Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
19 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Savcılardan ve
Akman’dan Beklenen..
Benim gibi iflah olmaz bir haberkoliğin gözü ve
kulağının haber televizyonları ile ajans bültenle-
rinde olduğunu söylemeliyim.
Elbette ABD ve Rusya’da önlenmeyen eko-
nomik bunalımın gelişmelerini olduğu kadar
Deniz Feneri yolsuzluğu ile ilgili Alman Mah-
kemesi kararının yansımalarını da izliyorum.
Hiç tanışmadığım, konuşmadığım emekli Orge-
neral Eruygur’un yoğun bakımda verdiği yaşam
kavgasını da.
Ama hepsinden çok gündeme düşecek o ha-
beri bekliyorum:
Frankfurt Bölge Mahkemesi’nin, “Alman-
ya’da gerçekleştirilmiş en büyük yolsuzluk da-
vası” olarak isimlendirdiği o davanın, kamuoyu-
na aktarılan karar özetinde öne çıkan ve “olayın
asıl sanıklarının Türkiye’de olduğunu” hepimi-
ze adeta tebliğ eden suç duyurusu karşısında 48
saatten bu yana ne yapıldığının açıklanmasını.
Ne yazık ki, dün bu yazıyı yazdığım öğlen son-
rası saatlerine kadar, savcılarımızın Alman yar-
gısından dosyanın istenmesi için Adalet Bakan-
lığı’na başvurduklarını bildiren bir haberin varlı-
ğını öğrenemedim. Keza, yazılı medyada Türki-
ye’deki uzantılar arasında olduğu fotoğrafları ile
yayımlanmış olan RTÜK Başkanı Zahid Ak-
man’ın, başlatılması kaçınılmaz olduğu anlaşılan
soruşturmanın selameti için görevinden ayrılmaya
karar verdiğini bildiren bir ön haber de yoktu..
Oysa Erdoğan düne kadar ne derse demiş ol-
sun, yurttaşların din duygularını da kullanarak o
milyonlarca Avro’yu bağış adı altında toplayan çe-
tenin, kamuoyunun hemen her kesiminde ya
tepki ya da şaşkınlık yarattığı yadsınamıyor.
O nefret ve şaşkınlık karışımı havanın AKP ör-
gütünü de etkilediği, Başbakan’ın “Bizim Çalık”
diye tanımladığı işadamının başında bulunduğu
gazetede şöyle anlatılıyordu:
“..Ama bu muhteşem iftara rağmen, AK Parti
mensuplarında dikkat çekici bir burukluk vardı.
Nedeni de, son günlere damgasını vuran Doğan
Grubuyla tartışma ve Almanya’daki Deniz Fene-
ri ile ilgili yolsuzluk olayıydı… Durumu, ne yapa-
cağı merak edilen ve açıklamaları dikkatle izleni-
len bir milletvekili özetledi:
AK Parti son 6 yılda birkaç kez gemiyi karaya sü-
rükledi ama her defasında kaptan doğru bir rota-
da yürütmeyi başardı. Şimdi ise kaptan gemiyi ka-
raya vuracak gibi görünüyor. Umarız bu gerçek-
leşmez.” (Sabah 17 Eylül Mahmut Övür’ün kö-
şe yazısı.)
Cumhuriyet savcılarını, gerektiği zaman bağımsız
olarak gören, gerektiğinde gözlerini korkutan
davranışlardan kaçınmayan bugünkü siyasal ik-
tidar adına hem Adalet Bakanı Mehmet Ali Şa-
hin’in hem de Hükümet Sözcüsü Cemil Çi-
çek’in Fener’in bizdeki uzantılarının su yüzüne çı-
karılmasının cumhuriyet savcılarının görevi oldu-
ğu yolundaki açıklamaları doğrudur.
Ama o arada AKP Genel Başkanı olarak
Başbakan’ın da hiç değilse Zahid Akman’ı ma-
kamına çağırıp “Seni RTÜK üyeliği için aday
gösteren parti grubunun başkanı olarak isti-
fanı TBMM Başkanlığı’na vermen hepimiz
için en hayırlı yöntemdir” demesi de beklene-
mez miydi?
Başbakan ve Adalet Bakanı’nın yapamadıkla-
rını dün TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın gün-
demimize taşıdığını CNN Türk’teki söyleşisinden
duydum
Sayın Toptan, Frankfurt Mahkemesi kararını Tür-
kiye’de hiç kimsenin görmezden gelemeyeceği-
ni söylemekle yetinmiyor. Bir başvuru üzerine so-
ruşturmanın başlatılmış olduğunu bildiriyor ve o
soruşturmanın hızlı yürütülmesini istiyor.
“..Bizim din duygularımız kullanıldı, insani de-
ğerler kullanıldı ve kötü kullanıldı. Bu kötü kul-
lanım da Alman yargısı tarafından hükme
bağlandı.. Burada yanlış yapanın yanına kâr
kalmadığının mutlaka Türkiye boyutunda da or-
taya çıkarılması gerekiyor.”
Toptan, RTÜK Başkanı’nın görevden alınması
ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de, Zahid Ak-
man’a adeta bir kapalı zarf içinde bu yönde na-
sıl davranması gerektiğini söyleyen bir çağrı
göndermiş gibi hareket ediyor. Herkesin kendi
sorumluluğu içinde hareket etmesi gerektiği-
ni düşündüğünü söylüyor.
Akman’ın seçim mazbatasının altında imzası ol-
ması gereken makamın sahibi, “Mevzuatımızda
seni azletme olanağı bulunmuyor. Ama so-
rumluluk sahibi isen, şaibeli olarak orada da-
ha fazla oturmamalısın” demiş olmuyor mu?..
Frankfurt Mahkemesi kararının açıklanmasından
sonra, RTÜK Başkanı, makam arabasına binip
inerken şoförünün kendisi için ne düşündüğünü,
kapı görevlilerinin, asansörcülerin hoş geldiniz se-
lamları arkasında sessizce neleri dile getirdikle-
rini de mi merak etmiyor?
CHP Grup Başkanvekili Kõlõçdaroğlu, RTÜK ve SPK başkanlarõnõn istifasõnõ istedi
‘Hamiler,elebaşõlarTürkiye’de’ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Almanya’daki Deniz Feneri
e.V. davasõnõn karar duruşmasõnõ iz-
ledikten sonra yurda dönen CHP
Grup Başkanvekili Kemal Kılıç-
daroğlu, “soruşturmanın sela-
meti için RTÜK ve SPK baş-
kanlarının derhal görevden ay-
rılmasını” isterken “sumen altı
edilen raporla ilgili olarak SPK
bağlamında suç duyurusunda
bulunacaklarını” bildirdi. Kõ-
lõçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’õn
malvarlõğõyla ilgili sorulara da
“Başbakan’ın malvarlığı dosya-
sı Yargıtay’a çıkmadığı için her
zaman siyaseten şaibeli olmaya
mahkûmdur” yanõtõnõ verdi.
Almanya’da Deniz Feneri e.V.
davasõnõ izleyen Kõlõçdaroğlu ile
Kõlõç, dün parlamentoda bir basõn
toplantõsõ düzenledi. Kõlõçdaroğlu,
“Hamiler, elebaşılar Türkiye’de.
Bağlantılar Alman yargısında
tüm ayrıntılarıyla ortaya kon-
muştur” dedi.
‘BAŞAKTÖR KARAMAN’
Gerek Türkiye’deki, gerek Al-
manya’daki derneğin kurucularõnõn
hemen hemen tümünün Kanal 7 ça-
lõşanõ olduğunu vurgulayan Kõlõç-
daroğlu, şunlarõ söyledi: “Yani bir
anlamda Başbakan’ın sıhri ak-
rabası Sayın Zekeriya Karaman’ın
ücretli elemanlarıdır. İlişkilerin
bu bağlamda ele alınması ve de-
ğerlendirilmesi gerekmektedir.
Nitekim bunun içindir ki, Zeke-
riya Karaman bilinçli olarak im-
zadan kaçınmıştır. Zekeriya Ka-
raman’ın soygun olayının baş
aktörü olarak ortaya konmasının
temel gerekçesi de budur? Ka-
raman, Türkiye’de yapılacak so-
ruşturmanın kilit ismi olarak or-
taya çıkacaktır. Bu nedenle sav-
cılıklarca yapılacak soruştur-
manın teknik yönünün ağırlık ta-
şıyacağı açıktır. Tıpkı Alman-
ya’da olduğu gibi, mali polis,
Maliye, İçişleri Bakanlığı denetim
elemanları ile bankalar yeminli
murakıplarının teknik katkıla-
rına da gereksinme vardır.”
Hükümet Sözcüsü Cemil Çi-
çek’in “Nereye kadar giderse biz
onun arkasında oluruz” sözleri-
ne dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, söz-
lerini şöyle sürdürdü: “Hükümetin
bu söyleminde samimi olması
için ivedilikle RTÜK ve SPK
başkanları görevden çekilmeli.
RTÜK Başkanı, Almanya tari-
hinin en büyük yolsuzluk dava-
sında, Türkiye’deki failler ara-
sında yer almaktadır. Meclis Baş-
kanımız Sayın Köksal Toptan,
açıkça Zahid Akman’ın istifa et-
mesi gerektiğinin altını çizmiştir.
Hükümet samimiyse SPK Baş-
kanı Sayın Turan Erol’u görevden
almalıdır. Sayın Erol, üç SPK uz-
manının hazırladığı inceleme ra-
porunu açıkça sumen altı etmiş,
konuyu savcılığa bildirmemiş-
tir. Çünkü hakkında savcılığa
suç duyurusu istenen kişiler Ka-
nal 7’nin yöneticileridir. Kara-
man, İsmail Karahan ve Musta-
fa Çelik. Bu üç isim aynı zaman-
da Almanya’daki Deniz Feneri
davasının Türkiye’deki failleri
olarak gösterilmiş ve Yargıç Dr.
Müller tarafından da isimleri
Sayın Zahid Akman dahil açık-
lanmıştır. Üç SPK uzmanının
hazırladığı raporda, Kanal 7’nin,
Türkiye’deki kayıtlarında yer
almayan, Almanya’daki bir ban-
kada 12 ayrı hesabı ortaya çıka-
rılmıştır. Yine Kanal 7’nin Tür-
kiye’deki hesaplarında yer al-
mayan Bahreyn’deki bir banka-
da hesabı ortaya çıkmıştır. Kanal
7 yöneticileri, Türk Ticaret Ya-
sası’na göre 10 yıl saklamaları ge-
reken defter ve belgeleri SPK
uzmanlarına ibraz etmemişlerdir.
Siz SPK Başkanı olarak bu dos-
yayı yönetime sevk edip sumen-
altı edeceksiniz. Almanya’da olay
patlayacak ve siz yerinizde paşa
paşa oturacaksınız.”
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Gurbetçilerden toplanan 41.5
milyon Avro bağõşõn iç edildiği mahkeme ka-
rarõyla kesinleşen Deniz Feneri davasõnõn
Türkiye ayağõnda olayõ kara paradan kamu ya-
rarõna dernek statüsündeki faaliyete kadar pek
çok boyutuyla inceleme yetkisi olan kurum-
lar harekete geçmedi. Vurgunun Türkiye
ayağõnõ İçişleri Bakanlõğõ denetim bakõmõn-
dan, Cumhurbaşkanlõğõ kamu yararõna dernek
statüsü, MASAK ise kara para aklama şüp-
hesiyle inceleme ve araştõrma yetkisine sahip,
ancak adõm atmadõlar. Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ ise İşçi Partisi’nin suç duyurusu
üzerine savcõ görevlendirdi.
Alman mahkemesi, dolandõrõcõlõk olayõnda
asõl talimatõ verenler ve suçu işleyenlerin Tür-
kiye’de olduklarõna işaret ederken, bu aşa-
madan sonraki araştõrmalarõn Türkiye’de ya-
põlabileceğine dikkat çekti.
Cumhuriyet savcõlõklarõ suç duyurusu üze-
rine ya da resen harekete geçebiliyorlar. An-
kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ İşçi Partisi’nin
suç duyurusu üzerine inceleme başlattõ. Baş-
savcõlõk dün de konuyla ilgili olarak basõn sav-
cõsõ Nadi Türkaslan’õ görevlendirdi. Edini-
len bilgiye göre Türkaslan, Deniz Feneri
dosyasõnõ Adalet Bakanlõğõ aracõlõğõyla Al-
manya’dan isteyecek.
İP, Başbakan Tayyip Erdoğan ve RTÜK
Başkanõ Zahid Akman ile diğer sorumlular
hakkõnda soruşturma açõlmasõnõ istedi. Baş-
savcõlõk basõn savcõlarõndan birisini görev-
lendirerek incelemesini yaptõracak.
Ancak Erdoğan ile ilgili dokunulmazlõğõ ne-
deniyle soruşturma yetkisi bulunmuyor.
RTÜK Başkanõ Akman için soruşturma açõ-
labilmesi için ise Başbakan Erdoğan’õn izni
gerekiyor.
MASAK GÖRMEZDEN GELİYOR
Deniz Feneri yöneticilerinin hüküm giydi-
ği davanõn iddianamesinde, “kara para yı-
kama şüphesine” işaret edilmişti. Buna kar-
şõn Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu, iddialarõ
görmezden gelmeyi sürdürdü. MASAK yal-
nõzca geçen yõl basõnda çõkan haberler üzeri-
ne harekete geçerek beş inceleme yaptõ.
Deniz Feneri’nin dernek statüsünde olma-
sõ ve derneklerin kurulumundan tüm faali-
yetlerine kadar denetleme yetkisi de İçişleri
Bakanlõğõ’nda. Alman mahkemesinin burada
kurulu dernek ile Türkiye’deki Deniz Fene-
ri’nin bağlantõlõ olduğunu belirlemesine kar-
şõn İçişleri Bakanlõğõ da denetim yönünden ha-
rekete geçmedi.
KÖŞK DE SEYİRCİ
Bakanlar Kurulu, AKP hükümetinin Der-
nekler Yasasõ’nda değişiklik yapõlõr yapõlmaz
Deniz Feneri Derneği’ne 2004 sonunda “ka-
muya yararlı dernek” statüsü tanõdõ. Yasa
uyarõnca Cumhurbaşkanlõğõ Devlet Denetle-
me Kurulu’nun da “kamuya yararlı der-
neklerde” her türlü inceleme, araştõrma ve de-
netleme yapma yetkisi bulunuyor.
Ankara Başsavcõlõğõ soruşturma için savcõ görevlendirirken İçişleri Bakanlõğõ,
Cumhurbaşkanlõğõ ve MASAK vurgunu araştõrmak için adõm atmadõlar
Yargı görevde, idare bekliyor
‘Almanya’dan dosyayı
savcılar isteyecek’
Zahid Akman için
soruşturma beklenecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali
Şahin, Deniz Feneri davasõyla ilgili olarak, “Zannediyorum cum-
huriyet savcıları bu dosyayı Almanya’dan talep edecektir. Bu
talep Adalet Bakanlığı kanalıyla yapılacak-
tır” dedi. Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan
Bakan Şahin, Alman savcõnõn, “Esas sorum-
lular Türkiye’de” yönündeki sözünün anõm-
satõlmasõ üzerine, “Bu, cumhuriyet savcıları-
nın görev alanına giren bir beyandır. Nite-
kim cumhuriyet savcılığı zaten soruşturma
başlatmıştı. Zannediyorum bu dosyayı Al-
manya’dan talep edecektir. Bu talebi Adalet
Bakanlığı kanalı ile yapacaktır. Cumhuri-
yet savcılığından böyle bir talep geldiğinde
bakanlığım kısa sürede bunun gereğini ye-
rine getirecektir” dedi. Davada dile getirilen
bütün iddialarõn Türkiye’de cumhuriyet savcõ-
larõ ve bağõmsõz yargõ organlarõ tarafõndan incelenmesi gerektiği
kanaatinde olduğunu vurgulayan Şahin, “Bu konuda cumhuriyet
savcılarının gereğini yapacağına inanıyorum” dedi.
SPK
vurgunu
örtbas etti
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Almanya’daki Deniz
Feneri davasõ kararõnda Alman Yar-
gõç Jochen Müller’in “başsorumlu”
olarak gösterdiği Kanal 7 yöneticileri
hakkõnda, Sermaye Piyasasõ Kurulu
(SPK) Denetleme Dairesi Raporu
ile 1 Mart 2007’de suç duyurusunda
bulunulmasõ istendi. Ancak SPK
Raporu, Kurul Başkanõ Turan Erol
tarafõndan Hukuk İşleri Dairesi’nden
karşõ görüş istenerek, genel seçim-
lerden hemen önce örtbas edildi.
CHP, hafta sonunda yaptõğõ açõkla-
mada, raporun Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn SPK Başkanõ Erol’a
özel görüşmede yaptõğõ telkinle ka-
patõldõğõnõ ileri sürmüş, Erdoğan id-
dianõn ispatlanmasõnõ istemişti.
TÜRKİYE AYAĞI 2005’TE
BAŞLADI
SPK Denetleme Dairesi Başkanõ
Celali Yılmaz tarafõndan “Yeni Dün-
ya İletişim A.Ş. (Kanal 7)” başlõğõyla
28 Haziran 2007 tarihinde “Kurul
Başkanlık Makamına” gönderilen
yazõya göre, Deniz Feneri-Kanal 7 do-
landõrõcõlõğõnõn Türkiye ayağõndaki
süreç şöyle gelişti:
? SPK’nin Kanal 7 denetlemesi, üç
ayrõ yerden gelen ihbarlar sonucu
SPK Kurul Başkanlõğõ’nõn, Doğan
Cansızlar’õn Başkan olduğu 21 Kasõm
2005 ve 30 Aralõk 2005 tarihlerinde-
ki görevlendirmeleriyle başladõ.
? SPK Denetleme Dairesi’nden Ba-
şuzman Melda Gürbüz, Uzman Fa-
ik Metin Tiryaki ve Uzman Yar-
dõmcõsõ Gökhan Narin tarafõndan
yapõlan denetleme sonucunda 1 Mart
2007 tarih ve IV-9/281-1, XX-4/9-6
sayõlõ Denetleme Raporu hazõrlandõ.
SUÇ DUYURUSU İSTENDİ
? Raporda “Şirket yetkilileri tara-
fından şirketin yurtdışındaki banka
hesapları, şirket ortaklarının yurt-
dışındaki iştirakleri ve şirket ile ku-
rulumuzca haklarında izinsiz halka
arz isnadı ile suç duyurusunda bu-
lunulan şirketler ile ilişkileri konu-
larında kurulumuza eksik ve yanlış
bilgi verilmesi nedeniyle” Karaman,
Karahan ve Çelik hakkõnda suç duyu-
rusunda bulunulmasõ istendi.
? Bunun üzerine Kanal 7’den, De-
netleme Raporu’nda ulaşõlan sonuçlarla
ilgili olarak 23 Mayõs 2007 tarihinde sa-
vunma yapmasõ istendi.
? Kanal 7, 5 Haziran 2007 ve 22 Ha-
ziran 2007 tarihli iki ayrõ savunma
göndererek, suçlamalara kõsmen yanõt
verdi.
? Bu yanõtlar üzerine Denetleme
Raporu’nu yazan uzmanlar tarafõndan
hazõrlanan 22 Haziran 2007 tarihli uz-
man yazõsõnda, “sonuç ve kanaatlerin
değiştirilmesine neden olabilecek ye-
ni bir husus bulunmadığı” belirtile-
rek Kanal 7 ortaklarõ Karaman, Kara-
han ve Çelik hakkõnda yine suç duyu-
rusunda bulunulmasõ istendi. Ayrõca
“Şirket banka hesaplarının yasal
kayıtlarda gösterilmemesi ile ilgili ola-
rak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile
Maliye Bakanlığı’na bildirimde bu-
lunulmasının uygun olacağı” sonu-
cuna varõldõ.
? Bu arada SPK, 15 Haziran 2007 ta-
rihinde, Başkan Erol’un isteğiyle, ha-
zõrlanan Denetleme Raporu Hukuk İş-
leri Dairesi’ne gönderdi.
? Hukuk İşleri Dairesi’nden gelen 27
Haziran 2007 tarihli görüşte, suçun
maddi unsurlarõnõn oluşmadõğõ gerek-
çe gösterilerek Kanal 7 yöneticileri
hakkõnda suç duyurusunda bulunul-
mamasõ istendi.
? Denetleme Raporu’nun, Hukuk İş-
leri Dairesi ile birlikte 28 Haziran
2007’de Kurul toplantõsõnda incele-
meye alõnmasõna karar verildi. 22
Temmuz 2007 tarihindeki genel se-
çimlerden hemen önce de Hukuk İşleri
Dairesi Görüşü doğrultusunda dosya
kapatõldõ.
TÜRKİYE AYAĞI
“Savcõlarõn önü açõlmalõ. Dosyalar Almanya’dan istenmeli”
diyen Kõlõçdaroğlu, sumen altõ edilen raporla ilgili olarak SPK
bağlamõnda suç duyurusunda bulunacaklarõnõ bildirdi.
CHP’li Ali Kılıç da RTÜK Başkanı Ak-
man’ın kurye ve alıcı olarak işlerin için-
de olduğuna ilişkin açıklamalarının doğrulandığını, iddianamede bu konudaki belgelerin yer al-
dığını kaydetti. Kooperatif yolsuzluğu ile ilgili suçlamalar karşısında “fahri üyeydim” diyen Ak-
man’ı eleştiren Kılıç, kooperatif tüzüğünde “fahri üyelik” diye bir düzenleme olmadığını, birçok
belgede Akman’ın “yönetim kurulu üyesi” olarak göründüğünü anlattı. (Fotoğraf: AA)
‘Akman’ın kuryeliği doğrulandı’
BAKAN ŞAHİN: BÜTÜN İDDİALAR İNCELENMELİ AKP MYK’DE DENİZ FENERİ DAVASI GÖRÜŞÜLDÜ
EMİNE KAPLAN
ANKARA - AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK), Alman-
ya’daki Deniz Feneri davasõ ile RTÜK Baş-
kanõ Zahid Akman’õn durumu masaya yatõ-
rõlõrken Alman mahkemesinin gerekçeli ka-
rarõ ve Türkiye’de soruşturmayõ yürüten sav-
cõnõn Akman hakkõnda soruşturma izni iste-
mesi durumunda konunun değerlendirilmesi
benimsendi. MYK üyeleri, Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn böyle bir durumda Akman hak-
kõnda soruşturma izni vereceği izlenimi edin-
diler. Toplantõda, davanõn Türkiye ayağõ ile
ilgili olarak bağõmsõz yargõnõn harekete geç-
mesi gerektiğini, hükümetin yapacağõ bir şe-
yin olmadõğõ ileri sürüldü. AKP MYK, önce-
ki gün Başbakan Erdoğan başkanlõğõnda yaklaşõk 5 saat süren bir
toplantõ yaptõ. Toplantõda, Almanya’da sona eren Deniz Feneri da-
vasõ ile RTÜK Başkanõ Akman’la ilgili iddialar değerlendirildi. Er-
doğan, yanlõşõn arkasõnda durmayacaklarõnõ söyledi.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon davasõ sanõ-
ğõ, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulu-
nan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanõ Doğu Pe-
rinçek, soruşturma savcõlarõ Zekeriya Öz,
Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve polis
memurlarõ Mutlu Ekizoğlu ve İbrahim Emre
hakkõnda suç duyurusunda bulundu. Doğu Pe-
rinçek’in avukatlarõ, dün Sultanahmet’teki İs-
tanbul Adliyesi’ne gelerek, İstanbul Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’na dilekçe verdiler. Perinçek’in
avukatlarõndan Ayşegül Şahin, gazetecilere suç
duyurusu dilekçesini okudu. Dilekçede, üçüncü
sõnõf Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu’nun, Er-
genekon soruşturmasõ sõrasõnda, Tuncay Gü-
ney’in 2001 yõlõnda alõnan ifadesinin bulundu-
ğu video kasetleri yok ettiği ya da gizlediği id-
dia edildi. Güney’in ifadesinin Ergenekon dos-
yasõna eksik gönderildiği savunulan dilekçede,
soruşturma savcõlarõnõn da bu durumu bilerek
metni dosyaya dahil ettikleri ileri sürüldü.
PERİNÇEK’İN AVUKATLARI
Ergenekon savcõlarõ
için suç duyurusu