29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KAVŞAK ÖZGEN ACAR Trafikçi Mahmut, İmam Recep! Tahran Belediye Başkanı Mahmut Ahmedinejad ve İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, devletin en yüksek koltuklarına otur- ma başarısını gösteren iki siyasal li- der. İnşaat Mühendisi Mahmut cum- hurbaşkanı, İmam Recep başbakan oldu. Mahmut’un daha Türkiye’ye gel- meden Anıtkabir’i ziyaret etmeyeceği açıklandı. Dışişleri Bakanı Ali Baba- can’a göre “Anıtkabir ziyareti bir detay” idi! AKP hükümetinin, “me- deni-kentli (uygar)” protokolü yerine, Suudi Kralı ve Kuveyt Emiri’ne uy- gulanan “bedevi-köylü” protokolünün Yunancası olan “proto-kolos (birin- ci kıç)” düzenlemesinin Mahmut’a da uygulanması doğaldı. Mahmut, neden Anıtkabir’i ziyaret etmediği sorusuna Atatürk’ün adı- nı anmadan, “bir iş ziyareti yaptığı, ev sahipleri İstanbul’da bulunduğu için” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Ab- dullah Gül, İstanbul’da değil, bir işadamının yatında dolaşıyordu. Baş- bakan da Bodrum’da “yeşil perdeli” bir tatildeydi! Mahmut, bir demirci ustasının 7 ço- cuğunun ortancasıdır. 1975’te İran’da üniversite giriş sınavında on binler- ce öğrenci arasında 130. oldu. İnşaat mühendisliği okudu. “Trafik” konu- sunda doktora yaptı. İstanbul’u avucunun içi gibi bildi- ği söylenen, üstelik eski belediye baş- kanı İmam Recep de keşke Mahmut gibi trafik doktorası yapsaydı da İs- tanbullulara iki gün trafik işkencesi çektirmeseydi. İstanbul halkından özür dileyen trafik doktoru Mahmut, “Tahran’da böyle bir trafik düzenle- mesini asla uygulatmadığını” açıkla- dı.Ardından bir Şii olarak, bir Sünni camiinde namaz kılınca “Bu bir si- yasal hadisedir” dedi. Mahmut, her- halde İmam Recep’in “Türban bir si- yasal simgedir” sözünden esinlen- mişti. Cami kutsal bir yer olup ora- da dinsel olgular geçerlidir. Böylece Mahmut, Türkiye’de camilere bir de siyasal olgu ekledi. Ergenekon iddianamesi, Amerika’da CIA ve FBI, Rusya’da KGB’nin yerini alan FSB, İngiltere’de James Bond’un M15 karargâhı, Alman BND, Fransız DST, son on yılında başına Ankara bü- yükelçileri atanan Yunanistan’da EYP, İsrail’de MOSSAD, İran’da SAVAMA için çift kaymaklı ekmek kadayıfı oldu. Böylece Türkiye’de kimin elinin kimin cebinde ya da kimin kuşunun kimin ka- fesinde olduğunu öğrenerek istihbarat mozaiklerinde taşları yerlerine yerleş- tirmeye çalışıyor olmalılar. Yargı sürecinin ne kadar uzağa ya da daha kimlere uzanacağı belli olmayan bu yüzyılın(!) davasında iddianameden cımbızla alınıp basının başlıklarına yansıyanlardan Türk kamuoyunun ak- lının ne kadar karıştığı bir gerçek. Ne- yin eğri neyin doğru olduğunu anlayana aşk olsun. Türk kamuoyunda kafa ka- rışıklığı bu denli olursa, varın gelin siz yabancı istihbarat örgütlerinin neyin “enformasyon (bilgi-istihbarat)”, ne- yin “misenformasyon (yanlış bilgi)” ya da “de- zenformasyon (yalan-sap- tırılmış bilgi)” olduğunu anlamada çekecekleri sı- kıntıları düşünün. Olayın birinci elden ta- nığı olduğum için Uğur Mumcu ile ilgili olarak cımbızlanmış birkaç olayı anımsatmak isterim. Birincisi, Cumhuriyet gazetesine yönelik bir saptırma haber… “Uğur Mumcu Cumhuriyet’e davalı ölmüş. Gazeteye el koymak isteyen bir ele- başıymış.” İddianameyi hazırlayanlar ve cımbız- layanlar, Kasım 1991’de aralarında Mumcu’nun da bulunduğu 80 kişinin Cumhuriyet’te Genel Ya- yın Yönetmeni Hasan Cemal’in izlediği siyasa- ya karşı çıkıp istifa ettiği- ni unutmuşlar. (İki taraf da arkadaşlarım olduğu için ben arabu- luculuk yapmaya kalkınca kovulmuş- tum!) İstifa eden pek çok arkadaş gi- bi, Mumcu da 212 sayılı yasanın tanı- dığı kıdem tazminatını almak için da- va açmıştı. Cımbızcıların 212 sayılı yasanın kendilerine tanıdığı sendikal haklarını bugün kullanmaktan aciz meslektaşlarımız olduğunu da anım- samakta yarar var! İkincisi… İddianameye ya da cım- bızcılara göre Uğur, İlhan Selçuk ile kavgalıymış da, gazeteden ayrılacak- mış da… Sözü edilen tarihte gazete- nin 10 aylık Genel Yayın Yönetmeniy- dim. Pazartesi günleri “Cumhuriyet’ten Okurlara” köşesinde, gazetede olup bi- tenler hakkında bilgi verirdim. 24 Ocak 1993’te Mumcu öldürüldü. 1 Şubat ta- rihli yazımdan bir alıntıya yer verelim: “Uğur Mumcu’nun en son yüklendi- ği önemli bir ‘görev’i bu köşede açık- lamak zorundayım. Uzun bir süredir sosyal demokratlardaki bölünme, bü- tün aydınlar gibi bizi de üzüyordu. Konuyu İlhan Selçuk Uğur’a açtı. Par- tisel düzeyde SHP, DSP ve CHP’ye ka- tılmamış, ancak sosyal demokrasiye inanmış aydınların ‘partilerüstü’ bir or- tak girişimde bulunarak bu üç partinin birleşmesini sağlamaları olası mıydı? Uğur Mumcu ile en son 21 Ocak Per- şembe günü İstanbul’da bir araya gel- miştik. Uğur, yürekten gelen bir coşku ile konuştu: ‘İlk fırsatta Prof. Dr. Hüsnü Göksel’i arayıp, ondan yardım isteyeceğim. Kendisiyle konuşup bir aydınlar bildi- risi ya da bir başka yöntemle bu bir- leşmenin nasıl gerçekleştirilebilece- ğini araştıracağım.’ Heyecanla Ankara’ya döndü. Pazar günü (24 Ocak) bomba patladı.” Üçüncüsü… Savcı, MİT’in yazılı uyarısına karşın, Uğur’un öldürülmesine ilişkin bir sahte belgeye de iddiana- mede yer vermiş. 1993 tarihli sahte bel- geye göre, MİT Müsteşarı Büyükelçi Sönmez Köksal, CIA denetimli İsrail eğitimli bir timi Uğur’un ölümünden so- rumlu tutuyor. Belge, İran’da yayımla- nan “Cumhur-ı İslam” gazetesinin 2 Mayıs 2000 tarihli bir yazısına dayan- dırılıyor. Şimdi gelin, 1 Mayıs 1993 ta- rihli aynı yazımda şöyle yazmışım: “ (…) ‘İrşad’ sözcüğü ‘İrfan sahibi bi- rinin, bir kimseye tarikatı ve Tanrı yo- lunu göstermesidir’ diyor sözlük… ‘İs- lami İrşad Bakanlığı’ ise Tahran’da bir bakanlığın adı… Devlet içinde dev- let durumunda bir bakanlık… Amaçla- rı arasında, ‘Ortadoğu’da tek demo- kratik ve laik ülke olan Türkiye’de şe- riatı gerçekleştirmek’ ve gerekirse bu yolda her türlü terör odaklarını besle- mek de var. Bu bakanlığa göre Ame- rika ‘şeytan’, Atatürk ise ‘en büyük şeytan’dır. (Bu inançla Ahmedinejad Anıtkabir’i nasıl ziyaret edebilirdi ki?) Çetin Emeç, 1985’te Milliyet gaze- tesinin Genel Yayın Yönetmeni iken, İran aleyhinde bir kampanya başlatılmış ve hatta Bedri Koraman da Humey- ni’yle alay eden nefis bir karikatür ya- yımlamıştı. Bu yayınlar üzerine Ankara- Tahran diyaloğu kopmuştu. Tahran, Emeç ve Bedri’nin adla- rını kara listeye aldığını açıklamıştı. Zamanın Özal hükümeti, İran’a 100-200 milyon dolarlık daha faz- la dışsatımı gerçekleştir- mek için Tahran’a ödün vermiş ve Milliyet’ten bu kampanyayı yumuşat- masını istemişti. O za- manki görevim nedeniy- le resmi görüşmelere ben de tanık olmuştum. An- cak yayın yumuşatıldığı halde adı kara listeden çıkarılmayan Çetin Emeç daha sonra öldürülmüştü. Prof. Muammer Ak- soy, Prof. Bahriye Üçok ve gazeteci Turan Dur- sun da öldürüldü… On- ların da adları, tıpkı Hintli yazar Salman Rüşdü gi- bi, Çetin Emeç gibi, Uğur Mumcu gibi ‘İrşad’ın kara listesinde değil miydi? Erzincan yakınlarında diplomatik ara- ba ile İran’a bir ‘rejim muhalifi’ni ka- çırmaya çalışırken yakalananlar da ‘İs- lami İrşad’ ve SAVAMA’nın adamları değil miydi? İşadamı Jak Kamhi’ye suikastı dü- zenleyenlerin geride bıraktıkları silahların benzeri, İstanbul’da yakalanan ‘Cape Malea’ adlı gemide ele geçirilmemiş miydi? Bu silahlar İran’a gitmiyor muy- du?(…)” Bu yazının ardından, SBF’den sınıf arkadaşım, MİT Müsteşarı Büyükelçi Köksal’ı makamında ziyaret ettim. Ya- zılmamak koşulu ile söyledikleri, yaz- dıklarımı doğruluyordu. Yenimahal- le’deki MİT karargâhının pusulası, İran’da Kum kentinde Türkiye’de eylem için eğitilen Türkleri gösteriyordu. İçişleri Bakanlığı’ndan bir heyet bir- kaç kez Tahran’la görüşme yaptı. Tahran ile son görüşmeyi, 1960 SBF öğrenci ayaklanmasında bir yıl fakül- teden uzaklaştırma cezası alan, sağ- cı sınıf arkadaşım ve sonra İçişleri Ba- kanlığı Müsteşar Yardımcılığı’na yük- selen Rıza Akdemir yaptı. Sonrasın- da Mumcu suikast dosyası rafa kal- dırıldı! MİT Müsteşarlığı, Ergenekon iddia- namesi ortaya çıkmadan önce 9 Ma- yıs 2008’de savcıya bir yazı göndere- rek, belgenin sahte olduğunu Başba- kanlık’a ve İçişleri Bakanlığı’na bildi- rilmekle kalmayıp Mayıs 2000’de Ada- let Bakanlığı’na suç duyurusunda bu- lunulduğuna da dikkati çekti, ama savcı dikkate almadı. MİT’in yazısındaki şu cümle bir gerçeği, yazımızda vur- guladığımız olayı açık seçik doğrulu- yordu: “Anılan dezenformasyon çalış- masının Uğur Mumcu suikastının ger- çekleştirildiği tarih itibarıyla, faillerin tes- pitine ilişkin hedef saptırmak amacıy- la ortaya çıkarıldığı izlenimi edilmiştir.” MİT’in yazısı 15 yıl önce yazdıkları- mızı doğruluyor. AKP yönetimindeki Türkiye’de tarihi gerçekler değiştirti- lerek, İran hedeften çıkartılmak isteni- yor. Mumcu olayında bu yapılıyorsa va- rın gerisini siz düşünün! Uğur Mumcu Suikastı ve Ergenekon! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2008 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B TC POZANTI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2006/140 ESAS Bir borçtan dolayõ satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn; TAPU KAYDI: Adana ili, Pozantõ ilçesi, Yukarõ Belemedik Köyü, Çay mevkii. 108 ada, 278 parsel, 5 cilt, 470 sayfada bağ olarak kayõtlõ 4401,00 m2 taşõnmaz ÖZELLİKLERİ: Taşõnmaz olarak kullanõlmakta olup içerisinde 30 yaşlarõnda 420 kök üzüm çubuğu bulunmaktadõr. Taşõnmaz hakkõndaki detaylõ bilgi dosyasõnda mevcuttur. İMAR DURUMU: Taşõnmazõn İmar durumu ile ilgili Adana il özel idaresi imar ve inşaat daire başkanlõğõndan alõnan 02.10.2007 tarih 11390 sayõlõ yazõda söz konusu taşõnmazõn imar planõnõn olmadõğõ bildirilmiştir. DEĞERİ: 17.403,00-Y TL Satõlarak paraya çevrilecektir. Satõş Şartlarõ : 1- Satõş 10.10.2008 Cuma günü saat 14.40 - 14.50 arasõnda Pozantõ İcra Müdürlüğü adresinde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetinin %60'õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar var- sa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla 20.10.2008 Pazartesi günü saat 14.40 - 14.50 ara- sõnda Pozantõ İcra Müdürlüğü adresinde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilememişse taşõnmaz en çok artõranõnõn taahhüdü saklõ kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyeninin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõnõn toplamõndan faz- la ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (Yeni Türk Lirasõ ve devlet tahvili dõşõndaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar milli bir bankanõn temi- nat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satõm harcõ satõş bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masraflarõ ile %18 KDV, tapu alõm harcõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõm- dõr, aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderacatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ ile satõş ilanõ- nõn tebliğ edilemeyen alakadarlara ilanen tebliğ yerine kaim olacağõ ilan olunur (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 44979 T.C. BAKIRKÖY 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ YOLUYLA GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2008/1 Satõş Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: TAPU KAYDI: Satõşa konu taşõnmaz İstanbul ili Esenler İlçesi 1186 ada, 6 parselde kayõtlõ 204,33 m2 miktarlõ arsa vasõflõ taşõnmaz, 204.330,00 YTL bedelle ortaklõğõn giderilmesi yoluyla satõlacaktõr. İMAR DURUMU Esenler Belediye Başkanlõğõ İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 03.03.2008 tarih 2008/388 sayõlõ imar durum yazõsõna göre Esenler Nene Hatun Mah. 1186 ada, 6 parsel sayõlõ yer 16.06.1997-25.09.1998 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli revizyon imar planõnda H-15,50 Mt. İrtifada bitişik nizam 5. Kat konut alanõnda bina derinliği yönetmelik, ön bahçe mesefesi 3,00 Mt (Tei. İst) yan bahçe mesafesi: yol 3,00 Mt. Arka bahçe mesafesi h/2 (PL notu) şartlarõnda yapõlanma koşullarõna haiz olduğu görüldü. HUDUDU VE SAHASI Söz konusu taşõnmazõn dosya içerisinde mübrez tapu kaydõ ve 1/1000 ölçekli çaplarõ arazide belirgin sabit noktalardan istifade ile arz üzerine aplike edildiğinde anõlan taşõnmazõn alanõ boyutlarõ, bulun- duğu semt mevkii itibarõ ile yerine aynen uygun olduğu tespit edilmiştir. TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU Satõşa konu taşõnmaz: İstanbul ili Esenler İlçesi Nene Hatun Mah. Pasinler Cad. (Eski 63 Sk) ve 174 Sk (Eski 60 Sk) köşesinde tapunun 1186 ada, 6 parselde kayõtlõ ve 174 sokaktan 23 numara alan 204,33 m2 miktarlõ arsa vasõflõ taşõnmazõn tamamõ niteliğindedir. Pasinler Caddesi ile 174 sokaklara cepheli konumunda; 174 sokağa paralel cephesi 13 mt, Pasinler caddesine paralel cephesi 15 mt olan 204,33 m2 miktarlõ arsa halihazõr durum itibari ile düz satõhlõ boş arsa vasfõnda olup, üzerinde herhangi bir bina veya muhtesat bulunmamaktadõr. 174 sokak 25 kapõ numaralõ bodrum kat+zemin kat+4 kat danõşlar apt. bitişiğinde yer alan arsanõn yol cepheleri tel çit ile çevrili durumdadõr. İmar durumuna göre parsel üzerine yola cepheli konumda 2 yanda bitişik nizamda önde mevcut teşekkül istikametinde uymak arkada plan notuna göre h/2 mt bahçe mesafe bõrakmam sureti ile 15,50 mt irtifada (Bodrum kat hariç) konut amaçlõ bina inşa edilebileceği bildirilmiştir. Taşõnmazõn geniş evsafõ ve özellikleri bilirkişi raporunda yazõlõdõr. NETİCE OLARAK Gayrimenkulün bulunduğu İlçe, semt, mevkii, İmar Durumu, Yüzölçümü vb bunun gibi özellikleri değerlendirildiğinde, Gayrimenkulün değeri bilirkişi raporunda 204.330,00 YTL takdir edilmiştir. SA- TIŞ ŞARTLARI: 1- Satõş 03.10.2008 günü saat 14:00'tan 14:20'ye kadar Bakõrköy 7. İcra Müdürlüğü’nde açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin %60'nõ, rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacakla- rõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir halde alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla Bakõrköy 7. İcra Müdürlüğü’nde 13.10.2008 günü saat 14:00'ten 14:20'de ikinci artõrmaya %40’dan çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok artõrana ihale olunur. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20'si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para ile dir. Alõcõ istediğinde (10) günü geç- memek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133.'cü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan, %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. %01,5 tapu satõm harcõ, tellaliye birikmiş vergiler satõcõya ait olup satõş bedelinden %01,50 tapu alõm harcõ, KDV alõcõya aittir. 5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaktõr. Başkaca bilgi almak isteyenleri 2008/1 satõş. Sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 14.08.2008 İİK m. 126) (* İlgililer Tabirine İrtifak Haklarõ sahipleri de dahildir. 14.08.2008) Basõn: 45430 Hükümetin esnek politikasõ ve Cumhurbaşkanõ Talat’a güvensizlik adada belirsizlik yaratõyor KKTC’de AKP tereddüdü LEYLA TAVŞANOĞLU LEFKOŞA/GİRNE - Yine KKTC’deyim. Adaya gelmeyeli nere- deyse bir yõl olmuş. Güney’de Tassos Pa- padopulos’un, Cumhurbaşkanlõğõ se- çimlerini Demetris Hristofyas’a kap- tõrmasõyla Kõbrõs’ta parametreler yine de- ğişmiş. KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat’la Hristofyas, BM gözetimin- de belli aralõklarla üç görüşme yapmõş ve 3 Eylül’de başlayacak tam teşekküllü mü- zakerelerin çerçevesini oluşturmuşlar. Peki, bu son gelişmelere KKTC halkõ ne diyor? Muhalefet ve iktidar, Talat ve Hristofyas’õn Kõbrõs’ta iki taraf arasõnda birlik ve bütünlük sağlanmasõ için “tek egemenlik, tek vatandaşlık” söyle- minden ne anlõyor? Lefkoşa ve Gir- ne’de özellikle genç gruplarla konuşu- yorum. Aralarõnda görüş ayrõlõklarõ var. “Çözümsüzlük çözüm olmaktan çık- malı. Artık bu işe bir nokta konulma- lı. Rumdan neden bu kadar korkuyo- ruz ki?” diyen mi istersiniz, “Devlet el- den gidiyor. Satılıyoruz” diyen mi? Orta yaş kuşağõndan bir başka görüş de şöyle dillendiriliyor: “Biz galiba hafı- zasını kaybetmiş bir toplum olduk. 1963’ten sonra yaşananlar ne çabuk unutuldu? Kıbrıs Türk ailelerinin Rum yumruğu altında çektiği acılar neden hatırlanmıyor?” Toplumda egemen olan hava, en azõn- dan benim hissettiğim kadarõyla tedir- ginlik ve bekleyiş. Bir araya geldiğim DP lideri Serdar Denktaş, “Devletin satıl- masına çeyrek kala geldin” diyor. Onun da sõkõntõlõ olduğu belli. Gelecek için hiç de iyimser beklentileri yok. Ana muhalefet UBP’nin Genel Başkanõ Tahsin Ertuğruloğlu da öyle. “Egemen devletin elden gitmemesi için sonuna kadar mücadelede” kararlõ. Ertuğru- loğlu’nun bir de UBP Kongresi sõkõntõ- sõ var. Aralõk ayõnda yapõlacak kongre- de genel başkanlõğa partinin eski lideri ve eski Başbakan Dr. Derviş Eroğlu da adaylõğõnõ koyduğunu açõklamõş. Bir baş- ka gelişme ise KKTC’nin Kurucu Cum- hurbaşkanõ Rauf Denktaş’õn iktidardaki CTP’ye karşõ güçlerin birleştirilmesi amacõyla UBP ve DP arasõnda bir bü- tünleşme sağlanmasõ için kollarõ sõvamõş olmasõ. Ertuğruloğlu bunun mümkün olamayacağõnõ, Serdar Denktaş’la eski de- neyimlerinden bunu bildiğini anlatõyor. Aynõ soruyu Serdar Denktaş’a soruyorum: “Sir, UBP-DP birleşmesi olabilir mi?” Aldõğõm yanõt kesin: “Mümkün değil.” Öyle anlaşõlõyor ki iktidar partisi CTP’ye merkez sağda hiçbir alternatif yok. Soldaki TKP ise yõllar öncesinden gücünü yitirmiş, kolu kanadõ kõrõlmõş- tõ. Dr. Eroğlu’nun da görüşlerini almak gerekiyor. Konu öncelikle Kõbrõs’ta birleşme süreci. Eroğlu diyor ki: “Bir adım önde olma politikası ya da ka- zan-kazan, çözümsüzlük çözüm de- ğildir, sloganları bazı şüpheler ya- ratmıştır. Tayyip Erdoğan’ın 20 Tem- muz’da adaya gelerek yaptığı ko- nuşma biraz olsun içimize su serpti. Egemenlikten taviz verilmeyeceğini söyledi. Sayın Talat da yazdığı met- nin dışına çıkarak Kıbrıs Türkü’nün egemenliğinden söz etti.” ‘Erdoğan sıcak bakmıyor’ Eroğlu, Kõbrõs’ta iki liderin birleşme görüşmeleri ve Ankara’nõn buna bakõ- şõyla ilgili olarak da şunlarõ anlatõyor: “Öğrendiğim kadarıyla Tayyip Er- doğan, Talat’ın tek egemenlik, tek va- tandaşlık tavizine pek sıcak bakma- mış. Bunun üzerine Talat da görüş- melerde bunun altının doldurulaca- ğını söylemiş. Şu anda Kıbrıs Tür- kü’nde Talat’a olan güvensizlikten ve AKP’nin esnek politikasından dola- yı hâlâ bir tereddüt var.” Nedir bu tereddüt? “AB’yle müza- kerelerde sekiz başlık açılmamıştı. Acaba bu sekiz başlığın açılması için Kıbrıs Rum Cumhuriyeti gemilerine limanlar açılacak mı? Kıbrıs Rum Yö- netimi Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınacak mı? Kıbrıs Türkü’ne yüz- de 65 oranında Annan Planı’na evet dedirtirken Rumların Gambari (BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın si- yasi işlerden sorumlu yardımcısı Ni- jeryalı İbrahim Gambari) sürecinde ısrar edip çıtayı yüksek tutması, Kıb- rıs Türk tarafının Annan Planı ma- sadadır, şeklinde beyanatlar verme- si, Gambari süreci diye diye acaba An- nan Planı’nı Rumlar lehine biraz da- ha iyileştirip bunu kabul etme nok- tasına gelir mi? Endişeler bunlar.” Eroğlu Kõbrõs Türkü’nün endişelerini net olarak ortaya koyuyor. Uğur Mumcu. Sönmez Köksal. Rusya ‘Çekilmeye başladõk’ dedi; Gürcistan yalanladõ Çekilme muammasıDış Haberler Servisi - Rusya Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, birliklerinin, dün, hafta sonu imzalanan barõş planõ uyarõnca Gürcistan topraklarõndan çe- kilmeye başladõğõnõ açõkladõ. Genel- kurmay Başkan Yardõmcõsõ General Anatoli Nogovitsin devlet televizyo- nunda canlõ yayõmlanan açõklamasõnda, “Rusya operasyonu sonuçlandırmış- tır. Rus barış güçlerinin çekilmesi sabah erken saatlerde başladı” dedi. Gürcistan ise sözü edilen çekilmeye dair hiçbir işaret görülmediğini açõkla- yarak Rusya’yõ yalanladõ. Son gelişmeler, çatõşmalara son veren barõş planõnõn Rus ve Gürcü birliklerin çekilmesine ilişkin maddesinin “yoru- mu” konusunda tartõşma yaşanacağõnõn işareti olarak nitelendirildi. Nogovitsin’in Rusya Devlet Başkanõ’nõn çekilmeye da- ir sözlerinin yanlõş anlaşõldõğõna dair sar- fettiği “kısmen çekilme ile tamamen çekilme arasında fark var” sözleri de bu tezi doğrudõ. Gürcistan İçişleri Bakanlõğõ’ndan ya- põlan açõklamada Rus birliklerinin Gü- ney Osetya sõnõrõndaki Gori kentinin gi- riş çõkõşõnõn kontrolünü sürdürdüğü, ga- zetecileri sokmadõğõ ve ülkenin merke- zindeki Haşuri kentinden daha da ileri yol aldõklarõnõ açõkladõ. Bakanlõk söz- cüsü, Şota Yutiaşvili, altõ Rus askeri ara- cõnõn Haşuri’den Saçkere’ye altõsõnõn ise Borjomi’ye ilerlediğini açõkladõ. Gür- cistan Ulusal Güvenlik Konseyi Sekre- teri Aleksander Lomaia ise “Durum- da bir değişiklik yok, çekilme işareti de yok” açõklamasõnõ yaptõ ve Gori’nin Ruslarõn kontrolünde olduğunu yinele- di. Başkent Tiflis’e 35 kilometre mesa- fedeki Igueti’ye giden yolda onlarca Rus kontrol noktasõ olduğunun altõnõ çizdi. Güney Osetya lideri Edvard Kokoyti ise hükümeti feshederek bölgede bir aylõk olağanüstü hal ilan etti. Adaya adõm atar atmaz bir araya geldiğim DP lideri Serdar Denktaş, “Devletin satõlmasõna çeyrek kala geldin” diyor. Eski UBP lideri ve eski Başbakan Dr. Derviş Eroğlu, AKP’nin Kõbrõs görüşmelerindeki esnek politikasõndan dolayõ Kõbrõs Türkü’nün tereddüt yaşadõğõnõ, Cumhurbaşkanõ Talat’õn da tek egemenlik tek vatandaşlõk taviziyle güvensizlik yarattõğõnõ söylüyor. Rus tanklarõ hâlâ Gürcistan’õn Gori kentinin giriş çõkõşõnõ kontrol ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle