06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ISPARTA (Cumhuriyet) - Türbanla ilgi- li açõklamalarõ nedeniyle AKP kapatma da- vasõnda hakkõnda siyasi yasak istenenler ara- sõnda yer alan AKP’li Isparta Belediye Baş- kanõ Hasan Balaman, Ankara Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Melih Gökçek’in ODTÜ ka- rarõnõ örnek alarak Süleyman Demirel Üni- versitesi’ndeki (SDÜ) binalarõn imar ruhsat- larõnõ sordu. Balaman, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’õn “Türbanlı öğrenci- leri üniversiteye almamakla anayasanın ge- reklerini yerine getiriyorum” dediğini anõm- satarak, “Bizim üniversiteden ruhsat iste- memiz de anayasal hak değil midir” diye sordu. AKP’li Balaman’õn talimatõyla İmar Mü- dürlüğü, 3 Temmuz 1992’de eğitime başlayan, lisans eğitimi veren 11 fakültesi, 2 yüksek- okulu, önlisans eğitimi veren 11 meslek yük- sekokulu, lisansüstü eğitimi veren 4 enstitü- sü ile çok sayõda araştõrma ve uygulama merkezi bulunan 10 bin dekar arazi üzerine ku- rulu 35 bin 414 öğrencinin öğrenim gördüğü SDÜ kampusundaki binalarõn ruhsatõnõ iste- di. Üniversiteye 1 Ağustos’ta gönderilen ya- zõda, “Arşivimizde üniversitenizle ilgili hiç- bir bilgi ve belge bulanamamıştır. Arşiv ça- lışmaları nedeniyle gerekli bilgi ve belgelerin gönderilmesini rica ederiz” denildi. Tartõşma yaratan uygulamayla ilgili olarak Balaman, yerel bir televizyonda canlõ ya- yõmlanan bir programda açõklamalarda bu- lundu. SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’õn türbanlõ öğrencileri üniversiteye al- mayarak anayasanõn gereklerini yerine getir- diğini söylediğini anõmsatan Balaman, “Bizim üniversiteden ruhsat istememiz de anaya- sal hak değil midir? Bir gariban vatandaş yapı ruhsatı almadığı zaman tepesine bi- niyorsak, SDÜ için de bunu uygulamakla yükümlüyüz. Hiçbir kurum ve kuruluş, ka- nunlar önünde ayrıcalıklı değildir” diye ko- nuştu. Üniversitedeki binalarõn ruhsatsõz ol- duğunu belirten Balaman, “Belediye olarak biz de kamu adına hizmet ediyor, biz de ruhsatlarımızı alıyoruz. Hatta bizi şikâyet ediyorlar, ‘belediyenin şurada yaptõğõ inşaat ruhsatsõz’ diyorlar. Ben kendi yaptığım in- şaatlara bile ruhsat alıyorum” dedi. Bir Ankara ziyaretinde Melih Gökçek’in bil- boardlara üniversitede kaçak yapõlar olduğunu yazdõğõnõ gördüğünü, kendisinin aklõna da ora- dan geldiğini anlatan Balaman şöyle devam etti: “SDÜ bizim üniversitemizdir. Niye ka- çak yapıları olsun? Bizim dönemimizde ruhsatları olsun istiyoruz.” SDÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Erol Keskin ise uygulamayla ilgili olarak, “Burası Is- parta’nın, Ispartalının üniversitesi. Ispar- ta halkı da üniversitesine sahip çıkacaktır. Bu zamana kadar çıkmıştır, bundan son- ra da çıkmaya devam edecektir” değerlen- dirmesinde bulundu. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada iddiası öyle. Varşova, 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca devam eden Soğuk Savaş’ın da merkezlerinden biri idi. Ba- tı’nın NATO Paktı’na karşılık Sovyet Bloku’nun da Varşova Paktı vardı. 1991’de Sovyetler’in çökmesiyle birlikte Varşo- va Paktı da tarihe karıştı, Varşova’nın Moskova hat- tı da! Önceki gün ABD ile Polonya arasında imzalanan füze kalkanı anlaşmasıyla birlikte, Polonya resmen bütün kartlarını ABD-NATO ile oynayacağını ilan et- miş oldu. ABD de “Avrupa’nın merkezine” yerleş- ti. ABD, Polonya’yı daha baştan gözüne kestirmiş; Irak operasyonu sırasında askeri destek bakımın- dan yanında görmek istediği ilk 4 ülke arasına al- mıştı. Irak işgalinin ilk aylarında bu ülkede 127 bin Amerikan askerinin ardından 11 bin askerle İngil- tere, 2754’le İtalya, 2500’le Polonya, 1650 ile Uk- rayna geliyordu. İtalya çekilince, ABD-İngiltere koalisyonunun başlıca yardımcısı Polonya oldu. Kafkas krizinin gölgesinde imzalanan füze kal- kanı, safları bir doz daha netleştirdi. ABD, Polonya’yı “kalkan” yaparken, Rusya ne ya- pıyor? Moskova ilk iş olarak Suriye’yi gözüne kestirdi. Soğuk Savaş döneminde çok yoğun kullandığı Laz- kiye Limanı’yla yeniden ilgilenmeye başladığını du- yurdu. Şam’dan yapılan açıklamaya göre Suriye Devlet Başkanı Başar Esad, önümüzdeki aylarda Rusya’ya gidecek. Moskova, Sovyetler döneminde önemli mütte- fiklerinden biri olan Suriye ile yeniden sarmaş do- laş! Moskova ile Şam arasında Ekim 1980’de tam 20 yıllık bir anlaşma yapılmıştı. Askeri ilişkilerden ekonomiye her alanı kapsayan bu anlaşma, Sov- yetler’in çökmesi, baba Hafız Esad’ın 2000 yılın- da ölümü ile birlikte doğal ömrünü doldurmuştu. Son haberler, Rusya’nın Ortadoğu’ya Lazkiye Li- manı üzerinden yeni bir hamle yapma kararlılığın- da olduğunu gösteriyor. Belki de yakında Rusya’nın Lazkiye’de bir üssü olacak... Her iki gelişmenin bizimle ilgisine baktığımızda birer tümce ile şunu söyleyebiliriz: Polonya ile NATO üyeliği çerçevesinde eşit oy hakkına sahip iki ülkeyiz... Suriye ile “en uzun sınırımızın olduğu ülke” ger- çeğiyle birlikte yaşıyoruz; 721 kilometre. Halen bu- nun 510 kilometresi mayınlı... Rusya-Suriye ya- kınlaşması, Türkiye-Suriye ilişkilerinin başta “su so- runu” olmak üzere pek çok alanda mayınlanmasını da beraberinde getirebilir! Çevremizdeki çemberler füzelerle, paktlarla, üslerle donanırken dün ABD’nin savaş gemilerin- den biri Çanakkale ve İstanbul boğazlarını geçti. Ge- mi Çanakkale’yi geçerken AA, arkada Gelibolu te- pelerindeki “Dur yolcu” yazısının dikkati çektiği gö- rüntüyü servise koydu. “Dur yolcu”, Necmettin Halil Onan’ın Çanakkale zaferini anlatan, “Bir Yolcuya” başlıklı şiirinin ilk iki sözcüğü... ABD’nin Montrö Anlaşması’na uyarak NATO kap- samında Karadeniz’e geçirdiği gemilere Rusya is- ter istemez kuşkulu bakıyor. Amerikan gemisi boğazdayken Moskova’dan şu açıklama geldi: Bu geçişi kuşkuyla karşılıyoruz! Yukarıda aktardıklarımızın hangisi kuşkulu değil ki! Yeni bir dünya kuruluyor... Ve bu kurulumun bağları boğazlarımızda dü- ğümleniyor! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Uzun bir dönem gözünün içine baktığı, hizmet ver- diği eski patronu Necmettin Erbakan’ın ev hap- sini affedince yoğunlaşan eleştirileri sineye çeke- miyor. Kayıp trilyonlar davasında Erbakan’la aynı kaba konulmasına fena halde bozuluyor. Ders veren bir hava içinde, şöyle diyor: “…Açılan dava, kapatılan partinin genel başka- nı, iki genel başkan yardımcısı ve genel muhasibi ile 71 il yöneticisi hakkında açılmıştır. Üstelik dava ne- ticesinde, genel başkan yardımcıları ile genel mu- hasibin suça konu herhangi bir eylemleri olmama- sı sebebiyle beraatlerine karar verilmiştir...” Hemen sonra; “…beraat eden bu kişilerden farklı bir durumda olmayan bir kişinin (tabii Çanka- ya’dakinin) sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir da- vadan dolayı suçlu gibi…” gösterilemeyeceğini söy- lüyor. Çankaya’daki AKP’li ufacık bir noktayı, etik açı- dan hayli sıkıntı verecek noktayı atlıyor. Kayıp trilyon davasında sanık olan genel başkan yardımcıları beraat ediyor. Ne ki, Çankaya’daki, dava açıldığı sırada millet- vekili dokunulmazlığı nedeniyle sanık olarak mah- kemeye çıkmıyor, çıkarılmıyor. Milletvekili iken, yukarı çıktıktan sonra dokunul- mazlık zırhına sarılmaktan asla vazgeçmeyerek eleş- tirileri, hukuksal suçlamaları pişkinlikle karşılayan Çankaya’daki AKP’li; dava açılınca dokunulmazlı- ğının kaldırılmasını istemiyor. Suçlu olmadığına inan- dığı bir davanın duruşmalarında -parti yöneticileri gibi- hazır bulunmasını salık veren önerilere kulak asmıyor... Diğer genel başkan yardımcıları gibi sanık is- kemlesine oturmuyor; katılmadığı bir dava sonucu çıkan beraat kararı ile bugün kendisini savunması siyasal ve kişisel açıdan acaba ne kadar ahlâkidir sorusunu yanıtsız bırakıyor. İsteği üzerine dokunulmazlığı kaldırılan ve davayı baştan sona sanık olarak izleyip sonunda beraat eden biri olsaydı, Çankaya’nın dokunulmazlık du- varları arkasına sığınarak uzuuun bir açıklama yapma gereksinimi duymayacaktı. Oysa bugün diğer genel başkan yardımcılarının beraat kararı, Çankaya’dakinin de beraat edece- ğine ilişkin ancak bir karine niteliği taşıyor. O ka- dar!.. Hürriyet dün konuyla ilgili haberlerinden birine şu başlığı koymuştu: “Gül, sanık değil şüpheli!” Erbakan’a kimi noktalarda işleyen zamanaşımı- nın Çankaya’daki için geçerli olmayacağını vurgu- layan haberde; “...Çankaya’dakinin 7 yıllık görev sü- resinin sonunda, davanın düşmesi için 6 ay kalacak. Büyük ihtimalle Çankaya’daki AKP’linin ‘kayıp tril- yon’ davası ya ‘takipsizlikle’ kalkacak ya da ‘za- manaşımından’ düşecek. Çankaya’daki AKP’li için yeni mevzuata göre sanık yerine şüpheli ifadesi kul- lanılması gerektiği bildirildi…” diyor. Demek ki, bugün Çankaya’da Türkiye Cumhu- riyeti’ni şüpheli biri temsil ediyor. [email protected] C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ ?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şük- ran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bur- salı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko- nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz- gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber- köz Spor: Arif Kızılyalın Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi- Belge: Edibe Buğra AnkaraTemsilcisi:MustafaBalbayAhmetRasimSok.No:14Çankaya06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312 442 30 10 İzmir Temsilcisi: Ser- dar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Temsilcisi:ÇetinYiğenoğlu,İnönüCd.5S.AksoğanİşH.Kat1Tel:3631211, Faks: 3631215 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanõ Yõldõz Apartmanõ B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü- lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek- lam:GenelMüdür:ÖzlemAyden GenelMüdürYar- dõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 23 AĞUSTOS 2008 İmsak: 4.40 Güneş: 6.15 Öğle: 13.14 İkindi: 16.57 Akşam: 20.01 Yatsõ: 21.28 ‘Melih Gökçek, benimle ve CHP ile kavga ederek prim yapmaya çalõşõyor’ ‘Erdoğan’a şirin görünmek istiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, Çankaya Belediyesi’nin, Ahlatlõbel’de ortağõ olduğu Özel İlkem Koleji’ne yaptõğõ arazi tah- sisinin “rant yaratma” amaçlõ olduğu id- dialarõnõ yalanlarken, Ankara Anakent Bele- diye Başkanõ Melih Gökçek’in yeniden be- lediye başkanlõğõna aday gösterilebilmek için Başbakan Tayyip Erdoğan’a “şirin görün- me çabası” içine girdiğini söyledi. Durdu Özbolat, Meclis’te düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, Ahlatlõbel muhtarõ Nizam Yılmaz’õn, Çankaya Belediyesi’ne ait bir yeşil alanõn kendisinin ortağõ olduğu İlkem Ko- leji’ne “peşkeş çekildiği” iddialarõnõ yanõtladõ. Ortada ne bir rant, ne de rant kavgasõ olduğunu kaydeden Özbolat, Ahlatlõbel Mahallesi Muh- tarõ Nizam Yõlmaz’õn, ruhsatsõz işyerlerinin Çankaya Belediyesi ekipleri tarafõndan ka- patõlmasõna tepki olarak, “yeşil alanların peş- keş çekildiği” iddiasõyla bilgi kirliliği yarat- tõğõnõ söyledi. Özbolat, “Muhtar, yasal bir işi yasadışı gibi sunarak suç işlemiştir. Çan- kaya Belediyesi tarafından Özel İlkem Koleji’ne yapılan tahsis, birçok belediyenin kurumlarla ve okullarla yapmış olduğu bir uygulamadır” diye konuştu. Büyükşehir ve metropol belediyelerinin benzer yüzlerce uygulamasõ olduğuna dikkat çeken Özbolat, tahsis edilen alanõn kamusal kullanõma kapatõlmasõ gibi bir durumun söz konusu olmadõğõnõ kaydetti. Özbolat, yapõlan tahsisin Kat Mülkiyeti Yasasõ’na 5711 sayõ- lõ yasayla eknenen 68. maddesinin “kamuya ayrılan yerlerin düzenlenmesi, işletilmesi ve bakımı, bu konuda yetkili kamu kurumu ile mutabakat sağlanması halinde, kamu- nun kullanımını kısıtlamamak koşuluyla toplu yapı yönetimince üstlenilebilir” hük- mü uyarõnca gerçekleştirildiğini bildirdi. Öz- bolat, şunlarõ söyledi: “Yapılaşma mümkün değildir. İmar planında değişiklik ve rant yaratma yoktur. Benim kişisel bir rant ya- ratma gibi bir amacım olamaz. Varsa be- lediyenin şartlarını yerine getirecek bir ki- şi, kurum, kuruluş, İlkem Koleji olarak biz bundan feragat etmeye ve gerekirse destek de sunmaya hazırız. Yapılan bu tahsiste bir rant ve yanlış bir şey varmış gibi saldıranlar yanlış bir yere gelmişler. Dişli ve çarkları burada değil ama çok yakın bir yerlerde... Aradığınız şeyi burada bulamazsınız. An- kara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yeniden AKP’den ve Ankara’dan aday gösterilmeyecektir. Şimdi aday ola- bilmek için genel başkanı Recep Tayyip Er- doğan’a ve parti yönetimine şirinlik yap- maya çalışıyor. Olmayan bir olayı olmuş gi- bi göstererek yandaş gazetelere servis ya- pıyor. Gökçek, benimle ve CHP ile kavga ederek prim yapmaya çalışıyor. Ama yan- lış adreste. Gökçek’i aday yapacak kişi ben değilim, CHP değil.” İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Mehmet Füzün’ün, atan- masõnõn ve seçime katõlmasõnõn YÖK Yasa- sõ’na aykõrõ olduğu öne sürüldü. DEÜ rektör adaylõğõ belirleme seçimlerinde en fazla oyu almasõna ve Gül’e sunulan listenin ilk sõra- sõnda yer almasõna karşõn atanmayan Prof. Dr. Sedef Gidener, YÖK’e gönderdiği yazõda, “Füzünün atanması hem demokratik, hem de yasal değil” görüşlerine yer verdi. Üniversitede yüzde 47 oranõnda oy alma- sõna karşõn rektör olarak atanmayan Prof. Dr. Gidener, YÖK Başkanlõğõ’na gönderdiği di- lekçede, Füzün’ün, üniversitede “kısmi” statüde görev yaptõğõnõ, bu nedenle seçime ka- tõlmasõnõn ve atanmasõnõn 2547 sayõlõ YÖK Yasasõ’na aykõrõ olduğunu vurguladõ. Yasada, kõsmi statüde görev yapanlarõn rek- tör, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü, bö- lüm başkanõ olamayacağõnõn açõkça yer al- dõğõna dikkat çeken Gidener, “Üniversite- mizin internet sayfasında herkesin ulaşa- bileceği, üniversitemizin yönetim kurulu- nun 1 Ağustos 2008 tarihli ve 794 sayılı top- lantısının 10 sıra numaralı kararında, ‘Tõp fakültesinde genel cerrahi anabilim da- lõndan Prof. Dr. Mehmet Füzün’ün kõsmõ sta- tüdeki görev süresinin 1 Ekim 2006 tarihin- den itibaren iki yõl süreyle 2547 sayõlõ yasa- nõn 36/a-2 maddesi uyarõnca uzatõlmasõna oy- birliğiyle karar verildi’ denilmektedir. Ya- ni Prof. Dr. Füzün’ün kısmı statüdeki gö- rev süresi 1 Ekim 2008 tarihine kadar uza- tılmıştır. Bu çerçevede, arada geçen sürede ve seçimlere katıldığı, ikinci sırada seçil- diği, YÖK’e bildirildiği ve atama kararı- nın çıktığı tarihe kadar da, üniversiteye kısmı statüden daimi statüye geçmek için de bir talebi olmamış. Üniversite yönetim kurulu da bu yönde bir karar almamıştır” dedi. Füzün’ün yasada açõkça “rektör seçile- mez” maddesi bulunmasõna karşõn görevini sürdürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Gidener, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi: “Gerek üniversite içinde yapılan se- çimde, gerek YÖK’te yapılan seçimde, ge- rekse Cumhurbaşkanı’nın atama tarihi olan 5 Ağustos 2008 tarihinde kısmı sta- tüde biri olarak seçilemez, atanamaz du- rumda bir öğretim üyesi, şu anda rektör- lük yetkilerini hukuka ve emredici hukuk kuralına aykırı olarak kullanmakta, ata- malar yapmakta, imzalar atmaktadır. Bundan sonra ilgili kişinin üniversite yö- netim kuruluna başvurması ve daimi sta- tüye geçmesi dahi, bu ‘seçilemez’ şeklin- deki hukuk kuralına aykırılığı gidere- mez. Füzün’ün göreve başladığı andan iti- baren yaptığı işlemler hukuken ‘yok’, en azından mutlak anlamda ‘batõl’ ve geçer- sizdir. Bu durum, hem kendisine hem de YÖK’e bildirilmiştir. YÖK’ün bu olayın doğruluğunu araştırmasının ardından ge- rekeni yapacağına inanıyorum.” Öte yandan Prof. Dr. Gidener, rektörlük se- çimleri öncesinde DEÜ Tõp Fakültesi’nde ya- şanan yanlõş ameliyat olayõnõn, atamalarõ olumsuz etkilemesi için karşõ tarafça özel- likle medyaya yansõtõldõğõnõ da söyledi. Sultanahmet’tekitarihiBizanssaraylarõüzerindekiotelinşaatlarõyükseliyor UNESCO gitti, otel inşaatları başladı IspartaBelediyeBaşkanõSüleymanDemirelÜniversitesi’ndekibinalarõnimarruhsatõnõsordu Hasan Balaman Melih Gökçek’e özendi İstanbul Haber Servisi - Tari- hi Bizans kalõntõlarõ üzerine inşa edilen Four Seasons Oteli nede- niyle UNESCO Dünya Kültür Mirasõ listesinden çõkarõlma ris- kiyle karşõlaşan İstanbul’da UNESCO heyetinin incelemelerini tamamlamasõnõn ardõndan Tarihi Yarõmada’da otel inşaatlarõna hõz verildi. Tarihi dokuya zarar verdiği gerekçesiyle inşaatõ durdurulan Four Seasons Otel’e yaklaşõk 100 metre uzaktaki tarihi Magora Sa- rayõ karşõsõnda başlanan yeni otel inşaatõ ise UNESCO ile Türkiye arasõndaki gerginliğin artacağõ- nõn sinyallerini veriyor. Sultanahmet’teki tarihi Magora Sarayõ karşõsõndaki Bizans kalõn- tõlarõ üzerinde Eminönü Beledi- yesi’nin izniyle otel inşatõna baş- landõ. Eminönü Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nce inşaat alanõna asõlan levhaya göre pro- jenin ruhsatõ 30 Ocak 2008’de ve- rildi. İnşaatõn cinsi bölümünde ise otel olarak faaliyet gösterece- ği belirtilen alanõn mülkiyeti Mus- tafa Ataş ve hissedarlarõ adõna ka- yõtlõ bulunuyor. Levhada ayrõca otel inşaatõna biri bodrum kat ol- mak üzere toplam 4 kat yüksek- likte inşa izni verildiği bilgisi yer alõyor. Kültür ve Tabiat Varlõkla- rõ Koruma Kurulu’nun izin bilgi- si ise bulunmuyor. İnşaat alanõn- da Anõtlar Kurulu’ndan gelen bir heyetin de incelemelerde bulun- duğu öğrenildi. Sultanahmet ve çevresinde tarihi kalõntõlar üzerinde benzer inşaat- larõn sayõsõnõn son birkaç ay içe- risinde fazla olduğuna dikkat çe- ken bölge halkõ, inşaatlarõn çok hõzlõ ilerlediği uyarõsõnda bulun- dular. İnşaat çalõşmalarõnõn geç sa- atlere kadar ettiğini de belirten yurttaşlar, inşaat alanõndan çõka- rõlan hafriyatõn ayrõm yapõlmadan, el arabalarõyla kamyonlara yük- lenerek gizlice taşõndõğõnõ söyle- diler. Yeşil brandalarla çevrilen otel inşaatõ girişinde Eminönü Bele- diyesi’nin bilgi levhasõnda ise “Bu inşaat belediyemiz deneti- mi altında yapılmaktadır. Her türlü bilgi için belediyenin 455 75 00 no’lu telefonlarını araya- bilirsiniz” bilgisi bulunuyor. Söz konusu telefondan ulaştõğõmõz Eminönü Belediyesi yetkilileri Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’nõn bu alana dair “inşaat yapılamaz” yö- nünde bir kararõ olmadõğõnõ ileri sürerek, mülk sahibinin otel inşaatõ yanõnda iki binanõn daha sahibi ol- duğunu ve bu binalarõ otel inşaa- tõna dahil etme girişiminde oldu- ğunu söyledi. Mülk sahibinin gi- rişiminin belediye ekiplerince tes- pit edildiğini de söyleyen yetkili- ler, incelemenin devam ettiğini önümüzdeki günlerde gerekli iş- lemlerin yapõlacağõnõ ifade ettiler. DEÜ’de en fazla oyu almasõna karşõn Gül tarafõndan atanmayan Gidener, YÖK’e başvurdu ‘Prof. Dr. Mehmet Füzün rektör olamaz’ RİZE (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Ri- ze’de yaptõğõ konuşmada çevrecileri hedef aldõ. Çevreciler için “Boş va- kitlerinde bu işi yapı- yorlar” diyen Erdoğan, “50-60 kişi birlikte yü- rüyorlar, yanlarına med- yayı da alıyorlar. Sanki Türkiye yürüyormuş gi- bi davranıyorlar” dedi. Önceki gece geç saat- lerde Rize’ye ulaşan Er- doğan, evinin bulunduğu Güneysu ilçesi girişinde kalabalõk bir grup tara- fõndan karşõlandõ. Erdo- ğan, burada yaptõğõ ko- nuşmada, “Dünya gene- linde dolaştığımız, gitti- ğimiz yerlerde artık Tür- kiye bu bölgede gündem belirliyor. Gündemlerin değişmesine, oluşması- na yardımcı oluyor” di- ye konuştu. Erdoğan, ge- lecekten endişelerinin ol- madõğõnõ ifade ederek “Türkiye yüzüncü yılın- da arzu edilen ilk kade- meye ulaşacaktır, dün- yanın ilk 10 ekonomisi arasında bu süreçte in- şallah yerini alacaktır. Bu anlayışla yola devam ediyoruz” dedi. Dün de bir dizi törene katõlan Erdoğan, konuş- masõnda bu kez çevrecileri hedef aldõ. Karadeniz’de yapõlmasõ planlanan hid- roelektrik ve nükleer sant- rallara karşõ son dönemde eylemlerini yoğunlaştõran çevreciler Erdoğan’õ ra- hatsõz etti. Erdoğan, “Dünyanın her yerinde çevreciler var, bu insan- lar boş vakitlerinde bu işi yapıyorlar” dedi. Kültür ve Turizm Ba- kanõ Ertuğrul Günay’õn Turizm Teşvik Yasasõ’na yönelik eleştiriler üzerine söylediği “Asıl çevreci benim” sözlerini bu kez Erdoğan kullandõ. Erdo- ğan da asõl çevrecinin ken- disini olduğunu savuna- rak, “İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanlığı döneminde neler yaptı- ğım ortadadır” diye ko- nuştu. Çevrecilerin yaptõğõ yü- rüyüşlere de tepki gösteren Erdoğan, “50-60 kişi bir- likte yürüyorlar, yanla- rına medyayı da alıyor- lar. Sanki Türkiye yü- rüyormuş gibi davranı- yorlar” değerlendirme- sinde bulundu. Başbakan Erdoğan, Si- nop’taki nükleer santral protestolarõyla ilgili olarak ise “Aslında biz nükleer santralı Akkuyu’da ya- pıyoruz. Adresi yanlış almışlar” diye konuştu. BAŞBAKAN ERDOĞAN Boş vakitlerinde çevreci oluyorlar BATMAN (Cumhuriyet) - Avrupa Birliği Eği- tim ve Gençlik Programlarõ “Gençlik Değişim Projesi” kapsamõnda Batman’da bulunan Litvan- ya, Letonya ve Romanya’dan 18 öğrenci, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklõğõ (TPAO) tesislerine, kõzlarõn kõyafetleri “fazla açık” olduğu gerekçe- siyle alõnmadõ. Projenin Batman sorumlusu Şeyh- mus Özbek, kõz öğrencilere TPAO’nun güvenlik görevlilerinin “Nataşa” yakõştõrmasõ yaptõğõnõ be- lirterek, “Bize, ‘aracõnõzdaki bu Nataşalarõn işi ne? Tesislerimize Nataşalarõ almõyoruz’ diye yakla- şım gösterdiler” dedi. TPAO Güvenlik Sorumlu- su Necati Adıyaman ise yanlõş anlama olduğunu söyledi. Gençlik Değişim Projesi kapsamõnda yaş- larõ 18 ile 22 arasõnda değişen 18 genç,17- 23 Ağustos tarihleri arasõnda Batman’da ağõrlanõyor. Litvanya, Letonya ve Romanyalõ gençlerden olu- şan grup, dün program kapsamõnda TPAO tesisle- rine gitti. 40 derece sõcakta bir süre bekletilen gençlere daha sonra “Sizi içeri alamayız” denildi. Gerekçe olarak da genç kõzlarõn şort ve askõlõ ti- şörtler giymesi gösterildi. Proje sorumlusu Şeyhmus Özbek, bir süre önce Alman turistlerin Ağrõ’da PKK’liler tarafõndan ka- çõrõlmasõnõn ardõndan Almanlarõn yerine ikinci ye- dek grup olan Litvanya, Letonya ve Romanyalõ öğrencileri kentte ağõrladõklarõnõ söyledi. Öğrenci- leri Batman’a davet etmek için her yolu denedikle- rini anlatan Özbek, “Buraya geldikten sonra maalesef bazı engel ve yakıştırmalar bizleri de üzüyor. Konuklarımızı Batman’daki TPAO tesislerine götürmek istedik. Ancak kapıda bi- ze, ‘Aracõnõzdaki bu Nataşalarõn işi ne? Tesisleri- mize Nataşalarõ almõyoruz’ şeklinde yaklaşım gösterdiler. Biz de tesislere girmeden ayrıldık” diye konuştu. Üniversiteli öğrencilerin sözcülerin- den Litvanyalõ Liga Andersone, Letonyalõ tarih öğrencisi Santa Girbuerga ve Romanyalõ Idana Chiriac, ilk kez geldikleri Batman’da en çok tarihi ilçe Hasankeyf’i beğendiklerini söyledi. Rahat gi- yimi her zaman tercih ettiklerini belirten Liga An- dersone yaşadõklarõnõ şöyle anlattõ: “Çarşı merke- zine çıktığımızda rahat değiliz. İlk günlerde dı- şarıya çıkmayı denedik ama arkamıza bir yığın genç takıldı, rahatsız olduk. Çoğu kişinin gözü üzerimizde, bu da bizi ürkütüyor. Alman grup gelmeyince biz yedek grup olarak Türkiye’nin doğusunu tanımak istedik, fakat gençlerin ara- sına katılmaktan kaygılıyız. Tacize uğrarız diye kaldığımız yurt binasından çıkamadık. Bir yere gittiğimizde de toplu olarak hareket ediyoruz. Keşke rahat bir şekilde burada dolaşsaydık. Burada kültürlerimizi paylaşmak istiyoruz. Ancak bazen yanlış da anlaşılıyoruz, bu bizi üzüyor.” GENÇLER İÇERİ ALINMADI Şort TPAO’ya girişe engel
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle