mesaisi 18.30’da bittiği,
Meclis Genel Kurulu da
çalõşmadõğõ için, bu saat-
ten sonra adeta “in cin top
oynuyor”. Yaz aylarõnda
milletvekilleri Meclis’e
çok özel işleri olmadõkça
uğramõyor. Buna rağmen,
Meclis mesaisinin bitme-
sinden yaklaşõk 1 saat son-
ra başlayan iftar için “üye-
ler” restoranõnõn açõk tu-
tulmasõ, çalõşanlarõn hem
tepkisine hem de şaşkõn-
lõğõna yol açtõ. Ancak
Meclis yönetiminin, res-
toran için “fazla mesai”
kararõ almasõnda, millet-
vekillerinden gelecek
“toplu rezervasyon” ola-
sõlõğõnõn etkili olduğu be-
lirtiliyor. Meclis’te ye-
mekler ucuz olduğu için,
Ankara’da bulunan mil-
letvekillerinin vereceği
“toplu iftar” için Meclis’i
tercih ettiği belirtiliyor.
Nitekim, ramazanõn ilk
günü olan pazartesi akşa-
mõ, Meclis üyeler lokan-
tasõ, AKP Bingöl Millet-
vekili ve TBMM Kâtip
üyesi Yusuf Coşkun ile
45 kişilik konuk heyetini
ağõrladõ. Ancak lokanta-
larõn yemek listesini, baş-
ka rezervasyon ve konuk-
lar da gelebileceği kaygõ-
sõyla en az 150 kişilik ha-
zõrladõğõ, bunun da büyük
bir israfa neden olduğuna
dikkat çekildi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Laikliğe
aykõrõ eylemlerin odağõ
haline geldiği iddiasõyla
kapatõlmasõ 1 oy farkla
reddedilen ancak odak
olma nedeniyle Hazine
yardõmõnõn kesilmesine
karar veren Anayasa
Mahkemesi, AKP’nin
“yapmaması” gereken-
leri gerekçeli kararõnda
ayrõntõlandõracak. Ge-
rekçeli kararda demok-
ratik hukuk sistemi içe-
risinde sosyal yaşama
ilişkin tartõşmalarõn “ule-
ma” tarafõndan değil ba-
ğõmsõz mahkemelerce
karara bağlanacağõ vur-
gusu önemli yer tuta-
cak.
AKP hakkõndaki ka-
patma davasõnõ 30 Tem-
muz’da açõklayan ve 10
üyenin partinin “laiklik
karşıtı eylemlerin oda-
ğı” olduğu belirlemesini
yaptõğõ Yüksek Mahke-
me, bu kararõnõn gerek-
çesini bu ay içerisinde ta-
mamlayarak yayõmla-
mayõ planlõyor. Gerek-
çeli kararõn yazõmõ sü-
rerken, kimi ayrõntõlar
da netleşmeye başladõ.
AKP’nin yapmamasõ ge-
rekenleri ve parti kapat-
madaki kõrmõzõ çizgileri
Hazine yardõmõndan
yoksunluk yönünde oy
kullanan 4 üyenin ge-
rekçesi yol haritasõ nite-
liği taşõyacak.
Üniversitelerde tür-
ban serbestliğine yöne-
lik anayasa değişikliği
gerekçede ayrõntõlõ yer
alacak. Türbanõ üniver-
sitelerde serbest bõrakma
girişiminin odak olma-
yõ güçlendireceği vur-
gulanacakken, Anaya-
sa Mahkemesi’nin ip-
tal kararõyla bu duru-
mun önlendiğine işaret
edilecek. Ayrõca başta
Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan olmak
üzere AKP yöneticileri-
nin din referanslõ çõkõş-
larõ da gerekçede ör-
nekleriyle yer alacak.
Gerekçeli kararda, sos-
yal yaşamdaki uyuş-
mazlõklarda Başbakan’õn
söylemiyle “ulemanın”
değil, yargõnõn son sözü
söyleyeceği vurgusunun
yapõlacağõ belirtilirken,
bu kapsamda çok hu-
kukluluğun da irdelene-
ceği kaydedildi. Eski
TBMM Başkanõ Bülent
Arınç’õn “Dindar cum-
hurbaşkanı istiyorum”
sözleri de din referanslõ
kanõtlar arasõnda sayõlõ-
yor. Gerekçede,
AKP’nin söylemlerinde
şiddet çağrõsõ yapõlma-
dõğõ ancak “aşırılıkla-
rın” öne çõktõğõ da ör-
neklerle anlatõlacak. Ka-
patma davasõnda yük-
sek mahkemenin 6 üye-
si kapatma, 4 üye Hazi-
ne yardõmõndan yoksun-
luk cezasõ 1 üye ise da-
vanõn reddi yönünde oy
kullanmõştõ.
CHP, ‘kazanacak isim’ peşinde
Belediye başkan adaylarõ belirlenirken yerel kamuoyu araştõrmalarõndan yararlanõlacak,
sivil toplum örgütlerinin görüşleri alõnacak, başarõlõ başkanlara ‘devam’ denilecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP yerel seçim hazõrlõklarõnõ yoğun-
laştõrdõ. Üzerinde uzlaşma sağlanan
adaylar en geç kasõm ayõna dek açõkla-
nacak. Başarõlõ belediye başkanlarõ ile de-
vam edilecek. Başkanõ CHP’de olan il-
lerin adaylõk açõklamalarõ en sona bõra-
kõlarak, olasõ yeni bir adayõn yaratacağõ
gerginlik engellenmeye çalõşõlacak.
CHP lideri Deniz Baykal, aday belir-
leme sürecinde parti içi dengelerden
çok “dışa dönük yaklaşımlar ve ka-
zanacak aday” arayõşõna önem verdiği
mesajõnõ verdi. Aday belirleme sürecin-
de, yerel araştõrmalar ve kamuoyu yok-
lamalarõ sonuçlarõndan da yararlanõlacağõ
kaydedildi. CHP’nin 18 MYK üyesi de
sorumlu olduklarõ illerde yerel seçimle-
re dönük etkin çalõşma yapacak. İllerde
yapõlacak çalõşmalar sõrasõnda CHP’nin
oy durumu ve 2009 seçimlerinde oyla-
rõn artõrõlmasõ için nelerin yapõlmasõ ge-
rektiği değerlendirilecek.
MYK üyeleri, belediye başkan aday-
lõklarõnõn belirlenmesi sürecinde de etkili
olacak. Gerek belediye başkan, gerekse
belediye meclis üyesi adaylarõnõn belir-
lenmesinin son güne bõrakõlmasõnõn ya-
rattõğõ karmaşaya dikkat çekilirken, bu se-
çimler öncesinde bu görüntüyü engelle-
yecek önlemler alõnacağõ kaydedildi.
CHP’nin büyük kentlerdeki adaylarõ-
nõn belirlenmesi sürecinde örgütün yanõ
sõra sivil toplum örgütlerinin görüşleri de
alõnacak. İstanbul ve Ankara için grup
başkanvekilleri Kemal Kõlõçdaroğlu ve
Hakkõ Süha Okay’õn adlarõ da kulisler-
de anõlmaya başladõ. AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Şaban Dişli’yi hedef alan
belgeli, etkin muhalefeti ile dikkati çe-
ken Kemal Kõlõçdaroğlu ile Genel Sek-
reter Önder Sav’õn en yakõnõndaki isim
olan Hakkõ Süha Okay’õn adlarõ beledi-
ye başkan adayõ olarak dile getirilmeye
başlandõ. Ankara için CHP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, eski OD-
TÜ rektörü Ural Akbulut ile eski
TMMOB genel başkanlarõndan Bülent
Tanık’õn adlarõ da geçiyor. CHP kulis-
lerinde, SHP Genel Başkanõ Murat Ka-
rayalçın’õn adõ da Ankara belediye baş-
kan adayõ olarak anõlõyor. Karayalçõn’õn
ise “sadece Ankara’da değil, tüm ül-
kede işbirliği”nden yana olduğu kay-
dediliyor. İzmir’de belediye başkanõ
Aziz Kocaoğlu’nun yanõ sõra İzmir mil-
letvekillerinden Mehmet Ali Susam ve
eski bakanlardan Hakan Tartan’õn adõ
geçiyor. Kocaeli’de Sefa Sirmen’in
aday gösterilmesine kesin gözüyle ba-
kõlõyor. Şişli’de Mustafa Sarıgül’ün
karşõsõna Berhan Şimşek’in belediye
başkan adayõ olarak çõkarõlabileceği di-
le getiriliyor.
Duruşmanın ardından, adliye binasının çıkışında, karşıt görüşlü sanık yakın-
ları ve emniyet güçleri arasında arbede çıktı. (Fotoğraf: AA)
Ülkücü duygularına yenik düşmüş
ANTALYA (Cumhuriyet Büro-
su) - Akdeniz Üniversitesi’nde nisan
ayõnda yaşanan olaylarda elinde silahla
ateş ederken görülen tutuklu sanõklar-
dan Ömer Ulusoy, dünkü duruşmada
da hâkimle tartõştõ. Ulusoy, “Karşı-
mızdakilerin öğrenci olması terörist
olmasını engellemez” dedi.
Akdeniz Üniversitesi kampusunda ve
Akdeniz Öğrenci Yurdu’nda solcu
öğrenciler, ülkücüler ile üniversite dõ-
şõndan gelenler arasõnda çõkan olaylarla
ilgili davanõn 3. duruşmasõ dün Antalya
2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yapõldõ.
Duruşmaya, tutuklu sanõklar Ömer
Ulusoy, Tahir Kara, Ahmet Bekmez,
Çağrı Bulut ve İsmail Ahmet Turgut
ile bazõ tutuksuz sanõklar ve avukatla-
rõ katõldõ. “Adam öldürmeye teşeb-
büs”ten yargõlanan Ulusoy, savun-
masõnda, kavga ettikleri kişilerin öğ-
renci olmasõnõn onlarõn masum oldu-
ğu anlamõna gelmeyeceğini söyledi.
Türk bayrağõnõn yakõldõğõnõ duyarak
okula koştuğunu anlatan Ulusoy,
“Karşımızdakilerin öğrenci olması
terörist olmasını engellemez. Ab-
dullah Öcalan da Ankara Siyasal’da
okurken PKK’yi kurmuştu” diye ko-
nuştu.
Mahkeme Başkanõ Fikri Dur-
maz’õn, “Üniversitenin karşısında
jandarma, arkasında polis merkez-
leri var, sen niye gidiyorsun, gü-
venlik güçleri gerekeni yapar” de-
mesi üzerine Ulusoy, “Bizim de duy-
gularımız var. PKK sempatizanı
grup yurdu basıp öğrencileri dö-
verken, Türk bayrağını yakarken
güvenlik güçleri yeterli müdahaleyi
yapmamış. Bu durumda Atatürk’ün
Gençliğe Hitabesi’ni nasıl uygula-
yacağız?” dedi.
Mahkeme heyeti, sanõklarõn tutuk-
luluk halinin devamõna oybirliğiyle ka-
rar verdi.
Duruşmanõn ardõndan, adliye bina-
sõnõn çõkõşõnda, karşõt görüşlü sanõk ya-
kõnlarõ arasõnda arbede çõktõ. Tutuklu
sanõklarõn yakõnlarõndan bir kadõn,
polislere “Bayrağı yakanlardan ya-
na mısınız?” diye bağõrdõ. Çevik kuv-
vet ekipleri grubu güçlükle sakinleş-
tirdi.