Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 TEMMUZ 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
Maşa
Hamza Saykan:
"2 bin 455
sayfada iki tür
kahraman var;
paşalar ve
maşalar..."
D E N I Z S O M
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
- AKP'li vekili
kene ısırmış...
"Ergenekon kenesidir!"
3
E
a
Hükümet
çalışandan
çalıyormuş...
Çalışmayana
vermek içindir!
Sarkozy
Haluk Kutlu:
"Atatürk'e
saldırmasını
istemiştik,
tutmuş Taliban'a
da dil uzatmış; bu
Sarkozy,
Ergenekon'u hak etti
valla!"
Medyajan
Reşit Çağın:
"Türkçe bilen
ajan arayan CIA;
Türk medyasına
baksa ya!"
Medrese
Vahdi Bingöl: "I.
Melih Gökçek,
ODTÜ
yerleşkesini yıkıp
yerine medrese
yapacaktır!"
PERŞEMBENİN gelişinin çarşambadan belli
olduğunu söylüyor Ceyhun Balcı:
"Emniyet Genel Müdürlüğü'nün tehdit
algılamasına konu olan 'ulusalcılık' soyut bir
durumun simgesiydi. Fakat soyut durumun
yeterince etkili, dehşet verici ve korkutucu
olması söz konusu değildi. Etkin bir yapıya
büründürmek somutlaştırılmasına bağlıydı.
Ulusalcılık bilincinin kâğıt üzerinde soyut bir
kavram olmaktan çıkartılıp tehdit olarak
algılatılması için bir adım daha gerekliydi:
Duyarsızlaştırılmış ve kötü bilgiyi iyisinden
ayıramaz duruma getirilmiş toplumun desteği!
Işi uzun bir sürece yaymanın ve olabildiğince
tehlikeli ve gizemli bir kisveye sokmanın yanı sıra
kirletilrniş, saptırılmış ve belki de hiç olmayan
sanal bilgi ve belgelerin gerçek süsü verilerek
kitle iletişim araçları yoluyla kamuoyuna
Korku çemberi
sunulması neredeyse kanıksanmış eylemlere
dönüşmüş oldu geçtiğimiz dönemde. Ulusalcı
kişiler, haklarında kuşku izlenimi yaratacak
türden gösterilerle derdest edildiler. Şüpheliler
arasına özenle sokuşturulan ve geçmişteki kimi
olaylarla bağlantıları kamuoyuna özümsetilmiş
olanların varlığı da bu somutlaştırma sürecinin
sıradan öğelerine dönüştürüldü.
Soyut durumu ile oluşturulması neredeyse
olanaksız olan 'korku çemberi' somutlaştırma
yolu ile yaşama geçirildi! Sağlık sorunları göz
ardı edilerek ölüme vardırılan 'yargısız yaptırım'
anlayışı da korkutma amacının en sağlam kanıtı
olsa gerektir. Yargısız yaptırım kurbanının
SESSİZ SEDASIZ (!)
toprağa verilmesi için bir araya gelebilenlerin
sayısının bir elin parmakları kadar oluşu da bu
yaklaşımın işe yaradığının göstergesi
sayılmalıdır!
Önde gelen güncel gelişmelerin karşısındaki
birincil güçlerin bir yandan devre dışı bırakılması
ve diğer yandan da o güçlere yakınlık duyanların
korkutma yolu ile sindirilmesi bir taşla birkaç kuş
vurma örneğindeki gibi bir kazanımın elde
edilmesine olanak verdi.
Duyarsızlaştırılmış ve sorgulama yetileri
neredeyse sıfırlanmış geniş toplum kesimlerini
bir yana bırakarak, niceliği az ama niteliği fazla
olan duyarlı ve sorgulayıcı kesimlerin şu soruya
yanıt araması artık bir göreve dönüşmüştür:
Toplum bir büyük korku çemberi ile
sarmalanırken Türkiye neleri yitirmiştir veya daha
neleri yitirme yoluna sokulmaktadır?"
IBıraksalar da AKP'liler çalışsaymış!
İSLAMCI AKP milletvekilleri
yakalarına "Bırakın da çalışalım"
rozeti takınca Mustafa Saraç
"Çalışma fiilinden ne kastedildiğini
anlamak zor" diyor:
"Ihtimal çoktur. Çalışalım ifadesi,
Kuzey Irak hükümetiyle
Amerikancılık rekabetine girmek
anlamında 'Bırakın yarışalım' mıdır
yoksa ülke varlıklarının
uluslararası tekellerle ve yerli
yandaş şirketlerine devri
anlamında 'Bırakın kapışalım' mıdır,
anlamak zor. Kastedilen, tüm kilit
mevkilerin teşkilat mensuplarına
tahsisi anlamında 'Bırakın koltuğa
yapışalım' veya ABD'nin muhtemel
askeri maceralarına destek amacıyla
'Bırakın Irak halkıyla çatışalım' da
olabilir. Belki de, vekil
dokunulmazlıklarının kalkması
durumunda hesap verme
zorunluluğu gündeme geleceğinden,
'çalışalım' sözcüğüyle, 'Bırakın
'x sıvışalım' demek istemektedirler;
" kim bilebilir? Ancak, bildiğimiz,
iktidar vekillerinin rozet
protestosunun, tam da resmi işsizlik
rakamlarının açıklandığı güne denk
geldiğidir ve muazzam bir işsiz
ordusu, iktidardaki vekillerin yıllardır
çalışmadıklarını kanıtlamaktadır."
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku@yahoo.com
AKP demokraside iddialı,
şey yani iddianameli!
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
N. Armstrong'dan
Marmaray'a...
Tam 39 yıl önce bugün "Ay"a
ayak basan Neil Armstrong, son-
suz karanlıklar içindeki "küçü-
cük" yeryuvarlağına baktığmda
aslmda yalraz değildi; onımla bir-
likte tüm "insan"hk da "Dün-
ya'ya tutsak"lığını ilk kez
"göz"üyle görmüş oldu.
24 Temmuz 1969'daki bu "ür-
pertici" bakışın mesajı tartışma-
sızdı: "Dünyadan başka gidccck
yer yok..." O halde bütün bu sa-
vaşlar, talanlar, yağmalar.. ne-
den? Hep birlikte yaşamaya mec-
bur olduğunıuz gezegeni kırlet-
mek, bozmak, tahrip ctmek.. ne-
den?..
Nitekim Dünya Doğal ve Kül-
türel Miras Sözleşmesi'nin "ertesi
yıl" imzalanması; ilk Dünya Çev-
re Konfcransı'nın da 1972'dc top-
lanması; Ay'dan gözle görünen bu
gerçeğin yarattığı "gezegcn bi-
lincP'nin ürünüdür...
Dünya Mirası tstanbul
lşte bu bilinçle olacak, tüm ül-
kelerdeki kültürel birikimler de ay-
nı süreçte "Dünya mirası" kabııl
edilir. UNESCO'nun, insanlığın
ortak zenginliği listesinde 1985'ten
Üsküdar, "antik çağ"dan beri var...
itibareıı "İstanbul" da yerini alır...
Çünkü 2600 yıldır kesintisız
(terk edilmeden) yaşanan bu
kent,herbiri "dünya imparator-
luğu" sayılan Roma, Bizans ve
Osmanlı'ya "başkenf'lik yap-
mıştır. Aynı geçmişin izleri ve
anıtlanyla birlikte yaşamanın "ev-
rensel değer"ini taşımaktadır...
Ancak bu onur verici değere ya-
kışır bir "evrensel sorumluluk"
gcrekiyor. Yaklaşık 5 yıldır,
"Dünya nıirasıııı korumada si-
nıfta kalıyorsunuz" diyen UNES-
CO, lstanbul'u insanlığın gurur lis-
tesinden çıkaracağını söylüyor.
Bu "uyan"nm son aşaması ise
birkaç ay önceki "tcftiş"e ait
UNESCÖ raporanıuı Kanada'da
görüşülmesiydi. Raporda, son yıl-
lann güııdemindeki "kent kültü-
rü yoksunu" projcler de eleşti-
rilmişti...
Örncğin Haliç'te planlanan
"metro köprüsü"nün Suriçi ve
Galata gibi iki eşsiz tarihsel pey-
zajın arasında "uygunsuz" tasar-
landığı; Süleymaniye'nin "çök-
meye terk edilmiş" ahşap ko-
naklarına gösterilen umarsızlık;
Sulukule'deki sözde dönüşüm
adına girişilen "kentsel yıkım" ve
"toplu sürgün" uygulanıası... in-
sanlık adına nasıl kabul edilebi-
lirdi?
UNESCO'nun Kanada karan
"l)iı gibi yanlışların gidcrilnıcsi
için 2009'a kadar süre veril-
mesi" şeklinde çıktı. Yani,
2010'daki "Avrupa Kültür Baş-
kentliği" bile beklenmeden ls-
tanbul'un "kültür suçlusu" ilan
edilerek "liste"den çıkanlması
"olasılığı", ortadan kaldınlma-
dı... Bu "yüz kızartıcı" dunımu
yaşamamak için. sözgelimi Sulu-
kule'de lstanbullu Roman vatan-
daşlarımızdan "özür" dilenecek
mi? Oraya tasarlanan rant apaıt-
manlannı pazarlamak yerine, semt
sakinlerini "orada" gözetecck
yeni bir proje geliştirilccek mi?
Ya da kentin her tarafını kap-
layan beton viyadüklere harcanan
trilyonlardan bir kısmı da Zeyrek
ve Süleymaniyc gibi mimarlık ve
kent şahcserlcrini çökmekten kıır-
tannaya aynlabilecek mi?
Hatta Tarihi Yarımada'nın,
Galata'nın ve Salacak'ın Boğaz-
içi girişinde yarattıklan, dünyada
tek "kıtalararası
kent paııoramasf'nı
korumak için, yine
"UNESCO endişe-
leri" arasında yer
alan Haydarpaşa vc
Galataport gibi Is-
tanbul düşmanı pro-
jeler "iptal" edile-
cek mi?
Tarlabaşı'ndaki
kimlik ve kültür de-
rinliklerini "resto-
re"! etmek adına, tu-
tup "rurisrik dekor"lara döniiş-
türmekten vazgeçilecek mi?
... Ve imar dosyası
UNESCO'dan "övgü" alan ise
"Marmaray" kazılan...
Kıtalan birleştirecek metronun
yeraltındaki Üsküdar ve Yeni-
kapı istasyonlan, kent içi arkeo-
lojik alanlarrn "dünya gözdeleri"
oldular. Yenikapı, çıkanlan çok sa-
yıdaki tekne ve kayık kalıntılanyla
artık zengin bir "antik çağ linıa-
nı".. Üsküdar'da ise lstanbul'da-
ki Anadolu yakası yerleşimlerinin
ne denli eskilere dayandığı bel-
geleniyOr.
Kanal B'deki İmar Dosyası'nda,
bu geceki konuklanmız Manııaray
kazılannm arkeolog uzmanları...
Dr. Şehrazat Karagöz. Üskü-
dar'daki çarpıcı sonuçları; Metin
Gökçay da Yenikapı'daki binler-
ce yıllık "denizcilik uygarlığı"nı
anlatacak...
UNESCO'nun 2009'daki sına-
vında ise galiba en yüksek notu iş-
te bu tarih ve uygarlık cmcktarla-
n alacaklar...
eklncl@cutnhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@yahoo.com. tr
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAIS www.junkldz.com
HEEEY! DOMATESLERE
BASIYORSUNUZ! BAHÇEMİN
SINIRLARINDAN İÇERİ
ÛİRMEYİN!
ESKIDEN
DÜNYADA HERYERDE
SINIRLAR VARMIS!
TARİHTE BIGİJN MÜMTAZARIKAJS 20 Tenıtnvz www.mumtaz-arikan. com
FİKRET MUALLâ'N/M ÖLÜMÛ
SUGÜM, ÛMLÜ
, 64-
t&ytlLMUÇTZ/. AVC4/C,
ACAZOlL TZJTTCUS'U VE
HASrAAJELEfSiNt>E TEDAl//
MJL
•SAUATÇIUfA/
1
M
.5 Milyon YTL
s
İUU Dlll YTL
25 Bin YTL
snnn VTI
100
002393
021300
072210
086625
136532
170715
198212
228381
278835
331572
362534
412135
457717
500166
519450
550918
576488
610518
627444
667162
004756
027153
073173
087271
145012
171202
I99839
232953
290209
334510
363679
438391
462775
501313
520220
552187
591145
615209
649188
673353
150 YTL
013567
034108
075016
099414
152572
172212
209406
252204
296103
337575
374845
444591
468166
512959
521518
571093
593009
615873
650722
680595
İ L L İ Pİ
609363
ODDU l
H
1
458701
333894
577678
014187
038040
080533
109944
160096
178918
212863
252371
312408
349905
385239
445293
470270
514288
548830
575233
596049
619618
651925
684626
020426
051061
081613
112969
170707
183475
221122
255841
314030
357534
390238
449223
494384
516193
548835
575615
604558
625581
657875
696795
Y A N C O
000369
016483
046220
061613
081402
113468
138240
164711
178702
197845
222902
236206
250693
288083
327315
372783
392986
412329
441185
455107
482289
501783
508240
527209
571286
586764
606336
006136
019122
048680
063162
085031
113497
150271
166122
178972
211076
223660
236286
251214
294846
332563
373928
393272
427502
443337
462991
488319
502007
509234
527448
574464
589790
610559
ÇE
100 YTL
008067
025054
052583
065662
086426
118121
153202
167711
179428
211770
227697
246428
262792
297372
332585
374111
396578
429755
448922
464719
489023
502639
513770
554703
574679
600468
616309
K İ L
009189
032021
055131
070476
090985
128083
159515
171715
181552
219856
229839
246852
269218
305356
335825
377769
398684
430305
450142
477417
490852
503991
516511
565572
577503
601820
617100
iri
014016
037342
059316
072401
094119
131649
161702
173024
189989
221500
230806
248417
279022
321982
356064
380417
410016
437584
451716
478428
493033
504375
521380
570243
579869
604400
619833
YA P I L D I
623507 632852 637442 640211
640822 644558 645775 649883
671724 672679 679586 682209
00379
06429
12549
16696
25345
32656
37866
47122
50220
55394
62499
68573
77622
93679
0748
3456
6908
80 YTL
01204 01799 02954 04219
06699 07424 08355 09057
13128 14050 14219 15447
19730 21848 22513 22996
25582 25963 28258 29372
33730 34712 36072 36775
39805 42912 43193 43242
47400 47987 49329 49432
53109 53462 54213 55110
59827 59926 60296 60712
65339 65832 66036 67086
68869 69624 71449 76628
79026 81239 83007 84809
98161
40 YTL
640214
669139
690371
06192
10915
15610
23549
31207
37126
45122
49756
55268
61004
67655
77582
87442
0884 1228 1250 1629 2230 3370
3463 3882 4119 4205 6528 6786
6925 8336 8415 8524 8757
30 YTL
253 374 381 480 482 533 534 553
644 803
20 YTL
06 07 12 27 29
Amorti 3 ve 5
PANO
DENIZ KAVUKÇUOGLU
Günlükler
Almanya'nın ünlü Stern dergisinin 25 Nisan 1983
günü düzenlediği uluslararası basın toplantısına dün-
yanın her yerinden yüzlerce gazeteci ve sayısız tel-
evizyon kanalı gelmişti. Dergi, 'Hitler'in Günlükleri'n
ele geçirmiş, satışı tavan yapan 23 Nisan tarihli sa-
yısında ilk pasajları yayımlanmıştı. Avrupa'nın ya-
kın tarihinin belki de yeniden yazılmasına neden ola-
cak önemde bir gazetecilik başarısıydı söz konu-
su olan.
Derginin 'yıldız' yazarlarından Gerd Heide-
mann'ın, elinde 'Hitler'in Günlükleri'nm birinci cil-
dini havaya kaldırarak verdiği 'zaferpozu'ertesi gün
gazetelerin ilk sayfalarında yayırrilandı. Televizyon
söyleşileri birbirini izliyordu. 'Saşar/'nın gerçek mi-
marı oydu, 'hazine'nin Konrad Kujau adında biran-
tikacıda olduğunu öğrenmiş, antikacıyı tanıyan bir
sanayiciyi araya sokarak dergi yönetimi adına pa-
zarlığa oturmuştu. Bulgunun önemi nedeniyle gö-
rüşmeler gizli yürütülüyordu, yazıişlerine bile bilgi ve-
rilmemişti.
Derginin Genel Yayın Yönetmeni Peter Koch, olan
bitenden ancak 13 Mayıs günü haberdar olmuştu;
ne var ki artık çok geçti, çünkü 5 Mayıs günü gün-
lüklerin sahte olduğu anlaşılmış, fakat bu arada da
Konrad Kujau'ya 62 cilt sahte günlük için tam 9 mil-
yon 300 bin Mark (4 milyon 650 bin Avro/8 milyon
974 bin YTL) ödenmişti.
•••
Konrad Kujau hem cin gibi akıllı hem de üstün ye-
tenekli bir kaligraf ve ressamdı, ama aynı zaman-
da da açgözlüydü. Stern ile önce üç cilt için an-
laşmış, ama karşısındakilerin ısrarcılığını görünce ön-
lerine önemli bir bölümünü o günlerde kaleme al-
dığı 58 cilt daha sürmüştü. Stern yetkililerinde kuş-
ku uyandıran da bu yeni ciltler olmuş, 'mah ince-
letmek için çeşitli kuruluşlara başvurmuşlardı.
Kujau'un çalışması öyle başarılıydı ki Federal Ar-
şiv de, Rheinland-Pfalz Eyaleti Kriminal Dairesi de
günlüklerin özgünlüğünden kuşku duymadılar.
Günlükler için 'sahtedir' diyen ilk kuruluş Federal
Materyal Araştırma ve Inceleme Kurumu oldu. Ya-
pılan incelemede ciltlerdeki yapıştırıcının II. Dün-
ya Savaşı'ndan, kâğıtlardaki beyazlatıcının ise
1950'den sonra kullanılmaya başlandığı ortaya çık-
mıştı.
•••
Konrad Kujau ve Gerd Heidemann Hamburg'da
yargılandılar, dava 1985 yılında sonuçlandı. Kujau,
sahtekârlıktan 4 yıl 6 ay hapse mahkûm oldu. Hei-
demann da Kujau'ya ödemesi gereken paradan 2
milyon Markı cebine indirdiğinden aynı cezayı aldı
ve cezasını sonuna kadar çekti. Kujau, gırtlak kan-
serine yakalanması nedeniyle 3 yıl yattıktan sonra
çıktı ve sahtekârlığı 'yasal bir meslek' olarak sür-
dürdü. Popüler bir 'sanatçı' olarak bir atölye açtı, bü-
yük ustaların yapıtlarını kopyalayıp arkalarına 'Ori-
jinal Kujau kopyasıdır' notunu düşerek pazara sür-
dü, iyi de satış yaptı.
llginç biradamdı, 1996 yılı yerel seçimlerinde Stutt-
gart belediye başkanlığına aday oldu ve 901 oy al-
dı! 2000 yılında kanserden öldü.
•••
Olan, doğal ki Stern'e oldu, uzunca bir süre ken-
di neden olduğu rezalet batağında debelendi. Bir
dönem tirajı yerlerde sürünecek ölçüde azaldı.
Yeniden toparlanana kadar okurlarından özür üs-
tüne özür diledi.
Yazıişleri, doğrudan bir suçu olmamasına rağmen
toptan istifa etmek zorunda kaldı.
Dergi için belki de en vahimi 1992 yılında çevri-
len ve sahte Hitler Günlükleri'nden hareketle Stern
dergisini konu alan 'Schtonk!' adlı sinema filmiydi.
Film o kadar başarılıydı ki yabancı filmler dalında Os-
car Ödülü'ne aday oldu.
Şimdi bana, 'Dam üstünde saksağan, vurbeline
kazmayıl' misali bu konu da nereden çıktı, diye so-
rabilirsiniz.
Hiç... Birdenbire aklıma geliverdi, ben de yazdım.
Hepsi bu.
www.denizkavukcuoglukitaplari.blogspot.com
dkavukcuoglu@superonline.com
BULMACA SEDATYAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1
2
1/ "Azmanka- -|
ya" da denilen o
birbahk.2/Es-
kiden uzay boş- 3
luğunu doldur- 4
duğu varsayı- g
lan esnek mad-
de... Boya ya "
da badana yap- 7
makta kullanı- g
lan silindir bi- Q
çimli firça. 3 / "
Evde soba yerine kııl-
lanılan, toprak ya da
tuğladan yapılmış
ocak... Büyü. 4/ Vila-
yet... Temizlenmiş ar-
payı sütle pişirerek
yapılan Polonya ve
Rus yemeği. 5/ Yap-
raklan salata gibi ye-
nen kokulu bir bit-
ki... Torıın sahibi ka-
dın. 6/ Geminin rüzgâr alan yanı... lskambilde bir kâ-
ğıt. II Halk edcbiyatında, sekizli hece ölçüsüyle ya-
zılan bir şiir tüıoi... Asalak bir böcek. 8/ Büyük ve
süslü çadır... Civcivlikten çıkıp yenilcbilecek hale
gelnıiş tavuk. 9/ Çinekoptan biraz büyük lüfer.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Tahılın taşını ayıklamaya yarayan clck... Kimi yi-
yeceklere lezzet katmak için eklenen suluca malzeme.
2/ Kürkii değerli bir yaban kedisi... Yunan abccesinde
bir lıarf. 3/ Yoz beğeni, zcvksizlik... Doğu Karade-
niz Bölgesi'nde yetişen, mor çiçekli bir ağaççık. 4/
Tıpta cn gelişmiş göıüntülenie tckniğinin kısa ya-
zılışı... Ateş karıştrrmaya yarayan demir çubuk. 5/
Suudi Arabistan'ın plaka inıi... Bir nota. 6/ Hindu-
izın'in en kutsal ve en sevilen tannlanndan biri... Bir
nota. II Romanya'ya özgü, at kuyıuğundan yapılmış
birpüsküllc ovularak çalınan davııl..; 01ta ya da tıı-
zağa konulan yem. 8/ Yüce, yüksek... Nijerya'nın pa-
ra birimi. 9/ Tuzlu... Güzeli en üstün ve en yüce de-
ğersayan kişi.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
I
L
K
E
R
E
N
•H
2
S
U
•T
O
M
A
R
A
3
A
S
P
A
R
A
G
A
S
4
B
A
R
|
O
R
A
K
•
5
E
K
O
L
|
E
S
T
M
6
L
T
TF
•A
K
A
7
L
•E
M
L
E
K
|
L
8
A
T
T
•ı
D
Io
T
9
A
N
T
T|
•T\
Aj