Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2008 PAZAR
14 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
TürkiyeKomünistPartisi GenelBaşkanı Aydemir Güler 'den Ergenekon ve kapatma davalanna yorum
Esas darbe şimdi yapıldıSÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Başkanı
Aydemir Güler'le konuşuyoruz. Daha düne
kadar Soğuk Savaş döneminde komünizm adını
telaftuz etmek bile "içcri alınmaya" yctcrkcn
bugün tek merkezli dünya sayesinde Türkiye'de
TKP var. Güler önce lıberal sol ve sosyalıst sol
arasındaki aynnıı yaptıktan sonra sosyalist soluıı
halk kıtlelerine er ya da geç ulaşmayı başaracağı
mesajını vcriyor. Kimilerinin, olmayan bır askeri
darbe tehlikesini gözümüzün içine sokmaya
çalıştıklarına dikkat çeken Güler, "Esas darbe
süreci AKP'yle birlikte bugün yaşanıyor"
diyor. Ülkede tarikat ve cemaatlcrin açıkça kol
gezdiğinin altını kalın çizgilerle çizen Güler,
"Başbakan BOP'uıı cşbaşkanı olmakla
öviinüyor. ABD bugün AKP'yle birlikte
Türkiye'yi nıilitarist bir ülke haline getiriyor"
yorıuııunu yapiyor.
- Bugün Türkiye'nin içine düştüğü durumu
nasıl görüyorsunuz?
GÜLER - Biz kamuoyuna açiklayacağımız bir
broşür hazırladık. Bunun başlığını da "Felaketin
eşiğinde" koyduk. Durumun gcrçekten böyle
olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin
tarihsel bir serüveni var. Biz TKP olarak
Tüıkiye'de bir kapitalist düzen olduğunu, buınuı
değişmesi ve sosyalizmin kurulması gercktiğini
savumıyoruz. Ancak Türkiye Cumhunyeti bır
tarihsel ilerlemedir. O tarihsel ilerlenıenin
cmckçiler cephesiııden, sosyalizm pencercsindcn
bakıldığında çok değerli üç kazanımı olduğunu
düşünüyorum.
- Nedir bu iiç kazanım?
GÜLER - Birisi bağımsızlıktır. Oysa bugün
Türkiye'nin geldiği yerde bağımsızlık yabancı
düşmanlığı, çirkinlik, bir garabet, hatta darbecilık
olarak yansıtılmaya çalışıhyor. Bağımsızlık
Türkiye'nin kuruluşunda birtemel taştı. Bugün ise
bu bir kriminal vaka haline getiriliyor.
lkinci önemli kazanım laiklik. Bu sadece bir
devlet biçimiylc ilgili bir sonın değil. Sıradan
insanlar toplumsal, siyasal yaşamda söz sahibi
olabilecekler mi? Yoksa iktidar, ilahi
kaynaklardan mı beslenecek? Bence laiklik
duruıııunda sıradan insanlar, emekçiler
hayatlarına, topluma müdahale zemini
yakalayabilirler. Üçüncü önemli kazanım da
sosyal devlettir. Türkiye'de sosyal devlet hep
yaralı, bir ayağı sakat olmuştur. Ama devletin
vatandaşlanna eğitim, sağlık hakkı sunması,
insanca yaşamasından sonımlu kabııl edilmesi
diye bu ülkede bır gelenek vardı. tçi ne kadar
boşaltılmış olursa olsun bu bir değerdi. Bugün ise
devlet insanlanna, "Sizi bana kimse parayla
vermedi ki, ne yaparsanız yapın" diyor. Felaket
bu. Tiukiye bu kazanımlannı bütünüyle
kaybettiğinde ortada bir ülke, bir halk kalmaz.
- Aylardır gündemimizin baş sırasında yer alan
AKP'nin kapatılması davası var. SizceAKP
kapatılır mı kapatılmaz mı?
GÜLER- AKP kapatılır mı kapatılmaz mı
sorusunun cevabı ne yazık ki önemsizleşti. Sadece
AKP dcğil ABD vc AB, bu kritik süreçte on yıllar
sonra Türkiye'yi ziyaret etmek ıçin vesile icat
eden Ingiltere Kraliçesi, Türkiye'nin başına
musallat olan çeşitli eınperyalizm komiserleri var.
Bir de Türkiye'deki Emniyet Tcşkilatı'na
bakalım. Emniyet Teşkilatı'nı elinde tutan bir
tarikat ve Emniyet Teşkilatı'nın faaliyetleri var.
Bencc AKP kapatılmalıdır. AKP'nin hukuki
meşruluğu tarihsel gayri meşruluğu tarafindan
elinden alınmalıdır.
- lyi de, bu mücadele bir dava sürecine havale
edilebilir mi?
GÜLER- Edilemez. Bu kitlelerin, aydınlann,
toplumsal kuvvetlerin devreye gireceği bir siyasal,
ideolojik, kültürel mücadelenin parçası olduğu
zarnan değer taşır. Yoksa parti kapatılıyor, yeııi
parti kuruluyor. Şu anda AKP kapatılırsa onun
mirası üzerine oynayacağı bir oluşum başladı.
Bakın, Abdüllatif Şener AKP'nin, RP'nin bakanı
değil miydi? 1993'te Sıvas katliamı yapıldığında
Sıvas milletvekili değil miydi? O dönem Sıvas
katliamını yapanlann yanında yer almadı mı? Ne
değişiyor? Bizim bu dalganın bütünüyle, kitlelcrlc
birlikte uğraşmamız lazım. Türkiye halkı kendi
davasını divana bırakamaz.
Hangi tarikat nerede blHnlyor
- Tarikatlar ve cemaatleri yasaklayan, yasadışı
ilıın edilen kanun hâlâ yürürlükte değil mi?
GÜLER - Tabii ki yürürlükte. Ama açıyorsunuz
gazeteleri, çarşafçarşaf hangi siyasi partidc hangi
kanadm hangi tarikatı temsil ettiği, nereden
nemalandığı haberleri var. Hatta hangi
kasabaların hangi tarikatlann elinde olduğu da
söyleniyor. Camiler tarikatlar arasında
paylaşılıyor. Hangi devlet kurumunda hangi
tarikatın ağırlık taşıdığı biliniyor. Bu, son
günlerin ya da son yıllann bir operasyonuyla
gerçekleştirilmedi. Türkiye'deki egemen düzen
kapitalizm kendisini böyle yapılandırdı.
Tarikatlarla, laikliğin, bağımsızlık fikrinin altını
oyarak, dünya çapındaki neo-liberal dalganın
parçası olarak, sosyal devleti inkâr edip tasfiye
ederek bir yola girdi. Felaket aslında şu: Ya
Türkiye toprakları kendini uçunımun kenanna
getiren kapitalizmi kusacak ya da kapitalizm ve
emperyalizm Türkiye'de bir köleler, bir paralı
askerler topluluğu üretecek.
- Bizler böyle bir süreçten geçerken Ergenekon
adı verilen bu operasyon ortaya çıktu insanlar
neyle suçlandıklarınt bilemeden 13 aydır
iddianamesiz içeride tutuluyorlar. Siz bunun
hakkında ne düşünüyorsunuz?
GÜLER - Bu bir operasyon. Dava dersek buna
hukuki bir değer atfetmiş oluruz. Bu operasyon,
"Türkiye'de darbe tehdidi var" sloganıyla
yürütülüyor. Bana göre de bu operasyonun
kendisi Türkiye'de bir darbe sürecini temsil
ediyor. Yani şu anda bizler Türkiye'de bir darbe
yaşıyoruz. Bence Ergenekon operasyonunu
yürüten tarafın argümanlanyla da biraz
ilgilenmek lazım. Türkiye'de bir kontrgerilla
gcrçeği vardır. Üstelik bu Türkiye'ye özgii bir
dunım da değil. Aynca Türkiye'de bu 1970'ü
yıllardan beri biliniyor. Kitaplarda, yazılarda
defalarca ortaya kondu. Bu yapının herhangi bir
noktasına, uzvuna projektörü tutmak, "lşte,
illegal örgütü yakaladık" demek çocuk
oyuncağıdır. Sadece Susurluk'u hatırlayın. O
arabanın içinde kimler vardı ve onlar kimlerle
berabcrdi? Bugün Türkiye kontrgenllasının kinıı
uzuvlanna bir projektör tutuluyor. Ben bunun
hiçbir inandırıcılığı olduğunu düşünmüyorum.
- Neden?
GÜLER - Bugün Türkiye'de darbe yapmak,
serbest darbe tasarlamak suç inancı yerleşmiş
durumda. Darbecilik bir suç olarak kabul
edilecekse önce 12 Eylül'le hesaplaşılacak. 12
Eylül'ün paşası hayatta. Hiçbir somştunnaya
konu olmuyor. AKP hükümeti iktidara geldiğinde
Kenan Evren'i misafır etti, tavsiyelerini aldı.
Kucak kucağa bir görüntü veıiyorlar Eee sonra?
Sonra birileri darbe tasarlamış. Türkiye'de darbe
tehlikesinden şikâyet etmek için darbeye karşı
mücadele etmek, eski darbelerin hesabını sormak
gerekir. Bunu yapmıyorsanız inandıncı olmak
mümkün değildir. ABD'den yana olmak darbeye
karşı olmak olarak algılanır oldu. Eğer dünya bu
şekilde bir dönüşüm geçirdiyse, "Türkiye'de şu
siyascte darbe yoluyla müdahale edelim" diyen
birtakım güçler aynı zamanda ABD'nin karşıtı
güçlerse onlara sadece üzülünür, onlara bir
operasyon yapmaya bile gerek yoktur. Çünkii bu
Liberalsolcular
gerçeksolcu olamaz
- lyi söylüyorsunuz da ne
kadar liberal solcu
arkadaş varsa hepsi
yandaş olmadı mı?
GÜLER- Liberal sol
dediğimiz kesim sağcı,
gerici, şeriatçı akımlarla
işbirliği içinde. Ama bu
liberal solcular Türkiye'de
kendini sol diye
adlandıran büyük
kamuoyunun karşısına,
"Biz solculuktan
insanların şeriatçı olma
özgürlüğünü anlıyoruz.
Biz bunu aydınlanmacı
olınasına tercih
ediyoruz" söylemiyle
çıkabilirler mi? Bu kolay
kolay anlatılabilir ve
Türkiye'deki sol
kamuoyunu ikna edebilir
bir dunım değildir.
Bugün arkalarında
dünyanın büyük
kuvvetleri, iktidann
kuvvetı var. İdeolojik
beyin yıkama kampanyası
şeklinde çok yüksek ses
çıkararak yürüyorlar. Ama
ben bunun sınırları
olduğuna inanıyorum. Bu
dalga yatışır. Bugün
AKP'nin kampanyasının
parçası olan kesimlerin
solculuğu bence
üzerlerinden dökülür. Ben
bunun tutabileceğine
inanmıyorum.
Üniversitelerde kılık
kıyafet düzenlemesiyle
birlikte akademi
dünyasında imza
kampanyaları açıldı.
Türkiye üniversitelerinin
öğretim üyesi sayısı 100
bin dolayındadır. On bine
yakın toplanan imza bu
kampaıvyalar içinde en
yüksek imzadır. 0 imza
kampanyaları metninde
dc, "Ülkemizi gericiliğe
(esliın etmeyeceğiz"
yazıyor. Buna bakarak
ben Türkiye solunun
kazanılmış değerlerimizi
bu gerici kampanyaya
teslim etıneme becerisini
göstereceğine inanıyorum.
Ama öncelikle de
üzerimize dalga dalga
gclen bu kampanyalar
karşısında Türkiye
solunun aklını başına
toplayıp ayaklarının
üzerine dikilip kafasını
dik tutması, bu dalgalan
göğüslemesi lazımdır.
Ben bunu başaracağımıza
kuvvetle inanıyorum.
- Geçen hafta sonundaki
bir televizyon programma
sizinle çıkan liberal
arkadaşların durumlarını
nasıl gözlemlediniz?
GÜLER- Ben o
arkadaşların tüm
libcralliklerini
yapamadıklannı ve
bundan sonra da giderek
daha zorlanacaklannı
düşünüyorum.
p
0
R
T
R
E
AYDEMİR GÜLER
tstanbul, 1961 doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi lktisat
Fakültesi 'ni bitirdikten sonra 1Ü tktisat Fakültesi 'nde
yüksek lisans çahşmasım yaptı. 1986-92 arasi aynı
fakültede araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1992 'de
Sosyalist Türkiye Partisi 'nin (STP) kurucuları
arasında yer alır almaz üniversitedeki görevinden
ayrıldı. Anayasa Mahkemesi STP 'yi kapatınca
Sosyalist İktidar Partisi 'nin (SİP) kurucularmdan
birisi oldu ve partinin genel başkanlığını üstlendi. SİP,
2001 Kasım ayında genel kongresini yaparak Türkiye
Komünist Partisi (TKP) adını aldı. TKP genel
başkanlığı bugüne kadar sürüyor. lstiklal Marşı 'nin
güfte yazarı Mehmet AkifErsoy'un torunıt. Ancak bu
aile ilişkisinden söz etmekten hoşlannuvor. Bir
röportajında 15 yaşından beri komünist olduğunu
<or.
olsa olsa bir fantezi olarak kalır. ABD'siz darbe
olmaz.
ABD'siz darbe oltnaz
- Yani ABD'nin onayı olmadan Türkiye'de darbe
olamaz mı?
GÜLER - Bu olabilecek bir şey dcğil. Türkiye
Ortadoğu'nun, dünyanın merkezinin göbeğinde son
derece önemli, olağanüstü devlet geleneği olan bir
ülke. ABD'siz darbe yapmak isteyenlerin, ABD
karşıtı darbecilenn ciddiye ahnması mümkün
değildir. Bu operasyon bir hedef olarak darbeciliği
gösterip suçluyor. Türkiye'de darbelerden,
darbecilikten en mustarip olan kimdir? Türkiye
soludur. Bu operasyon Türkiye soluna, "Beninı
arkama yerleş. Beni destekle, beninı saflarıma
kalıl. Bunu yapmazsan seni darbecilerle aynı
kaba koyanm" diyor. Bu gcncl olarak ilcrici
değerlere, solculuğa, solculara dönük bir
operasyondur. Bugün solun beğenilir olannıın
yapması gereken şu: AKP iktidarının destekçisi,
şakşakçısı olmak. Bizim bunlann bir kısmını
deşifre etnıemiz, bir kısmının da karşısına geçip
mutlaka engellememiz lazım. Demin sözünü
cttiğim Türkiye tablosunda bir tane tenıiz, namuslu,
değerli olgu var. O da en genel hatlarıyla solculuk.
Bu sol o operasyonla yok edilmek isteniyor. Önce
buna engel olmamız lazımdır. Biz bunu yapmaya,
solu o operasyonun bir parçası değil, karşısında
konumlandırmaya, bu dalgayı durdurmaya
çalışıyoruz.
- Bir kısım medyada kendilerine liberal sol diyen
arkadaşlar var. Bir de Türkiye 'de sosyalist sol var.
Liberal sol arkadaşlar açıkça Ergenekon 'a destek
veriyor. Ama sosyalist solun da bu operasyona
destek verdiğini söylüyorlar. Bu tanım doğru mu?
GÜLER- Bu yılın başlanydı sanıyorum. Murat
Belge bir yazısında, "Sadece darbeciler değil bir
de darbecilerin sokağa dökrüğü yüz binlcr var.
Onlardan da hesap sorulması lazım" dedi.
Sonradan gördük ki operasyon tam da buna
yönelerek devam ediyor. Akıl mı veriyorlar akıl mı
alıyorlar? Orası tartışmalı bir dunım. Ama sonuçta
bu son derece çirkin ve sakil. Buradan solculuk
çıkmaz. Solda solcu olarak takdim edilen ve
değerlerini de sadece o takdimlerden kazanan
kimilcri verdikleri zararı solcu etiketiyle yaptıklan
için bir kıymete sahipler. Bu tablo içinde bu
kesimlerin bir kısnıı düpedüz, alenen,
"Antiemperyalizm kaba milliyetçilikten
ibarettir. Irkçılıktır. Yabancı düşmanlığı neyse
antiemperyalizm, bağımsızlık da odur" diyor.
Başka çelişkîlerde var
- lyi de bu liberal arkadaşlar ve AKPyöneticileri
AKP'nin Türkiye'yi darbelerden
uzaklaştıracaklarını savunmuyor mu?0 zaman
bu nasılyaman bir çelişkidir?
GÜLER- AKP Türkiye'yi darbelerden
uzaklaştınnıyor. Darbenin çok daha mümkün
olduğu bir yere doğru götürüyor. Bu
söylediklerimin kitleler tarafindan
anlaşılamayacağını düşünmüyorum. Eğer bunlar
doğruysa AKP cephesinin yalan dolanlanna göre
bunlan kitlelere ulaştırma şansına daha fazla sahip
olduğumuza inanıyorum. Siz çelişki dediniz.
Başka çelişkiler de var. Fethullah Gülen ABD'de
yaşıyor. Geride bıraktığımız günlerde ABD
Türkiye'ye ilginç bir sopa gösterdi. Gülen'i
gönderirim, dedi. Sonradan herhalde gösterdiği
sopanın karşılığını aldı ki, "Oturma izni
veriyorum" dedi. Her şey yalan. Yalanlann
hükürnsüz hale geleceği bir duvar var. Kitlelere,
halka bu zemin ortaya çıktığında yalan sökmez.
Bizim buna güvenmemiz lazım. Kitlelerin
karşısında, "Türkiye BOP'a hizmet ediyor"
denecek ve Türkiye daha demokratik bir ülke
haline gelecek. Öyle mi? Ne yazık ki insan aklı bu
saçmalığa inandırılabiliyor. Ama bunu geri
püskürtmek mümkündür. Yeter ki tartışnıalanmızı
kitlelerin önüne taşıyabilelun. Bir de, "En iyisini
halk bilir" türünden ifadeler biraz afaki kaçıyor.
Ama bugün büyük bir yalan üzerine kurulu
operasyonlar ancak halktan kaçınlarak
sürdürülebilir. Siz kitlelerin karşısına çıkıp, tran en
büyük düşmanımız, ABD en büyük dostunıuz,
dediğiniz zaman bunu halka anlatamazsınız. Buna
kimse inannıaz. Yeter ki o halk kriterini oluştunıp
devreye sokabilelim.
İçte ve dıştaki ikiyüzlülük bunlara meşruiyet kazandırdı
- Tarikatın başı da ABD'de değil mi?
GÜLER- Evet. TÜSİAD var.
TÜSİAD belki bu süreçte AKP'yle
ilgili doğrudan bir pozisyon almadı
ama ben TÜSlAD'ın verdiği
mesajlann, "Ben AKP'yi kolay
kolay feda etnıem" şeklinde
okunabıleceğini düşünüyorum.
Bu kampanya AKP'nin gayri meşnı
olmadığını savundu. Ve gayri meşnı
bir siyasi partiyi, gayri meşru bir
dünya görüşünü, gayri meşnı
kadrolan AKP hakkında kapatma
davası sürerken meşrulaştırdı. Birileri
AKP'ye karşı mücadele ediyor.
Mücadele ettiği düşünülen kimi
kurumların yüriittükleri bu
mücadelenin bir sonınu var.
- Nedir bu sorun?
GÜLER- Türkiye'de laiklik,
cumhuriyetçilik adına yola çıkanlar
var. Biz TKP olarak sadece laiklik ve
cumhuriyetçilik adına dcğil aynı
zamanda sosyalizm, işçi sınıfi için
yola çıkıyonız. Bunun vazgeçilmez
koşulu olan laiklik ve cumhuriyete de
sahip çıkıyonız.
Ama sadece laiklik ve
cumhuriyetçilik adına yola çıkanlarda
bir tuhaflık var. Dava açılıyor, bu
cepheden bir ses geliyor. "Tayyip
Erdoğan çok ü/.ülme. Partin
kapansa ve scn yasaklansan bile
gelecek yıl yine başbakan olursun"
diyor. Bu nasıl mücadeledir?
Anayasa Mahkemesi'nin bileşimine
ve daha önce aldığı kararlara
bakıldığında AKP'nin kapatılması
kaçınılmaz gibı göründü. Ama bu
gerçekleşmeyebilir.
- Açıkça laiklik karşıtı eylemlerin
odağı olduğu iddiaları varken bu
nasıl olur?
GÜLER- Oluşturulan bu büyük
basınç ve AKP'nin kazandığı
meşmiyet nedeniyle
gerçekleşmeyebilir. Ama her iki
durumda da Türkiye'de
Amerikancılık ve gericilik siyasi
iktidan clden bırakmayacak gibi
görünüyor. Dava bir muharebeyse
AKP cephesi bu muharebeyi dava
sonuçlanmadan kazanmış görünüyor.
Türkiye'de herhalde en fazla
kapatılan partiler sol partilerdir. Ben
de daha önce üyesi ve yöneticisi
olduğum kapatılmış bir partinin
temsilcisiyim. Ama ben meseleye
buradan bakmıyorum. Türkiye'de
lcgalite alanında büyük
dcformasyonlar olduğunu görmemiz
gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'yi
12 Eylül'e taşıyan süreçte büyük
provokasyonlann parçası olduğunu
bildığimız siyasi partiler var. Bu
siyasi partiler o tabelayı taşıyorlar
diye tarihsel bir meşruluğa sahipler
mi? Faşizm tarihsel bir meşruluğa
sahip olabilir mi?
Faşistler parti kurdular diye faşizm
aklanmış mı olur? Bence olamaz. O
açıdan Türkiye'de empcryalizme
boyun eğmenin, tabi olmanın,
şeriatçılığı güçlcndinnenin, tarikatlan
yaygınlaştınnanın partisinin meşru
olduğunu reddetmemiz ve bunun
hukuk tarafindan da tescil edilmesi
için mücadele vcrmcmiz gerckiyor.
TÜRKİYE AKP ELİYLE MİLİTARİST OLACAK
- Başka ülkelerde demokrasinin
vazgeçilmez koşulu olan muhalefet için
böyle bir örgütlenmenin hazırhğı içine
girdiğiniz anda Türkiye'de darbecilikle,
Ergenekonculukla suçlamp içeri atılmıyor
musunuz?
GÜLER- Ben bu Ergcnckonculuk
suçlamasının solun üzerine yıkılmasını
engellemek zorunda olduğumuzu
söylüyorum. Üstelik de bunu mutlaka
cngclleyeceğimize inanıyorum. Bugünden
bu davanın kurgusu, bize sonucuııun bir
önemi olmadığını gösteriyor.
Bu dava belki beş yıl sürer. Beş yıl sonra
Türkiye ne olacak? Ama davayı açan taraf
kazanırsa muhtemelen Türkiye ABD'nin bir
ileri müfrezesi olarak Irak'ta, lran'da
savaşan acayip bir topluluk haline
dönüşecek. Şu anda bu davayla
Türkiye'deki toplumsal, ideolojik,
sosyolojik tablo tersyüz edilmeye
çalışıhyor. Bunun engelleneceğini ve
mutlaka engellenmesi gerektiğini
düşünüyorum. Darbelerle ABD arasında bir
bağ varsa, Ortadoğu'da kan dökülmeye ve
ABD emperyalizmi bu bölgeye Soğuk
Savaş'm dengeleriyle değil de daha
doğnıdan el koyma, hcgemonyasmı
sadeleştirme hareketinden vazgeçmeyccekse
o zaman bu bütün bölgcdc ve Türkiye'de
militarizm demektir. AKP bu militarizmi
temsil ediyor. Tayip Erdoğan, ABD projesi
BOP'un eşbaşkanı olmakla övünüyor. Bu,
Türkiye'yi de militarize eden bir süreç
değil. Tam tersine, AKP cephesi Türkiye
siyasetinde derinleşmeye, kök salmaya
devam ederse Türkiye asıl o zaman yeni
darbe tehlikeleriyle karşı karşıya gelir.
Savaş gücü olarak yapılandınlan bir Türkiye
militarist bir Türkiye olacaktır.