06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EVRİM KAYA İstanbul’un Tuzla ilçesi Tepeö- ren köyü sõnõrlarõ içerisinde bulunan orman arazisinin imara açõlarak parsel parsel satõldõğõ ortaya çõktõ. Orman arazisini satõn alan kişiler ara- sõnda İstanbul Valisi Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, yazdõğõ tõp kitabõnõn önsözünde Nakşibendi tarikat lideri Esad Coşan’a teşekkür etmesiyle gündeme gelen çok sayõda dinci vakõf ve derneği bünyesinde toplayan Gönüllü Teşekküller Vakfõ üyesi Sağlõk Vakfõ’nõn yöneticisi Dr. Sami Selçuk Biricik, Ka- ğõthane Belediye Meclisi’nin AKP’li üyesi Ömer Şengül’ün de aralarõnda bu- lunduğu 95 kişi yer aldõ. Maliye Ba- kanlõğõ, tapularõn iptali ve arazinin Ha- zine üzerine tescili talebiyle dava açtõ. Kurumlar arasõnda yapõlan resmi ya- zõşmalar ve Maliye Bakanlõğõ’nõn açtõ- ğõ dava, İstanbul ormanlarõnõn nasõl yağma edildiğini gözler önüne serdi. 147 bin 400 metrekare (yaklaşõk 15 hektar) ormanõn 95 kişiye satõlmasõnõ sağlayan süreç şöyle gelişti: 4 yılda 7 kez el değiştirdi ? Akfõrat ve Orhanlõ köylerinin 2000 yõlõnda belde olmasõnõn ardõndan orta- da kalan orman köyü Tepeören, 4 yõl içinde 7 kez el değiştirdi. Üzerinde bulunan Formula 1 ve Sabiha Gökçen Havaalanõ, 400 civarõnda sanayi kuru- luşu ve 800 bin dönüm bakir arazisiy- le büyük bir rant alanõ olan köyün bir Or- hanlõ’ya bir Akfõrat’a bağlanmasõyla de- vam eden hukuk savaşõ 2004 yõlõnda Ak- fõrat’a geçmesiyle sona erdi. Orhanlõ Be- lediye Başkanõ Cemil Ekşi, Tepeö- ren’in elinde olduğu son aylarda köyü sahte haritalarla “orman köyü” statü- sünden çõkarma girişimlerine başladõ. ? Tuzla Kaymakamõ Fahri Keser, 8 Ağustos 2004’te Tarõm İlçe Müdürlü- ğü’ne bir yazõ yazarak, “Tepeören’in orman köyü olup olmadığının çok acele” bildirilmesini talep etti. ‘Telefonla alınan bilgi’ ? Tarõm İlçe Müdürlüğü, 16.08.2004 tarih ve 250V3430 sayõlõ cevap yazõ- sõnda Kaymakamlõğa “Tepeören köyü, Kartal Orman Bölge Şefliği’nden te- lefonla alınan bilgiye göre orman köyü değildir” dedi. ? Bu gelişmeler yaşanõrken Alemdağ Orman İşletme Müdürlüğü, 20 Ağustos 2004 tarihinde Alemdağ Orman İşletme Müdür Yardõmcõsõ Rıfat Günen imza- lõ bir raporla Tepeören’in 6831 Sayõlõ Orman Kanunu’nun 32. maddesine gö- re orman köyü olduğunu bildirdi. ?Kaymakam Keser’in acele isteği için Kartal Orman İşletme Müdürlüğü de devreye girdi. Yapõlan incelemelerin(!) ardõndan dönemin Kartal Orman İşlet- me Şefi Ömer Furtun’un imzaladõğõ 24 Ağustos 2004 tarihli bir başka rapor ha- zõrlandõ. Bu raporda ise Tepeören’in sõ- nõrlarõ içerisinde orman olmadõğõ için or- man köyü olamayacağõ bilgisine yer ve- rildi. 4 gün arayla birbiri ile zõt yönde- ki iki rapor arasõndan Alemdağ Orman İşletme Müdürlüğü değil, Kartal İşlet- me Müdürlüğü’nünki dikkate alõndõ. Hazine’den dava... ? Ancak Maliye Bakanlõğõ 2007 yõ- lõnda Tuzla Asliye Hukuk Mahkeme- si’nde 657 parselin parça parça satõldõ- ğõ 95 kişi için tapu iptal davasõ açtõ. Da- va dilekçesinde Hazine vekili Mehtap Köseali, “Dava konusu edilmiş alan, 3116 sayılı yasaya göre devlet orma- nı olarak tahdit edilmiş ve tapuya tes- cil edilmiştir. Kaldı ki, burası orman alanından çıkartılmış olsa bile arazi şahıslara satılamaz, tapunun Hazine adına tescili gerekir. Bu sebeple şahıs tapularının iptalini talep ediyorum” dedi. Dava hâlâ devam ediyor. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Hangi Türkiye? Attilâ İlhan’ın ünlü “hangi” dizisi içinde “Hangi Türkiye” başlıklı bir kitap olmasa da bu diziden esin- lenerek “Hangi Türkiye” başlıklı yazılar yazılmış ol- malıdır. Ben de yine aynı esinle yazıma bu başlığı koymak gereksinimini duydum. Gerçekten de ülkemizden söz ederken sözünü et- tiğimiz hangi Türkiye’dir? Bugün, dünya görüşlerinden geleceğe ilişkin beklentilere, günlük konuşmalardaki selamlaşma- lardan veda sözcüklerine kadar birden fazla Türki- ye’nin varlığı apaçık ortadadır. Böyle bir farklılaşma, bir ulusun böylesine bö- lünmesi doğal sayılabilir mi? Birçok başka ülkede de bu acaba böyle midir? Hiç sanmıyorum. Türkiye tepeden tırnağa bir dönüşüm süreci için- de. Köklerinden sarsılıyor. Bu değişimin olumlu yönleri olsa da, değişim eğer bir ulusu o ulus yapan temellerin ortadan kaldırılması biçimine bürünmüşse, o ulusun geleceği için kay- gı duymak gerekir. “Etse Ne Olur, Etmese Ne Olur?..” başlıklı geçen haftaki yazımda İran Cumhurbaşkanı’nın Anıtkabir’i ziyaret etmeyişini ele alarak, bu kişinin, hiç değilse bizdeki benzerlerinden daha samimi olduğunu vur- gulamıştım. Kuşkusuz bu İran Cumhurbaşkanı’na bir övgü de- ğil, bizdekilere yönelik ağır bir yergi olarak okun- malıydı, öyle de oldu… Aynı yazıda değindiğim bir konu da “namaz” ol- gusunun günümüzde bir gösteriye dönüştürülme- sinin (gerçek bir dindarlıkla da bağdaşmayacak) çir- kinliği idi… Okurdan en çok ileti aldığım yazılarımdan biri ol- du bu yazım. İletilerden, kısaltarak da olsa, birkaç örnek vermek isterim: “Yazınızı ürpererek okudum. Atatürk’ün büyük- lüğünü ifade etmenin binlerce yoluna bir tane daha eklediğiniz için şükranlarımı sunuyorum.” (B. De- mirdamar) “Yazınız için kutlarım.” (Prof. L. Kırılmaz) “Bir Cumhuriyet okuru olarak bugünkü yazınızdan olağanüstü duygulandım ve size tebrik mesajı atma gereği duydum. Bu ne olduğu belirsiz yaratıklardan umarım bir gün kurtuluruz.” (F. Saatçi) “Bu saltanat düşkünlerini bu vesile ile lanetliyorum.” (M. Dede) “Yazınızı okumak biraz olsun yüreğime su serpti.” (Ö. Y. Sönmez) “Yazınız için size çok teşekkür ederim. Şimdi kendimizi daha güçlü hissettiğimizi belirtmek iste- dim.” (M. Doğruel) “Bu kadar açık ve dürüst yazdığınız için kıvanç duy- dum ve teşekkür etmek istedim.” (A.Öniz) Sevgili okurlarım! Sizlerden gelen bu iletilerden alıntıları kendimi öv- mek için yapmadığımı tahmin edersiniz. Amacım bir karşıtlığı vurgulamak: Dinci bir yönetimin başındaki kişiyi tekbir getire- rek alkışlayanların temsil ettiği Türkiye ile yukarıda- ki iletileri gönderenlerin Türkiye’si arasındaki karşıtlıktır bu. Günümüz Türkiye’si çok ciddi olarak ikiye ayrıl- mıştır ve bu ayrılık giderek tüm ülkeye yayılmakta ve derinleşmektedir. Bir yanda, en yobaz bir yönetimin liderine bağlı- lık sunarak bizdeki benzerlerini bile az bulduklarını hissettiren bir güruh… Öte yanda, bundan derin bir rahatsızlık duyan ke- simler… Bu ayrımlaşmanın dışında kalan bütün farklılaş- malar ikincil ve çok daha az önemlidir. Şimdi herkesin kendisine şu soruyu sorması ve dü- rüstçe yanıtlaması zorunludur: Birbiriyle bağdaşması olanaksız bu iki Türki- ye’nin ben hangisinden yanayım? Ve bu ilkine bağlı olan ikinci bir soru: Her ülkede olması gereken farklılıkların ortadan kalkması için değil, fakat doğal bir çerçeveye otur- ması, ülkenin ve ulusun bütünüyle yok olmaması için ne yapmalıyım? Bu soruları öncelikle de, yerel seçimler yaklaş- madayken, başta CHP olmak üzere, sosyal de- mokrasinin ve solun bütün dalları ve kolları ve aynı zamanda da cumhuriyetçi olduğu savındaki bütün toplumsal güçler, siyasetler ve siyasetçiler kendilerine sormak ve kaçamaksız yanıtlamak zorundadır. Çünkü bugünkü siyasal iktidar, bunca yıpran- mışlığına karşın, önümüzdeki yerel seçimlerde oyu- nu tek bir puan bile arttıracak olursa, başlıca so- rumluları onlar olacaktır. Uygar, çağdaş bir Türkiye’nin yerini, geri, karan- lık, parçalanmış ve giderek de yok olmaya yazgılı bir Türkiye’nin almasına; beceriksizlikleri, aymazlıkları, yeteneksizlik ve çapsızlıkları yüzünden engel ola- madıkları için. [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 TEKKEKÖY’E DOĞALGAZ SANTRALI Boş salonda terleten sorular SAMSUN (Cumhuriyet) - Cengiz Enerji Sana- yi ve Ticaret A.Ş’nin Samsun Tekkeköy’de Selye- ri mevkiinde kurmayõ planladõğõ doğalgaz çevrim- li santralõn tanõtõmõ için yapõlan sunuma çok az ki- şi katõldõ. Kutlukent Belediyesi Salonu’nda düzen- lenen toplantõda sorulan sorular yetkilileri terletti. Çevre Mühendisleri Odasõ Temsilcisi Nazlı Ay- yıldız Turan, “Bu işlem yapılırken ne kadar tuz- lu su çekilecek?” sorusunu yöneltirken Halkevle- ri Samsun Şube Başkanõ Nuray Erçağan ise “Ku- racağınız santralların tarıma zararı ne kadar ola- cak?” derken Cengiz Enerji yetkilileri, sorularõn ya- nõtlarõnõn ÇED raporlarõnda bulunduğunu belirtmekle yetindi. Vatandaşlar da doğalgaz santralõ isteme- diklerini yetkililere ilettiler. Gül’ün dünürü vefat etti KOCAELİ (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün uzun süredir kanser tedavisi gören dünürü Abdullah Sarõmermer, dün sabaha karşõ Kocaeli’nin Körfez ilçesine bağlõ Kirazlõyalõ beldesindeki evinde vefat etti. Kayseri merkezli Özipek halõcõlõk şirketinin sahibi olan 3 çocuk babasõ Sarõmermer’in ölüm haberini alan Gül, dün Huber Köşkü’ndeki programlarõnõ iptal etti. Gül’ün damadõ Mehmet Sarõmermer’in babasõ Abdullah Sarõmermer, Üsküdar’daki İlahiyat Fakültesi Camii’nde ikindi üzeri kõlanan namazdan sonra toprağa verildi. DİSK’ten İzmir’de miting İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, 13 Eylül’de İzmir’de “Emek ve Demokrasi Mitingi” gerçekleştireceklerini bildirdi. İzmir Valiliği önünde basõn açõklamasõ yapan Görgün, 12 Eylül’ün 28. yõldönümü nedeniyle düzenleyecekleri mitingle ilgili valiliğe başvurduklarõnõ belirterek, “Ekonomi ve siyasette 12 Eylül rejimi sürdürülüyor. DİSK ‘Türkiye çaresiz değildir’ diyerek 12 Eylül darbesinin 28. yõlõnda, 13 Eylül Cumartesi günü İzmir’de Emek ve Demokrasi Mitingi düzenleme kararõ almõştõr. Darbelere ve emek düşmanlõğõna karşõ 13 Eylül’de İzmir mitinginde olacağõz” dedi. Barışa destek istediler ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Barõş Meclisi bileşenleri 31 Ağustos’ta Uğur Mumcu Meydanõ’nda yapõlacak barõş mitingine çağrõ yaptõ. İnönü Parkõ’nda toplanan oda ve sendikalarla, siyasi parti temsilcileri terör saldõrõlarõnõ kõnadõ. Grup adõna konuşan Adana Barõş Meclisi Sözcüsü, Güven Boğa “Savaşa karşõ barõş, õrkçõlõğa karşõ kardeşlik, hak ihlallerine karşõ özgürlük isteğimizi dile getireceğiz” dedi. MAHMUT LICALI ANKARA - Antalya Manavgat ve Serik il- çeleri sõnõrlarõnda 6 gün süren yangõnda 4 bin 500 hektar ormanlõk alanõn yandõğõnõ savunan Orman Genel Müdürlüğü (OGM), yangõnda kül olan ala- nõn 17 bin hektar olduğunun ortaya çõkmasõ üze- rine rakamlarõ kõsmen “düzeltti.” OGM bu kez de yanan ormanlõk alanõn 10 bin hektar olduğunu savundu. Antalya’da 31 Temmuz 2008 tarihinde Ma- navgat’ta başlayan sonra Serik’e de yayõlan or- man yangõnõna ilişkin resmi verilerin çarpõtõlmasõ, gelecek yõlki orman yangõnlarõyla mücadele ko- nusunda yapõlacak stratejilerin de yanlõş he- saplanmasõna neden olacak. Ekipman alõmõ, per- sonel istihdamõ ve ilk müdahale konularõnda ya- põlan planlamalarõn temelini oluşturan orman yangõnlarõna ilişkin verilerin çarpõtõlmasõ, gelecek yõl Türkiye’nin işlevsiz bir stratejiye sahip ol- masõna yol açacak. Antalya yangõnõnda Türk Ta- rõm Orman-Sen’e göre yanan ormanlõk alan 17 bin hektarõ buluyor. Tarõm Orkam-Sen ise kül olan ormanlõk alanõn 20 bin hektarõ bulubilece- ğine işaret ediyor. ‘Rakamlar gerçeği yansıtmıyor’ Kamu-Sen’e bağlõ Türk Tarõm Orman-Sen Ge- nel Sekreteri Yüksel Bilgin, 10 bin hektarõn da gerçeği yansõtmadõğõnõ dile getirerek “Ger- çek, 17 bin hektar ormanlık alanın yandığı, yanan toplam alanın toplamının ise 22 bin hektar olmasıdır” diye konuştu. Bilgin, “Alan- ları küçük bildiriyorlar. Bunu başarılı ol- duklarını göstermek adına ve kamuoyunda infial yaratmamak adına yapıyorlar. Bura- da herhangi bir kaçak bir yapılanma yok. Za- manında müdahale edilememiş. Koskoca Antalya bölgesinde bir tek helikopter var. Or- man yangınına anında müdahale olsaydı sı- kıntı olmazdı” dedi. KESK’e bağlõ Tarõm Or- kam-Sen Genel Başkanõ Yücel Gül, “Yangın- lar nedeniyle yok olan ormanlık alanların kü- çük gösterilmesiyle iktidar kendini savunu- yor” dedi. Orman Genel Müdürlüğü, Antalya’da yanan alanõ 10 bin hektara çõkardõ Rakamlara düzeltme İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’in Konak ilçesindeki Yeşillik Caddesi’nde önceki sabah polis ve askeri araç servislerinin geçtiği sõrada, park etmiş durumdaki araçta bulunan ve uzaktan kumandayla patlatõlan bombayla ilgili soruşturma sürüyor. İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin olay yerinde yaptõklarõ incelemeler sonunda, patlayõcõ türünün “plastik” olduğu kesinleşti. Ekipler ayrõca, aracõn enkazõnda cep telefonuna ait batarya ve parçalarõn da bulunduğunu bildirdiler. Polisin ifadelerine başvurduğu görgü tanõklarõ, otomobilin saat 03.00 sõralarõnda olay yerine park edildiğini ve içinden inen bir kişinin bölgeden uzaklaştõğõnõ söylediler. Görgü tanõklarõ da eşkâl de bildirdiler. Emniyet yetkilileri, henüz hiçbir terör örgütünün üstlenmediği saldõrõyla ilgili PKK olasõlõğõ üzerinde durduklarõnõ söylediler. 7 kişi taburcu Atatürk Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde ameliyat edilen er Hüseyin Arısoy’un yoğum bakõmda tutulduğu, yaşamsal tehlikesinin sürdüğü bildirildi. Diğer yaralõlar Albay Ahmet Kılınç, er Murat Bekirgül, polis memurlarõ Abbas Kalender, Sacit Kaskatı ile sivil yurttaşlardan Ayşe Yenidoğan, Ramiz Yenidoğan, Doğan Özden ve Recep Simit’in genel sağlõk durumlarõnõn iyi olduğu belirtildi. 7 kişinin ise taburcu edildikleri belirtildi. SEZER OLAY YERİNDE DSP Genel Başkanõ Zeki Se- zer, dün olay yerinde incele- me yaparken terörist odakla- rõn ülkenin birlik ve beraber- liğine karşõ düzenlediği sal- dõrõlarõn sonuçsuz kalacağõnõ söyledi. Sezer, “Terör örgütü, yõkõlmadõm mesajõ vermek is- tiyor. Ancak unutmasõnlar ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni de kimse yõkamaz” dedi. Irak’õn işgalinden sonra bölücü ör- gütün teknolojiyi çok üst se- viyede kullanmaya başladõ- ğõnõ da belirten Sezer, buna yönelik tedbirlerin alõnmasõ gerektiğini söyledi. (Fotoğ- raf: OZAN YAYMAN) İ zmir’de bomba yüklü aracõn önceki gün saat 03.00 sõralarõnda olay yerine bõrakõldõğõ belirlenirken patlayõcõ türünün “plastik” olduğu kesinleşti. Bombacının eşkali belli İKİ FARKLI HARİTA ? Çelişkiler raporlarla sõnõrlõ kalmadõ. Or- man Bölge Müdürlüğü, Tepeören hakkõnda Tuzla Kaymakamõ Keser imzalõ ve orman ara- zisinin görünmediği bir haritaya göre karar verdi. Böylece Tepeören sõnõrlarõ içinde bulu- nan orman arazisi de haritada görünmediği için imara açõlarak parsel parsel satõldõ. Sa- tõşlarõn ardõndan ortaya çõkan başka bir ha- ritayla yağma belgelendi. Bu haritada ise satõşõ gerçekleştirilen Dikilitaş Mevkii dev- let ormanõ olarak gösteriliyordu. Bu geliş- meye karşõn Cemil Ekşi’nin başlattõğõ sa- tõş, Tepeören’in yeniden Akfõrat’a geçmesiyle de devam etti. 2004’te ormanõ haritadan silip parsel parsel sattõlar. Maliye Bakanlõğõ şimdi ormanõ geri istiyor Belgeli arazi yağması Valinin oğlunun arsasõ var H azine’nin haklarõnda tapu tescil davasõ açtõğõ 95 kişi arasõnda İstanbul Valisi Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, yaklaşõk iki ay önce görev yeri değiştirilen Tuzla İlçe Jandarma Bölük Komutanõ Özcan Canoğlu’nun eşinin erkek kardeşi Soner Seyidoğlu, Gönüllü Teşekküller Vakfõ üyesi Sağlõk Vakfõ’nõn yöneticisi Dr. Sami Selçuk Biricik, ANAP’õn destekçilerinden Eymen Topbaş’õn kayõnvalidesi, sosyetenin ünlü isimlerinden Ferhunde Verdi, Boya ve Vernik Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yöneticisi Ahmet Selim Telli, yine Boya ve Vernik OSB temsilcisi Şenol Telli, AKP’li Kağõthane Belediye Meclis Üyesi Ömer Şengül, BCS Metal Yönetim Kurul Başkanõ Mehmet Yıldız gibi isimler de yer alõyor. Tepeören sınırları içinde bulunan orman arazisi haritada görünmediği için imara açılarak parsel parsel satıldı. Satışların ardından ortaya çıkan başka bir haritayla yağma belgelendi. Satışı gerçekleştirilen alan orman olarak gösteriliyor. ? Orhanlı Belediye Başkanı Cemil Ekşi (solda) yanındaki görevden alınan Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız ile haritalarda devlet ormanını imara açtıkları plan önünde inceleme yapıyor. Duvardaki haritada ise parsel parsel satılan orman alanı (soldaki üçgen) görünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle