05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Sorunsal Izzet özdamar: "Türkiye'deki Müslüman çoğunluk, din özgürlüğünde gerçekten sorun yaşıyor, AKP yüzünden!" Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60Elektronik posta: [email protected] - All Babacan ABD'de pazarlık yapıyormuş... "Demokrasi fiyatına şerlat!" Hükümet enflasyonu 2 . tek haneye düşüreceğim demişti... Her <? haneye düşürdü! İstifa Ahmet Arpad: "Böyleleri, Avrupa'da da istifa etmezdi. Çünkü onlar gibilerini ne başbakan, ne de dışişleri bakanı yaparlardı." Dinlenme Muammer Selek: "Iş bulamayan 3 milyon vatandaş da AKP sayesinde yıllardır evinde dinleniyor!" İhtiyaç Muhsin Salman: ^"Bugün saraydan M e ş y a isteyenler yarın • * haremağalarına ihtiyaç duyabilirler mi!" OKULLAR bir yandan şeriatçıların türban kuşatması altında inliyor bir yandan da bazı okullar dini imanı para olanların ağzının suyunu akıtıyor. Istanbul Boğaziçi'nde yağma kapsamına alınmak istenen son okul Beşiktaş Anadolu Lisesi oldu. Mustafa Saraç da "Turizmciler, Beşiktaş Anadolu Lisesi binasını otele dönüştürme projesi" geliştirmiş diyerek söze giriyor: "Proje, lisenin öğrencilerinin, öğretmenlerin ve velilerin haberi dahi olmaksızın, geçen yıl otele dönüştürülmüş olan Beşiktaş Atik Âli Paşa Yalısı'nda ve yemek masasındaki bir işadamı sohbetinde gündeme getiriliyor. Yemek masasında, 'yalı-otel'in yanındaki lise binasına bir alışveriş merkezi işletmecisinin gözü takıhyor, 'Milli Eğitim'in yerinde olsam Istanbul'un çeşitli noktalarında 35 okul yaptırması kaydıyla bu Okul inşaatı binayı bir otelciye veririm; bu bina istanbul turizmine kazandırılmalı' diyor. llkel bir paragöz esnaf üslubuyla, yüzlerce gencimizin eğitim gördüğü tarihi lise 'bu bina' sözcüğüyle sıradanlaştırılmakta, adeta aşağılanmakta ve bir eğitim yuvası olârak değil, sadece yüksek rant potansiyelli bir arsa şeklinde ele alınmaktadır. 'Kazandırılmalı' sözcüğü, herhalde, okulun mevcut haliyle 'kayıp' olduğunu anlatmakta, Boğaz'ın en güzel yerindeki alanların, ülkemizin pırıl pırıl gençlerine değil de, ancak turizm yatırımcıiarına layık olduğunu ima etmektedir. Bu arada, alışveriş merkezi sahibi, daha ortada fol ve yumurta yok iken, lise binasının kime 'verileceği' konusunda favori ismini de açıklamakta, tarihi okulun, kendilerini ağırlayan ev sahibi otelciye devredilmesini önermektedir. Son derece rahatsız edici bir tablo ortaya çıkmaktadır: Masa sohbetinde, bir güzide okul açıkça 'işporta'ya düşürülmekte, 'muhammen bedel' olarak, Istanbul'un muhtemelen en ücra noktalarında 35 okul maliyetinin üstlenilmesi düşünülmektedir. Aslına bakarsanız, tarihi liseyi 'gıyabında ihale' ile devralması önerilen şahsın, lise binasının kendi yeni oteline 'eklenmesi' konusunda, Milli Eğitim Bakanı ile çoktan görüşmüş olduğu da bilinmektedir. Anlaşılan, lebiderya arsaların özelleştirilmesi için yeni 'trend', ihale bedellerinin para yerine 'okul inşaatı' ile ödenmesidir; kat karşılığı inşaat gibi 'okul karşılığı otel' son moda satış sloganını oluşturmaktadır." Halkın sermayesi keneye yüklendi ÖLÜMCÜL kene ısırmaları salgın haline dönüştü. Türkiye'yi yönetenler, keneye karşı yurttaşları, pantolonlarının paçalarını çoraplarının içine sokmak yoluyla korumaya çalışıyor. Yakında birileri "kene kovma duası" önerirse hiç şaşmamak gerek. Türkiye Ortaçağ karanlığını bütün kasvetiyle yaşıyor! Reform adı altında sağlık sistemi çökertildi. Parası olan yaşıyor olmayanın arkasından "Allah rahmet eylesin" deniyor. Emperyalizm, gerçek bir kene gibi Türkiye'nin her yanını dişlemekle meşgulken geçenlerde Hatay Tabip Odası'nın düzenlediği bir panele konuşmacı olarak katılan Küba'nın Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomes şöyle diyor: "Sağlık, Küba halkının en meşru hakkıdır. Masraf olarak değil, aksine bir yatırım olarak görülmektedir. Çünkü halkın sağlığı ülke için en büyük sermayedir." Paneli izleyen Muhsin Boz da bu sözleri not ederek "Cumhuriyet okurları ile paylaşmak istedim" diye bize gönderiyor. Neymiş; bir ülkenin en büyük sermayesi halkının sağlığıymış. AKP'li Müslümanlar ise halkın sermayesini keneye yükledi! \ ^ j Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuOyahoo.com Sayın abonemiz, aradığınız numara dinlenmektedir. Lütfen konuşmalarınıza dikkat edinl Bizler için de Geçerli mi? MERİÇ VELİDEDEOĞLU Geçen hafta Hürriyet'teki köşesinde Bekir Coşkun, iz- lediği yabancı bir filmde gör- düklerine pek imrendiğini be- lirtmişti. Bunu: "Batı ülkelerin- den birinde, polislehn terfi tö- reninde Incil okundu ve ben düşündüm ki, onlar açısından 'huzur' verici olmalı" diyerek ortaya koyuyor, ardından da: "Bizde niçin olmuyor?" soru- sunu soruyordu. Bu sorunun iki yanı var; ilki "Kuran"ın okunması, öteki "huzur" konusu. "Tilavet" yani Arapça Kuran okuma, devletin yaptığı kimi kamusal toplantıların açılışın- da yer alıyor artık; Islam ülke- leriyle yaptığımız tüm toplan- tılarda olduğu gibi. Ama B. Coşkun'un sorusu- nun her iki yönüne de yanıt ve- ren bir örnek, 2. Elizabeth'in ziyareti sırasında yaşandı. Anımsanacağı gibi, Kraliçe'ye Kuran dinletildi bir camide. Ne var ki, bunun için bir "dü- zenleme" yapılması gereği doğdu. Camiye "koltuk"\ar ta- şınıp, kondu. Gerek kraliçe ve onunla birlikte olanlar, ge- rekse Müslümanlar, Başmü- mine Hayrünnisa Hanım'la beraber "koltuk"\ara oturarak dinlediler Kuran'ı. Böylece AKP, "cam/"lerde- ki "ibadef'te "koltuk"\ara da oturulabileceğini, dolaysıyla "din"\ ne denli "ılımlı" algıla- dıklannı yalnızca 2. Elizabeth'e değil, tüm dünyaya gösterme fırsatını yakalayarak kendi rek- lamını yapıverdi. Bu düzenlemeye ne "Diya- nef'ten, ne "dinci" kesimden ne de dinci "medya "dan hiç- bir "olumsuz" ses çıkmadı. Demek ki bundan böyle, ca- milerde Kuran'ı, vaazı, daha- sı hutbeyi Başmümine Hay- rünnisa Hanım ve öteki Müs- lüman kadın ve erkekler gibi, bir arada iskemlelerimize otu- rup, dinleme hakkı doğmuş oluyor "bize" de. Ama bu hakkımızı kullanır- ken, herhangi bir karşı ko- yuşla karşılaşmamak için, Di- yanet Işleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun bir açık- lama yapması gerektiğine ina- nıyor ve "bekliyoruz". Ne ki bu düzenlemede dik- kat çeken başka bir görünüm de var. Sanırım sesi güzel ol- duğu için, "tilavet"\ gerçek- leştiren bilim adamı, Prof. Dr.'un önündeki rahlede duran "Kuran" koltuklarda oturan- lardan aşağıda, "ayaklar"\na yakın bir "sewye"de kalıyordu. Bu da AKP'nin ne denli "hoş- görü"\ü olduğunun reklamını yapmak için, "din"\ bile bu boyutta kullanabileceğinin bir göstergesiydi. Dinimizin kutsal kitabına ya- pılan bu saygısızlığa karşı da, yine ne Diyanet'ten, ne de öf- keli, dinci basından hiçbir ses seda çıkmadı; memnunlar... Ama bu saygısızlığı içeren böyle bir düzenlemeyi "CHP" yapsaydı ne olurdu? Toplum kışkırtılır; büyük bir sorun yaratılır; CHP'nin ne "dinsiz"\iğ\, ne "imansız"\\ğı kalırdı. En küçük bir "fırsat"\ değerlendiren AKP ve "başı" bunu bayrak bayrak dalga- landırırdı. Belki de Kuran'ın dinleyen- lerin ayaklan hizasında tutula- rak okunması bir saygısızlık değildir. Bunun İçin açıklayıcı ve doyurucu bir "yanıt" yine Di- yanet'ten gelmeli. Bunu da bekliyoruz. Gelelim B. Coşkun'un so- rusunun ikinci yönüne, "huzur" konusuna. Anımsanacağı gibi Krali- çe'ye "Rahman" suresi okun- du. Tüm gazeteler bu surenin "cennet"\ anlattığını, cennetin güzelliklerini dile getirdiğini, "cennetlik"\ere sunulacak "ar- mağan"\ar\ bir bir saydığını belirttiler. Ama surede, bu cennetin yalnız "erkek" kullara özgü ol- duğuna, "kadın" kulların hiç anılmadığına, kadından, cen- netlik "erkekler"e sunulanlar arasında yer alan "huh"\er ola- rak söz edildiğine hiç mi hiç değinmediler.f) 2. Elizabeth'e sure, anında Ingilizceye çevrilmiş. Bu bo- yuttaki, kadın-erkek ayrımı- nın karşısında Kraliçe'nin "hu- zur" duyduğundan söz edile- mez kuşkusuz. Hele "huri"\er- le ilgili ayetlerin çevirisini din- lerken "huzur"u kaçmıştır bel- ki de... Sure "Türkçe"ye çevrilmedi. Bu Arapça "tilavet", Kraliçe'ye ve öteki yabancılara ne denli "anlamsız"sa, Türkler için de öyleydi. Bu yüzden olacak, Hayrün- nisa Hanım'ın o geniş, keyifli gülümsemesi sürüyordu. Ger- çi Türkçeye çevrilse de "fark" etmezdi... Bu surenin seçilmesinin de bir amacı, bir nedeni vardır herhalde. Iş yine Diyanet Işle- ri Başkanlığı'na dayanıyor. Bunun da açıklanacağını umu- yor ve merakla bekliyoruz. (*) Hasan Basri Çantay, Ku- ran-ı Hakim, Istanbul 1952 m.velldedeoglu @ hotmall.com KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK [email protected] ÇÎZGtLİK KÂMİL MASARACl kamllmasaracl@mynet. com HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BÎLGIN [email protected] ^ BEN BU KENEYİ tTÎNAVLA SÖKERIM OE. YA MİKROBUNU < KUSTUYSA, YA 6EC KALOIYSAK?!.. OTOBUSTEKİLER KEMAL URGENÇ & g:«Hık j l 'qbe \ 3 ''4 M İ kapiSl m yok \ m 1 p * m k [email protected] m • 1 TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ABIKAN 6 Haziran www.mumtaz-arlkan. com Ülkemlzde her yıl 5 yaşına kadar 2000 bebek ve çocuk yanlarında sigara lçildigi İçin ölmektedlr. Sigarayı bırakmamz için daha kaç bin bebek ve çocuk ölmeli? Türkiye Slgarayla Savaş Dernegl Tel: 0212.212 50 60 Cİ&İfi/t İCÂAf £D£K£tZ TAÇ GtrM/çrt. ru BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN İktidar Yatak Odamızda! CHP'de telekulak varmış! Nerde yok ki? Dinliyorlar, dinliyorlar herkesi, her kesimi, heryeri... Yerin kulağı var da bizim iktidarın ku- lağı yok mu? Bunların dedeleri ulu Hakan Abdülhamit Han da dinler, izlerdi. Jumal yazdınrdı... Jumalci de jurnallenirdi zaman zaman. Ulu Hakan kâğıttan çöp dağları yapmıştı. En sadık adamı da Yedi Sekiz Hasan Paşa idi. Okuması yazması yok, Arapça 7-8 yazabiliyor, onu da imza olarak kullanıyordu. En sadık ku- lu Yedi Sekiz Hasan Paşa bile jurnallenmişti. Şimdi 3. bin yılın 08'indeyiz: Bu dinlemelerden ne murat edersiniz. Ne olur CHP Genel Sekre- terliği'ni dinleseniz. Bütün CHP'lileri dinleseniz n'olcak? Bir CHP'li ne konuşuyor olabilir? Bir ar- kadaşıyla ahbaplık ederek; "Hacca gidersen Hz. Muhammed seni geri göndermez" türünden arkadaş ahbaplığını, takılmayı "din düşmanlığı- na", "dinsizliğe" çevirme gayreti size ne yarar ge- tirir?.. Siz Müslümansınız ya, kendinize bir bakın. Di- nimizde "helal-haram" deyimleri var. Bu size bir şey hatırlatıyor mu? Müslümanlığın tümü Tiac'dan mı ibaret? Gözündeki merteği gör- mezsin, komşunun gözündeki çöpü ayıklarsın. Ne yani Önder Sav'a; "Senin yatak odanı bi- le dinleriz" mi demek istiyorsunuz. Korkutmaya mı çalışıyorsunuz? Niye korkacak? Bolu'da parti işlerini konuşmayıp dazerde, süt- laç, güllaç iyi yaparlar; sayın vali, yardım edin de bol bol alıp ramazan ayı boyunca Hacı Bay- ram Camii cemaatine tatlı dağıtalım mı deme- liydi... Korkaklar korkutur! Korku yaymak, korkutmak, korkakların öd- leklerin işidir. Korkutmaya çalışıyorlar. Devletin alet edevatıyla korkaklar korku yaymaya çalı- şıyorlar. Dinleriz!.. Dinlemezseniz namertsiniz! Zaten sizden klasik Batı müziği dinlersiniz di- ye bir beklentimiz yok! Siz en fazla dedikodu din- ler, dedikodu yaparsınız! Müslümanlıkta dedi- kodu sevaptır(!) ya... Esnafı korkutuyorsunuz. Kızdığınız esnafa er- tesi gün maliye vergi kontrol memuru gönder, sindir. Ya da 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak iste- yen emekçilere 20 bin polisle biber gazı attır, coplattır, korkut, ruhunu teslim almaya çalış! Bü- tün bu Adalet(li) Kalkınma(cı) eylemleriniz çok geçmeden size yol, su ve boru olarak geri dö- necektir. Bir mankenin 'sözlerine' babalanıp çoban dos- tu olan siz, bir hafta sonra örgütlü itiraz geliş- tirmeye çalışan işçi sınıfına "ayak takımı" diyen yine sizsiniz. Sahi siz Tıang/s/z'siniz? İktidar par- tisi ve liderliği, niye sağda solda düşman arar anlayamam... Işini yapsana birader... Bakın söylemesi benden, bu dinleme, takip et- me, ram etme, biat ettirme numaraları başlan- gıçta şehvet verici olabilir. Zamanla dostu düş- manı ayıramazsınız, baba-oğul, kardeş kavga- lan da tarihte hep bu yüzden ola gelmiştir. "Ben senin bağırsağının kaç santim olduğunu bilirim\" babalanması ilk fırsatta bağırsağını deldirerek ödüllendirilmiştir. CHP'nin dinlenmesi, Bolu'da seçim konuş- ması ya da planlaması size ne zarar verir? Ama gel gör ki, yalakalık yapacağım diye sirkatini- zi ele verdi. Epeyce yalakanız var, bir de dibinize "senden büyük Allah var\" diyen birini koyun. Bence bu günlerde buna ihtiyacınız var. Sarhoşluk iyi bir şey değil, hele iktidar .şar-: hoşluğu hiç iyi değil. Düşünce kaldıran olmaz alimallah! . , \ [email protected]/Faks: 02126727171 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Petrolden -\ elde edilen n renksiz, yanıcı ve gaz halin- 3 deki hidrokar- 4 bon. 2/ Mora c dönük canh kırmızı renk... " Osmanlılarda 7 gece bekçisi. g 3/ "Denizayı- Q sı" da denilen " fok türü... Gözleri gönneyen. 4/ Titan elementinin simge- si... Ayak direme. 5/ Kötü bir durumdan kurtuluş; felah... Bir ilimiz. 6/ Saçların tümünü ya da bir bölümünü tepede toplayarak yapılan yüksekçe topuz. 7/ Istanbul ilinde, Türkiye'nin en uzun mağarala- nndan biri... Bir nota. 8/ Kuru fasulye, soğan ve maydanozla hazırlanan zeytinyağlı bir yemek... Azerbaycan ve Kars yöresinde yaygın telli bir çal- gı. 9/.Üzeri küçük çerezlerle süslü ekmek dilimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çoğaltılacak nesnenin en kusursuz, en geliş- kin örneği. 2/ Arahksız yinelenen ve artık dü- şünmeksizin yapılan eylemlerin tümü... Dar, uzun ve hafıf bir yanş kayığı. 3/ Göçebelerin ko- nak yeri... Moritanya'nın para birimi. 4/ Divan şii- rinde meyhaneci, tasavvufta ise tarikat şeyhi an- lamında kullanılan sözcük. 5/ Küçük mağara... Su kaynağı. 6/ Lantan elementinin simgesi... Divan şiirinin ölçüsü. II Mitoloji... Bir cetvel türü. 8/ Ha- vadaki su buharı... Argoda gizli yere verilen ad. 9/ Aynca değerli taşlarla süslü olmayan, altın ya da gümüşten yapılmış kuyumculuk işleri. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 D U V A Z D E H • 2 A R A K A •D A 3 R E N •P R A F A 4 •D A •E M T 5 A M A Z 0 N •Y 0 6 N A L I N •M E T 7 E N I K •S T • T 8 L A Z •A K ^ A Y 9 •S^ İ i "y 1]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle