22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 AĞUSTOS 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Sesimi Duyan Var mı? kultur@cumhuriyet.com.tr Konya’da.. Balcılar belde- si... Bu yazıyı yazarken ölü sayısı 17. Yaralılar 29. Bir ho- ca dışında ölenlerin yaşları 12- 16 arası... Kız çocukları... Kurtarma, enkaz kaldırma çalışmalarına kenetlenmişim. Hep o sesi duyuyorum; “Sesimi duyan var mı?” hay- kırışını. Görevli önce çevredekileri susturdu. Bulundukları yerde, hiç kıpırdamadan kalmalarını istedi. Sonra megafondan önünde uzanan yıkık duvar- lara, toprağa ve un ufak olmuş beton yığınına haykırdı: “Se- simi duyan var mı?”... “Sesi- mi duyan varsa, seslensin ya da duvara vursun...” Toprağın altında, yıkılmış duvarların altında, un ufak olmuş betonun altında, ka- ranlığın en koyusunda, dibin en dibinde, o sesi duyan ol- madı. Kız çocukları o sesi duymadı. Duymadılar çünkü artık yaşamıyorlardı. Belki karanlığa gömüldük- leri ilk anda beklemişlerdi öy- le bir sesi... Belki aydınlığa çı- kabilmek, ışığa kavuşabilmek için ummuşlardı öyle bir sesi... Belki son nefeslerini verir- ken; belki uykuyla uyanıklık arasındaki o birkaç saniyede... Bilmiyorum. Bilmiyoruz... Ama o sesi biz duyduk. Yapı yapılırken malzeme- den çalanlar duydu mu aca- ba? Çürük malzeme kullanan- lar? Ruhsatsız inşaat yapanlar? İzinsiz inşaata göz yuman- lar? Denetlemeyenler, denet- leme gereği duymayanlar? Binada gaz kaçağı, gaz sı- zıntısı detektörü kullanma- yanlar? Gaz kokusunu duyup da, binayı boşaltmayı akıl edemeyenler? Onlar da duydu mu acaba? “Sesimi duyan var mı?” di- ye karanlığa haykırıyordu ça- resiz görevli. Karanlığa ulaş- mayan sese çocuklarını yiti- renlerin, acısı karışıyordu. Bir de kanımı donduran o tümce: “Kader, mukadde- rat...” diyordu bir baba... Hayır mukadderat, kader değil. O çocukları tanrı değil biz öldürdük, biz öldürüyoruz! Burası yurt dediler. Oysa kurtulan her çocuk oranın Kuran kursu olduğunu söyle- di. Diyanet İşleri anında açık- lama yaptı: Burası bize ait de- ğil, dedi. Peki ama, hani Kuran kur- sunu sadece Diyanet açabi- lirdi? Yalan, yurt diye açılıp Kuran kursuna dönüştürülen binlercesi var. Herkes biliyor. Üstelik iki adım ötede zaten Diyanet İşleri’nin açtığı Kuran kursu vardı! Saatler ilerledikçe, kaçak Kuran kursu fazlasıyla ortaya çıktığında, bu kez kimi haber kanalları burası “dil kursu”ydu demeye başladı... Yalanlar diz boyu! Burası kayıtlara erkek yur- du diye geçmişti, oysa ka- lanlar kız çocuklarıydı. Yine kayıtlara göre 35 öğ- renci için yapıldığı belirtilmiş- ti, oysa olay anında içinde 45 öğrenci, altı hoca vardı. Sesimi duyan var mı? Diyanet İşleri’nin resmi sa- yılarına göre 2005’te, 4 bin 322 resmi Kuran kursu vardı. Bugün 7 bin 36 Kuran kursu var. Sesimi duyan var mı? Sayılara ve “Sesimi duyan var mı?” haykırışına bir soru karışıyor: “Bu çocuklar neden öldü” sorusu... Çocuklar cehaletten ölü- yor! Bizim yanlışlarımızdan ölüyor... İçtiğiniz sudaki arsenik mik- tarını biliyor musunuz? Sesimi duyan var mı? Samsun’da Sosyal Hiz- metler İl Müdürlüğü piknik düzenliyor, denize giren ço- cuklardan üçü boğulup ölü- yor. Sesimi duyan var mı? Bu ülkede çocuklar beledi- yenin açtığı ve kapamayı unuttuğu çukurlara düşüp ölüyor. Sesimi duyan var mı? Ama bu arada ülkemiz, devletimiz demokratikleşiyor (!) diye, “liberal aydınlar”da bir sevinç, bir sevinç! Zeynep@zeyneporal.com Faks: 0 212 257 16 50 Kõzõlderililer, aşağõlanan, yasaklanan dilleriyle Amerika’nõn kurtarõcõsõ olurlar Onlara çok ihtiyacõmõz var İkinci Dünya Savaşõ yõllarõnda, Kõ- zõlderililerin dillerini, dinlerini, kõya- fetlerini değiştirmek isteyen beyaz ada- ma karşõ verdiği direniş çoktan kõrõl- mõştõ. Amerika’daki okullarda Kõzõl- derili dillerinin konuşulmasõ yasaktõ. Kõ- zõlderili öğrenciler, anadillerini konu- şurken yakalandõklarõnda ağõr cezalara çarptõrõlmaktaydõlar. Kõzõlderililer, kra- vat bağlayarak kiliseye gitmek ve be- yaz adamõn diliyle ilahi okumak zo- rundaydõlar. Böylesi bir dönemde, Japonlar Pearl Harbor baskõnõyla Amerika Birleşik Devletleri’nin Pasifik donanmasõnõn belini kõrmõş olsalar da, yandaşlarõ Al- manya ve İtalya’nõn yenilgiye uğra- masõyla köşeye sõkõşõrlar. Ama Ameri- ka, bir türlü güçlü bir hava saldõrõsõ dü- zenleyememektedir Japonya’ya. Çün- kü Japonlar, telsiz konuşmalarõndaki tüm şifreleri çözmekte ve önlemini önceden alabilmektedir. Küçük bir ada- da yaşayan Japonlarõn, kendilerine ka- fa tutmalarõndan iyice rahatsõz olan Amerika, atom bombasõ atmakta ka- rarlõdõr. Ne var ki, Pasifik Okyanu- su’ndaki radar ağõnõn kõrõlmasõ için, ken- di küçük ama konumu çok büyük olan Ivocima adasõnõn alõnmasõ gerekmek- tedir. ‘Navahoları korumanızı istiyorum’ Ivocima küçük olmasõna küçük bir ada- dõr ama bir köstebek yuvasõ gibi kazõn- mõş olan toprak altõndaki tünellerde 22 bin Japon askeri mevzilenmiştir. Vol- kanik özelliğe sahip adada tünel kaz- makta zorlanmayan Japonlar, Ameri- ka’nõn Ivocima’yõ almadan ülkelerine sal- dõramayacağõnõ bildiklerinden adayõ çok iyi savunmaktadõrlar. 1945 yõlõnõn 19 Şubat günü, adanõn açõklarõnda boy gösteren Amerikan do- nanmasõndaki askerler, karşõlarõndaki toprak parçasõnõn küçüklüğüne baka- rak, savaşõn en fazla bir gün süreceğini düşünürler. Adaya çõkarma yapma em- ri verilmeden önce, komutanõn şu sözleri duyulur: “Sizlerden bu Allahın belası Navahoları korumanızı istiyorum. Onlara çok ihtiyacımız var!” Amerika, telsiz konuşmalarõndaki şif- relerin Japonlar tarafõndan çözülmesini engellemek için bir yol bulur: Anlaşõl- masõ son derece güç bir dil konuşan Na- vaholarõ askere alõp, telsizlerin başõna oturtmak!.. Toplama kamplarõndan apar topar getirtilen 400 Kõzõlderiliye, üstle- rine “Navaho Şifre Konuşucuları” ya- zan bereler giydirilir. Ivocima adasõna çõkarma yapõldõğõn- da, Navaholar taşõdõklarõ telsiz sayesinde ağõr hareket ettiklerinden kolay hedef ol- maktaydõlar. Üstelik, bir Kõzõlderilinin Japonlarõn eline esir düşmesi, tüm ko- nuşmalarõn anlaşõlabilme tehlikesi de vardõr. Bu yüzden, 1492 yõlõndan beri sayõsõz katliam yapan beyaz adam, ta- rih sayfalarõnda ilk kez, bir savaşta Kõ- zõlderilileri koruma görevini üstlenir!.. ‘Arizona için mesaj var’ Navaholar, İngilizce hazõrlanan me- sajlarõ kendi dillerine çevirip, telsizle karşõ tarafa iletmeye başladõğõnda, Ivo- cima adasõ kelimenin tam anlamõyla ce- henneme dönüşür. Gönderilen mesaj önemli ise “Arizona için mesaj var” şifresi kullanõlõr. Bu şifre, konuşmanõn Navaho dilinde yapõlacağõnõ gösterir. Mesajõn içinde ayrõca, ancak bir Na- vaho’nun anlayabileceği dil oyunlarõ da vardõr. Örneğin, el bombasõna “pata- tes”, roketlere “yer kaynatan”, savaş uçaklarõna da “öten kuş” denilir. Bir aydan fazla süren savaş sonrasõnda 6 bin Amerikan askeri ölürken, Ja- ponlardan ancak 1000 kişi sağ kalma- yõ başarõr. Kõzõlderililer, aşağõlanan, yasaklanan dilleriyle Amerika’nõn kur- tarõcõsõ olurlar! Peki ama, anadillerini konuştuklarõnda işkence gören Kõzõl- derilliler, nasõl bir duygu içindeydiler sa- vaşõrlarken? Bu sorunun yanõtõnõ bir Navaholu, Pe- arl Harbor’a yapõlan saldõrõya gönder- me yaparak şöyle verir: “Tek bildiğim şey, Amerika’nın bizim topraklarımız olduğu ve birileri tarafından bom- balandığıdır. Bu hiç de hoşumuza git- medi!..” ‘Müzekart’ tanıtılıyor Kültür Servisi - Türkiye’deki 300’ü aşkõn müze ve ören yerini, 20 YTL karşõlõğõnda yõl boyunca sõnõrsõz gezme olanağõ sunan “Müzekart”, 02-10 Ağustos tarihleri arasõnda Cevahir Alõşveriş Merkezi’nde gerçekleştirilecek dans gösterileri, çocuklara yönelik gösteri ve oyun gibi etkinliklerin yanõ sõra Müzekart satõşõnõn yapõlacağõ standlarda İstanbullulara tanõtõlacak. “Müzekart” yurttaşlara sağladõğõ olanaklarõn yanõ sõra, müze ve ören yerlerinde bakõm, onarõm, temizlik ve çevre düzenlemesi gibi hizmetlerin gerçekleşmesi için yerel yönetimlere aktarõlan gelirin AKP’li Melih Gökçek yönetimindeki Ankara Anakent Belediyesi’nde kalacağõ haberiyle de gündeme gelmişti. Sanatçõ için bugün Atatürk Kültür Merkezi’nde bir tören düzenlenecek Yağmurdereliyaşamınıyitirdi İstanbul Haber Servisi - Bağõrsak kanseri ve safra yollarõndaki enfeksiyon nedeniyle bir süredir tedavi gören AKP İstanbul Millet- vekili, yapõmcõ ve sanatçõ Osman Yağmur- dereli (55), önceki gece saat 02.25 sõralarõnda Kadõköy Acõbadem Hastanesi’nde yaşamõnõ yi- tirdi. Yağmurdereli’nin vefat haberi üzerine ai- lesi, yakõnlarõ ve sanatçõ dostlarõ hastaneye akõn etti.DevletBakanõveBaşbakanYardõmcõsõHa- yati Yazıcı da hastaneye gelerek aileye baş- sağlõğõ diledi. Yağmurdereli için bugün Atatürk Kültür Merkezi’nde bir tören yapõlacak ve ar- dõndan Fatih Camisi’nde ikindi vakti kõlõnacak cenaze namazõ sonrasõ Aşiyan Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek. Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, Yağmurdereli için törenin düzenleneceği Ata- türk Kültür Merkezi’nin (AKM) bir süredir ka- palõolduğunuanõmsatarak,“Yağmurdereliiçin yarın saat 14.30’da AKM’de tören düzen- leyeceğiz. Bilindiği gibi, AKM’yi kapat- mıştık, ama Osman Yağmurdereli için aça- cağız” dedi. Bir süredir bağõrsak kanseri tedavisi gören ve 11 Temmuz’dan bu yana safra yollarõnda en- feksiyon nedeniyle hastanede yatan AKP İs- tanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli, cu- ma günü sabaha karşõ solunum sõkõntõsõ şikâ- yetiyle yoğun bakõm ünitesine alõndõ. Yağ- murdereli’nindoktorlarõndanİçHastalõklarõUz- manõ Dr. Keramettin Şar, yaptõğõ açõklama- da “Çoklu organ yetmezliğine giren ve ya- pay solunum desteği gören hastamızda 02.00 sıralarında kalp durması gelişti” de- di. Yağmurdereli’nin vefatõnõn duyulmasõ üze- rine İstanbul’a gelen Devlet Bakanõ ve Baş- bakan Yardõmcõsõ Yazõcõ, yaptõğõ açõklamada “Hayat dolu bir arkadaşımızdı, sanat dün- yası ve yeni atıldığı siyaset dünyasının acı bir kaybıdır. Allah rahmet eylesin. Yakınları- nabaşsağlığıdiliyorum.Türkiye’ninbaşısağ olsun” diye konuştu. AKP İstanbul Milletve- kili Osman Yağmurdereli’nin ölümüyle TBMM’deki boş sandalye sayõsõ 3’e yükseldi. Geçen yõl 22 Temmuz’da yapõlan seçimin ar- dõndan,MHPİstanbulMilletvekiliMehmetCi- hat Özönder’in mazbatasõnõ almaya giderken Ankara-Esenboğa yolunda geçirdiği trafik ka- zasõnda hayatõnõ kaybetmesiyle TBMM’deki milletvekili sayõsõ 549’a inmişti. AKP Kayse- ri Milletvekili Abdullah Gül’ün cumhurbaş- kanõ seçilmesiyle de bu sayõ 548’e düşmüştü. Siyasetçi bir aileden geliyor Siyasetçi bir aileden gelen Yağmurdereli, Demokrat Parti ve Adalet Partisi kurucu- larõndan 12. Dönem Trabzon Milletvekili Zeki Yağmurdereli’nin oğlu olarak 6 Şubat 1953 yõlõnda Trabzon’da doğdu. Yağmurdereli, Gazi Üniversitesi Eğitim Fa- kültesi Müzik Bölümü’nden mezun oldu. Bir süre öğretmenlik yaptõktan sonra yo- rumcu olarak sanat çalõşmalarõna başlayan Yağmurdereli’nin “Nişan Yüzüğü” ve “Sarışın” adlõ iki albümü bulunuyor. “Bir bir biri birilerine” ve “Eller eller” söz- lerini içeren şarkõlarla tanõnan Yağmurde- reli, 1987 yõlõnda dönemin ANAP Zon- guldak Milletvekili Veysel Atasoy’un kõz kardeşi Esin Atasoy ile evlendi. Yağmur- dereli, “İz Peşinde” adlõ dizide “Komiser Esat” karakteriyle oyunculuğa adõm attõ. 1988’de Yağmur Ajans’õ kurarak yapõm- cõlõğa başladõ. Ajansõ ile Yeşilçam’õn ün- lü oyuncularõ ve genç yeteneklerini çatõsõ altõnda toplamaya başlayan Yağmurdere- li, 2 bin bölümün üstünde dizi ve televiz- yon filmine imzasõnõ attõ. Yağmurdereli, “İz Peşinde” ve “Bizim Mahalle” dizileri ile “Bir İhtimal Daha Var”, “Keloğlan Kara Prens’e Karşı”, “Yeni Bir Yıldız”, “Bir Aşkın Bittiği Yer”, “Biraz Neşe Biraz Keder” ve “Sevgi Çıkmazı” filmlerinde rol aldõ. “Aşkım Aşkım”, “Dicle”, “Elveda Der- ken”, “Sev Kardeşim”, “Köpek”, “Kınalı Kar”, “Yılan Hikâyesi”, “Marziye”, “Nefes Alamıyorum” gibi sevilen birçok dizi ve filmin yapõmcõlõğõnõ üstlenen Yağ- murdereli, “Devlet Sanatçısı” unvanõ da ta- şõyordu. 5 yõl üst üste “Altın Kelebek En İyi Yapımcı Ödülü”nü alan Yağmurdereli, bir dönem Trabzonspor Basõn Sözcülüğü’nü de yaptõ. Yağmurdereli, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP’den İstanbul 2. Bölge milletvekili seçildi. GümüşlükFestivaliOnayilesonaeriyor Kültür Servisi - 5. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, bu akşam saat 21.45’te piyano sanatçõsõ Gülsin Onay’õn resitali ile so- na eriyor. Bodrumlularõn yanõ sõra yerli ve ya- bancõ turistlerin de büyük ilgi gösterdiği festi- val, yaklaşõk 20 gün boyunca Daniel Gortler, Kemal Gekic, Stephen Gutman, Gülşen Ta- tu, Ruşen Güneş gibi önemli sanatçõlarõ mü- zikseverlerle buluşturdu. Mükemmel akustiği ve samimi atmosferi ile festivalin vazgeçilmez mekânõ olan Gümüşlük beldesindeki tarihi Eklisia Kilisesi bu süre boyunca ayrõca Yaz Mü- zik Okulu’na da ev sahipliği yaptõ. Miami ve Avusturya Deutschlandsberg Fes- tivalleri’nin de kapanõş konserlerinde sahneye çõkan Gülsin Onay, temmuz sonunda ise şef Vladimir Ashkenazy ile Türk Yunan Genç- lik Orkestrası eşliğinde Yunanistan’da iki festivalin konuğu oldu. Yunan basõnõ piyanis- timiz hakkõnda övgü dolu yorumlar yaparken “Bu harikulade ve incelikli virtüozu tanımak büyük bir zevkti. Atinalılar kesinlikle Onay’ın tekrar gelmesini bekleyecekler” ifadelerini kullandõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle