07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI T U R K I Y E Istanbul PB 25 Sinop Edirne PB 22 Adana PB 22 PB 27 Samsun PB 24 Mersin PB 28 Kocaeli PB 29 Trabzon PB 22 Diyarbakır B 32 Çanakkale PB 26 Giresun PB 23 Şanlıurfa B 33 Izmir PB 32 Ankara PB 29 Mardin B Manisa PB 33 Eskişehir PB 29 Siirt B Aydın PB 32 Konya PB 29 Hakkâri Denizli PB 34 Sıvas PB 22 Van Zonguldak PB 23 Antalya PB 30 Kars PB Yurtta yağış beklenmi- yor. Yurdun kuzey ve iç kesimleri parçalı çok bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Havasıcaklığı tüm yurtta 3-5 derece arta- cak. Rüzgâr güney ve güneybatıdan yurdun kuzeybatısında kuzey- doğudan hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki PB PB Stockholm PB Londra PB Arnsterdam PB Brüksel Paris Bonn PB PB Y 26 22 24 21 18 18 19 21 Berlin Budapeşte PB 27 Aşkabat Madrid PB 25 Astana 29 Moskova PB V7 38 28 Viyana Belgrad _Y 22 Taşkent 35 28 Bakû 23 Soyfa Roma _Y 26 Bişkek 29 22 Tiflis 17 Atina Münih 21 Zürih 25 Kahire 19 Şam PB 34 32 0Açık Parçalı bulutlu <T^\ Bulutlu t Çok bulutlu • Yağmurlu <£_}Karlı ^\ Sulu kar İ^Gökgürültûlü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada llk bakışta hükümet, telekulak olaylannı açığa çı- karmak gibi bir görev üstlendiği izlenimini veriyor. Fakat telekulak olaylanyla ilgili resmi açıklamalar kafaların daha fazla karışmasına neden oluyor. Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı açıklamada, telekulak olaylarında dinleme değil izlenme ol- duğunu öne sürüyor. Birtelefonu veya çeşitli ile- tişim araçlannı izlemeye aldığını söylemek, din- lemeye kılıf hazırlamak değilse nedir? Üstelik Tek Merkezden Dinleme Yasası'na im- za atan Meclis Içişleri Komisyonu Başkanı AKP'li Ziyaeddin Akbulut, yasaya göre "izleme diye bir prosedürûn olmadığını" açıklıyor ve "İzleme olur- sa yasanın amacının dışına çtkanz. Biz (yasayla) suçlulann takibi konusunda yetki verdik TCY'nin ilgili bütün maddelen'ni tek tek saydık. Kimse kar- nından yetki uydurmasın" diyor. ••• Emniyet'te bir anda 50 bin kişiyi dinleme ola- nağı veren gereçler olduğu söyleniyor. Ustelik bir mahkeme karan genelleştirilerek ana- yasadan kaynaklanan "Herkes özel hayatına say- gı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. özel ha- yatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz ve her- kes haberieşme hürriyetine sahiptir. Haberleşme- nin gizliliği esastır" hükümleri ayaklar altına alınıyor. AKP iktidan sadece anayasayı değil, yasadışı din- lemeleri (telekulak olaylannı) ortadan kaldırmak, en- gellemek için çıkardığı yasanın hükümlerini de çiğ- niyor. Yıllardır süregelen, giderek derinleşen teleku- lak olaylarında sorumlu sadece Emniyet (veya Em- niyet'te variığından söz edilen bir tarikata bağlı bir grup) değildir. Telekulağı gerçekleştiren bütün kurumları yö- neten Başbakan ve Içişleri Bakanı (veya bakan- iar) başlıca sorumludur. Bu nedenle geniş yetkill bir denetim mekaniz- masıyla sorumlulan saptamak gerekiyor. Zira bir değil bin gerekçe, araştırma komisyo- nu ile telekulak olaylannı geçiştirmenin olanak- sızlığını ortaya koyuyor. ••• Bir başka olay dikkat çekiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü ve MfTe Türkiye ge- nelinde iletişim araçlanyla yapılan görüşmeleri iz- leme yetkisi tanıyan mahkeme karariarına olum- lu bakan Adalet Bakanlığı, Jandarma Genel Ko- mutanlığı'nın sadece kendi görev sahasındaki ile- tişimin takibi için mahkemeden çıkardığı karara itiraz ediyor. Acaba neden? Kuşkusuz şu soru akla geliyor: Yetkili iktidar çevreleri acaba, telekulağın sap- tadığı, dışarıya yansımamasını istedikleri konuş- malar Emniyet'te nasılsa hasır altı edilir, ancak as- kerden bu olanağı sağlamak olanaksızdır, diye mi düşünüyorlar? Bu nedenle Emniyet'e ve MlTe ta- nınan dinleme (izleme) yetkisini jandarmadan esir- gemeye mi çalışıyorlar? Telekulak öyle bir olay, bir sorun ki; bir araştırma komisyonu ile dört başı mamur bir çözüme ulaşıla- mayacağı gün gibi aşikâr. Rejimsel açıdan o denli önemli ki, araştırma komisyonu yetersiz kalıyor. Geniş yetkileriyle bir soruşturma komisyonu so- runu ele almalı ve.. anayasanın, yasanın çiğnen- mesine göz yuman kim ise, kimler ise, başbakan mı, gelmiş geçmiş içişleri bakanlan mı, yasayla ku- rulan kimi kurumların yöneticileri mi, her biri sap- tanarak yargıya gönderilmeli. Başbakan'la Içişleri Bakanı, diğer sorumlular te- lekulak olaylarında sütten çıkmış ak kaşık gibi ter- temiz olduklarını günlerdir ilan etmiyorlar mı? öyleyse? Iktidann ve yönetimindeki sorumlu ku- rumlan yönetenlerin öncelikle ve muhalefetten ön- ce soruşturma komisyonu kurulmasını istemele- ri gerekmez mi? Tabii iktidann soruşturma ve sonuçlanna yüreği sıkıyorsa?.. ABD'LİDİPLOMATMCCORMACK: Ankara banşın sesi WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD Dışişleri Bakanlığı, tsrail ve Suriye arasında Türki- ye'nin arabuluculuk rolünden memnun oldu- ğunu dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, günlük basın top- lantısında tsrail ve Suriye arasındaki görüşme- lerde, Türkiye'nin çabalanna yönelik olarak "Türk hükümeti bölgede banşa yönelik ça- hşmalan için alkışlanmah" dedi. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın bu hafta Washington'da yapacağı temaslara iliş- kin bir soru üzerine McCormack, Babacan ile ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın 5 Haziran'da bir araya geleceklerini söyledi. McCormack, Ortadoğu banş sürecinde Türki- ye'nin rolüne yönelik bir soruyu, "Türki- ye'nin bölgede nüfuzu büyük. önemli bir ülke, kaynaklan çok. Dahası, bölgede banş için bir ses olabilir" sözleriyle yanıtladı. ABD, işgalin ardından bölgedeki politikalannı Türkiye üzerinden yürütecek Irak'la stratejik ilişki BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'a yap- ması planlanan ziyaretinin ay- rıntıları netleştikçe, ABD'nin 2008 yılı sonunda resmen sona erecek işgalinin ardmdan Türki- ye'yi Irak'a siyasal, ekonomik ve askeri açıdan müdahil etme ve Ankara-Bağdat arasında stratejik ilişki kurulması çabası içinde ol- duğu ortaya çıkıyor. Erdoğan'ın Irak'ı ziyaret et- mesi ve bu ülke ile Türkiye ara- smda ABD'nin işgal sonrasında- ki çıkarlannı korumasını da kap- sayacak biçimde stratejik ilişki ku- rulması yönünde en güçlü "tel- kin" 5 Kasım 2007'de Beyaz Saray'da yapılan görüşmenin son- rasmda geldi. Erdoğan da hem si- yasal hem de diplomatik kanallar aracılığıyla yinelenen bu telkin- lerin sonrasında, 2008 yılının ilk yansı sona ermeden Irak'a gitme karan aldı. Erdoğan'ın ziyaret ko- nusunda da, başdamşmanı Ahmet Davutoğlu Bağdat'ta yaptığı te- maslarda zemin oluşturdu. Bu yaklaşımın Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'den de önemli destek aldığı öğrenildi. Zemin oluşturulacak Erdoğan'ın ziyaretinde, Anka- ra-Bağdat arasında stratejik iliş- kiler kurulması için siyasal zemin oluşturulacak. Böylece Was- hington yönetimi, BM Güvenlik Konseyi'nin karan uyaruıca, bu yıl sonunda işgali sona erdirip iki- li düzeydeki güvenlik anlaşması ile askeri varlığını korumayı plan- ladığı Irak'ta Türkiye'yi siyasal, ekonomik ve askeri açıdan dev- reye sokacak. Bölge politikalan- nı da Türkiye üzerinden yürüt- mesine zemin hazırlayacak. İran'a karşı Türkiye Erdoğan'ın güvenlik nedeniy- le günübirlik olnıası öngörülen zi- yarcti sırasmda, iki ülke başba- kanlannın başkanlığını yapacağı üst düzey danışma mekanizması oluşturulması öngörülüyor. Bu konuda Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin önerisini geçen hafta Türkiye'ye gelen Irak Sulama Bakanı Abdüllatif Raşid Anka- ra'ya iletmişti. Türkiye de bu öneriye sıcakbakmıştı. Ziyaretin öncelikli gündem maddesi olarak hem güvenlik hem de ekonomi belirlendi. Bu çerçevede, Türki- ye'nin Irak ile olan ticaret hac- minin yüzde 20 arttırılması için gerekli önlemler üzerinde duru- lacak. lkili ticaretin beş milyar do- lar düzeyine çıkanlması için ge- rekli zeminin oluşturulacak ol- ması, "ABD, Türkiye'yi siyasal olarak Irak'a müdahil duruma getirip Tahran'ın etkisini, Aıı- kara'nın girişimleri ile kırma çabasına karşılık, Türkiye'nin Irak pastasından daha çok pay almasının önünü açıyor" yo- rumlannı da beraberinde getirdi. TÜRKİYE HAKKINIYİTİRDİ 'Sıcak takipsiz' anlaşma yürürlüğe girdi 1 İ Ç'° || N ü f u s :•• i - . R 1 LU | 91000 jgTekirdağ 'dan Çor ݧ§İİ tnyftgir] ş i ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Tür- kiye ile Irak arasında 28 Eylül 2007'de imzala- nan ve terörle mücade- le konusunda Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin (TSK)Irak'ınkuzeyine operasyon yapmasınm önünü açacak düzenle- melere yer verilmeyen anlaşma, sessiz seda- sız yürürlüğe konuldu. Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin Türkiye ziyareti sırasmda 3 gün süren pazarlıklann ar- dından imzalanan an- laşmada, "sıcak takip" maddesi yer almamıştı. Söz konusu madde üze- rinde uzlaşma zamana yayılmıştı. Ancak ya- pılan görüşmelerde de TSK'nin sıcak takibine yönelik uzlaşma sağla- namadı. Anlaşma Irak içinde gerekli hukuksal sürecin tamamlanma- sından sonra geçen ayın sonunda uygulamaya girdi. Söz konusu mad- denin yer almadığı an- laşmanın yürürlüğe gir- mesiyle, Türkiye'nin sıcak takip konusunda- ki uluslararası hukuktan doğan hakkı da orta- dan kaldınlmış oldu. Güvenlik anlaşma- sında, Türk güvenlik güçlerinin Irak'ın içine 70 kilometre derinliğe kadar girerek "kaçakçı ve eskıya takibi yap- masma" olanak tanıyan 1926 tarihh Ankara An- laşması, 1946 tarihli Dostluk ve Işbirliği An- laşması ve 1989 tarihli Adli Yardunlaşma An- laşması'nm geçerli ol- duğu teyit edilmişti. Anlaşmanın önemli maddeleri şöyle: • tki ülke tarafın- dan, kendi topraklanrun terör gruplannca diğer tarafa karşı barınma, gönüllü bulnıa, eğitim, planlama ve propagan- da amacıyla üs olarak veya terör saldırıları yapmak üzere kullarul- masını önlemek. • Terör gruplanna yapılan her türlü finan- sal destek faaliyeti ve doğrudan veya dolaylı bu gruplara verilen lo- jistik desteği yasaklayıp engellemek. Terör ör- gütlerinin her türlü ba- sın-yayın ve terör eyle- mini özendirici propa- ganda faaliyetlerini ya- saklamak. ^ Terör örgütü üye- lerinin taraf toprakla- nnda herhangi bir siya- si örgüt kurmasma ve- ya faaliyette bulunma- sına, resmi kurum veya genel bir oluşumla bağ- lantılı olmasına müsaa- de etmemek. nbul'dan Çorluva giriş Çorlu'nun niifusu giderken başka, dönerken başka Tekirdağ'ın ilçelerinden Çorlu'nun nüfusunun tabelalara yanlış yazıldığı ortaya çıktı. Türkiye Istatistik Kuru- mu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı rakanılarının, geçen ocak ayında açıklanmasımn ardından Türkiye ge- nelindeki birçok nüfus tabelası da değişririldi. Ancak Karayolları Genel Müdürlü (KGM) ADNKS verilerine göre Çorlu'da 98 bin 834'ü erkek, 91 bin 958'i dc kadın olmak üzere 190 bin 792 kişi yaşıyor. Ancak bu du- ruııı tabelalara böyle yansımadı. ll- çenin niifusu, lstanbul-Çorlu yönün- de yer alan tabelada 190 bin 800 ola- rak görünürken, Tekirdağ-Çorlu yö- nündeki tabelada ise bu rakam 191 bin olarak yazıldı. Konuyla ilgili gö- rüşlerine başvurduğumuz KGM 1. Bölge Müdürlüğü yetkilileri ise tabe- lalardaki yanlışhğı gazetemizden öğ- rendi. Fotoğrafları isteyen yetkililcr yanlışlığın düzeltileceğini belirttiler. 'Tiirkiye boşlıığıı doldunır' Suriye-lsrailgörüşmelerinde Türkiye 'nin rolüne dikkat çeken Financial Times, "BölgeseloyuncularABD 'ninyerini doldurmayı amaçlıyor" dedi LONDRA (ANKA) - Türkiye'nin aracılığıyla yapılan Suriye-lsrail gö- rüşmeleri ve Lübnan mutabakatı, Batı'da ilgi çekmeyi sürdürüyor. Financial Times'ın Ortadoğu Edi- törü Roula Khalaf imzası ile ya- yımlanan analizde, Bush yönetimi- nin ikinci döneminin sonuna doğru gücünün zayıfladığı, bunun Arap-ls- rail banşımn şansını "öldürdüğü" görüşleri dikkat çekerken "Bölgesel oyuncular, Washington'ın bırak- tığı boşluğu doldurmayı amaçlı- yor" başlığını kullandı. Ortadoğu'da yaratılan siyasi boşluğun, önümüz- deki 6 aylık dönemi her zamankin- den daha oynak hale getirdiğini be- lirten gazete, Lübnan mutabakahnm açıklandığı gün "Diğer bir bölgesel oyuncunun -bu defa Türkiye- lsra- il ve Suriye'yi 2000'den beri ilk ba- nş görüşmelerine götürdüğünün ortaya çıktığV'nı belirtti. 'Gizli pazarhğın parçası mı?' Gazete, "ABD'nin yaklaşımı, Şam'ın bölgedeki haylaz davra- nışının ödül değil ceza hak ettiği yönündeydi. Türk müdahalesi ise iki düşmanın, savaş yerine banşı konuşmalarını sağladı" gö- rüşünü aktardı. Aynı gün yapılan Lübnan mutabakatı ve Suriye-lsra- il görüşmelerine ilişkin açıklama- lann bazı ilginç soru işaretleri ya- rattığını kaydeden gazete, bunlann ardından Israil ile Hizbullah arasında yapılan tutuklu değişimini anımsa- tarak şunlan yazdı: "Bütün bunlar, ABD'nin Suri- ye ile pişirdiği ve Washington'ın göründüğünden çok daha aktif ol- duğu anlamına gelecek gizli bir pazarhğın bir parçası mıdır? Ve- ya iki girişimin zamanlaması, Ortadoğu'nun ABD'yi görmez- likten geldiği görüşünü güçlen- diren bir tesadüf müdür?" • Baştarafı 2. Sayfada Üçüncü şahıslann yaptıklan dinleme- • lerin ceza yargılamasında değer ifâde et- meyeceği ve kanıt yasaklan kapsamında kalacağına kuşku bulunmamaktadır. Ni- tekim, kendine özgü bir dava olan par- • ti kapatma davasında dahi Anayasa Mah- kemesi. mahkeme karanna bağlı olmak- sızın yapılan dinlemeyi değerlendirmeye esas almamışnr. Yasal dinleme yapılırken, katalog suç- lar dışındaki suçlara ilişkin "kanıt" (?) el- de edilmesi halinde değerlendirme yasa- ğı ile karşüaşümak zorunluluğu vardır. Bu şekilde elde edilen "tesadüfi delillcre" ceza yargılamasında değer verilemeyeceği Telefon Dinleme ve Sorumluluk Hamdİ Yaver AKTAN Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun istikrarh kararlanyla çözüme kavuşmuştur. Bu tür kanıtlardan sonışturmada yol göste- rici olarak da yararlanmak olanaksızdır; bunun kabulü, dinleme önleminin kötü- ye kullanımını da beraberinde getirir ve uygulama alanını genişlen'r ki bu yöntem, düzenlemelerin sınırh bir biçimde uygu- lanacağını öngören kurallann etrafından dolanmak olur! Yasal olmayan dinle- melere karşın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yaptınmlar getirmektedir. Ger- çekten de TCK'nin "Ozel Hayata ve Ha- yatııı Gizli Alanına Karşı Suçlar" baş- lıklı Dokuzuncu Bölümü'nde 132 ile 140. maddeleri arasında özel hayata karşı suçlar ve cezalar düzenlenmiştir. "Kişiler arasındaki konuşmaların din- lenmesi ve kayda ahnmasına" ilişkin 133. maddede "Kişiler arasındaki ale- ni olmayan konuşmaları; taraflardan birinin rızası olnıaksızın bir aletle din- leyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden"lerin cezalandınlacağı ön- görülmüştür. Aynı maddede ayrıca (m. 133/3) "Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya" hükmolunacağı düzenlen- miştir. Kişiler arasında yapılan konuş- malaruı aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin öneminin bulunmadığı, sözgelimi iİci ki- şi arasında parkta yapılan konuşmanın başkalan tarafindan ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek olması ha- linde de aleni olmayan bir konuşmanın olacağı, keza bir evde, sınırh sayıda ki- şiler arasında yapılan konuşmanrn da ale- ni olmayan bir konuşma olacağı gerek- çede açıklanmaktadır. Yasal olmayan bu tür dinlemelerin, cezai yapünmının ya- nı sıra özel hukuk alanında da sorumlu- luk getirdiği yargı kararlannda benim- senmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin örnek oluşturacak bir karannda "gizlice ses ve görüntü kaydında şeref ve hay- siyete tecavüz anıacı güdülmemiş olsa da kişilik haklarına saldırının", mevcudi- yeti kabul edilmiş ve tazminatı gerekti- receği hükme bağlanmıştır. Leyla şahln karan emsal oldu türbana ret STRASBOURG (Ajanslar) - Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi (AİHM) derslerde tür- ban kullanmakta ısrar ettikleri için görev- lerinden alınan Sakarya lmam Hatip Lisesi eski öğretmenlcri Fatma Karaduman ve Sevil Tandoğan ile ilgili davada türbana yine geçit vennedi. AİHM, daha önce yine başörtüsü taktığı gerekçesiyle okuldan kaydı silinen Leyla Şahin'in AÎHM'ye yaptığı başvuruya iliş- kin gerekçeli karan emsal göstererek iki öğretmenini türban yasağı nedeniyle din ve inanç özgürlükleri ihlal edildiğine dair iddiayı reddetti. Oybirliğiyle alınan karar- da Leyla Şahin karanna gönderme yapıl- ması, türban konusunda AÎHM'nin içtiha- tının oturduğu yorumlarma neden oldu. Tazminat istemi kabul edilmedi AÎHM, türbanla ögretmenlik yaptıklan için işlerine son verilen Fatma Karaduman ve Sevil Tandoğan'uı yaptığı başvuruyu karara bağladı. AİHM, başörtüsü yasağı nedeniyle din ve inanç özgürlükleri ihlal edildiğine dair iddiayı reddetti. Oybirliğiy- le alınan kararda daha önce alınan Leyla Şahin karanna gönderme yapıldı. Mahke- me Leyla Şahin kararında, başvurucunun laik bir ülkede olduğunu bilmcsine rağmen okulda başörtüsü takmak istemesinin hak- sız olduğunu vurgulamıştı. AİHM, gerek- çeli karannda, Danıştay Başsavcısı'nın gö- rüşlerine davacılarm yanıt verememeleri nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini bildirdi. Mahkeme başvurucula- nn manevi tazminat olarak 400 bin Avro ve mahkeme masraflan için 20 bin Avro talebini ise reddetti. lmam hatip lisesinde görevli Karaduman ve Tandoğan, derslere başörtüsüyle girdikleri gerekçesiyle hakla- nnda dava açılınış ve 2001 yıhnda görev- lerinden alınmıştı. Karaduman ve Tando- ğan 2004 yıhnda dava açmıştı. Türklye'ye referandum çelmesi Fransa'dan bir engel daha Dış Haberler Servisi- Fransa meclisi, Türki- ye'nin AB üyeliğinin doğrudan referandu- ma götürülmesine ilişkin yasayı kabul etti. Yasaya göre, Fransa Türkiye'nin AB üye- liği için jreferandum yapacak. Fransa meclisi genel kurulunda, cum- hurbaşkam ve parlamentonun yetki alanla- nna ilişkin anayasa paketi dün kabul edil- di. Anayasa değişiklik paketinde bulunan bir maddeyle Türkiye'nin AB üyeliği doğ- rudan referanduma bağlandı. Maddeye gö- re, "AB'nin nüfusunun yüzde 5'inden daha fazla nüfusa sahip ülkelerin tam üyeliği için referandum şartının devam etmesi" kararlaştırıldı. Maddenin görüş- meleri sırasmda değişikliğin özellikle Tür- kiye için hazırlandığını kabul edilmişti. Mecliste, geçen hafta söz konusu madde- nin oylanması yoğun tartışmalara yol aç- mıştı. İktidar partisinin genelde destekledi- ği maddeye, bazı sosyalist milletvekilleri "doğrudan bir ülkeyi hedefleyen bir anayasa değişikliği yapılamayacağı" ge- rekçesiyle karşı çıkmıştı. Değişiklik gelecek hafta senato genel kurulunda bir kez daha oylanacak. Anaya- sa değişikliğiyle ilgili paket meclis ve se- natoyu bir araya getiren parlamento tara- findan 7 Temmuz'da son kez oylanacak. Mavzuat uyumlu hale getiriliyor Gümrük Yasası'na 'AB' değişikliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gümrük mevzuatının AB ile uyumlu hale getirilme- si amacıyla hazırlanan yasa tasansı, TBMM Başkanhğı'na sunuldu. Tasanyla yasada yer alan deyimlerin tanımı değişti- rilirken, bazı yeni deyim ve tanımlara yer veriliyor. Tasanyla, AB gümrük mevzua- tında kabul gören "Yetldlendirilmiş Yü- kümlü" statüsü de getiriliyor. Bu yüküm- lüler, kolaylaştınhnış emniyet ve güven- likle ilgili gümrük kontrollerinden veya gümrük mevzuatının öngördüğu basitleşti- rilmiş uygulamalardan yararlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle