23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 NİSAN 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Koç, 2.5 milyar dolarlık şirket satışına karşılık 6.6 milyar dolarlık yeni şirket satın aldıklarını açıkladı Sattığımızın 3 katını aldık ‘Gümrük Birliği’nden çırak çıktık’ Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, “Gümrük Birliği gündeme geldiğinde, Türkiye’nin bir şeyler almadan evet dememesini istedik. ‘Koç, gümrüklerin arkasına sığınıyor’ diye eleştiriler geldi. Ama bugün bakıyoruz, kayıplarımız oldu. Çırak çıktık” dedi. Koç, Nakkaştepe’deki holding merkezinde bir sohbet toplantısında yöneltilen bir soru üzerine, Gümrük Birliği ile ilgili bir değerlendirmede bulundu. Koç, “Gümrük Birliği’ndeyiz ama hiçbir söz hakkımız yok. Hiçbir şey almadan apar topar girdik. Vaktinde söylediğimiz zaman ‘Koç, gümrük duvarlarının arkasına sığınıyor’ diye eleştiriler geldi. Gümrük Birliği’ne girip üye olmayan tek ülke Türkiye. İşlerine gelince Avrupalı oluyoruz, işlerine gelmeyince değiliz... Gümrük Birliği’nde çırak çıktık” dedi. Buna karşılık Koç, bu süreçte Türkiye ekonomisinin önemli kazanımları olduğunun da altını çizdi. Küreselleşme Üzerine Dört Yeni Kitap “Neoliberalmuhafazakâr küreselleşme ideolojisinin sonuna mı geldik” sorularının sorulmakta olduğu şu günlerde masama “küreselleşme ve yeniemperyalizm” konularını işleyen dört kitap ulaştı. Birbirini tamamlayan; birbirinden çarpıcı ve günümüz kapitalizmini etraflıca inceleyen dört kitap. Kitapların dördü de Yordam Kitabevi tarafından yayımlanmış. Kısaca künyelerini aşağıda sunmak istiyorum: • Neoliberalizm: Muhalif Bir Seçki, derleyenler Alfredo Saad Filho ve Deborah Johnston, çevirenler Şeyda Başlı ve Tuncel Öncel, 431 sf. • Küreselleşmenin Krizi, derleyenler Alan Freeman ve Boris Karglitsky, çevirenler İbrahim Yıldız ve Bahar Kara, 344 sf. • Yeni Yüzyılın Eşiğinde, Eric Hobsbawm, çeviren İbrahim Yıldız, 190 sf. • Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi, Orhan Kurmuş, 302 sf. Bu dörtlünün ortak özelliği “küreselleşme” olgusunu kaçınılmaz bir modernleşme projesi olarak değil, kapitalizmin bizzat kendisi olarak algılamalarıdır. Günümüzde “küreselleşme” sözcüğü ile ifade edilen olgu, aslında doğrudan doğruya sermayenin küreselleşmesini anlatmaktadır. Küresel finans sermayesi ve çokuluslu şirketlerin stratejik çıkarlarını betimleyen bu deyim, bir dizi sözcük oyunlarının da yardımıyla (“tarihin sonu”; “küresel kasabanın uygar vatandaşı”; “yönetişimci, etkin devlet”; “yerelleşme ve katılımcı demokrasi” vb. vb...) neoliberal hâkim ideolojiyi kaçınılmaz ve karşı konulamaz bir gerçeklik olarak sunmaktadır. Oysa Londra Üniversitesi iktisat profesörü Ben Fine’ın tanıtım yazısında da vurgulandığı üzere, neoliberal küreselleşme çağdaş kapitalizmin geçici bir aşamasından ibaret değildir. Neoliberalizm, kapitalizmin doğal seyrinden bir sapma olmayıp aksine onun içselleştirilmiş bir yönüdür. ??? Bilindiği gibi kapitalizmin “emperyalizm” aşaması klasik analizini Lenin’de bulmaktadır. Lenin, 19. yüzyılın sonunda sömürge topraklarının paylaşımının sınırlarına ulaşmış olan kapitalist/emperyalist dünyanın artık kendini sürdüremez noktaya sürüklendiğini vurgulamakta idi. Bu noktada, eldeki sömürgelerden elde edilen iktisadi artık ile beslenen ve sürekli olarak daha çok sömürgeye ihtiyaç duyan sanayileşmiş kapitalist ekonomiler “can çekişmekte” ve emperyalist bir çatışmanın içine sürüklenmekte idiler. Kapitalizm, 19. yüzyılın sonunda yaşadığı sermaye birikimindeki tıkanıklığı, iki dünya savaşı ve sonrasındaki sosyal devletin genişlemeci politikaları ile aştı. Ancak söz konusu dönemeçte artık eski sömürgeler birer birer bağımsızlıklarını kazandılar ve emperyalist metropollere sömürgelerden aktarılan artığın aynı koşullarla sürdürülmesi imkânsızlaştı. “Yeni” emperyalizm olgusu işte bu dönemde, eski sömürgelerden elde edilen artıkların gelişmiş kapitalist ülkelere transferine olanak sağlayan yeni dönüşümlerin gerçekleştirilmesi sürecinde ortaya çıktı. Yeniemperyalizmin ayırt edici özelliği, 19. yüzyıldaki gibi üretici/sanayi sermayesine değil, finans sermayesinin hükümranlığına dayalı olmasıdır. Günümüzde finans sermayesi, sanayi sermayesinin önüne geçerek tüm dünyayı sürekli bir deflasyonist “istikrar” süreci içine hapsetmektedir. Genişleyici mali politikaların ve sosyal devletin yerini “faiz dışı fazlalar” elde etmekle yükümlü “sorumlu ve etkin” devlet almış, enflasyon hedeflemesinden başka herhangi bir ekonomik sorun ile ilgilenmesinin yasaklandığı “bağımsız” merkez bankaları da daraltıcı maliye politikaları ile bu deflasyonist sürecin başlıca uygulayıcıları haline dönüştürülmüştür. ??? Günümüzde emperyalist güçler kendi aralarındaki sömürge paylaşımına dayalı çatışmaları göreceli olarak çözmüş gözükmektedir. Bunun yerine, üçüncü dünyanın azgelişmiş ülkelerinin, dış ticaretlerinin serbestleştirilmeye zorlanması sonucunda birer ithalat ve ucuz işgücü deposu haline dönüştürülmesi; “özelleştirme” ve “doğrudan yabancı yatırım” fetişleri altında bu ülkelerin kamusal varlıklarına yok pahasına el konulması; ve “bağımsız üst kurullara dayalı denetim ve yönetişim” uygulamaları ile ulusötesi şirketlerin ve uluslararası finans sermayesinin doğrudan denetimi altına sokulmasına dayalı “yeni sömürgeleştirme” biçimleri geliştirilmiştir. Dolayısıyla, küreselleşmenin yeniemperyalizm aşamasında gelişmiş kapitalist metropoller, ulusötesi şirketler ve uluslararası finans kapital, bir kolektif güç olarak, üçüncü dünyanın azgelişmiş ekonomilerini tahakkümü altına alma savaşımı içinde gözükmektedir. Yazarlar tarafından “kolektif emperyalizm” diye tanımlanan bu sürecin yürütücülüğünü ise Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası üstlenmiş durumdadır. Günümüzde “modern” kapitalizmin ideolojisi neoliberalizm; yaygın popüler ifadesi ise “küreselleşme” söylemidir. Bu ideolojik saldırının ardındaki kavramların içeriğini tarihsel bir perspektiften bizlere tanıtan bu dört başucu kitabını bizlere kazandırdığı için Yordam Kitabevi çalışanlarına teşekkürü borç biliyorum. Yarın 1 Mayıs, emeğin bayramı. Tüm emekçilere barış ve aydınlık günlerin habercisi olması dileğiyle, 1 Mayıs kutlu olsun. ? 2007 yılını 40 milyar dolarlık ciro ve 2 milyar 295 milyon dolarlık net kârla kapatan Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, “Bu yıl dünya sıralamasında ilk 150 şirket arasına yerleşiriz” dedi. Ekonomi Servisi Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 2005’ten sonra Koç Holding olarak 2.5 milyar dolarlık şirket satışı, buna karşılık 6.6 milyar dolarlık da satın alma yaptıklarını belirterek “Sattığımızın üç katını aldık” dedi. Koç Holding Genel Kurulu arifesinde önceki gün holdingin CEO’su (üst yöneticisi) Bülent Bulgurlu ile birlikte İstanbulNakkaştepe’deki merkezlerinde bir grup gazetecinin katıldığı bir sohbet toplantısı düzenleyen Mustafa Koç, “Koç Holding, Fortune 500 sıralamasına giren ilk Türk KOÇ VE BULGURLU’DAN: 30 sektörde faaliyetimiz vardı. Rekabet acımasız. Her konuda iddialı olmak zor. En güçlü olduğumuz sektörlere odaklanmaya karar verdik. Otomotiv, dayanıklı tüketim, enerji ve finans. “Koç bazı işlerden çıkıyor” deniliyor. Hayır! Kaynaklarımızı bu dört sektöre odaklıyoruz. Ciromuzun yüzde 90’ı bunlardan. Diğerleri kendi kaynakları ile büyüyecek. İnşaattan, gıda perakendeciliğinden çıktık. Ramenka ve Migros’u sattık. Satış kararı verilirken ruhen zorlandık ama kalben doğru olduğuna inanıyorduk. Sigortacılıkta yüzde 43’lük Koç Allianz payımızı, yüzde 48 olan hayat ve emeklilikteki paylarımızı ortağa devrettik. Elde ettiğimiz kaynaklar finansal yapımızı güçlendirdi. 2007 başarılıydı. 40 milyar dolar ciro ile kapattık. Net faaliyet gelirlerimiz yüzde 20 artışla 3.5 milyar YTL’ye, net kârımız yüzde 309 artışla 2 milyar 295 milyon YTL’ye yükseldi. 2008’de yüzde 10 büyüyeceğiz. 80 milyar YTL kombine ciro olacak. Finansta büyümemiz devam ediyor. Yapı Kredi Bankası 2009’da 1000 şubeli bir banka olacak. Dayanıklı tüketimde global piyasalara 16 tesiste 16 marka ve 38 şirketle faaliyetteyiz. Beko 2010’da dünyada en tanınmış ilk 10 marka arasına girecek. Türkiye’de otomotiv üretiminin yüzde 46’sını gerçekleştiriyoruz. Tüpraş 630 milyon dolarlık yatırım yaptı. ‘Cesaretle ve süratle önlem alın’ oç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, “Dünya ekonomisinin yavaşlaması hiç şüphesiz bizi de etkileyecektir. Bu gelişmelerden en az hasarla kurtulabilmemiz için gerekli tedbirlerin cesaretle ve süratle alınması mecburiyeti vardır” değerlendirmesini yaptı. Migros’un Koç Holding bünyesindeki son genel kuruluna başkanlık eden Rahmi Koç’un mesajı Migros Genel Müdürü Levent Çakıroğlu tarafından okundu. Rahmi Koç, son dönemde dünya ekonomisindeki bozulmayı kaygıyla izlediklerini belirttiği mesajında şu görüşleri dile getirdi: “Ülke gündeminde ekonomik konular öncelik kazanmalı, AB ile müzakereler eski hızına kavuşturulmalı, mali disiplin ve yapısal reformların arkası bırakılmamalıdır. Zira 2008 yılının 2007’den daha zor bir yıl olacağına ilişkin sinyaller kuvvetlenmektedir. Elde edilen kazanımların kısa sürede kaybedilmemesi için Rahmi hep birlikte güven ve kararlılıkla çaKoç lışmaya devam etmeliyiz.” K şirketi. 2006’da dünyanın en büyük 200 şirketi arasına girmeyi başardı. Dünya sıralamasında 50 basamak bir den çıktık. Bu yıl da ilk 150 içinde oluruz” diyerek halen Avrupa’nın en büyük 49. şirketi olduklarını belirtti. fiyatlarındaki artışa ilişkin BOZER: PİRİNÇTE Pirinç değerlendirmede bulunan Koç Gıda ve Perakende Grubu Başkanı Ömer Bozer, konuda bir “komedi oynandığını” KOMEDİ OYNANIYOR bu söyledi. Dünyadaki üretim miktarının belli olduğunu, iklim şartlarından ötürü yaşanan gerilemenin bilindiğini dile getiren Bozer, “200 bin ton civarındaki ithalat kotasını açmadık. Bunu kullansaydık bizim hiçbir sorunumuz olmayacaktı” dedi. Sorunun Toprak Mahsulleri Ofisi yoluyla çözülmeye çalışıldığı sürece fiyatların daha da artacağını söyleyen Bozer, yem fiyatlarının yüzde 40 civarında arttığına, bunun yakında et fiyatlarına da yansıyabileceğine işaret ederek “Şimdiye kadar bu fiyatlar kayıt dışı nedeniyle sabit duruyordu” dedi. MİGROS’UN DEVRİ MAYIS SONUNDA Ömer Bozer, 2007’de konsolide kârı 552.9 milyon YTL olan Migros’un Moonlight’a devrinin mayıs sonuna kadar tamamlanacağını belirtti. Migros Rusya’daki Ramstore’ların satışına rağmen 2007’de her hafta 3 yeni mağaza açarak yüzde 12 büyüyüp 4.8 milyar YTL ciroya ulaştı. 2007 sonunda yurtiçinde 57 ilde 89 M, 91 MM, 40 MMM, 3 adet 5 M, 460 Şok, 123 Mini, 76 Midi, 48 Maxi ve 8 Macrocenter, yurtdışında Azerbaycan’da 3, Kazakistan’da 9, Kırgızistan’da 1 ve Makedonya’da 2 Ramstore olmak üzere toplam 953 mağazaya ulaşan Migros halen yurtiçinde 5, yurtdışında 2 (Kazakistan ve Makedonya) alışveriş merkezini yönetiyor. DEMET CİMİLLİ: Tüketici harcamada temkinli Ekonomi Servisi Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Demet Cimilli yılın ilk 4 ayında ciroda beklentilerin üzerinde büyüme kaydetmekle beraber kredi kartı ve tüketici kredilerinde geçen yılın aynı dönemine göre harcamalarda yavaşlama olduğunu belirtti. Harcamalardaki artışın yüzde 10’da kaldığını belirten Cimilli, “Geçen yıl ihtiyaç kredisi yüzde 65 büyümüştü” dedi. HSBC Kart Yönetiminden Sorumlu Grup Başkanı Mehmet Sindel ve Cimilli birlikte düzenledikleri basın toplantısında HSBC Advantage’ın, kadın ve erkekler için özel tasarlanmış kredi kartlarını tanıttı. Soruları yanıtlarken, kredi geri ödemelerinde gecikmeli ödemelerin toplam yüzde 7 olduğunu belirten Cimilli, “Yüzde 7, geçen yılın aynı dönemine göre gecikmede yüzde 20 artış ifade ediyor” bilgisini verdi. Rüzgâr gülüne 4 milyar dolar Bandırma, Balıkesir, İzmir ve Manisa’da 10 adet santral kurulacak Ekonomi Servisi Enerji alanında faaliyet gösteren Ataseven Şirketler Grubu Türkiye’de rüzgâr enerji santralları kurmak için yenilenebilir enerji sektöründe proje geliştirme ve finansmanı konularında öne çıkan Alman Epuron firmasıyla anlaşma yaptı. Toplam 3 bin megavatlik santral kuracak olan şirketler 4 milyar dolarlık yatırım hedefliyor. Ortaklığa ve yapılacak projelere ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Ataseven Türkiye Direktörü Türker Baloğlu, Bandırma, Balıkesir, İzmir ve Manisa’da kurulacak olan 10 santral için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na lisans başvurusunda bulunduklarını, lisansın 2009 yılında alınmasını beklediklerini söyledi. Baloğlu, “Elektrik enerjisi tüketiminde önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 50’ye varan bir artış beklendiğinden Türkiye’deki yenilenebilir enerji piyasası hızla büyüyor. Şu ana kadar sadece 250 megavat rüzgâr gücü kurulu olan Türkiye’de 2012 yılına kadar ortalama yüzde 50 büyüme beklenmektedir” dedi. Nestle, 1 milyar YTL ciro hedefliyor Ekonomi Servisi Nestle Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı HansUlrich Mayer, Nestle’nin Türkiye’de 100. yılını kutlayacağı 2009 yılında 1 milyar YTL ciro hedeflediklerini söyledi. Nestle Türkiye’nin 2007 yılı değerlendirmesi ve 2009 yılı hedeflerinin paylaşıldığı basın toplantısında konuşan Mayer, Nestle’nin kurulduktan 8 yıl sonra Türkiye’de çalışmaya başladığını dile getirerek 1927 yılında Feriköy’de ilk çikolata fabrikasını açtığını böylece Türkiye’ye yatırım yapan ilk çokuluslu şirketlerden biri olduğunu dile getirdi. Mayer’in verdiği bilgiye göre, hazır bebek maması, Damak ile ilk fıstıklı çikolata, Chokella ile ilk sürme çikolata, Nescafe ile ilk hazır kahve, Nesquik ile ilk çikolatalı toz içeceği Nestle’nin Türkiye’de başlattığı kategoriler. Bunlardan bazıları bugün pek çok ülkede satılıyor. Nestle bugün Türkiye’de çoklu üretim tesisleriyle birlikte 6 fabrikada faaliyet gösteriyor. İş ortaklarıyla birlikte 5 binden fazla kişiye iş imkanı sağlıyor. Mayer, Nestle Türkiye’nin 40’tan fazla markayla 12 ürün grubunda 400 ürün sunduğunu kaydetti. B Parfümlü kredi kartı Toplantıda verilen bilgiye göre Türkiye’nin “ilk” parfümlü kredi kartları Advantage Rouge ve Advantage Black, HSBC Advantage’ın tüm özelliklerine sahip olmalarının yanı sıra, kadın ve erkeklere ilgi alanlarına göre farklı hizmet ve indirim avantajları sunacak. Vanilya ve hindistan cevizi kokusuyla Advantage Rouge, kadınlar için astroloji danışmanlığı, New York/Milano outlet turu, stil danışmanlığı, diyestisyen ve yemek kursu hizmetleri ve özel indirimler sunacak. Lavanta ve tütün kokusuyla erkekler için hazırlanan Advantage Black ise yelken/dalgıçlık, fotoğraf kursu, stil danışmanlığı hizmetleriyle birlikte, “seçkin” mağaza ve parfümerilerde özel indirimler sunacak. İ L G İ T O P L U M U N A D O Ğ RU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Su ve toprak... Yıllardır karşılıklı bakışıyorlar... Ama buluşamıyorlar bir türlü. Oysa bir kavuşsalar birbirlerine, o kuraklıktan çatlamış topraktan neler fışkıracak...Yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada gıda fiyatları doludizgin artarken, hükümetler “sakın mercimek tüketmeyin, aman bir müddet pirinç satın almayın” çağrıları yaparken, o bereketli Mezopotamya toprakları neler neler sunacak... GAP yalnız Türkiye’nin değil tüm dünyanın en büyük tarımsal kalkınma projelerinden biri. 836 bin hektar sulanabilir arazi var. Ancak bugün için sulanabilen arazi miktarı 196 bin hektar. Yani yaklaşık 650 bin hektarlık bir alan suya kavuşmayı bekliyor. 2008’i KOBİ Yılı ilan eden TÜRKONFED’in Başkanlar Konseyi toplantısı için gittiğimiz Şanlıurfa’da söz dönüp dolaşıp dünyadaki gıda krizine ve GAP’a geliyor. Şanlıurfa Ticaret Odası Başkanı İsmail Demirkol, Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federas Göz Ardı Edilen GAP, Şimdi AKP’nin Kurtarıcısı Oldu yonu Başkanı Şeyhmuz Akbaş, Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Vali Yusuf Yavaşcan konuşmalarına GAP’la başlayıp GAP ile bitiriyorlar. Vali Yavaşcan, “GAP hem istihdam, hem tarım üretimi hem de işlenmiş gıda sanayisinin önünü açmak demek” diyor. Sulamanın başlaması ile 3 milyon insana anında istihdam sağlanacağını belirten Yavaşcan tarıma dayalı sanayide de önemli atılımlar gerçekleşeceğini söyleyerek Tat Konserve projesinin devamını şöyle anlatıyor: Tat Konserve bu yıl 25 bin dönem araziye domates dikti. Önümüzdeki yıl 40 bin dönümde 1 milyon ton domates üretecek. Ama işin ilginci aynı toprakların kesme çiçek üretimi için de kullanılacak olması. Zira domates fideleri 2 ayda elde ediliyor. Domates fidelerinin yetiştirileceği seralar 10 ay boş kalacak. Bu boş kaldıkları aylarda seralarda kesme çiçekçilik yapmayı planlıyoruz. Birkaç yıl sonra plan, Şanlıurfa’da yetişen orkidelerin Hollanda ve İtalya’ya ihraç edilmesi...” “Fıstık ve badem ise bölgede gelişen bitkiler arasında” diyen Yavaşcan yeni açılan GAP Uluslararası Havaalanı ile ihracatın da kolaylaşacağını anlatıyor. Evet GAP’ın tamamlanmasını bölge insanı heyecanla bekliyor ancak işin bir diğer gerçeği de ekonomik çıkmaza giren AKP hükümetinin de uzun süredir göz ardı ettiği GAP’ı artık “kurtarıcı” gibi görmeye başlaması. Zira toplumda gıda fiyatlarının yükselmesi karşısındaki memnuniyetsizlik giderek artıyor. “12 milyar dolar kaynak ile 5 yılda bu yatırımı tamamlamalıyız” diyen Başbakan Erdoğan kaynağı da işsizlik fonunda buluyor. Ancak gereken kaynağın 8 milyar YTL’lik bölümünün İşsizlik Fonu’nun faizlerinden aktarılmak istenmesinin kafalarda yarattığı soru işaretleri de hâlâ sürüyor. İşsizlik Fonu’nun oluşturulma amacının dışına çıkılması ne kadar doğru? Üstelik bugüne kadar bu hükümet istihdam yaratmada arpa boyu yol alamamış, işsizliğe çözüm için en küçük bir proje bile üretememişken... GAP İdaresi Başkanlığı Ekonomik Kalkınma ve Girişimcilik Genel Koordinatörü Ahmet Zahir Erkan sunumunda GAP tamamlandığında Türkiye ekonomisine yıllık katkısının 18 milyar dolar olacağını söylüyor ve şunları ekliyor, “Evet projenin sulama ayağında geri kaldık ancak enerji kısmı hemen hemen tamamlandı. Ve GAP’ın şimdiye kadar ürettiği enerji 16 milyar dolarlık bir gelir bile sağladı”. Tabii bir diğer önemli unsur ise sulama kanallarının devreye girmesi ile komşu ülkelere ticaret hacminin de 10 kat artacak olması. Zira komşular ile ticaret potansiyeli 60 milyar doların üzerinde iken şu anda gerçekleşen sadece 6 milyar dolar. Çay üreticisi fiyat bekliyor ÖMER ŞAN RİZE Doğu Karadeniz 2008 yılı yaş çay kampanyası sorunlarla açıldı. Kampanyanın başlamasının ardından 5 gün geçmesine karşın fiyat belirlenemedi. Kampanya açılışından birkaç gün önce yaptığı açıklamada, 2 aydan beri yaş çay fabrikalarında bakım, onarım ve diğer hazırlıkların sürdürüldüğünü kaydeden Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce, kampanyaya hazır hale geldiklerini açıklamıştı.Açıklamasında bu yıl hava koşullarının uygun olması nedeniyle, 2008 yılı yaş çay kampanyasını erken açacaklarını ifade etmişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle