Katalog

SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2008 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TÜRKİYE Istanbul PB 27 Sinop Edirne PB 22 Adana PB 23 B 28 Samsun PB 23 Mersin B 30 Kocaeli PB 26 Trabzon B 24 Diyarbakır B 32 Çanakkale B 27 Giresun B 23 Şanlıurfa B 34 Izmir 33 Ankara PB 28 Mardin B Manisa A 31 Eskişehir B 25 Siirt B Aydın B 35 Konya B 28 Hakkâri PB Denizli B 34 Sıvas Zonguldak B 24 Antalya _B 25 Van A 32 Kars PB Yurt genelinde yağış beklenmiyor.Yurdun kuzeydoğu kesimle- ri ile zamanla Trakya parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı kuzey, iç ve doğu bölgelerde 2-4 derece artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm l ondra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B B Y PB B Y 26 13 25 22 19 17 22 18 Berlin B 32 Moskova Budapeşte B 30 Aşkabat Y Madrid B 20 Astana PB Viyana Belgrad _B 28 Taşkent PB 29 Bakü Soyfa Roma 24 Bişkek 22 Tiflis Atina 26 Kahire Münih B 22 Zürih B 24 Şam 0Açık £ ^ Patyalı bulutlu Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurtu Sulu kar b Gök gürültülü GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı I. Sayfada Avaıpa Parlamentosu gibi Türkiye'yi eleştirecek konular arayan bir siyasal platformdaki konuş- masında dillendiriyor. Hiç kimse Babacan'ın bu iddialı sözlere yoğun eleştiriler alacağını hesaplayarak konuştuğu sa- nısına kapılmasın! Patronu gibi konuşunca akan sulann duracağını sandı Babacan. RTE söyler, daha önce aynı koltukta oturan şim- di Çankaya'daki ağabeyi aynı içerikte konuşursa ben ki TC'nin dışişleri bakanıyım, neden aynı şey- leri söylemeyeyim, diye düşündü. Şimdi iddiasını açıklamasını isteyen sorulara ka- çamak yanıtlar veriyor; anlaşılan arpacı kumrusu gibi ne yapacağını, kazdığı kuyudan nasıl çıka- cağını düşünüyor. Müslüman çoğunluğun da -diğer dinler gibi- öz- gürlükle ilgili sorunlar yaşadığını öne süren söz- lerine bir iki ufak demeç dışında yoğun eleştiriler gelmeyeceğini umdu... Haksız da değil. Zira en az beş, beş buçuk yıl RTE'nin ve bir numaralı türban savunucusu bu- gün Çankaya'da oturan AKP'linin Batı'da hemen her ortamda Batılılara ülkesini şikâyet eden aynı içerikteki sözlerine zayıf, etkisiz eleştirilerle yeti- nildi. Içeride dışarıda bu adamlar din yolunda ilerle- melerine karşı çıkılmadığı için bugünlere ulaştık. ••• RTE'nin Babacan'ın sözlerine karşı çıkacağını umut eden gazetecinin sorusuna verdiği yanıt, ay- nı kafanın aynı yönde çalıştığını gösteriyor. Din, bu adamların siyasal hesaplarında tek gı- da. Birtakım demeçlerinde laikliği kerhen savu- nuyor ve yüceltiyorlar. Ama kafalarındaki gizli amacı adım adım ger- çekleştirmekten, laikliğin içini yavaş yavaş bo- şaltmaktan asla vazgeçmeyecekler. Bir ülkede hâlâ partinin kapatılması üzerinde çe- şitli tartışmalar yapılır, fakat partinin neden ka- patılması istenildiği ise bu tartışmalarda konu edil- mezse.. RTE'ler, arkasından sürüklenen Baba- can'lar ülkelerini şikâyet ederek asıl amaçlarına adım adım yaklaşmayı elbette sürdürecekler. AB saplantısıyla özgürlük, ama sınırsız özgür- lük isteyenlerin 80 bin cami ile Islamiyetin en gü- zel yaşandığı ülke diye anılan bu ülkeyi yöneten- lerdeki dinsel sapkınlara sesleri çıkmıyor. Nasıl bir budalalıktır ki; Türkiye'yi aydınlıktan or- taçağ kafasına taşıyanlara karşı çıkmıyor. ••• Bir başka alanda, yaşamını ayaklarıyla kazanan başka biri, adı Hakan, soyadı Şükür ama laik Cumhuriyet'in sağladığı nimetler yerine tarikat çor- basına şükreden bir futbolcu. Kulübü artık yeter demiş. Emekliye ayırıyor. GS'nin esmer başkanı Adnan Polat, gel kulüpte kal, futbol okulu açalım, başına geç diyor ve.. ve.. bir de heykelini dikeceklerini söylüyor. Üstelik ka- fası camide, ayaklan yeşil sahada olan bu adamın heykelini, hiçbir açıdan kıyaslanmayacak Metin Oktay'ın heykelinin yanına dikecek! Yarabbi şükür heykelinin bir yerine şöyle bir şey yazmayı düşündü mü acaba Bay Polat: GS'ye tarikatçılığı, futbolu Allah için oynadıkları anlayışını getiren futbolcu! Seul'deki unutulmayan dinci çabalarına son Fe- nerbahçe maçına çıkarken arkadaşlanna Kutlu Do- ğum Haftası için oynamalarını salık vermesi ek- lenince, kimi tepkileri karşılamak için halis bir Ata- türkçü olduğunu öne süren demecine kim inanır? Din yolunda değişik alanlarda değişik görev- lerdeki iki insan; biri siyasal güce, diğeri ayakla- rına dayanarak laik Cumhuriyet'in altını oyuyor. Tribünlerde oturmuş, seyrediyoruz! AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Ben deDinlenmek Isüyorum U Baştarafı Arka Sayfada nedeniyse sandığınız gi- bi ihanet fılan değil, "Sen niçin bana haya- tın boyunca böyle söz- cükler söylemedin"! Kadın en çok buna kız- nıış. Bence haklı, ihanet artık pek gündelik bir şey oldu. Tekııoloji, hayatımızı tıptan iletişinıe pek çok alanda kolaylaştırdı ama mahremiyeti elimizden aldı. Büyük tragcdyala- nn, muhtcşcm klasüc ro- manlann, filmlerin ana teması "ihanet" her an- lamda hayatımızdan çok- • tan çekip gitti. Belki np- kı aşk gibi o da arada sı- rada yoksullar mahalle- sinde boy gösteriyordur. Cep telefönları saye- sinde yaşanan komik hi- kâyeler sürüp gider ama iş giderek ciddileşiyor. Belli ki, gelişen dinleme teknikleriyle artık med- ya patronlan, işadamla- n, sendika ve parti yö- neticileri, üst düzey bü- . rokratlar için gizli hiçbir konuşnıa, görüşme kal- madı. Birileri mutlaka başka birilerinin, bir baş- ka grubun hayatına dair en nıahrem sırlan ögre- niyor. Orwell'in ünlü romanı 1948'deki ke- hanet artık gerçekleşti, herkes birileri için birer Big Brother, yani Bü- yük Birader. Bu dünya için kuraklık kadar, küresel ısınma ka- dar tehlikeü hatta daha da tehlikeli, bu insanoğlu- nun tek güvencesi insan haklannın ve hukukun birmesi demek. Benden size bir tavsiye, mahre- miyetinizi korumak isti- yorsanız, bir sır açıkla- yacaksanız açık havada ve cep telefonunuzdan en az üç kilometre uzak- ta olmaya özen göste- rin. Canım beni kim din- leyecek demeyin, bu bu- laşıcı bir virüs gibi şid- detle yayılıyor. Ah neredeyse cep te- lefonunun ohnadığı, in- sanlann tünı sırlannı de- şifre etmek için facebo- ok sayfalannı doldur- madığı bir dünyayı öz- lenıeye başladım. Ama şu intemet kolaylığın- dan vazgeçmeye de hiç ııiyetim yok. Ne yap- sak, en iyisi bir atasözü- ne sığınalım: "Gülü se- ven dikenine katlanır." Bakalım ne kadar katla- nacağız? Emniyet Istihbarat Dairesi Başkanlığı her türlü iletişimi izleme kararı aldı Tüm ülke gözaltmda İLHAN TAŞCI ANKARA - Emniyet Istihba- rat Dairesi, yurt genelinde her tür- lü iletişimi gözaltına aldı. Ra- mazan Akyürek'in başında bu- lunduğu Emniyet Istihbarat Dai- resi Başkanlığı, yurtdışı da dahil yapılan tüm sabit hath tclefon gö- rüşmeleri, Turkcell, Vodafone, Avea hath tüm cep telefonlan ile e-mail yazışmalan, faks, hatta mesajlan da aynntılı izlenıeye al- dı. Izlemenin tek istisnasını ka- muda görevli amir ve memurla- nn resmi ve kişisel kullanımındaki iletişim araçlan oluşrurdu. Telekulak skandalının tartışıl- dığı günlerde Emniyet Genel Mü- dürlüğü Istihbarat Dairesi Baş- kanlığı'nın 70 milyonun her tür- lü iletişimini izlemeye dönük ka- rar aldığı ortaya çıktı. Istihbarat Daire Başkanı Akyürek, 25 Nisan 2007 tarihinde "Telefon detay kayıtları" konulu bir yazıyla tüm iletişimleri izlemek için An- kara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Yazının ilgisi "Anka- ra 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimliği'nin 26 Ocak 2007 gün ve 2007/364 sayıh kararı" olarak belirtildi. Buna göre isrih- baratın bir önceki izleme karan- nm süresi doldugıı için bunun ye- nilenmesi istendi. Tüm iletişimin izlemesine gerekçe olarak "terör örgütlerine yönelik istihbarat" gösterildi. Terör örgütlerine yö- nelik operasyonlar hakkında ör- R A M A Z A N A K Y Ü R E K K İ M D İ R ? Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Rama- zan Akyürek'in isnıi hep tartışmalı olaylar ve emniyetteki Fethullahçı yapıyla anıldı. Akyürek'in Trabzon Emniyet Müdürü oldu- ğu dönemde, rahip Andrea Santoro cinayeti gerçekleşti. Ardından tstanbul'da Agos Ga- zetesi Genel Yayın Yönetnıeni Hrant Dink katledildi. Dink cinayetinin planlayıcısı ko- numundaki Erhan Tuncel'in polis muhbiri olduğu ortaya çıktı. Tuncel'in muhbir .olarak Akyürek zamanında alındığı anlaşıldı. Tun- cel'in zimmetlendiği polis mcmuru Muham- met Zenit'in ise bir süre sonra Akyürek'in yanına atandığı öğrenildi. Dink cinayetinin ardından Akyürek hakkında soruşturma başlatılmış, ancak cinayetin işleneceğinden haberdar olduğu öne sürülen Akyürek'in "kusuru" olmadığı bildiı ilıııişti. Ramazan Akyürek'in sicilinde "Fethullahçı" olduğu yazılı. Akyürek hakkında 2001 yıhnda döne- min lstanbul Valisi Erol Çakır kendi el yazı- sıyla yazdığı ve imzaladığı sicilde "Emniyet- teki hizipleşme içinde irticai akımlara (Fet- hullah) yakın. Dikkat edilmelidir" denilmişti. nekler verilen yazıda en dikkat çe- kense 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya'da Zirve Kitabevi'nde meydana gelen katliam oldu. Ola- ym faillerinin kaçaınadikları için suçüstü yakalanmalarına karşın yazıda, "Bu olayın kısa sürede neticelenmesinde yine teknik takibin Önemi büyüktür" de- nilmesi dikkat çekti. Kamu görevlileri istisna Akyürek'in yazısmda izlcn- mek istenen iletişim alanlan şöy- le sıralandı: "...Yurtdışı çıkışla- n dahil olmak üzere Türk Te- lekom AŞ tarafından işletilen sabit telefon veya mobil (NMT), Turkcell, Vodafone (Telsim), Avea (Aria-Aycell) GSM şir- ketleri ile UMTH şirketleri ta- rafından işletilen ve telefon üze- rinden yapılan iletişime ait sin- yal (tüm detay) bilgilerinin, kullanıcı vc makine, SMS alıp- göndcrme, GPRS bağlantıla- rının, GPRS üzerinden intcrnet bağlantılarının, Türk Telekom AŞ, internet servis sağlayıcıla- rı ve UMTH firmalarının in- tcrnet bağlantıları üzerinden DATA ve Ses (VOtP) transferi, DATA hattı üzerinden haber- leşme ve faks bilgileri..." Bilgilerin kişiler aleyhine delil olarak kullanılnıasının sorumlu- luğu ise emniyet müdürlüğü ile görevli personele yüklendi. ileti- şime ait tüm detay sinyalinin is- tenmcsi dikkat çekerken, bu çer- çevede, abone ismi, adresi, kim- lik fotokopisi, hattın hangi bayi- den ve ne zaman alındığı bilgisi- ne de ulaşılabilecek. "Kamu ku- rııııı ve kuruluşlan aduıa kayıtlı telefonlar ile kamuda görevli amir ve memur konumunda bulunanların resmi ve şahsi olarak kullanımında bulunan iletişim araçlarına ait bilgiler" izlemenin dışında tutuldu. Mahkeme kabul etti Akyürek]in 25 Nisan 2007 ta- rihli istemîni görüşen 11. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gün tele- fon detay kayıtlannın ahnması is- temini kabul etti. İstihbarat Dai- re Başkanhğı'nın istemi üzerine izleme kararlarının üçer aylık dönemlcrle uzatılması yoluna gidildi. izlemeye dayanak olarak terör örgütlerine yönelik istihbari çalışmalar gösterilmesine kar- şın izlemenin kapsammın ge- nişliği ve kamu dışında sınırsız- lığı dikkat çekti. Bu karara isti- naden siyasi partilerden dcmok- ratik kitle örgütlerine, basın ku- ruluşlanndan işadamlanna kadar herkesin izlenmesi önünde hcr- hangi bir engel bulunmuyor. Herkes mi yanlışhkyaptı BURSA (Cumhuriyet) - CHP Genel Baş- kan Yardmıcısı Onur öymen, partinin genel sekreteri Önder Sav'ın makam odasınm din- lenmesiyle ilgili Vakit gazetesinin, telefonun yanlış tuşuna basıldığı iddialannı yalanladı. Telefon kapahyken bile dinlemc yapılabildiği- ne dikkat çeken öymen, "Erdoğan Teziç de llhan Selçuk da pek çok yüksek rütbeli su- bay da mı yanlış düğtneye bastı" diye sordu. Öymen, Türkiye'de usulsüz olarak yaygm bir şekilde önemli şahsiyetlerin telefon konuş- malannın dinlendiğine ilişkin bir kanı olduğu- nu bclirterek "Bu önemli şahsiyetlerin tele- fon konuşmalarının kelime kelime basına yansıdığını gördük. Bunlar nasıl oluyor, herkes yanlışlıkla 'no' düğmesine basacağı- na 'yes'e mi basıyor? Böyle bir şey olabilir mi?.. 'Efendim, telefon tesadüfen açıktı da biz o vesileyle dinledik.' Böyle şeylere inanmak zor" dedi. Demokrasiye, anayasaya inanan in- sanlann bireysel özgürlüklcrine, haberleşme özgürlüklerine, özel hayatın gizliligine saygı duyması gerektiğinin altını çizen Öymen, "Gazetelerde Türkiye'de 5 bin kişinin tele- fon dinleme işiyle uğraştığı yazıyor. Bunla- rııı dinlediklerinin hepsi terörist mi, casus mu, kaçakçı mı? Bu çok ciddi bir konu ve üzerine gitmek la/ını" diye konııştu. NATO toplantılarına davet edilirkcn "Toplantıya gelirken telefonunuzla gelme- yin" uyansı yapıldığını vurgulayan Öymen şunlan anlattı: "Yeter ki sizin gayrimeşru olarak telefonlan dinlemeye niyetiniz ol- sun. Devletin elinde bu imkânlar vardır. Özel şahısların yapacağı iş değil." Kayıp yakınlarından eylem Kayıplara Karşı l Iluslar— arası Komite (1CAD), Ya- kınlaımı Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayamşma Derneği (YAKAY- DER) 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haf- tası'nın son oturma eylcmini dün Galatasaray Meydam'nda yaptı. Kayıp yakınları "Onlar kaybedildi, onları unutma" yazılı dövizler ile gözaltında kaybolanların fotoğraflannı taşıyarak bir süre oturma cylemi yaptılar. YA- KAY-DER Başkanı ve DTP Iğdır MUletvekili Pervin Buldan, kayıpların bu- lunnıası için yıllardır meydanlarda hep birlikte orurduklarını bclirterek. "Kayıp yakınlarımızı bulmak için hep sesimizi duyurmaya çahştık" dedi. İP'ÜÖnsel: Hükümet istifa etmeli lstanbul Haber Servisi- İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı ve tstanbul 11 Başkanı Erkan Önsel, son günlerde giderek artan tclefon dinleme olaylarına dik- kat çekerek "Telekulak skandalı istifa gerekçesidir. Tayyip Erdoğan ve AKP hükünıcti istifa etmelidir" de- di. Önsel, Fethullahçıların nıakamlar ele geçirdiğini ve böylecc kendilerine karşı açılacak soruşturmaları önleyecek güce ulaştığını savunarak şu ifadeleri kul- landı: "Emniyet teşkilatında F tipi örgütlenmenin üze- rine gidilemiyor. Emniyet İstihbarat Dairesi'nin ba- şındaki Ramazan Akyürek sicilli bir Fethullahçı." Vakit'e siyasi paparazzüik suçlaması ANKARA (ANKA) - Vakit gazetesinin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın telefo- nunu dinlemesi ve haber haline getirerek Sav'dan izinsiz yayımlaması gazetecilik açı- sından etik tartışması başlattı. Basın meslek kuruluşlan, Vakit gazetesini "siyasi papa- razzilik" ve "polislik yapmakla" eleştirdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Baş- kanı Ahmet Abakay: Türkiye'de her dö- nemde ev basmalar, gizli dinlemeler, hukuk dışı izlemeler yapılmıştır ve şimdi dc yapılı- yor. Bunun kanıtlanması için CHP Genel Se- kreteri'nin dinlenmesinin açığa çıkması ge- rekmiyor. Anayasa Mahkemesi Başkanveki- li de benzer olayda somut suçlamalarda bu- lunmuştu. lktidar, olağan hale gelen dinle- nıeleri örtbas etmeye kalkıyor. Burada bir de gazetecilik açısrndan ilkesizlik ve deformas- yon söz konusu. Gazeteci konuştuğu kişinin açık onayını almadan demeç yayımlayamaz. Hükümetin evrensel hukuk kurallarına uy- madığı da göz önüne çıkıyor. Hükümet bu ko- nuda popülist davranıyor, sorumluluktan ka- çıyor. Suçu muhalefet ile paylaşnıaya çalışı- yor. Vakit gazetesi de polislik yapıyor. Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD) Başkanı Metin Özkan: Her ne ka- dar TCK'ye göre bu tür dinlemeler suç olsa da burada yeni bir durum var; bunu daha çok etik açıdan iletişim bilimcilerin değerlendir- mesi gerekiyor. Bu bir anlamda siyasi papa- razzilik diyebiliriz. Hiç kinıse kendi istemi dı- şında dinlenmemeli, söyledikleri izin alın- madıkça yazımıamah, yine izin verilmedik- çe hiçbir kişinin fotoğrafi veya görünfüsü ya- yımlanmamalı. Ama genel gazetecilik çer- I çevcsinden baktığımızda da bunu, en kaba bi- çimiyle bir gazetecilik başansı değil, bir ga- zetecilik olayı olarak görüyorum. Gazeteci hiçbir zaman yazılı olsun veya olmasın mes- lek etiği dışına çıkmamalı. Aynca yasalann suç kabul ettiği eylem ve davranışlarda bu- lunmamah. Kişinin özel hayatı ve gizliliği dai- ma kutsaldır. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan Sadık lpekçi: TCK tarafla- nn nzası dışında kayıt yayınını yasaklıyor. Meslek etiği açısından bakıldığında gizli bir dinlemenin basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesini zorbuluyorum. Kaldı ki bir kişinin onayını, görüşünü almadan o kişiyle ilgili bir telefonla görüşünü almak veya fo- toğrafını çekmenin de AB'deki demokrasi standartlannda yeri olmadığını biliyoruz. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada karşılık verecek. - Başsavcı, AKP'nin görüşlerini okuduktan sonra Anayasa Mahkemesi'ne sözlü açıklamalarda bulunacak. - AKP yazılı görüşlerinin ardından sözlü savunma yapacak. - Bu aşamaların tamamlanmasından sonra ra- portör raporunu hazırlayıp mahkemeye suna- cak. - Tarafların yeni bir açıklama-delil sunumu olup olmadığı sorulacak. - Yoksa Anayasa Mahkemesi karar vermek üze- re davayı esastan görüşmeye başlayacak. Bu sürecin uzayıp kısalması öncelikle Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın elinde, son- ra tarafların inisiyatifinde. Örneğin Başsavcı, "Ye- ni bir belge sunmak istiyorum" dediğinde mahkeme gün verip kendisini çağıracak. Normal akışta dava kasımda biter. Hızlandırma, ağustos başına çekebilir. Eklemelerle yılbaşına sar- kabilir. • • • Esasa geçersek... Başsavcı, mahkemeye ek delil sunmamış ama, esas hakkındaki görüşleri son derece ciddi sap- tamaları ve öngörüleri içeriyor. Altını çizdiğimiz bölümleri, kendi yorumları- mızla örerek maddeleyelim: 1-Bu dava, AKP tramvayının hedef istasyona ulaşfnasından önceki son duraktır. Davanın açı- lıp açılmaması çok hassas irdelenmiş, sonunda açılması kararı verilmiştir. 2- Demokratikmiş gibi görünen perde kaldırıl- dığında AKP'nin cihat mantığıyla örtüşen bir par- ti olduğu anlaşılacaktır. Laik rejimin dönüştürül- mesi için güç kullanılması olasılığı yakın bir teh- likedir. 3- AKP milli irade kavramından sınırsız iktidar anlamaktadır. Bu algı Türkiye'yi çoğunluk dikta- sına götürür. 4- AKP'nin 'toplumsal mutabakat' adım verdi- ği süreçlerin tümü takıyyedir. 5- Açılan dava Avrupa İnsan Hakları Sözleş- mesi'nden Venedik kriterlerine kadar tüm kabul görmüş uluslararası metinlere uygundur. 5- Gül'ün, Cumhurbaşkanı olarak değil, AKP hü- kümeti içindeki tutumları nedeniyle yargılanması istenmektedir. Gül, Erdoğan ve Arınç partiyi tü- müyle bağlar. ••• Yalçınkaya'nın esaslarında, irtica hareketlerinin Cumhuriyetin kuruluşundan hatta Kurtuluş Sa- vaşı'ndan beri var olduğuna dikkat çekiliyor. Ka- rarlı bir mücadeleyle laik yapının korunduğu vur- gulanıyor. Yeri gelmişken aktaralım; Yalçınkaya bu metinleri oturup tek başına yazmıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 80 kadar savcının görev yaptığı çok önemli bir kurum. Esas hakkındaki görüşlerin ciddi bir irdeleme- den sonra yazıldığı dikkate alınırsa; önümüzdeki yazın Türkiye için önemli bir dönüm noktası ol- duğunu söyleyebiliriz. AKP'nin densizliği, hangi karar çıkarsa çıksın da- va sonrasının da çok sakin geçmeyeceğini gös- teriyor. AKP'nin ne yapacağı çok açık: Iktidarı bırakmamak için kiminle işbirliği gere- kiyorsa yapacak, ne vermek gerekiyorsa verecek. Asıl soru-n şu: AKP zihniyetinin Türkiye'ye yarar getirmeyeceğini görenler, bilenler ne yapacak? Bu kesim dava sonrasına hazır mı? önümüzdeki dönemde biz de gördüklerimizi paylaşacağız... ankcum @ cumhuriyet.com.tr Vakithakkında önerge KONYA - (Cıımhuriyet) CHP Konya Milletve- kili Atilla Kart, Konya'da Vakit gazetesi dağı- tım elemanlannın sözlcşme hükümlerine aykın olarak çalıştınldıklan iddiasını TBMM günde- mine taşıdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı Faruk Çelik'in yanıtlaması istemiyle bir so- ru önergesi vcren Kart, Konya'da Vakit gazete- si dağıtım elemanlannın sözleşme hükümlerine aykın olarak çalıştınldıklannı, teminat senedi adı altında alınan senetlerin yasaya aykın ola- rak işleme konulduğunu, tehdit ve baskı aracı olarak bu senetlerin kullanıldığını belirtti. Arkadaşımmn mutlugiinü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz muhabiri Murat Kışlalı, Fenerbahçe Spor Ku- lübü'nün 2. Başkanı Nihat Özdemir'in kızı Ebru Özdemir ile evlendi. Gazetemiz ekonomi muhabiri Murat Kışlalı ile Fenerbahçe'nin Ikinci Başkanı Nihat Öz- demir'in kızı Ebru Özdemir dün gerçekleşfiri- len nikâh töreniylc hayatlarım birleştirdi. Club Mirador'da düzenlenen nikâh törenine çiftin ailesi ve yakınlannm yanı sıra Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, gazeteci Hıncal Uluç ile iş ve spor dünyasından da çok sayıda'davetli katıldı. 1 Mşiye 1.5 milyon YTL ANKARA (AA) - Sayısal Loto çekilişinde kaza- nan numaralar "1, 13, 20, 27, 41, 43" olarak belirlenirken, 6 bilen bir kişi 1 milyon 592 bin 533 YTL 90 YKr kazandı. 5 bilenler 2 bin 263 YTL 20'şer YKr, 4 bilenler 23 YTL 25'er YKr, 3 bilenler de 3 YTL 75'er YKr kazandı.