04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAGLIK 19 Türkiye'de rastlanan davranışsal bağımlılık türleri oranlannda internetin etkileyici olduğu belirtildi Seks vekumar ilksıradaMELTEM Y1LMAZ Kunıar ve seksin davranışsal bağımlılıklar arasında Türkiye'de en sık rastlanan bağımhlık türü ol- duğu belirtildi. Bu bağımlılıklann artmasma internetin yaygınlaş- masının neden olduğu kaydedildi. Bağımlılık Tanı ve Tedavi Mer- kezi'nin (BATEM) kurucusu Doç. Dr. Kültegin Öger, "Teşhis ne kadar erken konulursa tedavi şansı o kadar yükselir. Bu ko- nııda ailclcrc büyük bir sorum- luluk düşüyor" diye konuştu. Uzmanlar, bağımlılığın çevre, aile etkenleri ile kişinin psikolojik ve biyolojik durumuna bağlı olarak oluştuğunu. "bir davranışı kont- rol edememek" olarak kendini gösterdiğini belirtirken davramşsal bağımlılıklar olarak adlandırılan seks ve kumar bağımlılığının tüm bağımlılık çeşitleri arasında Tür- kiye'de son yıllarda en sık rastlanan iki tür oldıığuna dikkat çekti. "Ki- întemet olumsuz etkiliyor Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilinı Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli, "İnternetin sunduğu aktiviteler arasında en re- vaçta olan kumar oyunlan ve seks siteleri. Bu iki- si de kişide yüksek haz duygusu yaşatıyor, dola- yısıyla bağımlıhk yaratıyor" diye komıştu. Madde bağımlıhğı ile davranışsal bağımlılıklar ara- sında bir fark olmadığını, her iki durumda da bey- nin "frontal" bölgesinde var olan biyokimyasalla- nn ödüllcndirilme cevabı aldığını belirten Verimli, "Burada seks ile kumar olmasaydı başka bir şey olacaktı. Kişi, yaşamını anlamh hale getirecek akti- vitelerle meşgul omadığı tak- dirde bu tip amac dışı bağımlı- lıklann oluşması doğal" dcdi. Istanbul Ticaret Odası Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öz- can Köknel de bağımlılığın aile iletişiminin bozuk, arkadaş çevresinin yanlış seçilmiş, kişinin meşgul ola- cağı hobilerin olmadığı durumlarda ortaya çıktığı- ra, özellikle 13-18 yaş arası bireylerin bağımlılığa da- ha yatkın olduğunu belirtti. şiyi nesneye bağımlı kılan, o nes- nenin hissettirdiği duygudur. Seks ile kumar da, gerek kişide bir tür ödül duygusu yarattığı ge- rekse internet aracılığıyla bu alanlara ulaşım kolaylaştığı için giderek artan bir bağımlıhk çe- şidi" diye konuşan BATEM kuru- cusu Doç. öger, davranışsal bu merkeze gelen kişilerin yüzde 50'lik bir oranla seks ve kumar alışkanlı- ğından kurtulmak için yardım alma yoluna gittiğine dikkat çekerek te- davi programını onların sosyal ya- şamı, aile yapısı ile bağımlılık tü- rüne göre düzenlediklerini ifade etti. Doç. Öger, ailelerin, çocuklannın bağımhlığını çok geç fark ettiğini söylcyerck "Çocuğunun eroin ba- ğımlısı olduğunu bile iki yıl son- ra öğrenen aileler var" dedi. Uzman hekim, bağımlıhğı kan- sere benzeterck "Teşhis ne kadar erken konulursa tedavi şansı o kadar yükselir. Bu konuda aile- lere büyük bir sorumluluk dü- şüyor" diyerek tedavi ücretinin hastanm iyileşme durumuna göre değiştiğini kaydetti. Araştırmalar gebelik zehirlenmesine de yol açabilen rahatsızlığın, bebeğin gelişimini olumsuz etkilediğini gösterdi Gebelikte uyku apnesine dikkat • Hamilelik sırasında ortaya çıkabilen uyku apnesi sorunu bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. ŞULE KÖKTÜRK Hamilelik döneminde eşiniz sizin horlamanızdan mı şikâyet etıneye başladı, yoksa uykuda sık sık nefesinizin durduğunu mu söylüyor? Sizde de hamilelikte gelişen uykuda apne sendromu olabilir. Araştımıalar, gebelerde uykuda apne sorununun preeklampsiye (gebelik zehirlenmesi) yol açtığinı, anne ve bebeğin sağlığmı bozarak bebekte gelişme geriliğine yol açtığinı gösteriyor. tstanbul Üniversitesi (İÜ) Istanbul Tıp Fakültesi (İTF) Uyku Merkezi Bölümü Sorumlusu Doç. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu ve Uyku Merkezi çalışanlarından Dr. Leyla Pur Özyiğit, uykuda hava yolunda direnç artışının amıe ve bebek sağlığmı nasıl etkilediğini, bebeğin gelişimini, uykuda nefes sorunlannın mı yoksa uyku kalitesinin mi etkilediğini araştırıyor. Bebeğin stresi ölçülüyor Annenin uykudaki değişikliklerini uykuda apne durumunu incelerken bebekteki stresi, bebeğin kalp sesi ve ritmi ile rahmin kasılmalan kriterleri ile ölçtüklerini belirten Çuhadaroğlu, yeni birtakım yöntcmlcri kullanarak nonnal ölçümlerde saptanamayan verileri bebekte saptayabildiklerini anlattı. İTF Kadın Hastahkları ve Doğum bölümündc takipli olan hastalann kendilerine yönlendirilmesi ile araştmnayı sürdürdüklerini ifade eden Çuhadaroğlu, araştırma kapsamına alınmak için kendilerine başvurulabileceğini söylcdi. Çuhadaroğlu, özetle şunları söyledi: "Uykuda, solunumda hava yolu direnç artışı dediğimiz bir form var, o formda bebekte stres artıyor mu artmıyor mu, bunu ölçmeye çahşıyoruz. Daha önceden sorunu yaşayanı tespit edebileceğimiz bir yöntemimiz var. 'Nabız geçiş hızı' dediğimiz bu yöntem ile henüz nefes durmadan önce de bu sorunu tespit edebilir nıiyiz, bunu araştırıyoruz. Amaç, bunu daha kolay ölçülebilir hale getirebilmek, buna cevap bulmak ve sorunu tespit edilirse tedavi etnıek. Hastaları öncelikle şikâyetlcri açısından ve eğer varsa diğcr hastahkları açısından değerlendiriyoruz. Muayene ve laboratuvar bulgularının ardından, 1 gece hastanede misaflr ederek polisomnografl tcsti ile i/.lenıeye ahyoruz. Bu i/.leıııe sırasında, gebelerin gece boyunca nefes durnıaları, kanındaki oksijen düşüklükleri, nıevcut kalp hızı ve kalp hızındaki değişikliklerini değerlendirirkcn aynı zamanda bu durumlarda saptanan soruııların bebeğe yansınıalarını NST testi ile eşzamanlı olarak bir gece boyunca izliyoruz." Alışveriş merkezi inşaatı hastaneyi yıktı Bahçelievler'deki 70. Yıl Fizik ve Rehabilitasyon Hastane- si, hemen yanı başmda yapılan Carrefour alışveriş merkezi inşaatı nedeniyle çöktü, hastanenin önemli bölümü kullanıla- maz hale geldi. Çökme nedeniyle hastanenin yatak kapasite- sinin 270"k'iı 140'a düştüğünü belirten hastane yetkililcri, te- davisi geciken hastalann solunum problemi, damarda tıkan- ma, kemik crimesi gibi sağhk sorunları yaşayacağını, olunı- suzlukların ölümle dahi sonuçlanabileceğini belirtti. Türki- ye'deki devlet hastaneleri içinde tek spastik özürlü çocuklar ile felçli hastalar rehabilitasyon havuzu bulunan merkezin çöken blokundaki laboratuvarlar ile mikrobiyoloji bölümü- nün diğcr bölüme taşındığını, toplamda 10 milyon YTL'lik bir kayıp olduğunu belirten yetkililer, maddi hasarın yanı sı- ra çökme öncesine kıyasla merkeze gelen felçli hastalann ya- rısının tedavi edilemediğine dikkat çekti. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkanı Ramazan Baş, "Rehabilita- son merkezleri, hastalann toplumsal yaşama katüabilmeleri için hayati önem taşıyor. Bu merkezler hastanın ayağa kalk- ması ve iç organlarının çalışmasını sağlamanın yanı sıra on- ları psikolojik anlamda da tedavi ediyor. Bahsi geçen hasta- nenin çökmesi nedeniyle hastalann rehabilitasyon görmeme- si durumunda solunum problemi, damarda tıkanma, kemik crimesi sorunu çıkar, şekil bozuklukları oluşabilir, tüm or- ganları durabilir" diye konuştu. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Anadolu'dan Gelen HaberlerSevgili okurlar, bu sütunlarda ya- yımlanan yazılanma atıf yapan çok sayıda elek- tronik posta tnesajı alıyonım. Bir o kadar da te- lefon edenler oluyor. Çoğunlukla onaylıyorlar yaz- dıklannıı ama eksik bulanlar var. Anadolu'da ya- şanan sağlık sonınlannı bu sayfada yeterince yan- sıtmadığımızi ileri sürenler, Anadolu'dan yazıp yaşadıklan bölgelerde tanık olduklan olumsuz- luklan aıılatan genç meslektaşlanm isimlerini giz- lememi istıyorlar. Çiinkü ne yazık ki bir özgür- lük ve bağımsızlık ortamında değiller. Çok zor ko- şullaıda, yer yer baskı altında çalışıyorlar. Bu, şu sıralarda çok kullanılan deyimle mahalle baskı- sı da olabilir, idari baskı da. Hekim olmayanlar, hasta ve yakınları da yaşadıklan sıkmtılan, zor- luklan, karşılaşnklan kötii davranışlan anlatıyorlar. Buıılardan size bazı örnekler vermek istiyorum. "Genç bir kadın hasta, 3 çocuk annesi, vamnda başka bir kadın var, durmadan genç kadvia nıü- dahale ediyor. Besbelli hasla omm himayesinde. Onıı dışarı çıkarıyorum. Genç kadın dakikalar- ca ağlıyor, buyitden konuşamıyonım onunla ko- lay kolay. Dışarıdaki kadın kııması, ezfyet ediyor bu yenisine. Zehir gibi bir yaşam süregeliyor ev- de." lkinci mektup ve olay: "Ortayaşh 7çocuksa- hibi bir kadın. Biitün aile, hepsi bir odada yatı- yor. Hastanm çok çeşitli şikâyetleri var. Organik bulguyok. Evde geçim sıhntısı, koca baskısı, her türlü huzursuzluk egemen. Nedeni bulduk ama na- sıl bir tedavi uygulayacağız hocam, söyler misi- niz " diye sorguluyor genç meslektaşım? Bana "Senin bir şeyin yok, ruhun ezilmiş, çık birazgez, dolaş, ağaçlan, denizi, kuşlan seyret" dediğim ve "Ben ne ağaç görmüşem, ne deniz görmüşem, ne kuş görmüşem, ben heç bişeygör- memişem " diye harika bir cevap veren Urfalı ka- dını hatırlattı bu hasta. Üçüncü mektup bir hasta eşinden: "Eşim 4yıl- dan beri hasta, evimi sattım, durmaksızın dok- torlara gittik, teşhis konamadı, sonunda kanser olduğu anlaşıldığı zaman artık metastazların ohıştuğunu öğrendik, yapacak bir şey kalmamtştı, oradan oraya koşuşturduk, çok ama çok ezivet çek- tik. Radyoterapi yapıldı ama çok geç kalmıştık. Bumın gibi anlatılması sayfalar sürecek trajedi- ler yaşadım. Sağlık sistemi çökmüş hocam, in- sanlar kolavlıkla ölüme terk edilivor. Nerededir o çok sözü edilen sağlık reformu? " Bu yazıdaki sonuncu mektup yine bir nıeslek- taştan: "Sağhkta Dönüşüm denivor, Doğu ve Gü- neydoğu 'da hekim açığı artıyor ve buralarda si- yasi torpi1lerle 202 hekim merkezlere şefve şef yardımcısı olarak atamyor. Bölgede çok savıda doktor kamudan ayrılıp özele geçiyor. Doğu ve Güneydoğu'da 1340 hekim açığı varken simdi 5470 açık var; yaşasm Sağhkta Dönüşüm. Aslında j yok olan yeni hekim tipölojisidir. Gerçekten bu sisteme hekim yetmez. Söyleyenler hakhdır. Yaşasın kapi- talistfîitıırizm." Işte böyle, Anadolu'dan gelen mektuplar ve me- sajlardan bir bölümü. Ülkeyi yönetenler bunların farkında mıdır acaba? Hele 2007 yüında, kendileri 18784 kez, eş ve çocuklan 19716 kez doktora baş- vurup devlete 56 trilyon liralık masrafa yol açan millctvekillerimiz bu gerçekleri biliyorlar mı? Ya soldan dönme, sosyalist geleneğin tüm teorileri- ni unutmuş görüncn liberallerimiz, entellerimiz AKP, AB, ABD yandaşlığı yaparken bu Anado- lu gerçeklerini umursuyorlar mı? Ne trajediler, ne facialar yaşanıyor bu ülkede. Düzensizlik, ör- gütsüzlük, eğitimsizlik, teodalite, cehalet, sömürü, her türlü olumsuzluk süregeliyor Anadolumuzda. Ama bunlara öncelik verenler neredeler? İfade öz- güıiüğü, 301 'in kaldınlışı çok yararlı olur mu bu vatandaşlanrnıza? Şöyle tüm sorunlarımızı ve ön- celiklerimizi büyük bir güçle, vukufla, yetenek- le, yurt ve halk sevgisi ile ele alabilecek bir yö- netime ne kadar çok ihtiyacımız var. Not: Humeyni'ye sevdalı, manda tercihli, Atatürk sevınez türbanlı genç kızlanmız, bcnim sıkça sözünü ettiğim 60 yıllık ihanetin ve karşı- devrimin yadsmamaz belgeleridir. lslamcı siya- serin içyüzünü ortaya koyduklan için bu kızlan- mıza teşekkür etmeliyiz. [email protected] GIDA ZEHİRLENMESİNE KARŞI 'Bitki çaylarını kaynatmadan içmeyin' SİBEL BAHÇETEPE Şifalı olduğu gerekçesiyle çok sayıda insanın tüketti- ği bitki çaylarının, ılık veya soğuk su yerine, kaynamış suda en az 5 dakika bekletilerek içilmesi gerektiği vur- gulanıyor. Ankara Üniversitesi (AÜ) Gıda Mühendisli- ği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kamuran Ayhan koordineliğinde yapılan araştırmanın sonuçlan bitki , çaylannda gıda zehirlenmesine yol açan, hayvan: ve in- san dışkısında rastlanan "salmonella" ve "e.koli" bak- terisine rastlandığinı ortaya koydu. Prof. Ayhan, ["Sal- monella ve e.koli bakterileri kaynamış suda ölmek- tedirler. Bu nedenle bitki çayları tüketilirkcn ıııut- laka kaynatılan suda en az 5 dakika bekletildikten sonra içilmelidir" uyansında bulundu. AÜ öğrencilerinden ziraat yüksek mühendisi Didem Bahar Kaya'nın mastır tezi olan ve Prof. Dr. Kamuran Ayhan tarafından ko- ordine edilen araştır- manın sonuçlan, bitki çaylarmdaki milcrobi- yolojik tehlikeleri or- taya çıkardı. Yaptık- lan araştırmayla ilgili olarak sorulanmızı yamtlayan Prof. Dr. Kamuran Ayhan, 2003 yılında Almanya'da aynı kli- nikte yatan 13 aylık bebeklerde anasonlu çay tüketimjı- ne bağlı olarak ortaya çıkan gıda zehirlenmesi yaşandı- ğını anımsatarak "Bu olayın ardından Ahnanva'va yapılan anason tohumu ihracatımız düştü. Yaşa- n nanlar sonrasında 'Acaba Türkiye'de piyasada satı- lan bitki çaylannı mikrobiyolojik kalitesi nedir' soru- suııu gündeme getirdik ve araştırmaya başladık" dedi. Prof. Ayhan, araştırmadan bitki çaylarının yüzde 23'ünde e.koli bulduklannı ve 1 pakette de salmonella bakterisine rastladıklannı ifade ederek "Salmonella ve e.koli bakterisi, gıdaların üzerinde bulunmaması gereken mikroorganizmalardır. Bu gıdaların tüke- tilmesi durumunda ishal, kusma, ateş gibi zehirlcn- me belirtileri yaşanır. Kişinin bünyesine bağlı ola- rak da belirtilerin şiddeti değişir" diye konuştu. PROF. KUDAY'DAN UYARI: Anevrizma: Pimi çeJülmiş el bombası Haber Merkezi - Florence Nightingale Hastaneleri Nöroşirürji Bölümü Koordinatörü Prof. Dr. Cengiz Kuday, beyin anevrizmalannın en çok kadınlan tehdit ettiğini söyledi. Prof. Dr. Kuday, anevrizmanın, beyin damarlannın zayıf noktalannda oluşan bir nevi baloncuk olduğuna dikkati çekerek doğuştan ya da sonradan oluşabildiğini belirtti. "Beyin kanamalarının en büyük nedeni olan anevrizmaların yırtılmadan fark edilmesi hayati önem taşıyor. Çünkü kanayan ve hastaneye ulâştı- rılma şansı olan ancak 3'te 1 hastada tam iyileşme olabiliyor" diycn Prof. Dr. Kuday, şu bilgilcri verdi: "Araştırmalara göre, 3-6 milyon Amerikah, başın- da, pimi henüz çekilmemiş el bombası ile dolaşmak- ta. Türkiye'de de bu oran benzer şekildedir." Anevrizmal kanamamn birkaç dakika içinde olduğu- nu ve hastanın eğer hayatta kalırsa "Şimdiye kadar hiç bu şiddette baş ağrısı olmamışti" dediğini ifade eden Prof. Dr. Kuday, henüz kanamamış beyin ariev- rizmalannm çoğunlukla belirti vermediğini kaydetti. Prof. Dr. Kuday, henüz kanamamış anevrizmalann bulgularmı "çift görme, göz kapağında düşme Ve göz bölgesinin arkasında ağrı" olarak sıraladı. Kuday, te- davi şeklinin hastaya, anevrizmanın yerine ve şekjline göre değiştiğini, tedavinin uzman ekiplerce yapılması- nın önemli olduğunu da ifade etti. .11. MİLANO ÜNlVERSlTESt MS hapı deneyleri olumlu sonuç Çeviri Servisi - Beynin görme, yürü me gibi önemli fonksiyonlar üzerindek kontrolünü bozan, merkezi sinir sistem. nin bir hastalığı olan MS'yle (Multiipl Skleroz) mücadele için üretilen hap şek lindeki ilacı deneyen Italya'nın Milano Üniversitesi'nde görevli bilim insahlan başarılı sonuç aldıklanm açıkladı. g 0 g p "Lancet" adlı tıp dergisinde yayımtana makaleye göre "Laquinimod" adlı ilâç 5t ülkedeki 300 hastada denendi. Hastalara 0.3 ve 0.6 miligramlık dozlarda ilaç verildi ve dokuz ay sü> reylc her ay beyin ve omuriliklerinin MR'ı çekildii Ila^j cın hastalığm ilerlcmesini engellediği, hastalann yaşam kalitesini belirli ölçüde arttırdığı gözlemlendî. Doktor" lar, 0.6 miligramlık dozu kullanan hastalann ilacı kul-î lanmayanlara oranla beyin ve omuriliklerinde yüzde 40 daha az hasar olduğuna tanık oldu. Var olan tedavi amaçlı ilaçlann çoğunun enjekte edilen türden olduğu- nu belirten îngiltere MS Derneği Başkanı Dr. Laura Bell, hap kullanımının daha kolay olduğunu bu nedeni deneme safhasındaki yeni ilaçtan clde edilen sonuçları çok sevindirici olduğunu açıkladı. (BBC)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle