Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2008 PAZAR
18 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Yazıdaki olaylan öykü değil de, "örnek" olarak görmek, edebiyat eleştirmenliğinin ne denli uzağında olduğunun kanıtidır
'Bu yazınınniyetinedir?'Tam on yıl önce bir dergide okuduğumda gülm-
üştüm, sadece gülmüştüm. Yazının önemsenecek
hiçbir yanı yoktu. Kcndi içinde çclişkikrle, an-
lamsızlıklarla, sadece suçlaınak adına yapılan lıa-
ta zinciriyle dolu bir yazıydı... Ama, Yücel Ka-
yıran bu yazıyı "Felsefi Şiir" adlı kitabma alın-
ca hatalarını ve haksızlıklarını yazmak şart ol-
du. Kayıran "Magazinel yaklaşım"ın, konu
edindiği nesneyı geçmiş ve gelecek boyutlann-
dan anndırarak, onu bugün içinde ele aldığını,
geçmişten ömeklemeler yaptığını, ama neden-
sellik ilişkisi bakurundan bağlantısız olduğunu,
uzak ve erişilmez görüneni gündeliğin bayağı-
lığı içinde cvcilleştirdiğini, gerçeği ortaya çı-
kannadaıı çok, ortadan yok ettiğini uzun uzun an-
lattıktan sonra, lafı benim bir yazıma getiriyor
ve komedi de bundan sonra başlıyor!.. Sayın Ka-
yıran'ın "Attan Düşen Jokey" adlı yazımdan
yaptığı alıntıyı aynen alıyoram. Okuyalım lüt-
fen: "Orhan Veli'nin cansız bcdcni Ccrrahpaşa
Hastanesi'nin morguna kaldırılırkcn, elbise-
leri de depoya gönderilir. Şairin ccplerinden
sarı ambalaj kâğıdına sarılmış bir dış fırça-
sı çıkar. Fırçanın sarılı olduğu kâğıt açıldı-
ğında üstünde 'Aşk Resmigeçidi' adlı bir şi-
ir yazılı olduğu anlaşılır. Bu şiirinde Orhan
Veli, on iki sevgilisini anmaktadır sırayla. Ko-
şuya hazırlanan yarış atlan gibi sıralanan ka-
dın adlarının kimileri okunmaz. Bunun ne-
deni, şairin dişlerinde gezdirdiği fırçanın
kunımasuu beklemeden kâğıda sarması ve
böylelikle kimi dizelerin mürekkep lekesine
dönüşnıesidir. Yani, bir yerde, dudaklarının
' ıslaklığıdır kadınların adlarım silen. Sevgili-
' lcriııiıı sayısmı otuz ikiye tamamlayamadan
ölen Orhan Veli'nin ceplerinden bir de at ya-
rışı bülteni çıkar (...) Siyah takım elbiseler içe-
risinde bir gelin ile La Cumparsita eşliğinde
dans ederken çekilen bir fotoğrafi yoktur Or-
an Veli'nin. Nikâh törenlerinin vazgeçilmez
arkısı olan La Cumparsita, 1917 yılında, Uru-
aay'da Mathus Rodrugues tarafından beste-
nir. Genç besteci, şarkısının telif haklarını
litör Ricardi'ye satar ve aldığı tiinı parayi at
yarışlarmda kaybeder."
Yücel Kayıran, iddiasına kanıt yapmak için ya-
Orhan
Veli
zımı keserek, makaslaya-
rak, yukardaki bölünıü alı-
yor sadece... Ve bir sorgu-
layıcı gibi başlıyor sırala-
maya: "Bu yazının niyeti
nedir? Şiirdcki at izleği
mi konu edinmektedir bu
yazıda, yoksa at ile kadın
arasındaki benzerlikler
mi?"... Sorulannı hedefini
şaşırmış bir tabancanın mer-
mileri gibi sıralamaya de-
vam ediyor ama, hedef tah-
tası yaptığı yazımı keyfinc
göre kesip biçtiği için, bun-
dan sonraki sorulannm tu-
tarsızlığını anlamakta zor-
lanacaksınız. Zaten, amacı
okurunu aydınlatmak değil,
bağcıyı dövnıek olan Kayı-
ran için işin bu tarafi sorun
olmamaktadır. Sıralıyor Ka-
yıran: "At ile lslamcılık
arasında bir bağ mı ku-
ruhnaya çalışılıyor bu yazıda, yoksa at ile sos-
yalizm ve Che Guevara'nın uçakta yolculuk ya-
pışı arasında mı?" Böylelikle de, söziinü etti-
ği, sözüm ona eleştirmeye çalıştığı "magazinel
yaklaşım"ın en güzel örneğini bizzat Kayıran'ın
kendisi sergilemeye başlıyor. 0nun için, ya-
zımdaki akıcılık, bütünsellik önemli değil... Key-
finc göre kesip biçtiği yazıyı, gündeliğin "ba-
yağılığı" içinde kendi algı seviyesine göre "ev-
cilleştirmeye" çahşıyor... Hal böyle olunca da,
gerçeği ortaya çıkarmadan çok, ortadan yok edi-
yor. Diyor kı yanılgı ustası yazanmız: "Akın'ın
yazısında, birbirinden farkh alanlara ve de-
ğerlere sahip bu örnekler, eşit değerlere sa-
hip örnekler olarak sumılmakta"... El in-
saf!ü... Orhan Veli'yle, Rodrugues'i "eşit de-
ğerler" olarak algılayacak bilgi yoksunu kaç ki-
şi bulabilirsiniz? Ya da, yazıda adı geçen Cemal
Süreya ile Che Guevera'yı?.. Üstelik, yazıdaki
kişiler ve olaylar "örnek" olarak değil, "öykü"
olarak sunulmaktadır. Yazıdaki olaylan öykü de-
ğil de, "örnek" olarak görmek, edebiyat eleş-
KULE V !
CANBAZlâ
SUNAY AKIN
tirmenliğinin ne denli uza-
ğında olduğunun kanıtidır.
O yazı bir inceleme, araştır-
ma yazısı değildir. Bir tarih
çalışması hiç değildir. Orta-
da, at yanşı ipliğiyle öyküle-
rin örüldüğü bir edebi eser,
bir deneme vardır.
Her ne kadar, öyküler ara-
sında "anlamsal, sorunsal,
izleksel" bir bağ olmadığını
söylesen de, yazının okura at
yanşı üzerine kurulan küçük
hayat öykülerini sunduğu,
edebi cinayetinin kurbanı
olan, parçaladığın cesetten
yazına alıntı yaptığın ve be-
nim de okura sunduğum yu-
karıdaki bölümdc bilc tartı-
şılmaz bir olgu olarak gözler
önündedir. Bunu anlamamak
için insanın gözünde at göz-
lüğü olması gerekir. Söz ko-
nusu yazının tamamı "Is-
tanbul'da Bir Zürafa" adlı kitabımda var. Bu
kitap da zaten, hayvan öykülerini içeren dene-
melerden oluşuyor. Kayıran ne yazık ki, "ma-
gazinel" mayınlara bizzat kendi basıyor. îşte, bu-
nun bir başka somut kanıtı; bakın, beni neyle suç-
luyor: "Tulumbacı Bahriye Hanım 'çıplak
ayaklanyla yağmur, çamur demeden sokaklar-
da koşan' biri olarak betimlenirken, rulum-
bacıların ayakkabüarının olmadığı sorunu
eleştirileceği yerde, bu olumsuzluk abartıla-
rak yüceleştirilmektedir."
Magazinel yaklaşım
Hadiii, buyurun!.. Magazinel yaklaşım.. ne ya-
pardı Sayın Kayıran, anımsa, aynen şunu yaz-
mışsın: "Geçmişin bu tarzla örneklenmesi,
bugünün yüceltilmesi ve geçmişin bugünden
farklı olmadığının gösterilmesi işlevini gö-
rür"... Sorarım, senin gibi "magazinel" bak-
saydım, kendi dönemi ve koşullan içinde tari-
hi bir gcrçeklik olan tulumbacılann çıplak
ayakla yangına gittiğini eleştirseydim, okuru-
mu "geçmişin bugünden farklı olmadığı" ya-
nılgısına sürüklemez miydim? Dönemi içinde
algılanması gereken bir olayı "bugün içinde"
değerlendiren bakış acaba kimde sendc mi, ben-
de mi? Kafandaki bu yaklaşım "magazi-
nel"liğin anayasası olarak gösterdiğin "gerçe-
ği ortaya çıkarmaktan çok, yok etmek" de-
ğil de nedir?.. Sen, o yıllarda ayakkabılarla yan-
gına koşmanın, ayakkabısız koşmaktan daha çok
can acıtacağını, bunun tüm tulumbacılar arasında
bir gelenek olduğunu bilmiyorsan, kabahat
bende mi? Bundan böyle tulumbacılan yangı-
na yalın ayak koşarken gösteren bir fılm sah-
nesi çeken yönetmenin ya da onun resmini ya-
pan ressamın, hele ki betimleyen yazarın vay
haline!.. Bencc Kayıran, sen "abartı" dolu hak-
sız saldınlarınla kendini "yüceltme" peşinde-
sin. Üstelik bu infazı, yalnızca bana değil, pck
çok değerli, saygın şaire, yazara da yapıyorsun.
Kitabmda duyarlı şair ve yazarlara son derece
kaba saba saldınyorsun. Benim yazımı anla-
yacak incelikten uzak olduğunu bir kenara bı-
rakahm, yazımı karalamak için alıntı yaptığın
yazarlann ne demek istediğini bile anlamakta
zorluk çekiyorsun. Murat Belge'den bir alın-
tıyı paravan yaparak bana yönelttiğin "sıradan
bayağüığın düzeyi" gibi çirkin lekeyi inan ba-
na, üstünden atamayacak olan sensin. En kötü
edebiyatçı bile senin şu "sıradan" ve "baya-
ğı" sorununu ağzına almaz, en donanımsız eleş-
tirmen bile bir sanat eserine senin şu tavrmla
yaklaşmaz: "Bu yazının niyeti nedir?"...
Yine de gönlüm bir yazarın haksız çıkması-
na el vermiyor!.. Bari ben de magazinleşeyim
de, Yücel Kayıran'ın gönlü olsun: "Tulumbacı
Hayriye Hanım çıplak ayaklanyla yağmur,
çamur demeden sokaklarda koşuyordu...
Yalnız o mu? Tüm tulumbacılar ayakkabı-
sızdı. Siz değil tulumbacılar, sizi çıplak
ayak koşturanlar utansın... Sizi ayakkabı-
sız bırakan, sizden bir çift ayakkabıyı esir-
geyen amirlerinize, ayakkabısını çıkarıp si-
ze vermeyenlerin tümüne yazıklar olsun
be, yuh olsun!"...
SANATA BAKIŞ
SELMİ ANDAK
Sesler ve Ezgiler
ENKA Küttür Sanat 20. yılında, 26 Haziran-18 Temmuz 2008
tarihlerinde Enka Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu sahne-
sinde Sadi Gülçelik Spor Sitesi'ni de kapsayan Sanat ve Kül-
türŞenlikleri'ni başarıyla sürdürüyor... Şöylece programı izle-
diğimiz zaman 26 Haziran 2008'den 15 Eylül 2008'e kadar şu
etkinlikleri görüyoruz.
Fazıl Say'ın solist olarak katıldığı Patricia Kopatchinska-
ja konseıi ilgi çekmiş, sonra geçtiğimiz 2 Temmuz 2008'de Ti-
yatro "Kibarlık Budalası"n\ oynamış. 4 Temmuz 2008'de Ser-
tab Erener-Sabri Tuluğ Tırpan konser vermişler... 9 Temmuz
2008'de Tiyatro "Gönül Hırsızfru oynamış. 11 Temmuz
2008'de "Günümüzden Sesler Ezgiler" konseri verilmiş. 16 Tem-
muz 2008'de Tiyatro "Babam'la Dans"ı oynamış... 18Temmuz
2008'de "Gnıpo Kumbya Turka" Latin Gecesi konserini ver-
miş... 1 Ağustos'tan 15 Eylül'e kadar Sinema Günleri yer alı-
yor... 18 Temmuz 2008'deki "Latin Gecesi-Grupo Kumbya"n\n
çok önemli bir yönü var Grupo Kumbya Turka'nın kuruluşu or-
kestra şefi Luis Emesto Gomez, solist ve perküsyon Gülse-
ren,.vokal Caroline Begin ve Eda Karaytuğ, trompet Seno-
va Ülker, trombon Aycan Teztel, klamet Turgut Aktaş, tu-
ba Kemal Oksal, davul Burak Ersöz'den oluşuyor.
Bu grubun kökeninde geleneksel ve Kofombiya'yı temsil eden
ulusal bir dans ve müzik oluşuyor... Deniz kenannda doğan iki
müzik stilinin ince bir kanşımından oluşan Grup Kumbya Tur-
ka'nın müziği Kolombiya ile Türk müzik ve ritimlerini birieştir-
miş, olağanüstü bir birliktelik sağlamış... Bu benzersiz kanşı-
mı uyum içindeki melodilerde ve şarkı sözlerinde buluyoruz. Gül-
seren ve Luis Gomez tarafından kurulan grup Kumbya Turka,
sanatçı Gülseren'in sesi etrafında güçlü Latinritminipekiştiren,
üflemeli bakır çalgılar ve perküsyonlardan oluşan kendine öz-
gü orijinal bir orkestrayı canlandınyor. Latin Gecesi'ni alkışla-
nz. "Günümüzden Sesler Ezgiler" etkinliğinde Ustalar Toplu-
luğu yer alıyor. Solistler: Inci Çayırlı, Zekâi Tunca, Asuman
Aslım Görgün. Sazlar: Hasan Esen, Turay Dinleyen, Dilek
Yüzlüer, Şükrü Kabacı, Vahit Anadolu, Gürcan Yaman. Yö-
netmen: Ahmet Cennetoğlu... Ustalar Topluluğu (The Mas-
ters Ensemble) ülkemizin çeşitli sanat kurumlanna mensup de-
ğerli sanatçılariarafindan, 2002 yılında kuıulmuş olup geleneksel
musikimizin en güzel örneklerini vererek seyircisiyle buluş-
maktadır. Inci Çayırlı 1954 yılında Istanbul Radyosu'nagirmistj.
Münir Nurettin Selçuk korosunda da uzun yıllar çalışmıştı. Is-
tanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Türk Müziği lcra He-
yeti'nde şef yardımcısı olarak görev yaptı. Yurtiçinde ve yurt-
dışında çok sayıda konserler verdi. Çok küçük yaşlardan be-
ri müzikle yakınlaşan Zekâi Tunca, 1966 yılında öğrenimini ta-
mamlayarak girdiği sınavda başan gösterdi, ancak radyo sa-
natçısı olamadı. Mecburi hizmet ve askerlik nedeniyte radyo-
ya giremeyen Zekâi Tunca bir süre öğretmenlik yaptıktan son-
ra, 1971 yılında Ankara Radyosu Çoksesli Korosu'na katıldı ve
yetişmiş sanatçı olarak Türk Sanat Müziği bölümüne girdi. 1998
yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanına
layık görüldü. Asuman Aslım Görgün 1978 yılında İTÜ Türk Mü-
ziği Devlet Konservatuvan Ses Eğitimi Bölümü'ne girdi. 1981
yılında okulda kurduklan bir orkestra ile Halil Karaduman'ın
bestelediği bir pop şarkısını Eurovişion Türkiye elemelerine yol-
layarak TRT kurumunun denetimini kazandılar. Halil Karadu-
man'ın bestesiyle uzun bir çalışma yapan bu topluluk, halen
Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak solistlik görevini üstlenmiştir.
Bu topluluk, Avrupa'nın çeşitli üniversitelerinde klasik Türk mü-
ziğini tanıtıcı ve akademik yönlerden çalışmalar yapmaktadır.
BODRUM
• Denize sıfır, özel plaj
• Açık ve kapalı restaurant
• Alakart restaurant
(deniz ürünleri, balık çeşitleri, et çeşl
• Snack bar
• Klimalı odalar
• Yarım pansiyon açık büfe yemek
• Temmuz-Ağustos ayları
günlük klşlbaşı 70 YTL
• Kredi kartı ile ödeme yapılır
• Kablosuz internet
• Demokratik sivil toplum örgütü üyei
Cumhuriyet okurlarına özel Indlrim
• 0-6 Yaş Ücretsiz (1 Çocuk)
6-12 Yaş %50 indirimli
(Rezervasyon:
Tol: 0 252 387 90 46
Fax: 0 252 387 71 30
www.gundoaancennstmotal.com
»^HOTCLMAVIDCNIZ
TURUNÇ - MARMARİS
* ,.m.
ÖZEL PLAJ, DENİZE SIFIR, VÜZME HAVUZU, ÇOCUK HAVUZU, HAV/UZBAR. OOALARÜA; KLİMA, TELEFON, IV, KIN MAMNASI
15 TEMMUZ - 3 1 AĞUSTOS ERKEN ÖDEME KAMPANYASI
... . , _. _ ; ~. TZ (20Temmuz - 31Agustos)
Kışı başı Tam Pansiyon Plus/Gece S l n ı r h S a y l d a k i odalarımıza 5 gece ve üzeri
100.-YTL konaklamalarda Nakit ödemede %15
:unn*. ı.ui, v
«n.ek. vem«kit.rdc
ki oikoiM.. ıs
.uokk-r d.>hn indirim veya 2-12 Taksit imkanı
Fiyatlarıınıt iki kışitik od,sd:ı kısi ba$ı içindlr.
Ayııı odada 3'Uncil kljl (2-12 y.ı>) %50. (12 yaş Uslü) %2S iıııiırimliriir.
0-2 v.ı\ ücretsizdir.
REZERVASYON Tel: 0(252)4767190 - 91 infogj)hotelm;ıvideniz.com www.hotelmauideniz.com
Bitez / Bodrum
Bitez koyunda
denize 75 m.
mcsafcde
yeşillikler içinde
aile otelL.
tam pansiyon
Manuela Hotel
plajına sadece
5 dakika ve
Manuela Hotel'deki
bütün aktiviteler.
Odalarda;
TV, Klima, Ketle
Ücretsiz otogar servisi
Gün boyu çay, kahve
sular Ücretsiz.
Kredi kartına
taksit imkanı
TEMMUZ AYI
KİŞİ BAŞI : 68 YTL
Rezervasyon ve bllgi için; TeL 0252.363 79 04 - 0533.722 81 81
www.manuelahotel.com
Batı Karadenîz kıyısmda fındık, kestane ve ıhlamur
ağaçlarıyla içiçe, Ankara ve İstanbul'a 3 saat uzaklıkta.
Cumhuriyet okuriarına öxel indlrtm!
BODRUM /MİLAS/ÖREN
_ BODRUM / ÜT£Z _ _
McnuelcHotelBodrumun incisi Bitez koyunda, dostlar arasında özlenen tatil keyfi ftrsatı
Denize sıfır özenle ılizayn edilmiş humsalplajt,
botantk babçesini andtran doğasıyla
mavi ve yeşilin bütünleştiği tatil cennetidir...
20 Yılt aj-fcın haUteli ve güleryüzlü hizmeti ile
ö'zentt ve titiz btizırUınmtş mutfağt...
*î
Kottforlu tam donammh odalar
Ücretsiz hilUiir turlart
Kablosuz internet
Ücretsiz otogar servisi
Kredi Kartına Taksit İmkanı
OTELİMİ2E AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ TEKNE TURLARI
Tel: 0252.363 79 04 GSM: 0533.722 81 81 Daha fazla bilgi için: http://www.manuelahotel.com
Her şey dabil sistemimizde sabab kahvaltısı, öğlen yemeği,
akşam yemeği, beş çayı vepasta ikratnt, gün boyu (08.00-22.00)
alkollü ve alkolsüz limitsiz içecekler mevcuttur
aj, havuzlarcla şezlong, şemsiye ücretsizdir.
14.07 - 03.08
04.08 - 24.08
25.08 - 07.09
08.09 - 30.09
94 YTL. Klşl Başı
99 YTL. Kişl Başı
74 YTL. Klşl Başı
49 YTL. Klşi Başı
TAM PANSİYON ACIK BUFE KISİ BASI
Haziran 40 YTL.
Temmuz - Ağustos 50 YTL.
Eylül 40 YTL.
Gazeteniz hersabah kahvaltı masanızda.
0-6 Yaş Ocretsiz 6-12 Yaş %50 indirimli.
Odalarımızda; Kllma, Tv uydu yayını, 24 saat
sıcak su, kablosuz internet mevcuttur.
Tel : 0252.532 28 44
Fax : 0252.532 28 43
GSM : 0532.650 68 68
0542.609 98 98
0505.535 70 95
www.oteldenizyildizi.net
DENİ1E
DİPLOMAT
OTELveAPART
DOĞACENNETİ
TURUNÇ -MARMARİS - MUĞLA
mutfu b'ır tatil için... -ÇX
mtjn «i«f/«rı $mt»it ukin ıt iısnrh I ial tdıyı sıhip Ur bttik tltl
(l/ı:l Plaj, Vıı/ıııc I l.ıvıuıı. Gcniş B,ıln:o. Oto P.ııK. Wı li Intcmet
Tyın pdajarıln
Geniş Balkon, Telefon, Kllma, MiuiR.ıı.
Dijltal Rcccivcr Uydu TV, Sac Kurutma
GENİŞ BİLGİ, FİYATve REZERVASYON
www.diplomathotel.com.tr
252-476 7145 veya 537-825 7979
KİŞİ BAŞI; 42,50/YP'dan BAŞLAYAN FİYATLARLA
İükclc Mah. Koru MevkU. 36.Sokak No: 2 Datça
Tel: +90.252 712 41 81 Fax: +90.252 712 40 81
Web: http://www.datcalurkevl.com
Büyük-küçük havuz, lulbol,
basketbol, plaj voleybolu, masa
tenisi.mini club.oyun alanlan,
çlm çocuk parkı, atari salonu,
kablosuz İnternet erlşlml.
REZERVASYON VE BİLGİ:
Tel: +90.266.416 37 76 (pbx)
Faks: +90,266.416 32 26
artemis@artemis.gen.tr
www.artemls.gen.tr
I