25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2008 PAZAR 14 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr TürkiyeKomünistPartisi GenelBaşkanı Aydemir Güler 'den Ergenekon ve kapatma davalanna yorum Esas darbe şimdi yapıldıSÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Başkanı Aydemir Güler'le konuşuyoruz. Daha düne kadar Soğuk Savaş döneminde komünizm adını telaftuz etmek bile "içcri alınmaya" yctcrkcn bugün tek merkezli dünya sayesinde Türkiye'de TKP var. Güler önce lıberal sol ve sosyalıst sol arasındaki aynnıı yaptıktan sonra sosyalist soluıı halk kıtlelerine er ya da geç ulaşmayı başaracağı mesajını vcriyor. Kimilerinin, olmayan bır askeri darbe tehlikesini gözümüzün içine sokmaya çalıştıklarına dikkat çeken Güler, "Esas darbe süreci AKP'yle birlikte bugün yaşanıyor" diyor. Ülkede tarikat ve cemaatlcrin açıkça kol gezdiğinin altını kalın çizgilerle çizen Güler, "Başbakan BOP'uıı cşbaşkanı olmakla öviinüyor. ABD bugün AKP'yle birlikte Türkiye'yi nıilitarist bir ülke haline getiriyor" yorıuııunu yapiyor. - Bugün Türkiye'nin içine düştüğü durumu nasıl görüyorsunuz? GÜLER - Biz kamuoyuna açiklayacağımız bir broşür hazırladık. Bunun başlığını da "Felaketin eşiğinde" koyduk. Durumun gcrçekten böyle olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel bir serüveni var. Biz TKP olarak Tüıkiye'de bir kapitalist düzen olduğunu, buınuı değişmesi ve sosyalizmin kurulması gercktiğini savumıyoruz. Ancak Türkiye Cumhunyeti bır tarihsel ilerlemedir. O tarihsel ilerlenıenin cmckçiler cephesiııden, sosyalizm pencercsindcn bakıldığında çok değerli üç kazanımı olduğunu düşünüyorum. - Nedir bu iiç kazanım? GÜLER - Birisi bağımsızlıktır. Oysa bugün Türkiye'nin geldiği yerde bağımsızlık yabancı düşmanlığı, çirkinlik, bir garabet, hatta darbecilık olarak yansıtılmaya çalışıhyor. Bağımsızlık Türkiye'nin kuruluşunda birtemel taştı. Bugün ise bu bir kriminal vaka haline getiriliyor. lkinci önemli kazanım laiklik. Bu sadece bir devlet biçimiylc ilgili bir sonın değil. Sıradan insanlar toplumsal, siyasal yaşamda söz sahibi olabilecekler mi? Yoksa iktidar, ilahi kaynaklardan mı beslenecek? Bence laiklik duruıııunda sıradan insanlar, emekçiler hayatlarına, topluma müdahale zemini yakalayabilirler. Üçüncü önemli kazanım da sosyal devlettir. Türkiye'de sosyal devlet hep yaralı, bir ayağı sakat olmuştur. Ama devletin vatandaşlanna eğitim, sağlık hakkı sunması, insanca yaşamasından sonımlu kabııl edilmesi diye bu ülkede bır gelenek vardı. tçi ne kadar boşaltılmış olursa olsun bu bir değerdi. Bugün ise devlet insanlanna, "Sizi bana kimse parayla vermedi ki, ne yaparsanız yapın" diyor. Felaket bu. Tiukiye bu kazanımlannı bütünüyle kaybettiğinde ortada bir ülke, bir halk kalmaz. - Aylardır gündemimizin baş sırasında yer alan AKP'nin kapatılması davası var. SizceAKP kapatılır mı kapatılmaz mı? GÜLER- AKP kapatılır mı kapatılmaz mı sorusunun cevabı ne yazık ki önemsizleşti. Sadece AKP dcğil ABD vc AB, bu kritik süreçte on yıllar sonra Türkiye'yi ziyaret etmek ıçin vesile icat eden Ingiltere Kraliçesi, Türkiye'nin başına musallat olan çeşitli eınperyalizm komiserleri var. Bir de Türkiye'deki Emniyet Tcşkilatı'na bakalım. Emniyet Teşkilatı'nı elinde tutan bir tarikat ve Emniyet Teşkilatı'nın faaliyetleri var. Bencc AKP kapatılmalıdır. AKP'nin hukuki meşruluğu tarihsel gayri meşruluğu tarafindan elinden alınmalıdır. - lyi de, bu mücadele bir dava sürecine havale edilebilir mi? GÜLER- Edilemez. Bu kitlelerin, aydınlann, toplumsal kuvvetlerin devreye gireceği bir siyasal, ideolojik, kültürel mücadelenin parçası olduğu zarnan değer taşır. Yoksa parti kapatılıyor, yeııi parti kuruluyor. Şu anda AKP kapatılırsa onun mirası üzerine oynayacağı bir oluşum başladı. Bakın, Abdüllatif Şener AKP'nin, RP'nin bakanı değil miydi? 1993'te Sıvas katliamı yapıldığında Sıvas milletvekili değil miydi? O dönem Sıvas katliamını yapanlann yanında yer almadı mı? Ne değişiyor? Bizim bu dalganın bütünüyle, kitlelcrlc birlikte uğraşmamız lazım. Türkiye halkı kendi davasını divana bırakamaz. Hangi tarikat nerede blHnlyor - Tarikatlar ve cemaatleri yasaklayan, yasadışı ilıın edilen kanun hâlâ yürürlükte değil mi? GÜLER - Tabii ki yürürlükte. Ama açıyorsunuz gazeteleri, çarşafçarşaf hangi siyasi partidc hangi kanadm hangi tarikatı temsil ettiği, nereden nemalandığı haberleri var. Hatta hangi kasabaların hangi tarikatlann elinde olduğu da söyleniyor. Camiler tarikatlar arasında paylaşılıyor. Hangi devlet kurumunda hangi tarikatın ağırlık taşıdığı biliniyor. Bu, son günlerin ya da son yıllann bir operasyonuyla gerçekleştirilmedi. Türkiye'deki egemen düzen kapitalizm kendisini böyle yapılandırdı. Tarikatlarla, laikliğin, bağımsızlık fikrinin altını oyarak, dünya çapındaki neo-liberal dalganın parçası olarak, sosyal devleti inkâr edip tasfiye ederek bir yola girdi. Felaket aslında şu: Ya Türkiye toprakları kendini uçunımun kenanna getiren kapitalizmi kusacak ya da kapitalizm ve emperyalizm Türkiye'de bir köleler, bir paralı askerler topluluğu üretecek. - Bizler böyle bir süreçten geçerken Ergenekon adı verilen bu operasyon ortaya çıktu insanlar neyle suçlandıklarınt bilemeden 13 aydır iddianamesiz içeride tutuluyorlar. Siz bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? GÜLER - Bu bir operasyon. Dava dersek buna hukuki bir değer atfetmiş oluruz. Bu operasyon, "Türkiye'de darbe tehdidi var" sloganıyla yürütülüyor. Bana göre de bu operasyonun kendisi Türkiye'de bir darbe sürecini temsil ediyor. Yani şu anda bizler Türkiye'de bir darbe yaşıyoruz. Bence Ergenekon operasyonunu yürüten tarafın argümanlanyla da biraz ilgilenmek lazım. Türkiye'de bir kontrgerilla gcrçeği vardır. Üstelik bu Türkiye'ye özgii bir dunım da değil. Aynca Türkiye'de bu 1970'ü yıllardan beri biliniyor. Kitaplarda, yazılarda defalarca ortaya kondu. Bu yapının herhangi bir noktasına, uzvuna projektörü tutmak, "lşte, illegal örgütü yakaladık" demek çocuk oyuncağıdır. Sadece Susurluk'u hatırlayın. O arabanın içinde kimler vardı ve onlar kimlerle berabcrdi? Bugün Türkiye kontrgenllasının kinıı uzuvlanna bir projektör tutuluyor. Ben bunun hiçbir inandırıcılığı olduğunu düşünmüyorum. - Neden? GÜLER - Bugün Türkiye'de darbe yapmak, serbest darbe tasarlamak suç inancı yerleşmiş durumda. Darbecilik bir suç olarak kabul edilecekse önce 12 Eylül'le hesaplaşılacak. 12 Eylül'ün paşası hayatta. Hiçbir somştunnaya konu olmuyor. AKP hükümeti iktidara geldiğinde Kenan Evren'i misafır etti, tavsiyelerini aldı. Kucak kucağa bir görüntü veıiyorlar Eee sonra? Sonra birileri darbe tasarlamış. Türkiye'de darbe tehlikesinden şikâyet etmek için darbeye karşı mücadele etmek, eski darbelerin hesabını sormak gerekir. Bunu yapmıyorsanız inandıncı olmak mümkün değildir. ABD'den yana olmak darbeye karşı olmak olarak algılanır oldu. Eğer dünya bu şekilde bir dönüşüm geçirdiyse, "Türkiye'de şu siyascte darbe yoluyla müdahale edelim" diyen birtakım güçler aynı zamanda ABD'nin karşıtı güçlerse onlara sadece üzülünür, onlara bir operasyon yapmaya bile gerek yoktur. Çünkii bu Liberalsolcular gerçeksolcu olamaz - lyi söylüyorsunuz da ne kadar liberal solcu arkadaş varsa hepsi yandaş olmadı mı? GÜLER- Liberal sol dediğimiz kesim sağcı, gerici, şeriatçı akımlarla işbirliği içinde. Ama bu liberal solcular Türkiye'de kendini sol diye adlandıran büyük kamuoyunun karşısına, "Biz solculuktan insanların şeriatçı olma özgürlüğünü anlıyoruz. Biz bunu aydınlanmacı olınasına tercih ediyoruz" söylemiyle çıkabilirler mi? Bu kolay kolay anlatılabilir ve Türkiye'deki sol kamuoyunu ikna edebilir bir dunım değildir. Bugün arkalarında dünyanın büyük kuvvetleri, iktidann kuvvetı var. İdeolojik beyin yıkama kampanyası şeklinde çok yüksek ses çıkararak yürüyorlar. Ama ben bunun sınırları olduğuna inanıyorum. Bu dalga yatışır. Bugün AKP'nin kampanyasının parçası olan kesimlerin solculuğu bence üzerlerinden dökülür. Ben bunun tutabileceğine inanmıyorum. Üniversitelerde kılık kıyafet düzenlemesiyle birlikte akademi dünyasında imza kampanyaları açıldı. Türkiye üniversitelerinin öğretim üyesi sayısı 100 bin dolayındadır. On bine yakın toplanan imza bu kampaıvyalar içinde en yüksek imzadır. 0 imza kampanyaları metninde dc, "Ülkemizi gericiliğe (esliın etmeyeceğiz" yazıyor. Buna bakarak ben Türkiye solunun kazanılmış değerlerimizi bu gerici kampanyaya teslim etıneme becerisini göstereceğine inanıyorum. Ama öncelikle de üzerimize dalga dalga gclen bu kampanyalar karşısında Türkiye solunun aklını başına toplayıp ayaklarının üzerine dikilip kafasını dik tutması, bu dalgalan göğüslemesi lazımdır. Ben bunu başaracağımıza kuvvetle inanıyorum. - Geçen hafta sonundaki bir televizyon programma sizinle çıkan liberal arkadaşların durumlarını nasıl gözlemlediniz? GÜLER- Ben o arkadaşların tüm libcralliklerini yapamadıklannı ve bundan sonra da giderek daha zorlanacaklannı düşünüyorum. p 0 R T R E AYDEMİR GÜLER tstanbul, 1961 doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi lktisat Fakültesi 'ni bitirdikten sonra 1Ü tktisat Fakültesi 'nde yüksek lisans çahşmasım yaptı. 1986-92 arasi aynı fakültede araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1992 'de Sosyalist Türkiye Partisi 'nin (STP) kurucuları arasında yer alır almaz üniversitedeki görevinden ayrıldı. Anayasa Mahkemesi STP 'yi kapatınca Sosyalist İktidar Partisi 'nin (SİP) kurucularmdan birisi oldu ve partinin genel başkanlığını üstlendi. SİP, 2001 Kasım ayında genel kongresini yaparak Türkiye Komünist Partisi (TKP) adını aldı. TKP genel başkanlığı bugüne kadar sürüyor. lstiklal Marşı 'nin güfte yazarı Mehmet AkifErsoy'un torunıt. Ancak bu aile ilişkisinden söz etmekten hoşlannuvor. Bir röportajında 15 yaşından beri komünist olduğunu <or. olsa olsa bir fantezi olarak kalır. ABD'siz darbe olmaz. ABD'siz darbe oltnaz - Yani ABD'nin onayı olmadan Türkiye'de darbe olamaz mı? GÜLER - Bu olabilecek bir şey dcğil. Türkiye Ortadoğu'nun, dünyanın merkezinin göbeğinde son derece önemli, olağanüstü devlet geleneği olan bir ülke. ABD'siz darbe yapmak isteyenlerin, ABD karşıtı darbecilenn ciddiye ahnması mümkün değildir. Bu operasyon bir hedef olarak darbeciliği gösterip suçluyor. Türkiye'de darbelerden, darbecilikten en mustarip olan kimdir? Türkiye soludur. Bu operasyon Türkiye soluna, "Beninı arkama yerleş. Beni destekle, beninı saflarıma kalıl. Bunu yapmazsan seni darbecilerle aynı kaba koyanm" diyor. Bu gcncl olarak ilcrici değerlere, solculuğa, solculara dönük bir operasyondur. Bugün solun beğenilir olannıın yapması gereken şu: AKP iktidarının destekçisi, şakşakçısı olmak. Bizim bunlann bir kısmını deşifre etnıemiz, bir kısmının da karşısına geçip mutlaka engellememiz lazım. Demin sözünü cttiğim Türkiye tablosunda bir tane tenıiz, namuslu, değerli olgu var. O da en genel hatlarıyla solculuk. Bu sol o operasyonla yok edilmek isteniyor. Önce buna engel olmamız lazımdır. Biz bunu yapmaya, solu o operasyonun bir parçası değil, karşısında konumlandırmaya, bu dalgayı durdurmaya çalışıyoruz. - Bir kısım medyada kendilerine liberal sol diyen arkadaşlar var. Bir de Türkiye 'de sosyalist sol var. Liberal sol arkadaşlar açıkça Ergenekon 'a destek veriyor. Ama sosyalist solun da bu operasyona destek verdiğini söylüyorlar. Bu tanım doğru mu? GÜLER- Bu yılın başlanydı sanıyorum. Murat Belge bir yazısında, "Sadece darbeciler değil bir de darbecilerin sokağa dökrüğü yüz binlcr var. Onlardan da hesap sorulması lazım" dedi. Sonradan gördük ki operasyon tam da buna yönelerek devam ediyor. Akıl mı veriyorlar akıl mı alıyorlar? Orası tartışmalı bir dunım. Ama sonuçta bu son derece çirkin ve sakil. Buradan solculuk çıkmaz. Solda solcu olarak takdim edilen ve değerlerini de sadece o takdimlerden kazanan kimilcri verdikleri zararı solcu etiketiyle yaptıklan için bir kıymete sahipler. Bu tablo içinde bu kesimlerin bir kısnıı düpedüz, alenen, "Antiemperyalizm kaba milliyetçilikten ibarettir. Irkçılıktır. Yabancı düşmanlığı neyse antiemperyalizm, bağımsızlık da odur" diyor. Başka çelişkîlerde var - lyi de bu liberal arkadaşlar ve AKPyöneticileri AKP'nin Türkiye'yi darbelerden uzaklaştıracaklarını savunmuyor mu?0 zaman bu nasılyaman bir çelişkidir? GÜLER- AKP Türkiye'yi darbelerden uzaklaştınnıyor. Darbenin çok daha mümkün olduğu bir yere doğru götürüyor. Bu söylediklerimin kitleler tarafindan anlaşılamayacağını düşünmüyorum. Eğer bunlar doğruysa AKP cephesinin yalan dolanlanna göre bunlan kitlelere ulaştırma şansına daha fazla sahip olduğumuza inanıyorum. Siz çelişki dediniz. Başka çelişkiler de var. Fethullah Gülen ABD'de yaşıyor. Geride bıraktığımız günlerde ABD Türkiye'ye ilginç bir sopa gösterdi. Gülen'i gönderirim, dedi. Sonradan herhalde gösterdiği sopanın karşılığını aldı ki, "Oturma izni veriyorum" dedi. Her şey yalan. Yalanlann hükürnsüz hale geleceği bir duvar var. Kitlelere, halka bu zemin ortaya çıktığında yalan sökmez. Bizim buna güvenmemiz lazım. Kitlelerin karşısında, "Türkiye BOP'a hizmet ediyor" denecek ve Türkiye daha demokratik bir ülke haline gelecek. Öyle mi? Ne yazık ki insan aklı bu saçmalığa inandırılabiliyor. Ama bunu geri püskürtmek mümkündür. Yeter ki tartışnıalanmızı kitlelerin önüne taşıyabilelun. Bir de, "En iyisini halk bilir" türünden ifadeler biraz afaki kaçıyor. Ama bugün büyük bir yalan üzerine kurulu operasyonlar ancak halktan kaçınlarak sürdürülebilir. Siz kitlelerin karşısına çıkıp, tran en büyük düşmanımız, ABD en büyük dostunıuz, dediğiniz zaman bunu halka anlatamazsınız. Buna kimse inannıaz. Yeter ki o halk kriterini oluştunıp devreye sokabilelim. İçte ve dıştaki ikiyüzlülük bunlara meşruiyet kazandırdı - Tarikatın başı da ABD'de değil mi? GÜLER- Evet. TÜSİAD var. TÜSİAD belki bu süreçte AKP'yle ilgili doğrudan bir pozisyon almadı ama ben TÜSlAD'ın verdiği mesajlann, "Ben AKP'yi kolay kolay feda etnıem" şeklinde okunabıleceğini düşünüyorum. Bu kampanya AKP'nin gayri meşnı olmadığını savundu. Ve gayri meşnı bir siyasi partiyi, gayri meşru bir dünya görüşünü, gayri meşnı kadrolan AKP hakkında kapatma davası sürerken meşrulaştırdı. Birileri AKP'ye karşı mücadele ediyor. Mücadele ettiği düşünülen kimi kurumların yüriittükleri bu mücadelenin bir sonınu var. - Nedir bu sorun? GÜLER- Türkiye'de laiklik, cumhuriyetçilik adına yola çıkanlar var. Biz TKP olarak sadece laiklik ve cumhuriyetçilik adına dcğil aynı zamanda sosyalizm, işçi sınıfi için yola çıkıyonız. Bunun vazgeçilmez koşulu olan laiklik ve cumhuriyete de sahip çıkıyonız. Ama sadece laiklik ve cumhuriyetçilik adına yola çıkanlarda bir tuhaflık var. Dava açılıyor, bu cepheden bir ses geliyor. "Tayyip Erdoğan çok ü/.ülme. Partin kapansa ve scn yasaklansan bile gelecek yıl yine başbakan olursun" diyor. Bu nasıl mücadeledir? Anayasa Mahkemesi'nin bileşimine ve daha önce aldığı kararlara bakıldığında AKP'nin kapatılması kaçınılmaz gibı göründü. Ama bu gerçekleşmeyebilir. - Açıkça laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu iddiaları varken bu nasıl olur? GÜLER- Oluşturulan bu büyük basınç ve AKP'nin kazandığı meşmiyet nedeniyle gerçekleşmeyebilir. Ama her iki durumda da Türkiye'de Amerikancılık ve gericilik siyasi iktidan clden bırakmayacak gibi görünüyor. Dava bir muharebeyse AKP cephesi bu muharebeyi dava sonuçlanmadan kazanmış görünüyor. Türkiye'de herhalde en fazla kapatılan partiler sol partilerdir. Ben de daha önce üyesi ve yöneticisi olduğum kapatılmış bir partinin temsilcisiyim. Ama ben meseleye buradan bakmıyorum. Türkiye'de lcgalite alanında büyük dcformasyonlar olduğunu görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'yi 12 Eylül'e taşıyan süreçte büyük provokasyonlann parçası olduğunu bildığimız siyasi partiler var. Bu siyasi partiler o tabelayı taşıyorlar diye tarihsel bir meşruluğa sahipler mi? Faşizm tarihsel bir meşruluğa sahip olabilir mi? Faşistler parti kurdular diye faşizm aklanmış mı olur? Bence olamaz. O açıdan Türkiye'de empcryalizme boyun eğmenin, tabi olmanın, şeriatçılığı güçlcndinnenin, tarikatlan yaygınlaştınnanın partisinin meşru olduğunu reddetmemiz ve bunun hukuk tarafindan da tescil edilmesi için mücadele vcrmcmiz gerckiyor. TÜRKİYE AKP ELİYLE MİLİTARİST OLACAK - Başka ülkelerde demokrasinin vazgeçilmez koşulu olan muhalefet için böyle bir örgütlenmenin hazırhğı içine girdiğiniz anda Türkiye'de darbecilikle, Ergenekonculukla suçlamp içeri atılmıyor musunuz? GÜLER- Ben bu Ergcnckonculuk suçlamasının solun üzerine yıkılmasını engellemek zorunda olduğumuzu söylüyorum. Üstelik de bunu mutlaka cngclleyeceğimize inanıyorum. Bugünden bu davanın kurgusu, bize sonucuııun bir önemi olmadığını gösteriyor. Bu dava belki beş yıl sürer. Beş yıl sonra Türkiye ne olacak? Ama davayı açan taraf kazanırsa muhtemelen Türkiye ABD'nin bir ileri müfrezesi olarak Irak'ta, lran'da savaşan acayip bir topluluk haline dönüşecek. Şu anda bu davayla Türkiye'deki toplumsal, ideolojik, sosyolojik tablo tersyüz edilmeye çalışıhyor. Bunun engelleneceğini ve mutlaka engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Darbelerle ABD arasında bir bağ varsa, Ortadoğu'da kan dökülmeye ve ABD emperyalizmi bu bölgeye Soğuk Savaş'm dengeleriyle değil de daha doğnıdan el koyma, hcgemonyasmı sadeleştirme hareketinden vazgeçmeyccekse o zaman bu bütün bölgcdc ve Türkiye'de militarizm demektir. AKP bu militarizmi temsil ediyor. Tayip Erdoğan, ABD projesi BOP'un eşbaşkanı olmakla övünüyor. Bu, Türkiye'yi de militarize eden bir süreç değil. Tam tersine, AKP cephesi Türkiye siyasetinde derinleşmeye, kök salmaya devam ederse Türkiye asıl o zaman yeni darbe tehlikeleriyle karşı karşıya gelir. Savaş gücü olarak yapılandınlan bir Türkiye militarist bir Türkiye olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle