08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tıp Kurumu'nun hazırladığı raporda, ASKl'nin resmi analizleri ışığında değerlendirme yapıldı Kızılırmak suyunda kanser riskiZEYNEP ŞAHİN ANKARA - Ankara'ya verilen Kı- zılımıak suyundaki arsenik miktannm, kaııser riski taşıdığı, Tıp Kurumu'nun raporuyla da ortaya kondu. Suda, en düşük düzey olan, 0.5 mikrogram/lit- re arsenik bulunmasırun bile 100 bin kişi için 10 binde bir kanser riski oluş- tıırduğuna dikkat cckildi. Kızılınnak suyunun hara halinde 12.1 mikrog- ram/litre olan arsenik miktannın, lve- dik Antma Tcsisi'nden çıkışında 1 mikrogramın altında gösterildiği an- cak geleneksel antma yöntemleriyle miktann bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı. Tıp Kururnu, hazırladığı "Kızılır- raak Suyu Raporu" ile başkentte yak- laşık bir aydır kullanılan Kızılınnak suyunun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan "arsenik ve kadmi- yum"a dikkat çekti. Tıp Kurumu Başkanı Mehmet Altınok ile Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer'in imzasını taşıyan raporda, şu dikkat çekici tespitlere yer verildi: • Su kalitesi ne kadar kötü olursa ol- sun, klorlama gibi basit dezenfeksiyon işlemleriyle sudaki patojen organiz- malar yok edilebilir ve bu suyu kul- lananlarda ishal vakalan görülmez. • Tıp Kurumu, hazırladığı "Kızılırmak Suyu Raporu" ile suyun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan "arsenik ve kadmiyum"a dikkat çekti. Kızılırmak suyunun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktannın, îvedik Arıtma Tesisi'nden çıkışında 1 mikrogramın altında gösterildiği ancak geleneksel antma yöntemleriyle miktann bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı. Ama kullananlarda ishal görülme- mesi, içnıe suyunun sağlık yönünden sorunsuz olduğunu göstermez. Içme suyu kalitesinde insan sağlığı için esas önemli olan, basit antma işlem- leri ile kolaylıkla bertaraf edilemeyen toksik etkili kimyasal kirliliklerdir. Bu kimyasal kirliliklerin etkisi, 15-20 yıl sonra, başta kanser olmak üzere çe- şitli kronik hastalıkların artmasıyla or- taya çıkar. '1 mikrogram münıkün dcğil" • Kızılırmak suyunun Ankara'ya ve- rilmesinden 6 gün sonra, 13 Mayıs 2008 tarihli ASKÎ raporunda, ham ve antılmış su numunesindeki değerlere yer veriliyor. Buna göre, antılmamış su ömeğindeki arsenik miktan 12.1 mikrogram/litre. lvedik'te antıldıktan sonra ise arsenik değeri 1 mikrogra- mın altında gösteriliyor. Geleneksel antma yöntemleriyle, arsenik mikta- nnın bu kadar düşük düzeylere nasıl çekildiğinin açıklanması gerekiyor. Bi- limsel literatür ışığmda, ASKl'nin geleneksel antmasının ham sudaki arsenik düzeyini 1 mikrogram/litreye indirmesi mümkün değil. • Dünyada, başta kanserojen etki- si olmak üzere, insan sağhğına zarar- h etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik madde- lerin başında arsenik geliyor. Arsenik, Dünya Sağlık Örgütü tarafindan içme sulanndaki en tehlikeli kimyasal kir- lilik olarak kabul ediliyor. tçme su- yunda yüksek oranlarda arsenik bu- lunması; "mesane, akciğer, cilt, böb- rek ve karaciğer kanseri"ne yol açabiliyor. Aynca sinir sisteminde, kalpte hasara neden olabiliyor. Dün- ya Sağlık Örgütü, TSE ve Sağlık Ba- kanlığı tnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği'ne göre, 1 litre içme su- yunda izin verilen en fazla arsenik de- ğeri 10 mikrogram. Ancak içme su- yunda 0.5 oranında arsenik bulunması bile her 100 bin nüftıs için 10 binde bir, 1 mikrogram arsenik bulunması ise 5 binde bir kanser yapma riski taşıyor. Sudaki arsenik artukça, kansere yol aç- ma riski de artarken ihtimal yüzde 1 'e kadar çıkıyor. Ankara içme sulannda litrede 10 mikrogram arsenik olduğu takdirde, Ankara'nın nüfusunun 4 milyon 140 bin olduğundan hareket- le, yaşamlan boyunca Ankarahlardan yaklaşık 250 kadın ve 490 erkekte me- sane kanseri; 380 kadında ve 300 er- kekte de akciğer kanseri gelişecek. Bu içme suyundaki arseniğe bağh olarak, 1420 yeni mesane ve akciğer kanse- ri vakası anlamına gelecek. 'Kadmiyum ölçümü yok' • Kadmiyum, arsenikle birlikte, sudaki en zehirli kimyasal olarak ka- bul ediliyor. Ancak ASKİ Kızılır- mak Suyu Analizi'nde, kadmiyum Ölçümüne ait değerler yok. Kızılır- mak'ın kadmiyum açısından da kirli olduğu daha önce raporlandığına gö- re, bu analizin artık yayımlanmama- sı şüphe çekiyor. • Kızılırmak Nelıri, 1150 kilomet- relik güzergâhı boyunca tanmsal ilaç- larla da etkileşim içinde oluyor. Ta- nmsal ilaç kökenli toksinlere ait ana- liz neden yapılmıyor? • Kızılırmak güzergâhında, Kayseri dışındaki illerde atık su antma tesis- leri yok. Kanalizasyon sulan da Kı- zılırmak'a kanşıyor. 'Yanlış bilgilendiriyor' Inşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan ise "Şu an itibanyla kente verilen Kızılır- mak suyu, normal karışımın 5 kat altında olduğundan, yapılan test- lerde su değeri sağlık sımrları için- de görünmektedir. Oysaki Kızılır- mak projesi ile kente verilmesi planlanan su miktan 750 bin met- reküptür. Ancak Gökçek, 21 gün- dür Ankara'ya Kızılırmak suyun- dan en fazla 150 bin metreküp su vermektedir. Geri kalanı ise Çam- lıdere ve Kurtboğazı barajlann- dan karşüanıyor. Gökçek, 'Kızılır- mak suyu şehre veriliyor ve hiçbir has- talık görülmüyor' diyerek halkı yan- lış bilgilendiriyor. Karışım mikta- nnın azlığı, yapılan testlerde su değerini sağlık sımrları içinde gös- teriyor" dedi. Ersan, diğerbarajlann seviyeleri düşeceğinden ilerleyen gün- lerde Kızılırmak suyunun 5 kat daha fazla verileceğine işaret etti. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, fiyat artışlannın siyasi güvenliği tehdit edebileceği uyansında bulundu Iiderler gıda krizine çöziim arıyor Dış Haberler Servisi - Birleşmiş. Mil- letler'e (BM) bağlı Gıda ve Tanm Örgü- tü (FAO) tarafindan ltalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen ve dünya liderleri- nin bir araya geldiği toplantıda, son dö- nemde dünyada milyonlarca kişiyi açlı- ğın eşiğine getiren gıda krizi ele alınıyor. Gıda fıyatlanndaki artışm son 30 yılın en yüksek seviyesine çıkması ve bazı ülke- lerde çatışma vc protestolara yol açma- sınm ardından dün başlayan 3 günlük gı- da zirvesinde konuşan BM Genel Sekre- teri Ban Ki-mun, 2030'a kadar gıda üretiminin yüzde 50 arttınlması ve gıda ticaretinin önündeki engellcrin kaldınl- ması gerektiğini beliıtti. Dünya liderleri- ne tarıma daha fazla yatınm yapma çağ- nsında bulunan Ban, gıda krizinin dün- yada ekonomik ve toplumsal krizleri de tctikleyebileceğine ve siyasi güvenliği teh- dit edebileceğine dikkat çekti. Ban'in zirvede liderlere tanm ve ti- carete yönelik vergilerin azaltılması ve tanmsal gıdalardan üretilen biyoyakıt üretiminin sınırlandınlması için baskı ya- pacağı ifade ediliyor. Bioyakıt üretimi- ni savunan ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkeleriyse FAO'ya gönderdikleri ortak mektupta, bioyakıtın gıda krizinin temel nedenleri arasından gösterilmesine kar- şı çıktı. Gıda tüketiminin özellikle gelişmiş ül- kelerde artması, borsadaki spekülasyon- lar, iklim değişikliğinin yol açtığı kurak- lık ve sel gibi doğal telaketler ile biyoyakıt üretimi, dünyada gıda fiyatlanmn giderek artmasına yol açıyor. Son krizle birlikte var olanlara ek olarak 100 milyondan faz- la kdşinin daha açlık tehdidiyle karşı kar- şıya kaldığını bildiren FAO, gelişmiş ül- İcelerin tanmsal üretimi arttırmaması, ti- caretin önündeki engelleri kaldırmaması ve yoksul ülkelere yardım etmemesi ha- linde, dünyayı küresel bir felaketin bek- lediği uyansında bulunuyor. Uzmanlar, yoksul ülkelerin bu yıl içinde gıda itha- latında harcadığı paranın yüzde 40 dola- yında arttığını ve bunun gıda krizini da- ha da derinleştirdiğini söylüyor. FAO'ya göre dünya nüfusunun beslenebilmesi için tanmsal üretimin iki katına çıkanlması amacıyla yılda 30 ila 50 milyar dolar ci- vannda yatınm yapılması gerekiyor. Sorunun çözümü için kararh adımlar atılması gerektiğini kaydeden FAO Baş- kanı Jacques Diouf, "Dünya silahlan- maya 1200 milyar dolar harcama ko- nusunda ciddiyse milyonlarca insanın beslendiğinden emin oimalıdıı" diye ko- nuştu. Roma'da yapılan zirvede gıda krizinin yanı sıra bazı Batılı ülkeler tarafindan "diktatör" olarak nitelendirilen Zim- babve Devlet Başkanı Robert Muga- be'nin zirveye katılması da gündeme danıga vurdu. Avustralya Dışişleri Bakanı Stephen Smith, Mugabe'nin ülkesinde halkın yoksulluğundan sorumlu olduğu- nu ve zirveye katılmasının "ahlaksızlık" olduğunu savunurken, Ingiltere Başbakanı Gordon Brown da Zimbabve liderinin katılunıru "şanssızlık" olarak nitelendirdi. EMA ve TURMEPA Ei Ele 81 llde 810.000 Kişiye Eğitim Kampanyası IMIZ ERIMESIN! 'Geleceğimiz Erimesin' TEMA Vakfi ve Deniz Temiz DerneğiTURMEPA, kü- resel ısınına ve iklim değişikliklerinin etkilerini a/.alt- mak amacıyla "Geleceğimiz Erimesin" adlı eğitim kampanyası başlattı. 2010 yılına kadar sürmesi plan- lanan kampanyayla 81 ilde 810 bin kişiye çevre bilinci eğitimi verilmesi hedefleniyor. Galata Köprüsü'nde- ki Fish Point Restoran'da dün düzenlenen basın top- lanüsında konuşan TEMA Kaynak Geliştirme ve Halk- la tlişkiler Bölüm Başkanı Yeşim Bcyla, kampanya- nın hayata geçmesi için 3 milyon YTL kaynağa ihti- yaç duyduklaruu belirterek, "Kampanyamıza destek vermek isteyenler 4014'e kısa mesaj gönderebilirler. Gerekli kaynağı bulmamız durumunda eylül ayında çalışmalanmıza başlayacağız" diye konuştu. TUR- MEPA Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Jülide Ergin ise küresel ısınmanın bir çevre sonınu olmaktan çıkarak tehdit unsuru haline geldiğine dikkat çekerek, "BM verilerine göre 2050'de 300 bin kişi küresel iklim de- ğişiklikleri nedeniyle ölecek" dedi. Kampanya hak- kında aynntıh bilgi www.tema.org.tr ya da www.tur- mepa.org.tr internet adreslerinden edinilebilecek. tzmir, susuzluğun eşiğinde lzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, barajların su oranlan- nın azaldığına dikkat çekerek "Verile- re göre, lzmir yakın zamanda su kri- ziyle karşı karşıya kalacak" dedi. Baş- kan Kocaoğlu, birkaç yıl önce suyla do- lu olan, ancak küresel ısınına ve yağış- ların azlığı nedeniyle zemindeki top- rağın çatladığı Tahtalı Barajı'nda ilçe ve belde belediye başkanlanyla incele- me yaptı. AKP'nin Acil Eylem Pla- nı'nda Izmir'i susuzluk tehdidiyle kar- şı karşıya olan iller arasına almadığını, buna karşın durumun vahametini tes- pit ettiklerini beliıicn Kocaoğlu, "2008 yazını yeni yeraltı kuyulan açarak ve tasarruf yaparak 24 saat kesintisiz su vererek atlatabileceğiz" dedi. Tahtalı'da şu an 160 günlük su rezervi bulundu- ğunu belirten Kocaoğlu, yeraltı ve yer- üstü su kaynaklarının arttınlması için Çamlı, Bostanlı, Değirmendere, Yiğit- ler ve Gördes barajlan projelerinin ha- zırlandığını söyledi. (Fotoğraf: AA) 2000'DE TÜRKİYE tLE ABD ARASINDA IMZALANDI Nükleer işbirliği anlaşması yürürlükte ELÇİN POYRAZLAR VVASH1NGTON -Türkiye ve ABD arasmda 2000 yılında imzalanan nükle- er enerji işbirliğine yönelik anlaşma yü- rürlüğe girdi. ABD Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan yapılan açıklamada, iki ülke arasındaki diplomatik nota değişimiyle, "ABD- ^^KKM Türkiye Nükleer - 4 ^ Enerjinin Barışçı | Kullanımına tlişkin , ^^^â İşbirliği Anlaşma- W ^ ^ sı"nın 2 Haziran t a r i h i n - ^ ^ ^ ^ ^ ^ * de yürürlüğe girdiği kay- ^ B dedildi. ^ ^ ^ ^ ABD ve Türkiye arasında ™ anlaşılmış, silahların yayılmasına karşı koşullar ve kontroller altında, banşçı nükleer işbirliği için kapsamh bir çerçeve" getiren anlaşma ile Ame- rikan ve Türk sanayi sektörlerine, iki ülke arasında teknoloji, materyal, reak- tör, nükleer araştırma ve nükleer güç üretimiyle ilgili unsurlann paylaşımınm hedeflendiği bclirtildi. Anlaşmanın "iki yakın dost ve müttefikin güçlü, küre- sel nükleer süahsızlanma rejimini destekleme bağlılığınf' ortaya koydu- ğunun vurgulandığı açıklamada, "ABD ve Türkiye, Barışçı Nükleer îşbirliği Anlaşması'nı yürürlüğe so- karak, silahların yayıl- masının önlenmesi ve enerji güvenliğini güç- lendirmede uzun ve verimli bir ortaldık yönündeki beklentile- rine doğru önemli bir adım attı" denildi. jşamada anlaşmanın 15 yıllık bir uonemi kapsayacağı, bu dönem sonun- da tararlardan herhangi bir itiraz gelme- diği sürece anlaşmanın beş yılda bir kcndini yenileyeceği bildirildi. Söz ko- nusu anlaşma 26 Temmuz 2000 yılında imzalanmış, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın onaymı almıştı. EĞİTlMCÎLER MEB'E TEPKİLÎ Çocukları ı keneden kim•. koruyacak? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığf nın (MEB), "çevre bilinci ; oluşturıılmasıın" gerekçe göstererek, öğren-r, cileri bugün tüm yurtta çöp toplamakla görev- lendirmesi velileri endi- şelendirirken, eğitimci- lerin tepkisini çekti. Ke- ne tehdidinin her yerde kendini gösterdiği ve birbiri ardına ölümlerin olduğu günlerde, ço- cuklara böylesine riskli bir iş yaptınlamayaca- ğının altı çizilirken, ve- lilere çocuklannı çöp toplamaya göndermemesi çağnsı yapıldı. Eğitim-lş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli çocuklara çevre bilinci aşılanacak diye böylesi tehlikeli bir dönemde kene ısırmasına açık ha- le geleceklerini kaydetti. Böyle bir durumun geri dönüşü olmayacağına işaret eden Adıbel- li, "Bakanhk suç üstlenmeyecek tabii; illere, öğretmenlere 'önlem ahnadınız' diye yükle-, necek" dedi. Adıbelli, en hafif şekliyle paslı bir çivi batsa, teneke bir yerini kesse ya da bö- cek ısırsa, çocuklann göreceği zarann nasıl gi- derileceğini sorarken, "Bu yaptırılan iş zaten yasalara da aykırı, çocuğa angarya yükleni- yor" diye konuştu. Eğitim-Sen Ankara 2 No'lu Şube Başkanı ı( Tuğrul Culfa ise temiz bir çevrede yaşama-- nın herkesin hakkı olduğunu ancak çevrenin kirletilmesi konusunda en az etkiye sahip ço-r cuklara da devletin asli görevi yaptınlmak isT tendiğini söyledi. Culfa, "Çevre bilincini gündelik çöp toplamaya indirgeyen bu zih- niyet, vahim çevre talanı yaratılmasına göz yummaktadır. Bu uygulamadan vazgeçil- meli; tüm veliler öğrencilerini asli görevi olmayan sözde çevre bilinci kazandırma faaliyetine katnıayaı ak, gerekli yanıtı veı- melidir" çağnsını yaptı. Keneye bir kurban daha Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp, Fakültesi Hastanesi'nde Kınm Kongo Ka- namalı Ateşi hastahğı şüphesiyle tedavi gö- ren bir kişi yaşamını yitirdi. Samsun Asar- cık'a bağlı Armutlu köyünde yaşayan Seyit Yalçınkaya'yı (26) beş gün önce evinin bahçesinde kene ısırdığı belirtildi. MEB - TURKCELL ÎŞBÎRLIĞÎ Diyarbahrla * •• •• •• CİHAN ORUÇOĞLU DİYARBAKIR - Milli Eğitim Bakanlığı; (MEB) ve Turkcell'in işbirliğiyle hayata ge,- çirilen "Gönül Köprüsü" projesi Diyarba- kır'dan Istanbul'a ilk grubun gönderilmesiyle başladı. Projeyle 81 ilden 100 bin öğrenci farklı illeri ziyaret edecek. Proje kapsamında ilk öğrenci grubu dün Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Turİc- cell Genel Müdürü Süreyya Civil'in katıldı- ğı törenle, Diyarbakır'dan Istanbul'a gönde- rildi. Törende konuşan Çelik, tarih, kültür, güneş ve güzellikler kenti olan Diyarba- kır'dan ilk olarak gönül dolusu selamlar ilet: tiklerini belirterek, "Bizim gönül köprülef i kurmamıza ihtiyaç var. Ülkemizin her bir köşesinin farklı güzellikleri var. Antalya Diyarbakırlınındır, Diyarbakır Antalyalı- nmdır. Bu sıradan bir gezi değil, hem tu- rizm, hem coğrafya, hem tarih dersidir, hem de gönüller arası köprü inşa etmek- tir" dedi. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da, proje kapsammda 780 Antalyalı öğrencinin Diyarbakır'a geleceğini, 3 bin 780 Diyarbakırlı öğrencinin ise Çanakkale, Bali-' kesir ve Istanbul'a gideceğini ifade etti. Turkcell Genel Müdürü Civil de, projenin çocuklann vizyonunu genişletmesi ve Türki- ye'nin sahip olduğu kültürel güzellikleri görr melerini sağlayacağım inandığını dile getirdi. Proje kapsamında ilköğretimde 7 ve 8, or- taöğretimde 9 ve 10'uncu sınıftaki öğrenciler 5'er günlük seyahatlerle illeri ziyaret edecek- ler. Seyahatlerin ilk 3 günü Milli Eğitim Mü- dürlükleri tarafindan, iki günü ise her öğren- ciden sorumlu mihmandar aile tarafindan planlanacak. Turkcell Genel Müdürü Civil Ve Bakan Çelik de proje kapsamında mihman- dar aile olarak çocuklan gezdirecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle