08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ffAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA HABERLER Özel duruşmada ortaya çıkan durum, sanık avukatlarınca 'delil yaratmanın kanıtı' olarak nitelendi 11 Gizli tanık' şikâyetçi çıktı ÎİZLEME VE DÎNLEME Emniyete MÎTyetkisi ÎLHAN TAŞCI ANKARA - Ankara 11. Ağır Ceza Mah- kemesi karanyla Enıniyet istihbaratına kendi görev sahası dışında da MİT gibi istihbari faa- liyette bulunma yetkisi tanındı. Yasa ve yö- netmeliğe göre, dinleme ve izleme yapılabil- mesi için "somut ve kuvvetli şüphe" koşu- lunun olması ve alınan izleme kararlannın kim I için uygulanacağının net biçimde ortaya ko- nulması gerekiyor. Jandarma, MTT ve Emniyet istihbaratına ya- ! sayla iletişim araçlarmı izleme ve dinleme yet- ! kjsi tanınıyor. Izleme ve dinlemelerin tek içıerkezden yürütülebilmesi ve denetlenebil- mesi amacıyla da Telekomünikasyon tletişim ; Başkanlığı yapılandınldı. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim ' tespit, dinleme ve sinyal değerlendirmeleri ile bunlann kayda alınmasındaki usul ve esasla- nn belirlenmesine ilişkin uygulama yönet- itıeliği çıkartıldı. Mevzuata göre, istihbarat bi- rimlerinin izleme ve dinlemelerine ilişkin is- tedikleri başvurularda bulunması gereken ko- şullar şöyle sıralanıyor: - "Hakkında tedbir uygulanacak Idşinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı te- lefon numaralan veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlene- bilenler, tedbirin türü, kapsamı ve süresi, tedbire başvurulmasını gerektiren neden- ter belirtilecek." Aynca bir suç nedeniyle yapılan soruştur- ma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin "kuvvetli şüphe" sebeplerinin varlığı ve baş- ka yolla kanıt elde edilme olanağınm bulun- maması durumunda, iletişim izleme ve din- lemenin savcılık karanyla değerlendirileceği öngörülüyor. Emniyet istihbaratın izleme ve dinlemesine dayanak olan Polis Vazife ve Sa- fahiyet Kanunu'nun ek 7. maddesinde ise po- lisin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bü- tünlüğüne, anayasa düzenine ve genel gü- venliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirle- ri almak, emniyet ve asayişi sağlamak üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bu- lunabileceği belirtiliyor. Ancak ülke seviye- sindeki faaliyetinin yalnızca kendi sorumlu- luk sahası ile sınırlı olduğuna işaret ediliyor. . Polisin yetki aldığı yasaya göre de "hak- kında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon nu- maralan veya iletişim bağlantısını tesbite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbi- re başvurulmasını gerektiren nedenlerin" belirtilmesi zorunluluğu bulunuyor. Emniye- tin kendi görev alanı içerisinde yapacağı izleme ve dinlemeyi yasada belirtilen koşullar ışığında somutlaştırması gerekiyor. Emniyetin aldığı herhangi bir izleme ya da dinleme izninin mah- keme kararında açücça kime karşı uygulana- cağının ortaya konulması zorunluluğu bulu- jıuyor. Emniyetin Ankara 11. Ağır Ceza Mahke- mesi'nden aldığı izleme karannın dayanağı olan talep yazısı mezvuatta belirtilen "somut" koşullan içermezken, genel ve "terör örgüt- lerine yönelik" gibi soyut değerlendirmeler yapılıyor. Bu izin karanna göre emniyet ülke çiapında her yurttaşı izleyebilme olanağını el- de ediyor. , Çünkü karara göre, emniyet istihbarat, yurt- dışı da dahil yapılan tüm sabit hatlı telefon gö- rüşmeleri, Tıirkcell, Telsim, Avea hatlı tüm cep telefonlan ile e-posta yazışmalan, faks, hatta mesajlan izleme yetkisüıi aldı. Milli istihbarat Teşkilatı, Emniyet ve Jan- darma istihbaratmdan farklı olarak görev sa- hası sının çizilmeksizin tüm yurt çapında is- tihbari faaliyet yürütebiliyor. Böylece Emni- yet istihbaratı da, ülke çapında somut olay- lârdan farklı olarak ve çerçevesi netleştiril- memiş "sınırsızhğa" varan bir izleme yetki- si tanınarak, MİT seviyesine yükseltilmiş oluyor. Adalet Bakanı'na çağrı Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Hukuk devleti, temel hak ve özgürlüklere keyfi müdahalelere izin , yermcyen, aksine bu hak ve özgürlüklerin efkin kullanılmasını sağlayan, güvence olan devlettir" dedi. Eminağaoğlu, "Bireylerin özel yaşam ve haberleşme özgürlüğünü ihlal eden IV1İT ve Kmniyet tarafından ülke genelinde alınan kararların yargı denetiminden geçirilmesi için; hukukun üstünlüğünü, etkinliğini ve egemenliğini savunan YARSAV olarak, bu konuda yetki sahibi olan Adalet Ba- kanlığı'nca, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sınırh kapsamla alınan karar aleyhine 21 Ocak 2008 tarihinde yapılan başvuru gibi, yasa yararına bozma yoluna gidilmesi çağrısında bulunuyoruz" değer- lendirmesini yaptı. HİLAL KÖSE Hukukçulan, "Türkiye'de adil yargılanma hakkının ihlal edil- diği" yönündeki tepkilerinde hak- lı çıkaran bir uygulama yaşandı. Yasadışı sol örgüt davasında, şi- kâyetçinin, bir de gizli tanık olarak ifadesi alındı. Dosyadaki birçok iş- lem aslında olnıayan' gizli ta- nıkların açıklamalan, teşhisleri doğrultusunda yapıldı. Dava açıl- dıktan yaklaşık 2 yıl sonra 'gizli ta- nık' uygulamasından vazgeçildi. Armutlu'da yasadışı DHKP/C örgütüne para toplamaya yönelik tehdit, gasp eylemine teşebbüs et- tikleri, örgütün yeniden Küçük Ar- mutlu'da kuvvetlenmesine yöne- lik faaliyetlerde bulunduklan id- diasıyla 8 kişi hakkında 2006 yı- lında dava açıldı. îddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı, darp edildiklerini söyleyen şikâ- yetçilerin gizli tanık olarak ifa- desini aldı. Terörle Mücadele Yasası ve CMK'nin ilgili maddeleri uyann- ca 'gizli tanıkların' kimliklerinin • DHKP/C örgütüne üye olmak suçlamasıyla 8 sanığın yargılandığı davada savcılık iddianamesi, 'gizli tanık' ifadelerine dayandınldı. Daha sonra 'gizli tanıklar'ın şikâyetçilerin kendisi olduğu ortaya çıktı. deşifre olmamalan açısından kapalı zarftaki belge ve ifadelerin mah- kemece ayrı yerde saklanmasını is- tedi. Gizlilik karannın davanın belli bir aşamasına kadar devam et- tirilmesini de isteyen savcı, gizli ta- nıklann ifadelerinin de açık kim- liklerinin hiçbir şekilde ortaya çık- mayacak şekilde alınmasmı talep etti. Dosyadaki birçok işlem 'giz- li tanıklar' üzerinden yapıldı. Sa- nık avukatlan ise duruşmalarda, gizli tanıklann, davanın şikâyetçi- leri olduklannı belirttiler. Ancak Istanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, CMK'nin 58. maddesi uyannca, duruşmada hazır bulun- ma hakkında sahip olanlar, yani, sa- nık ve müdafileri olmadan, gizli ta- nıklan dinlemek üzere duruşma aç- tı. Özel olarak görülen yedinci duruşmada, gizli tanık l'in dos- yanın mağduru Taki Y., gizli tanık 2'nin de eşi Reyhan Y. olduğu an- laşıldı. Mahkeme heyeti, bu kişi- lerin kimliklerini saklı tutmak üze- re tutulan tutanaklann iptaline ka- rar verdi. Mahkeme, son duruş- mada da gizlilik gerektirecek bir durumun olmadığını belirterek du- ruşmayı, 2008 Ağustos ayma er- teledi. Tutuklu 3 sanığın tahliye is- temi kabul edilmedi. Delil yaratmak işte bu! Sanık avukatlanndan Taylan Tanay, soruşturmayı ilk önce Sa- nyer Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğünü, şikâyetçilerin dövül- me olayı ile ilgili olarak, açık kim- likleriyle ifade verdiklerini belirt- ti. Dosyanın görevsizlik karanyla Istanbul Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na gitmesi üzerine şikâyetçile- rin gizli tanık konumuna alındığı- nı söyleyen Tanay, "Gizli tanığın olmadığı tutanaklarda açıkça belliydi. Taleplerimiz uzun süre dikkate ahnmadı. Sonunda mah- keme şikâyetçileri gizli tanık olarak dinlemedi" dedi. Dosyada, aslında olnıayan tanıklar üze- rinden işlem yapıldığını dile geti- ren Tanay, "Tanık koruma ku- rallannın, nasıl kötü bir şekilde kuUanılacağının bir örneği. Hu- kuka aykırı yargılamanın, ger- çekte olmayan delillerin nasıl yaratüacağını gösteriyor. Ta- raflar bu gibi durumlarda, id- diaların doğruluğunu ölçemi- yorlar. Savunma hakkı da orta- dan kalkmış oluyor" diye ko- nuştu. Hukukun temel, yüz yüzelik, si- lahlann eşitliği ve adil yargılan- ma hakkı ilkelerinin ihlal edildi- ğini söyleyen Tanay, henüz yü- rürlüğe girmeyen Tanık Koruma Yasası'mn da bu gibi uygulama- lara olanak vermesi açısından eleştirildiğini anımsattı. Tanay, bu yasanın, savunma hakkını daha da gerileten hükümlerinin olduğuna dikkat çekti. Savcı, tutuklu ve hükümlülerin isyan ve adam öldürmekten cezalandınlmasını istedi 4 Hayata Dönüş'te ük mütalaa AKP Grup Başkanvekili Canikli'nin sözlerine muhalefet nıilletv ekilleri tepki gösterdi. (AA) AKP'nin önergesinin görüşmeleri sırasında sert tartışmalar yaşandı Telekulakkomisyonu kuruluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Ge- nel Kurulu'nda dün AKP'nin dinleme olaylanyla il- gili araştırma önergesi görüşülürken kürsüye çıkan Içişleri Bakanı Beşir Atalay, "70 milyon dinleni- yor, iddialan ifitira. Bu konuda ortahk çok kirlendi, komisyon kurahm ortauğı temizleyeh'm" dedi. Ata- lay, aynca "AKP iktidarları döneminde, Hable- mitoğlu cinayeti dışında hiçbir faili meçhul olay kalmadığını" söyledi. AKP'nin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın din- lenmesi savlanyla ilgili olarak verdiği araştırma öner- gesinin gündemin ön sırasına alınmasına ilişkin grup önerisinin görüşmeleri sırasında sert tartışma- lar yaşandı. Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, "Bolu valisinin Alevi olduğu gerekçesiyle görevinden ahndığım" söylerken, AKP Grup Baş- kanvekili Mustafa Elitaş'a "Devleti zarara sokan korsan önerge veriyorsun. Dövizle yapılan ihale- lerde yapbğınız düzenlemede hangi müteahhite ne kadar kazandıracağınızı, bu müteahhitlerin iu'ş- kilerinizi araştıracağız" diye seslendi. Bu arada, AKP sıralanndan yer yer küfürler yükseldi. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin "Akıl kırıntı- sından yoksun ve ahlaksızca" sözlerine ise muha- lefet milletvekilleri "Sözünü geri al", "Terbiyesiz", "Ağzına sahip ol" diye tepki gösterdi. Genel Kurul'da AKP'nin önergesi görüşülürken kürsüye çıkan Bakan Atalay, emniyetin "büyük göz- altı"sı haberlerinin korku ve endişe yarattığını be- lirtirken, "Dinlenme gibi konulara aldanmayın, ya- zıldığı söylendiği gibi değil. '70 milyon dinleni- yormuş'. Böyle bir iftira, toplumu korkutucu bir iddia olamaz. Komisyonu kurahm, ortalığı te- mizleyelim. Hodri meydan" görüşünü dile getirdi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay ise "Ulaşbrma Bakanı, dinlenmenin ohnaması için ko- nuşmamak gerektiğini söyledi. lçişleri Bakanı, bil- gi kirliliği, diyor. lçişleri Bakanı'na inanıp konu- şacak mıyız, Ulaştırma Bakanı'na inanıp konuş- mayacak mıyız? " dedi. "Militan gazetenin Sav'ın görüşmesini emniyet tutanağı gibi verdiğini" vur- gulayan Okay, "Çok ciddi bir dinleme skandah var Türkiye'de. Dinleyen gazetenin, iktidarla iç içe ol- duğu endişesini yaratan açıklamalar var. Tekno- loji öyle gelişti ki, birileri bir biçimde bir yardım ahrsa 'Yes'e 'no'ya ihtiyaç olmadan o yazdımla çok kolay dinler" açıklamasını yapta. Görüşmeler sonunda araştırma komisyonu kurulması kabul edildi. Istanbul Haber Servisi - Ça- nakkale Cezaevi'ndeki 'Hayata Dönüş' operasyonu sırasında biri asker, 4 kişinin ölümüne ilişkin açılan davada esas hakkındaki gö- rüşünü açıklayan cumhuriyet sav- cısı, tutuklu ve hükümlüler için ce- za istedi. Çanakkale Ağır Ceza Mahkeme- si'nde görülen davanın 23. oturu- munda cumhuriyet savcısı, tutuklu ve hükümlülerin, önceden hazırlık yaparak cezaevi idaresi ve güven- lik kuvvetlerine karşı silahlı isyan haraketi başlattıklannı belirtti. Bu amaçla cezaevinin ana şebekeleri- ne barikat kurup marşlar söyledik- lerini, gerekirse "ölümü göze al- dıkları" şeklinde slogan attıklarını kaydeden savcı, güvenlik görevli- lerine tespit edilemeyen grupça ta- banca ile ateş edildiğini, el yapımı boru tipi bombalann atıldığmı, LPG tüpleriyle alev tutulduğunu kaydetti. B blokun penceresinden açılan ateş sonucu er Mustafa Mut- lu'nun şehit olduğunu belirterek Mutlu'nun, ellerinde barut izine rastlanan 17 sanıktan herhangi biri- nin açtığı ateş sonucu öldüğünün açık olduğunu ifade etti. Bu sanık- lann eyleminin faili belli olmaya- cak şekilde adam öldürmek suçuna uyduğunu kaydederek 15 yıl ile 20 yıl arasında hapisle cezalandınlma- sını isteyen savcı tutuklu ve hü- kümlü olan 154 sanığın, isyan su- çundan 3 yıla kadar hapis cezasma çarptınlmalannı istedi. Operasyonda görev alan ll Mer- kez Jandarma Komutanı Ali Gök- su ile 563 kamu görevlisi hakkın- da Sultan Sarı, Fahri San ve İl- ker Babacan'ı öldürmek, 30'a yakm tutuklu ve hükümlüyü yara- lamak suçundan kamu davası açıldığını ammsatan savcı, silah kullanma sımnnın aşılmadığmı kaydederek "Iddianamede yer alan güvenlik kuvvetleri hak- kında ceza verilmemesine dair karar verilmelidir" dedi: AVRUPA GURAY OZ Bağımsız Sosyal Bilimciler Türkiye'nin "panltılı Ortaçağ"a girdiği tarih 24 Ocak 1980 tarihidir. Bu tarihte alınan ekonomik kararlar Türkiye'yi neoliberal bir yanılgının cen- deresine sokmuş, o boyunduruktan bir daha çık- mak mümkün olmamıştır. 24 Ocak politikalarını, yani "sıkı para politikası" denilen ve halkın ümüğünü sıkmaya dayanan bu monetarist politikaları uygulamak-o günün ko- şullarında kolay değildi. O nedenle 12 Eylül as- keri darbesi gerekmiştir. Bundan sonrası ise hokkabazlıktır. Neoliberal politikalar 24 Ocak kararlarının, as- keri darbenin ekonomisti Turgut Özal eliyle sü- reklilik kazanmış, darbe bürokratı özal, olanı bi- teni "demokrasi" olarak yutturmayı becermiştir. Soldan devşirme neoliberal entel takımının, ga- zeteci şürekâsının Türkiye'nin havasına suyuna egemen olması, özal'ın emrine girmesi bu tarih- ten sonradır. Uygun tarihsel ortamda, öyle bir rüz- gâr estirilmiştir ki sol, defterlerden silinmiş, kav- ramlar altüst edilmiş, sosyal hakların yerini bire- yin, nasıl korunacağı, nasıl güvence altına alına- cağı belirsiz "özgüriüğü" almış, ülke tüm dünyayı sarsan o büyük dalganın kucağında ceviz kabu- ğu gibi sallanmaya başlamıştır. Hâlâ sallanıyoruz. Itiraz edenleri kimse duymamıştır. • • • Itiraz eden olmuş muydu? 24 Ocak kararları ilan edildiğinde sendikalar, sol- cular, kimi sosyal demokratlar, bu kararların ne an- lama geldiğini anladılar, anlattılar. Darbe onları susturmak için geldi. Ama darbeciler görevlerini yerine getirip köşe- lerine çekildikten sonra itiraz eden kimse kalma- dı. Büyük hokkabazlığın yürürlüğe girdiği, ulus- lararası planda abrakadabranın gözleri boyadığı o günler Türk entelijansiyası için kara günlerdir. Çünkü o tarih aydınların pazara çıktığı tarihtir. Türk aydınının namusunu kurtaran, eğilip bü- külmemiş, rüzgâra karşı yürümeyi başarmış, öğ- rencilerine ısrarlı bu büyük yalanı anlatmayı ba- şarmış aydınlar, ısrarla gerçeği arayan gazeteci- ler vardı kuşkusuz. Ama toz duman içinde kim- se onları görmüyor, duymuyordu. Onlar hâlâ varlar. Kendilerine dudak bükerek ba- kan televolecilere, afur tafur içinde köşe ve cep dolduran, ukala üsluplarıyla ahkâm kesenlere inat çabalarını sürdürüyorlar. • • • Medyanın inatçılannı, kavgacılarını onların baş- larına gelenleri biliyorsunuz, ama büyük bir inat- la rüzgâra karşı duran Bağımsız Sosyal Bilîm- ciler'i duymuş muydunuz? Büyük bir olasılıkla duymadınız ya da ne yap- tıklarını, ne yazdıklarını izleme olanağı bulamı- yorsunuz. Türkiye tarihinin en zor işlerinden birini yapı- yorlar. Rüzgâra karşı duruyor, rüzgâra karşı bilim ya- pıyorlar. Neoliberal yanılgıyı deşifre ediyorlar. Yayımladıkları makaleler, raporlar, kendi çevre- lerinde gösterdikleri çabaların yani sıra kolektif ürünleri ufuk açıcıdır. Son eserleri "2008 Kavşa- ğında Türkiye", neoliberallerin acısını henüz hissetmedikleri ağır bir darbedir. Ama hissedeceklerdir. • • • Peşpeşe bir dizi eseri bize ulaştıran Yordam Ki- tap'a teşekkür etmeliyiz. Hem farklı bir yayıncı- lığın mümkün olduğunu gösterdikleri hem de Ba- ğımsız Sosyal Bilimciler'in seslerini duyurdukla- n için. "2008 Kavşağında Türkiye" adlı kapsamlı araştırmanın kitap olarak yayımlanmış olması çok önemlidir. Daha önemlisi ise kitabın okunması, yaygınlaştırılması olacaktır. Bağımsız Sosyal Bilimciler çok büyük bir işi ba- şanyorlar. "Seçeneksiz olduğu iddiasıyla yoğun bir propaganda baskısı oluşturmayı başarmış neoliberal ideolojinin" ipliğini pazara çıkarıyor- lar. Meydanın boş olmadığını gösteriyorlar. Bize düşen ise medyanın boş olmadığını gös- termek, onların anlattıklarını daha geniş kitlelere ulaştırmaktır. Not: Bağımsız Sosyal Bilimciler'in internet sayfalarının adresi şöyledir: www.bagimsizsosyalbilimciler.org Benim elektronik posta adresimde ise küçük bir değişiklik var. Yenisi şöyle: [email protected] 'Engelli' niifus cüzdamna iptal • ANKARA (AA) - Danıştay, engelli olun- duğuna ilişkin bilginin nüfus cüzdamna yazıl- masına ilgili yönetmelik hükümlerini iptal etti. Danıştay 10. Dairesi, kimliğin her ibrazında ki- şinin engellilik oranının başkalan tarafından bi- linmesinin engelli vatandaşlann kişi hak ve hürriyetini zedeleyeceğine işaret etti. Turkcell: Sav, Vakit gazetesinden arandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Turk- cell, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın cep tele- fonunun, 23 Mayıs Cuma günü Vakit gaze- tesine ait sabit bir hattan arandığını bildirdi. Edinilen bilgiyc göre, resen yürütülen soruşturma kapsamında Turkcell, Sav'ın cep telefonunun Vakit gazetesine ait hat- tan arandığına ilişkin yazıyı Ankara Cum- huriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Turk- cell'den gönderilen yazıda, Sav'a ait hat- tın, Vakit gazetesine ait sabit hattan 23 Mayıs Cuma günü saat 10.03'te arandığı ve 2.647 saniyelik (44 dakika) kesintisiz sürekli iletişimin sağlandığı bildirildi. Sosyoloji Mezunlan Derneği Genel Kurulu Istanbul Haber Servisi - Tüm sosyolog- lan bir çatı altında toplamayı amaçlayan Sosyoloji Mezunlan Derneği'nin 1. Olağan Genel Kurulu önceki gün TMMOB Makina Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi Konfe- rans Salonu'nda gerçekleştirildi. Demek başkanı Mahmut Hakan Koçak açılış ko- nuşmasında, derneğin kuruluş amaçlannı sosyolojik araştırmalar yapmak, projeler ge- liştirmek ve sosyologlann mesleki sorunla- nnı çözmek olarak tanımladı. Genel Kurulu sonucu yeni yönctim Üııal Özen, Mahmut Hakan Koçak, Hüseyin Höbek, Pınar Akkuş, Fatma Cürül, Meryem Erkablan ve Özcan Yaren'den oluştu. E R E S İ N ARAD0LUMESLEK USELERÎ MMSEKOMÜI .. Tek 0212 H3 43 43 Fac 0212 64174 33 www.eresinlisesi.coni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle