19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2008 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B Y B B PB PB PB PB B 18 20 21 19 20 20 20 16 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y B B B Y PB 17 17 15 15 18 17 18 16 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB B B Y 25 23 27 26 23 25 17 18 16 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Trakya, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Sinop ve Kahramanmaraş çevreleri kısa süreli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı Doğu Anadolu’nun doğusunda 13 derece azalırken diğer bölgelerimizde 24 derece artacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Y 17 Helsinki PB 10 Stockholm PB 18 Londra Y 12 Amsterdam Y 16 Brüksel Y 14 Paris Y 15 Bonn Y 17 Münih Y 22 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB PB PB B PB PB Y 19 19 20 19 19 18 18 20 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB PB A PB PB Y PB A 20 31 6 34 26 26 27 24 23 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bugüne kadar izlenen yol yöntem yanlış. Kışkırtmaların üstünü örtmek, kışkırtmaları siyasal bir arayış olarak görmemek… kaynağına inerek gereken çareleri veya çözüm yollarını aramamak… sonuçta toplumsal barışa değil, ayrımcılığa, bölücülüğe zemin hazırlıyor... Siyasal gerilimlere, bölücülüğe prim verilmesinin yanı sıra toplum her gün şehit haberleri ile uyanıyor. Bu ortam doğal olarak kamplaşmaların su üstüne çıkmasına ve eyleme dönüşmesine olanak sağlıyor. ??? Adapazarı’nda Demokratik Toplum (Kürt) Partisi’nin bir düğün salonunda “Barış ve Kardeşlik Gecesi” adı altında düzenlediği toplantı yaklaşık bin kişi tarafından basılmak istendi. Olaya sakin bir mantıkla bakmak, düğün salonunu basmak isteyen topluluğun hangi nedenlerle hareket ettiğinin üzerinde durmak gerekiyor. Haberlere göre (1) Şehit düşen komando Çavuş Tuncay Özdemir’in Adapazarı’na 17 km. uzaktaki köyünden az sayıda insan otobüslere binerek kent merkezine geliyor. Adapazarı’nda katılanlarla kalabalık, düğün salonu önünde bin kişiye ulaşıyor... (2) Dışarıda DTP’ye tepki sloganları atılırken düğün salonunda teröristler için saygı duruşu yapılıyor. Evet, olaylar istenmeyen, onaylanması olanaksız olaylar. Evet, DTP’lilerin toplandığı salonu basmak yanlış. Evet, ama barış ve kardeşlik gecesi adı altında bölücü tavırlar takınmak, Adapazarı şehit evlatları için ağlarken, teröristler için saygı duruşunda bulunmak doğru mu? ??? Teröristlere saygı; DTP’li parlamenterlerin, Diyarbakır’daki Kürt kökenli yöneticilerin belli başlı marifetleri. Partinin önde gidenleri kardeşlikten ve barıştan söz ediyor, bir yandan da teröristleri gerilla diye selamlıyorlar. Bu ayrılıkçı tutum, merkezden illere yayılıyor. Hatta kimilerinin eşlerinin dağda PKK adına silah kuşandıklarını, kimilerinin örgütle doğrudan ilişki içinde olduklarını bilmeyen, duymayan kaldı mı? Bölücülük hareketleri zamana yayıldı ve DTP adı altında parlamentoya giren Kürt kökenli siyasetçilerin siyasal amaçlarını resmen açıklamaları toplumdaki ayrışmayı ve gerginliği arttırdı. Adapazarı olayları ne ilktir ne de son. Ayrılıkçı siyasal söylemler topluma iniyor. Bir anıdan söz etmenin günü geldi. Bugün olduğu gibi bölücülüğün henüz kesin hatlarıyla ortaya çıkmadığı, toplumda TürkKürt ayrımının görülmediği günlerdi. 1990’larda henüz ayrışmanın, bölücülüğün bugünkü kadar söz konusu edilip tartışılmadığı bir gün, terör örgütü ve TürkKürt sorunuyla ilgili görüşlerini dinlediğim Cumhurbaşkanı Demirel şöyle dedi: “...Bugün Türklerle Kürtler yan yana barış içinde yaşıyorlar. Korkarım bir gün bu sihir bozulacak. Korkum şu: Türkler ve Kürtler karşı karşıya gelecekler, savaşacaklar. Bu, bir iç savaştır. Ülkeyi felakete götürür…” Varılması istenen amaç bu mu? Fiyatı yüzde 300 artan gübrede 18.5 milyon dolarlık ithalat yaptığı ortaya çıktı DENETLEME YAPILMIYOR Oğul Unakıtan gübre kralı İLHAN TAŞCI ANKARA Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan’ın, mısırdan sonra, fiyatı yüzde 300 artan gübrede de ithalat devi olduğu ortaya çıktı. Oğul Unakıtan’ın şirketi AB Gıda AŞ, son 4 yılda 18.5 milyon dolarlık gübre hammaddesi ithal ederek 2007 yılında Türkiye’nin en fazla ithalat yapan üç büyük şirketi arasına girdi. Pankobirlik ve ziraatçılar tarafından gübre ithalatında tekelleştiği ileri sürülen bakan oğlunun, Maliye Bakanı’nın oğlu Abdullah Unakıtan olduğu kesinleşti. Cumhuriyet, Unakıtan’ın oğlunun tekel olduğu iddialarına dayanak olan fosforik asit ithalatının resmi belgelerine ulaştı. Kayıtlara göre, Abdullah Unakıtan’ın sahibi olduğu AB Gıda Sana yi ve Ticaret Anonim Şirketi, 2003 ile 2007 yılları arasında toplam 21 milyon 736 bin 184 dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Bunlar arasında “fosforik asit, kalsiyum hidrojen ortofosfat, kalsiyum fosfatların” oranları dikkat çekiciydi. Gübre üretiminin ana hammadesi olan asitlerden AB Gıda AŞ, son 4 yılda, 18 milyon 516 bin 928 dolarlık ithalat yaptı. Fosforik asitler ağırlıklı olarak Lübnan ve Tunus’tan getirildi. Unakıtanların 4 yıllık ithalat işlemlerinde, gübre hammadesi ve türevleri, toplam ithalatlarının yüzde 85’lik bölümünü oluşturdu. AB Gıda AŞ, 2007 yılında Çin ve Tunus’tan yaptığı fosforik asit ithalatıyla ise Türkiye’nin gübre devlerinin hemen ardından yer aldı. Gübre Fabrikaları AŞ, 21.5 milyon dolarlık, Ege Gübre Sanayi AŞ 14 mil yon dolarlık fosforik asit ithalatı gerçekleştirirken Maliye Bakanı’nın oğlunun şirketi en çok ithalat gerçekleştiren üçüncü şirket oldu. AB Gıda bu dönemde Tunus’tan 3.1 milyon, Çin Halk Cumhuriyeti’nden ise 121 bin 293 dolarlık fosforik asit ithalatı yaptı. 2.5 milyon YTL’lik teşvik AB Gıda AŞ’nin ithal ettiği ürünler arasında en dikkat çekeni ise “idrar torbası”ydı. Şirket, bu ithalatını 2006 yılında gerçekleştirdi. İsveç’ten yapılan idrar torbası ithalatının bedeli resmi kayıtlara 87 bin 589 dolar olarak yansıdı. Unakıtanların şirketinin ithalat kalemlerinden bazıları ise şöyle: “Cin mısırı, mekaniksel hamurdan diğer basılı yayınlar, civciv çıkarma makine aksamları, baklagil temizleme makinesi, içecek arıtma cihazları, şişeler için kapak ve kapsüller, vulkanize kauçuktan diğer contalar, oluksuz kâğıt, yakıt brülörleri, balık unu, menteşe, santrifüjler, örgü, dikiş, trikotaj makine aksamları, tıpalar ve diğer kapama malzemeleri, alev borulu buhar kazanları.” AB Gıda AŞ 2005 yılında fosforik asit üretmek için devletten 2.5 milyon YTL ’lik teşvik almıştı. Şirkete, yüzde 100’lük gümrük vergi muafiyeti de sağlanmıştı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 4 bin tonluk mısır ithalatını vergi oranının düştüğü dönemde 4 günlük farkla gerçekleştiren oğlunu, “Çiftliklerindeki tavuklarına yedirmek üzere, yemlik olarak tamamen kendi ihtiyaçları için ithal etmiştir” sözleriyle savunmuştu. ‘Yolsuzluk yalnızca İETT’de değil’iddiası DENİZ TATARER Yargıtay Onursal Başsavcısı Savaş, Erdoğan’ın dosyasının hazırlandığını söyledi ‘Yüce Divan yolu göründü’ GÜRSU KUNT HEM ÖĞRENCİ HEM İŞÇİLER ANTALYA Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın 25 Nisan’daki konuşmasında, “Hâkimler mutlaka tarafsız olmalı, laiklik ilkesi toplumun koruması altındadır, yeni bir anayasa için toplumsal mutabakat gerekir ve Anayasa Mahkemesi’ne Meclis tarafından üye seçilmesi mümkündür” yönündeki cümlelerine sert tepki gösterdi. Kanadoğlu, hâkimlerin laiklikten yana olmak zorunda olacağını vurgularken, Kılıç’ın samimiyetinden şüphe ettiğini söyledi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Yüce Divan’a götürecek dosyanın hazırlandığını savundu. Akdeniz Üniversitesi’nce düzenlenen “Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler” başlıklı açık oturuma katılan Kanadoğlu, Kılıç’ın konuşmasının basında “Herkese mesaj verdi” şeklinde yansıtıldığına dikkat çekti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İETT’de İçişleri Bakanlığı müfettişlerince ortaya çıkarılan 100 milyon Avro’luk vurgun dosyası, dikkatleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin diğer şirketlerine çevirdi. Aralarında kamu hizmeti veren İGDAŞ ve İDO’nun da bulunduğu 22 şirket denetlenemiyor. İBB’nin şirketlerin denetlenmesi konusunda yasalara aykırı tutum geliştirdiğini kaydeden yetkililer, şirketlerin incelenmesi halinde İETT’deki yolsuzluklara benzer durumlarla karşılaşılacağını ileri sürdüler. İETT’nin Vekil Genel Müdürü Mehmet Öztürk ise İETT’de ortaya çıkarılan 100 milyon Avro’luk usulsüzlük soruşturmasını doğruladı. İBB Meclis Denetim Komisyonu’nun CHP’li üyesi Cemal Yeğin, 2006 ve 2007 yıllarındaki İBB Meclis Denetim Komisyonu Raporu’na muhalefet şerhi koyduğunu belirterek muhalefet nedeninin şirketlerin denetlenememesi olduğuna dikkat çekti. Belediye meclisi devre dışı Yeğin, şirketlerin denetlenmesi talebinin komisyonun AKP’li üyeleri tarafından reddedildiğine de dikkat çekerek İBB’nin şirketleri yoluyla bürokrasiden ve kamu denetiminden kurtulmayı amaçladığını söyledi. Yeğin, “İBB’nin şirketlerinden sadece İSKİ ve İETT kısmen denetlenebiliyor. Bunun dışında kamu hizmeti veren İGDAŞ ve İDO’nun da aralarında bulunduğu 22 şirketin faaliyetleri denetlenemiyor. Bu şirketlerin sermayelerinin yüzde 99’u İBB’ye aittir. Yönetim kurulu başkanı olarak da İBB Başkanı Kadir Topbaş görülmektedir. Bu şirketlerin her türlü faaliyeti İBB Meclisi’nin onayına bağlı olmasına karşın şirketler bizler tarafından denetlenemiyor. Kısmen denetlenebilen İETT’de bile bu denli yolsuzluk yapılıyorsa denetlenemeyen şirketlerde kim bilir ne kadar yolsuzluk var” diye konuştu. İBB’ye bağlı şirketlerin, belediyenin ihalelerine katılmasının yasal olmadığını da belirten Yeğin, şunları söyledi: “Sayıştay’ın 2001’de yayımladığı karara göre, belediyelere bağlı şirketlerin belediyelerin açtıkları ihalelere katılamayacakları net bir şekilde belirtilmiştir. Buna rağmen İBB’nin 2007’de yaptığı ihalelerin yüzde 21’i bu şirketlere verildi. Bu oran, geçmiş yıllarda yüzde 50’lere ulaşmıştı. Belediye başkanı ve yetkili personel hem ihaleyi veren hem de ihaleyi alan kurum durumundadır.” Zorunlu göç mağduru çocuklar Haber Merkezi Çalıştıkları ürüne göre bir göç rotası çizen mevsimlik işçiler çocuklarıyla beraber her yıl kilometrelerce yol kat ediyor. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte çocuklarıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgesi’ne soğan, pamuk, çay ve fındık toplamaya giden ailelerin çocukları da aylarca evlerinden uzakta ve zor yaşam şartlarında çalışıyor. Ortalama 6 ay süren mevsimlik göç, en çok okullarından ayrılmak zorunda kalan çocukları etkiliyor. Yaşanan göçle birlikte eğitimlerinden de mahrum kalan çocuklar karne sevinci de yaşayamıyor. Bölgede mevsimlik tarım işçiliği nedeniyle eğitime ara veren ilköğretim öğrencilerine yönelik araştırma yaptıklarını bildiren EğitimSen Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Karahan, Diyarbakır’da 33 okulda 2 bin 955, Batman’da 17 okulda 2 bin 111, Adana’da 7 okulda 1200, Adıyaman’da 7 okulda 6 bin 584, Şanlıurfa’da 31 okulda 10 bin 5, Gaziantep’te 37 okulda 2 bin 30 öğrencinin mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştığını tespit ettiklerini söylüyor. Bölgedeki bazı kaymakamlar çocukların zorunlu göç mağduru olmalarını önlemek için projeler hazırlıyorlar. ‘Laiklik, Yüksek Yargı’nın koruması altındadır’ Kılıç’ın hâkimlerin tarafsız olması yönündeki açıklamasıyla ilgili olarak Kanadoğlu, “Sayın Başkan’ın söylediği tarafsızlık, düşünceler, davalar, idealler ortaya çıktığında hâkimin tarafsız kalması düşüncesidir. Hâkimler, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tarafındadır” dedi. Kılıç’ın “Laiklik ilkesi toplumun koruması altındadır” sözünü de eleştiren Kanadoğlu, “Bu ilke her şeyden önce anayasanın, yasaların koruması altındadır. Sayın Başkan farkında olmayabilir, ama laiklik, Anayasa Mahkemesi’nin koruması altındadır” diye konuştu. Açık oturuma katılan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ise Avrupa’nın Türkiye’ye bir şeyleri kabul ettirme girişimlerinin hemen ardından, Türkiye’de “demokrasi icabı” sözlerinin duyulduğunu söyledi. Savaş, AKP’lilerin, ilk üç madde değiştirilmeden yapılacak anayasa değişikliğini mahkemenin sadece şeklen denetleyeceği yönünde açıklamaları olduğunu anımsattı. Vural Savaş, “Anayasa Mahkemesi’nin içeriğine bakmayacağı görüşünü vurguluyorlar. Bu görüş kabul edildiğinde, ‘İlkokuldan üniversite sonuna kadar türbansız eğitim yapılamaz’ diye bir teklif getirilir ve yeterli çoğunluk evet derse Anayasa Mahkemesi bunu denetleyemeyecek. Bu yol açıldığında, ilk üç maddeye dokunmadan, isterseniz Türkiye’yi paramparça edip şeriat devletine dönüştürecek hükümleri koyarsınız” diye konuştu. Konuşmasında AKP hükümetine yüklenen Savaş, “Hitler de seçimle iktidara gelmişti” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Yüce Divan’a götürecek dosyanın hazırlandığını savunan Savaş, konuşmasında “Başbakan’ın Yüce Divan dosyası oluşuyor. atvSabah Grubu’nun Çalık’a satışı da bu dosyada yer alıyor” iddialarına yer verdi. Kübalı grup Türkiye’de Kübalı çocuk tiyatrosu grubu “La Colmenita” (Küçük Arı Kovanı),Ankara ve İstanbul’da oyunlarını sergilemek üzere, Devlet Tiyatroları’nın konuğu olarak Türkiye’ye geldi. 15 çocuk ve 7 yetişkin sanatçıdan oluşan ekip, önce Ankara’da Devlet Tiyatrosu 4. Uluslararası Küçük Hanımlar Küçük Beyler Çocuk Tiyatrosu Festivali’ne katılıyor. La Colmenita festival kapsamında dün Ankara Küçük Tiyatro’da “Beatles Yorumuyla Kül Kedisi” oyununu sergiledi. Bugün de saat 11.00’de ve 14.00’te Şinasi Sahnesi’nde “Andersen’den Masallar” adlı oyunları sergileyecek. Küba Çocuk Tiyatrosu Topluluğu La Colmenita İstanbul’da ise 3 Mayıs Cumartesi günü Beyoğlu’ndaki Ses Tiyatrosu’nda, 4 Mayıs Pazar günü ise Kadıköy Altıyol’daki Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sahne alacak. UNICEF’in “İyi Niyet Elçileri” unvanına sahip olan grup, Türkiye’de ilk kez geçen aralık ayında yayımlanan La Colmenita isimli kitap ile Türk okurlarıyla tanışmıştı. Gösterimlerle ilgili Jose Marti Küba Dostluk Derneği’nden bilgi alınabilir. Tel: (212) 244 35 09 ‘Büyük kambur’ ‘AB’ye imdat çağrısı’ TCY’nin 301. maddesinin değişiklik önerisinin görüşmeleri sırasında muhalefet partileri iktidara sert eleştiriler yöneltti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesinde değişiklik öngören yasa önerisi görüşüldü. Muhalefet sözcüleri, önerinin AB’nin gözünü boyamaktan başka bir işlevinin olmadığını, AB’nin yeni faturalarla Türkiye’nin karşısına çıkacağını vurguladılar. MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, AKP’nin kapatma davasına karşı yabancılardan beklenen imdadın 301. madde ile geldiğini söyledi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, hükümetin iç ve dış çevrelere bu maddeyi değiştireceğini deklare ettiğini, nabza göre şerbet verdiğini belirterek “Öneri, AB’nin siyasi iktidara siparişidir. Göz boyamaktan başka işlevi yok. Rasyonel hiçbir yenilik içermemekte. 301. madde çok perdeli bir oyun ve devam edecektir” dedi. yılından sonra çıkarılan yasalarla herkesin Türkleştirilmesi yolunun tercih edildiğini, Kürtlerin yok sayıldığını ileri sürdü ve 301. maddenin kaldırılması gerektiğini söyledi. MHP’li Faruk Bal ise öneriyle Türklük ile Cumhuriyet rejimini aşağılama suçlarının cezasız kılındığını ve bu isteğin AB ve ABD’den geldiğini savundu. Bal, “AKP, kapatma davasına karşı çözümü milli, meşru, makul bir şekilde Türkiye’de araması gerekirken yabancılardan imdat beklemiştir. Beklenen imdat gelmiştir, ancak faturası ağır olur” dedi. 1. KOŞU: F: Taşkınalp (5), P: Alçıkmaz (6), PP: Özilter (4), S: Kutnu (7). 2. KOŞU: F: Süvari (7), P: Şahnigar (13), PP: Gözdesoy (6), S: Erdemay (2). 3. KOŞU: F: Island Storm (5), P: No Limite (2), PP: Kızıl Sonya (6), S: Majestic Girl (9). 4. KOŞU: F: Ronaüldinho (4), P: Bellegarde (6), PP: HaALTILI GANYAN dise (5), S: Mia Woman (2). 5. KOŞU: F: Özgünkan (5), 7 5 4 5 6 3 P: Ayverdi (2), PP: Battal (4), 13 2 2 8 S: Beybora (3). 6. KOŞU: F: 6 4 9 Buteur (6), P: Borayel (8), PP: 6 İndian Canyon (9), S: Monza 2/1 9 7 (7). 7. KOŞU: F: Endiries (3), 5/4 13 P: Paloma (5), PP: Wind Girl 3/9 12/1 (8), S: Karatehlike (1). ‘Faturası ağır olur’ DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan da Cumhuriyetin ilk yıllarında öngörülen ulus modelinin Türk’üyle Kürt’üyle herkesin kendi varlığını korumasını öngördüğünü kaydederek 1926 C MY B C MY B İBB Meclisi ANAP Grup Başkanı Hasan Akgün de şirketlerin İBB Meclisi’nin denetimine açılması konusunda İBB Meclis Başkanlığı’na iki kez önerge verdiklerini anımsatarak önergelerine yanıt alamadıklarını söyledi. Akgün, “ Yasaya göre, belediyelerin tüm harcamaları Meclis Denetim Komisyonu’nun denetimine açık olmalıdır. Bu denetimsizlik son derece yanlıştır. Bu, belediyecilik üzerinde büyük bir kamburdur” dedi. İETT’nin genel müdürü Mehmet Öztürk, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nda kendileri hakkında “ihalesiz reklam alanı tahsis etmek”, “metrobüs alımında usulsüzlük”, “TopkapıSultançiftliği metro hattında ihalesiz iş teslimi” ve “50 Phileas marka otobüsün alımında usulsüzlük” gerekçeleriyle 4 ayrı konuda soruşturma yürütüldüğünü söyledi. Soruşturmanın, müfettişlerin rutin incelemelerinde ortaya çıktığını da kaydeden Öztürk, kendisinin ve İETT yöneticilerinin savcılığa ifade verdiklerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle