29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 21 OYUNCU YÖNETMEN CEVHER Sektördeki kayıt dışılık ve standartlara uygun olmayan üretim sağlık konusunda büyük tehlike yaratıyor Sokağa verilen adı değiştirildi Gıda değil hastalık satılıyorİstanbul Haber Scrvi- si - Türk sinemasına yap- tığı katkılar ncdeniyle bu- güııc kadar pek çok ödüle dcğer görülen ünlü oyun- cu ve yönetmen Mahmut Cevher'in adımn verildi- ği Armutlu'da bir caddc- ye verilen ismi, belediye tarafindan hiçbir gerekçe gösterilmeden değiştiril- di. llgili makamlarla ya- /ışmalar yapmış olmasına karşm yeterli bir cevap alamadığını, yaşananlann tamamcn siyasi olduğunu söyleyen sanatçı Cevher, "Artık biitiin sanatçılar ve sanat kurumları da görmelidir ki sıra sanat- çılara gcldi. Belediyeler kendi siyasi görüşünü paylaşmayan sanatçıla- nn da karşısmda ycr alı- yorlar. Tüm sanatçı ar- kadaşlarınıdan konuyla ilgili duyarlılık bekliyo- rum" dedi. 'Dalga geçiyorlar' Cevher, AKP'li Ar- mutlu Belediyesi'nin böl- geye hiçbir katkısı olına- dığı halde yanlızca ken- disine siyasi görüşü bakı- mından yakın olınası ge- rekçesiyle bazı kişilerin isimlerini çeşitli sokak vc caddelere verdiğini dile gctirdi. Başbakan Rccep Tayyip Erdoğan'a seslc- nen Cevher, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Erdoğan her zaman bana oy verenin de ver- mcyenin de başbakanı- yım dedi. Daha sonra da biz 16.5 milyon kişi- yiz dedi. Şimdi 16.5 mil- yonluk rakamsal azınlı- »ın dışında kalmışız. l)e- ıııek ki sanatçı olmak uluslararası başarı elde etmek kiıııse için bir şey ifade etmiyor. Mühim olan o 16.5 milyonun içinde olmak. Belediye ıneclis üyelerinden bir tatıesinin bile sinemaya gittiğini düşünmüyo- rum. Bu insanlar benim gibi bir sanatçının ismi- ni silmek için oradaki bir kanun maddesine ilişkiıı olarak dalga ge- çer gibi diyorlar ki: 'Bu kanun maddesine göre is- minizi değiştiririz.' Sen kiın oluyorsun? Madcnı yasalara bu kadar gü- veniyorsunuz neden bas bas bağmyorsunuz mahkeme kararlarına? Madem yasalar önemli hep beraber yasalara saygı duyacağız." Yaşa- nanlann siyasi olduğunu ve bütüıı sanatçıların bu olaya tepki göstemıesi ge- rektiğini vurgulayan Cev- her, "Başjkaldırımız hu- kuksuzluğadır" dedi. MELTEM Y1LMAZ Gıda Güvenliği Derneği (GGD) Başkanı Samim Saner, Türkiye'de gıda sektöründeki işletmclerin 60'ının kayıt dışı çalıştığım belirte- rek, "Bu bağlamda tükettiğimiz gı- daların yüzde 60'ı da yüksek risk altında. Tarımsal gıdalarda bu oran yüzde 90'a kadar çıkabili- yor" dedi. Yemek Sanayicileri Fe- derasyonu Başkanı Necat Aydın da, sorunun yalnızca kayıt dışılıktan kaynaklanmadığını, kayıt içi çalışan firmalann da sağlıksız çalışma ko- şullan, bilinçsiz vc sigortasız eleman çalıştımıa, denetim eksikliği ile Ta- rım ll Müdürlüğü'nün standartları- na uygun olmayan koşullarda üretim yaptığını söyledi. Geçen günlerde gıda güvenliği ile halk sağhğına ilişkin bir telefon hattı ile internet sitesi oluşturarak halkın konudaki sorulannı yanıtla- maya başlayan Gıda Güvenliği Der- neği'nin (GGD) Yönetim Kurulu Başkanı Saner, Türkiye'de dışarda yemek yemenin riskli olduğunu be- lirterek, özcllikle İstanbul çevresinde sebzelerin yıkandığı sularda bağır- sak ile dışkı kaynaklı bakterilcrin bulunduğunu, dışarda salata ye- mekten özellikle kaçınılması ge- rektiğini söyledi. Dışarda tükctilcn etin %mutlaka yüksek ısıda pişirilmiş olmasına dik- kat edilmesi gerektiğini söyleyen Saner, türlü, sote gibi kanşık yiye- ceklerden uzak durulması gerektiği- nin altını çizdi. ÎŞTEN ÇIKARILANALTAN 'THY köle çalışanlar anyor' ÖZCAN YAŞAR Gıda sektöriinde kayıt dışıhğın yüzde 60 gibi yüksek oranda oldu- ğunu söyleyen Saner, "Bu bağlam- da tükettiğimiz gıdaların yüzde (>0'ı da yüksek risk altında. 1 a- rımsal gıdalarda bu oran yüzde 90'a kadar çıkabiliyor" diye ko- nuştu. Sorun kayıt dışılık değil, 'kayıt içilik' Hazır yemek sektörünün önde ge- len isimlerinden Keyveni Mutfa- ğı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Sa- dık Çelik, toplu ycmekçilikte Istan- bul'daki 7 bin 500 firnîa arasından yalnızca 302'sinin Tanm tl Müdür- lüğü'nden ruhsat almış olduğunu belirterek "Toplu yemekçilik adı al- tında kanser satılıyor" dedi. Çelik, lstanbul'daki prcstijli şirketlerin da- lıi merdivenaltı, sağlıksız koşullarda üretim yapan yemek fırmalanndan toplu ycmck satın aldığını söyledi. Necat Aydın ise 2008'de KDV oranlannın yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmesiyle kayıt dışıhğın azal- dığını, ancak asıl sorunun kayıt içi üretimdeki sağlıksız çalışma ko- şullan, bilinçsiz ve sigortasız eleman çalıştırma, denetim eksikliği, Tanm tl Müdürlüğü'nün standartlarına uygun olmayan fınııalar olduğunu ifade etti. 'Şehir efsaneleri' GGD Başkanı Saner, gıda güvenliğinde en önemli un- surun tüketici bilinci oldu- ğunu belirtirken internette dolaşan gıda ve sağlığa iliş- kin haberlerin yüzde 99'unun şehir efsancsi ol- duğunu, derneğe yöneltilen sorular arasında en çok internet haberlerinin bu- lunduğunu kaydetti. Gıda Güvenliği Derneği'ne 0212 385 25 15 numaralı telefon ya da www.ggd.org.tr ad- resindcn ulaşılabilir. Bahadır Altan. DtSK GENEL BAŞKANI ÇELEBÎ 'Işçtye saldınların işareti Erdoğan y dan [ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DtSK Genel Başkanı Sü- lcyman Çelebi, sendikal hareke- te ve işçi sınıftna yönelik ciddi sal- dınlar yaşandığına ve bunlann işa- retlerinin 1 Mayıs'tan önce ve sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tara- findan verildiğine dik- kat çekti. Eski Sosyal-lş Sendi- kası Genel Başkanı Öz- caıı Keskeç, ölümünün birinci yılında Ankara Serbest Mııhasebeci Ma- li Müşavirler Odası'nda düzenlenen törenle anıl- dı. Keskeç'in sevdiği şar- kılarla başlayan törendc. Keskeç'ın yaşanıöyküsü anlatıl- dı. Ardından, Çelebi birkonuştna yaparak, sendikal örgütlenmede önemli görevlerde bulunanların anılmasının, mücadelelerini güç- lendirdiğini ifade ctti. Kcskcç ile sendikal alanda rekabet etmeleri- ne rağmen pek çok kez desteğini aldığını kaydeden Çelebi, şunla- n söyledi: "Anıa ağıt yakma zamanı değil. Sendikal hareke- te, işçi sınıfına yönelik ciddi saldırılar var ve bunlar artarak devam cdiyor. Tuzla olayları, 1 Mayıs, YÖRSAN'daki direniş, Belediye-İş Sendikası'na saldı- rı, grcvlerdcki saldırılar gibi sendikal hak ve öz- gürlüklerin ihlalle- ri göz önüne alının- ca büyük sorunlar var. Bunlann işa- retleri 1 Mayıs'tan önce de sonra da sa- yın Başbakan tara- findan verildi. Bun- dan sonra, hükümet, en ufak direnişi sin- dirmek için elinden geleni yapacak." Sülcyman Çelebi Çelebi, Türkiye'de "suni bir gündem yaratıldığını" söyleye- rek, "Bize düşcn isyan etme, mücadele etme zamanı. DİSK Başkanlar Kurulu adına söy- lüyorum: Bu süreçte diz çök- meyeceğiz, direneceğiz. Bunu da çarşamba günkü basın toplan- tısıyla halkla paylaşacağız. Bu bayrağı elimizde tutarak, Ozcan Ağabey'i anmış oluruz" dedi. Aralarında Denizcilik Müsteşa- n Hasan Nebioğlu'nun da bulun- duğu VIP yolculannı uçağa alma- dığı iddiasıyla işten çıkarılan THY pilotu Bahadır Altan'a destek çığ gibi büyüyor. Sendika ve çeşitli meslek örgütleri kaptan Pilot Altan'm işine son veren THY'yi şiddetle protesto ettiler. THY Basın Müşaviri Ali Genç, pilot Bahadır Altan'ın görevine son verilmesi olayını "kurum tavrı" olarak değerlendirdi. Hava-lş Sendi- kası tşyeri Tem- silcisi ve Atatürk Düşünce Demeği (ADD) Eskişehir Şubesi kurucula- rından olan kap- tan pilot Altan olayla ilgili ola- rak Cumhuri- yet' in sorularını yanıtlarkcn, THY yönctinıinın, kendisine yönelik başlattığı gin- şimlerin asıl amacının, örgütlü sendikal mücadeleyi kımıak ol- duğunu söyledi. Altan, söz konu- su olayda meslek kurallan dışın- da bir davranış sergilemediğini kaydederek şu bilgileri verdi: "Olay günü, Escnboğa Havali- manı'nda rutin hazırlıklarımızı yapıyorduk. Uçuş ekibi olarak yemek ihtiyacımızı gidermek de bu hazırlıklar içinde yer alan bir unsurdu. Uçuş personeli uçak içinde yemek yediği sıra- da, uçağın merdivenlerinde ani- den yolcular bclirdi. Bu yolcu- lar, uçağa en son alınması gere- ken VTP yolcularıydı. Uçak yol- cu için hazır olmadığından ve klimaların çalışmamasından ötürü yolcuların sıcaktan ve bckicmeden kaynaklanabilecek bir mağduriyet yaşamamaları için kibarca uyardık. Onlar da bizi anlayışla karşıladılar. Sen- dika temsilcisi olduğumu bilen ve yönetimle danışıklı davranış içinde olduğu anlaşılan Ankara istasyonunda bir görevli, VIP yolculannı adeta bize karşı yönlcndirdi. Bilgim dışında ge- lişen şikâyetler ve ihbarlarla iş akdimin fesh edildiğini öğren- dim. Yaptığını uygulama lıarfı- yen prosedürü uygulamaktı." "Bu kaptanların burnunu bi- raz sürtmek lazını" şeklinde gö- rüş belirten THY yönetiminin planlarını yeni yeni uygulamaya başladıklarmı anlatan Bahadır Al- tan, "THY köle ruhlu personcl istiyor" diye konuştu. LE MONDE'UN 12 TEMMUZ'DA YAYIMLANAN BAŞYAZISI Burka bir simgedir Suzukl tarzını kendi yaşam tarzı olarak benlmseyenlerle blrllkte, dolu dolu 25 yıl. Dile kolay, çeyrek asır... Anadolu'nun bozkırlarından Bogaz'ın mavl sularına, şehrln arka sokaklarından asfalt pistlere kadar tutkunun, rnulluluğun ve heyecanın olduğu her yerde Suzukl Türklye slzlerlo, tam 25 yıldır! Nice 25 yıflara, hep blrllkta... Way of Life! En aşın Müslüman ülkelerde (ya da ailelerde) kadınlan gözleri dışında bütünüyle örten burka giysili bir kadm Fransız yuıttaşı olabilir mi? Dev- let Konseyi dolambaçsız bir kararla soruyu ha- yır olarak yamtladı. Bu, hıç kuşkıı yok, tarihi bir karardır. Yüksek yargının karara bağladığı olay kısa- ca şu: Bir Fransız yurttaşı ile evli olan Fransa do- ğumlu, üç çocuk amıesi, burka giyen Faslı bir kadının Fransız yurttaşı olma istemi, burkanın toplumla özümsenmesine engel oluşturacağı gerekçesiyle 2005'te reddedilmiştı. Karann temyiz edilmesi üzcrine Devlet Kon- seyi, olayı hassas biçimde inceledikten sonra bir- kaç sözcüklc öncekı kararını yineledi: Zira sö- zü geçen kadın mensup olduğu dinin cinsıyet- ler arası eşitlik ve Fransız toplumunun tcmcl de- ğerleriyle bağdaşmayan bir uygulamayı be- nimsemiştir. Bu, dinin, özellikle lslamuı Fransa'daki yeriyle ilgili tartışmalan yeniden gündeme getirnıiştir. Okulda 'türban' takılması sonınıı, birkaç yıl ön- ce tartışma yaratmıştı: Fransa hoşgörü ve bil- gelikle dinsel kimliğin ve kültürel farklılığın ka- musal alanda açıklanmasını kabul etmeli ya da tam tersine, laiklik ilkesi ve cumhuriyetin te- mellerinin hiçe sayılmasını net bir biçimde sı- nırlandırmalı mıydı?Okullarda her türlü dinsel simgenin alenen taşmmasını parlamcnto 2004 ya- sasıyla yasaklamıştı. 27 Haziran karanyla da Devlet Konseyi ben- zer bir dıımşu ortaya koymuştur. Karann, dinin giderek Islamın bir kez daha kınanması anlamına gelcceği, Fransız toplumunun karmaşık reali- tesinin doğru saptanmadığı ilen sürülerek eleş- tirileceğinden kimsenin kuşkusu yok. Gerçek şu ki, Devlet Konseyi ilkescl açıdan kaıar vennişlir. Buna göre burka sıradan, kişisel bir seçim ya da vicdan özgürlüğü değıldir. Konseyin gözünde, tam tersine, Müslümanların en militan ve azın- lıkta olanlan tarafindan talep edilen, dinin aşı- n bir biçimde uygulanmasıdır. Erkekle kadın ay- rışmasının, kadının tslamdaki kabul edilemez ikinci sınıf statüsünün simgesidir. Bu dunımda Konsey'in karannı eleştinnck ola- naksızdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle