06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada çökecek... Siz zaten göreceksiniz de, ben de göre- ceğim...” ABD’den gelen haberleri dinledikçe Çakırhan’la 2000 yılındaki sohbetimiz gözümün önüne geliyor. 20. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak adım adım tek kutuplu bir dünya kurmak için her şeyi yapan ABD’de, kapitalist sistemle bütünleşmiş kurumlar sal- lanıyor. Dünyaya, sermayenin sınırsız özgürlüğünü ve liberalizmi dayatan Amerika, son bir haftadaki uy- gulamalarıyla devletçiliğin zirvesine oturdu. 150 yılı aşan geçmişe sahip Lehman Brothers dev- letleştirilemeyecek kadar büyük bir felaket haline ge- lince, kaderine terk edildi. Böylece bir yıl içinde ba- tan banka sayısı 13’e ulaştı. Çöküşün daha da derinleşmemesi için Amerikan sigorta şirketi AIG, “ne kadar para gerekiyorsa vere- lim” mantığı içinde kurtarıldı. Daha doğrusu devlet- leştirildi. Demek ki, Amerika’da da statükocu ulusalcılar var! Kimi ülkesel değerlerin göz göre göre batmasına izin vermediler! 1990’larda küreselleşme çok yaygın bir deyimdi. Her derde devaydı. Dünya artık küçülüyor, bir köy ha- line geliyordu. 21. yüzyıl pespembe hayallerle baş- lıyordu. Oysa madalyonun öteki yüzü öyle değildi. Dün- yadaki gelir dengesizliği küreselleşmeyi değil, küre- de selleşmeyi gösteriyordu. 1970’lerde zengin Kuzey ülkeleri dünyadaki refahın yüzde 65’ine sahipti. Kü- renin kalan kısmına ancak yüzde 35’lik refah düşü- yordu. 1980’lerde bu oran 75’e 25 oldu. 90’larda da- ha da derinleşti; 85’e 15... Dünyanın pek çok bölgesinde zengin topraklara sa- hip fakir insanlar yaşıyor. Yoksulluğun kontrollü bir şekilde yaygınlaşması ve bu ülkelerin her dem zen- gin ülkelere muhtaç halde tutulması, 21. yüzyılın ti- pik politikalarından biri. ABD’de kurtarılan iki şirkete verilen para, yüz mil- yonlarca insanın uzun süre sağlıklı yaşamasını sağ- layacak düzeyde. Böyle gidebilir mi? Aklın yolu şöyle diyor: Her şeyin devletleştirilmesini öngören Sovyetik ya- pının uzun süre devam etmesi olanaksızdı, çöktü. Her şeyin özelleşmesini öngören vahşi liberal yapının da devam etmesi çok zor. Küreselleşmenin sonuçlarından biri de Irak’tan Af- ganistan’a dünyanın pek çok bölgesinin kan gölüne dönmesi... Milyonlarca ölü, bir o kadar yerinden yur- dundan edilmiş insan... ABD’deki son krizin ardından bütün dünya borsaları için şu tanım kullanılıyor: Borsalar kan kaybediyor! Bir başka anlatımla şöyle de diyebiliriz: Fakir ve zengin ülkeler kan gölüne dönmüş du- rumda! Türkiye bu süreçten nasıl etkilenecek? Kimi, sahte kârlar peşinde koşan danışmanlık ku- ruluşları, Türkiye’nin bu krizden etkilenmeyeceğini ilan ediyor, hatta kârlı çıkacağını söylüyor ama, bize gö- re çok zor! Geçmişte bize “mükemmelsiniz” diyenler krize gir- dikten sonra “belliydi” dediler... Kapitalizmin kalesindeki çöküşler, dileriz aklın yo- lunu öne çıkarır... Dünyanın daha eşit ve daha yaşanır hale gelmesi duygusuna da yer açılır... Sefaletin olduğu dünyada sefahatın sürmesi ola- naksızdır! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada AKP’yi (RTE’yi) yolsuzlukla sorumlu tuttuğunu id- dia eden mantıksız, saldırgan demeçler, konuşma- lar... Nerede kaldı? Oysa ortaya şimdilik fazla yazılmayan, söylenme- yen bir başka gerçek çıktı. Meğer RTE Deniz Feneri’ni savunayım derken ken- dini savunmaya soyunmuş. Frankfurt Mahkemesi kararı açıkladı: RTE’nin id- diaları, saldırıları balon gibi bir anda sönüverdi. On gün önce Deniz Feneri haberleri ile AKP’yi hak- sız yere yolsuzlukla suçlayanların yalancı, müfteri, al- çak olduğunu söyleyen RTE gitti. Bakanlar Kurulu’nda ve AKP Merkez Yönetim Ku- rulu’nda Deniz Feneri’nin Türkiye ayağı ile ilgili ola- sı soruşturmaya destek veren RTE geldi. Hükümet sözcüsü Çiçek Cemil, günlerden son- ra savcıları göreve çağırıyor. Üstelik Deniz Feneri ile ilgili soruşturma başlatmazlarsa sorumlu ve suçlu du- ruma düşeceklerini söyleyerek… Ya genel merkez adına konuşan genel başkan yar- dımcıları? Sanki Genel Başkanları hazret, Deniz Feneri’ni do- laylı biçimde savunmamış, saldırgan bir tavır izlememiş gibi… soruşturma nereye varırsa oraya kadar gitmesini istiyorlar. Bu aymazlığa pes doğrusu! Şu soru şimdi yanıt arıyor: Çiçek Cemil’in, genel merkez sorumlularının soruşturma isteyen ve destek veren son açıklamalarına neden öncelik vermediniz? Almanya’da yüzyılın dolandırıcıları cezalandırıl- madan önce Başbakanınız Deniz Feneri olayını ört- bas etmek için medyaya olanca gücüyle neden sa- vaş açtı? Deniz Feneri gerçeğini başka yönlere saptırmak, din iman edebiyatı ile halkı dolandıranların marifet- lerini kamuoyunun gözünden kaçırmak için savaş ala- nı olarak seçtiği medyanın o gün de bugün de görevini yerine getirdiğini artık kabul etmek zorunda değil mi? Bu nedenle, haksız yere suçladığı başta Doğan gru- bundan, medyadan özür dileme gereğini duyuyor mu acaba? Yoksa devlet olanaklarını kullanarak dünkü saldırgan davranışlarına yarın başka yöntemlerle devam etmek için türlü çeşit senaryolar, planlar mı üretiyor? Alman yargıcın işaret parmağı RTE yönetimdeki AKP’yi gösteriyor. Yargıç büyük bağış skandalında “bütün iplerin” Ka- nal 7’nin elinde olduğunu söylüyor. Hüküm giyen Mehmet Gürhan ile Mehmet Taşkan’ın Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mus- tafa Çelik ile Zahid Akman’dan “gelen talimatlara gö- re hareket ettiklerini, baş sorumluların Türkiye’de ol- duğunu” açıklıyor. Eğri oturuyorsun, bari doğru konuş RTE: Anka- ra’daki dörtlünün önde gideni içli dışlı olduğun Ka- raman yakın akraban değil mi? Almanya’daki ve Tür- kiye’deki Deniz Feneri’ne ve Deniz Fenercilere Alman Kanal 7’sinin açılış törenine gidecek kadar yakın dur- madın mı? Hukuksal açıdan önümüze ne gibi yeni olasılıklar çıkacak, bilemeyiz ama RTE, siyasal açıdan Deniz Fe- neri ile ilgili sorumluluğunun hesabını vermek zorunda. Üstelik Alman yargıcın kimi irdelemeleri RTE’ye çok yakışıyor. Diyor ki: (Tabii Türkiye’den yönetilen) “Buradaki do- landırıcıların basit bir eylemi söz konusu değildir. Si- yasi ve İslami bir ideoloji vardı.” RTE düşünce biçiminin siyasal ve İslami bir hare- ketin içinde olmadığı düşünülebilir mi? RTE gerçekten Deniz Feneri’nin Türkiye ayağının soruşturulmasına gönüllü ise öncelikle RTÜK gibi gör- sel medyaya akıl, dürüstlük, ahlak dersi veren ve ne ki, Almanya’daki dolandırıcılık ve arsa davalarında adı sorumlular arasında baş sırada geçen Zahid Akman adındaki yöneticinin -soruşturmanın selametini ba- hane ederek- görevinden ayrılmasını sağlamalı. Bu görevi yerine getirirse ufak da olsa bir ölçüde Deniz Feneri soruşturmasına yeşil ışık yaktığı, baş- ka hesapların peşinde olmadığı varsayılabilir. [email protected] SAYFA 19 EYLÜL 2008 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 23 Edirne PB 24 Kocaeli Y 22 Çanakkale PB 21 İzmir PB 27 Manisa PB 27 Aydın PB 29 Denizli PB 28 Zonguldak Y 21 Sinop Y 24 Samsun Y 22 Trabzon Y 21 Giresun Y 19 Ankara PB 29 Eskişehir PB 22 Konya PB 26 Sıvas Y 24 Antalya B 29 Adana B 29 Mersin B 29 Diyarbakır PB 33 Şanlıurfa B 33 Mardin B 30 Siirt B 33 Hakkâri B 23 Van PB 23 Kars Y 21 Oslo Y 12 Helsinki Y 12 Stockholm Y 12 Londra Y 18 Amsterdam B 17 Brüksel Y 15 Paris Y 16 Bonn Y 16 Münih Y 16 Berlin Y 15 Budapeşte Y 15 Madrid B 29 Viyana Y 17 Belgrad Y 15 Soyfa B 18 Roma PB 24 Atina B 27 Zürih Y 17 Moskova Y 10 Aşkabat Y 29 Astana Y 10 Taşkent B 28 Bakû PB 22 Bişkek Y 24 Tiflis Y 20 Kahire B 34 Şam B 34 Yurdun kuzey ve iç ke- simleri parçalı ve çok bulutlu; Karadeniz, İç Anadolu’nun doğusu Or- ta ve Doğu Akdeniz’in iç kesimleriyle Kocaeli, Sa- karya, Erzincan, Kars, Ardahan ve Antalya çev- releri sağanak yağışlı, di- ğer yerler parçalı az bu- lutlu geçecek. Hava sı- caklığı iç ve doğu bölge- lerde azalacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, AB Müktesebatõnõn Üstle- nilmesine İlişkin Ulusal Program Taslağõ’nõn yargõ bağõmsõzlõğõ konusunda tek bir olumlu adõm içermediğini vurgulayarak, yargõ bağõmsõz- lõğõnõn nasõl yok edileceğine ilişkin takvimin or- taya konulduğunu kaydetti. YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu yaptõğõ açõk- lamada, AB ilke, kural ve kararlarõnõn, Ulusal Program Taslağõ’na, Türkiye Cumhuriyeti’nin erkler ayrõlõğõna dayanan hukuk devleti anlayõşõ- nõn geliştirilmesi biçiminde yansõtõlmak yerine, yürütme merkezli bir yapõlandõrmaya dayanak yapõldõğõnõ belirtti. Bu durumun, 6 Mayõs 2008’de AB temsilcisine sunulan Yargõ Reformu Strateji Taslağõ’ndaki iradenin, kararlõlõkla yaşa- ma geçirilmesi düşüncesinin terk edilmediğini gösterdiğine dikkat çeken Eminağaoğlu, “Evren- sel normların, anılan Ulusal Program Taslağı ile yaşama geçirilmesi olanaklı değildir” dedi. ‘Tek bir olumlu adım bile yok’ Taslağõn yargõ bağõmsõzlõğõ konusunda tek bir olumlu adõm içermediğini aksine “yargı bağım- sızlığının nasıl yok edileceğinin takvimini” or- taya koyduğunu anlatan Eminağaoğlu şunlarõ kaydetti: “Taslakta YARSAV’ın kapatılması- nı öngören ve halen TBMM’de bulunan yasa tasarısının, yargı alanında 2008 yılının dör- düncü çeyreğinde atılacak ilk adım olarak ön- görülmesi, demokrasi, insan hakları ve AB normlarının içselleştirilemediğinin ve taslakta amaçlananın da AB müktesebatı olmadığının çok somut bir örneğidir. Yargıç ve savcıların ilk ve tek sivil meslek örgütü olan YAR- SAV’ın son örneği 12 Eylül döneminde rastla- nan bir yasa tasarısı ile ortadan kaldırılacak ilk hedef olarak seçilmesi, bu tabloda gerçek hedefin bağımsız yargı olduğunun da işareti- dir. YARSAV, hukukun üstünlüğünü her ko- şulda savunmaya devam edecektir.” Üniversitelerde sular durulmuyor GÜRSU KUNT / CEMİL CİĞERİM ANTALYA / SAMSUN - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün tartõşmalõ rektör atama- larõnõn ardõndan üniversitelerde sular durulmuyor. Akdeniz Üni- versitesi Mühendislik Fakültesi Dekanõ Prof. Hikmet Rende ve Samsun Ondokuz Mayõs Üni- versitesi (OMÜ) Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Nur Onar görevlerinden istifa etti. Akdeniz Üniversitesi Tõp Fa- kültesi Organ Nakli Merkezi Mü- dürü Alper Demirbaş’õn eki- biyle birlikte üniversiteden istifa etmesinin ardõndan Rektör İsra- fil Kurtcephe hakkõndaki iddia- lar bitmedi. Mühendislik Fakül- tesi Dekanõ Prof. Rende, öğretim üyelerine istifa etmeleri konu- sunda baskõ yaptõğõ gerekçesiyle Kurtcephe hakkõnda suç duyuru- sunda bulundu. Ancak baskõlara daha fazla dayanamayan Rende de istifa kararõ aldõ. OMÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Onar da hukuka aykõrõ uygulamalar nedeniyle istifa et- tiğini açõkladõ. OMÜ Rektörü Hüseyin Akan’õn istemiyle se- natoda öğrenci kabul şeklinin değiştirilerek mülakat sistemi- nin kaldõrõldõğõnõ, tezsiz yüksek li- sans süresinin iki yarõ yõla indi- rildiğini belirten Onar, “Rektör, senatoda görüşülmeden, görü- şülmüş gibi karar aldırarak yönetmeliği değiştirdi” dedi. Onar, hukuksuz uygulamalarõn ip- tali için, Yüksek Öğretim Denet- leme Kurulu’nun inceleme yap- masõnõ isteyeceğini söyledi. MAHMUT LICALI ANKARA - AKP’nin üniver- siteden atõlan öğrencilere yönelik çõkarmayõ planladõğõ affõn baş- langõç tarihini önceki afla aynõ ta- rihe çekerek türbanlõlara ikinci şans yaratmaya çalõştõğõna dikkat çekiliyor. Türbanlõ öğrencilerin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün atadõğõ rektörlerle bu haktan daha işlevsel yararlanabi- lecekleri savunuluyor. AKP’nin ilk affõ çõkardõğõ 2005’te rektör- lerin çoğunluğu türbana sõcak yaklaşmazken Gül’ün atadõğõ rek- törlerin büyük bölümü “türbana özgürlük bildirisine destek” açõklamasõ yapmõştõ. Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn iki aydõr üzerinde çalõştõğõ öğrenci af- fõna ilişkin tasarõ taslağõ önceki gün Bakanlar Kurulu’na sunuldu. Daha önce 2005 olarak belirlenen affõn kapsamõ Bakanlar Kuru- lu’nda genişletilerek 29 Haziran 2000 olarak belirlendi. Tasarõ taslağõna göre, yükseköğretim kurumlarõnõn bütün sõnõflarõnda ön lisans ve lisans düzeyinde öğre- nim yapan öğrencilerden 29 Ha- ziran 2000 tarihinden yasanõn yürürlüğe gireceği tarihe kadar kendi isteği ile ilişiği kesilmiş olanlar da dahil, “her ne sebep- le olursa olsun” ilişkileri kesil- miş öğrenciler yararlanabilecek. AKP’nin 15 Mart 2005’te 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’in vetosuna karşõn çõkardõğõ öğrenci affõnõn kapsamõ da 29 Ha- ziran 2000 olarak belirlenmişti. Yeni affõn kapsadõğõ tarihin Bakanlar Kurulu tarafõndan ge- nişletilmesiyle 2005 yõlõndaki af- tan türban nedeniyle yararlana- mayan öğrencilere ikinci bir şans daha tanõnmõş olacak. İlk aftan türbana karşõ net tutumlarõyla ta- nõnan rektörlerin izin vermeme- si nedeniyle faydalanamayan tür- banlõ öğrenciler, Gül’ün atadõğõ, türbana özgürlük bildirisine im- za atan rektörlerle birlikte aftan yararlanabilecek. Muhalifler elendi Gül, cumhurbaşkanõ seçildikten sonra 51 rektör atadõ. Başkanõ ve yapõsõ değişen YÖK de, hükümete muhalif olan ve türbana karşõ tu- tumlarõyla bilinen birçok rektörü eledi. Geçen ağustos ve eylül aylarõnda 44 rektör atayan Gül’ün seçtiği adaylarõn büyük kõsmõ ya “AKP’ye yakın” ya da “türba- na özgürlük bildirisine imza atan” isimlerden oluştu. Gül’ün türbana özgürlük isteyen rektör- leri üniversitelerin başõna getir- mesiyle 2005’teki aftan yararla- namayan türban nedeniyle ilişiği kesilen öğrenciler yeni düzenle- meyle üniversitelere daha rahat dönebilecek. AKP dönemindeki 2. öğrenci affõndan 640 bin ön li- sans ve lisans öğrencinin yarar- lanmasõ bekleniyor. Eski CHP milletvekili ve Mil- li Eğitim Komisyonu üyesi Mus- tafa Gazalcı, TBMM’nin üni- versitelerin özerkliğine karõşa- rak af çõkarmasõnõn ve öğrencilere yeni hak vermesinin yanlõş oldu- ğunu belirterek, dünyanõn hiçbir yerinde öğrenci affõ gibi düzen- lemelerin parlamentolar tarafõn- dan yapõlmadõğõnõ söyledi. Çayanları anmaya 5 ay ceza CEMİL CİĞERİM SAMSUN - 68 kuşağõ liderlerinden Mahir Ça- yan ve arkadaşlarõnõn Kõzõldere’de öldürüldükleri evi ziyaret eden Samsun 78’liler Derneği üyesi 30 kişi, 5’er ay hapisle cezalandõrõldõ. 26 kişinin cezasõ 5 yõl denetime tabi tutulmalarõ şartõyla er- telenirken Samsun 78’liler Derneği Başkanõ Or- han Ocak, avukat Recep Kaygusuz, 78’liler Fe- derasyonu üyesi Hayati Bozer ve öğretmen ada- yõ Sevil Topaloğlu’nun cezalarõ daha önce mah- kûmiyetleri bulunduğundan ertelenmedi. Samsun 78’liler Derneği yönetici ve üyelerin- den oluşan grup, 30 Mart 2007’de Çayan ve 9 arkadaşõnõn öldürüldüğü eski adõ Kõzõldere olan Tokat’õn Ataköy beldesindeki Hõdrellez Şenlik- leri’ne katõldõ. Burada, Çayan ve arkadaşlarõnõ saklayan köy muhtarõ Emrullah Aslan’õn evini ziyaret eden ve eşi Gülbeyaz Aslan ile sohbet eden dernek üyeleri jandarma tarafõndan gözal- tõna alõndõ. Bir gece nezarethane tutulan dernek üyeleri Almus Cumhuriyet Savcõlõğõ’nda ifade- lerinin alõnmasõnõn ardõndan serbest bõrakõldõ. Ancak Cumhuriyet Savcõsõ’nõn konuyla ilgili fezleke hazõrlamasõ üzerine dava açõldõ. Al- mus’ta Ağõr Ceza Mahkemesi olmadõğõ için da- va Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde gö- rüldü. Mahkeme heyeti “Yasadışı THKO, si- lahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda suç ve suçluyu övmek” gerekçesiyle dernek üyesi 30 kişiyi 5’er ay hapisle cezalandõrõldõ. 26 kişinin cezasõ ertelenirken Kaygusuz, Ocak, To- paloğlu ve Bozer’in cezalarõ infaz edildi. AKP’nin çõkardõğõ ilk aftan rektörlerin geçit vermemesi nedeniyle yararlanamayan türbanlõlar, Gül’ün atadõğõ türban yandaşõ rektörler sayesinde okullarõ dolduracak CHP Yalova Milletvekili Mu- harrem İnce, AKP milletveki- li İlhan Evcin’in taşımalı eğitim ihaleleri için tartıştığı Yalova İl Milli Eğitim Müdürü Şevki Genç’i tartakladığını doktor ra- porlarıyla kanıtladı. İnce, geçen hafta düzenlediği basın toplantısıyla AKP’li Evcin’in taşı- malı eğitim ihalesini eniştesine vermediği gerekçesiyle Genç’i makamında tartakladığını be- lirtti. İnce’nin iddialarının üzerine yazılı bir açıklama yapan Evcin ise taşımalı eğitim ihale- lerinde usulsüzlük olduğunu öne sürerek Genç ile eğitim sorunlarına duyarsız kaldığı için tar- tıştıklarını, ancak kendisine şiddet uygulamadığını ifade etti. (Fotoğraf: FARUK KIRTAY) AKP şiddetine doktor kanıtı ÜAK TOPLANDI Özcan tehlikeleri ve ‘rüyalarını’ anlattı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, eğer tedbir alõnmazsa 5 ya da en fazla 10 yõl içinde Türk yükseköğretiminin hiçbir rekabet gücünün kalma- yacağõnõ belirterek “Tedbir al- mazsak biz sonunda kendi li- se öğrencilerimize ancak eği- tim veren, hiç dışarda rekabet gücü olmayan bir ülke haline geleceğiz. Bu büyük bir tehli- ke arz etmektedir” dedi. ÜAK, yeni kurul başkanõ ve Van Yüzüncü Yõl Üniversitesi Rektörü Prof. Hasan Ceylan başkanlõğõnda ilk toplantõsõnõ Ankara Üniversitesi Morfoloji Binasõ’nda yaptõ. YÖK Başka- nõ Özcan, konuşmasõna başlar- ken “ABD’de de özgürlükçü vaziyet alışıyla tanınan Martin Luter King 1963’te yaptığı bir konuşmaya, çok veciz bir ifa- deyle başlar. ‘I have a dream’ (Bir rüyam var) der. Şimdi ben de, rüyalarımı paylaşmak istiyorum” dedi. En büyük idea- linin ülkedeki herkesin yüksek öğretim hakkõnõ kullanabilmesi olduğunu anlatan Özcan, sis- temde 1.2 milyon öğrenci fazlasõ bulunduğunu, bunun en acil çö- zülmesi gereken sorun olduğu- nu belirtti. Özcan, ikinci arzu- sunun gerekli öğretim üyesi ve elemanõnõ temin etmek, diğer bir arzusunun ise yeni kurulan üni- versitelerin yapõlandõrõlmasõ ol- duğunu dile getirdi. Erasmus benzeri bir programõn Türki- ye’de de uygulanmasõnõ istedi- ğini belirten Özcan, “Bunun için bütün altyapı çalışmalarını tamamladık” dedi. Akdeniz ve Ondokuz Mayõs’ta iki istifa kararõ daha MEB KONSERVATUVARI TANIMIYOR Denklik yok CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Milli Eği- tim Bakanlõğõ’nõn geçen yõl kapatmak üzere harekete geç- tiği devlet konservatuvarla- rõnõn ilk ve ortaöğretim bö- lümlerinin denkliğini kabul etmediği ortaya çõktõ. Anadolu Üniversitesi Dev- let Konservatuvarõ Müzik ve Bale İlköğretim Okulu 8. sõ- nõf öğrencisi Candeniz Gök- taş, meslek derslerindeki ba- şarõsõzlõk nedeniyle eğtimini Mehmet Gedik İlköğretim Okulu’nda sürdürmek istedi. Okul Müdürü Kemal Durak, öğrencinin kaydõnõ yaptõ an- cak bir hafta sonra veli Meh- met Göktaş’õ çağõrarak Mil- li Eğitim Bakanlõğõ’nõn dev- let konservatuvarlarõnõ tanõ- madõğõnõ söyledi. İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan da öğrencinin başka okulda eğitim göremeyece- ğini belirtti. Vali Yardõmcõsõ Ekrem Ballı’nõn talimatõyla durum bakanlõğa bildirilir- ken Candeniz Göktaş Meh- met Gedik İlköğretim Oku- lu’na geri döndü. Bakanlõğõn vereceği yanõt merak konusu. ÖĞRENCİ VE VELİLERE YENİ YÜK Harçlara zam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğrenci harçlarõ- na 2008-2009 akademik yõlõ için yüzde 7 ile 8 arasõnda de- ğişen oranlarda zam yapõldõ. En fazla katkõ payõnõ tõp fa- kültesi, en düşük katkõ payõ- nõ ise Açõköğretim Fakülte- si öğrencileri ödeyecek. Ye- ni düzenlemeyle, öğrenciler tõp fakültesi için 547, diş hekimliği ve eczacõlõk fa- külteleri için 457, veteriner fakültesi için 357 YTL harç ücreti ödeyecek. Mühendis- lik-mimarlõk fakülteleri için 358 YTL, güzel sanatlar fa- külteleri için 358 YTL, hu- kuk, iktisat, işletme, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bi- limler için 290 YTL katkõ pa- yõ verilecek. Açõköğretim fakültesi öğrencileri 66 YTL harç ödeyecek. Yüksekokullar içerisinde ise en yüksek harç bedelini devlet konservatuvarõ ve si- vil havacõlõk ile yabancõ dil- ler yüksekokulu öğrencileri ödeyecek. Konservatuvar öğ- rencileri 545 YTL, sivil ha- vacõlõk ve yabancõ dil öğ- rencileri ise 435 YTL harç bedeli ödeyecek. Türbana rektör avantajlõ af YARSAV BAŞKANI EMİNAĞAOĞLU SAMSUN 78’LİLER DERNEĞİ ‘Yargı bağımsızlığını yok etmek istiyorlar’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle