04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ CUMHÜRİYET SAYFA SPOR Maç öncesi alkollü taraftarlar az sayıdaki Türk seyirciyle gerginlik yaşadı, önlemler yetersiz kaldı Hırvatlar olay çıkardıVİYANA (Cumhuriyet) - Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki Hırvatistan- Türkiye maçının başlamasma saatler kala Viyana'da gerginlik n yaşandı. Hırvat taraftarların ; toplanına meydanı olarak gösterilen Stefanpaltz'ta (Kilise Meydanı) Türk seyırcilerin bayrak açması iki ülke yandaşlannı karşı karşıya getirdi. Sabah saatlerindc birbirleriyle hatıra fotoğrafi çektirip forma değiştiren taraftarlar arasındaki şişeli, kurıı biralı ve yumruklu kavgada 2 kişi lıafif yaralandı, bir polise dc cam şişe isabet etti. Yine polisin olaylara engel olmakta gecikmesi de bazı taraftarlann birbırlenne sandalyelcrle saldırmasına yol açtı. Ernst Happel Stadı çevresindc toplanan Türk ve Hırvat taraftarlar, maçın havasına girmeye başlarken sayıca çoğunlukta bulunan Hırvatlar cesaretlenerek, az sayıda olan Türk seyircilere sataşmaya başladı. Alkol aldıkları gözlenen ve ellerindeki bira şişelerini Türk taraftarlar üzerine atan Hırvatlar gerginlik yarattı. Yaklaşık 3 bın taraftar, 150 kadar Türk'ü meydanda taciz ederken, Türk basın mensuplanna da sataştılar. Avusturya polisi olaya müdahale ederken az sayıda Türkü o noktadan uzaklaştırmayı tercih etti ve olaylan yatıştırdı. Ses bombası sokakları karıştırdı Ayrıca kentin bazı bölümlerinde önceki geceden itibaren alkol alan yaklaşık 10 bin Hırvat taraftar güvenlik güçlerinin ses bombası atması sonrası tepki gösterdi. Bu ses bombasının ardmdan hareketlenen Hırvat taraftarlar stadm yakmlarında bulunan işyerlerine saldınnaya ve her yere bira kutusu atmaya başladılar. Olaylar tam yatıştı dcrken atılan ikinci ses bombası yine ortalığı karıştırdı. Bu ses bombasının ardından gerginliğin gittikçe yükseldiği öğrenilirken güvenlik güçleri zor da olsa olaylan yatıştırmayı bildi. Stefanplatz'daki olaylarda Kanal 24 muhabiri Ali Aydın, bir grup Hırvat seyirci tarafından tartaklandı. Hırvat taraftarlar gün boyu Viyana sokaklanndaki tarihi eserlere de zarar verdi. Bazı heykellerin üzerine çıkan ve Hırvatistan bayraklan asan taraftarlar serinlemek için dekoratif havuzlann içine girdi. Bu arada Bosna - Hersek'te de güvenlik güçleri alanndaydı. Maç öncesi Boşnak nüfusun Türkiye'yi desteklediği ve kentin büyük bölümünün Hırvat olduğ Mostar'da da sıkı güvenlik önlemleri alındı. BILETLER KAPIŞILDI i U 3 gün öncesinden 'yasal' V karaborsada 300 - 400 (^j/ Avro'ya alıcı bulan biletlcr -îfiy maç saati yaklaşınca 1500 E \5SJ2w"« ' Avro'ya kadar çıktı. Avusturya'da yaşayan Türk yurttaşlar, "Bir bilete bir araba parası veriyoruz" diye tcpkilcrini dile getirdilcr. Öte yandan kent içinde 1000 Avro'ya kadar alıcı bulan biletler stat civarında 150 - 200 Avro civarına düştü. Birçok karaborsacınm biletleri üzcrindeki fiyatın biraz daha l'a/.lasına sattığı görüldü. Karşılaşma öncesi çıkan olaylan güvenlik güçleri zorlukla yatıştırdı, iki taraftar yaralandı. Bazı taraftarlar yaşanan gerginliğe inat objektiflerc birliktc poz verip, dostluk çağrısında bulundu. BU KEZ DEVIRDIK /yA\\ Ulusal Takım, 1 Hırvatistan'ı tarihinde ilk >KÜr kez yendi. Ay - Yıldızlılar Hırvatlarla bugüne dek yS.V,..»», yaptığı dördüncü maçta ilk galibiyetini yaşadı. 1996'daki ik karşılaşmayı Hırvatistan 1-0 ka/andı. Türkiye'yle Hırvatistan ikinci kez 1997'de Japonya'da düzenlenen Kirin Kupası'nda karşı karşıya geldi. Mücadele 1-1 bitti. İki ülke arasındaki üçüncü karşılaşma ise 31 Mart 2004'te Zagreb'de yapıldı. Karşılaşma 2-2 sona erdi. Gizemli Son Dakika ve Semih Üçüncü Viyana sefehnde olduğumuzu söyleyenler kuşatmayı kurtardıklannı iddia eden Hırvatistan'la yarıfinal mücadele- sinde çok zor bir karşılaşma oynadılar. Ser- vet ve Aurelio'dan yoksun ulusal takımı- mız bu kez oyuna hızlı başlayan taraftı Kadroda sürpriz isim Kâzım ile 4-1-3-1- 1 'i deneyen Fatih Terim tüm riskleri ka- zanmak adına kullandı. Yüzde 58'lik pas oranımızla ilk yarıda avantajlı görünen ve çabuk oynamak isteyen takımımız bu kez pozisyona giremedi. Hamit ve Mehmet Topal'ın iki güzel şutu dikkati çeken po- zisyonlardı. Ne var ki Servet'in yokluğun- da güven vermeyen defansımız kalemize dik ve ara paslarıyla gelen özellikle sol ka* nadı kullanan Hırvatlar karşısında zamarı zaman zortandı. Hatta 18. dakikada Olic'in şutu üst direkte patladı. İkinci yarı başında da Gökhan Zan Rüştü ve Emre'nin müşterek hataları so: nucu yüreğimiz ağzımıza geldi. Kâzım'ın önce kanat değiştirmesi ve daha sonra da yerini Uğur Boral'a teslim etmesi atak oy- nama ve pozisyon üretme adına bir deği- şiklikti. Ancak 70. dakikadan itibaren oyu* nun kontrolü, orta alandaki üstünlüğümüzü çok koşup yorulmaktan olsa gerek rakibin teknik ve taktiksel üstünülüğüne terketti. Arda'nın yakın markaj karşısında kıpırda yamaması ve kanat değiştirmesi de sonuç getirmedi. Hamit, Mehmet Topal ve Tuncay'ın üstün mücadele güçlerine karşın TürkiL ye'nin gol pozisyonu ve yaratıcı paslarda etkisiz olduğunu gördük. özellikle Gökhad Zan'ın defansta sakatlığı nedeniyle hazır ol madığı ve zorunlu oynadığı her haliyle bel li olurken rakibimiz için de avantaj olma ya başladı. 83. dakikada Srna'nın doksa na vurduğu gollük serbest vuruşunu hari ka bir uzanışla kurtaran Rüştü, beklenenin üzerinde bir performans sergilerken takı mımızı yarıfinale taşımak isteyen oyuncu L ların başında geliyordu. Şampiyonanın ilk uzatmasını yaşamak futbol adına önemli bir kariyerdir. Uzatma devresinde rakipten daha diri görünen ta- kımımız Tuncay ile Semih'in ilk 15 dakih kada kaleyi zorlayan iki güzel şutuna ta- nık oldu. İkinci 15 dakikada artık golün bi- raz da şansa bakıldığı dönemleri yaşadık ancak Hırvat takımının penaltıları düşünerek daha dikkatli savunma yaptığı süreçte Arda'da ve Nihat'tan yeni bir mucize bek- ledik. Bitime 2 dakika kala yediğimiz gol- den sonra Semih'in sihirli ayağından ge- len son saniye vuruşu umutlarımızı pen- altılara taşıdı. Kendimizi Avrupa'ya hatır lattığımıza inanıyorum. GORUS / HALİT DERİNGÖR Barbarlık ve Çılgınlık Basit anlatımıyla 'barbarlık' vahşilik; 'çılgınlık' da delilik- tir. Tarihteki savaşlanmız nedeniyle Batı bizi barbarlıkla öz- deşleştirmiş! O günlerden bu günlere dünya çok değişti, ama adamların kafası hiç mi hiç değişmedi! Ismimiz çık- mış 50'ye. bir türlü inmiyor 49'a... Bu sözcük adeta kanı- mızı beynimize çıkartıyor. Şimdi bir de 'Çılgın Türkler' de- yişi çıktı ortaya. Avrupa kupalannda aldığımız başanlar son- rası Batı sevinçlerimizi çılgınlıkla birleştirdi! Gazetelerde man- şetler attılar. Biz de onlan, kendi manşetlerimize taşıdık. Hat- ta bizi küçümseyen bir sözcüğü övgü olarak kabul ettik. An- lı şanlı medyamızdakilerin hiçbiri de bu çılgınlık yakıştırmasına tepki göstermedi. Sanınm bu yakıştırmalara biraz da biz ça- nak tutuyoruz. Sevinç veya üzüntülerimizde sınır tanımıyoruz. En ufak olayı ekstrem noktalara taşıyoruz. Yıl 1954, Dünya Kupası... Batı Almanlar bütün takım- ları silindir gibi ezip geçiyor. Sonuçta da dünya şampi- yonu oluyorlar. Her şeyde üstünlük sağlamayı hedef alan bu ülke 'bayram' yapıyor. O yıllar Alman Devlet Başka- nı Theodor Heuss'tu. Berlin Olimpiyat Stadı'nda bir kut- lama tertipliyor. 100 bin kişi geliyor stada. Heuss merasimi açmak için kürsüye çıkıyor. Herkes onun övgülü sözle- rini beklerken aksine şampiyon olan futbolcuları adeta tersliyor. "Nedir bu afranız tafranız? Bir şeyler mi keş- fettiniz? Siz, sadece topa iyi vuran 11 adamsınız. Hepsi bu" diyor veya diyebiliyor. Yıl 2008, Avrupa Kupası maçları... Çeyrek finaldeyiz, ka- pıdan içeri henüz yeni girdik. Ama daha başlangıçta yer ye- rinden oynadı. Politikacılarımız her şeyi bırakıp futbol ile il- gilenmeye başladılar. Başbakanımız ekrana çıkıp Çek Cumhuriyeti'ne 2 gol atan Nihat Kahveci'nin formasını ne- redeyse giyecek gibi pozlara büründü. Düşünebiliyor mu- sunuz? Almanya Devlet Başkanı şampiyonluktan sonra Mül- ler'in formasını alıp aynı pozlara girecek. Olmayacak bir şey... Işte aramızdaki fark bu; onlar her alanda dev adımlarla iler- lerken biz mehter takımı gibi bir ileri, bir geri gidiyoruz. Bütün dünyanın bizle ilgilendiğini yazıyorlar. Anlı şanlı medyamız bunu manşetlere taşıyor. Peki, ne oluyor ki? 1956'da asrın takımı Macaristan'ı yendik. Daha sonra şam- piyon Alman takımına karşı Berlin'de kazandık. Dünya Ku- pası'nda 3. olduk. Galatasaray UEFA şampiyonluğuna ulaş- tı. O zaman da dünya hep bizi konuşuyordu. Ama bu ne işe yaradı? Sporda olsun, sosyal hayatta olsun, politika- da olsun, hangi meselemizi hallertik? AB'ye mi girebildik? Ekonomimizin düzelmesi için bize omuz mu verdiler? Olayı küçümsemiyorum. Böyle algılayan mankafalar da olabilir. Elbette şampiyon olursak gururlanacağız ve sevi- neceğiz. Aslında sadece futbolda değil, ulusal müsabaka adı altında deve güreşi, horoz dövüşü de olsa birincilikle gururlanırız. Ancak sporu spor olarak düşünelim. Onu si- yaset ile özdeşleştirmeyelim. Sporu bir narkoz olarak al- gılamayalım. Gerçekleri görelim... FJKHIT pnfiuor.ıu HT VflBiflflBI 1. KOŞU: F: Yelpınarlı (5), P: Its Not Me (6). PP: Cliff (2), S: Hahcı Hassan (3). 2. KOŞU: F: Ekinci (6), P: Gamzelim (2), PP: Menıoş Tuınbul (9), S: Berter (1). 3. KOŞU: F: Platin (9), P: Aslanlar Aslanı (4), PP: Cross Relative (2), S: Classical Girl (5). 4. KOŞU: F: Nesmiyana (6), P: tlteriş (2), PP: Katı Fırtı- nası (7), S: Komançi (10). 5. KOŞU: F: Cemboy (2), P: Boğa- zın Boğası (1), PP: Sear Factor (4), S: Kara Sado (3). 6. KOŞU: F: Ad Victoriam (6), P: Gogo Shoot (5), PP: Eaglc Spirit (3), S: Fal- con (4). 7. KOŞU: F: Dihaphan (2), P: Onurağa (8), PP: Ayhatun (1), S:Tokcan(9). 8. KOŞU: F: Zora (3), P: The Prate (8). PP: Abjora (9), S: Çatankız (10). ALTILI GANYAN 9 6 4 2 2 7 5 10 3 6 2 3 8 9 10 5 Futbol iddaadır 444 86 86 I www.iddaa.com (İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle