05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2008 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne _B 24 Sinop B 22 Adana B 29 25 Samsun B 25 Kocaeli B 26 Trabzon B 24 Çanakkale Y 25 Giresun B 22 Izmir B 27 Ankara B 29 Manisa Aydın 29 Eskişehir Y 27 B 28B 32 Konya Denizli 31 Sıvas PB 24 Zonguldak B 21 Antalya PB 29 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt I lakkâri Van B B B B B B B 28 32 35 30 32 24 23 Y 19 Yurdun kuzey ve iç ke- simleri parçalı ve çok- bulutlu; Trakya, Mar- mara'nın güneyi, ku- zey ve İç Ege, Batı Ka- radeniz'in iç kesimleri, Doğu Anadolu'nun ku- zeydoğusu, İç Anado- lu'nun kuzeybatısı ve Kayseri çevrelerl sağa- nak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bu- lutlu geçecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B Y Y Y Y Y 30 22 30 20 20 19 18 20 Berlin B 28 Moskova B Budapeşte Y 22 Aşkabat PB Madrid 22 Astana B Viyana Belgrad _Y 22 Taşkent 20 Bakû Soyfa Roma Bişkek PB 18 Tillis Atina Münih 29 Zürih 28 Kahire 17 Şam QAçık Parçalı bulutlu fc Çok bulutlu ı Yağmuriu Sulu kar ı Gök gürültülü GUNCEL CÜINEYr ARCAYÛREK • Baştarafı 1. Sayfada yetkisi vehlemeyeceğini" karara bağladı. Yargı kararına karşın dinleme olaylanna son ve- rildiğini kim denetleyecek, telekulak olaylannın giz- lice devam etmesini hükümet engelleyecek mi, bu sorular şimdilik yanıtsız. Zira hükümet deyince akla gelen tek isim RTE, devlet deyince Çankaya... Hükümetle devlet yurtdışında. ••• Ya dışarıdan gelen içimizi karartan fotoğraflar? örneğin RTE'yi eşiyle, Azerbaycan Başkanı Ali- yev'i eşiyle yan yana gösteren fotoğraf... Aliyev'in eşi giysileriyle, duruşuyla bir Batılı hanımefendi iz- lenimi verirken, Emine Hanım Batılı giysilerini ya- kıştırmaya çalışan sonradan görmelere özgü bir manzara sergiliyor. Gitmeden çok önce Japon ulusal giysileriyle fo- toğraf çektiren Hayrünnisa Hanım'a ne dersiniz? Dudakları sürekli kulaklarında bir yüz ve hayli ki- lolu vücut ve... üzerinde ancak bir Japon'da za- rafet sergileyen kimono! Birkaç gün önce Hürriyet'te Yalçın Doğan yazdı, ama üzerinde durulmadı. Yazıya göre Çankaya'daki AKP'Iİ, Japonya'nın resmi bir geziye davetiye çıkarması için Tokyo'ya baskı yapmış. Oysa Japonlar geleneklere son derece bağlı in- sanlar. Bir başka devletin başkanının ülkelerini zi- yaret etmesini istedikleri ve böyle resmi bir ziya- retten karşılıklı kimi yararlar çıkmasını arzu ettik- lerinde, o devlet başkanını bir yıl önce resmen da- vet ediyorlar. Çankaya'ya bir yıl önce resmi bir çağrı gelme- miş. Gelmemiş ama Çankaya'daki AKP'li Japonya'ya gitmek istiyor ve resmi davet gelmesini sağlamaya girişiyor. Tokyo'yu zorluyor. Oradaki büyükelçimizi ça- ğırıyor. 250 kişilik bir heyetle gitmek istediğini ve buna göre hazırlıklar yapılmasını istiyor. Direnmeler karşısında beraberinde götüreceklerin sayısını 120'ye indiriyor. Japonya'ya bugüne kadar cumhurbaşkanı dü- zeyinde hiç ziyaret gerçekleşmemiş olduğunu öğ- renince hayret ettiğini söyleyen Çankaya'daki AKP'liye gazeteciler şu soruyu sordu: "Peki, sizin döneminizde böyle bir ziyaret nasıl gündeme ge- lebildi? Siz mi girişimde bulundunuz, ilk davet Ja- ponlardan mı geldi?" Çankaya'daki AKP'linin yanıtı, Japonya'yı da- vete zorladığını itiraf ediyor: "Elbette ben Japonya ziyaretini çok arzu ettim" diyor. ••• Anlaşılan Çankaya'daki AKP'li, geçmiş cum- hurbaşkanlarının hangi ülkeleri ziyaret etmediği- nin listesini çıkarmış! Japonya'dan sonra zorlama davet girişimi ba- kalım hangi ülkeye nasip olacak? Çankaya'daki AKP'li ve eşinden kaynaklanan kim bilir daha pek çok kuşkusuz çeşit çeşit öyküler izleyeceğiz. Bu öykülere hemen her gün bir yenisi ekleniyor. Ya Köşk'le, ya Çankaya'daki AKP'li ile ya da... Hay- rünnisa Hanım'la... Işte gelen geçen hiçbir cumhurbaşkanının do- kunmadığı Atatürk'ün mekânı Köşk binasında ve çalışma binasında yapmaya giriştikleri değişik- liklerin sonuncusu: Pembe Köşk'ün birinci katında bugüne kadar dokunulmadan muhafaza edilen Atatürk'ün ça- lışma odası bulunuyor. Şimdi sormak istiyoruz Çankaya'daki AKP'liye: Aldığımız kimi yeni duyumlar; Atatürk'ün çalış- ma odasının "tuvalete" dönüştürülmekte olduğunu bildiriyor. Atatürk düşmanlığını kanıtlayacak olan bu son girişim doğru mu, değil mi? 13 YIL SONRA DEĞİŞİM Kanal 7spikeri türbanı çıkardı Haber Merkezi - 13 yıl önce Kanal 7'de tür- banıyla spikerlik yapan Serpil Öcalan, türba- nını çıkardı. Yinc Kanal 7 Grubu'nun içinde yer alan Ülke TV'dc "Ülke'de Bu Sabah" programını modern görüntüsüylc sunan Öca- lan'ın, başını açmasmda kişisel tcrcihinin rol oynadığı öğrenildi. lnternetteki medya haber portalmdan "Med- yaradar" sitesinin haberine göre, Kanal 7'de 1995 yılında ara haber bültenlerini türbaniyla sumnaya başlayan Serpil Öcalan, Türkiye'nin ilk kapalı spikeri unvanını almışh. Öcalan'ın tür- banı köşe yazarlan arasında polemiklere nedcn olmuştu. Dünya basınına da konıı olan Öcalan gazetelere verdiği röportajda kapalı hcmcins- lerinc öncülük yaptiğı için mutlu olduğunu söy- lerken dönemin Kanal 7 Haber Müdürü Ahmet Hakan Coşkun türbanlı spiker için "geçikmiş bir uygulama" demişti. Sitedeki habere şöy- lc dcvam cdildi: "Serpil Öcalan bir süre önce eşinden bo- şandı. Tekrar kızlık soyadı Ulfaz'ı kullan- maya başlayan kadın spiker, bu kez başını açarak ekranlara modern görüntüsüylc çık- tı. Ülke TV'de 'Ülke'de Bu Sabah' programını başarıyla sunan Serpil Öcalan modern gö- rüntüsüyle de yıllar sonra ekranların yeni yü- zü oldu. Tesettür taktığı dönemlerde diğer spikerler gibi farklı saç stilleriyle değil de de- ğişik renkte başörtüleriyle ekrana çıkan kadın spiker, şimdi değişik saç modelleriy- le de dikkatleri üzerinde toplııyor." Şanlıurfa'da, Diyarbakır'da gülen insan bulmak zor. Kimse durumundan hoşnut değil Mutsuzluk, kabarmış dalga gibi IŞ1K KANSU ŞANLIURFA/DİYARBA- KIR - Yaklaşık 30 yıl öncesin- den, 1970'li yılların sonlanndan belleğinizde asılı kalmış Urfa görüntüleri: Bahklıgöl'ün etrafında herke- sin gidebildiği çay bahçeleri vc lo- kantalar şıkır şıkır. Kol kola gir- miş eşler piyasa yapıyor. Çevre- deki dükkânlara giriyorsunuz, Atatürk resimleri asılı... Önceki gün CHP lideri Deniz Baykal ve heyetiyle dolaştığımız Bahkhgöl: Çay bahçeleri "aileye mahsus" olan-olnıayan diye aynlmış. So- kağa erkekler egemen, kadınlar ürkek, kapalı. Çevre dükkânlar- daki Atatürk resimleri yerini Sai- di Nursi fotoğraflarına bırak- mış... Yoğun göç alan Uıfa kenti, ge- çen zanıan içinde Türkiye'deki "ılımlı" dönüşümle birlikte gerici kasaba kültürüne teslim olmuş, adeta boğulmuş... Bölgede gülen insan görmedik desek abartınış olmayız. Urfa'da öyle, Siverek'te öyle, Diyarba- kır'da öyle. Baykal ve CHP he- yeri Siverek'te bir açık hava kah- vesine konuk olduklannda hoş- nutsuzluk bombardımamna tu- tuldular adeta: Biri "hayvuııcılık öldü" di- yordu, "biz öldük" diyordu az ötedeki, "açız, millet birbirini yi- yecek" diyordu bir diğeri. Yalnızca AKP'den mi yakını- yorlardı? Hayır; herkcsten, her şeyden, belki de hayatın kendi- sinden bezmişlerdi. CHP milletvekillerine, "Biz bittik, siz de bitersiniz inşallah" derken bir Siverekli, kızgın falan gözükmüyordu, yalnızca bıkkın- dı. "Bir kilo ete, üç torba yem ahrken, bugün üç kilo ete bir torba yem alıyoruz" derken bir besici, yaşadığı yalın gerçeği an- latmakla yetiniyordu. CHP mil- letvekilleri, "AKP'ye oy verir- seniz böyle olur" dcmeye geti- rince de neredeyse topluca tepki gösteriyorlardı: "Önceki-sonraki bir şey fark etmiyor. Ya seçmcn derdini anlatamıyor ya da siz anlamı- yorsunuz..." lşsizliğe, yoksulluğa, gidcrek biriken borçlara kurakhk da ck- lenince, çaresizlik gclmiş çökmüş bölge insanının ürnüğüne. CHP kalabahk bir konvoyla Diyarba- kır'a girdiğinde asık suratlarla karşılandı. Çatık kaşlıydı insan- lar, hatta kimileri el kol hareket- leriyle homurdanıyordu. Mutsuzluk kabarmış bir dalga gibi bölgede. Siyasetin kıyılanna scrt vuruyor. CHP yıllar sonra li- der düzeyinde ulaştığı bölgeyle artık banşmak zorunda olduğunu sezıniş olmah. Baykal: Kürüeıi çok seviyoruz • Baştarafı 1. Sayfada CHP lideri Baykal, dün Şanlıurfa'dan Diyarbakır'a karayoluyla geldi. Diyarba- kır'da Merkez Yönetim Kıırıılu toplantısı- nın yapılacağı Class Otel girişinde bazı şe- riatçı örgütlerin de kullandığı işaretleri ya- pan küçük bir gnıp CHP'yi protesto etti. Tek- bir gctiren gnıp üyeleri, "Baykal Önder'i ba- şından sav", "Senin dinin ne merak edi- yorum" pankartları açtı ve "Muhammed'e uzanan cllcr kırılsın", "CHP şaşırma sabrımızı taşırma" sloganları attı. Baykal, MYK toplantısından çıkarken başka bir salonda sivil toplum örgütleri ve de- mokratık kuruluşlann temsilcileriyle yapı- lacak toplantı için hazırlık yapıldı. Ancak Baykal'ın ziyareti öncesinde 32 sivil toplum kuruluşu ile 8 sendikadan oluşan Dcmokra- si Platibrmu adına yapılan açıklanıada, Bay- kal'ın yapacağı toplantıya katılmama kara- rı açıklanmıştı. Açıklanıada, "Kürtlerin parlamentodaki temsilcilerini yok sayan" CHP protesto edilmişti. Sivil toplum örgütleriylc görüştü Baykal, kısa süren MYK toplantısından sonra sivil toplum örgütleri temsilcileriyle bir araya geldi. Bu toplantıya Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Güneydoğu Sa- nayici ve lşadamlan Derneği, Ticaret ve Sa- nayi Odası, MÜSİAD Diyarbakır Şubesi. Di- yarbakır Sanayici lşadamalan Derneği (DÜ- SlAD), Eczacılar Odası, Diyarbakır Barosu, ADD, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkâr Odala- n Birliği temsilcileri ve bir grup Dicle Üni- versitcsi öğrencisi katıldı. Süryani Cemaati temsilcisi, Meıyem Ana Kilisesi Papazı Yu- suf Akbulut da toplantıya katılanlar arasın- da yer aldı. Baykal'ın Class Otcl'de sivil toplum ku- nıluşu temsilcileriyle yaptığı basına kapalı toplantının ana eksenini Kürt sorunu oluş- turdu. Katılımcılann birçoğu, CHP'nin böl- gc sorunuyla ilgilenmesini, doğru ve inan- dırıcı yaklaşımlar geliştirmesini istedi. Baykal'ın ise partisinin bölgeye daha sık ziyaretler yapması, halk ile sivil toplum ku- ruluşlanmn göıüşlerini dinlcmesi gerektiği- ni söylcdiği, "Bulunmadığın yerde lıak- sızsııı. Diyarbakır'a az gelmemiz hata" de- diği öğrenildi. Bölgede yaşanan sorunu da ta- nımlayan Baykal'ın "Kürt sorunu yoktur. Kürt hakkı sorunu vardır" görüşünü ifade ettiği bildirildi. Toplantının ardından yaptığı açıklamada bölgeye çok sık gelmeleri gercğinin altını çi- zen CHP lideri, Şanlıurfa'da üreticinin du- Şeriatçı grupların işaretlerini yapan küçük bir topluluk CHP'yi protesto etti. rumunun çok vahim olduğunu, bir borç çı- ğı, tsunamisi altında kaldıklannı söyledi. GAP'ın bitirilmesini isteyen Baykal, bölge- dcki sivil toplum örgütleriyle diyaloğun önemine dikkat çekti. '1989 raporunu önemsiyoruz' Baykal, "Bazıları diyaloğu kesmek iste- yebilir, gerek yok diyebilir, ama biz birbi- rimizi dinlemek, diyalog kapısını açık tut- mak zorundayız" dedi. Bölgedcki çatışma ortamının daha olumlu bir noktaya doğru dö- nüşmekte olduğu izlenimi aldığını aktaran CHP lideri, şunlan söyledi: "Sivil toplum ör- gütlerindeki arkadaşlarla yaptığımız gö- rüşmelerde, 89 raporumuzun önemi vur- gulanıyordu hep. Biz bu raporu çok önem- siyoruz. O rapordald anlayışın dışma bir an bile çıkmadık. Ama çatışma ortamında o anlayışı ifade etme ortamı ortadan kalktı. Bu rapordald anlayışımız bellidir. Türki- ye'do devletin temelinde kafatası, kan, ırk yoktur. Farklı etnik ırkçı özellikleri taşıyan insanlar vardır. Devlet insanı görür, ar- kasındaki etnik kimliği bilemez. Devlet et- nik kördür. Devlet kimsenin etnik kimliğini tayin etme, tammlama yetkisine sahip de- ğildir. Devlet asimilasyon politikası güde- mez. Etnik kimliği kişinin şerefîdir. Kim- se kimsenin şereflne müdahale edemez." Terörü reddetnıe zorunluluğunu vurgula- yaıı Baykal, "Bu noktada tam bir muta- bakata ihtiyaç var. Teröre bulaşınış in- sanlara ne yapılmalıdır? Ikııa edilmelidir, vazgeçirilmelidir. AB ile bütünleşnıeye çalışırken kendi içimizde nıi ayrışacağız? Gelin sözümüzü birlikte söyleyelim, son- ra Türkiye olarak AB'ye girelim. Geç kal- mış bir milliyetçilik kavgası verilmcmcli- dir. Bu devlet hepimizin" dcdi. CHP otobüsüne yumurta yağmuru Baykal, toplantı başlamadan önce otcl gi- rişinde yapılan protestoyu demokratik bir ta- vır olarak nitelendirdi. Baykal, "Hiç kim- senin başkası hakkında olmayan bir isnaılı, küçük düşürıne anlayışını i/ale etmeme* si lu/.ıın. Kimse kimsenin kutsalına saygı- sızlık yapma hakkına sahip değildir. Ne bi- zim partinıize, ne kitabımıza, ne dc dini- mize, inançlanmıza düşüncc özgürlüğü di- yerek hakarct edilmesi kabul cdilebilir. Bu temel anlayışımız kapı gibi ortadayken bir siyasi mücadelenin icabıdır diye bir çü- rütme çabasına «irilenıez" dedi. Baykal, otelden aynlıp parti otobüsüne bin- dikteıı sonra, bu kez bir grup yiııe kendisini yuhalamaya başladı. Bu arada tekbir getircn bazı kişiler, CHP otobüsünü yumurta, pet şi- şe, domates yağmuruna tuttu. BÜYÜKAN1T, TÜRBAN KARARINA HERKEStN SAYGI DUYMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ 'Mahkemenin karan malumun ilanı' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Anayasa Mahkemcsi'nin karan konusunda, "Herkes karara saygı duymak zorundadır. Ka- rar malumun ilanıdır" dcdi. Harp Akademileri Komutan- lığı'nda düzenlenen Ortadoğu konulu uluslararası sempozyum nedeniye dün akşam Harbiye Orduevi'nde rescpsiyon verildi. Burada açıklamalarda bulunan Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Büyükanıt, Anayasa Mahke- mesi'nin türbanı iptal eden ka- rarına ilişkin olarak, "Hepimiz yasal kararlara saygılı olmak zorundayız. Türkiye la- ik, demokratik, sos- yal hukuk devletidir. Onlarm yorumlan- ması mümkün de- ğil. Bu söz, yorum değil, malumun ila- nıdır. Eğer Türkiye bir hukuk devleti ise herkes karara saygı duymak zorundadır. Söy- leyecek başka bir şey yok" de- ğerlendirmesini yaptı. Büyüka- nıt, kendisine yöneltilen "Her- kes yargıya saygı duymalı di- yorsunuz ama ağır eleştiriler de var" sorusuna, "Şemdin- li'de beniın hakkımda dava açtılar. 'Avukat dahi tut- mam çıkar kendimi sa- vunurum' dedim. 'Yargıya saygı budur' dedim" yanıtını verdi. "Eleştiriler o kadar ağır ki 'cüppeli darbe' diye nitelendirenler bile var" sorusu üzeri- ne de Büyükanıt, "Ben söyleyeceğimi söyledim. Hukuk dcvlctinc inanıyorsak herkesin yargı kararına saygı göstermesi gerekir" dedi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ise ka- ran, "Anayasa Mahkemesi'nin kararına saygılıyım. Nokta" sözleriyle değerlcndirdi. Genelkunnay 2. Başkanı Or- general Ergin Saygun, "Söyle- necek bir şey yok. Sonuçlarına bakacağız" dedi. ' Anoı ınal olurdu' Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu da, bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesi'nin karan gökyü- zünden nasıl görünüyor" so- rusuna, "lyi görünüyor. IMalu- mu ilan ettiler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Ana- yasa Mahkemesi'nin kararla- rı var. Başka bir şey çıkması anormal olurdu" yanıtını verdi. GUNDEM MUSTAFA BAIBAY H Baştarafı 1. Sayfada Islam dünyası ve Türkiye'nin yeri... Dün Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi'nce (SAREM) düzenlenen Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki "Ortadoğu; Be- lirsizlikler Içindeki Geleceği ve Güvenlik Sorun- ları" konulu uluslararası sempozyumu izlerken Napolyon'un o ünlü sözünü bir kez daha anım- sadım: Coğrafya ülkelerin kaderini belirler! Çevremizde yaprak kıpırdasa sesi Türkiye'den duyuluyor... Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt, sempozyumun açılış konuşmasını ya- parken Ortadoğu tablosunu şöyle Özetledi: - Birinci sorun Irak'tır. Buradaki belirsizlik Tür- kiye'nin iç ve dış politikasını etkilemektedir. - Ikinci sorun Iran'dır. Atom çalışmaları şeffaf değildir. Güven vermemektedir. - Üçüncü sorun Suriye'dir. Uluslararası toplu- ma entegre edilmelidir. Yaşar Paşa'yı dinlerken bu üç ülkenin harita- daki yerine baktım, üçüyle de yan yana silme komşuyuz! ••• Sempozyumda görüşlerini dile getiren ko- nuşmacıların değerlendirmelerini harmanlayıp gerçeklerle buluşturduğumuzda ortaya şu tab- lo çıkıyordu: 1- Ortadoğu'da karmaşanın temel nedeni başta petrol olmak üzere enerji kaynaklarıdır. 2- Ortadoğu'daki çatışmalann temel malzemesi etnik ve dini farklılıklann planlı bir şekilde karşı kar- şıya getirilmesidir. 3- Küresel güçler Ortadoğu'ya barış getirmek değil, hükmetmek istemektedir. 4- Türkiye Ortadoğu bataklığına bulaşmama- lıdır. Ama Türkiye Ortadoğu'daki bütün geliş- melerden etkilenecektir. Türkiye, politikalannı bu ikilemde belirlemelidir. ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'nin adayı olması kesinleşen Barak Obama, önse- çimin bitmesinden sonra ilk toplantısını Ameri- kan-lsrail halkla ilişkiler heyetiyle yaptı. Burada verdiği mesajın özeti şuydu: "kan Ortadoğu'nun en tehlikeli ülkesidir. Bu ül- keyi durdurmak için bütün gücümü kullanacağım." Salondan bol alkış alan Obama'nın aday adaylığı dönemindeki yumuşak tutumundan eser kalmamıştı. Görünen o ki, Amerika'nın yeni başkan döne- minde de gözü hep bölgemizde olacak. ••• Dünyanın hangi önemli uluslararası sorunu ko- nuşulursa konuşulsun, o gün mutlaka Türkiye'nin içişleriyle ilgili önemli bir konu da vardır! Deyimsel olarak aktardığımız bu değerlendir- me dün de geçerliydi. Orgeneral Büyükanıt, bölgenin bütün gerçeklerini tüm çıplaklığıyla aktardıktan sonra şu değerlendirmeyi de yap- madan geçemedi: "Hiç kimse Türkiye'nin önüne sıfat koymaya gi- rişmesin. Türkiye'nin yasal organlan buna kesin- likle izin vermez." Yaşar Paşa'nın bu değerlendirmesi aklımıza ilk "ılımlı Islam" sıfatını çağrıştırdı. Sempozyum arasında açık alandaki sigara molasında bu çağnşımımız doğrulandı. Yaşar Paşa, "Evet onu kastediyorum. Bunu Dick Cheney'n/n kendisine de söyledim, bu türçabalan bırakın, dedim" de- ğerlendirmesini yaptı. Türkiye, Ortadoğu bataklığına bulaşmamalı der- ken Türkiye'nin kendi içinde bir bataklığa sü- rüklenmesi ne yazık ki uzak tehlike değil. Çözüm yasal organların sağduyusunu ve mü- cadele ruhunu yükselterek toplumla bütünleşe- bilmesinde görünüyor! [email protected] DAN1ŞTAY 6. DAlRESl Eminönü için durdurma karan ANKARA / İSTANBUL - Danıştay 6. Daire- si, "Tarihi Yarımada-Eminönü tlçesi Koruma Amaçlı Nazım Imar Planı'nın Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri Turizm Mer- kezleri kapsamında kalan ve 6 ayn madde ola- rak belirtilen kullanım kararları ile 30 ayn maddc olarak sayılan plan uygulama hü- kümlerinin" yürütmesini durdurdu. TMMOB Mimarlar Odası Istanbul Şubesi'nce, söz konusu plan uygulama hükümlerinin, "şe- hircilik ilkelerine, planlama esaslarına vc ka- mu yararına aykırı" olduğu belirtilerek, Kültür ve Turizm Bakanhğı'nın karannın yürütıııesinin durduıoılması ve iptali istemiyle Danıştay'da da- va açılmıştı. Davayı görüşen Danıştay 6. Daire- si, "Tarihi Yarımada-Eminönü İlçesi Koruma Amaçlı Nazım Imar Planı'nın Süleymaniye, Sultanahmet, Barbaros Evleri turizm ıııeı- kezleri kapsamında kalan ve 6 ayn madde ola- rak belirtilen kullanım kararları ile 30 ayn madde olarak sayılan plan uygulama hü- kümlerinin" yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Dairenin karannda, 2634 sayılı yasanın 7. mad- desi hükmü uyannca "Bakanlığın, Kültür ve Tu- rizm Koruma ve Celişim Bölgelcri ve Turizm Mcrkezleri'nde plan yapmaya, yaptırmaya, rc- sen onaylamaya yetkUi olduğu", ancak "Turizm merkezi olmayan veya turizm merkezi ol- maktan çıkarılan bir alanda artık bakanlığın onay yetkisinin bulunmadığı" kaydcdildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle