07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA ,3 9 3DIZI Güneydoğu'nun en hareketli kenti Diyarbakır PKK'nin eyleme başladığı 1984 yılından bu yana ne yazık ki terörle anılıyor Çelişkiler yumağı birÇ\ f\ öncesi tarih, kültür ve eğlence ken- / ı f # ^ °' an " Güneydoğu'nun en hareketli \_s KŞ yerleşim birimi Diyarbakır, PKK'nin eyleme başladığı 1984 yılmdan bu yana ne yazık ki terörle anılıyor. Göç ve iş- sizlik kıskacmdaki kentte yüz binlerce insan devlet desteğiyle ayakta duruyor. Oysa tüm bu yoksulluk bir çelişkiyi de bünyesinde barın- dırıyor. Geniş bulvarların çevresini saran lüks apartmanlar, batı kentlerinde görülen bü- yük iş merkezleri, çarşılar, mağazalar, so- kaklarda sıklıkla görülen son model otomo- biller, bu kentte yaşanan ekonomik devinime gizem katıyor! Bir tek sanayi tesisinin olmadığı, GAP'ta- ki gecikme nedeniyle tarımın da gelişemedi- ği kentte, terörden göçen kalabalık aileler ko- loniler halinde gecekondularda sefaleti ya- şarken, Diyarbakır'ın zengin yüzü nereden bes- leniyor? Barlar, gazinolar şehrin salt eğlenen yüzünü değil, çelişkisini de dışa vuruyor. Kaldırımlarmda pahalı giysiler giymiş kızlar ve Batılı tarzda kendini ifade etmeyc çalışan gcnçlcr bu çclişkininfigüranlığuumı yapıyor? Doğrusu bu sorulara hiç ama hiç kimse ya- nıt veremiyor. Yani bu kentte zenginlik ve yok- sulluk kol kola yürüyor! Şu da bir gerçek ki Diyarbakır'da sosyal, si- yasal ve ekonomik yaşama hâkim olan çevreler de bu çarkın nasıl döndüğüyle pek ilgilenmi- yor. Onlar varsa yoksa siyasetle yatıp siyasetlc kalkıyor ve yaşamlarının tüm anlarını bu ko- nudaki başanya odaklamaya çalışıyor. Asıl so- run, etnik aynmcılıkla dinci gcriciliğin egc- menlik kavgası verdiği bir kentte aç, yoksul ve işsiz insanlar bu çelişkiler kullanılarak ka- zanılıyor. Bu çevrelerin hepsinin tek hedefı bulunuyor. Devlet... Yani rejim... Hizbullah'ın fslami Kürt devleti uğruna emniyet müdürü bile şehit ettiği bu kentte PKK, sokak ortasında bomba patlatıp 7 kişi- yi öldürmesinerağmennasıl taban bulabiliyor? Asıl paradoks belki de şunda yaşanıyor: Etnik kaygılarla ümmetçiliğin yanştığı bir kentte so- kaklarda havaya uçurulan otomobillerin aldı- ğıcanlarkimin?.. Diyarbakır bir dönem Doğu'nun Paris'i olarak nitelendiriliyordu. Sanat ve kültürle yoğ- rulmuş, yüreklerinde dostluğu, hüznü ve sev- giyi bir arada barındıran bu konuksevcr in- sanların yaşadığı kentte kimler ne için savaş veriyor? Ya da bu insanlan kazanmak, belki de kendi saflanna çekmek için kimler neler ya- pıyor? Nüfiısu 1.5 milyonu aşan Diyarbakır'da 500 bin kişi yeşil kart taşıyor. Devlet bunun dışında yaşlı, genç, özürlü ve öğrenci olmak üzere 200 bin insana her ay yardım ediyor. Ki- nıi kesimler buradaki devlet yardımını siyasi yatırım olarak niteliyor. Bu kapsamda AKP'nin, PKK'nin tabanını erozyona uğrat- mak için yurttaşlara yardım ettiğine ve bu şe- kildc siyasi açıdan da nemalandığına dikkat çe- kiyor. Aksini düşününler de bulunuyor. Hamas tammlaması Onlar devletin Diyarbakır'daki yardımının terörle mücadele kapsamında bir çeşit sosyal ve psikolojik bir mücadele yöntemi olarak gö- rülmesi gerektiğini savunuyor! Böyle düşü- nenlere göre devletin sırtını dönmesi halinde işsiz, sosyal güvencesiz ve yoksul insanlarm HEDEFTEKİ DİYARBAKIR Mehmet FARAÇ Geniş bulvarların çevresini saran lüks apartmanlar, batı kentlerinde görülen büyük iş merkezleri, çarşılar, mağazalar, sokaklarda sıklıkla görülen son model otomobiller, bu kentte yaşanan ekonomik devinime gizem katıyor! ~W~*\ ir tek sanayi tesisinin olmadığı, GAP'taki gecikme nedeniyle r*£ tarımın da gelişemediği kentte, terörden göçen kalabalık aileler JLJ koloniler halinde gecekondularda sefaleti yaşarken, Diyarbakır'ın zengin yüzü nereden besleniyor? Doğu'nun Parîs'i olarak adlandırılan bu konuksever insanlarm yaşadığı kentte kimler ne için savaş veriyor. (Fotoğraflar: MAHMUT ORAL) terör örgütlerinin kurduğu tuzaklara düşmesi olasılığı bulunuyor! Yani bu düşünceye göre devlet PKK'nin clindcki yoksulluk ve geri bı- rakılmışlık silahım almak için vargücüyle sosyal yardımlara yöneliyor! Nasıl yorumlanırsa yorumlansın, devleti AKP yönetiyor ve devletin dağıttığı yardım- lar Diyarbakır'da AKP'nin hanesine yazılıyor! Üstelik yerel seçimler yaklaşırken AKP'nin Sosyal Yardımlaşma Vakfı aracılığıyla yurt- taşla kurduğu bağ da giderek güçleniyor. AKP, bölge insanını muhafazakâr bir siyaset anlayışma çckmc konusundaki çabalannda yal- nız bırakılmıyor! Nakşi örgütlenmeler, özel- likle Kürt siyasal çevrelerinin "Hamas" diye nitelcdiği bir tür yardım organizasyonlarıyla saflannı genişletmeye ve tabanlarını büyüt- meye çalışıyor. Üstelik bu çalışmalar devle- tin gözünün önünde yapılıyor. Bir yandan Fet- hullahçılara yakın dernekler ve işadamlan, di- ğer yandan Hizbullahi çizgideki denıek ve va- kıflar dört bir koldan yoksulluğun kuşattığı bu kentte nemalanmaya çalışıyor. Bu organizasyonlara AKP'nin devlet eliy- le yüriittüğü yardım çahşmaları da eklenince "Hamas" tammlaması derin ve tchlikeli bir kavrama dönüşüyor! 2009 scçimlerinde AKP'nin kazanmak için göz koyduğu tek kent Diyarbakır değil. Tun- celi ve Izmir de iktidar partisinin hedefinde. Oysa bunlann içinde en önemlisi Diyarbakır. Çünkü bu kentte PKK taban buluyor ve be- lediyeyi PKK'nin ideolojisine yakın bir par- ti yönetiyor. Başbakan Erdoğan, 22 Temmuz seçimle- rinin hemen ardından "Diyarbakır'ı istiyo- rum" diyerekparti örgütlerine talimat vermişti. Erdoğan 18 Kasım 2007'de partisinin geniş- letihniş il başkanlan toplantısında, "2009'da- ki yerel seçimlerde Diyarbakır kesinlikle alı- nacak. Bunun için şimdiden çalışmaya başlayın ve gereken her şeyi yapın" demiş- ti. Erdoğan'ın sttzlerl Mart ayının başında yaptığı Diyarbakır ge- zisinin ardından, Ankara'da 81 il başkamnı top- layan Erdoğan şunları söylemişti: "Diyarbakır'a gittik. Çöpler sokağın or- tasında. Çöp yığınlarından, kokularından sokaklarda gezemiyorsunuz. Halk peri- şan. Oralarda doğru dürüst belediyecilik hizmeti yok. Sadece ideolojik bir şey var. Yaptıkları ideolojik, belediye başkanlığı de- ğil. Bir de bizim belediyeleri görün. Bele- diyecilik hizmetleri ortada. Diyarbakır, Şırnak, Batman, Tunceli'de belediye baş- kanlıklarını, hizmet için almamız lazım." CHP Güneydoğu'ya bir açılım yapmak is- tiyor. 4 Haziran'da Urfa'da üreticilerin so- runlannı masaya yatıracak olan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bir gün sonra da Di- yarbakır'da partisinin MKYK toplantısını yapacak Başbakan Erdoğan'ı belki bu açılım hazır- lığı endişelendirdi ve GAP paketini açıklama iddiasıyla geçen salı günü apar topar Diyar- bakır'a gitti. Hem DTP hem de PKK günler öncesinden Erdoğan'ın protesto edilmesi ve mitinge gidilmemesi konusunda çağrılar yap- tı. Yerel seçimler 2009 yılınm mart ayında ya- pılacak. Seçimlere bir yıldan az süre kalırken Diyarbakır'dan nasıl bir manzara yansıyor? Bu sorulara yanıt bulmak için günler öncesinden bölgedeki kitle örgütleri, parti başkanlan ve kent yöneticilerinden randevu talep ettik. Di- yarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, son bir yılda kabul ettiği ikinci ga- zeteci olduğumuzu söylemesine karşın anlat- tüdarının yazılmamasını istedi. Ancak genel- likle Türk- Kürt kardeşliği ve barış konusun- da mesajlar vermeyi tercih etti. lki grup ise Cumhuriyet'le konuşmaktan ıs- rarla çekindi. Fethullahçılann bir araya geldiği Diyarbakır Girişimci Işadamlan Derneği (DÎ- GtAD) Başkanı Aziz Nart randevu vermesi- ne karşın son anda konuşmaktan kaçındı! Hiz- bullah'a yakın Mustazaf- Der'in Başkanı Hüseyin Vılnıaz ise tüm iyi niyetli girişim- lerimize karşın "Cumhuriyet bize karşı tav- rını değiştirmediği sürece konuşmayaca- ğım" diyerek röportaj talebine olumsuz yanıt verdi. Terör örgütleri ne yapıyor? Diyarbakır'da na- sıl bir sosyo-ekonomik yapı var? Kentteki eko- nomik devinim hangi çarkın üzerinde yaşa- myor? Işadamlan böîgeye neden yatırım yap- mıyor? Kentte yoksul ve zengin arasındaki uçururn nereden kaynaklanıyor? Bölgede kaç yüz bin insan devlet desteğiyle ayakta duru- yor?.. Yurttaşa 150 ttilyon liralıksadaka - İşsi/lik konusu PKK'yi de PKK'nin lıa- reketlerini de yoğunlaştıran en önemli sorunlardan biri. PKK'nin dışında bir de burada Hizbullah örgütü var. Hatta geçen yıl valiliğin karşısında Hizbullah'ın oku- ma evi olduğu şeklinde haberler çıktı. - Devletimiz terör oluştunna, terör örgü- tü hüviyetine yönelik faaliyetler yürüten her harcketi takip eder. Terör oluşturma nedeniyle organize olmuş her hareketi takip eder. Bu- nun ismi çok önemli değil. İfade ettiğim gi- bi sonuçta devlete uzanan, millete uzanan her tür terör faaliyetine karşı devletin hassasiyeti aynıdır, değişmez. Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve bu milletin gele- ceğidir. O nedenle bu tür oluşumlar hangi aşa- mada terör örgütü hüviyetine girerck, bir yer- altı örgütü haline gelerek bu tür çabalar içe- risine girir? Bunlann tamamını devlet kont- rol eder. - Hatta Milli Güvenlik Kurulu'na örgütle ilgili sunulan böyle bir rapor da var. O açı- dan yeterince izleniyor mu endişesi var ka- muoyunda. - Türkiye terör konusunda çok uzmanlaş- mış. Bulunduğu coğrafya itibarıyla ülkemi- zin güvenliğini sarsmaya yönelik her türlü te- röre ilişkin çok büyük bir tecrübesi var dev- letimizin, güvenlik güçlerimizin. O nedenle bu hususlarda herkesin fevkalade ıahat olması gerekir. Emniyet güçlerimiz, bu konuyla il- gili tüm güvenlik birimlerimiz 70 milyon in- sanunızm huzuru ve devletimizin gelcceği için Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu (sağda) istihdamın önemine değiniyor. yapması gerekli her türlü çabayı hukuksal ze- min üzerinde sürdürüyor ve bunlan denetler, bakaı - , izler ve ne zaman suç örgütü haline gel- miş, ne zaman suç işlemiş bir pozisyona gi- rerse orada hukuk devreye girer ve gereğini yapar. Devletin en ufak bir acziyet içcrisin- de, yetersizlik içinde görühnesi söz konusu olamaz. Devletimizin bu konuda bu coğraf- yada edindiği çok fazla tecrübeler vardır. Bun- lann hepsi izlediğimiz, güvenlik güçlerimi- zin bilgi sahibi olduğu konulardır. - Kontrol altında yani? - Kontıol derken yani bir şey var da kont- rol ediliyor manasmda değil. Ama bunun dı- şında benim irade ettiğim, teröre yönelmiş, bir terör örgütü organizasyonuna yönelmiş bir şey çıkaısa bunlann hepsi izlenir, takip edilir, bi- linir. Bununla ilgili hiçbir endişeye gerek yok. - Diyarbakır'da 500 bin yeşil kartlı insan olduğu görülüyor. Şehir nüfusunun üçte bi- ri yeşil kartlı mı? - Yeşil kartla ilgili mevzuatımız şunu csas alıyor. Şayet bir evde bulunan kişilerin top- lam sayısı itibanyla bu aile fertlerinin her bi- riııe asgari ücretin üçte biri kadar gelir düş- müyorsa bu aileye yeşil kart verilir. Şimdi bir matematik hesabı yapahm. Asgari ücretin üç- te biri nedir? 150 YTL. 10 kişilik bir ailenin şayet 1500 YTL geliri yoksa otomatikman bu aileye yeşil kart verilir. Baktığınız bir ailenin 1500 YTL geliri varsa daha ne istiyor diye- bilirsiniz. Ama yasa diyor ki, o evde her fert başına düşen gelir asgari ücretin üçte birin- den az ise bu aileye yeşil kart verirsiniz. - O zaman bütün Diyarbakır yoksul? - Doğru olan şudur. Bütün vatandaşların sosyal güvenlik çatısı altına almmasıdır. Bunlann içinde fakir olanların primlerini de devlet karşılar. Yoksa öyle hadiseler yaşı- yorsunuz ki... Mali durumu ayda bin lira 1500 lira geliri olan bir insan, bir anda çok ciddi bir rahatsızhkla karşılaşabilir. - Kentteki yoksulluğun dışavurumudur 500 bin yeşil kart... - Buna da rakamlar itibanyla baktığımızda yoksulluk elbette ki var. Eyvallah bunu ka- bul edeceğiz. Yani kafamızı devekuşu gibi toprağa sokmanın bir anlamı yok. O bizim bir realitemiz. Ben şuna üzülüyorum. Devlet, yoksul düşen Güneydoğu ile ilgili hiçbir şey yapmıyor fılan denildiğinde bir haksız- lık yapılıyor. Ben bir yıl içinde 150 trilyon li- ra sosyal konularda destek vermişim. 135 bin çocuğa sadece bu şehirde eğitim desteği vermişim. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vak- fı aracılığıyla yaptığımız şartlı nakit yardı- mından söz ediyorum. TOKl'nin yaptırdığı 174 konut için 1400 müracaat var. Şimdi Di- yarbakır için bu da bir ölçü. Biz bu şehirde hep fakirlik üzerinden konuşuyoruz. Ama baş- ka konularla ilgili hiç konuşmuyoruz. YARIN: DİYARBAKIR'A FETHULLAHÇI AKINI 'Huzur hâkim olacak' GAP'taki gecikme bölgedeki geri kalmışlığı nasıl körüklüyor? Terörle anılan bir kentin imajı nasıl düzelecek? Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mut- lu bu konudaki sorularımızı şöyle yanıtladı: - Bölgede terör olayları ve terör örgütleri açısından nasıl bir hare- ketlilik yaşanıyor? Mutlu - Terör örgütü 1984'ten bu yana zaman zaman kendisinin ilan et- miş olduğu ateşkes dönemlerinin ha- ricinde her dönemde eylemliliğini sürdürmüştür. Buyeri gelmiştir büyük eylemler olmuştur, yeri gelmiş ma- yınlama olmuştur. Yeri gelmiş adam kaçırma olmuştur. Yani terörün her türlü boyutunu bu sürede görüyorsu- nuz. Eskıyle mukayese edildiğinde te- rör örgütünün aktif dönemine bakıl- dığında, geçen kış döneminin yarattığı bir sıkıntı var. - Yani sınır ötesi operasyonun ya- rattığı bir tahribat... - Şüphesiz tabii ki. Bununla birlik- te genelde bahar aylarıyla birlikte örgüt tekrar hareketlilik kazanmaya başlar. Şu anda Diyarbakır'da olsun, bölgenin genelinde olsun öyle büyük huzursuzluk, sıkıntı yaratabilecek te- rör hareketliliği görünmüyor. Tabii ki tek bir çatışmanın olmayacağı, tek bir sıkıntınm olmayacağı, huzurun hâkim olacağı günler halkın, devletin önce- likli arzusudur. Bir tane bile olay ya- şamış olsanız bunu önemsemek du- rumundasınız. Ama bir yıl öncesiyle mukayese ettiğimizde genelde sakin, sükûnetli bir tablo var. - 3 Ocak'ta bir dershanenin önün- deki patlamanın ardından bir ha- reketlenme oldu. Bir canh bomba eylemcisinin yakalandığı basına yansıdı. - Bunu yeni bir hareketlilik gibi dü- şünmemek lazım. Çünkü 3 Ocak'ta da biz böyle bir eylemi yaşadık. Terör ör- gütünün maksadı propagandadır. Si- lahlı propagandadır ve kentlerde var- lığını sürdürebilmektir. Toplum üze- rinde bir baskı oluşturmak amacıyla eylemlerini bazen kırsalda bazen şe- hirde fırsat buldukça gerçekleştirme- ye çalışıyor. Bu çok yeni bir şey de- 6ü. Bombalı terörlst Fırsat buldukça yapacak. Geçen günlerde şehir içerisinde yapılan yol kontrolleri su-asında ele geçirilen bir terörist var. Bu o anda eylem hazır- lığı içerisinde olan bir şahıs değil. Ge- rektiğinde, yakalanmamak için üze- rinde bulundurduğu bir bomba var. Canh bomba genelde üzerinde yüklü miktarda patlayıcı taşır ve kendisiy- le birlikte pek çok kişiye zarar vermeyi amaçlar. Bu mahiyette bir şey değildi üze- rindeki. Gerektiğinde, çok zorda kal- dığında ele geçirilmemek için, teda- rik türü tabir ettiğimiz türde bir eylem olarak değerlendiriyoruz. - Bu teröristin bir karakolu hedef almaya çalıştığı öne sürülmüştü? - Nereye gidecek? Ne yapacak? Ta- bii bu tür bir eylem için gelmiş olan kişilerin de kendilerine göre planlan, hedcfleri var. Bunlar zaman içinde da- ha netleşecek. Ama şu anda önemli olan şehirde bir vatandaşımıza, gü- venlik mensubumuza, huzurumuza olumsuz tesir edebilecek bir eylem gerçekleştiremeden yakalanmış ol- masıdır. Yeri gelir yakalanamayabi- lir. Bunlar olacak. Dünyada terör pek çok yerde farklı şekilde yaşanıyor. Ar- tık uluslararası bir problem. Burada herkesin duyarhlığını çok net bir şe- kilde hissetmek gerek. Terör hiçbir şe- yin çözümü değildir. Bu yapılanlar da hiç kimseye bir fayda sağlamamıştır. Tam tersine zarar getirmiştir. Dola- yısıyla bu terör eyîemlerinin içinde olanlan hibir şekilde savuunamayız. Bunlan lanetliyoruz. el »V 9İ •Q in Bl in •Q sl m le 9İ Ul m JİJ •G m rn 13J 91 rn 9?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle