29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2008 PAZAR 18 KULTUR [email protected] Yazıdaki olaylan öykü değil de, "örnek" olarak görmek, edebiyat eleştirmenliğinin ne denli uzağında olduğunun kanıtidır 'Bu yazınınniyetinedir?'Tam on yıl önce bir dergide okuduğumda gülm- üştüm, sadece gülmüştüm. Yazının önemsenecek hiçbir yanı yoktu. Kcndi içinde çclişkikrle, an- lamsızlıklarla, sadece suçlaınak adına yapılan lıa- ta zinciriyle dolu bir yazıydı... Ama, Yücel Ka- yıran bu yazıyı "Felsefi Şiir" adlı kitabma alın- ca hatalarını ve haksızlıklarını yazmak şart ol- du. Kayıran "Magazinel yaklaşım"ın, konu edindiği nesneyı geçmiş ve gelecek boyutlann- dan anndırarak, onu bugün içinde ele aldığını, geçmişten ömeklemeler yaptığını, ama neden- sellik ilişkisi bakurundan bağlantısız olduğunu, uzak ve erişilmez görüneni gündeliğin bayağı- lığı içinde cvcilleştirdiğini, gerçeği ortaya çı- kannadaıı çok, ortadan yok ettiğini uzun uzun an- lattıktan sonra, lafı benim bir yazıma getiriyor ve komedi de bundan sonra başlıyor!.. Sayın Ka- yıran'ın "Attan Düşen Jokey" adlı yazımdan yaptığı alıntıyı aynen alıyoram. Okuyalım lüt- fen: "Orhan Veli'nin cansız bcdcni Ccrrahpaşa Hastanesi'nin morguna kaldırılırkcn, elbise- leri de depoya gönderilir. Şairin ccplerinden sarı ambalaj kâğıdına sarılmış bir dış fırça- sı çıkar. Fırçanın sarılı olduğu kâğıt açıldı- ğında üstünde 'Aşk Resmigeçidi' adlı bir şi- ir yazılı olduğu anlaşılır. Bu şiirinde Orhan Veli, on iki sevgilisini anmaktadır sırayla. Ko- şuya hazırlanan yarış atlan gibi sıralanan ka- dın adlarının kimileri okunmaz. Bunun ne- deni, şairin dişlerinde gezdirdiği fırçanın kunımasuu beklemeden kâğıda sarması ve böylelikle kimi dizelerin mürekkep lekesine dönüşnıesidir. Yani, bir yerde, dudaklarının ' ıslaklığıdır kadınların adlarım silen. Sevgili- ' lcriııiıı sayısmı otuz ikiye tamamlayamadan ölen Orhan Veli'nin ceplerinden bir de at ya- rışı bülteni çıkar (...) Siyah takım elbiseler içe- risinde bir gelin ile La Cumparsita eşliğinde dans ederken çekilen bir fotoğrafi yoktur Or- an Veli'nin. Nikâh törenlerinin vazgeçilmez arkısı olan La Cumparsita, 1917 yılında, Uru- aay'da Mathus Rodrugues tarafından beste- nir. Genç besteci, şarkısının telif haklarını litör Ricardi'ye satar ve aldığı tiinı parayi at yarışlarmda kaybeder." Yücel Kayıran, iddiasına kanıt yapmak için ya- Orhan Veli zımı keserek, makaslaya- rak, yukardaki bölünıü alı- yor sadece... Ve bir sorgu- layıcı gibi başlıyor sırala- maya: "Bu yazının niyeti nedir? Şiirdcki at izleği mi konu edinmektedir bu yazıda, yoksa at ile kadın arasındaki benzerlikler mi?"... Sorulannı hedefini şaşırmış bir tabancanın mer- mileri gibi sıralamaya de- vam ediyor ama, hedef tah- tası yaptığı yazımı keyfinc göre kesip biçtiği için, bun- dan sonraki sorulannm tu- tarsızlığını anlamakta zor- lanacaksınız. Zaten, amacı okurunu aydınlatmak değil, bağcıyı dövnıek olan Kayı- ran için işin bu tarafi sorun olmamaktadır. Sıralıyor Ka- yıran: "At ile lslamcılık arasında bir bağ mı ku- ruhnaya çalışılıyor bu yazıda, yoksa at ile sos- yalizm ve Che Guevara'nın uçakta yolculuk ya- pışı arasında mı?" Böylelikle de, söziinü etti- ği, sözüm ona eleştirmeye çalıştığı "magazinel yaklaşım"ın en güzel örneğini bizzat Kayıran'ın kendisi sergilemeye başlıyor. 0nun için, ya- zımdaki akıcılık, bütünsellik önemli değil... Key- finc göre kesip biçtiği yazıyı, gündeliğin "ba- yağılığı" içinde kendi algı seviyesine göre "ev- cilleştirmeye" çahşıyor... Hal böyle olunca da, gerçeği ortaya çıkarmadan çok, ortadan yok edi- yor. Diyor kı yanılgı ustası yazanmız: "Akın'ın yazısında, birbirinden farkh alanlara ve de- ğerlere sahip bu örnekler, eşit değerlere sa- hip örnekler olarak sumılmakta"... El in- saf!ü... Orhan Veli'yle, Rodrugues'i "eşit de- ğerler" olarak algılayacak bilgi yoksunu kaç ki- şi bulabilirsiniz? Ya da, yazıda adı geçen Cemal Süreya ile Che Guevera'yı?.. Üstelik, yazıdaki kişiler ve olaylar "örnek" olarak değil, "öykü" olarak sunulmaktadır. Yazıdaki olaylan öykü de- ğil de, "örnek" olarak görmek, edebiyat eleş- KULE V ! CANBAZlâ SUNAY AKIN tirmenliğinin ne denli uza- ğında olduğunun kanıtidır. O yazı bir inceleme, araştır- ma yazısı değildir. Bir tarih çalışması hiç değildir. Orta- da, at yanşı ipliğiyle öyküle- rin örüldüğü bir edebi eser, bir deneme vardır. Her ne kadar, öyküler ara- sında "anlamsal, sorunsal, izleksel" bir bağ olmadığını söylesen de, yazının okura at yanşı üzerine kurulan küçük hayat öykülerini sunduğu, edebi cinayetinin kurbanı olan, parçaladığın cesetten yazına alıntı yaptığın ve be- nim de okura sunduğum yu- karıdaki bölümdc bilc tartı- şılmaz bir olgu olarak gözler önündedir. Bunu anlamamak için insanın gözünde at göz- lüğü olması gerekir. Söz ko- nusu yazının tamamı "Is- tanbul'da Bir Zürafa" adlı kitabımda var. Bu kitap da zaten, hayvan öykülerini içeren dene- melerden oluşuyor. Kayıran ne yazık ki, "ma- gazinel" mayınlara bizzat kendi basıyor. îşte, bu- nun bir başka somut kanıtı; bakın, beni neyle suç- luyor: "Tulumbacı Bahriye Hanım 'çıplak ayaklanyla yağmur, çamur demeden sokaklar- da koşan' biri olarak betimlenirken, rulum- bacıların ayakkabüarının olmadığı sorunu eleştirileceği yerde, bu olumsuzluk abartıla- rak yüceleştirilmektedir." Magazinel yaklaşım Hadiii, buyurun!.. Magazinel yaklaşım.. ne ya- pardı Sayın Kayıran, anımsa, aynen şunu yaz- mışsın: "Geçmişin bu tarzla örneklenmesi, bugünün yüceltilmesi ve geçmişin bugünden farklı olmadığının gösterilmesi işlevini gö- rür"... Sorarım, senin gibi "magazinel" bak- saydım, kendi dönemi ve koşullan içinde tari- hi bir gcrçeklik olan tulumbacılann çıplak ayakla yangına gittiğini eleştirseydim, okuru- mu "geçmişin bugünden farklı olmadığı" ya- nılgısına sürüklemez miydim? Dönemi içinde algılanması gereken bir olayı "bugün içinde" değerlendiren bakış acaba kimde sendc mi, ben- de mi? Kafandaki bu yaklaşım "magazi- nel"liğin anayasası olarak gösterdiğin "gerçe- ği ortaya çıkarmaktan çok, yok etmek" de- ğil de nedir?.. Sen, o yıllarda ayakkabılarla yan- gına koşmanın, ayakkabısız koşmaktan daha çok can acıtacağını, bunun tüm tulumbacılar arasında bir gelenek olduğunu bilmiyorsan, kabahat bende mi? Bundan böyle tulumbacılan yangı- na yalın ayak koşarken gösteren bir fılm sah- nesi çeken yönetmenin ya da onun resmini ya- pan ressamın, hele ki betimleyen yazarın vay haline!.. Bencc Kayıran, sen "abartı" dolu hak- sız saldınlarınla kendini "yüceltme" peşinde- sin. Üstelik bu infazı, yalnızca bana değil, pck çok değerli, saygın şaire, yazara da yapıyorsun. Kitabmda duyarlı şair ve yazarlara son derece kaba saba saldınyorsun. Benim yazımı anla- yacak incelikten uzak olduğunu bir kenara bı- rakahm, yazımı karalamak için alıntı yaptığın yazarlann ne demek istediğini bile anlamakta zorluk çekiyorsun. Murat Belge'den bir alın- tıyı paravan yaparak bana yönelttiğin "sıradan bayağüığın düzeyi" gibi çirkin lekeyi inan ba- na, üstünden atamayacak olan sensin. En kötü edebiyatçı bile senin şu "sıradan" ve "baya- ğı" sorununu ağzına almaz, en donanımsız eleş- tirmen bile bir sanat eserine senin şu tavrmla yaklaşmaz: "Bu yazının niyeti nedir?"... Yine de gönlüm bir yazarın haksız çıkması- na el vermiyor!.. Bari ben de magazinleşeyim de, Yücel Kayıran'ın gönlü olsun: "Tulumbacı Hayriye Hanım çıplak ayaklanyla yağmur, çamur demeden sokaklarda koşuyordu... Yalnız o mu? Tüm tulumbacılar ayakkabı- sızdı. Siz değil tulumbacılar, sizi çıplak ayak koşturanlar utansın... Sizi ayakkabı- sız bırakan, sizden bir çift ayakkabıyı esir- geyen amirlerinize, ayakkabısını çıkarıp si- ze vermeyenlerin tümüne yazıklar olsun be, yuh olsun!"... SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Sesler ve Ezgiler ENKA Küttür Sanat 20. yılında, 26 Haziran-18 Temmuz 2008 tarihlerinde Enka Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu sahne- sinde Sadi Gülçelik Spor Sitesi'ni de kapsayan Sanat ve Kül- türŞenlikleri'ni başarıyla sürdürüyor... Şöylece programı izle- diğimiz zaman 26 Haziran 2008'den 15 Eylül 2008'e kadar şu etkinlikleri görüyoruz. Fazıl Say'ın solist olarak katıldığı Patricia Kopatchinska- ja konseıi ilgi çekmiş, sonra geçtiğimiz 2 Temmuz 2008'de Ti- yatro "Kibarlık Budalası"n\ oynamış. 4 Temmuz 2008'de Ser- tab Erener-Sabri Tuluğ Tırpan konser vermişler... 9 Temmuz 2008'de Tiyatro "Gönül Hırsızfru oynamış. 11 Temmuz 2008'de "Günümüzden Sesler Ezgiler" konseri verilmiş. 16 Tem- muz 2008'de Tiyatro "Babam'la Dans"ı oynamış... 18Temmuz 2008'de "Gnıpo Kumbya Turka" Latin Gecesi konserini ver- miş... 1 Ağustos'tan 15 Eylül'e kadar Sinema Günleri yer alı- yor... 18 Temmuz 2008'deki "Latin Gecesi-Grupo Kumbya"n\n çok önemli bir yönü var Grupo Kumbya Turka'nın kuruluşu or- kestra şefi Luis Emesto Gomez, solist ve perküsyon Gülse- ren,.vokal Caroline Begin ve Eda Karaytuğ, trompet Seno- va Ülker, trombon Aycan Teztel, klamet Turgut Aktaş, tu- ba Kemal Oksal, davul Burak Ersöz'den oluşuyor. Bu grubun kökeninde geleneksel ve Kofombiya'yı temsil eden ulusal bir dans ve müzik oluşuyor... Deniz kenannda doğan iki müzik stilinin ince bir kanşımından oluşan Grup Kumbya Tur- ka'nın müziği Kolombiya ile Türk müzik ve ritimlerini birieştir- miş, olağanüstü bir birliktelik sağlamış... Bu benzersiz kanşı- mı uyum içindeki melodilerde ve şarkı sözlerinde buluyoruz. Gül- seren ve Luis Gomez tarafından kurulan grup Kumbya Turka, sanatçı Gülseren'in sesi etrafında güçlü Latinritminipekiştiren, üflemeli bakır çalgılar ve perküsyonlardan oluşan kendine öz- gü orijinal bir orkestrayı canlandınyor. Latin Gecesi'ni alkışla- nz. "Günümüzden Sesler Ezgiler" etkinliğinde Ustalar Toplu- luğu yer alıyor. Solistler: Inci Çayırlı, Zekâi Tunca, Asuman Aslım Görgün. Sazlar: Hasan Esen, Turay Dinleyen, Dilek Yüzlüer, Şükrü Kabacı, Vahit Anadolu, Gürcan Yaman. Yö- netmen: Ahmet Cennetoğlu... Ustalar Topluluğu (The Mas- ters Ensemble) ülkemizin çeşitli sanat kurumlanna mensup de- ğerli sanatçılariarafindan, 2002 yılında kuıulmuş olup geleneksel musikimizin en güzel örneklerini vererek seyircisiyle buluş- maktadır. Inci Çayırlı 1954 yılında Istanbul Radyosu'nagirmistj. Münir Nurettin Selçuk korosunda da uzun yıllar çalışmıştı. Is- tanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Türk Müziği lcra He- yeti'nde şef yardımcısı olarak görev yaptı. Yurtiçinde ve yurt- dışında çok sayıda konserler verdi. Çok küçük yaşlardan be- ri müzikle yakınlaşan Zekâi Tunca, 1966 yılında öğrenimini ta- mamlayarak girdiği sınavda başan gösterdi, ancak radyo sa- natçısı olamadı. Mecburi hizmet ve askerlik nedeniyte radyo- ya giremeyen Zekâi Tunca bir süre öğretmenlik yaptıktan son- ra, 1971 yılında Ankara Radyosu Çoksesli Korosu'na katıldı ve yetişmiş sanatçı olarak Türk Sanat Müziği bölümüne girdi. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanına layık görüldü. Asuman Aslım Görgün 1978 yılında İTÜ Türk Mü- ziği Devlet Konservatuvan Ses Eğitimi Bölümü'ne girdi. 1981 yılında okulda kurduklan bir orkestra ile Halil Karaduman'ın bestelediği bir pop şarkısını Eurovişion Türkiye elemelerine yol- layarak TRT kurumunun denetimini kazandılar. Halil Karadu- man'ın bestesiyle uzun bir çalışma yapan bu topluluk, halen Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak solistlik görevini üstlenmiştir. Bu topluluk, Avrupa'nın çeşitli üniversitelerinde klasik Türk mü- ziğini tanıtıcı ve akademik yönlerden çalışmalar yapmaktadır. BODRUM • Denize sıfır, özel plaj • Açık ve kapalı restaurant • Alakart restaurant (deniz ürünleri, balık çeşitleri, et çeşl • Snack bar • Klimalı odalar • Yarım pansiyon açık büfe yemek • Temmuz-Ağustos ayları günlük klşlbaşı 70 YTL • Kredi kartı ile ödeme yapılır • Kablosuz internet • Demokratik sivil toplum örgütü üyei Cumhuriyet okurlarına özel Indlrim • 0-6 Yaş Ücretsiz (1 Çocuk) 6-12 Yaş %50 indirimli (Rezervasyon: Tol: 0 252 387 90 46 Fax: 0 252 387 71 30 www.gundoaancennstmotal.com »^HOTCLMAVIDCNIZ TURUNÇ - MARMARİS * ,.m. ÖZEL PLAJ, DENİZE SIFIR, VÜZME HAVUZU, ÇOCUK HAVUZU, HAV/UZBAR. OOALARÜA; KLİMA, TELEFON, IV, KIN MAMNASI 15 TEMMUZ - 3 1 AĞUSTOS ERKEN ÖDEME KAMPANYASI ... . , _. _ ; ~. TZ (20Temmuz - 31Agustos) Kışı başı Tam Pansiyon Plus/Gece S l n ı r h S a y l d a k i odalarımıza 5 gece ve üzeri 100.-YTL konaklamalarda Nakit ödemede %15 :unn*. ı.ui, v «n.ek. vem«kit.rdc ki oikoiM.. ıs .uokk-r d.>hn indirim veya 2-12 Taksit imkanı Fiyatlarıınıt iki kışitik od,sd:ı kısi ba$ı içindlr. Ayııı odada 3'Uncil kljl (2-12 y.ı>) %50. (12 yaş Uslü) %2S iıııiırimliriir. 0-2 v.ı\ ücretsizdir. REZERVASYON Tel: 0(252)4767190 - 91 infogj)hotelm;ıvideniz.com www.hotelmauideniz.com Bitez / Bodrum Bitez koyunda denize 75 m. mcsafcde yeşillikler içinde aile otelL. tam pansiyon Manuela Hotel plajına sadece 5 dakika ve Manuela Hotel'deki bütün aktiviteler. Odalarda; TV, Klima, Ketle Ücretsiz otogar servisi Gün boyu çay, kahve sular Ücretsiz. Kredi kartına taksit imkanı TEMMUZ AYI KİŞİ BAŞI : 68 YTL Rezervasyon ve bllgi için; TeL 0252.363 79 04 - 0533.722 81 81 www.manuelahotel.com Batı Karadenîz kıyısmda fındık, kestane ve ıhlamur ağaçlarıyla içiçe, Ankara ve İstanbul'a 3 saat uzaklıkta. Cumhuriyet okuriarına öxel indlrtm! BODRUM /MİLAS/ÖREN _ BODRUM / ÜT£Z _ _ McnuelcHotelBodrumun incisi Bitez koyunda, dostlar arasında özlenen tatil keyfi ftrsatı Denize sıfır özenle ılizayn edilmiş humsalplajt, botantk babçesini andtran doğasıyla mavi ve yeşilin bütünleştiği tatil cennetidir... 20 Yılt aj-fcın haUteli ve güleryüzlü hizmeti ile ö'zentt ve titiz btizırUınmtş mutfağt... *î Kottforlu tam donammh odalar Ücretsiz hilUiir turlart Kablosuz internet Ücretsiz otogar servisi Kredi Kartına Taksit İmkanı OTELİMİ2E AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ TEKNE TURLARI Tel: 0252.363 79 04 GSM: 0533.722 81 81 Daha fazla bilgi için: http://www.manuelahotel.com Her şey dabil sistemimizde sabab kahvaltısı, öğlen yemeği, akşam yemeği, beş çayı vepasta ikratnt, gün boyu (08.00-22.00) alkollü ve alkolsüz limitsiz içecekler mevcuttur aj, havuzlarcla şezlong, şemsiye ücretsizdir. 14.07 - 03.08 04.08 - 24.08 25.08 - 07.09 08.09 - 30.09 94 YTL. Klşl Başı 99 YTL. Kişl Başı 74 YTL. Klşl Başı 49 YTL. Klşi Başı TAM PANSİYON ACIK BUFE KISİ BASI Haziran 40 YTL. Temmuz - Ağustos 50 YTL. Eylül 40 YTL. Gazeteniz hersabah kahvaltı masanızda. 0-6 Yaş Ocretsiz 6-12 Yaş %50 indirimli. Odalarımızda; Kllma, Tv uydu yayını, 24 saat sıcak su, kablosuz internet mevcuttur. Tel : 0252.532 28 44 Fax : 0252.532 28 43 GSM : 0532.650 68 68 0542.609 98 98 0505.535 70 95 www.oteldenizyildizi.net DENİ1E DİPLOMAT OTELveAPART DOĞACENNETİ TURUNÇ -MARMARİS - MUĞLA mutfu b'ır tatil için... -ÇX mtjn «i«f/«rı $mt»it ukin ıt iısnrh I ial tdıyı sıhip Ur bttik tltl (l/ı:l Plaj, Vıı/ıııc I l.ıvıuıı. Gcniş B,ıln:o. Oto P.ııK. Wı li Intcmet Tyın pdajarıln Geniş Balkon, Telefon, Kllma, MiuiR.ıı. Dijltal Rcccivcr Uydu TV, Sac Kurutma GENİŞ BİLGİ, FİYATve REZERVASYON www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 KİŞİ BAŞI; 42,50/YP'dan BAŞLAYAN FİYATLARLA İükclc Mah. Koru MevkU. 36.Sokak No: 2 Datça Tel: +90.252 712 41 81 Fax: +90.252 712 40 81 Web: http://www.datcalurkevl.com Büyük-küçük havuz, lulbol, basketbol, plaj voleybolu, masa tenisi.mini club.oyun alanlan, çlm çocuk parkı, atari salonu, kablosuz İnternet erlşlml. REZERVASYON VE BİLGİ: Tel: +90.266.416 37 76 (pbx) Faks: +90,266.416 32 26 [email protected] www.artemls.gen.tr I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle