05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 6 HAZİRAN 2008 CUMA AÇI MUMTAZ SOYSAL İki YanlışKAPATMA davasıyla ilgili olarak yazılıp söyle- nenlerde blrkaç yanlış var ama, bunların ikisi çok önemli. Çünkü ikisi de bir yandan Mahkeme'yi ürküterek et- kilemeye yönelmekte, bir yandan da iktidar yandaşlannı yüreklendirmek isterken parti yöneticilerini yanlış hesaplara ve taktiklere itmekte. J^nemli yanlışlardan birincisi şu: Deniyor ki, Anayasa wMahkemesi'nin kararı kapatma yönünde olursa, ekonomik dengeler altüst olur, piyasa çöker ve ülke büyük bunalıma girer. Böylelikle, Mahkeme'ye bir mesaj verileceği ve bu- nun etkili olabileceği düşünülür. Başka durumlarda da ortaya çıkan bir tutumdur bu. Oysa, mahkemelerde- ki yargılayıcılar ve okullardaki öğreticiler bilir ki, hü- kümleri ya da ders notlarını dıştan etkilemeye kalktı- nız mı, duyarlı vicdanlar ister istemez isyan edip bu çaba geri teper ve sonuç istenenin tam tersi olur. Kendi spekülatif değerlendirmelerini ekonominin ger- çek durumunu gösterici bir ibre olduğuna inanan bor- sacıların sık sık bu yola başvurdukları olur. Onlara gö- re yargıçlar da kendileri gibi düşünmeli ve hukukçu olarak değil, birer iktisatçıymış gibi karar vermelidir- ler. Yerli politikacılar ile dıştan fürkiye'ye kalkınma re- çeteleri sunmuş olan yabancılar da, hukuku ve geli- nen noktada kendi sorumluluklarını unutup kurtarıcı- lığın yargıçlardan gelmesini beklerler. Oysa, nesnel düşünebilen bağımsız iktisatçılar bi- lir ki, bu çeşit sarsıntıları asıl yaratan, mahkeme ka- rarları değil, ekonominin yapısında zaten mevcut olup da bu gibi durumlarda yüzeysel çatlaklara yol açan temel yanlışlardır. P ropaganda konusu olarak kullanılan ikinci yanlış şudur: Mahkeme, kapatma kararı alırsa, ülke za- rar görür ama, er geç yapılacak bir seçimde AKP'nin oyu artacaktır. Çünkü ezik halkımız hep mağdurdan yana oy kullanır. Halk yığınlarının sağduyusunu küçümseyen ve or- tak aklı yok sayan bu görüş, genellikle yakın geçmişte yaşanan birkaç seçimin ortaya çıkardığı örneklerden esinlenir. Yanlış birkaç "m/sa/'in "emsal" olamayacağı unutularak. Mahkeme kararının haklıhğını ya da haksızlığını tar- tışma dışında tutan ve doğrudan doğruya duygusal- lığa kaçan bir yaklaşımdır bu. Söz konusu seçim so- nuçlarının aslında hangi nedenlerden kaynaklandığı pek sorulmaz ve bu yüzden duygularla oynanarak ka- zanılmış sözde zaferler de kısa ömürlü olur. Oysa, biraz yakından incelendiği zaman görülecektir ki, yakın geçmişte özellikle din duygulannı kötüye kul- lanma yüzünden kapatılma akıbetine uğramış parti- ler, genellikle yakın beklentilerle oy kullanan seçme- nin gözünde ister istemez yara almış ve oy kaybet- mişlerdir. Dolayısıyla, olanlardan ders çıkarmak ye- rine, kapatılma mutlaka oy getirir diye tuhaf bir rehavete kapılmak, olsa olsa başka kapatmalara gebe yeni yan- lışlara kapı açmak demektir. [email protected] PANEL "AKP Sonrası Türkiye'nin Çözümü" Yöneten Prof. Dr. KEMALALEMDAROĞLU Istanbul Üniversitesi Eski Rektörü Konuşmacılar TAYFUN İÇLİ Demokratik Sol Parti Milletvekili M.BEDRİ GÜLTEKİN Işçi Partısı Genel Başkan Vekili YAŞAR OKUYAN Halkın Yükselişi Partisi Genel Başkan Vekili ULUSALİ Tarih: 7 Haziran Cumartesi Saat: 14:00 Yer: Mecidiyeköy KUItür Merkezi Tel: 0212 251 50 90 www.ulusalkanal.com.tr Kıbrıs'ta Nasıl Bir Çözüm? Talât - Christofias Bildirisi, özellikle, "iki toplumlu" bir çözüm öngörmesi bakımından Annan Planı'nın da gerisinde kalmaktadır. Bildiri, içeriğindeki konunun özüne ilişkin unsnrlar itibanyla, "Kıbns Cumhuriyeti'nin" varlığının bir anayasa tadiliyle devamını sağlayacak, 25 yıldır var olan KKTC'nin ortadan kalkmasma yol açacak ve Kıbns Türk Halkinı "Kıbns Cumhuriyeti'nin" temelinde ve çatısı altında toplum statüsüne indirecek bir çözüm şekli üzerinde bir ön mutabakat niteliği taşımaktadır. Tugay ULUÇEVlK Emekli Büyükelçi K ıbns'taki iki Taraf ın liderleri M. Ali Talât ve Demetris Chris- tofias arasında 23 Mayıs 2008 tarihinde yapılan görüşme so- nunda açıklanan Ortak Bildi- ri'nin Kıbns konusunun özüne ilişkin bölümü şöyledir: Liderler "ilgili Güvenlik Konseyi karar- larınca tarif edilen siyasi eşitliğe dayalı iki kesimli, iki toplumlu federasyona f hedeline) olan taahhütlerini tekrar teyid etmişlerdir. Bu ortaklık tek uluslararası kişiliği olan bir Federal Hükümet'e ve eşit starüdeki Kıbns Türk Kurucu Devleti'ne ve Kıbns Kunı Kıı- rucu Devleti'ne sahip olacaktır." Ortak Büdiri'nin can alıcı unsuru "Güvenlik Konseyi kararlannca tarif edilen" ibaresi ve bu suretle Güvenlik Konseyi kararlanna aüf ya- pılmış olmasıdır. Kıbns konusuyla ilgili BM belgelerinin içeriği, BM zemininde cereyan et- mekte olan Kıbns sorununa çözüm arama sürecinin BM Güvenlik Konseyi kararlany- la tespit edilmiş olan tek hedefinin, Ada'da egemen ve bağımsız olarak var olduğu kabul edilen ve iki toplumdan oluşan "tek bir Kıb- ns Devleti" (one State of Cyprus), yani, 1960 "Kıbns Cumhuriyeti" için bu defa iki toplumlu ve iki kesimli federal esasa göre ye- ni bir anayasa düzeni kurmak olduğunu or- taya koymaktadır. Ada'da yeni bir Devlet ya- ratmak anlayışı BM Güvenlik Konseyi ka- rarlannda yoktur. 23 Mayıs Ortak Bildirisi'nde "Kurucu Devlet" (Constituent State) kavra- mında kelimelerin baş harflerinin büyük harfle yazünuş olması bu gerçeği değiştirmez. Çünkü, Konsey kararlannda varlığı kabul edilen ve çözümün temeli olarak alınan "bir Kıbns Devleti" kavramında baş harfler, bu kavramla "Kıbns Cumhuriyeti' kastedildi- ği için, Konsey kararlannda yülar önce bü- yük harfle yazılmış bulunmaktadır. Konsey kararlannda, federal düzende Dev- let'in "tek egemenliğinin" ve "uluslarara- sı kişiliğinin" olması ve "tek vatandaşlığın" bulunması öngörülmüştür. Konsey kararlan halen Ada'da "tek bir Kıbns Devleti'nin" varlığını kabul ettiği ve var olan bu tek "Dev- let'in temelinde 'iki toplumlu' federal bir dü- zen kurulması amaçlandığı için, Ingilizce "Constituent State" kavramuun, Türkçeye "Kurucu Devlet" olarak çevrilmesi gerçekle bağdaşmamaktadır. Çünkü, lngilizcedeki "state" kelimesi Türkçede hem "devlet", hem de "eyalet" anlamına gelmektedir. Kon- sey kararlannın lâfzı ve ruhu itibanyla fede- ral devletin çatısı altında yer alacak olan bi- rimler "devlet" değil, "eyalet" niteliğinde ve hattâ "vilâyet" olacaklardır. Konsey kararlan, çözümden önceki du- rumda Ada'daki Taraflar arasında statü eşit- liği bulunduğunu kabul etmemektedir. BM'nin anlayışına göre iki toplum "Kıbns Cumhuriyeti'nin" şemsiyesi altında "eşit düzeyde" görüşmektedirler. Taraflar arasın- da statü eşitliği ise nihai çözüm çerçevesin- de "toplum düzeyinde" geçerlilik kazana- caktır Çünkü, iki h'der, "iki toplumlu" bir çö- züm üzerinde mutabık kalmışlardır. BM'nin anlayışı çözüm şeklinin "iki ke- simli" niteliğinin korunmasma da müsait de- ğildir. BM nüfus bakımından "homojen" iki kesim yaratılması görüşünü benimseme- mektedir. Ada'nın tamamının AB'ye ka- tılması halinde de "iki kesimlüiğin" kay- bolması kaçınılmaz olacaktır, AB'nin çö- zümün parametrelerinin korunması amacıyla AB müktesebannın Ada'da uygulanmasına iliş- kin derogasyonlan kabule yanaşmadığı Annan Plam'na ilişkin süreçte belli olmuştur. Millî Güvenlik Kurulu ve Kıbns Millî Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 24 Ni- san 2008 toplantısından sonra yayunlanan Basın Bildirisi'nde, Kıbns konusu hakkında, diğer hususlar meyanında, "çözümün Ada'da- ki gerçekler temelinde" olacağı; "iki ayn hal- kın ve demokrasinin varhğına" dayanacağı; "iki kesimliliğin", iki Tarafın "siyasî eşit- liğinin" korunacağı ve "Garanti ve tttifak Antlaşmalannın yürürlükte" kalacağı; "iki Kurucu Devlet'in eşit statüde" olacağı; "yeni bir ortaklık Devleti" kurulacağı ve bu "parametrelerin korunacağı" belirtilmiş- tir. MGK'nin Bildirisi'nde dile getiri- len "Ada'daki gerçekler temelinde" bir çö- züm isteği, başlı başına önem taşımaktadır. Ada'daki en belirgin gerçek "iki ayn ba- ğımsız ve egemen Devletin varlığıdır." Bu Devletlerden biri Kuzey Kıbns Türk Cum- huriyeti'dir. Bu gerçek, yine Bildiri'de zik- redilen "iki ayn halk, iki ayn demokrasi", "iki kesimlilik" ve "Garanti ve tttifak An- tlaşmaları'nın yürürlükte kalması" gibi kavramlarla ve unsurlarla beraber okunup değerlendirildiği zaman, Türkiye'nin Kıb- ns'ta gerçekleşmesini istediği çözümün şek- li kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Çözüm çerçevesinde MGK'nin öngördü- ğü parametrelerin aşınmaya uğramaması; Türkiye'nin 1960 Antlaşmalanndan doğan hak ve yetkilerinin uygulanabilirlik bakı- mından zarar görmemesi ve Türldye ile V u- nanistan arasında Kıbns bakımından de- vam etmesi gereken dengenin tamamen bo- zulmaması için, KKTC lıalkınııı ancak Tür- kiye de AB'ye tam üye olduktan sonra AB'ye katılmayı tercih ettiğine dair irade- sini ortaya koymasının, Ada'da gerçekçi, âdil ve kalıcı çözüme katkı yapacağına inanmak- tayız. Kıbns'ta iki Lider'in açıkladığı çözüm parametrelerinin, MGK'nin Bildirisi'nde- ki parametrelerle bağdaşmadığı açıktır. MGK'nin öngördüğü "Ada'daki gerçekler te- melinde çözüm" vi/yonu Talât - Christofi- as Bildirisi'ne yansımış değildir. "İki ayn Halk" kavramı mevcut değildir. "İki toplumlu çözüm" formülünün MGK Bildirisi'ndeki "çözümün Ud ayn halkın ve demokrasisinin varhğına dayanması" düşüncesini karşıla- maktan uzak olduğunu da söylemeye lüzum yoktur. MGK'nin vurguladığı "iki kesimlili- ğin", "iki Tarafın siyasi eşitliğinin" ve "yeni ortaklık Devleti" parametrelerinin ko- runması zorunluluğunun BM Güvenlik Kon- seyi'nin kararlan çerçevesinde ve AB mük- tesebatı karşısında nasıl yerine getirilebilece- ği belli değildir. Sonuç Talât - Christofias Bildirisi, özellikle, "iki toplumlu" bir çözüm öngörmesi bakımından Annan Planı'nın da gerisinde kalmaktadır. Bildiri, içeriğindeki konunun özüne ilişkin un- surlar itibanyla, "Kıbns Cumhuriyeti'nin" varlığının bir anayasa tadiliyle devamını sağlayacak, 25 yıldır var olan KKTC'nin or- tadan kalkmasma yol açacak ve Kıbns Türk Halkinı "Kıbns Cumhuriyeti'nin" te- melinde ve çatısı altında toplum statüsüne indirecek bir çözüm şekli üzerinde bir ön mu- tabakat niteliği taşımaktadır. Çözüm arayışında çözümün parametrele- ri Ada'daki "iki kesimliliğin" ve "iki ayn Devlet'in" varhğı gerçeğinden hareket edi- lerek saptanmahdır. Günümüzde suni bir çö- züm şekli olan federasyonlann dağılma sii- recine girmiş olduklan ve Kosova'nın da ba- ğımsız Devlet olmaya ehil görüldüğü ve ba- ğımsızlığının tanındığı gibi gerçekler de göz önünde tutulmalıdır. N uri Bilge Ceylan Can- nes'da, en iyi yönetmen ödülünü alırken ne dedi: "Benim yalnız ve güzel ülke- me..." Türkiye, yalnız bir ülke mi? Bazı "aydınlarımızın" belir- lemesine göre Türkiye, bir "sev- gi çemberine" alınmış durumda: "Ülkemizin dünyadaki itibarı ve ağırlığı artıyor. AB temsilci- leri, ABD ve 'demokrasi' ile 'is- tikrann güç kazandığınr görenler, Türkiye'nin çıkar ve haklarını savunuyor." Bu açıklamaya konu olanlar, çı- kar ve haklannı savunduklan ül- keyi nereye sürüklediğinin bilin- cinde mi? Türkiye'yi bir ılıııılı ls- lam" ülkesi haline getirmeye ça- balayan ve "Cumhuriyeti bir başka şekle dönüştürmeliyiz" diyen kişiler, "sevgi çemberine" alındıklanmızca kollanmıyor mu? Savunup, yerini sağlamlaştırdık- Çoklu Yalnızlık... Ali BULUNMAZ lan kişiler de, kazandığı her "za- ferin" ya da "mağdur edildiği" her olayın ardından, meşhur "mil- li irade" şarkısını söylemiyor mu? Nasıl bir şarkı bu: "Ben mil- li iradeyi temsil ediyorum, ne is- tersemyaparım..." Türkiye'yi "sevgi çemberine" alanlar, beraber yürüdükleri yolun yolcusunu "demokrasi" abidesi yapıp kutsadı; onun vazgeçilmez ve zorunlu bir aktör olduğunu ulusun zihnine yerleştirmeye ça- lıştı. Şimdi kapatma davası, sesi gürleştiriyor: "Sizin yanınızdayız, bildiğiniz yolda yürüyün..." Yürüyorlar da gerçekten. 16 milyonu "herkes" haline getiriyor, türbanı bayrak gibi sallıyorlar. Yargıya çatıp "Size yüzde 40 zam yapük; adaletten ayrılma- > ın, günlük siyasi çekişmelerin içinde olmayın" gibi öneriler ge- tiriyorlar. Böylece "milli irade"yi savunuyor ve sevgili dostlannın övgüsünemazharoluyorlar. Yet- miyor, "Herkes milli iradeye ram olmah"; yani boyun eğmeli, itaat etmeli diyorlar. Türkiyese- verler, "ttaate dayanan yöne- tim şeklinin başka bir ismi var- dır, demokraside böyle bir şey yoktur" diyor mu? Elbette hayır... Işte Türkiye, biraz da bu yüzden yalnız. "Sevgi çemberi" içinde çoklu yalruzlığı yaşıyor. Çoklu yal- nızlık, yalnızlıklann en büyüğü. Bugün, girmeye çabaladığımız Birlik'ten gelip "demokrasiden" bahseden, "hak", "hukuk" ve "özgürlüklerden" söz açan, "re- form" nameleri mırıldananlar, Türkiye'yi yalnızlaştınyor. Ulusu, günümüzdeki iktidann yönetim bi- çimiyle; verdikleri destek saye- sinde, kendisine "ram olunma- sını" isteyenlerle baş başa bırakı- yorlar... îktidann kendine seçtiği yolun evveli ve sondaki hedef belli. Na- sıl ilerleyeceğini gösteren harita da, 10-15 yıldır elden ele dolaştınldı. Şimdi o haritadaki çizgiler, girin- ti ve çıkıntılar bir bir yontuluyor. Destek ve alkış, aydınlığı bir ba- şına bırakıyor. Nuri Bilge Ceylan Avrupa'nın orta yerinde, Cannes'daki, "yalnız ve güzel ülke" belirlemesindc haklı: Çoklu yalnızlığın, bu yal- nızlaştırma hareketinin aktörleri ve ortaklarınca siyasal, sosyal ve ekonomik laboratuvara dönüştü- rülüp, bir ucubeye sürüklenen gü- zel ülke... YURUMEMiSTiM GÜNÖL KÖPRÖSÜ TURKCELL Milli Eğitim Bakanlığı ve Turkcell işbirliğiyle sürdürülen Gönül Köprüsü Projesi'yle bu yaz, Alper gibi 100 bin çocuğumuz hiç görmedikleri yerleri görecek, dostlukları pekiştirecek. Çocuklarımız doğudan batıya, batıdan doğuya gönül köprüsü kuracak. Turkcell, gururla paylaşır. TÜRKAN SAYLAN ' ' l I "L ' '' "'l.'l! \"\ • V BIREVIOLNAK Nustala Kemal Atatürk'ün bize sunüuğu bu güzel ülkeye ve kurduğu lalk diizene bilfnçll bir yurttaş sorumluluğuyla katkıda bulunmak, ona olan borcumuzu ödemenin en uygun yoiu... Bu yolda coşkuyla çalışmayı sıirdiiren Tiirkan sayian Tfirk Aydınlanma Devrimi üzerine öörüşierini okurlarıyla paylaşıyor... TDRMN SAYLAN ATKIZ Bir Yaşamdan Kesitler Her zaman "geııç" ye üretken kalmasını becerebilen bir bilim insanının yaşamından on yedi yıllık bir kesit... Bu kitapta, yılmayan, çözüm îirelen aydın bir insanının tanıklıkları, Cumhuryet'in ikinci kuşağının paha biçilmez deneyimleri yer alıyor. TÜRKAN SAYLAN CÜMHHRIYEI'TJi Ğ İNSP Radyo Cumhuriyene Türkan Saylan'ın hazırladığı "Çağdaş fnsan" programından söyleşiler... AlKlJl VarınDıiıiııı unm tiii Metkoı: Ankara Şubc: Izmlr Şubc: c<Cumhuriyel KitaplarıALFA DAOITIM ımıııui) Prof. Nureltın Mazhaı Öklol Sokak No: 2 Şişli Tel: 0 212 343 72 74 Atatüık Bulvarı Na-125 Katr 4 Bakanlıktar Tel, 0 312 419 50 20 H. Zıya Bulvaıı 1352 Sokak No: 2/3 Pasaport Tel: 0 232 44112 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle