Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2008 PAZAR
6 HABERLER
PAZAR
ORHAN BURSALI
Ergenekon ve Cumhuriyet!
İddianamede üç konu önemli, çünkü bunlar doğ-
rudan bizi, Cumhuriyet ve Cumhuriyetçileri, Cum-
huriyetçi demokratları ilgilendiriyor ve basında yo-
ğun bir biçimde: 1) “Ergenekon” isimli “suç örgütü”
var mı, varsa nedir? 2) Ergenekon, Cumhuriyet’i bom-
balatmış, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı gi-
bi isimleri öldürtmüş olabilir mi? 3) Ergenekoncularla
Cumhuriyet arasında bir ilişki var mı?
Burada “gösterebileceğimiz” bir şey yok, ama bir-
takım varsayımlarda bulunabiliriz!
1) Ergenekon isimli bir “gizli örgüt” şüphesiz ki ola-
bilir. Bunu kanıtlamak, bu savı ortaya atanların gör-
evidir. Ancak bu konuda araştırmalar oldukça ge-
riye gidiyor. Piyasada 1997 tarihli Ergenekon isim-
li ciddi bir araştırma kitabı bile var (Can Dündar -
Celal Kazdağlı) Özellikle bu kitap, eğer varsa, as-
lında bu örgütün “komünizme” ve solculara karşı NA-
TO hedefleri doğrultusunda bir örgütlenme olduğunu
gösteriyor.
Zaman içinde biçim ve öz değiştirmiş, bir yandan
“vatanı koruma” gibi ne olduğu belirsiz ve her tür-
lü suç işleyebilecek gayri resmi bir refleksin yanı sı-
ra, bu konuda samimi bir kısım insanları da çevre-
sine toplamış, giderek birtakım mafya örgütlenme-
leriyle iç içe bir nitelik kazanmış olabilir. Nitekim ba-
zı mafiyöz örgütlerin “aşırı Türkçü” düşüncelerini bi-
liyoruz.
Bu tür yapıların üzerine şüphesiz gidilmelidir!
2) Cumhuriyet gazetesi ve çalışanları; ülkemizin
solcu, demokrat, Atatürkçü, Cumhuriyetçi yazarla-
rı, gazetenin çevresinde bulunan Türkiye’nin yetiş-
kin, yetenekli, mesleğinde sivrilmiş aydınları cina-
yetlere kurban gitmiştir. Muammer Aksoy’lardan
Bahriye Üçok’lara, ülkemizin en büyük soruşturmacı
gazetecisi Uğur Mumcu’dan yetkin akademisyen ve
Cumhuriyetçi demokrat Ahmet Taner Kışlalı’ya ka-
dar onlarca isim... Ve savcı Doğan Öz...
Bu cinayetlerin hiçbiri aydınlatılmadı! Katilleri ve
örgütleri bilinmiyor!
Ancak bu cinayetlerin işleniş biçimleri ve zamanları
olağanüstü niteliktedir! Cinayetler büyük kitleleri ha-
rekete geçirmiş, Uğur Mumcu cinayetinde 500 bin
kişi yürümüş, hemen hepsi, yine olağanüstü du-
rumların hazırlığı olarak nitelendirilebilecek psikolojik
ortamları çağrıştırmıştır!
Devlet, iktidar odakları, hükümet, MİT, askeri is-
tihbarat.. hiçbiri, bu cinayetlerden tekini bile doğru
dürüst aydınlatmadı! Neden? Bir devlet, ülke, bütün
kurum ve kuruluşlarıyla, bu kadar yeteneksiz, yetersiz,
zavallı olabilir mi?
Yoksa, devlet ve siyasal iktidarlar, bütün kurum
ve kuruluşlarıyla, yeteneksizliği, yetersizliği, za-
vallılığı mı yeğlediler? Cumhuriyet gazetesi odaklı
bu cinayetlerin hemen hepsinin karanlıkta kalması,
anlamlıdır!
Uğur Mumcu cinayetinde, o zamanın Emniyet Mü-
dürü Mehmet Ağar, şimdi Meclis Başkanvekili
olan sevgili Güldal Mumcu’ya, en iyi niyetle bakarsak
çaresizliğini hangi sözcüklerle dile getirmişti, anım-
sayalım: Bir tuğla çekersem duvar yıkılır!
Tuğlanın, Mumcu cinayetini kimin işlediğinin or-
taya çıkartılması; duvarı ise bu cinayetlerin ardındaki
yapılanmalar olarak algılamalıyız. Mehmet Ağar
olayın bütünüyle farkındadır!
O halde soralım: “Ergenekon” ve veya benzeri ya-
pılanmalar mı Cumhuriyet’in çevresindeki cinayet-
lerde rol oynuyordu? Bu yapılanmaların, Cumhuri-
yet gazetesi ve savunduğu görüşlerle bir ilgisinin ol-
maması, geçmişinin NATO amaçlarıyla uyumlu ve
özellikle solcu düşmanlığıyla donatılı olması, Cum-
huriyet’i hedef almasını kolaylaştırmış olabilir. Böy-
lece hem her türlü provokasyon için hem de ken-
dileri için tehlikeli gördükleri etkin, cumhuriyetçi de-
mokratların ortadan kaldırılmasından da yarar sağ-
lamışlardır! Bir taşla iki kuş!
Ortalıktaki, mafiyöz yapılanmalara dönüşen, Er-
genekon olarak nitelendirilen kişiliklere bakarsanız,
hayatlarında Cumhuriyet gazetesi ve savunduğu dü-
şüncelerle zerre kadar ilişkisi olmadığını görüyor-
sunuz!
Bu konu daha ayrıntılandırılabilir; ama sonuçta geç-
mişten bugüne baktığımızda, eğer böyle bir yapı-
lanmadan bahsediyorsak, bu örgütlenmenin Cum-
huriyet aydınlarının katledilmesinde rolü olabilir... Da-
hası, eğer devamı onlar ise, Cumhuriyet’in geçen yıl
bombalatılmasında da!
Gazetemiz ve çalışanları, onların provokatif amaç-
ları için hedef olabilir...
3) Cumhuriyet gazetesinin bu tür “Ergenekon” ya-
pılanmasıyla ilişkisi olabilir mi? Bunu savunmak vic-
dansızlığın dik âlâsıdır! Onca evladını teröre ve ka-
ranlık örgütlenmelerin hedeflerine kurban vermiş bir
gazeteyi ve İlhan Selçuk’u şimdi kalkıp Ergene-
kon’un beyin takımı, kurucusu vb. olarak nitelen-
dirmeyi, ancak art niyetler, günlük siyasi çıkarlar,
Cumhuriyet gazetesine karşı ebedi düşmanlıklarla
açıklamak mümkün.
Bir de, bu tür bir iddianın, bugünkü iktidara ve ül-
keyi tepeden tırnağa İslamlaştırma politikalarına ve
uygulamalarına karşı basında en büyük kaleyi,
Cumhuriyetçi laik kesimin en güvendiği bir cephe-
yi çökertmek ve AKP’nin hedeflerine yol açmak ama-
cını taşıdığını görmek gerekir!
Çok sayıda kurum ve kuruluş AKP’ye karşıdır!
AKP’nin artık ancak bir darbe ile durdurulabilece-
ğine inanan, burada yazıyorum, milyonlarca kişi var-
dır ve olabilir, bunları AKP’nin kendisi yaratmıştır!
AKP’ye karşı çok farklı ve karmaşık bir muhalefet söz
konusudur!
Ancak, bunların hepsini, bütün muhalefeti bir po-
tanın içine atıp, Cumhuriyet gazetesi dahil, hepsi-
ni suç örgütü olarak nitelendirmek, AKP’nin Cum-
huriyet’i yok etmek, en azından büyük yara alma-
sını sağlamak niyetinin açık ilanıdır!
Bu durum İddianameyi daha baştan komik hale
getirmiştir; iddianame bu haliyle, cinai yapılanma-
ları ortaya çıkartacak haklı bir zemini yaratamamıştır
ve kendi çukurunu kazmaktadır!
——————————————
obursali@cumhuriyet.com.tr
Öğrenci yurdunu yõlda iki kez denetlemesi gereken bakanlõk, kaçak Kuran kursunu görememiş
Kaçak kurs görmezden mi gelindi?
Diyanet İşleri Başkanlõğõ’na bağlõ 7 bin kursun yanõ sõra kaçak kurs sayõsõ 60 bin olarak tahmin ediliyor
ÇocuklarcemaatlereemanetFIRAT KOZOK
ANKARA - Konya’da öğrencile-
rin yaşamõnõ yitirdiği kaçak Kuran
kursu binasõnõ yaptõran Süleyman-
cõlara bağlõ Kurs ve Okul Talebele-
rine Yardõm Derneği, Türkiye’nin he-
men her ilinde örgütleniyor. Derne-
ğin ülke genelinde 2 bin 500 pansi-
yon ve farklõ isimlerde oluşumu bu-
lunduğu belirtiliyor. Diyanet İşleri
Başkanlõğõ’na bağlõ sürekli Kuran
kurslarõnõn sayõsõ AKP iktidarõyla bir-
likte katlanarak 7 bine ulaşõrken,
kaçak kurslarõn sayõsõnõn 60 bini
bulduğu tahmin ediliyor.
Türkiye genelinde Diyanet’in iz-
niyle açõlan 7 bin 36 adet Kuran kur-
su hizmet veriyor. Diyanet raporla-
rõna göre toplam 1817 kurs, aranan
şartlara uygun olmadõğõ için kapalõ
tutuluyor. Kurslarõn denetimi, mer-
kezden gönderilen müfettişler ile il-
ilçe müftüleri tarafõndan yapõlõyor.
Kurslara yaz tatillerinde ilgi daha da
artõyor. 2006 yõlõnda sürekli kursla-
rõn yanõ sõra camilerde düzenlenen-
lerle birlikte 58 bin 500 olan yaz Ku-
ran kursu sayõsõnõn bu yõl 60 bine
ulaşmasõ bekleniyor. 2007 yaz tati-
linde Kuran kurslarõndan 1 milyon
436 bin 168 öğrencinin yararlandõğõ,
bu sayõnõn bu yõl daha da artacağõ be-
lirtiliyor.
Kaçak kurslar büyük tehdit
Diyanet’in yaz-kõş sürekli eğitim
veren kurslarõnõn sayõsõ 7 bin 36
iken, sürekli eğitim veren kaçak
kurslarõn bu rakamõn çok çok üstünde
olduğu belirtiliyor. Bu çerçevede
yurt, yaz okulu, öğrenci evi adõ al-
tõnda verilen kurslarõn sayõsõnõn 60 bi-
ne ulaştõğõna dikkat çekiliyor. Bu tür
kurslarda eğitim gören öğrencilerin
sayõsõnõn da yüz binleri bulduğu ifa-
de ediliyor.
Konya’daki olayla gündeme gelen
Süleymancõlar tarikatõna bağlõ Kurs
ve Okul Talebelerine Yardõm Der-
neği, kaçak kurslarda başõ çekiyor.
Derneğe bağlõ alt derneklerin Tür-
kiye’nin hemen her kentinde pansi-
yonlarõ ve yurtlarõ bulunuyor. Der-
neğin ismi, bulunduğu kentin is-
miyle birlikte anõlõyor.
Derneğin, Kuran kursu faaliyeti
için özellikle küçük ilçeleri tercih et-
tiği belirtiliyor. Ülke genelinde der-
nek çatõsõ altõnda örgütlenen il ve il-
çe derneklerinin sayõsõnõn 1100 ol-
duğu, pansiyonlarõn da bu rakama ek-
lenmesiyle birlikte rakamõn 2 bin
500’ü bulduğu ifade ediliyor. Yal-
nõzca Süleymancõlar tarikatõnõn yurt
ve pansiyonlarõnda yaklaşõk 30 bin
öğrencinin eğitim gördüğüne işaret
ediliyor.
‘AKP döneminde katlandı’
Eski CHP Denizli Milletvekili,
eğitimci Mustafa Gazalcı, ilköğre-
tim 4. sõnõftan 8. sõnõfõn sonuna ka-
dar öğrencilere haftada iki saat din
kültürü ve ahlak bilgisi dersi veril-
diğini, ayrõca ilköğretim 5. sõnõfõ bi-
tiren öğrencilerin yaz Kuran kursla-
rõna katõlabildiklerini söyledi. AKP
iktidarõ döneminde Kuran kurslarõnõn
sayõsõnõn neredeyse ikiye katlandõğõnõ
ifade eden Gazalcõ, “Düşünün, tüm
Cumhuriyet döneminde sayıları
4 bine ulaşan kursların sayısı,
AKP iktidarıyla birlikte 7 binlere
çıktı. Yaz Kuran kurslarının sayısı
da aynı şekilde arttı” dedi. Yurt-
larda, pansiyonlarda ve öğrenci ev-
lerinde yürütülen kaçak Kuran kur-
su faaliyetlerinin de çok ciddi bo-
yutlara ulaştõğõnõ ifade eden Gazal-
cõ, “Buralarda verilen eğitim, bi-
limsel eğitime karşı bir seçenek gi-
bi sunuluyor. Yurt sorununun ön-
celikle ele alınması gerekiyor. Dev-
let buraları tarikatlara bırakmış..
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu ih-
tiyacı karşılaması gerekirken kar-
şılayamıyor. Küçük yerleşim bi-
rimlerinde ortaöğretim olmadığı
için çocuk merkeze gitmek zorun-
da kalıyor. Burada da devletin
olanaklarından yararlanamayınca
tarikat yurtları bu boşluğu dol-
duruyor” diye konuştu.
Konya’daki olayla gündeme gelen Süleymancõlar tarikatõna bağlõ Kurs ve
Okul Talebelerine Yardõm Derneği, kaçak kurslarda başõ çekiyor. Eski CHP Denizli
Milletvekili, eğitimci Mustafa Gazalcõ, AKP döneminde yurtlarda, pansiyonlarda
ve öğrenci evlerinde yürütülen kaçak Kuran kursu faaliyetlerinin de çok ciddi
boyutlara ulaştõğõnõ söyledi.
Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn
Konya’da 17 öğrenci ve bir
öğreticinin ölümüne neden olan
yurtta yürütülen kaçak Kuran kursu
faaliyetlerini ve yurda yapõlan ek
binayõ yapmasõ gereken
denetimlerde görmemiş olmasõ
kuşku yarattõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Konya’da çöken kaçak Kuran kursu
verilen yurt binasõ, Milli Eğitim
Bakanlõğõ’nõn (MEB) özel yurtlardaki
denetimlerini de tartõşmaya açtõ.
Ortaöğretime yönelik özel öğrenci
yurtlarõnõ denetlemekle görevli olan
bakanlõğõn, her yurdu yõlda iki kez
denetlemesi gerekiyor. Ancak bakanlõğõn
Konya’da 17 öğrenci ve bir öğreticinin
ölümüne neden olan yurtta yürütülen
kaçak Kuran kursu faaliyetlerini ve yurda
yapõlan ek binayõ bu denetimlerde
görmemiş olmasõ kuşku yarattõ.
“Bakanlık yasadışılığa göz mü yumdu”
sorusu gündeme gelirken, Milli Eğitim
Bakanõ Hüseyin Çelik’in ilk gün
ortalarda gözükmemesi de dikkat çekti.
Ortaöğretim öğrencilerine yönelik özel
öğrenci yurtlarõ, faaliyetlerini MEB’in
denetiminde sürdürüyor. Bu çerçevede her
yurdun, yõlda iki kez denetlenmesi
gerekiyor. Denetleme raporlarõ, denetleme
sonrasõnda 15 gün içinde valilikler
tarafõndan merkeze gönderiliyor. Özel
Öğrenci Yurtlarõ Yönetmeliği’ne göre,
Atatürk ilke ve inkõlaplarõ ile
Cumhuriyetin temel niteliklerine aykõrõ
hareket eden, anayasada ifadesini bulan
temel hak ve hürriyetleri kötüye kullanan
ve öğrencileri bu suçlara yönelten,
devletin, ülkenin ve milletin bölünmez
bütünlüğünü bozma doğrultusunda
faaliyet gösteren, yapõlan uyarõlara
rağmen tabi olduklarõ mevzuat
hükümlerine ve bu yönetmelikte belirtilen
esaslara uymayan, öğrencilerin ve
personelin güvenliğini sağlamayan,
sorumlu olduğu öğrencilerin barõnma,
beslenme ve diğer sosyal ihtiyaçlarõnõ
karşõlama yükümlülüklerini yerine
getirmeyen yurtlar hakkõnda tabi olduklarõ
mevzuat hükümlerine göre kapatma
işlemi valilikler tarafõndan yapõlõyor.
Alõnan kapatma kararlarõ bakanlõğa
bildiriliyor.
Düzenli denetlenmiş ama kurs
görülmemiş!
Tüm bu açõk hükümlere karşõn
üzerindeki sorumluluğu atmak isteyen
bakanlõk, önceki günkü açõklamasõnda
yurdun denetlendiğini belirtti, ancak
kaçak Kuran kursuna ilişkin neden bir
işlem yapõlmadõğõ konusuna açõklõk
getiremedi. Bakanlõk, yurda yapõlan ek
binayla ilgili gerekli belgelerin Konya
Valiliği’ne ulaştõrõlmadõğõnõ belirtmekle
yetindi. Yurdun denetimlerinin düzenli
olarak yapõldõğõnõ açõklayan bakanlõğõn,
yurttaki kaçak Kuran kursu faaliyetini ve
ek binayõ görmemesi “kaçak Kuran
kursu görmezden mi gelindi? Kaçak
kurs korundu mu” sorularõnõ
beraberinde getirdi.
Bakan ortada yok
Buna karşõn 17 çocuğun yaşamõnõ
yitirdiği olayla ilgili olarak, bu yerin
denetiminden sorumlu olan Milli Eğitim
Bakanõ Hüseyin Çelik’in ilk gün ortalarda
gözükmemesi de dikkat çekti. Dün saat
15.00’e kadar da bakandan bir açõklama
gelmedi.
AKP iktidarõnõn ‘dinciliği kayõrma politikasõ’ yaşanan acõnõn temel nedeni
İlkel felaketin tanõğõ yaşlõ ardõç
OKTAY EKİNCİ
Tümü çocuk yaşta 18 kõzõmõza
mezar olan yatõlõ Kuran kursu bi-
nasõnõn bulunduğu Balcılar belde-
sindeki bu ilkel felakete en çok şa-
şõran herhalde 2300 yaşõndaki anõt-
sal “ardıç” olmuştur.
Ardõç ağacõ, Anadolu ahşap mi-
marlõk geleneğinde dayanõklõlõğõ
simgeler. Nice tarihi yapõnõn en has-
sas yerlerinde taşõyõcõ olarak kul-
lanõlan ardõç için eski ustalar “gör-
müş geçirmiş ağaç” derler...
Bu doğa armağanõnõn ülkemiz-
deki “yaşayan” en yaşlõsõ olan, to-
humunun toprağa İ.Ö. 300’lerde
düştüğü hesaplanan koca ardõcõ
yöre halkõ “Ağılardıç” adõyla kut-
samõş; ancak onun simgelediği ya-
põ ustalõğõ çoktan tarihe karõşmõş.
Buna günümüzün “kaçak ve key-
fi inşaat salgını” da eklenince,
son yõllarõn bir büyük imar faciasõnõ
daha bu kez de Ağõlardõç’õn yanõ
başõnda yaşadõk...
Kayırma politikası
Gaz patlamasõna dayanamayan
öğrenci yurdu binasõnda “kız ço-
cukları” için yatõlõ Kuran kursu
eğitimi vermenin “siyasal sorum-
luluğu” hükümette, doğrudan bi-
nanõn yasal sorumluluğu ise bele-
diyededir. Çünkü, daha birkaç gün
önce Anayasa Mahkemesi’nin 11
üyesinden 10’unun oylarõyla “la-
iklik karşıtı tutumları” saptana-
rak cezalandõrõlan iktidar partisinin
“dinciliği kayırma politikası” ol-
masaydõ, hem işlev hem de imar
açõsõndan böylesine usulsüz bir
yapõda kõz çocuklarõna dinci eğitim
verme özgürlüğü de yaşanmazdõ...
Binaya göz yuman belediyenin,
yine iktidar partisinden olan bir
“emekli başkomiser” tarafõndan
yönetilmesi de özellikle “yasal ih-
mal”ler açõsõndan dikkat çekiyor.
Başkan Mehmet Demirgül, yak-
laşõk 28 yõl polis ve emniyet ami-
ri olarak görev yapmõş. Polisliğin
temelinde “kanun egemenliğini
sağlamak” bulunmasõna rağmen,
başkanõn bunu “imar kanununda
unuttuğu” anlaşõlõyor.
Çünkü, imar hukukumuza göre,
binalarõn fen kurallarõna ve teknik
mevzuata uygun gerçekleşmesini
sağlamak; bunu denetlemek ve ay-
kõrõ olanlarõ önlemek görevi bele-
diyelerde... Nüfusu yaklaşõk 4 bin
olan Balcõlar ise 800’e yakõn konut
binasõyla ve tüm yapõlarõna hizmet
veren kanalizasyon sistemiyle imar
denetimini yapabilecek bir beledi-
ye... Konya’nõn Taşkent ilçesine
bağlõ olarak Toros dağlarõyla ku-
caklaşmõş konumunu haklõ gurur-
la tanõtan Balcõlar’da yasadõşõ bir
yatõlõ kõz kuran kursu binasõna ola-
nak sağlanmasõ, 1964’te belediye
olan beldenin tarihsel kimliğiyle de
çelişiyor. Çünkü, eski adõ Alata
olan kasaba, bölgedeki geçmişin
“Yörük konaklamaları”ndan ol-
sa bile 16. yy’dan bu yana da
“yerleşik yaşam”õn birikimlerini
taşõyor...
Sözün kõsasõ, deniz seviyesinden
1400 m. yukarõda olmasõnõn sağ-
ladõğõ serin iklim ortamõnda 600 bin
kadar meyve ağacõyla ülkemizin ki-
raz, elma ve ceviz deposu olan Bal-
cõlar, dinci eğitime gösterilen ka-
yõrma politikalarõ ile imar konu-
sundaki genel başõboşluğun dramõnõ
yaşõyor...
Öğrencilergözyaşlarıylauğurlandı
BARIŞ YAMAN
KONYA - İhmaller zinciriyle Konya’nõn
Taşkent ilçesine bağlõ Balcõlar beldesinde ka-
çak yatõlõ kõz Kuran kursunda önceki gün
meydana gelen patlamada ölen 18 öğrenci ön-
ceki gün ve dün düzenlenen törenlerle toprağa
verildi. Olayla ilgili 3 kişinin gözlatõna alõndõ-
ğõ bildirildi.
Konya’nõn Taşkent ilçesine bağlõ Balcõlar bel-
desinde çöken yurt binasõnõn enkazõndan önceki
gece bir öğrencinin daha cesedi çõkarõldõ. Bi-
nanõn merdiven boşluğunda cesedi bulunan
Şehriban Avcı ile birlikte ölü sayõsõ 18’e
yükseldi. Ölenlerden 10’u önceki gün, 8’i de
dün Konya’nõn çeşitli ilçe ve beldelerinde dü-
zenlenen törenle toprağa verildi. Olayda yara-
lanan 27 öğrencinin ise tedavisinin sürdüğü be-
lirtildi.
Enkazda arama kurtarma çalõşmalarõ sona er-
dirilirken, Cumhuriyet Savcõsõ olay yerine ge-
lerek incelemelerde bulundu. Konya Valisi Os-
man Aydın ise olayla ilgili idari soruşturma
başlattõklarõnõ belirtirken bunun nedenini “Ya-
pılan denetimlerin yeterli olup olmadığının
araştırılması” olarak açõkladõ. Soruşturma
kapsamõnda, Balcõlar Okul ve Kurs Talebele-
rine Yardõm Derneği Başkanõ Mehmet G. ile
Özel Boğaziçi Ortaöğretim Yurdu Müdürü İb-
rahim Ç. ve Müdür Yardõmcõsõ Mehmet S. jan-
darma tarafõndan gözaltõna alõndõ.
Konya İl Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin,
patlamada çöken kaçak yatõlõ kõz Kuran kur-
sunun deprem ve itfaiye raporunun bulunma-
dõğõnõ söyledi.
Enkaz haline dönen bina için 1990 yõlõnda
belge alõnõp erkek öğrenci yurdu olarak faali-
yete geçirildiğini belirten Şahin, Balcõlar Ka-
sabasõ Kurs ve Okul Talabelerine Yardõm
Derneği’nin 4 ay önce binayõ kõz yurdu olarak
kullanmak için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne baş-
vurduğunu, ancak henüz izin verilmediğini di-
le getirdi. Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Yurt ve Burslardan Sorumlu Şube Müdürü Sa-
bit Çalık ise, yurdun en son 29 Mayõs 2008 ta-
rihinde ilçe kaymakamlõğõ tarafõndan denet-
lendiğini ifade etti.
İnşaat Mühendisleri Odasõ Konya Şubesi Baş-
kanõ Uğur İbrahim Altay enkazdaki incele-
melerin ardõndan yaptõğõ yazõlõ açõklamada, ek-
sik malzeme kullanõldõğõ ve beton kalitesinin
kötü olduğunu belirtti.
Makina Mühendisleri Odasõ Konya Şube Baş-
kanõ İsmail Özkarakaya da patlamanõn LPG
tankõnõn emniyet sisteminin eksik olmasõndan
veya çalõşmamasõndan kaynaklandõğõnõ dile ge-
tirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür
ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, Konya
Taşkent’te çöken yurt binasõyla ilgili olarak,
“Yalnõzca bu yurt adõ altõndaki facia yuvasõnõn
sorumlularõnõn değil, bu ihmallerde payõ olan-
larõn da takip edilmesi ve cezalandõrõlmasõ ge-
rekir” dedi. “Bu facia, ağõr, bağõşlanmaz ih-
mallerin acõ bir sonucudur” diyen Ertuğrul
Günay, “Bu konuda şimdiye kadar kasta yakõn
bir göz yummayõ gerçekleştirmiş olanlarõn
üzüntü ifade etmeleri acõlarõ dindirmeye yet-
mez” diye konuştu.
Yaşamını yitiren 18 öğrenciden 6’sı Balcılar Belediye Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ölenlerin yakınları zorlukla ayakta durdu. (AA)
Günay: Yurt değil facia yuvası