23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Zavallılar’ Zavallı Gürcistan yönetimi ABD ile Rusya te- pişti o ezildi. Zavallı Türkiye yönetimi birden ken- dini hiç istemediği bir yerde, ABD, Rusya kamp- laşmasının ortasında buldu. Kriz başladığından bu yana, Türkiye dış po- litika seçkinleri, biraz nafile bir çabayla da ol- sa, taraflara mesafeli durmaya, Soğuk Savaş bit- tikten sonra elde ettiklerine inandıkları “strate- jik derinliği”, manevra alanlarını korumaya ça- lıştılar. Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Paktı, iyi bir adım olabilirdi eğer bölgede istikrar ve işbirliği peşinde olan birileri olsaydı… Analizin ‘fazla’sı Zeyno Baran’ı anımsayacaksınız; darbe fan- tezisini ilk o sunmuştu Türkiye kamuoyuna. Bu fantezinin üzerinden çok ekmek yendi, yeni ga- zeteler kuruldu. Geçen hafta Baran’ın yine önemli bir katkısına şahit olduk. Baran’ın Wall Street Journal’de yayımlanan yorumunun baş- lığını okuyunca, “Hayret bişi! Bayram diil sey- ran diil…” diye düşündüm. Başlık şöyleydi: “Tür- kiye NATO’yu terk edecek mi?” Şimdi böyle bir soru olmaz! Bu soru da bir “fazlalık” var! Türkiye’yi yönetenler değil böy- le bir tartışmayı yapmak, bu soruyu rüyaların- da görseler hayra yormazlar. Askerler “Kim ne- rede?” diye parmaklarını sallamaya, siviller “Eyvah galiba darbe olacak; yine ne yaptık aca- ba?” diye paniğe kapılırlar. Baran’da, “yarıtan- rı” imparatorlara yakın biri olarak, bu durumu, en azından benim gibi “ölümlülerden” çok da- ha iyi bilir. Sanırım tarih bilgisi de fena değildir. Ama yine de, Rusya ve Türkiye’nin aynı “im- paratorluk sonrası stres sendromundan” mus- tarip olduğunu söylüyor. Bu iki ülke eski eya- letlerinin bağımsız devlet olmasına katlanamı- yorlarmış. Rusya’yı bilmem ama Türkiye için, bu suçlamalar tam anlamıyla abes. Tabii eğer Baran, “yeni Osmanlı” projesine gönderme yaparak “Bırakın bu ayakları, hizaya girin” de- mek istiyorsa o zaman başka… Ya bizdensin ya da düşman Peki, neden Baran kendi kapsamını aşan so- ru ve saptamalarla karşımıza geliyor? Şunu di- yebilmek için: Eğer ABD ve NATO gemileri- nin Karadeniz’e girmesini engellersen, Rus- ya’nın yanında yer almış olacaksın. Ya NA- TO’yu seç ya Rusya’yı. Baran bu yüzden Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Paktı (KİİP) ini- siyatifine ateş püskürüyor Dediğim gibi bölge- de istikrar işbirliği isteyen yok. Niyet bir kere kamplaşmadan yana dönmüş. Bölge, patladığında tüm dünyayı havaya uçurabilecek bir bombaya çevrilecek. Ama önce Karadeniz’deki dengelerin yeniden ku- rulması, bunun için de Türkiye ve Rusya ara- sındaki modis operandi bozularak, denizin mi- litarize edilmesi, çatışma olasılıklarının had safhaya çıkarılması gerekiyor. Bu denklemin ilk kurbanı da Monreux’yü çöpe atarak Boğazla- rın statüsünü tartışmaya açmaya başlayan Türkiye olacak. Zeyno Baran’ın yorumu istisna değil. German Marshall Fund of the United States’in yayım- ladığı iki analizin de, daha dikkatli olmakla bir- likte aynı vurguları yaptıkları görülüyordu. Ana- lizlerden biri The Economist’in Türkiye muha- biri, dolayısıyla, AKP ve cemaat yanlısı fante- zilerin sorumlusu Amberin Zaman’a ait. Efen- dim “Türkiye’nin büyük anı gelmiş çatmış”. Şimdi “Rusya ve İran’ın etkisini sınırlamak, Or- ta Asya petrollerinin Batı’ya akmasını sağlamak için eline benzersiz bir şans geçmiş”, “hadi” di- yor Zaman, adeta “atlasana kaynayan kazanın içine”. İlginç olan şu ki Boğazlar konusu hemen yazının başında ve dolaylı olarak gündeme ge- lirken, yazının dörtte üçü Türkiye Ermenistan iliş- kilerine ayrılmış. Türkiye’nin önünde sallandır- dığı havuç da KİİP: KİİP olacaksa önce Erme- nistan sorununu hallet! Tabii ki hemen, bir an evvel, acilen, halledelim! İyi de şimdi konu bu mu? Marshall Fund’dan Dr. Ian O. Leser’in “Gür- cistan’dan sonra: Türkiye’nin gündeminde dış politika ikilemleri” başlıklı yazısı ölçülü bir bi- çimde de olsa, ABD ile Rusya arasında bir se- çim yapmanın, Boğazlar’ın statüsünün gün- demde olduğunu vurguluyor. Yazar, Türki- ye’nin çok yönlü, derin bir dış politika izleme ola- naklarının hızla ortadan kalktığına dikkat çeki- yor haklı olarak. Bence de esas sorun bu! Tayyip Bey, “bu duruma nasıl düştük?” diye düşünür mü bilemem. Eğer düşünürse, bugün bu noktaya gelen yolun Irak’tan geçtiğini, o za- man BOP’u benimsemek için gösterdiği telaşı da anımsarsa yararlı olabilir. Bu yüzden, şim- di ortada, bu suçu üzerine atacak kimse yok. Hımm… Acaba, Davutoğlu’nu, BOP şakşak- çılarından bir ikisini bir kenara çekmenin bir ya- rarı olabilir mi? erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com CHP’nin rüşvet almakla suçladõğõ AKP Genel Başkanõ Şaban Dişli, partideki görevlerini bõrakmak zorunda kaldõ Dişli’den gecikmeli istifaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Grup Başkanveki- li Kemal Kılıçdaroğlu’nun İs- tanbul Silivri’de bir arsanõn imar değişikliği yapõlarak satõl- masõ olayõnda 1 milyon dolar rüşvet almakla suçladõğõ AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Şa- ban Dişli, partideki yönetici görevlerinden istifa etti. AKP Merkez Yürütme Ku- rulu (MYK), 3 haftalõk bir ara- dan sonra önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda toplandõ. Toplantõda, ağõrlõklõ olarak AKP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Şaban Dişli hakkõndaki iddialar değerlendirildi. Eko- nomideki genel durumla ilgili olarak MYK üyelerine bilgi ve- ren Dişli, sunumunun bitmesi- nin ardõndan üyelerin başka ko- nulardaki sorularõna da yanõt verebileceğini belirtti. Bunun üzerine bazõ MYK üyeleri, CHP’li Kemal Kılıç- daroğlu’nun rüşvet aldõğõ yö- nündeki iddiasõnõ gündeme ge- tirerek konunun iki haftadõr gündemde yer aldõğõ ve partiyi de hedeflediğini vurguladõlar. MYK üyelerinin, kendisinden açõklama yapmasõnõ istemeleri üzerine Dişli, 1 milyon dolarlõk belgenin rüşvet belgesi değil yurtdõşõndan getirdiği birikim- lerinin teminatõ olduğunu sa- vundu. Bunun üzerine bazõ MYK üyeleri, belgenin rüşvet belgesi olmadõğõna inandõklarõ- nõ, ancak içeriğinin kullanõl- maya uygun olumsuz nitelik taşõdõğõna dikkat çektiler. Bazõ MYK üyeleri de bir va- tandaşõn bu şekilde ticaret ya- pabileceğini, ancak bir partinin genel başkan yardõmcõsõnõn böy- le bir olaya karõşmasõnõn kabul edilemeyeceğini belirterek bu- nun hukuka aykõrõ olmasa bile etik dõşõ olduğunu söylediler. Eleştiriler üzerine Şaban Diş- li, belgeyi imzaladõğõ anõ anõm- samadõğõnõ, ancak şimdi bakõn- ca içeriğinin olumsuz olduğu görüşüne kendisinin de katõldõ- ğõnõ söyledi. Belgenin avukatlarõ tarafõndan hazõrlandõğõnõ kay- deden Dişli, bir tuzakla karşõ karşõya kaldõğõnõ, belgenin CHP’ye parayla satõldõğõ kuş- kusu taşõdõğõnõ belirtti. Söz konusu belgeyle ilgili davanõn 8 Ağustos’ta sona er- diğini ve kendisinin aklandõğõ- nõ anlatan Dişli, adli tatilin bit- mesinin ardõndan başta CHP olmak üzere hakkõndaki iddia sahipleriyle ilgili olarak yargõ yoluna gideceğini bildirdi. Diş- li, toplantõnõn ardõndan Başba- kan Tayyip Erdoğan ile bir sü- re baş başa görüştü. Dişli, dün yaptõğõ yazõlõ açõk- lamada, CHP’nin asõlsõz iddia ve iftiralarla kendisi üzerinden par- tisini yõpratmasõna daha fazla izin vermemek için partisinin MKYK ve MYK üyeliklerinden istifa ettiğini açõkladõ. Partisinin MYK toplantõsõnda kurul üyelerini kendisine atõlan iftiralar konusunda bilgilendir- meyi ve Başbakan Tayyip Er- doğan’õn istifasõ için iznini al- mayõ beklediğini kaydeden Diş- li, şu görüşleri dile getirdi: “Bilinmelidir ki, bu kararı- mın birinci gerekçesi, şahsi hukukumun daima üstünde tuttuğum partimin hukukunu CHP’nin iftira siyaseti ve hak- sız saldırılarına karşı koru- mak olmuştur. İkinci gerek- çem ise şeref ve haysiyetime yönelik ağır iftiralar karşı- sında hukuk önünde daha güçlü bir mücadele verebil- mektir.” CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu’nun 1 milyon dolar rüşvet almakla suçladõğõ AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli, iddialarõn üzerinden 20 gün geçtikten sonra MYK ve MKYK’deki görevlerinden istifa etti. Kendi partilileri tarafõndan bile etik olmayan uygulamalar yapmakla eleştirilen Dişli, istifasõnõn ardõndan yaptõğõ yazõlõ açõklamada, belgeleri ortaya çõkaran CHP’yi suçladõ. Şaban Dişli. GEREKÇELİ KARAR HAZIRLIĞI Erdoğan’a ‘ulema görüşü’ yanıtı geliyor AKP’nin laiklik karşõtõ eylemlerin odağõ olduğuna hükmeden Anayasa Mahkemesi’nin, gerekçeli kararõnda da Erdoğan’õn sosyal yaşamda uyuşmazlõklarda ulema görüşü isteyen tavrõ eleştirilerek son sözü yargõnõn söyleyeceğine vurgu yapõlacak. MECLİS KAPALI, LOKANTASI AÇIK ‘Ucuz iftar’ için fazla mesai ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Başkanlõğõ, bu yõl Meclis tatiline denk gelen rama- zanda, ilginç bir uygulama başlattõ. Yaz tatili nede- niyle, Meclis’te mesai saa- ti 18.30’da bitmesine kar- şõn, Meclis yönetimi, ilk gün saat 19.30’a denk ge- len iftar için Meclis “üye- ler” lokantasõnõ açõk tutma kararõ aldõ. TBMM’nin yaz tatilin- de olmasõ nedeniyle, Mec- lis lokantasõ, milletvekil- lerinden gelebilecek olasõ rezervasyon talepleri için açõk tutulmasõ dikkat çek- ti. Meclis’te çalõşanlarõn mesaisi 18.30’da bittiği, Meclis Genel Kurulu da çalõşmadõğõ için, bu saat- ten sonra adeta “in cin top oynuyor”. Yaz aylarõnda milletvekilleri Meclis’e çok özel işleri olmadõkça uğramõyor. Buna rağmen, Meclis mesaisinin bitme- sinden yaklaşõk 1 saat son- ra başlayan iftar için “üye- ler” restoranõnõn açõk tu- tulmasõ, çalõşanlarõn hem tepkisine hem de şaşkõn- lõğõna yol açtõ. Ancak Meclis yönetiminin, res- toran için “fazla mesai” kararõ almasõnda, millet- vekillerinden gelecek “toplu rezervasyon” ola- sõlõğõnõn etkili olduğu be- lirtiliyor. Meclis’te ye- mekler ucuz olduğu için, Ankara’da bulunan mil- letvekillerinin vereceği “toplu iftar” için Meclis’i tercih ettiği belirtiliyor. Nitekim, ramazanõn ilk günü olan pazartesi akşa- mõ, Meclis üyeler lokan- tasõ, AKP Bingöl Millet- vekili ve TBMM Kâtip üyesi Yusuf Coşkun ile 45 kişilik konuk heyetini ağõrladõ. Ancak lokanta- larõn yemek listesini, baş- ka rezervasyon ve konuk- lar da gelebileceği kaygõ- sõyla en az 150 kişilik ha- zõrladõğõ, bunun da büyük bir israfa neden olduğuna dikkat çekildi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Laikliğe aykõrõ eylemlerin odağõ haline geldiği iddiasõyla kapatõlmasõ 1 oy farkla reddedilen ancak odak olma nedeniyle Hazine yardõmõnõn kesilmesine karar veren Anayasa Mahkemesi, AKP’nin “yapmaması” gereken- leri gerekçeli kararõnda ayrõntõlandõracak. Ge- rekçeli kararda demok- ratik hukuk sistemi içe- risinde sosyal yaşama ilişkin tartõşmalarõn “ule- ma” tarafõndan değil ba- ğõmsõz mahkemelerce karara bağlanacağõ vur- gusu önemli yer tuta- cak. AKP hakkõndaki ka- patma davasõnõ 30 Tem- muz’da açõklayan ve 10 üyenin partinin “laiklik karşıtı eylemlerin oda- ğı” olduğu belirlemesini yaptõğõ Yüksek Mahke- me, bu kararõnõn gerek- çesini bu ay içerisinde ta- mamlayarak yayõmla- mayõ planlõyor. Gerek- çeli kararõn yazõmõ sü- rerken, kimi ayrõntõlar da netleşmeye başladõ. AKP’nin yapmamasõ ge- rekenleri ve parti kapat- madaki kõrmõzõ çizgileri Hazine yardõmõndan yoksunluk yönünde oy kullanan 4 üyenin ge- rekçesi yol haritasõ nite- liği taşõyacak. Üniversitelerde tür- ban serbestliğine yöne- lik anayasa değişikliği gerekçede ayrõntõlõ yer alacak. Türbanõ üniver- sitelerde serbest bõrakma girişiminin odak olma- yõ güçlendireceği vur- gulanacakken, Anaya- sa Mahkemesi’nin ip- tal kararõyla bu duru- mun önlendiğine işaret edilecek. Ayrõca başta Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan olmak üzere AKP yöneticileri- nin din referanslõ çõkõş- larõ da gerekçede ör- nekleriyle yer alacak. Gerekçeli kararda, sos- yal yaşamdaki uyuş- mazlõklarda Başbakan’õn söylemiyle “ulemanın” değil, yargõnõn son sözü söyleyeceği vurgusunun yapõlacağõ belirtilirken, bu kapsamda çok hu- kukluluğun da irdelene- ceği kaydedildi. Eski TBMM Başkanõ Bülent Arınç’õn “Dindar cum- hurbaşkanı istiyorum” sözleri de din referanslõ kanõtlar arasõnda sayõlõ- yor. Gerekçede, AKP’nin söylemlerinde şiddet çağrõsõ yapõlma- dõğõ ancak “aşırılıkla- rın” öne çõktõğõ da ör- neklerle anlatõlacak. Ka- patma davasõnda yük- sek mahkemenin 6 üye- si kapatma, 4 üye Hazi- ne yardõmõndan yoksun- luk cezasõ 1 üye ise da- vanõn reddi yönünde oy kullanmõştõ. CHP, ‘kazanacak isim’ peşinde Belediye başkan adaylarõ belirlenirken yerel kamuoyu araştõrmalarõndan yararlanõlacak, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alõnacak, başarõlõ başkanlara ‘devam’ denilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP yerel seçim hazõrlõklarõnõ yoğun- laştõrdõ. Üzerinde uzlaşma sağlanan adaylar en geç kasõm ayõna dek açõkla- nacak. Başarõlõ belediye başkanlarõ ile de- vam edilecek. Başkanõ CHP’de olan il- lerin adaylõk açõklamalarõ en sona bõra- kõlarak, olasõ yeni bir adayõn yaratacağõ gerginlik engellenmeye çalõşõlacak. CHP lideri Deniz Baykal, aday belir- leme sürecinde parti içi dengelerden çok “dışa dönük yaklaşımlar ve ka- zanacak aday” arayõşõna önem verdiği mesajõnõ verdi. Aday belirleme sürecin- de, yerel araştõrmalar ve kamuoyu yok- lamalarõ sonuçlarõndan da yararlanõlacağõ kaydedildi. CHP’nin 18 MYK üyesi de sorumlu olduklarõ illerde yerel seçimle- re dönük etkin çalõşma yapacak. İllerde yapõlacak çalõşmalar sõrasõnda CHP’nin oy durumu ve 2009 seçimlerinde oyla- rõn artõrõlmasõ için nelerin yapõlmasõ ge- rektiği değerlendirilecek. MYK üyeleri, belediye başkan aday- lõklarõnõn belirlenmesi sürecinde de etkili olacak. Gerek belediye başkan, gerekse belediye meclis üyesi adaylarõnõn belir- lenmesinin son güne bõrakõlmasõnõn ya- rattõğõ karmaşaya dikkat çekilirken, bu se- çimler öncesinde bu görüntüyü engelle- yecek önlemler alõnacağõ kaydedildi. CHP’nin büyük kentlerdeki adaylarõ- nõn belirlenmesi sürecinde örgütün yanõ sõra sivil toplum örgütlerinin görüşleri de alõnacak. İstanbul ve Ankara için grup başkanvekilleri Kemal Kõlõçdaroğlu ve Hakkõ Süha Okay’õn adlarõ da kulisler- de anõlmaya başladõ. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Şaban Dişli’yi hedef alan belgeli, etkin muhalefeti ile dikkati çe- ken Kemal Kõlõçdaroğlu ile Genel Sek- reter Önder Sav’õn en yakõnõndaki isim olan Hakkõ Süha Okay’õn adlarõ beledi- ye başkan adayõ olarak dile getirilmeye başlandõ. Ankara için CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, eski OD- TÜ rektörü Ural Akbulut ile eski TMMOB genel başkanlarõndan Bülent Tanık’õn adlarõ da geçiyor. CHP kulis- lerinde, SHP Genel Başkanõ Murat Ka- rayalçın’õn adõ da Ankara belediye baş- kan adayõ olarak anõlõyor. Karayalçõn’õn ise “sadece Ankara’da değil, tüm ül- kede işbirliği”nden yana olduğu kay- dediliyor. İzmir’de belediye başkanõ Aziz Kocaoğlu’nun yanõ sõra İzmir mil- letvekillerinden Mehmet Ali Susam ve eski bakanlardan Hakan Tartan’õn adõ geçiyor. Kocaeli’de Sefa Sirmen’in aday gösterilmesine kesin gözüyle ba- kõlõyor. Şişli’de Mustafa Sarıgül’ün karşõsõna Berhan Şimşek’in belediye başkan adayõ olarak çõkarõlabileceği di- le getiriliyor. Duruşmanın ardından, adliye binasının çıkışında, karşıt görüşlü sanık yakın- ları ve emniyet güçleri arasında arbede çıktı. (Fotoğraf: AA) Ülkücü duygularına yenik düşmüş ANTALYA (Cumhuriyet Büro- su) - Akdeniz Üniversitesi’nde nisan ayõnda yaşanan olaylarda elinde silahla ateş ederken görülen tutuklu sanõklar- dan Ömer Ulusoy, dünkü duruşmada da hâkimle tartõştõ. Ulusoy, “Karşı- mızdakilerin öğrenci olması terörist olmasını engellemez” dedi. Akdeniz Üniversitesi kampusunda ve Akdeniz Öğrenci Yurdu’nda solcu öğrenciler, ülkücüler ile üniversite dõ- şõndan gelenler arasõnda çõkan olaylarla ilgili davanõn 3. duruşmasõ dün Antalya 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yapõldõ. Duruşmaya, tutuklu sanõklar Ömer Ulusoy, Tahir Kara, Ahmet Bekmez, Çağrı Bulut ve İsmail Ahmet Turgut ile bazõ tutuksuz sanõklar ve avukatla- rõ katõldõ. “Adam öldürmeye teşeb- büs”ten yargõlanan Ulusoy, savun- masõnda, kavga ettikleri kişilerin öğ- renci olmasõnõn onlarõn masum oldu- ğu anlamõna gelmeyeceğini söyledi. Türk bayrağõnõn yakõldõğõnõ duyarak okula koştuğunu anlatan Ulusoy, “Karşımızdakilerin öğrenci olması terörist olmasını engellemez. Ab- dullah Öcalan da Ankara Siyasal’da okurken PKK’yi kurmuştu” diye ko- nuştu. Mahkeme Başkanõ Fikri Dur- maz’õn, “Üniversitenin karşısında jandarma, arkasında polis merkez- leri var, sen niye gidiyorsun, gü- venlik güçleri gerekeni yapar” de- mesi üzerine Ulusoy, “Bizim de duy- gularımız var. PKK sempatizanı grup yurdu basıp öğrencileri dö- verken, Türk bayrağını yakarken güvenlik güçleri yeterli müdahaleyi yapmamış. Bu durumda Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni nasıl uygula- yacağız?” dedi. Mahkeme heyeti, sanõklarõn tutuk- luluk halinin devamõna oybirliğiyle ka- rar verdi. Duruşmanõn ardõndan, adliye bina- sõnõn çõkõşõnda, karşõt görüşlü sanõk ya- kõnlarõ arasõnda arbede çõktõ. Tutuklu sanõklarõn yakõnlarõndan bir kadõn, polislere “Bayrağı yakanlardan ya- na mısınız?” diye bağõrdõ. Çevik kuv- vet ekipleri grubu güçlükle sakinleş- tirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle