03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Dinci Yaşar Şengel; "Ali Babacan haklı; Türkiye'de Müslümanlar dinini özgürce yaşayamıyor. örneğin ben sabah hanıma boş ol diyorum, akşam bakıyorum yine evde!" Elektronik posta: denizsofti©cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - THY uçaklarmda harem uygulaması başlamış... "Uçaklardan blrlnln adı Hayrünnlsa olsun!" au O l - 3 E «o BeşirAtalay: "Dinleme bir tecavüzdür." Ve cezası yoktur! Sna Necati Cebe: "Sincan'da kız arkadaşıyla el ele yürüyerek zina yapan genci, hastanelik eden ahlak zabıtalarına Diyanet ödül vermelidir!" Organ Doğan Kapkıner: "Aziz Nesin büyük adammışsın; gerçekten yobazların cinsel organları gözlerindeymiş!" Açıklık Nami Tepe: "AKP 'açıklık politikası' gereği muhaliflerinin YASADIŞI dinlemeler üzerine biraz da Bülent Esinoğlu'nu dinleyelim; bakalım ne diyor: "Soğuk Savaş döneminden bu yana, Amerika'nın Türkiye'deki istihbarat çalışmaları günümüzde en derin aşamaya ulaştı. İstihbarat çalışması, işbirliği olmadan olmaz. Batı, içimizden işbirliği yapacak elemanlarını hep bulmuştur. Bu iş, köklü bir geleneğe sahiptir. II. Abdülhamit jurnalcilik için Nakşibendi tarikatının Halidiye kolunu kullanmıştır. Jurnalciliğin kökleri 100-150 yıl geriye gitmektedir. Günümüzde ise Amerika'nın olanaklarını dünya ülkelerinde okullar açma yolu ile kullanan tarikatçı takımı, işbirlikçi yetiştirmeyi bilimsel bir şekle sokmuştur. Bu okullardan Ingilizce öğrenerek çıkan çoğu kişi, artık bir Türk gibi düşünmekten çok bir Amerikalı gibi düşünür. Yani doğal ajan mertebesine ulaşmaktadır. ömek; 'Bu adamı Ajanlarla delikten süpürmeyin kullanın' diyen kişi gibidir. Bu kültür elçileri yani ajanları arasından devşirilenler, ülkenin her kademesinde istihdam edilmektedir. Tabii güvenlik güçleri arasında daha fazlası vardır. 12 Eylül öncesinin rahmetli Cumhurbaşkanı Vekili Ihsan Sabrl Çağlayangil, 'CIA altımı oyuyor' demişti. CIA ajanları ile bizim istihbarat görevlileri aynı odada oturuyorlardı. O günlerin çalışmalarından bugünkü 'llımlı Islam' siyaseti çıktı. Bugün Amerika'dan tedarik ettikleri 'dinleme teknolojileri' ile açtıkları cihadın istihbaratını yapıyorlar. CHP ve MHP, Işçi Partisi'nin 'alan ve telefon dinlemelerine' dayanılarak dinlendiğini biliyorlardı. İP Genel Başkanı Doğu Perlnçek'in sorgulanmasından bunlar ortaya çıkmış ve devlet kayıtlarına geçmişti. Şimdi 'dinleme' CHP ve MHP'ye geldi. Tarikatçıların arkasında tabii ki Amerika var. Amerika'yı bunların arkasından çekip alın, ellerini bile oynatamazlar. Amerikan desteği bunların böyle cüretkâr davranmasına yol açıyor. Türk ordusunu 'top gibi tekmeleme' cesaretini bile kendilerinde buluyorlar. Temel sorun, Amerika ile yapılan istihbarat antlaşmalarıdır. Yarın savaşmak durumunda kalacağımız bir ülke ile istihbarat antlaşması olmaz. Bakın, savaş uçağı alalım dedik. Bize yazılımlarını vermiyorlar. Yani dost düşman tanımlamasını bile bize bırakmıyorlar. Bizim düşmanımızı da dostumuzu da Amerika belirliyor." kamuya açtı!" SESSİZ SEDASIZ (!) Vezirköprü'de şeriat mastürbasyonu SAMSUN'UN Vezirköprü ilçesinde Anadolu Teknik ve Endüstri Lisesi Müdürlüğü; 29 Mayıs akşamı okul bahçesinde "Istanbul'un fethi"ni kutluyor. Ne alaka? Kel alaka! Tam anlamıyla; dam üstünde saksağan hesabı. Ama bir yandan da şeriat özlemini gidermek için iyi bir fırsat. Bastırdıkları davetiyede II. Mehmet'i bir gazeliyle konuşturup "Ey Muhammed senin mucizelerinle, umarım devletim din düşmanlarına galip olacaktır" diyorlar. Atatürk'ün adını da kullanıp uyduruk bir mehter bölüğü fotoğrafının altına "Türk ordusunun, onun faziletini, kıymetini ve bu ordu ile neler yapılabileceğini bizim kadar anlayan az olmuştur" diye laf yazıyorlar. Yanına bir adet "hadisi şerif" ekliyorlar. Davetiyenin üzerine de "T.C. Vezirköprü Kaymakamlığı"nın damgasını basıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti işte bu hallere düşürülmüş durumda. Bu arada Vezirköprü Kaymakamlığı'ndan ilk fırsatta Mekke'nin fethi kutlamalarını da bekliyoruz! Ayvalık'ta kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla kanıtsız şekilde 1.193,99 liralık ceza kesilen yurttaşın sorununu çözmek üzere TEDAŞ Balıkesir ll Müdürü Erdem Köybaşı olaya el koyup yakın ilgi göstermiş. Teşekkürler. ÇED KÖŞESI OKTAY EKtNCt 'Yalnız ve güzel'iz... Son zanıanlann en anlamlı ve en "yürek dolusu söz"ünü, bilmem ki nasıl ku- caklasak? "Kazandığım ödülü tut- kuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme ithaf ediyo- rum..." "Üç Maymun" fılmiyle Cannes'ın kılı kırk yaran jü- risinden "En İyi Yönetmen" ödülünü alan Nuri BUge Cey- lan'ı, bu tarihsel "ithaf'ından ötürü acaba nasıl "kutsa"ya- biliriz?... Yalnız olmayanlar Duyar duymaz "kimler"i düşündüm biliyor musunuz? Hayır; bu gibi ödülleri "Ül- kcmde beni dövecekler..." gibisinden sözlerle alıp, aynı ödül paralarıyla dünyanın öbür ucunda mal mülk sahibi olanlan asla... Nuri Bilge Ceylan... "Kutsa"malıyız... ven yönetmenimizin sözün- den işte bunlan anladım. Dün- yadaki en "kutsal yalnızhğı- mız"a, dünyanın en büyük sa- nat ödüllerinden birinin ithaf edilmesi, dünya durdukça ku- şaktan kuşağa onurumuz ola- caktır... 'İmar gazileri'miz "Yalnız ve güzel" ülke- miz, yedi düvelin hukuk dışı ve çirkin kuşatmasına karşı di- renirken; hııkuka aykın yapı- laşma kararlarının mahke- melerimizce durdurulmasın- da artış var. Nedeni ise kente karşı suç- larla birlikte, duyarlı kesim- lerden yargıya başvurulann da giderek artması... Özellikle meslek odalan, yerel ve merkezi yönetimlerin ülke ve toplura yaran yerine bireysel rant çıkarlarını he- defleyen imar kararlannı dur- durabilmek için, mahkeme mah- keme dolaşıyor- lar... Bu dur durak bilmeyen hukuk savaşımındaki kazanımlardan ötürü toplumun ve yetkililerin "davacı"lara Onlara artık "us"umda bi- le yer ve zaman ayırmak is- temiyorum; ne halleri varsa görsünler... Peki, kimleri mi? Ardı ardına gelip giden "yabancı konuk"lanyla hiç de "yalnız olmayan"; aynı konukların ülkemi aşağıla- yan sözleriyle birlikte "yalnız bırakmadıkları"; dahası gü- zel vatanımın tüm değerleri- ni pazarlarken de yine ya- bancılarla el ele, gönül gönü- le "yalnız kalmayan"lan... Türkiye, onlann yarattığı tahribatla baş başa değil mi? En cağdaş ülke geçinenler bile, 85 yıllık çagdaşlaşma yü- rüyüşümüzü geriye çevirme- ye çahşanlann yanında yer al- mıyor mu? Laikliğin, demokratik ve sosyal hukuk devleti olmanın tüm kazanımlarını günbegün yıpratanlara karşı direnen ül- kemin "bağımsız yargı"sı bile sömürgecilerin saldırı- lan karşısında adeta "yapa- yalnız" değil mi? Türkiye, hiçbir dönem, ken- dine ve değerlerine çullanan- lara karşı siyasi temsilcileri ta- rafından böylesine yalnız bı- rakılmamıştı... Yurdunu "tutku" ile se- teşekkür etmeleri şöyle dur- sun, "saldırı'Mar başladı. örneğin Iskenderun'daki imar oyunlarına karşı huku- kun devreye girmesini sağla- yan mimar Ercüment Kim- yon hastanelik edilirken; Samsun'da kıyı alanına ya- pılacak projeye dava açan Mimarlar Odası'nın şube binası basıldı... Kanal B'de bu gece 23.00'ten itibaren yayımla- nacak imar Dosyası progra- mımız, kentsel talanı durdur- maya çalışanlan hedefleyen bu terörün "imar gazi"lerini konuk ediyor. Oda'nın Hatay Şubesi eski Başkan Yardımcısı Ercüment Kimyon, Iskenderun'daki ta- lanı; Samsun Şube Başkanı Selami Özçelik, kenti deniz- den daha da ayıracak hukuk dışı projeleri; tstanbul Bü- yükkent Şube Başkanı Eyüp Muhçu da güzel kentimizi "küresel yağma metropo- lü"ne dönüştüren "ayrıca- hkb kuleleşme"yi anlatacak. Bütün bunlara karşı açtıklan imar davalarından ötürü baş- lanna gelenler de bu gece İmar Dosyası'nda... [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK [email protected] M ( FATMA HAfv/rM ! . - . . . , . "XaK\ı*\of{vt\, di rni? , l« b " * ' / ' • fazanf n ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİHPOROY (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com Bl DAHA BUNUNLA HAYVANAT BAHÇtSİNL OELİRSEM... TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN l Haziran www.mumtaz-arikan.com FLIXBOROUGH'DA PATLAMAL E Sl/GÜN, OA 8ULUMAN Ft-tıe&oieoueH(FMKCBo&o) 'OA- Kİ SÜyÜKL £/<e KİMH4 7ES/S/ H/H/>4yı4, UÇ- AftU^nj/ A/AYLOtS Ü££"r£M au 0EV TE£/\£- / / Ç.ŞVİ&iRfZEN, YAKIMtNDAKJ FL/KgO- MADOt MUŞ, 29 t'ÇÇİA/iM İSC MUÇTU. rEK T££ELL/, SUL- M/U.OL. - <3ÜNÜ- PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Sosyalizm ve Birey Sosyalizm, 1960'larda, 1970'lerde kimi kişiler ve çev- relerce algılandığı gibi geçici birsiyasal akım, bir 'mo- da' değildir. Bireyi, burjuvatoplumunun benmerkez- ci-yarışmacı ahlakından, sosyal körlüklerinden, ben- cilliklerinden kurtararak, özgürleştirerek ona toplum- culuk, sosyal dayanışmacılık, eşitçilik, evrensel-çağ- daş düşünebilme yetisi gibi değerler kazandıran, in- sanlığın gelecek umudunu canlı tutan bir ideoloji, bir dünya görüşüdür. Son 200 yıl içinde bu dünya görüşünün ortaya çı- kıp biçimlenmesinde Saint Simon, Charles Fourier, Auguste Blanqui, Robert Owen'dan Ferdinand Lassalle, Karl Marx, Friedrich Engels'e; Karl Ka- utsky, Karl Liebknecht, Rosa Luxemburg'dan Vla- dimir llyiç Lenin, Lev Troçki, Mao Zedung, Josip Broz Tito, Fidel Castro'ya; Santiago Carrillo'ya, En- rico Berlinguer'e; Jean Jaures'den, Antonio Grams- ci'den Ernst Bloch'a, Georg Lukacs'a, Louis Alt- husser'e kadar birçok düşünür ve uygulamacının kat- kısı vardır. Bu kişiliklere Ernest Mandel, Theodor Adorno, Jürgen Habermas, Fredric Jameson, Terry Eagleton gibi daha birçok ad eklenebilir. Türkiye'deki sosyalist düşünce ve oluşumlarda Hüseyin 'Sosya/fef'Hilmi'den (7-1922) başlayarak ön- celikle Mustafa Suphi'nin (1883-1921), Şefik Hüsnü Değmer'in (1887-1959), Reşat Fuat Baraner'in (1900-1968), Nâzım Hikmet'in (20.11.1901 -3.6.1963), Hikmet Kıvılcımlı'nın ((1902-11.10.1971), Mehmet Ali Aybar'ın (5.10.1908-10.7.1995), Behice Boran'ın (1.5.1910-7.10.1987), Sadun Aren'in (1922-8.3.2008), Mihri Belli'nin (doğ.1916) katkılarını mutlaka anmak gerekir. ••• Yukarıda adlarını saydığımız sosyalistlerin kuram- laştırdıkları ya da uygulamaya soktukları düşüncele- rinin temel kaynağı Marksizm'dir. Ne var ki birkaçının dışında aralarında önemli düşünsel farklılıklar bulun- masının ötesinde birçoğunun yaşamı birbirleriyle kı- yasıya çatışma içinde geçmiştir. Bu gerçeğe karşın sosyalistler, ömeğin, Lenin'in 'Sovyet Sosyalizmi', Ti- to'nun 'özyönetim Sosyalizmi', Mao'nun 'Milli De- mokratik Devrimi' deneyimlerinden, Troçki'nin 'Sürekli Devrim' tezlerinden, Berlinguer'in 'Avrupa Komüniz- mi' görüşlerinden çok şey öğrenmişlerdir. Aynı şekil- de siyasal/stratejik çizgileriyle birbirleriyle çatışan Türkiye sosyalistlerinin savundukları düşüncelerden de çıkaracağımız önemli dersler vardır. 1980'lerin sonunda çatırdamaya başlayan ve 1990'lann başında çöken Sovyetler Birliği ve Doğu Av- rupa sosyalizmleri kadar Çin Halk Cumhuriyeti'nde uy- gulanan sosyalizm de başlı başına bir ders konusu- dur. Bu dersler iyi çalışıldığı takdirde hiçbir sosyalist uygulamanın başka bir ülke için örnek oluşturama- yacağı görülmektedir. Burada vurgulanması gereken, 'çökenin' sosyaliz- min dünyanın belli bir bölgesindeki uygulaması ol- duğudur; 70 yıllık Sovyet deneyiminin başansızlığı sos- yalizmin kuram olarak çöktüğü anlamına gelmez. 70 yıl insan ömrü için uzun, insanlık içinse çok kısa bir süredir. * • • 1980'li yıllarla birlikte hızla yükselişe geçen ABD mer- kezli neo-liberal küresel kapitalizm, Sovyet ve Doğu Avrupa sosyalizmleri çöküp de önünde belirleyici bir engel kalmayınca dünyanın geniş bölgelerinde em- peryalist egemenliğini kurmuştur. Ne var ki diyalek- tik materyalist düşünce kuramını doğrularcasına em- peryalizm de kendi karşıtını yaratmış, ABD'nin arka bahçesi kabul edilen Güney Amerika'da birçok ülke 'so/'un farklı renkleriyle emperyalizmin karşısına di- kilmiştir. 12 ülkenin (Brezilya, Arjantin, Venezüella, Şili, Bo- livya, Kolombiya, Ekvador, Paraguay, Uruguay, Gua- yana, Surinam, Peru) katılımıyla geçen ay kurulan ve başkanlığına Şıli'nin sosyalist Cumhurbaşkanı Michelle Bachelet'nin getirildiği Güney Amerika Ulusları Bir- liği - UNASUR bu dikilişin ilk toplu adımlarından bi- ridir. ••• Bir duyuru: 3 Haziran Salı günü Nâzım Hikmet'in 45. ölüm yıldönümü. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi 2 ve 3 Haziran günleri çeşitli etkinlikler düzenliyor. 0216- 414 22 39'dan bilgi alabilir ya da merkezin web site- sine (www.nazimhikmetkulturmerkezi.org) girebilirsi- niz. örneğin, 3 Haziran günü saat 12.30'dan itibaren Tünel-Taksim arasında Nâzım Hikmet şiirleri dağıtı- lacak. Niçin siz de orada olmayasınız? www.denizkavukcuoglu.blogspot.com 6 7 8 9 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Yaprakları 1 sebze, çiçekleri o ilaç olarak kul- lanılan otsu bir ^ bitki. 2/ Paltoya 4 benzer bir tür 5 üstlük... Bacak- o ların, boydan boya yere değ- ' mesini sağlaya- 8 cak biçimde ay- g nlmasına daya- nan bale fıgürü. 3/ Yurdumuzun bir böl- gesi... Tıp dilinde idrar salgısının azalmasına verilen ad. 4/ Kuzu se- si... Müzikte üç ya da daha çok sesin bir ara- da tınlaması. 5/ Do- ğalgazm önemli bir bi- leşeni olan gaz... Za- rara uğrama tehlikesi. 6/ Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma... Bir cetvel türii. 7/ Kimi ağaçlardan elde edilen yumuşak bir reçine... Taşlık yer, çıplak dağ tepesi. 8/ Mando- lin, gitar gibi telli çalgılan çalmaya yarayan üçgen araç... Bilgisayarda, bir kurum ya da kişiye ait inter- net kurulumu. 9/ Civanperçemi bitkisinin, Uludağ'da yetişen beyaz çiçekli bir türü. YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1/ Mantık... Eskrimde kullanılan üç silahtan biri. 2/ ln- ce ve uzun ekmek... Eski dilde dudak. 3/ Kumaz, açık- göz... tki tarafi ağaçlıklı geniş kent yolu. 4/ Çin ve Ja- ponya'dan tüm dünyaya yayılmış bir strateji oyunu... Kapital, sermaye. 5/ Bir renk... Lityuın elementinin sim- gesi. 6/ Museviliğin simgesi olan yedi kollu şamda- na verilen ad... Asker. II Aynı ahır adına koşan yanş atlanna verilen ad... "Dağtavuğu" da denilen bir kuş. 8/ Çağn, tellal ile duyurma... Bir topluluk içinde bir kimsenin dunımu. 9/ Oylumlu... Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal. A R M U D T Y E • R E XS •M E R T M 1 •U R A L •T u s u L E N •O K D •R E S S A M m M A N S 1 z •A |Y_ E L •A Z M A N E R •O M •A K 1 •T| EJ • i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle