03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 AĞUSTOS 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 M. Alpaslan Yener: “Saksı olarak kullanılan iki havan mermisini bulduk, bir de havanları bulursak anında asarız.” AKP taze başlangıcı nasıl yapar? Hazine’nin kestiği payı başka yerden çıkararak... Kucaklama Zehra Top: “Başbakan bir ve bütün olarak vatandaşları kucaklayacakmış. Öyle bir kucaklayacak ki vatandaşın nefesini kesecek!” Kredi Ahmet Önen: “AKP’nin kapatılmamasının kendilerine verilmiş yeni bir avans değil, son kredi olduğunu anlamışlardır umarım!” Sabancı Erol Barutçugil: “Sakıp Ağa, Atatürk’ü eleştirmeyi tercih nedeni sayan ‘Holding Rektörü’nü duysaydı, mezarında dikelirdi mutlaka!” YağmurDeniz Yüksek Yerilim Hattı [email protected] Nitelikli çoğunluk olmadığı için niteliksiz hükümete kaldık! Isparta’da Atatürk’e yasak getirildi! TÜRKİYE Futbol Federasyonu, Isparta’daki Süleyman Demirel Üniversitesi’nin öğrenci yurdunda 12 yaş grubu gençler için “futbol köyü” çalışması yapıyor. 100 gencin katıldığı eğitim programı çerçevesinde, federasyon yetkilileri Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesi’nden “Atatürk ve Çocuk” konulu bir sunum yapmalarını istiyor. Dernek yönetimi, Prof. Dr. Ahmet Saltık’ın hazırladığı “Atatürk’ü Anlamak ve Anlatmak” başlıklı bir belgeseli öğrencilere gösterebileceğini bildiriyor. 30 Temmuz Çarşamba akşamı, futbol köyünün öğrencileri yurtta toplanıyor; Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesi Başkanı Mahmut Özyürek de belgeseli ekrana getirmeye başlıyor. Bir süre sonra salona giren ve “nöbetçi özel güvenlik” görevlisi olduğunu söyleyen bir şahıs, yurt müdürünün emri ile gösterinin durdurulmasını ve dokümanın kopyasının verilmesini istiyor. Federasyon yetkilileri, görevliyi kenara çekip gösterinin devamını sağlıyor ama uygulanamasa da Isparta’da Atatürk’e yasak kararı verilmiş oluyor! - Satürn’ün uydusunda su umudu varmış... “Darısı dünyanın başına!” ANAYASA Mahkemesi, neredeyse oybirliği ile 11 üyeden 10’unun oyu ile AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiğine karar verdi. İktidardaki AKP’nin şeriatçı bir parti, İslamcı bir parti, dinci bir parti olduğu yüksek yargı kararı ile tescillendi. Fakat AKP’nin ve hükümetin başındaki RTE sanki başka bir ülkede yaşıyor; yargı kararı umurunda değil, “Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmadık” diyebiliyor. Liboş ve şeriatçı takımına bakarsak Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmayarak demokrasiyi korudu. Peki, “eski tas eski hamam yola devam” kafasındaki RTE’den demokrasiyi nasıl koruyacağız! RTE’nin kafasındakini okumak için kâhin olmaya gerek yok; punduna getirilmiş bir anayasa değişikliği ile demokrasinin yargı ayağını kesip atmak, eğer kesip atamıyorsa yargıyı koltuk değneğine muhtaç etmek! Türkiye’de birilerinin buna gücü yeter mi? Eğer arkasında Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri varsa yeter! Emperyalizmin, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye için uygun gördüğü “Ilımlı İslam” modeli halen yürürlüktedir ve kapatılmamış bir AKP de bu projenin en büyük teminatıdır! Öte yandan, İslamcı AKP’nin kurucularından, İslamcı AKP’nin ilk başbakanı ve İslamcı AKP milletvekillerinin oyu ile cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül, bütün bu olup bitene ne diyor? Çankaya’dan Gül’ün “kamuoyuna duyurulmasını istediği” yazılı bir açıklama yapılmış; Cumhurbaşkanı, hükümete işinin başına dön çağrısı yapmış! Ne diyelim, Allah kabul etsin! Abdullah Gül, eğer oturduğu koltuğun hakkını vermek istiyorsa... Türkiye’deki kutuplaşmayı durdurup uzlaşma yolunda ilk adıma öncülük etme düşüncesindeyse... Şu anda elinin altında çok büyük bir fırsat var, bunu kullanmalıdır. Bu fırsat rektör atamalarıdır. Gül, YÖK’ün başına gökten zembille indirdiği Yusuf Ziya Özcan’ın kontrolünde partizanca hazırlanan rektör adayları listesini bir kenara bırakıp üniversitelerin seçim sonuçlarına göre atama yaparak toplumsal barışı sağlayacak ilk adımı atabilir. Bu ilk adım AKP için bir frene basmadır ancak bundan en kazançlı çıkacak olan da yine AKP ve RTE olacaktır. Adım PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Karar ve Sonuçları Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’unun ‘la- iklik karşıtı eylemlerin odağı’ olduğu görüşünde birleşmelerine rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi ka- patılmadı, badireyi alacağı hazine yardımının yarıya indirilmesiyle atlattı. Bana, kararı nasıl bulduğumu soracak olursanız, yanıtım, “Böylesi iyi oldu,” biçi- minde olacaktır. Çünkü gördüğüm kadarıyla toplu- mun çoğunluğu oluşturan geniş kesimleri, bir yan- dan içinde bulunduğumuz ekonomik krizin sonuç- larıyla, işsizlikle, yoksullukla boğuşur, gelecek kor- kusuyla yaşarken, öbür yandan da Ergenekon da- vasının yol açtığı gerilimle madden ve manen yeni bir krizi taşıyamayacak ölçüde güçten düşmüştür. Okulluluk ortalaması 4 yılın altında olan bir toplum, ağır bir sosyal strese yol açan olağanüstü koşullarda söz konusu kendi geleceği olsa bile genel seçim- ler gibi belirleyici dönemeçlerde rasyonel/akılcı ka- rarlar veremez. Bu düşüncelerimin çoğu zaman ‘hoş’ karşılanmadığını, okuyan ya da dinleyenlerin beni ‘halkı küçümsemekle’, ‘seçkinci davranmakla’ suç- ladıklarını biliyorum. Ne var ki devekuşu gibi başı- mızı kuma sokmak, gerçeklerin üstünü örtmek, ken- dimizi kandırarak içimizi rahatlatmaktan öte bize bir yarar sağlamıyor. Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatma kararı ver- se ve genel seçimlere gidilseydi, siyaset yapmala- rı yasaklanacak 71 kişinin dışındaki AKP kadrolarıyla kurulacak yeni parti, emanetçi lideri kim olursa ol- sun, oynayacağı mağdur rolünün de etkisiyle se- çimlerde yine birinci parti olacak ve çok büyük bir olasılıkla hükümeti tek başına kuracaktı. Yakın ta- rihimiz, toplumumuzun, kapatılan partilerin mağ- duriyetini her zaman kendi mağduriyetlerinin üzerinde gördüğünü çeşitli örneklerle göstermiştir. Toplumun genel eğitim düzeyi yükselmedikçe ve rasyona- lizm/akılcılık bireylerin siyasal seçimlerini yönlen- dirmedikçe bu ‘tersine davranış’ hep var olacaktır. Kapatmayla sonuçlanmasa da Anayasa Mahke- mesi’nin AKP’nin ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı ol- duğu’ yolundaki kararı, bu partiye yönelik ‘kesin’ bir uyarı olması nedeniyle önemlidir. AKP eğer Yargı- tay Başsavcılığı’nın dikkatinin üzerinde olduğu bi- linciyle hareket edip kendisine çekidüzen vermeyi ba- şarabilirse bu her şeyden önce Türkiye için yararlı olacaktır. Burada bir gerçeği dile getirmek gerekmektedir. Laikliği korumakla yükümlü yargı ile laiklik karşıtı ey- lemlerde odak olma ilişkisinde AKP’nin zayıf karnı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Erdoğan belli iç ve dış çevrelerin tüm şişir- melerine karşılık gerek yetiştiği sosyal-kültürel çev- re gerek aldığı eğitim gerekse de uzun yıllardır mer- kezinde bulunduğu siyasal yapı nedeniyle ufkunu Tür- kiye’yi yönetecek boyutlarda genişletememiş yerel, konuşmaktan düşünmeye zaman ayıramayan po- pülist bir politikacıdır. Bu nedenle de hem kendini hem de partisini ‘Ziya Gökalp şiiri’ ve ‘İspanya’da- ki -…velev ki ile başlayan- konuşması’ gibi örneklerde görüldüğü gibi yasal sınırların eşiğine getirmektedir. AKP, nevzuhur liberal çevrelerin savlarının tersi- ne demokrasiyi içselleştirememiş bir partidir. Kad- roları ve tabanına dincilik egemen olduğu sürece AKP’nin demokratik bir yapıya kavuşmasına nesnel olarak olanak yoktur. Buzla ateş nasıl bir arada dü- şünülemezse dinle demokrasi de bir arada düşü- nülemez. İslam, değiştirilemez bir ‘dogma’, de- mokrasi ise sürekliliği olan bir açılımdır. AKP, önümüzdeki dönemde ‘dogma’ ile temeli ‘de- ğişebilirlik’ olan demokrasi arasındaki hassas den- geye azami özen göstermek zorundadır. Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’ne de görev- ler düşmektedir. Erken seçim olasılığı ortadan kalk- tığına göre CHP, bir an önce kendine çekidüzen ver- meli, özellikle anayasa değişikliği ve 301. madde ko- nusundaki düşüncelerini gözden geçirmeli, ‘1930’la- rın partisi gibi olma’ görüntüsünden kendini kur- tarmalıdır. Tabii hâlâ sosyal ve demokrat bir parti ol- mak iddiası varsa. www.denizkavukcuoglukitaplari.blogspot.com [email protected] ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ ‘Hazine Yardõmõ’ Kõsõtlandõ.. Ya ‘Hazine Arazileri’ Yağmasõ? Ülkemizi yöneten parti, “laik- liği gözetmediği” için Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden, başkanõn dõşõndaki 10’unun oyla- rõyla “suçlu” bulundu. “Ceza” olarak “kapatılma- sı”nõ gerekli gören 6 üye karar ye- ter sayõsõndan “bir eksik” kal- dõklarõndan, partinin laikliğe aykõrõ tutumlar içinde olduğunu saptayan “tüm üyeler” Hazine’den verilen yardõmõ yarõya indirdiler. Bizim Hazinemiz, sõradan bir devlete ait değildir. Laik, demo- kratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazi- nesidir. Cumhuriyeti kuran ve ya- şatan ulusun 85 yõllõk özverili bi- rikimidir. Yüce yargõnõn cezasõ; “Ulusun parası laik Cumhuriyete bağlı partilere verilir; Cumhuriyetin Hazinesinden Cumhuriyete ay- kırı tutumlar beslenemez..” an- lamõna geliyor... 2008 için AKP’ye 45 milyon; CHP’ye 20 milyon, MHP’ye de 14 milyon YTL verilmiş... Demek ki AKP 22.5 milyonu “ulus”a iade edecek, kalanõn da tek kuruşu la- iklik karşõtlõğõna harcanmayacak... Laikliğin tapuları Yüce kararõn bu “sonucu”nu düşündükçe aklõma “Hazine ara- zilerimiz” geliyor. Tõpkõ partile- re verilen ulusal paramõz gibi, ulusal tapularõmõz da “laik Cum- huriyetin zenginliği” değil midir? Aynõ iktidar partimizce haraç mezat pazarlanan “Hazine arazi- lerimiz”in, sonunda “kim”lere ve hangi “amaç”lara rant sağladõğõ ortada. Siz hiç okul, kültürel et- kinlikler, aydõnlanma vb. niyetlerle kamu malõ satõldõğõnõ ya da alõn- dõğõnõ duydunuz mu? Özellikle laiklik düşmanõ ulus- lararasõ dinci sermayeye geçmeye başlayan Hazine mallarõmõzda, Cumhuriyet karşõtlarõna rekor dü- zeylerde rantlar sağlanmasõ, hü- kümetlerin “de- mokratik hak- kı” olmamalõ... İktidar partileri, sadece Hazi- ne’den aldõklarõ paralarõ değil, kendilerine “emanet” edilen ka- mu mallarõnõ da laik ve demokra- tik devletin “esenliği”ni gözeterek “değerlendirmek”le yükümlü ol- malõlar. Cumhuriyeti “mülksüz” bõrak- mak; elde ne varsa sözde özelleş- tirme adõna “yabancı”laştõrmak; tarihi “okul binalarımız”õ bile rant için pazarlamak; en az “laiklik karşıtlığı” kadar sorgulanmasõ gereken bir “anayasa suçu” değil midir? ‘Kentsel sürgün’ Nitekim, son yõllarõn yeni rant oyunu “Kentsel Dönüşüm” pro- jelerine karşõ da “halkın tedir- ginliği” artõyor. Çünkü, özellikle “Hazine ara- zileri”nde yõllarõn siyasi deste- ğiyle yaratõlan semtler, “sağlık- laştırma” yerine zorla bo- şaltõlõp yõkõlarak “çağdaş-muhafazakâr yaşam siteleri” için rant arsalarõ- na dönüştürülüyor. Aynõ semtlerin kuşaktan kuşağa “sakin”leri de dağ başlarõndaki TOKİ bloklarõna “istif”leniyorlar... İstanbul’un Kartal ilçesinde de bu uygulamaya karşõ “mahalle da- yanışması dernekleri” kuran yö- re insanlarõ, “kentsel sürgün” dedikleri dönüşüme karşõ “haklarını ara- maya” başladõlar. O kadar ki Büyükşe- hir Belediyesi’nce Irak kökenli İngiliz mimar Zaha Hadid’e tasarla- tõlan Kartal Dönüşüm Projesi’nin de “insan hakları ihlali” oldu- ğunu belirten dernekler hukuk mücadelesi baş- lattõlar. Kanal B’de bu gece 23.00’te yayõmlanacak İmar Dosyasõ’nda “Pendik Yeni- mahalle Yeşilbağlar ve Sapan- bağları Mahalleleri Geliştirme ve Koruma Derneği” Başkanõ İh- san Turnalar ile “Hürriyet Ma- hallesi Geliştirme Güzelleştirme ve Koruma Derneği” Başkanõ Ni- yazi Şahin, sorunlarõnõ aktara- caklar. Mimar Prof. Dr. Ahmet Eyüce, Mimar-Şehirci Prof. Dr. Sümer Gürel ve Mimarlar Odasõ Kartal Tems. Osman Güdü ise toplum- sal huzursuzluğun temelindeki “kentsel dönüşümün kentsel sürgüne dönüşmesi”ni uzman- lõklarõ açõsõndan değerlendirecek- ler... Evet... Anayasa Mahkemesi, ülkemizi yöneten partinin Hazi- ne’den aldõğõ para yardõmõnõ yarõ- ya indirerek yaklaşõk 22.5 milyon YTL’lik bir ceza vermiş oldu. Peki, bu paranõn kim bilir kaç katõ haksõz rant yaratan “Hazine arazileri yağması” nasõl sorgu- lanacak? Yanõtõ, bu gece İmar Dosya- sõ’nda... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 3 Ağustos Havan SESSİZ SEDASIZ (!) [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Madensula- rõnda, sõcak su kaynaklarõnda bulunan bir asit. 2/ Türk müziğinde bir makam... Sõr- bistan’õn ulusal dansõ. 3/ Ata- ma... Bir aracõ tutmaya yara- yan bölüm. 4/ Doğu Anadolu’da bir õrmak... Derviş sela- mõ. 5/ Yeşil elma, üvez, mürver gibi bit- kilerden özütlenen bir asit 6/ Akõl... Kahve- rengi kabuklu ve ye- şil etli bir meyve. 7/ Hayvanõn bir yanõn- daki yük... Testere, rende, törpü gibi araç- larla işlenen bir şeyden dökülen kõrõntõlar. 8/ İyi ye- tişmiş, değerli kimse... Kuran’da bir sure. 9/ Yeşil yapraklõ bitkiler, narenciye, kümes hayvanlarõ, yu- murta sarõsõ gibi besinlerde bulunan ve kansõzlõğõn tedavisinde kullanõlan bir asit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kötü, çirkin... Keçi kõlõndan hayvan çulu, yem tor- basõ gibi şeyler dokuyan kimse. 2/ Düz ve geniş ara- zi... Güney Amerika’ya özgü, fõrõnda ya da õzgara- da pişirilen sõğõr eti yemeği. 3/ Suudi Arabistan’õn para birimi... Köpek ve ineklere yedirilmek için un ve kepekle hazõrlanan yiyecek. 4/ Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk, kõtõk gibi şeyler... Bir nota. 5/ Kullanõlmaya hazõr para. 6/ Bir renk... Ekvator ku- şağõndaki geniş tropikal çayõrlara verilen ad. 7/ Ki- mi yiyeceklere lezzet katmak için eklenen suluca malzeme... Silisyumun oksijenli bileşimlerine ve- rilen ad. 8/ Tekke edebiyatõ şiir türlerinden biri... İs- yankâr. 9/ Kimyasal çökelti... Sõğ sularda ağõr yükleri taşõmakta kullanõlan, altõ düz tekne. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ç U L L A M A U I R A Y A L A N L A V D A N O M B T İ K E A K I R A K J Ü R İ R O E T T İ K M O L E K Ü L F A V E L A İ M A N A Ç T A S A 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 KUŞADASI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/308 Davacõlar Şaban Söyler, İbrahim Üstün, Mehmet Ali Söyler, Erdem Söyler, Vasfõye Söyler ve Hüseyin Söyler vekili tarafõndan mah- kememize açõlan gaiplik davasõnõn verilen ara kararõ gereğince. Aydõn ili Kuşadasõ ilçesi Davutlar/Osmaniye Mahallesi Cilt: 13, Hane: 118’de nüfusa kayõtlõ Nuri ve Şerife kõzõ 01.07.1902 Kuşa- dasõ D.lu 25348255936 T.C. Kimlik No’lu EDA BAYRAMOĞLU, Aydõn İli Kuşadasõ İlçesi Davutlar/Osmaniye Mahallesi Cilt: 13, Hane: 118’de nüfusa kayõtlõ Maze ve Eda kõzõ Kuşadasõ 01.07.1920 D.lu 25339256218 T.C. Kimlik No’lu MÜKERREM BAYRA- MOĞLU ve Aydõn İli Kuşadasõ İlçesi Davutlar/Osmaniye Mahallesi Cilt: 13, Hane: 118’de nüfusa kayõtlõ Sinan ve Emetullah oğlu Girit 01.07.1858 D.lu 25354255708 T.C. Kimlik No’lu MAZE BAYRAMOĞLU’nun gaipliğine karar verilmesi talep edildiğinden hayatõ veya ölümünden haberdar olanlarõn veya tanõyan ve bilenlerin veya kendisinin işbu ilanõn gazetede ilan tarihinden itibaren 6 (altõ) ay içerisinde mahkememizin 2004/416 Esas sayõlõ dosyasõna başvurmalarõ, aksi takdirde gaiplik kararõ verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. 16.07.2008 Basõn: 42912 Mimar Zaha Hadid ve Kartal Projesi: Yöre halkının tepkisi umursanmıyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle