30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2008 SALI 6 HABERLER SALI ORHAN BURSALI Önce İşini Terk Et!Verilen sözler tutulsun SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR - Nevşehir’in Hacõ- bektaş ilçesinde düzenlenen 45. Ulu- sal 19. Uluslararasõ Hacõbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri so- na erdi. Son gün Cumhuriyet Meyda- nõ’nda düzenlenen etkinlikte halk ozanlarõ, Alevi-Bektaşi nefesleri ses- lendirdi, ekipler semah döndü. Hacõbektaş Belediye Başkanõ Ali- rıza Selmanpakoğlu, katkõ sağla- yanlara teşekkür borçlu olduklarõnõ söyledi. Bu yõlki etkinliklerde Hacõ Bektaş Veli öğretisi, semah ve müzik anlayõşõ konularõnõn uzmanlarõ tara- fõndan aktarõldõğõnõ belirten Selman- pakoğlu, şöyle konuştu: “Başlı başı- na bir inanç ve bilim merkezi olan Hacıbektaş ilçesini, bu temel biri- kimleri ile özdeş hale getiren bir di- zi çalışmalar içerisindeyiz. İlçeye yaptırılması planlanan Güzel Sa- natlar Fakültesi’nin yapımı için TOBB Başkanımız ve Sayın Cum- hurbaşkanımızdan gerekli sözü al- dık. Eminim en kısa süre içerisinde yapımına yönelik çalışmalar hız ka- zanır. Ayrıca ilçe merkezimizin so- kak ve mahalle aralarının da daha düzenli hale getirilmesi için gerekli kaynak aktarımının da yapılmasıy- la altyapı konusunda oldukça kök- lü bir sorunumuz kalmayacak.” H acõbektaş Belediye Başkanõ Ali Rõza Selmanpakoğlu, “Hacõbektaş ilçesine yaptõrõlmasõ planlanan Güzel Sanatlar Fakültesi’nin yapõmõ için TOBB Başkanõmõz ve Sayõn Cumhurbaşkanõmõzdan gerekli sözü aldõk. Ayrõca ilçe merkezimizin sokak ve mahalle aralarõnõn da daha düzenli hale getirilmesi için gerekli kaynak aktarõmõnõn da yapõlmasõyla altyapõ konusunda oldukça köklü bir sorunumuz kalmayacak” dedi. Türküler, semah, deyiş ve nefeslerle bir Hacõbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinliği daha geride kalõrken ilçe Güzel Sanatlar Fakültesi’nin yapõmõ ve diğer desteklerin hayata geçirilmesini bekliyor Türkiye’nin farklõ kentlerinden Nevşehir’e akõn eden Aleviler, kutsal mekânlarõ ziyaret ettiler. Çilehane’deki Deliklitaş önünde iz- diham oluştu. Yurttaşlar ayrõca Çileha- ne’de bulunan ünlü Halk Ozanõ Âşõk Mah- zuni Şerif’in anõt mezarõnõ ve Hacõbektaş Ve- li, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Âşõk Veysel heykellerini gezdiler. Etkinliklerin son gününde ise Cumhuriyet Meydanõ’nda Gül- seren Kõlõç, Zeynep Karababa, Aynur Gü- ler, Kazõm Kalaycõ, Mustafa Özarslan, Gök- han Kõlõç, Mehmet Gül, Duran Özaydõn, Ozan Galender, Gülsen Sarõgül ve Barõş Bek- taş, deyiş ve nefeslerin yanõ sõra türküler ses- lendirdiler. İstanbul Hacõ Bektaş Veli Kül- tür ve Tanõtma Derneği Genel Merkezi se- mah ekipleri bir de semah gösterisi sundu. (Fotoğraflar: SELAHATTİN ŞAHİN) H A C I B E K T A Ş T Ö R E N L E R İ N İ N A R D I N D A N Akvaryumdaki balõk ve AlevilerMİYASE İLKNUR Yarõm yüzyõla yakõn zamandõr gerçekleştirilen “Hacı Bektaş An- ma Törenleri”nden birini daha geride bõraktõk. İlk yõllarda yapõlan törenlerle son yõllardaki törenleri karşõlaştõrdõğõmõzda hem nitelik hem de nicelik açõsõndan önemli farklõlõklar olduğunu görüyoruz. Çocukluğumuzda yapõlan tören- lerde nicelikten çok nitelik ön plan- daydõ. Sayõca az, ama ne amaçla geldiğini bilen bir topluluk vardõ. Birkaç bin kişilik Alevi topluluğu, evlerde kalõr, sabahlara kadar de- delerin, babalarõn ve kamillerin muhabbetde birbirlerini aydõnlatõr ve aydõnlanõrlardõ. Binlerce can cem olur, ozanlar, zakirler aşk ile sa- zõn döşüne vurduğunda, turnalar gi- bi kollarõnõ açõp semah dönerdi. Törenlerin açõlõş seramonisi ise son derece yalõndõ. Malum o yõl- larda siyasetçiler, seçmenlerin ço- ğunluğunu oluşturan Sünni kesimin tepkisini çekmekten korkup Hacõ- bektaş’a ayak basmazdõ. Alevi ör- gütleri ise o yõllarda bir elin par- maklarõnõ geçmeyecek sayõdaydõ. Nitelik niceliğe kurban edildi Türkiye’deki sosyal ve siyasal alanda yaşanan evrim Hacõ Bektaş törenlerine de yansõdõ. 1970’li yõl- larõn sonunda ilk kez CHP’li Alevi Bakanlardan Mahmut Türkme- noğlu ile Mahmut Özdemir tö- renlere katõlmasõ olay oldu. Alevi- ler için kendilerinden de olsa iki ba- kanõn Hacõbektaş’a gelmesi, dev- letin kendilerini yurttaş olarak ta- nõmasõ demekti. 1980 darbesiyle tö- renler de kesintiye uğradõ. 1980’le- rin sonunda SHP’nin hem yerel hem merkezi iktidarda söz sahibi olma- sõyla birlikte törenler sol siyasetçi akõnõna uğradõ. Bu dönem, Alevi- lerin de hõzla toparlandõğõ ve ör- gütlendiği yõllardõ. Aleviler örgüt- lendikçe Hacõ Bektaş törenleri de kitleselleşti. Örgütlülük ve kitle- sellik 1993 Sivas katliamõ ile doruğa çõktõ. Bu kitlesellik doğallõkla si- yasetçilerin ve basõnõn da ilgisini çekti. Artõk sadece soldan değil, merkez ve radikal sağdan da siya- setçiler törenlerde boy gösterir ol- dular. İlk zamanlar yadõrgandõlar, hatta alternatif törenler düzenlendi. Ancak zamanla Aleviler, bu tablo- ya alõştõ. Zaten bu süreçte hõzla si- yasallaşan Aleviler de, siyasi şov- larõ teşvik eder oldu. Öyle bir noktaya gelindi ki, cem- lerin ve muhabbetlerin yerini, sa- baha kadar süren konserler, yol ile ilgili tartõşmalarõn yerini de siyasal polemikler aldõ. Eski zamanlarda Aleviler, kendilerine ve inançlarõ- na yönelik en küçük eleştiri ve si- teme bile sert tepkiler verirken, sonraki yõllarda kendi inançlarõ ve kutsal saydõklarõ bütün değerleri aşağõlayan, yerden yere vuran ko- nuşmalarõ ve konuşmacõlarõ kürsü- den dinlemek zorunda kaldõlar. Ne bir tepki ne bir refleks. Aleviler far- kõnda olmadan başkalaşmõş, ken- dilerine ve değerlerine yabancõlaş- mõştõ. Bir yanda inancõnõ katõ bir şe- kilciliğe büründürüp içini boşaltan Aleviler, öte yanda inançlarõnõ ve dünyada eşi bulunmaz felsefeleri- ni siyasasetin kõsõr ve anlamsõz gölgesine hapsetmiş... Açõlõş törenlerinde alandaki kit- leye bakõp “törenlere az kişi ka- tıldı” yorumunu yapanlar, eğer ak- şam saatlerinde aynõ alana uğra- mõyorsa yanõlgõya düşebiliyor. Zi- ra gündüz tören alanõnda beş bin ki- şiyi bile bulamayan kalabalõk, ak- şam konser saati yaklaştõğõnda bir anda 50-60 bin kişiye ulaşõyor. Bu durum da gösteriyor ki, Aleviler açõ- lõş törenindeki nutuklarõ dinlemek istemiyorlar. Haksõz da sayõlmazlar. Yõllardan beri o kürsüden Aleviler adõna konuşan ister belediye baş- kanõ, ister örgüt temsilcisi olsun hep aynõ yakõnmalarõ ve talepleri dile ge- tirirken, devlet erkânõ ve siyasetçi- ler de aynõ gönül okşayõcõ sözleri ve gerçekleşmeyen vaatleri sõralayõp durdu. Mihman mihmanlığını bilirse Aleviler ya sessiz izleyici olma- yõ ya da tören alanõ yerine kutsal mekânlarõ ziyaret etmyi yeğliyor. Ama çoksesli bir toplum olma özelliği de yok olmuyor. Protesto eylemleri de Hacõ Bektaş törenle- rinin olmazsa olmazlarõndan. Bu du- rum da doğal karşõlanmasõ gereken demokratik bir toplumun olmazsa olmazlarõndan. Mihman, Alevi felsefesinde önemli yer tutar. Alevilikte geçerli olan “Evinize mihman olan İbn-i Mülcem dahi olsa Ali gibi karşılayınız” sözü, Hacõbektaş Meydanõ’nda pek kabul görmüyor. Kabahat kimde acaba, Alevide mi, yoksa protestolara he- def olan siyasetçilerde mi? Bilinen o ki; Hz. Ali’yi öldüren İbn-i Mül- cem, takõyye yapmadan suçunu üstlenmiş ve cezasõna razõ olduğunu bildirmişti. Bu durumda, Alevilerin gözünde o meydana gelen takõy- yecilerin İbn-i Mülcem kadar de- ğerinin olmadõğõ anlaşõlõyor. Ancak bu tavrõn uzun süreli olup olmadõ- ğõnõ bugünden kestirmek zor. CHP Genel Merkezi’nin Beledi- ye Başkanõ Selmanpakoğlu ile ara- sõ limoni olduğu için törenlere ka- tõlmõyor.“Siyaset boşluk kaldır- maz” sözünün ne kadar doğru ol- duğunu Hacõ Bektaş törenlerinde görmek mümkün. CHP’den kimse törenlere itibar etmeyince Alevi seçmenlerine otobüs ve çadõr temin eden AKP’li belediyeler kurdukla- rõ bu diyaloğa güvenerek Hacõ Bek- taş törenlerine gelmeye başladõlar. İlk zamanlar yadõrganan bu duruma da alõştõ Aleviler. Demek ki, ak- varyumdaki balõk misali, değişen ik- lime uyum sağlamakta zorlanmõyor Aleviler. CHP’den kimse törenlere itibar etmeyince Alevi seçmenlerine otobüs ve çadõr temin eden AKP’li belediyeler kurduklarõ bu diyaloğa güvenerek Hacõ Bektaş törenlerine gelmeye başladõlar. İlk zamanlar yadõrganan bu duruma da alõştõ Aleviler... D E L İ K L İ T A Ş T A İ Z D İ H A M Önce yazının ana fikrini söyleyeyim: Önemli ser- maye sahibi olanlar; ortaklıklar, ticaretler, yatırım- lar, al-verlerle uğraşanlar siyasete soyunmamalı! Eğer siyasete atılacaksa, bunları satar-savar nak- de mi çevirir, hibe mi eder, tamamını çoluk çocu- ğuna mı devreder... nasıl karar verirse, kişisel pa- rasal ilişkilerden arınmış olarak siyaset yapmaya başlamalı! Siyasetçi bir işadamının adının kirli-pasaklı iş iliş- kilerine katıldığına ilişkin çok ciddi belgeleri, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu gündeme taşıdı. Adam az buz değil, AKP Genel Başkanı’nın, yani Erdoğan’ın yardımcısı! İşadamlığı, şirketle- ri, iş ortaklıkları var! İngiliz perakendeci kuruluş Tesco’ya, bütün so- runları halledilmiş, belediyeden kararları çıkmış ar- sanın teslimi karşılığında, “1 milyon dolar”lık bir iş takibinin belgeleri var ortada! İngiliz şirket sağlamcı, her şeyi kayıt altına aldırmış, arsanın imar duru- munu şöyle yapacaksın ve karşılığında şunu ala- caksın, diyor. Bütün işlerin seyri mutabakat zap- tına uygun gerçekleşiyor! Belediye imar durumu- nu düzeltiyor... Şaban Dişli denen, Erdoğan’ın hizmetkârı adam, kem küm ediyor, lafı eveleyip geveliyor... Durum aslında sadece Dişli’nin değil, AKP’nin durumunu ve yolsuzlukların baş kaynaklarından bi- rini göstermesi açısından, aydınlatıcı! 1) Dişçi, sıradan biri değil! AKP ve Erdoğan, Diş- li’yi Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturt- tuğuna göre, onun “üstün özellik ve yete- nek”lerinden yararlanmak istiyor demektir! Aca- ba Dişli AKP’ye hangi benzeri üstün hizmetlerde bulundu, bu da ayrı bir araştırma konusu! Dişli bu hizmetlerde bulunurken, “beş sana, ama bir de ba- na” politikası mı izlendi?! 2) AKP’nin yolsuzluklarla ilişkisi bellidir! Bugü- ne kadar, ihaleler ve benzeri konularda ortaya çı- kan yolsuzluk durumlarında, AKP sessiz kalmayı tercih etti! Koruma kalkanı! Bu da doğal; ortalık- ta dolaşan, ihalelerde yüzde 10-20 arası komis- yonların, en azından “siyasetin zenginlik ve fi- nansman kaynağı” olduğu biliniyor. İhale yasa- sında kısa süre içinde gerçekleştirilen sayısız yasal değişiklik, AKP’nin en önemli yasama faa- liyetlerinin başında geliyor! Partinin neye önem verdiğini, ihale yasalarından izleyiniz! 3) İmar durumları, arsa spekülasyonu, en büyük rant, yani siyasetin en kolay para kazanma yolu- dur... belediye meclisleri sanki bu amaçla varlar ve çalışıyorlar! 4) Hadi bir başka noktaya daha dokunalım: Din, tüccarlığın ve kolay para kazanmanın, dünyalık- lar inşa etmenin en önemli aracı! Dinci dolandı- rıcılık, sahtekârlıkların anası babası! Dinci siya- setin girdiği yerde, düzgün, akli, tıkır tıkır işle- yen herhangi bir yapının inşası asla mümkün değildir! Gelelim, sözümüzün başına: Dedik ki, işadamı işadamlığını bırakmalı! Meclis’teki “işadamı mil- letvekilleri ve bakanlar”ı da herhangi bir şekilde töh- met altında bırakmak niyetim yok! Sadece ilke olarak, siyasetçi işlerini devredip öyle siyasete atılmalı. Hem işadamı hem siyaset- çi olmak ahlaki olamıyor: Siyaset, ekonomik değerlerin yeniden paylaşım ve dağıtımının en önemli mekanizmasının adıdır; bir (ekonomik) karar verme yeridir! Her kararın so- nucu milyonlar-milyarlarla dile gelir! Hele yöneti- ci siyasetçi, ülke yararını ve gelecek nesilleri ön- celikle gözetmeli! Bu işadamlığı bakışı ve açısı ile çelişir! “Siyaset adamı” kavramının içeriği ülkemizde boşalmış durumda! Su başında oturan kendi kü- pünü doldurur, yaygın deyimi, halkın siyasete ba- kışını anlatıyor. Meclis’te önemli işlerin sahibi kaç milletvekili var; sınıfsal konumları?.. AKP il ve ilçe yönetilerinin sı- nıflar konumları, gelir kaynakları nedir? Siyasete atıldıktan sonra servetleri ne durum almıştır? [email protected] Yahudi öğrencilere yaz kampı İstanbul Haber Servisi - Avrupa Yahudi Öğrenciler Birliği’nin düzenlediği yaz kampõ çerçevesinde çeşitli ülkelerden 450’nin üzerindeki üniversite öğrencisi, İstanbul’un Şile ilçesinde Dedeman Otel’de bir araya geldi. Avrupa Yahudi Öğrenciler Birliği yetkilileri, organizasyonun “Samr-U 2008” olarak adlandõrõldõğõnõ ifade ederek kampõn bu yõl 25. kez düzenlendiğini belirttiler. Organizasyonun her yõl başka bir ülkede yapõldõğõnõ ifade eden yetkililer, yaz kampõnõn amacõnõn, “dünyanõn değişik ülkelerinden gelen Yahudi öğrencileri ve kültürlerini kaynaştõrmak olduğunu” söylediler. Aydõnlanma mücadelesinin Köy Enstitüsü mezunu neferlerinden, Marmara Üniversitesi Müzik Bölü- mü’nden emekli eğitim emekçisi Doçent MÜMTAZ NALCIOĞLU’nu kaybettik. Ölümsüz besteler gibi hep hatõrlayacağõmõz onurlu yaşamõ bize õşõk tutacak. SOLMAZ NALCIOĞLU, EZGİ TEZONAR, OZAN NALCIOĞLU, HAKAN TEZONAR, YURDANUR NALCIOĞLU, CANKAT NALCIOĞLU, ÖZYAZANLAR AİLESİ, GÜRKAN AİLESİ, ERKAN AİLESİ 26 AĞUSTOS 2008 SALI GECESİ SAAT 04.00’TE AFYON KOCATEPE’deyiz. 1922’deki İlk Ulusal Kurtuluşun Şafağından, Yeniden ULUSAL KURTULUŞUN ŞAFAĞINA koşmaya kararlı yurtseverleri omuzdaş olmaya çağırıyoruz. İLETİŞİM - BİLGİ: 0505 815 10 17 - 0532 556 65 12 - 0534 773 70 67 - 0536 469 51 80 CUMOKLAR ÇAĞIRIYOR BÜYÜK TAARRUZ’UN 85. YILDÖNÜMÜNDE www.cumokistanbul.org ÇOK ACI KAYBIMIZ Vakfõmõzõn Kurucusu ve Başkanõ, Derneğimizin Onursal Başkanõ ve Mümtaz İnsan Sn. Sadõk ÖZGÜR’ün Vefalõ Eşi, Kale Endüstri Holding Yön. Kr. Başk. Sn. Sedat ÖZGÜR, Yön Krl. Üyeleri Sn. Sema GÜRÜN Sn. Sefa ÇİZER, Sn. Sadakat SAYLAM’õn Değerli Anneleri SAADET ÖZGÜR Hanõmefendi’yi Kaybetmenin Derin Üzüntüsü İçindeyiz. Merhuma Tanrõ’dan Rahmet, Kederli Ailesine Başsağlõğõ Diliyoruz. Sadõk Özgür Bayõrüstü Köyü Kalkõndõrma Eğitim ve Kültür Vakfõ Divriği Bayõrüstü Köyü Kalkõndõrma ve Dayanõşma Derneği TEŞEKKÜR Çok Sevgili Varlõğõmõz ADNAN ATİLLA’nõn vefatõ nedeniyle, cenaze törenine iştirak eden, telefonla taziyede bulunan, çelenk gönderen, evimize gelerek acõmõzõ paylaşan, tüm akraba, arkadaş ve dostlarõmõza sonsuz teşekkürlerimizi sunarõz. ATİLLA AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle