23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2008 PAZAR 20 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Türkiye'deki sosyokültürel, politik, sanatsal olayların dost bir izleyicisiydi Jonathan Carr'ın ardındanERHAN KARAESMEN Buraları birakıp giden bir sevgili dostun, bir yakının arkasındaıı yaşanan üzüııtüyü mü- zik dilinin, derin acıları betimlemedeki ben- zersiz ifadeciliğiyle birleştirmeyi sevenler vardır. Bu satırların yazarı onlardan biridir. Şu ara, evinde, üniversitedeki odasmda, sa- bah akşam, Mahler'lerin, Bruckner'lerin keder dağıtmayan, ama insancıl bir paylaş- maya indirgeycn nağmelerini dinliyor. Va- roluş-olmayış ve sonsuzluk duygularını, belki hafiften marazi, ama alabildiğine de- rinliklerine inerek anlatan bu müziklc teselli bulmaya çahşıyor. Jonathan Carr'ı yakınlarda kaybettik. Uluslararası üne sahip bir değişik gazeteci, ekonomi uzmanı ve de müzik düşünürü- yazan idi. Uluslararası politika ve ekonomik gelişmelerle ilgili, Ingilizce ve Almanca dil- lerinde, beşi kitap boyutunda olmak üzere, pek çok yayının müellifiydi. Ancak, 46 yıl boyunca gelişerek sürdürdüğümüz çok kııv- vetli dostluğun tcmelüıi müzik oluşturuyordu. Paris'te, sabahın beşinde girdiğim bir kon- ser bileti kuyruğunda tanışmıştık. O aralar, sonradan eşi olacak Fransız arkadaşının da olası duygusal baskısıyla, Herbert von Karajan Paris'te sıkça boy gösteriyordu. Tam kontrolünde tuttuğu iki büyük orkes- trayı, Viyana Filarmoni ya da Berlin Fi- larmoni'yi kapıp kapıp Paris'e getiriyordu. Beethoven'lan, Brahms'lan, Bruckner'leri bu çok özel büyük adamın değneğiyle dün- yanın önde gelen iki topluluğuıidan dinleyip kendimizden geçiyorduk. Hayat boyu yoğun bir dostluk Jonathan ile hayat boyu yoğun bir dostluğa dönüşccek kuyruk arkadaşhğımızın müzik- sel teması, öncelüde, Karajan-Viyana'nın bcş akşam sürecek olağanüstü bir şölende Be- ethoven'ın tüm senfonilerini seslendirecek oluşuydu. Ben, profesyonel mühcndis ola- rak çahşıyor ve bir yandan da doktora ya- pıyordum. Birkaç yaş küçüğüm bu mütlıiş se- vimh, cin zekâlı lngiliz genci ise henüz Canı- bridge öğrencisiydi, ekonomi okuyordu, politika ile ilgileniyordu, sanata ve özellik- le müziğe çılgmca bir tutkuyla bağlıydı. O dönemler için üstün bir ayncalık niteliği ta- şıyan Sovyet Rusya seyahatlerini birkaç kez gerçekleştirmişti. Dünyanın bir kesimi- ne uzaktan efsane gibi gelen sanatçılarla ta- nışmış, konserlerini dinlemiş, ünlü Rus or- kestralannın büyük solistlerle verdiği kon- scrlerde bulunmuştu. Bir yıl öncenin Pari- si'nde ve daha öncelerin lstanbulu'nda bi- zinı de biraz dinlediğimiz ve tanıdığımız Rus solistlerinden ve topluluklanndan ben de bir şeyler anlatıyordum. Coşkuyla kendimizden geçmiştik. 10 saate yaklaşan bekleyiş, Be- ethoven'dan başlayıp Tolstoy'a, oradan Goya'ya uzanan hayranlık dolıı izlcnimle- rimizi birbirimize aktarnıayla geçivcrdi. Wilhelm Furtwaengler-Arturo Toscani- ni antogonisini de sıkıştırmıştık araya. Wil- helm Usta'ya politik-kültürel büyük hak- sızlık yapıldığmı ve bu tarihi hatanın zaman içinde tamir edileceğini düşünüyorduk. Bir çeyrek yüzyıl aldı; ama, Furtwcangler ef- sanesi yeniden doğdu vc günümüzün müzik meraklıları bu çok üstün yorumcuyu kayıt- larıyla yeniden keşfeder vc tanır oldu. Jonathan Carr büyük ve içten bir Türkiye dostuydu. Saygın kişiliği ve geniş çevresiylc rahat ulaştığı Avrupa platformlarmda Tür- kiye karşıtlarına karşı savunuculuğumuzu yaptı. Aynca, buralardaki çeşitli müziksel et- onathan Carr'ın on yıl öncenin büyük müzik literatürü olarak karşılanan Story of Mahler (Gerçek Mahler Öyküsü) yapıtını bizim okuyucularımıza Cumhuriyet'in Kitap Eki'nde tanıtma zevki de bu satırların yazarına ait olmuştu. kinlikleri, vakti ölçüsünde keyifle izledi. Cumhuriyet'in sanat sayfalannda bizim çe- virmenliğimizde çok ilginç ve doyurucu mü- zik kritiği yazılan yazdı. Carr'ın on yıl ön- cenin büyük müzik literatürü olarak karşı- lanan Story of Mahler (Gerçek Mahler Öy- küsü) yapıtını bizim okuyucularımıza Cum- huriyet'in Kitap Eki'nde tanıtma zevki de bu satırlann yazarına ait olmuştu. Bu eşsiz yapıtın Ingilizce nüshası lstanbul'un ulus- lararası yayınlara aşina olan bazı kitabevle- rinin vitrinlerini süslemiş ve bir miktar da sa- tılmıştı. Dünyada çok ilgi toplayan ve pazar yoğunluğu yaşayan bu benzersiz yapıta çok sevdiği Türkiyc'de de ilgi gösterilmiş olu- şu Jonathan'ı alabildiğine mutlu etmişti. Londra'da anma toplantısı olacak Son yıllannı ciddi sağlık sorunlanyla bo- ğuşarak geçirmesine karşın elindeki ikinci büyük metni de yayınlama mutluluğuna er- mişti. 2007'de dünya müzik literatüründe bü- yük ilgi uyandıran ve olumlu kritikler alan "The \Vagner Clan" adlı yapıtı, Wagner Ai- lesi'ni tam bir tarihscl titizlik ve müziksel analizcilik biçiminde odağa alıyordu. Ese- rin Almanca çevirisinin de bu yakınlarda ba- sılmış olması bekleniyordu. Türkiye müzik ve kültür dünyasmm için- de de Jonathan Carr'ı tanıyan, seven ve sa- yan insanlar bulunuyordu. Anavatanı ve ilk gcnçliğini geçirdiği Ingiltere'de, Avru- pa'nın çeşitli ülkelerinde ve özellikle eşi Do- rothea ile birlikte uzun yıllar yaşadığı Al- manya başta olmak üzere dünyadaki tak- dirkârları pek çok ülkeye yayılmış durum- daydı. Yakınlarda Londra'da düzenlene- cek olan bir "Ağıt ve Anıya Saygı Top- lantısı"nda onlarla birlikte olacağız. 3. Türkiye GitarBulnşması Kültür Servisi - Mersin Üniversitesi ve Klasik Gitar Derneği işbirliği ile düzen- lenen 3. Türkiye Gitar Buluşması 1-5 Ağustos 2008 tarihleri arasmda Mer- sin'in sayfıye semti Tece'de Mersin Üni- versitesi'nc ait turistik tesislerde ger- çekleşecek. Festivalde Kocaeli Üniver- sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden Sa- fa Yeprem, Anadolu Üniversitesi Dev- let Konscrvatuvarı'ndan Alper Gün- can, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sah- ne San. Fakültesi'nden Kürşad Terci ve Kağan Korad, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndan Ahmet Kanneci, lstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndan Ceyhun Şaklar, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konserva- tuvan'ndan Ozan Akyatan, Mersin Üni- versitesi Devlet Konservatuvarı'ndan Hale Korucu ve Can Erdoğan, Mimar Sinan Güz. San. Üni. Devlet Konserva- tuvan'ndan Soner Egesel, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakülte- si'nden Bülent Ergüden ve Muzaffer Çorlu gitar dersleri verecek. Bunun ya- nında atölye çalışmalan, seminerler vc konserler de festivalde yer alacak diğer etkinlikler. Atletizme Adanmış Bir Yaşam Cüneyt E. Koryürek Kadın olmanın zorluklan üzerine bir oyun... Kültür Servisi - Oyuncular Tiyatro Grubu; Kanadalı yazar Ursula Le Guîn'in aynı adlı romanından Selma Köksal'ın oyunlaştınp yönettiği "Atuan Mezarları" adlı oyunla 2008- 2009 yılı tiyatro sezonuna gi- riyor. Gülsüm Soydan, Eftal Gülbudak, Ece Işıldar, Zaven Çiğdemoğlu, Ayşe Burcu Eren ve Nurçin Karabıyık gi- bi isimlerin rol aldığı oyun, ya- nn akşam saat 21.15'te Enka Eşref Denizhan Açıkhava Ti- yatrosu'nda sahnelenecek. Bağnazlık, katı gelenekler, katıksız bir içe dö- nüklük ve fantastik bir atmosferlc aktanlan oyun, izleyenler için kadın (kadın olarak yaşama) sorunlannı ir- deleme fırsatı yaratıyor. Yazann söz- lcri ile "Bir kız çocuğunun büyüyüp kadın olma süreci" olarak değerlen- dirilebilecek yapıtın ana konulan; do- ğum, yeniden doğum, yıkım ve öz- gürlük... (0 212 276 22 14) Türkiye'nin Olimpiyat Serüveni ;İ 26 Temmuz -16 Ağustos 2008 Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi Istikiai Caddesi No: 161 Galatasaray Kültür Sanat Yayıncılık Atakoğlu'ndan 25. yıla özel albüm • Kültür Servisi - Müzik hayatının 25. yılıru kutlayan Fahir Atakoğlu, geçmiştc bestelediği eserlerinin yeni kayıtlannın yer aldığı yeni albümü 'Iz'i piyasaya çıkardı. Atakoğlu'nun, 'tz' albümünde yer alan çok özel eserler Sezen Aksu, Tarkan, Nilüfer, Sertab Erener ve Levent Yüksel tarafından yeni düzenlemeleriyle tekrar yorumlandı. Sanatçı 25. yılını kutlayacağı ilk konserini, 6 Ağustos'ta lstanbul Açıkhava Tiyatrosu'nda verecek. Terci-Korad İkilisi'ne onur ödülü • Kültür Servisi - Kürşad Terci ve Kağan Korad, Yunanistan'da düzenlenen '30. Naxos Gitar Festivali'nde onur ödülüne değer görüldüler. Ödül; Terci ve Korad ikilisinin yanı sıra klasik gitar dünyasının duayenlerinden Aniello Desiderio ve Zoran Dukic'e de verildi. Plaketlerini, festivalin dircktörü ve dünyaca ünlü gitarist Costas Cotsiolis'in elindcn alan ikili, kökünü Anadolu'nun geniş mozaiğinden alan ve klasik gitar sanatma yepyeni bir soluk getiren akımın öncüleri olarak tanıtılmaktan büyük gurur duyduklarını belirttiler. Terci-Korad Gitar lkilisi, festival kapsamında bir konser verdi. Cevdet Kudret Edebîyat Ödülü • Kültür Servisi - Bu yıl şiir dalında verilecek olan 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'ne başvuru süresi 31 Ağustos'ta sona eriyor. Ödül'e, 1 Eylül 2007 - 31 Ağustos 2008 tarihleri arasında basıhnış yapıtlar aday olabiliyor. Katıhnak isteyen yazar, yayınevi ya da edebiyatla ilgili kuruluşlann, önerdikleri kitaplan 6 nüsha olarak, yazann kısa özgeçmişi ve adaylık başvurusuyla birlikte 'Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri, Amiral Fahri Engin Sok., Vaizoğlu Apt., No: 8/5, Rumelihisan, lstanbul' adresine postayla iletmelcri gerekiyor. SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Yeni Doldurulmaz Suna Pekuysal... 2008 yılının yaz mevsimini ne yapalım ki, yeri doldurulmayacak büyük kayıplar ile geçiştirme- ye çalışıyoruz.. Ve bu durumun önemli yanı, ne yazık ki bu kayıplar kültür ve sanat alanında olu- yor! Kültür ve sanat alanındaki kayıplanmız arasında, hiç çekinmeden söyleyelim ki, üzüntümüzde en çok etki yapan, sanat alanının değişmez yıldızı Su- na Pekuysal'ın yaşamını yitirmesidir. Suna Pekuysal'ın yaşayan sanatçılarda olma- yan en büyük özelliği, sanat alanlarında bir ay- rım yapmaması idi. Şöyle ki, tiyatronun her ko- lunda, müzik alanında, sinemada, edebiyatta ve diğer alanlarda hep Suna Pekuysal'ın adı geçerdi. Ama seyircisinin onu en çok, alkışladığı ve tanı- dığı yer tiyatro sahnesi idi. Aldığı ödüller Suna Pe- kuysal'ın ne denli değişik karakterler canlandır- dığını gösteriyordu: Fakir Baykurt'un yazdığı "Tırpan" adlı oyun- daki rolüyle aldığı Avni Dilligil ve Ulvi Uraz'ın ödülleri, Ekrem Reşit ve Cemal Reşrt Rey'in "Lü- küs Hayat" adlı operetinin ödülleri, 1986 yılında Sanat Kurumu ve 1987'de Ismail Dümbüllü ödülü. 1997'de 16. Uluslararası lstanbul Film Fes- tivali Onur ödülü. 1998'de Afife Tiyatro ödülü ve Nisa Serezli Aşkıner Yaşam Boyu Başarı ödülü. 2000 yıhnda Belkıs Dilligil Onur ödülü.. 2001 'de 38. Antalya Altın Portakal Film Festivali Yaşam Boyu Onur ödülü... 2003 yılında Muhsin Ertuğ- rul Tiyatro Emek ödülü... Bütün bu ödüller ve di- ğerleri hep Suna Pekuysal'ın kazandığı ödüller idi. Suna Pekuysal'ın oynadığı ve ödül kazandığı rol- lere gelince: "Lüküs Hayaf'ın Zeynep'i, "Küçük Hanım"m hizmetçisi, "Vefe/->4nne"nin Makbule ro- lü. Suna Pekuysal, 1933 yılında Istanbul'da doğ- muştu. Babası llhami Bey ve annesi Hadiye Ha- nım amatör bir tiyatrocudur, aynı zamanda tangocudur. Istanbul'da Cağaloğlu'nda halk- evinde günler geçirirler. O sıralarda halkevinde çalışmakta olan yönetmen Ferih Egemen Su- na'yı seyreder ve Suna Pekuysal'ı kadrosuna alır. Bundan sonra Darülbedayi dönemi başlar. İlk oyun "Artist Aranıyor" adını taşır. Bundan son- ra Suna, Ankara Konservatuvarı'na yazılmak is- ter, ancak sınav tarihini kaçırır. Istanbul'da Dram Tiyatrosu'nda roller başlar. O zamanlar Be- dia Muvahhit, Cahide Sonku, Şaziye Moral, Suna Pekuysal'a "kulis faresi" adını takarlar. Su- na Pekuysal, kulis faresi adı altında, tiyatronun sahnesinde, figürasyondan büyük rollere kadar, her oyunun sonunda izleyiciden çoğunlukla destek görür ve alkışlar arasında adeta aşkını bu- lur. İlk rolü sayılan "Ge//n"deki başansı dillere des- tan olur. Suna Pekuysal'ın "Gelin" piyesindeki "bulaşıkçı kız" rolü, adını doruğa vardırır. Tunç Yalman gazetedeki eleştirisinde oyundaki en inandırıcı aktristin Suna Pekuysal olduğunu yazar.. 1955 yılında Suna Pekuysal ilk sinema teklifini alır. Osman F. Seden'in filmi olan "Kanları ile ödediler" filmindeki rolüyle Suna Pe- kuysal sinema alanında da kendini gösterir... Sonra Nejat Saydam "komik kız" rolünde Su- na Pekuysal'ın oyununa hayran kalır. Bunu, Bel- gin Doruk - Ayhan Işık ikilisinin oynadıklan "Kü- çük Hanım" serisinde Suna Pekuysal'ın etkile- yici "deli fişek hizmetçi" rolü izler. 1997'deki ls- tanbul Film Festivali, 2001 yılındaki "Altın Por- takal" Onur ödülü Suna Pekuysal'ın sinema ala- nında da başarılı bir aktris olduğunu gösterir. Suna Pekuysal'ın üstün sanatçı kariyeri, unu- tulmaz anılan da bunu kanıtlamaktadır. 1964 yı- lında canlandırdığı Cevat Fehmi Başkut'un "Kü- çük Şehir" adlı eserindeki rolü, sanat yaşamında Suna Pekuysal'ı ölümsüz kılmıştır... 'Gerilimli Sımrlar' sergisi • Kültür Servisi - 'Gerilimli Sınırlar' başlığıyla bölge, baskınlık, iyelik ve kimlik politikaları konulanna dikkat çeken fotoğraf ve video yerleştirme sergisi Santralistanbul'da açıldı. Aura Seikkula'nm küratörlüğünde, beş çağdaş sanatçının katılımıyla düzenlenen sergi, 30 Ekim 2008 tarihine kadar izlenebilecek. GÜNDEM SİYASET Fatih Karaca'nın bu haftaki konugu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoölu. Partisi, kapatma davası hakkında düşünceleri ve siyaset dünyasına ilişkin değerlendirmeleri ile Muhsin Yazıcıoğlu, Fatih Karaca'nın sorularını yanıtlayacak. "Gündem Siyaset" bugün canlı yayında Kanaltûrk'te. kanalturk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle