05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2008 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALI SIRMEN AKP'nîn Büyuk Kulak Demokrasisi Türkiye'de bir tevatür, AKP ile iç ve dış yandaşlan tarafından sistematik olarak yayılmaya çalışılıyor. "Recep Tayyip Erdoğan, özgüriükçü demokrat bir kişidir, onun iktidannda Türkiye, AB'ye uyum sağlamak amacıyla çoğulcu demokrasinin ku- rumlarını oluşturup yaşama geçirmeye çalışmak- tadır" yolundaki aslı astarı olmayan düşünce topluma kabul ettirilmeye çabalanıyor. Oysa, en fazla oyu almış olanın mutlak sultast- nı herkese demokrasi diye takdim etmeye çalışan Tayyip Bey'in çoğulculukla uzaktan yakından il- gisi yok. Türkiye'nin AKP iktidarı döneminde ne denli özgüriükçü bir rejime kavuştuğunun gös- tergesi ise, herkesin dinlendiğinin ortaya çıkma- sıyla en görmeyenlerin bile yadsımayacağı biçimde ortaya çıktı. Türkiye artık herkesin büyük kulak tarafından din- lendiği veya bu korku ile yaşadığı bir ülke haline geldi. O kadar ki, sorumlu (yani kanunen sorum- lu demek istiyorum) Bakan Binali Yıldınm bile, din- lenmeye karşı en iyi tedbirin konuşmamak oldu- ğunu hiç çekinmeden açıkça söyledi. Son olarak Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin jandarmaya ülke ge- nelinde izleme izni vermesiyle ilgili kararını, Ada- let Bakanlığı'nın başvurusu üzerine bozma kara- rı olaya yeni bir boyut kattı ve Türkiye'de yargı bir kez daha AKP iktidarının demokrasiyi çiğneme gi- rişimine karşı çıktı. ••• Olayı biraz daha iyi kavrayabilmek için, bu din- leme yetkisinin nereden kaynaklandığını görmek gerekir. Delil toplama ve dinlemeyle ilgili esas kanun, 4.12 2004 tarihli 5271 sayılı olan ama Haziran 2005'te yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu. Bu ya- sanın AKP'nin büyük demokratik girişimlerinden biri olduğu ileri sürülmüş, buna karşı bazı kişiler de, polisin elinin kolunun bağlandığını söylemiş- lerdi. CMK'nin yürürlüğe girmesinden çok kısa bir sü- re sonra AKP, "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapıl- masına Dair Kanunu 3.7.2005 tarih ve 5397 sayı ile TBMM'den geçinviştir". "4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun ek 7'nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir" di- ye başlayan kanunun 1. maddesi, telekomüni- kasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, kayda alın- masının nasıl olacağını düzenler ve bu konuda ağır ceza mahkemesi hâkiminin yazılı emrinde, hak- kında tedbir uygulanacak kişinin kimliğl, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya ile- tişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı, süre- si ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenle- rin belirtileceği vurgulanırken (madde 1, fıkra 3 - 4) hemen ardından "Istihbarat faaliyetlehnde, bu maddede belirtilen suçlann önlenmesi amacıyla ve hâkim kararı alınması koşuluyla teknik araçlarla iz- leme yapılabilir" diye başlayan 6. fıkrada, yukarı- da saydığımız koşullar yok sayılarak, bir izinle top- tan dinleme yapabilmenin yolu açılmış bulun- maktadır. • * * Kuşkusuz ki, AKP'nin eseri olan bu yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası şimdiye kadar uygulandığı şekliyle, hem "Herkes haberleşme hürriyetine sa- hiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır" diyen ana- yasanın 22. maddesine hem de Avrupa Insan Hak- ları Sözleşmesi'ne aykırıdır. 5397 sayılı kanun, dinleme ile ilgili kararların ve yazılı emirlerin Emniyet Genel Müdürlüğü Istihbarat Daire Başkanlığı tarafından yerine getirileceğini söylerken aynı zamanda Başbakanlık'a bağlı Te- lekomünikasyon İletişim Başkanlığı ile (TİB) yine aynı statüde Istihbarat Daire Başkanlığı kurulma- sını öngörüyordu. Bunlardan birincisinin başına Fethi Şimşek, ikin- cisinin başına ise Ramazan Akyürek getirildi. Her iki isim de muhalefet tarafından tarikat bağlantı- ları dolayısıyla sık sık gündeme çıkarıldı. Yargıtay 9. Dairesi'nin kararına neden olan ise, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dinleme yet- kisini jandarmaya da veren kararına TlB'in itirazı oldu. Yargıtay 9. Dairesi'nin kararı yalnızca jandar- manın yapacağı dinleme ile ilgili kabul edilme- melidir. YARSAV Başkanı ömer Faruk Emina- ğaoğlu'nun da belirttiği gibi, yurt çapında dinle- me yetkisi yalnızca jandarma ile sınırlı olmamalı- dır ve TİB Başkanı'nın aynı girişimi Emniyet Is- tihbaratı için de yapması gerekmektedir. Görüyorsunuz, kendisini demokrat diye sunan AKP, bütün vatandaşları dinletiyor. llımlı Islamın demokrasisinin gerçek yüzü budur. [email protected] LATİF OKUL, DAVAYI KAZANDI TRTMüşoviri 2 bin YTL tazminatödeyecek ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) TRT'nin eski Yayın De- netleme Kurulu Başka- nı Latif Okul, kendisi- ni "PKK işbirlikçisi" olmakla suçlayan Ge- nel Müdür Müşaviri Tuğrul Utku'ya karşı başlattığı hukuk müca- delesini kazandı. Latif Okul, Tuğrul Ut- ku'nun haber dairesi başkanı olduğu dönem- de, kendisini kastede- rek "PKK işbirlikçisi, kızı dağa çıktı, terö- risttir" dediği gerekçe- siyle Utku'yu mahke- meye vermişti. Davayı görüşen An- kara 12. Sulh Ceza Mahkemesi, konuyla il- gili tanıklan dinledikten sonra kararını açıkladı. Mahkeme, suçun işleniş biçimi ve Utku'nun amacı gözetilerek Tuğ- rul Utku'nun 100 gün karşılığı adli para ceza- sıyla cezalandırılması- na karar verdi. Cezayı 2 bin YTL'lik para ceza- sına çeviren mahkeme, adli para cezasımn öden- memesi durumunda hapsc çevrilmesini ka- rarlaştırdı. Diyanet Işleri Başkanı Bardakoğlu, projenin ılımlı Islam ve uluslararası siyasetle ilgisinin olmadığını söyledi 'Hadis projesi reform değil'• Hadis projesinin özellikle Batı basınında "Türkiye Islamda reform yapıyor" şeklinde yorumlandığını ammsatan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Bu çalışma ne bir reform, ne bir devrim, ne de siyasi bir konudur" dedi. F1RAT KOZOK ANKARA - Diyanet îşleri Baş- kanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Hadis projesi bir reform, devrim, revizyon hareketi değildir. Ilımlı tslam veya herhangi bir uluslar- arası siyasetle alakası yoktur" de- di. Bardakoğlu, îslam coğrafyasın- da yanlış yorumlamalara neden ol- nıaması için projenin amacını anla- tan Arapça duyuru hazırladıklannı söyledi. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın arhk sona geldiği hadis projesi farklı yo- nımlara neden oluyor. özellikle Ba- tı basını, projeyi "Islamda reform" olarak yansıtırken "Proje acaba ılımlı tslam projesinin bir parça- sı mı" sorusu da akla geliyor. Diyanet tşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, projenin üzerinde birkaç yıldır çalıştıîdarını belirterek "Ku- ran tefsiri ve hadis çahşmalarının tarihi Diyanet'in kuruluşuna ka- dar dayanır" dedi. Atatürk'ün de başkanlığın kurulmasının ardından tslam dininin topluma daha sağlık- lı ulaştınlabilmesi için çalışma ya- pılmasını istediğini anımsatan Bar- dakoğlu şöyle devam etti: "Bu projeye 4-5 yıl önce başla- dık. 70-80 akademisyen, uzman görev aldı. Bu yıl sonunda ta- mamlanacak ve 4-5 cilt yayımla- tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] nacak. Bugüne kadar 180 bin ha- dis tarandı. Bu projede hadisler gruplandırılacak, yorumlanacak, bunlardan ne anlamamız gerekti- ği belirtilecek. 'Bu hadisler günü- müz insanma ne anlatıyor' konusu- nu öne çıkaracak ve gündelik ya- şama yanıt verecek." 'Batdılar akıllarından geçeni kâğıda döküyor' Projenin özellikle Batı basının- da "Türkiye tslamda reform ya- pıyor" şeklinde yorumlandığını anımsatan Prof. Dr. Ali Barda- koğlu, "Bu çalışma ne bir re- form, ne bir devrim, ne de siya- si bir konudur. Diyanet'in kendi asli görevle- riyle ilgili toplumu tslamın temel kaynaklarının bilgisiyle buluş- turma görevinin bir parçası- dır. Biz sadece peygamber efen- dimizin hadislerini 21. yüzyıl in- sanıyla buluşturmak ve getirdiği mesajı aktarmak istiyoruz" di- ye konuştu. Batı basınının olup biteni tam anlamadığı için kendi akıllarından geçeni kâğıda döktüğünü vurgu- layan Bardakoğlu, "Batılılarm bu hadis projesini tam anla- dıkları kanaatinde değilim. Ya- yınlar da onu gösteriyor. Hatta Batılılar Islam ülkelerinden bir kısmına bu projeyi Türkiye din- de reforma yapıyor diye saptı- rarak aktarıyorlar" diye ko- nuştu. ABD'DE KONFERANS Gülen 7 küresel oyuncu yapma çabası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ln- giltere'nin ardından Fethullah Gülen ha- reketi konulu bir konferans da ABD'nin Ge- orge Town Üniversitesi'nde 14-15 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek. Büyük oran- da ABD'nin "ılımlı Islam" modelinin tartışıldığı platform haline gelen konfe- ranslar dizisinin bu seferki konusu ise "Küresel Dünyada tslam: Düşüncede ve Pratikte Fethullah Gülen Hareketi" ola- cak. Konferanta, ABD'nin çeşitli üniver- sitelerinde görev yapan 15 akademisyen Gülen hareketi kapsamında, gençlik, aile, eğitim, milliyetçilik, terorizmin yanı srra "Fethullah Gülen'in dünyadaki rolü ve etkileme gücü" konusunu ele alacak. Teksas'taki Rice Üniversitesi'nde 4 yıl önce düzenlenmeye başlanan Fethullah Gülen konferanslannın bir yenisi de 14-15 Kasım'da ABD'nin George Town Üni- versitesi'nde gerçekleştirilecek. Yine ABD kaynaklı olan "Türk Çalışmaları Ensti- tüsü" ile "Rumi Forum" sponsorluğun- da gerçekleştirilen konferansta, 15 farklı ko- nu Fethullah Gülen'in bakış açısıyla de- ğerlendirilecek. Bu konular ise "Eğitim, yardım kuruluşları ve yoksullukla ınü- cadele, çevreyi korumak, radikalleşme ve şiddet, Fethullah Gülen'in dünyada- ki rolü ve etkileme gücü, Gülen hareketi ve geleneksel tslam: tslami gelenek ve modernleşme" ile "göç ve zorunlu goç" şeklinde sıralanıyor. ADALET BAKANI ŞAHÎN'E YANIT VERDÎLER: BİZDE DOSYA BEKLEMEZ Dışişleri'nden Ayfer Kaya savunması ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dışişleri Bakanhğı, Roze- rin kod adli terörist Ayfer Ka- ya'nın serbest bırakılmasında Dış- işleri'nin ihmalinin olabileceği imasında bulunan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e yanıt verdi. Dışişleri Bakanhğı'nın, Alman- ya'nın Münih eyaleti Yüksek Mah- kemesi tarafından tutukluluk du- rumu kaldnılan terör örgütü üyesi Ayfer Kaya'nın iadesi talebine ilişkin bütün ek bilgileri "zama- mnda" Alman makamlanna ilettiği belirtildi. Diplomatik kaynaklar, Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili tüm belgeleri anında Türkiye'nin Ber- lin Büyükelçiliği aracıhğıyla Alman makamlanna ilettiğini belirtti. Cumhuriyet'e değerlendirme ya- pan diplomatik kaynaklar, "Bizde dosya beklemez. Adalet Bakan- lığı'nın bize gönderdiği dosyayı aynı gün bir nota ile karşı tara- fa iletiriz" görüşünü dile getirdi- ler. Türkiye'nin Berlin Büyükelçili- ği yetkilileri de belgelerin zama- nında Almanya Dışişleri Bakanlı- ğı'na iletildiğini belirttiler. Münih Eyaleti Yüksek Mahkemesi söz- cüsü Margerete Nötzel ise "Tür- kiye'den istenen ek bilgiler za- manında gelmediği veya yeterli görülmediği" için tutukluluk ha- linin kaldınldığını öne sürdü. Almanya'nm Ankara Büyükel- çisi Eckart Cuntz ise terör örgü- tü üyesi Ayfer Kaya'nın iadesi ta- lebine ilişkin Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan istenen ek bilgilerin Alman makamlanna iletildiğini, ancak bu bilgilerin "nıahkemece yetersiz bulunduğunu" söyledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Değişik Ruh Hallerim Üzerine... Haftada 6 gün yazı yazmak ve Türkiye gibi gündemi neredeyse hiç değişme- yen bir ülkede yazmak kolay mıdır, zor mudur? Bazılarına bakarsanız kolaydır, hemen her sabah yeni bir sürprizle kar- şılaşmamız mümkündür. Aslında bizde sürprizler sabahları değil de genellikle cuma akşamları yürürlüğe giriyor. Hükümetimiz, ordumuz, yargımız borsayı fazla sarsmamak için sürpriz- lerini İMKB kapandıktan sonra açıkla- mayı tercih edlyor. Bu kadar sürprize açık bir ülkede, sürprizin bu kadar dü- zenli bir şekilde açıklanması da ilginç değil mi? Bir başka iddla ise gündemin sürek- II değiştiğidir. Bir yönüyle bakarsanız gündem sürekli değişiyor. Ömeğin hep aynı isimli partiler kapatılmıyor. Her seferinde değişik isimlerdeki partiler ka- patılıyor, bu nedenle gündem sürekli de- ğisiyor denebilir. işkence hep aynı kişilere yapılmıyor. Tutuklama hep aynı toplumsal grupla- rayönelmiyor. örneğin askeri darbeler döneminde ideolojik fark gözetmeksi- zin bütün yasal siyasi partilerin liderle- ri içeri atılabiliyor. • • • Bu sabah Cumhuriyet'teki odama Meryem Özsöğüt'ün sendikacı arka- daşları geldiler. Meryem, bir basın açıklaması sonrası evi basılarak "örgüt üyellği" gerekçesiyle tutuklanan bir sendikacı. Olayı arkadaşları şöyle aktardılar: "10 Aralık 2007 tarihinde Ankara'da, DHKP-C üyesi olduğu gerekçesiyle Kevser Mırzak öldürüldü. Bu olayı protesto etmek için bazı kitle örgütleri ortaklaşa bir basın açıklaması yaptılar. Meryem özsöğüt de yöneticisi olduğu SES'İ (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emek- çileri Sendikası) temsilen bu açıklama- ya katıldı. 8 Ocak 2008 tarihinde saba- ha karşı evi basılan Meryem özsöğüt, tu- tuklanarak Ankara Sincan Kadın Kapa- lı Hapishanesi'ne gönderildi. Tutuklanma gerekçesi ise evinde bu- lunan yüzlerce kitap arasından seçilen ve bütün kitapçılarda bulunan Mahir Çayan'/n 'Bütün Yazılar' adli kitabıydı. Bu kitap gerekçe gösterilerek kendi- sine 'Yasadışı örgüte Üyelik'fen dava açıldı. Evi basılarak gözaltına alman ve tutuklanan sadece Meryem özsöğüt de- ğildi. Ankara Gençlik Derneği Başkanı ve üyeleri ile Ankara Temel Haklar ve öz- gürlükler Demeği üyeleri de tutuklandılar. Davanın ilk duruşması 22 Ocak 2008 tarihinde yapıldı. Tutuklu bulunan 12ki- şiden 7'si tahliye edilirken aralannda Mer- yem özsöğüt'ün de bulunduğu 5 kişinin tutukluluğuna devam kararı verildi. Ikinci duruşma 26 Mart Salı günü An- kara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bu duruşmada da Meryem öz- söğüt serbest bırakılmayarak dava 15 Mayıs tarihine ertelendi. Davanın üçüncü duruşması ise 15 Mayıs 2008 tarihinde görüldü. Bu du- ruşmada da Meryem özsöğüt serbest bırakılmayarak dava 9 Temmuz 2008 ta- rihine ertelendi. Ankara'daki baskılar sadece bunun- la da sınırlı değil. Bu süreç içerisinde An- kara Mimarlar Odası Sekreteri mimar Alev Şahin de 8 Mart mitingine katıldığı gerekçesi ile evi basılarak tutuklandı. Meryem özsöğüt cezaevindeyken SES Yönetim Kurulu'na bütün grupla- nn desteğiyle ve oybirliğiyle yeniden se- çildi." ••• 6 aydır tutuklu bulunan adresi belli, bir sendika yöneticisi Meryem özsöğüt'ün tutuksuz yargılanması mümkünken, mahkeme neden böyle davranıyor, an- layabilmek çok zor. Bunları düşünürken bu kez Hrant Dink cinayetinde yeni yayımlanan gö- rüntüler, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Görüntülere yansıyan bir kişi ci- nayetten çok kısa süre önce telefonla konuşuyor. Her şeyi dinleyebilen istih- barat kurumları bu kişinin kim olduğu- nu hiç merak etmemişler anlaşılan. Yoksa kimliğini hemen bulabilirlerdi... Güzel ve umutlu yazılar yazmayı öz- ledim diyebilirim. Neden bu ülke sürekli bu tür acılar ve sıkıntılar içinde yaşa- maya mahkûm edlliyor? Neden hâlâ düşünce suç olmaktan ve devletin ve şiddet yanlısı örgütlerin hedefi olmaktan çıkmıyor? ••• Gazetecilik yaşamımın önemli bir bölümünü korkular, baskılar ve acılar içinde geçirdim. Toplum ne yaşıyorsa, onun bir fazlasını biz gazeteciler yaşı- yoruz... Umudu yaşatmalıyız, bunca engele rağmen... Umut olmadan yaşam olmuyor... KazaBLanKa Reı/an = = 0212 243 65 65 www.kazablankarevan.com T.C. BEYKOZ 2. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2007/185 Davacı K. H. vekili tarafından, davalılar Beykoz Nüftıs Müdürlüğü, Ali Haydar Top- taş, Gülhan Toptaş, Şeref Toptaş aleyhine mahkememize açılan, Soybağınm düzeltil- mesi ve Nüfus kaydının iptali davasının yapılan yargılaması sırasında alınan ara kara- n gereğince; Davalı ALİ HAYDAR TOPTAŞ'A "Kılılı Beldesi Türkoğlu Kasabası Kah- ramanmaraş" adresinde tebligat yapılamadığından, yapılan zabıla araşhrmasında da ad- resi tesbit edilemediğinden, duruşmanın atılı bulunduğu 25/06/2008 günü, saat 10:15'te Davalının Mahkememizde hazır bulunması veya kendini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edilerek karar verileceği hu- susu, ILANEN tebliğ olunur. 12/05/2008 (Basın: 31219) ı-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle