06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Savcılardan ve Akman’dan Beklenen.. Benim gibi iflah olmaz bir haberkoliğin gözü ve kulağının haber televizyonları ile ajans bültenle- rinde olduğunu söylemeliyim. Elbette ABD ve Rusya’da önlenmeyen eko- nomik bunalımın gelişmelerini olduğu kadar Deniz Feneri yolsuzluğu ile ilgili Alman Mah- kemesi kararının yansımalarını da izliyorum. Hiç tanışmadığım, konuşmadığım emekli Orge- neral Eruygur’un yoğun bakımda verdiği yaşam kavgasını da. Ama hepsinden çok gündeme düşecek o ha- beri bekliyorum: Frankfurt Bölge Mahkemesi’nin, “Alman- ya’da gerçekleştirilmiş en büyük yolsuzluk da- vası” olarak isimlendirdiği o davanın, kamuoyu- na aktarılan karar özetinde öne çıkan ve “olayın asıl sanıklarının Türkiye’de olduğunu” hepimi- ze adeta tebliğ eden suç duyurusu karşısında 48 saatten bu yana ne yapıldığının açıklanmasını. Ne yazık ki, dün bu yazıyı yazdığım öğlen son- rası saatlerine kadar, savcılarımızın Alman yar- gısından dosyanın istenmesi için Adalet Bakan- lığı’na başvurduklarını bildiren bir haberin varlı- ğını öğrenemedim. Keza, yazılı medyada Türki- ye’deki uzantılar arasında olduğu fotoğrafları ile yayımlanmış olan RTÜK Başkanı Zahid Ak- man’ın, başlatılması kaçınılmaz olduğu anlaşılan soruşturmanın selameti için görevinden ayrılmaya karar verdiğini bildiren bir ön haber de yoktu.. Oysa Erdoğan düne kadar ne derse demiş ol- sun, yurttaşların din duygularını da kullanarak o milyonlarca Avro’yu bağış adı altında toplayan çe- tenin, kamuoyunun hemen her kesiminde ya tepki ya da şaşkınlık yarattığı yadsınamıyor. O nefret ve şaşkınlık karışımı havanın AKP ör- gütünü de etkilediği, Başbakan’ın “Bizim Çalık” diye tanımladığı işadamının başında bulunduğu gazetede şöyle anlatılıyordu: “..Ama bu muhteşem iftara rağmen, AK Parti mensuplarında dikkat çekici bir burukluk vardı. Nedeni de, son günlere damgasını vuran Doğan Grubuyla tartışma ve Almanya’daki Deniz Fene- ri ile ilgili yolsuzluk olayıydı… Durumu, ne yapa- cağı merak edilen ve açıklamaları dikkatle izleni- len bir milletvekili özetledi: AK Parti son 6 yılda birkaç kez gemiyi karaya sü- rükledi ama her defasında kaptan doğru bir rota- da yürütmeyi başardı. Şimdi ise kaptan gemiyi ka- raya vuracak gibi görünüyor. Umarız bu gerçek- leşmez.” (Sabah 17 Eylül Mahmut Övür’ün kö- şe yazısı.) Cumhuriyet savcılarını, gerektiği zaman bağımsız olarak gören, gerektiğinde gözlerini korkutan davranışlardan kaçınmayan bugünkü siyasal ik- tidar adına hem Adalet Bakanı Mehmet Ali Şa- hin’in hem de Hükümet Sözcüsü Cemil Çi- çek’in Fener’in bizdeki uzantılarının su yüzüne çı- karılmasının cumhuriyet savcılarının görevi oldu- ğu yolundaki açıklamaları doğrudur. Ama o arada AKP Genel Başkanı olarak Başbakan’ın da hiç değilse Zahid Akman’ı ma- kamına çağırıp “Seni RTÜK üyeliği için aday gösteren parti grubunun başkanı olarak isti- fanı TBMM Başkanlığı’na vermen hepimiz için en hayırlı yöntemdir” demesi de beklene- mez miydi? Başbakan ve Adalet Bakanı’nın yapamadıkla- rını dün TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın gün- demimize taşıdığını CNN Türk’teki söyleşisinden duydum Sayın Toptan, Frankfurt Mahkemesi kararını Tür- kiye’de hiç kimsenin görmezden gelemeyeceği- ni söylemekle yetinmiyor. Bir başvuru üzerine so- ruşturmanın başlatılmış olduğunu bildiriyor ve o soruşturmanın hızlı yürütülmesini istiyor. “..Bizim din duygularımız kullanıldı, insani de- ğerler kullanıldı ve kötü kullanıldı. Bu kötü kul- lanım da Alman yargısı tarafından hükme bağlandı.. Burada yanlış yapanın yanına kâr kalmadığının mutlaka Türkiye boyutunda da or- taya çıkarılması gerekiyor.” Toptan, RTÜK Başkanı’nın görevden alınması ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de, Zahid Ak- man’a adeta bir kapalı zarf içinde bu yönde na- sıl davranması gerektiğini söyleyen bir çağrı göndermiş gibi hareket ediyor. Herkesin kendi sorumluluğu içinde hareket etmesi gerektiği- ni düşündüğünü söylüyor. Akman’ın seçim mazbatasının altında imzası ol- ması gereken makamın sahibi, “Mevzuatımızda seni azletme olanağı bulunmuyor. Ama so- rumluluk sahibi isen, şaibeli olarak orada da- ha fazla oturmamalısın” demiş olmuyor mu?.. Frankfurt Mahkemesi kararının açıklanmasından sonra, RTÜK Başkanı, makam arabasına binip inerken şoförünün kendisi için ne düşündüğünü, kapı görevlilerinin, asansörcülerin hoş geldiniz se- lamları arkasında sessizce neleri dile getirdikle- rini de mi merak etmiyor? CHP Grup Başkanvekili Kõlõçdaroğlu, RTÜK ve SPK başkanlarõnõn istifasõnõ istedi ‘Hamiler,elebaşõlarTürkiye’de’ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasõnõn karar duruşmasõnõ iz- ledikten sonra yurda dönen CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıç- daroğlu, “soruşturmanın sela- meti için RTÜK ve SPK baş- kanlarının derhal görevden ay- rılmasını” isterken “sumen altı edilen raporla ilgili olarak SPK bağlamında suç duyurusunda bulunacaklarını” bildirdi. Kõ- lõçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’õn malvarlõğõyla ilgili sorulara da “Başbakan’ın malvarlığı dosya- sı Yargıtay’a çıkmadığı için her zaman siyaseten şaibeli olmaya mahkûmdur” yanõtõnõ verdi. Almanya’da Deniz Feneri e.V. davasõnõ izleyen Kõlõçdaroğlu ile Kõlõç, dün parlamentoda bir basõn toplantõsõ düzenledi. Kõlõçdaroğlu, “Hamiler, elebaşılar Türkiye’de. Bağlantılar Alman yargısında tüm ayrıntılarıyla ortaya kon- muştur” dedi. ‘BAŞAKTÖR KARAMAN’ Gerek Türkiye’deki, gerek Al- manya’daki derneğin kurucularõnõn hemen hemen tümünün Kanal 7 ça- lõşanõ olduğunu vurgulayan Kõlõç- daroğlu, şunlarõ söyledi: “Yani bir anlamda Başbakan’ın sıhri ak- rabası Sayın Zekeriya Karaman’ın ücretli elemanlarıdır. İlişkilerin bu bağlamda ele alınması ve de- ğerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bunun içindir ki, Zeke- riya Karaman bilinçli olarak im- zadan kaçınmıştır. Zekeriya Ka- raman’ın soygun olayının baş aktörü olarak ortaya konmasının temel gerekçesi de budur? Ka- raman, Türkiye’de yapılacak so- ruşturmanın kilit ismi olarak or- taya çıkacaktır. Bu nedenle sav- cılıklarca yapılacak soruştur- manın teknik yönünün ağırlık ta- şıyacağı açıktır. Tıpkı Alman- ya’da olduğu gibi, mali polis, Maliye, İçişleri Bakanlığı denetim elemanları ile bankalar yeminli murakıplarının teknik katkıla- rına da gereksinme vardır.” Hükümet Sözcüsü Cemil Çi- çek’in “Nereye kadar giderse biz onun arkasında oluruz” sözleri- ne dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Hükümetin bu söyleminde samimi olması için ivedilikle RTÜK ve SPK başkanları görevden çekilmeli. RTÜK Başkanı, Almanya tari- hinin en büyük yolsuzluk dava- sında, Türkiye’deki failler ara- sında yer almaktadır. Meclis Baş- kanımız Sayın Köksal Toptan, açıkça Zahid Akman’ın istifa et- mesi gerektiğinin altını çizmiştir. Hükümet samimiyse SPK Baş- kanı Sayın Turan Erol’u görevden almalıdır. Sayın Erol, üç SPK uz- manının hazırladığı inceleme ra- porunu açıkça sumen altı etmiş, konuyu savcılığa bildirmemiş- tir. Çünkü hakkında savcılığa suç duyurusu istenen kişiler Ka- nal 7’nin yöneticileridir. Kara- man, İsmail Karahan ve Musta- fa Çelik. Bu üç isim aynı zaman- da Almanya’daki Deniz Feneri davasının Türkiye’deki failleri olarak gösterilmiş ve Yargıç Dr. Müller tarafından da isimleri Sayın Zahid Akman dahil açık- lanmıştır. Üç SPK uzmanının hazırladığı raporda, Kanal 7’nin, Türkiye’deki kayıtlarında yer almayan, Almanya’daki bir ban- kada 12 ayrı hesabı ortaya çıka- rılmıştır. Yine Kanal 7’nin Tür- kiye’deki hesaplarında yer al- mayan Bahreyn’deki bir banka- da hesabı ortaya çıkmıştır. Kanal 7 yöneticileri, Türk Ticaret Ya- sası’na göre 10 yıl saklamaları ge- reken defter ve belgeleri SPK uzmanlarına ibraz etmemişlerdir. Siz SPK Başkanı olarak bu dos- yayı yönetime sevk edip sumen- altı edeceksiniz. Almanya’da olay patlayacak ve siz yerinizde paşa paşa oturacaksınız.” İLHAN TAŞCI ANKARA - Gurbetçilerden toplanan 41.5 milyon Avro bağõşõn iç edildiği mahkeme ka- rarõyla kesinleşen Deniz Feneri davasõnõn Türkiye ayağõnda olayõ kara paradan kamu ya- rarõna dernek statüsündeki faaliyete kadar pek çok boyutuyla inceleme yetkisi olan kurum- lar harekete geçmedi. Vurgunun Türkiye ayağõnõ İçişleri Bakanlõğõ denetim bakõmõn- dan, Cumhurbaşkanlõğõ kamu yararõna dernek statüsü, MASAK ise kara para aklama şüp- hesiyle inceleme ve araştõrma yetkisine sahip, ancak adõm atmadõlar. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ ise İşçi Partisi’nin suç duyurusu üzerine savcõ görevlendirdi. Alman mahkemesi, dolandõrõcõlõk olayõnda asõl talimatõ verenler ve suçu işleyenlerin Tür- kiye’de olduklarõna işaret ederken, bu aşa- madan sonraki araştõrmalarõn Türkiye’de ya- põlabileceğine dikkat çekti. Cumhuriyet savcõlõklarõ suç duyurusu üze- rine ya da resen harekete geçebiliyorlar. An- kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ İşçi Partisi’nin suç duyurusu üzerine inceleme başlattõ. Baş- savcõlõk dün de konuyla ilgili olarak basõn sav- cõsõ Nadi Türkaslan’õ görevlendirdi. Edini- len bilgiye göre Türkaslan, Deniz Feneri dosyasõnõ Adalet Bakanlõğõ aracõlõğõyla Al- manya’dan isteyecek. İP, Başbakan Tayyip Erdoğan ve RTÜK Başkanõ Zahid Akman ile diğer sorumlular hakkõnda soruşturma açõlmasõnõ istedi. Baş- savcõlõk basõn savcõlarõndan birisini görev- lendirerek incelemesini yaptõracak. Ancak Erdoğan ile ilgili dokunulmazlõğõ ne- deniyle soruşturma yetkisi bulunmuyor. RTÜK Başkanõ Akman için soruşturma açõ- labilmesi için ise Başbakan Erdoğan’õn izni gerekiyor. MASAK GÖRMEZDEN GELİYOR Deniz Feneri yöneticilerinin hüküm giydi- ği davanõn iddianamesinde, “kara para yı- kama şüphesine” işaret edilmişti. Buna kar- şõn Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu, iddialarõ görmezden gelmeyi sürdürdü. MASAK yal- nõzca geçen yõl basõnda çõkan haberler üzeri- ne harekete geçerek beş inceleme yaptõ. Deniz Feneri’nin dernek statüsünde olma- sõ ve derneklerin kurulumundan tüm faali- yetlerine kadar denetleme yetkisi de İçişleri Bakanlõğõ’nda. Alman mahkemesinin burada kurulu dernek ile Türkiye’deki Deniz Fene- ri’nin bağlantõlõ olduğunu belirlemesine kar- şõn İçişleri Bakanlõğõ da denetim yönünden ha- rekete geçmedi. KÖŞK DE SEYİRCİ Bakanlar Kurulu, AKP hükümetinin Der- nekler Yasasõ’nda değişiklik yapõlõr yapõlmaz Deniz Feneri Derneği’ne 2004 sonunda “ka- muya yararlı dernek” statüsü tanõdõ. Yasa uyarõnca Cumhurbaşkanlõğõ Devlet Denetle- me Kurulu’nun da “kamuya yararlı der- neklerde” her türlü inceleme, araştõrma ve de- netleme yapma yetkisi bulunuyor. Ankara Başsavcõlõğõ soruşturma için savcõ görevlendirirken İçişleri Bakanlõğõ, Cumhurbaşkanlõğõ ve MASAK vurgunu araştõrmak için adõm atmadõlar Yargı görevde, idare bekliyor ‘Almanya’dan dosyayı savcılar isteyecek’ Zahid Akman için soruşturma beklenecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, Deniz Feneri davasõyla ilgili olarak, “Zannediyorum cum- huriyet savcıları bu dosyayı Almanya’dan talep edecektir. Bu talep Adalet Bakanlığı kanalıyla yapılacak- tır” dedi. Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Bakan Şahin, Alman savcõnõn, “Esas sorum- lular Türkiye’de” yönündeki sözünün anõm- satõlmasõ üzerine, “Bu, cumhuriyet savcıları- nın görev alanına giren bir beyandır. Nite- kim cumhuriyet savcılığı zaten soruşturma başlatmıştı. Zannediyorum bu dosyayı Al- manya’dan talep edecektir. Bu talebi Adalet Bakanlığı kanalı ile yapacaktır. Cumhuri- yet savcılığından böyle bir talep geldiğinde bakanlığım kısa sürede bunun gereğini ye- rine getirecektir” dedi. Davada dile getirilen bütün iddialarõn Türkiye’de cumhuriyet savcõ- larõ ve bağõmsõz yargõ organlarõ tarafõndan incelenmesi gerektiği kanaatinde olduğunu vurgulayan Şahin, “Bu konuda cumhuriyet savcılarının gereğini yapacağına inanıyorum” dedi. SPK vurgunu örtbas etti MURAT KIŞLALI ANKARA - Almanya’daki Deniz Feneri davasõ kararõnda Alman Yar- gõç Jochen Müller’in “başsorumlu” olarak gösterdiği Kanal 7 yöneticileri hakkõnda, Sermaye Piyasasõ Kurulu (SPK) Denetleme Dairesi Raporu ile 1 Mart 2007’de suç duyurusunda bulunulmasõ istendi. Ancak SPK Raporu, Kurul Başkanõ Turan Erol tarafõndan Hukuk İşleri Dairesi’nden karşõ görüş istenerek, genel seçim- lerden hemen önce örtbas edildi. CHP, hafta sonunda yaptõğõ açõkla- mada, raporun Başbakan Tayyip Erdoğan’õn SPK Başkanõ Erol’a özel görüşmede yaptõğõ telkinle ka- patõldõğõnõ ileri sürmüş, Erdoğan id- dianõn ispatlanmasõnõ istemişti. TÜRKİYE AYAĞI 2005’TE BAŞLADI SPK Denetleme Dairesi Başkanõ Celali Yılmaz tarafõndan “Yeni Dün- ya İletişim A.Ş. (Kanal 7)” başlõğõyla 28 Haziran 2007 tarihinde “Kurul Başkanlık Makamına” gönderilen yazõya göre, Deniz Feneri-Kanal 7 do- landõrõcõlõğõnõn Türkiye ayağõndaki süreç şöyle gelişti: ? SPK’nin Kanal 7 denetlemesi, üç ayrõ yerden gelen ihbarlar sonucu SPK Kurul Başkanlõğõ’nõn, Doğan Cansızlar’õn Başkan olduğu 21 Kasõm 2005 ve 30 Aralõk 2005 tarihlerinde- ki görevlendirmeleriyle başladõ. ? SPK Denetleme Dairesi’nden Ba- şuzman Melda Gürbüz, Uzman Fa- ik Metin Tiryaki ve Uzman Yar- dõmcõsõ Gökhan Narin tarafõndan yapõlan denetleme sonucunda 1 Mart 2007 tarih ve IV-9/281-1, XX-4/9-6 sayõlõ Denetleme Raporu hazõrlandõ. SUÇ DUYURUSU İSTENDİ ? Raporda “Şirket yetkilileri tara- fından şirketin yurtdışındaki banka hesapları, şirket ortaklarının yurt- dışındaki iştirakleri ve şirket ile ku- rulumuzca haklarında izinsiz halka arz isnadı ile suç duyurusunda bu- lunulan şirketler ile ilişkileri konu- larında kurulumuza eksik ve yanlış bilgi verilmesi nedeniyle” Karaman, Karahan ve Çelik hakkõnda suç duyu- rusunda bulunulmasõ istendi. ? Bunun üzerine Kanal 7’den, De- netleme Raporu’nda ulaşõlan sonuçlarla ilgili olarak 23 Mayõs 2007 tarihinde sa- vunma yapmasõ istendi. ? Kanal 7, 5 Haziran 2007 ve 22 Ha- ziran 2007 tarihli iki ayrõ savunma göndererek, suçlamalara kõsmen yanõt verdi. ? Bu yanõtlar üzerine Denetleme Raporu’nu yazan uzmanlar tarafõndan hazõrlanan 22 Haziran 2007 tarihli uz- man yazõsõnda, “sonuç ve kanaatlerin değiştirilmesine neden olabilecek ye- ni bir husus bulunmadığı” belirtile- rek Kanal 7 ortaklarõ Karaman, Kara- han ve Çelik hakkõnda yine suç duyu- rusunda bulunulmasõ istendi. Ayrõca “Şirket banka hesaplarının yasal kayıtlarda gösterilmemesi ile ilgili ola- rak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’na bildirimde bu- lunulmasının uygun olacağı” sonu- cuna varõldõ. ? Bu arada SPK, 15 Haziran 2007 ta- rihinde, Başkan Erol’un isteğiyle, ha- zõrlanan Denetleme Raporu Hukuk İş- leri Dairesi’ne gönderdi. ? Hukuk İşleri Dairesi’nden gelen 27 Haziran 2007 tarihli görüşte, suçun maddi unsurlarõnõn oluşmadõğõ gerek- çe gösterilerek Kanal 7 yöneticileri hakkõnda suç duyurusunda bulunul- mamasõ istendi. ? Denetleme Raporu’nun, Hukuk İş- leri Dairesi ile birlikte 28 Haziran 2007’de Kurul toplantõsõnda incele- meye alõnmasõna karar verildi. 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel se- çimlerden hemen önce de Hukuk İşleri Dairesi Görüşü doğrultusunda dosya kapatõldõ. TÜRKİYE AYAĞI “Savcõlarõn önü açõlmalõ. Dosyalar Almanya’dan istenmeli” diyen Kõlõçdaroğlu, sumen altõ edilen raporla ilgili olarak SPK bağlamõnda suç duyurusunda bulunacaklarõnõ bildirdi. CHP’li Ali Kılıç da RTÜK Başkanı Ak- man’ın kurye ve alıcı olarak işlerin için- de olduğuna ilişkin açıklamalarının doğrulandığını, iddianamede bu konudaki belgelerin yer al- dığını kaydetti. Kooperatif yolsuzluğu ile ilgili suçlamalar karşısında “fahri üyeydim” diyen Ak- man’ı eleştiren Kılıç, kooperatif tüzüğünde “fahri üyelik” diye bir düzenleme olmadığını, birçok belgede Akman’ın “yönetim kurulu üyesi” olarak göründüğünü anlattı. (Fotoğraf: AA) ‘Akman’ın kuryeliği doğrulandı’ BAKAN ŞAHİN: BÜTÜN İDDİALAR İNCELENMELİ AKP MYK’DE DENİZ FENERİ DAVASI GÖRÜŞÜLDÜ EMİNE KAPLAN ANKARA - AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK), Alman- ya’daki Deniz Feneri davasõ ile RTÜK Baş- kanõ Zahid Akman’õn durumu masaya yatõ- rõlõrken Alman mahkemesinin gerekçeli ka- rarõ ve Türkiye’de soruşturmayõ yürüten sav- cõnõn Akman hakkõnda soruşturma izni iste- mesi durumunda konunun değerlendirilmesi benimsendi. MYK üyeleri, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn böyle bir durumda Akman hak- kõnda soruşturma izni vereceği izlenimi edin- diler. Toplantõda, davanõn Türkiye ayağõ ile ilgili olarak bağõmsõz yargõnõn harekete geç- mesi gerektiğini, hükümetin yapacağõ bir şe- yin olmadõğõ ileri sürüldü. AKP MYK, önce- ki gün Başbakan Erdoğan başkanlõğõnda yaklaşõk 5 saat süren bir toplantõ yaptõ. Toplantõda, Almanya’da sona eren Deniz Feneri da- vasõ ile RTÜK Başkanõ Akman’la ilgili iddialar değerlendirildi. Er- doğan, yanlõşõn arkasõnda durmayacaklarõnõ söyledi. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] İstanbul Haber Servisi - Ergenekon davasõ sanõ- ğõ, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulu- nan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanõ Doğu Pe- rinçek, soruşturma savcõlarõ Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve polis memurlarõ Mutlu Ekizoğlu ve İbrahim Emre hakkõnda suç duyurusunda bulundu. Doğu Pe- rinçek’in avukatlarõ, dün Sultanahmet’teki İs- tanbul Adliyesi’ne gelerek, İstanbul Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na dilekçe verdiler. Perinçek’in avukatlarõndan Ayşegül Şahin, gazetecilere suç duyurusu dilekçesini okudu. Dilekçede, üçüncü sõnõf Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu’nun, Er- genekon soruşturmasõ sõrasõnda, Tuncay Gü- ney’in 2001 yõlõnda alõnan ifadesinin bulundu- ğu video kasetleri yok ettiği ya da gizlediği id- dia edildi. Güney’in ifadesinin Ergenekon dos- yasõna eksik gönderildiği savunulan dilekçede, soruşturma savcõlarõnõn da bu durumu bilerek metni dosyaya dahil ettikleri ileri sürüldü. PERİNÇEK’İN AVUKATLARI Ergenekon savcõlarõ için suç duyurusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle