04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2008 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Erdoğan, kabul ettiği heyetteki baro başkanına ‘Yalan konuşuyorsun’ deyince gerginlik yaşandı AVRUPA GÜRAY ÖZ ‘Anadilde eğitim’ krizi Esenler’de arama ‘Demokrasinin’ Şaşkın Havarileri Hayat devam ediyor. Kimileri, bin yıllık öfkelerini kusabilmek için geceyarısı gözaltına alınmış gazetecinin, cımbızlanıp servis edilmiş telefon konuşmalarından medet umuyorlar. Onlar ne kadar demokrat olduklarını anlatabilmek için bin dereden su getirirken, biz onların “solcular demokrasiye dahil değildir, 141142 aman zinhar kalkmasın” diye debelendikleri yılları hatırlıyoruz. Onlar yüreği yurdu, halkı için yıpranmış İlhan Selçuk’un bunca yıl yazıp çizdiklerini bir yana bırakır, ülkeye şeriat getirmek, demokratik hakları tümden haklamak isteyenlerle mücadelesini bir kalemde çizerken, biz haklı ve onurlu bir gazeteciliği sürdürmeye devam ediyoruz. “Nasıl bir demokrasi” sorusuna cevap arıyoruz. Ülkede bilim yerine dinin egemenliğini isteyenlerin gittikçe güç kazandığını, o ölçüde de pervasızlaştıklarını görüyor, yazmayı sürdürüyoruz. Onlarla aramızdaki fark buradadır. Kendilerinde o pek yanlış, pek eskimiş bir liberal anlayışın cevherini bulanlar, büyüyen tehlikeyi demokrasinin bir kanıtı gibi görüyorlar. Kimileriyse o tehlikenin doğrudan parçasıdırlar. ??? Hayat devam ediyor. Özellikle kimi köşe yazarlarının yazdıklarını okuyunca, İlhan Selçuk’a duydukları kişisel öfkenin, derin kompleksin onlara egemen olduğunu görüyoruz. O nasıl bir komplekstir ki, yıllarca onunla birlikte olmuşlar, onun “demokrasi düşmanlığı”, “darbeciliği” batmamış, sonra günün birinde uyanıvermişlerdir. O günlerin, o “uyandıkları” günlerin tam da “köşe dönmenin” devletin başındakilerce kutsandığı, kapıların açıldığı günler olması da ne tesadüftür ama. ??? Hayat devam ediyor. Birisi de kalkmış “İlhan Selçuk’tan bir demokrasi kahramanı yarattınız” diye hayıflanıyor. O pek bilmiş haliyle Türkiye’nin her türlü sorununu bir çırpıda çözüveren eski solcu, “demokrasiyi” fena halde “içselleştirmiş”, ama ne soldan ne de demokrasiden bir şey anlamıştır. Daha doğrusu tüm bildiklerini unutuvermiştir. O ve arkadaşları 141142’nin kalkmış olmasıyla Marksizmin Türkiye’nin düşünsel hayatından çıkartılmış olması arasındaki bağlantıyı çözememişler ya da o kopukluğun işlerine yaradığını pek hızlı bir biçimde keşfetmişlerdir. Hangi demokrasiden bahsediyor bu arkadaşlar? Yoksulluğun “kader”, zenginliğin “beceri” olduğu demokrasiden mi? Sömürü diye bir şeyi, onun savundukları sistem içindeki vazgeçilmez yerini besbelli hiç duymamışlar! Bir durumu tahlil eder, sosyal güçleri sıralarken, siyasal aktörlere güç vehmederken, bildikleri her türlü bilgiyi, yalnız Marx’ı değil, aklı başında liberalleri de “zamanın ruhuna uygun değil” diye unutan, yalnızca günün dar kafalı bilgisiyle hareket eden bu arkadaşlara demokrat diyemeyeceğiz; her devrin adamı diyeceğiz. ??? Hayat devam ediyor. Ülkelerin hayatı da hiç durmaz akıp gider. Şeriat getirmek isteyenleri tehlike değil, demokrasinin kanıtı gibi görmek isteyenler, zamanı gelir yanıldıklarını anlarlar. Şeriat tehlikesinin mütemmim cüzü olanlardan söz etmiyorum. O derin kompleksle kıvranıp duran arkadaşlardan söz ediyorum. Artık yalan söylemeyi bırakın. Artık insanları kandırmaktan vazgeçin. Sizin övgüsünü yaptığınız şey demokrasi falan değil. Sizin anlamadığınız, size laikliği daraltmayı, şeriat savunuculuğunu demokrasiye dahil etmeyi kakalayanlar, aynı zamanda işçinin, köylünün canına okuyanlardır. Onlar aynı zamanda memleketin geleceğini emperyalistlerle pazarlık masasında yitirmeye hazır olanlardır. Sizin demokrasi anlayışınız düzenin sınırında takılıp kalıyor. Sizin demokrasi anlayışınızda gelir dağılımının hiçbir rolü yok. Sizin demokrasi anlayışınız Erdoğan’ın başbakanlığı, Gül’ün cumhurbaşkanlığıyla sınırlıdır. Bizim demokrasi anlayışımız şeriata, zorbalığa, her zaman sistemi kurtaran darbeciliğe karşıdır. Bizim demokrasimiz sizin hep gizlemek istediğiniz, sözünün edilmesinden hoşlanmadığınız yoksulların, işçinin, köylünün hakkını, hukukunu içerir. Sizinle tartışmak bizim demokrasimize dahil. Uzlaşmak asla, kesinlikle dahil değil. eposta: [email protected] Otogarda bombalı paket İstanbul Haber Servisi Bayrampaşa’daki Büyük İstanbul Otogarı’nda faaliyet gösteren bir otobüs şirketinin emanet bölümüne bırakılan pakette, 5 el bombası, 56 Kalaşnikof fişeği ve 3 fünye ele geçirildi. Yapılan bir ihbarı değerlendiren polis ekipleri, otogarda bir otobüs şirketinin emanet bölümünde inceleme yaptı. Emanete bırakılan bir pakette, seri numaraları kazınarak silinen 5 el bombası ile Kalaşnikof marka uzun namlulu tüfeğe ait 56 fişek ve 3 fünye bulundu. Polis ekipleri, paketi bırakan kişi ya da kişilerin yakalanmaları için çalışma başlattı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, “Bir paket içinde el bombaları ve mermiler çıktı. O konuda çalışmalarımız devam ediyor. Daha sonra size bilgi vereceğiz’’ dedi. Cerrah, iki gün önce Fatih Cerrahpaşa Caddesi’nin kenarına bırakılan savunma tipi el bombası konusunda herhangi bir şüphelinin gözaltına alınıp alınmadığına ilişkin olarak da “Arkadaşlarımız çalışıyorlar. Sonuç alınınca size bilgi vereceğiz” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’dan gelen heyeti kabulünde “ana dilde eğitim” gerilimi yaşandı. Erdoğan’ın anadilde eğitim hakkı isteyen Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’na “Yalan konuşuyorsun, sen dürüst değilsin” demesi üzerine Tanrıkulu, görüşmeyi terketti. Erdoğan dün Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve Diyarbakır İşadamları Derneği’nin de aralarında bulunduğu 17 sivil toplum kuruluşunu kabul etti. Diyarbakır Barosu Başkanı Tanrıkulu, bölgedeki sorunun yalnızca ekonomik değil siyasal yönünün de bulunduğunu savundu. Bu sırada Erdoğan Tanrıkulu’dan örnek vermesini istedi. Tanrıkulu da ana dilde eğitim ve kamusal alanda ana dilde hizmet alma hakkının Türki ? Diyarbakır heyetini kabul eden Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu arasında tartışma yaşandı. Erdoğan, Tanrıkulu’nun ana dilde eğitim alma isteğini dile getirmesine sert tepki gösterdi. Tanrıkulu, görüşmeyi terk etti. ye’de bulunmadığını söyledi. Bunun üzerine ortam bir anda gerildi. Tanrıkulu’nun bu sözleri üzerine Başbakan Erdoğan, “Ana dilde eğitim sadece azınlıklar içindir. Onlara da kurs açılır” dedi. Erdoğan’ın bu örneği vermesi üzerine Tanrıkulu, oradaki Türklerle Türkiye’de yaşayan Kürtlerin karıştırılmaması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Tanrıkulu’nun bu sözlerine sert yanıt verdi ve “Yalan konuşuyorsun, sen dürüst değilsin” dedi. Tanrıkulu da “Ben dürüstlüğümü kimseye ispatlayacak değilim. Bana hakaret edemezsin” diyerek toplantıyı terk etti. Tanrıkulu’nun toplantıyı terk etmesi görüşmedeki gerilimin doruk noktasına çıkmasına neden oldu. Görüşme Tanrıkulu’nun ayrılmasının ardından yaklaşık 20 dakika sonra sona erdi. Heyette yer alan Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Tanrıkulu’nun koluna girerek bir süre konuştu. Baykal’la da görüştüler Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya başkanlığındaki heyet, daha sonra CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüştü. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ka ya, MHP dışında tüm siyasi partilerin kendilerine randevu verdiğini, hazırladıkları raporu Baykal’a da sunduklarını ve görüşmenin “son derece olumlu’’ geçtiğini anlattı. Kaya, Baykal’ın “hem bilgili hem de duyarlı” olduğunu anlattı. Tanrıkulu ise Erdoğan’la yaşanan tartışmaya ilişkin sorusu üzerine, Erdoğan’ın “üslubunu doğru bulmadığını” belirterek “AKP üyesi değilim, kendisinin memuru da değilim. Görüşlerimi özgürce ve bağımsızca söylerim, ama bunun karşılığı bu olmamalı diye düşünüyorum” dedi. Sivil toplum örgütleri tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan raporda, üniversitelerde Kürt Dili, tarihi ve edebiyatıyla ilgili bölüm ve enstitü açılması, kamu kurum ve kuruluşlarında ana dilde eğitim hakkının verilmesi gibi talepler yer aldı. BESTLERDERELER PKK’li Uysal öldürüldü TUNCELİ (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin dağ kadrosunda yer alan ve örgüt propagandası için filmler çeken Halil İbrahim Uysal, Şırnak’ın BestlerDereler bölgesinde çıkan çatışmada 4 PKK’liyle birlikte öldürüldü. 1973 Almanya doğumlu olan ve 1995 yılından bu yana örgüt içinde yer alan “Halil Dağ” kod adlı Halil İbrahim Uysal, örgütün Kuzey Irak’taki kamplarında kültürel etkinliklerden sorumluydu. PKK’lilerin günlük yaşamlarını görüntüleyen Uysal, arşiv için dağdaki militanların fotoğraflarını da çekiyordu. Örgütün Kuzey Irak’ta çektiği birçok filmin yönetmenliğini de yapan Uysal, Roj TV’de yayımlanan birçok belgeseli de çekti. Uysal’ın çektiği ve dağdaki teröristlerin de yer aldığı “Beritan” adlı film Avrupa’da birçok ülkede gösterildi. Son olarak “Ağrı Dağı’na Yürüyenler” adlı bir film çekmek için hazırlıklara başlayan Uysal, Kuzey Irak’taki çekimleri tamamladıktan sonra Türkiye’ye geçti. Ağrı’ya gitmeyi planlayan Uysal, Şırnak’ta BestlerDereler bölgesinde çıkan çatışmada öldürüldü. Uysal’la birlikte öldürülenler arasında 1983 Diyarbakır Lice doğumlu İrfan Akış (Masiro Gortun), 1978 Bitlis doğumlu Evin Bingül (Ararat Adar) ve 1978 Beytüşşebap doğumlu Beyan Alim (Doza Welat) adlı PKK’liler de yer aldı. Kürtçe şarkı Üç cocuğa hapis istemi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin değişik eyaletlerinde verdikleri konserlerde Kürtçe şarkı söyleyen Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu bünyesindeki 15 çocuktan 3’ü için toplam 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Koma Denge Zaroken Amede (Diyarbakır Çocuklarının Sesi) adlı koro, ABD’de düzenlenen Dünya Müzik Festivali’nde 8 dilde şarkılarını seslendirmişlerdi. Koronun Ey Raqip (Ey Düşman) adlı marşı söylediği iddiası ise tartışma yaratmıştı. İçişleri Bakanlığı’ndan konuyla ilgili olarak Diyarbakır Valiliği’ne gönderilen yazıda, çocuk korosunun ABD’de “Kürdistan” bayrakları altında şarkı söyleyip söylemediğinin araştırılması istenmişti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın sonucunda Gençlik Çalışma Grubu ve Çocuk Korosu üyesi 16 yaşındaki Ş. Y, 17 yaşındaki G. O. ve 16 yaşındaki V. M. hakkında TMY’nin 7/2 maddesi uyarınca, PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. “Sulukule Sulukuleliler içindir”, “Evlerimizi yıkmayın” yazılı balonları gökyüzüne bırakan yurttaşlar, dün sabah bir evin daha yıkıldığını belirttiler. (MELTEM YILMAZ) ‘Dünya Roman Günü’nde Romanların evlerini yıktılar İstanbul Haber Servisi Sulukule sakinleri, “8 Nisan Dünya Roman Günü’’ne hüzünlü girdiler. Evlerinin yıkılmasını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Sulukule sakinleri “Dünyanın her yerinde Roman yurttaşlar 8 Nisan Dünya Roman Günü’nü neşeyle kutlarken biz yıkımla baş etmek zorunda kalıyoruz. Evlerimiz başımıza yıkılıyor, mahallemiz hayalet bölge haline getiriliyor. Sulukule yenilenecekse Sulukuleliler için yenilenmelidir” dediler. CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da Sulukulelilere yaşatılanın dram olduğunu, Sulukule’de yapılan “Kentsel dönüşüm” değil, “Kentsel bölüşüm” olduğunu söyledi. Sulukule sakinleri adına dün Sulukule’de basın açıklaması yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi ve Roman Orkestrası mensubu Erkan Dalkıran hükümetin, evleri yıkılanlara barınma yolu göstermediğine dikkat çekerek “Bizler birer canlı müzeyiz. Yeni gelecek rantçılar bizim yerimizi doldurabilir mi? Artık duyun sesimizi”diye konuştu. “Sulukule Sulukuleliler içindir”, “Evlerimizi yıkmayın” yazılı balonları gökyüzüne bırakan yurttaşlardan bazıları, en son dün sabah 09.00 sularında bir evin daha yıkıldığını, kendilerinin de yakın zamanda evsiz kalacağına işaret ederek intihardan başka bir çarelerinin kalmadığını söyledi. CHP’li Soysal da Sulukulelilere yaşatılanın dram olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yetkililer buradaki çocukların geleceğinden bana ne diyemez. İnsanları evlerinden etme hakkını kimse kendinde göremez. Buradaki koşullar elbette yaşam için uygun değil, ancak şu an yapılan kentsel dönüşüm değil, kentsel bölüşümdür, çıkar, rant hesaplarıdır” diye konuştu. BURSA CUMOK ÇAĞRISI ULUSAL EGEMENLİK BULUŞMASI 12 NİSAN’DA ANKARA YİNE BİZİ ÇAĞIRIYOR. T.C. ALAÇATI BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN İLAN l. AlaçatıLiman Mevkii, 29LIII pafta, 6134 parselde kayıtlı, 371/18259 arsa paylı, Zemin+l.kat Dubleks Mesken (C Blok 12 nolu B.B) 2886 sayılı yasanın 45. maddesi gereğince açık arttırma sureti ile satışı yapılacaktır. 2. Söz konusu konutun muhammen bedeli 460.320,00 YTL olup, geçici teminatı 13.809,60 YTL ’dir. 3. İhale 05.05.2008 tarihinde, pazartesi günü, saat 14.15’te Alaçatı Belediye Meclis Salonunda, Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır. 4. İhale Şartnamesi, Belediye Fen İşleri Müdürlüğünde görülebilir. Ve aynı adresten 250.00 YTL karşılığında temin edilebilir. İhaleye katılmak için şartnamenin satın alınması zorunludur. 5. İhaIeye katılmak isteyenlerin, ihale gün ve saatına kadar; Kimlik, Sabıka Kaydı, Geçici teminata ait alındı makbuzu veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre düzenlenmiş bankaların verecekleri süresiz teminat mektubu, İkametgâh Belgesi, İhale Şartnamesinin satın alındığına dair makbuz, Tüzelkişi olması halinde tüzelkişiliğin idare merkezinin bulunduğu yer mahkemesinden veya siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odası’ndan veya benzeri bir makamdan 2008 yılı içinde alınmış tüzelkişiliğin siciline kayıtlı olduğunu gösterir belge, Ortak girişim olması halinde girişim beyannamesi ve ortaklarca imzalı ortaklık sözleşmesi, İstekli adına vekaleten katılınıyor ise vekaletname, Noter tasdikli imza sirküleri ile birlikte ihale saatine kadar Komisyon Başkanlığı’na müracaat etmeleri gerekmektedir. İLANEN DUYURULUR. (Basın: 19160) ANMA Dr. Haldun Direskeneli 19552004 Dünya iyisi, bilim adamı (NASA) canımız evladımız. Seni ABD’de kaybettiğimizin 4. yılında yine sensiz ve her an seninle, her gün artan özleminle yaşıyoruz. Bıraktığın yavruların Alper ve Murat, seni örnek alarak istediğini gibi yetişiyorlar. Rahat ve huzurlu uyu, ışıklar içinde yat. BURSA’DAN GİDİŞLER İÇİN BAŞVURU ADD BURSA: 223 83 68 EĞİTİMİŞ: 220 52 80 HAREKET: 12 NİSAN 2008 SAAT 01.00 ŞEHREKÜSTÜ MEYDANI BURSA CUMOK ADD BURSA ŞUBESİ EĞİTİMİŞ BURSA ŞUBESİ Ailen ve tüm sevenlerin ANTALYA l. SULH HUKUK MAHKEMESİ İLAN Sayı: 2006/322 Davacı Salih Kocagöncü vekili tarafından, davalılar F.Birsen Uzdil vs. aleyhine açılan İZALEYİ ŞÜYU davasında: Dava konusu Antalya Kızıltoprak Mah., 5916 ada, 5 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın hissedarları arasında taksimi mümkün olmadığından, satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmesi istenilmiş olmakla, taşınmazın hissedar maliklerinden Halil oğlu Mahmut Coşkun’un adresine tebligat yapılamadığından, mahkemece ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, adı geçen Halil oğlu Mahmut Coşkun’un duruşmanın bırakıldığı 1.5.2008 günü, saat: 9.10’da mahkememizde hazır bulunması ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yargılamanın yokluğunda yürütüleceği hususunda, dava dilekçesi özeti ilanen tebliğ olunur. 5.3.2008 (Basın: 19292) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle