05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Ortadoğu sorunlarmı değerlendirdi, Türkiye ile ilgili yaklaşımlara tepki gösterdi Atatürk Cumhuriyeti gerçeğini kimse değiştiremezSERTAÇ EŞ ISTANBUL - Genelkunnay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin adının önüne ba- zı sıfatlar konulmasma yasal kıırumlann izin ver- meyeceğini, "Atatürk'ün kurduğu cumhuri- yet, geleceğimizin tek gerçeğidir ve onu hiçbir güç değiştiremeyecektir. Cumhuriyetimizi ve onun temel ilkelerini hiçbir güç kcndisine biat ertiremeyecektir" dedi. Büyükanıt, Irak'ın toprak bütünlüğünün Türkiye için yaşamsal önemde ol- duğunu, gcçmişte ikmalini katırla yapan terör ör- gütünün günümüzde kamyon konvoylanyla bunu gerçekleştirdiğini vurguladı. Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanhğı'na (ATASE) bağ- lı Stratejik Araştırnıa ve Etüt Mcrkezi (SAREM) tarafindan, Harp Akadeınileri Komutaıılığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ortadoğu: Belirsizliklcr İçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları" konulu uluslararası sem- pozyumun açılış konuşmasını yaptı. Türkiye'nin yanı sıra 52 ülkeden 124 uzmanın, Ortadoğu'nun geleeeğini ve güvenliğini tartışmak üzere toplantıya katıldığını kaydeden Büyükanıt, "Medeniyetler Çatışması" adlı kitabıyla tanınan Huntington'ın ve birtakım stratejistlerin çağdaş- laşmaya ilişkin kuramlanna atıfta bulundu. Büyükanıt, soğuk savaşm ve bloklararası mü- cadelenin sona emıcsiyle ve küreselleşmeyle ye- ni bir dünya düzcni arayışına gidildiğini belirterek, bunun, tehdit kavrammı büyük ölçüde değiştirdi- ğini ifade etti. Tehdidin, belirsiz, çok yönlü ve çok boyııtlu bir yapı haline geldiğini kaydeden Büyü- kanıt, yalnız bugün değil, geçmişte de tehdit ol- gusunun her zanıan maniple edildiğini vurguladı. Son 15 yıl içinde lrak'ta iki kez savaş yaşandı- ğını, Türkiye'nin geleceği açısından yaşamsal olaylar gerçekleştiğini anlatan Büyükanıt, Orta- doğu'daki gelişmelerin bölgenin ve dünyanın ba- nşına ciddi şekilde etki ettiğini kaydetti. Gelişmekte olan ekonomilerin enerjiye olan ihtiyacının sürekli arttığını, sınırlı kaynaklar üzerindeki güç müca- delesinin bölgeyi istikrarsızlaştırdığmı belirten Büyükanıt, 2030'larda enerji ihtiyacının yüzde 70 düzeyinde artmasının beklendiğine dikkat çekti. Bü- yükanıt, Ortadoğu'nun dünya petrolünün yüzde 55'ini, doğalgazın da yüzde 40'ını banndırdığını kaydetti. Büyükanıt, "Sanıyorum sadece bu ra- kamlar bile Ortadoğu'daki istikrarsızlığın ne- dcnlerini anlama konusunda bir iîkir veriyor. Şunları kendimize sormak durumundayız; aca- ba Ortadoğu'yu bu duruına getiren ctnik, din- sel ve ideolojik çatışmalar mı, yoksa bu çatış- maları tetikleyen işlevi dış ve büyük çerçevede olan güçler mi?" diye konuştu. Türkiye'nin konumu Türkiye'nin, istikrarsızlık ve bunalım alanlan- nın ortasında ve eneıji kaynaklan bakımından zen- gin bölgenin kesişıne noktasında olmasının, jeost- ratejik önemini ve sorunıluluğunu arthrdığını an- latan Büyükanıt, etnik ve mezhepsel çatışmaların yayılması ve bunun sonucunda bölgede büyük bir otorite boşluğu ve yeni kaos ortamının oluştuğu- nu belirtti. Büyükanıt, Ortadoğu'nun gelecek dö- nemde dünyanın ve Türkiye'nin dış politikasında öncelikli konuları arasında yer almaya devam edeceğiıü kaydetti. Orgeneral Büyükanıt, "Son za- manlarda Ortadoğu bölge$inde en fazla dikkat ctmcmizi gcrektiren ve bünyesinde potansiyel tehdit unsurları barından ülke Irak'tır" dedi. Büyükanıt, lıak'a 2003'te başlatılan harckâtın bölgeyi doğmdan etkilediğini, savaşın başlangı- cından bu yana milyonlarca Iraklınm yer değiş- tirdiğini, birçoğunun mülteci konumuna düştüğü- nü anlattı. Büyükanıt, "lrak'ta meydana gelecek etnik ve dini bölünme Ortadoğu'nun bölün- ıni'siııe ve yeni çatışmalara zemin oluşturabilir. Bunu iyi anlamamız gerekiyor. tnsanların bir- birlerini katlcttikleri bir coğrafyada tekrar birlikte ve istikrar içinde olmaları çok zordur. Tarih, bu hususun örnekleri ile doludur" dedi. Kerkük'ün durumu Osmanlı döneminde Ortadoğu'da çeşitli etnik ve dinsel gruplann yüzyıllara varan süreçte bir arada yaşadıklannı anımsatan Orgeneral Büyükanıt, "Ben olaya siyasi ve politik açıdan bakmak ye- rine, olayı sosyolojik açıdan değerlendirmek is- tiyorum. Bu çatışmalar neden ve ne zaman baş- ladı, bu sorunlann kaynağı ne? Kişisel görüşüm, bu sorunlann Birinci Dünya Harbi sonrasında başladığıdır. Tarihi iyi okuyamazsak ne bugü- nümüzü, ne de geleceğimizi sağhklı bir şekilde 4 Türkiye'ye isim takmaktan vazgeçin' Büyükanıt, bu görüşünü 2007ABDziyaretinde Cheneyy ye ilettiğini söyledi 'Kİm$e biat Turkıye güçlü kutupyıldızı Büyükanıt, çoğu Türkiye'nin müttefi- ki olan bazı Avrupa devletlerinin PKK'ye sağladıkları destek bağlamında, terörle mücadeleyle bağdaşmayan yaklaşım için- de olduğunu belirtti. Büyükanıt, şöyle ko- nuştu: "Türkiye, terörle mücadele ko- nusundaki kararlıhğını her türlü plat- formda dile getirmektedir. Irak'ın ku- zeyindeki terör örgütü kamplarına gerçekleştirdiğimiz hava ve kara ha- rekâtları, terör örgütüyle mücadele- mizdcki kararlılığımızın en önemli göstergesidir. Türkiye, hızlı ve öngö- rülemeyen değişimlerin yaşandığı Or- tadoğu'da Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı ve uygarhk devrimlerini gerçekleştirmiş, bağımsız ve güçlü bir kutupyıldızı ola- rak gururla parlamaktadır." Laik, de- mokratik bir ülke olan Türkiye'yi ihmal etmenin gereksizrisklereginnek anlannna geleeeğini vurgulayan Büyükanıt, sorunıın çözümünde bilimsel düşünce dencyimleri, demokrasi, uluslararası diyalog ve uzlaşma kültürünün ctkin olmasinı istedi. G enelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt, Türkiye Cumhuriyeti'ne isim ta-^ kılmasından vazgeçilmesini istedi. Büyü- kanıt, bu yöndeki düşüncelerini 2007 ABD ziyare- tinde Başkan Yardımcısı Dick Cheney'ye de iletti- ğini söyledi. Büyükanıt, sempozyuma verilen arada konuşmasıyla ilgili sonılan yanıtladı. Büyükanıt'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle: - "Cumhuriyet kimseye biat etmez" sözünüzü, laik yapıyı bozmak isteyenler var, anlathında mı söylediniz? - Daha ziyade isim takmak... - llunlı tslam gibi mi? - Evet öyle. Onun kaynağı da Türkiye'nin içi de- ğil. Dünyada hiçbir ülkenin lran falan hariç demo- kratik bir ülkenin önünde sıfat yoktur. Yani ABD'yi nasıl tanımlayacağız? llunlı Hıristiyan mı diyeceğiz yani? Böyle bir şey olmaz. - Bu sefer ilk defa Osmanlı dönemine atıf yap- t mı/. diye hatırlıyorum... - Doğru. Tarih çok açık. Osmanlı egemenliği sı- rasmda Ortadoğu'da mezhepler arasında bir çatışma olmuyor... O mücadele tarih boyunca vardır da bu ha- le dönüştü. Birinci Dünya Harbi 'nden itibaren cet- vclle hudutlann çizilmesinden sonra... - Buradan şöyle bir sonuç çıkar mı: Osmanlı ta- rihini inceleyelim, nasıl öyle olmuş tarzı... - Hayır, ben sadece tarihte sabit olan bir gerçeği ifade ettim. Yorıım yok. - Az önceki soruya dönmek gerekirse, Türki- ye'nin yasal organları açısından anayasa konusu. Bugün de (dün) önemli bir dava var. Anayasa Mahkemesi'nde türban davası, bu bitince de herhalde kapatma davası gündeme gelecektir... Konuşmanız konjonktüre denk geldiği için so- ruyorum... - Bu sempozyumlar bir sene önceden planlanıyor, tarih olarak. Uluslararası senıpozyumlarda. - Siz konuşmanızı ne kadar önceden hazırla- dınız? - Benim âdetim o. Bir çan çizerim, sonra eklemeler yaparım, çıkannalar yapanm. Bugün yazdığımı ya- nn silerim. Dün gece boyu çalıştım yani. O yüzden buklet haline getirmeyin. - Türkiye'ye kinısenin biat ettiremeyeceğini söy- lediniz, bununla dış mihrakları mı kastettiniz? - Bakın, ben dedim ki bölgesel üıtilaflarda esas et- küi olan dış mihraktır. Şimdi böyle birparadoksla kar- şı karşıyayız. Bazı gerçekleri görüyoruz, telaffuz et- mekten çekiniyoruz. Ben telaffuz ediyorum, yani kral çıplak diyorum. Bunun yaptınmı bu... Şimdi dış et- kenler olmasa, dış mihraklar olnıasa yine bazı ça- tışmalar olabilir mi? Evet olabilir ama böyle olmaz. - Türkiye için Osmanlı modelini önerenler var... - Benim asla ve asla Türkiye Cumhuriyeti dışın- da bir model hayalimden geçmez. Ben tarihi bir ger- çeği söylüyorum. - Biliyorsunuz Osmanlı tartışmaları var... - O başka bir şey... Ben geçen yıl şubat aymda ABD'ye yaptığım ziyarette Cheney'ye de ayru şeyi söyledim. "Türkiye Cumhuriyeti'ne isim tak- maktan vazgeçin" dedim. Olay buradan kaynakla- nıyor. Bu konuda kitaplar da yazıldı. - Graham Fuller bir kitap yazdı, "Türkiye böl- genin yükselen yeni yıldızı" diye... - Ama siz onu tanıyorsunuz. Eskl konsept - Bazı haberler var gazetelerde, sizin bir dave- tiye çıkardığınız, seferberlik durumu... - O çok eski. Soğuk Savaş döncminin eski kon- septiyle ilgili. Halen geçerli bir şey değil. Eski kon- sept şu: NATO Varşova Paktı bağlamında Türki- ye'nin bir kısmı Sovyetler tarafindan işgal edilirse o işgal bölgesinde kalan yerlerde bir mukavemet olur. Bitti o. Şimdi böyle bir yapımız yok, çünkü ihtiyaç da yok. Yani Türkiye'yi kim işgal edecek? - Konuşmanızda, "Gölge etmesinler başka ih- san istemem" dediniz, bununla neyi kastettiniz? - Ben zaman kısıth olduğu için tam açamadım. Şim- di PKK'ye destek vermeyin hatta önle... Önlemiyor. Peki önleme. Bari yardım etme. - Bazı kamyonlardan bahsettiniz, "Daha fazla bilgi vcremem" dediniz ama belki şimdi verebi- lirsiniz... - Ben "Daha fazla detaya girmem" dedim. Ku- zcy lrak'ta ikmalleri konvoylarla yapıyorlar. Kaürye- rine araba kullanıyorlar. "Kandil'e çek" deyince gö- türüyorlar. Böyle terörle mücadele olur mu? Sonra da "Teröre destek vermiyoruz" diyorlar. - Bunu Barzani için mi söylüyorsunuz? - Hepsi için. - ABD ile sınır ötesi operasyonlar çerçevesinde işbirliğinde bir aksama var mı? - Hiçbir aksama, hiçbir sıkıntı yok. lşbirliğimiz de- vam ediyor. Kolay değil bu mekanizma. Kendimi- zi iyi anlattık. Artık bizim bir ajandamızm olmadı- ğını ABD anladı. - Konvoylar nasıl yürüyor? - Tabii benim söylediğim PKK ile mücadele bağ- lamında işbirliği. Tabii ki orada kim neyin kontro- lünde, bunu bilemem. Bilmeden de bir şey söyleye- mem. - Barzani'nin söylem değişikliğinden bahsedi- h'yor... Siz bu söylem değişikliğini mücadeleye iv- me katacak bir unsur olarak görüyor nıusunuz? - Gayet tabii, çatışmadan kimse fayda sağlamaz. Onlan en iyi tanıyanlardan biriyim ben. Onlar da be- ni tanır, ben de onlan tanınm. değerlendiremeyiz" diye konuştu. Büyükanıt, Kerkük'ün statüsünün referandum- la tespit edilmesinin kararlaştınldıği, teknik adım- lar atılmadığı için bunun gerçekleşmediğini anım- sattı. Harekâtın başında Kerkük'te devlet binala- nnın yağmalandığını, özellikle tapu kayıtlannın tah- ıip edildiğini belirten Büyükanıt, lrak'ta devam eden istikrarsızlığın güvenlik boyutu ile de Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini anlatn. Büyükanıt sözlerini şöyle sürdürdü: "Irak'ın toprak bütünlüğü, is- tikrar ortamının sağlanması, Türkiye için de ha- yati öneme sahiptir. Iraklıların insanca yaşa- malannı büyük bir içtenlikle arzu ediyoruz. An- cak bu hususun kısa ve orta vadede gerçekleş- me olasılığı konusunda iyimser değiliz. Mevcut yapınm kahcı lıale gelmesi durumunda Irak, her türlü istikrarsızlığın merkezi durumuna gele- cek ve Ortadoğu'da istikrara ulaşılamamasımn temel nedenlerinden biri olacak. Bir ülke bu ka- dar kan dökülen ortamdan istikrara götürüle- mezse, bu konuda büyük endişe duyulur. Mez- hepsel ve etnik çatışmaların bu denli yoğun ol- duğu ortamda banşa ve huzura ulaşılabilir mi?" Büyükanıt, Oıtadoğu'daki sorunlar kapsamında lran'm durumunu da değerlendirdi. Uluslararası bas- kı sonucunda İran'm Uluslararası Atom Enerjisi Ku- rumu'nun ülkesinde denetleme yapmasını kabul et- tiğini, ancak bunu anayasal sürecinden geçirme- diğini vurgulayan Büyükanıt, lran'ın Türkiye ve tüm dünya tarafindan hassasiyetle izlendiğini, Tahran'm güven tesis etmesi gerektiğini bildirdi. Büyükanıt, Suriye'nin Ortadoğu'da güvenliğin te- sis edilmesi ve sürdürülebilmesi açısından kritik ül- kelerden bir tanesi olduğunu söyledi. Büyükanıt, Türkiye'nin öncülüğünde Suriye ile lsrail'in yeni bir diyalog sürecine girmesi gerektiğini vurguladı. Teröre uygun ortam Irak'taki istikrarsızlığın başta PKK olmak üze- re terör örgütlerinin gelişmcsi için uygun bir ortam yarattığını, Şii-Sünni çatışmasından terör örgütle- rinin güçlendiğini anlatan Büyükanıt, "Tarihi bağlar, bu bölgedeki istikrarsızlığın her an Ortadoğu'ya yayılması tehlikesini ortaya koy- maktadır. Ayrıca Ortadoğu genelinde Hamas, Hizbullah, Müslüman Kardeşler gibi örgütler dc mevcut ortam içinde kendilerine yaşam alanı bulabilmektedir" dedi. Terörün 11 Eylül'den sonra uluslann gündemine geldiğini belirten Bü- yükanıt, "Ortadoğu'daki terörün amaçları, he- defleri ve ideolojileri birbirinden farklı olan te- rör örgütleri tarafindan, bu örgütlerin uygu- ladıkları politikalara, dolayh veya doğrudan ba- zı devletler destek sağlamaktadır" dedi. Başbuğ: PKK ile mücadelede İran'la koordineli hareket ediyoruz Orgeneral Başbuğ. TT^ara Kuvvetleri Komutanı J y Orgeneral llker Başbuğ, terör A. \ - örgütü PKK'yle mücadelede, tran'la koordineli operasyonlar düzenlendiğini söyledi. Başbuğ, "İran güvenlik birimleri kendi sınırları içerisinde bir operasyon başlattığında biz de aynı anda kendi topraklarımızda başlatıyoruz" dedi. Başbuğ, Harp Akademileri'ndeki sempozyuma verilen arada gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Başbuğ, terör örgütleri PKK ve PJAK'la mücadelede tran'la birlikte hareket ettiklerini açıkladı. Başbuğ "Iran güvenlik birimleri kendi sınırları içerisinde bir operasyon başlattığında biz de aynı anda kendi topraklarımızda başlatıyoruz" dedi. Son 1-2 aydırbu koordineli hareketlerc başvurmadıklarını ancak daha önce bu tür operasyonlar yapıldığını belirten llker Başbuğ, bundan sonra da yapılabileceğinin işaretlerini verdi. Bu yıl terörle mücadelede sınır geçişlerine çok önem verdiklerinin altını çizen Orgeneral Başbuğ, örgütün sınır ötesi harekâtlarla büyük darbe aldığını söyledi. Başbuğ, örgüt içerisinde büyük bir dağınıklık olduğuna dikkat çekti ve PKK içindeki Suriye kökenliler ile Türkiye kökenliler arasında bir çatışma olduğunu belirtti. Başbuğ'un sorulara verdiği yanıtlar şöyle: - TRT'den Kürçte yayın yapılmasımn yararı olur mu? - Bazı yayınlar var, ben söylemeyeyim. Biliyorsunuz. Onların çok büyük etkisi var. Eğer onlann etkisini kırarsa, elbette yararlı olur. - İran'la işbirliği yapıyor musunuz? - İran'la istihbarat işbirliği yapıyoruz. Eşzamanlı ve koordineli konuşuyoruz, planhyoruz. Bütün gücümüzle, imkânlarımız ölçüsünde Irak sınırını kontrol altında tutuyoruz. Birinci öncelik burası. îkinci öncelik îraıı sınırı. Yine de terörist gruplann sızması olabilir. tçerde terörle mücadele bütün boyutlarıyla devam ediyor. Örgüt son harekâtlarla önemli darbeler aldı. Aralık ayından sonra özellikle, yönetimsel anlamda bir kargaşa var örgütte. ettiremeyecek' Büyükanıt, bölgede sorunlarla boğuşan ülkelere dratck sağlanması gerektiğini söyledi. Büyükanıt, şöyle devam çtti: "Eğcr destek sağlanmıyorsa, bizim de- yimimizle diyorum ki, 'Gölge etmeyin başka ihsan istemez'. Bazı Batılı strate- jistlerce savunulan 'medeniyetler çatış- ması' ve 'Haçlı seferleri' gibi kavram- ların kullanılmasına, kahcı bölgesel is- tikrar adına son vcrilmelidir. Bu ko- nular gündemden düşürülmelidir." Jeopolitik konumu, petrol ulaşım hatları, doğal su yolları, ulaşım hatları üzerinde- ki Türkiye'nin, laik ve demokrat yapısıy- la bir istikrar ve denge unsurıı olduğunu belirten Büyükanıt, şu değerlendinneyi yaptı: "Son yıllarda, Türkiye'nin bu ya- pısını bozmaya çalışan bazı mihrakla- rın ortaya çıktığını da endişeyle izliyo- ruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne birtakım sıfatlar takmaya çabşanlarm olduğunu görüyoruz. Türkiye Cum- huriyeti'nin yasal organları buna asla izin vermeyecektir. Üzülerek ifade edi- yorum, bu tür yaklaşımlar hepimizin or- tak paydası olan demokrasi kavramımn içine konularak Türkiye'ye dayatıl- maya çalışılmaktadır. I leııı Avrupa'nın hem de Ortadoğu'nun bir parçası olan Türkiye, laik yapısıyla İslam dünyası- nın tek örneğidir. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, geleceğimizin tek gerçeği- dir ve bunu hiçbir güç değiştiremeye- cektir. Cumhuriyetimizi ve onun temel ilkelerini hiçbir güç kendisine biat et- tiremeyecektir." İsrail-Filistin Türkiye'nin, lsrail ve Filistin'in gü- venli ve tanmmış sınırlan içerisinde yan yana yaşamalannı sağlayacak bir anlaş- mayla çözümûn sağlanmasını destekledi- ' ğini ve bu konuda aktif bir çaba içinde ol- duğunu belirten Büyükanıt, bazı aktörle- rin bir tarafa yoğun bir politik destek ve- rirken, diğer bazı aktörlerin diğer tarafa şid- det desteği sağladığına işaret etti. Büyü- • kanıt, mücadelenin siyasi destek ile silahlı destek arasında kanh bir sahneyi ortaya koyduğunu anlatarak, "Böyle ortamda barışı sağlamak nıümkün değil" dedi. PKK'nin iktnali lsrail topraklannda yürütülen mücade- leye dikkat çeken Büyükanıt, şu değer- lendirmcyi yaptı: "Bu bölgeye roketler, silahlar nasıl geliyor? Bunu düşünme- miz gerekir. tsrail tüm limanlarım kontrol altında tuttuğu lıalde bu silah- lar bölgeye nasıl giriyor? Aynı soruyu PKK için de soruyorunı? PKK bu silah ve patlayıcıları nereden buluyor? So- runa bölgesel değil, küresel açıdan bakmak gerekiyor. Uluslararası ku- ruluşlar ve kamuoyu bu konuda ne ka- dar hassaslar? Terör örgütü geçmiş yıl- larda ikmalini katırlarla sağlarken bu- gün Irak'ın kuzeyinde bu ikmalin kam-. yonlann oluşturduğu taşıt kafıleleriy- le yapıldığını biliyoruz. Durum böy- leyken 'teröre destek venniyoııım' demek nasılsa... Bu konuda bildiklerimin hep- sini bu sempozyum kapsamında açık- laıııa şansına sahip değilim, ancak şu- nu açıkça söyleyebilirim, dışarıdan des- tek almadığı sürece terör örgütleri var- lıklannı sürdüremez. Bu kesindir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle