29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NİSAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Avrupa’dan gelen eleştirilere yanıt verdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Mahkemeler bağımsızdır’ Yüksek mahkeme 46 yaşında ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 46. yıldönümü bugün kutlanacak. Tören, Yüksek Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın açış konuşmasıyla başlayacak. Etkinlikler kapsamında bugün “Yeni Anayasa Arayışları ve Yargının Konumu’’ konulu sempozyum düzenlenecek. Toplantının birinci oturumuna, Prof. Dr. Mehmet Turhan, Prof. Dr. Yavuz Atar, Doç. Dr. Osman Korkut Kanadoğlu ile Anayasa Mahkemesi Raportörü Dr. Bahadır Kılınç katılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Avrupa’dan gelen AKP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili eleştiri ve tepkilerin kendilerini etkilemeyeceğini belirtti. Osman Paksüt, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle önceki akşam Meclis’te gerçekleştirilen resepsiyonda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Gazetecilerin, “AKP kapatma davası sonrası Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi başta olmak üzere yapılan eleştirileri nasıl değerlendirdiğini” sorması üzerine Paksüt, “Onların bizim anayasamızın 138. maddesinden haberleri yok demek ki. Onlara anayasanın 138. maddesini hatırlatmak gerekiyor” diyerek mahkemenin “etki altında” kalmadan Türkiye Nerede? ABD ve AB kendi çıkarlarını savunur, buyruklarını yerine getiren ülkelere destek verir... ABD ve AB için bir ülkenin “laik”, “demokrat”, “İslamcı”, “faşist” olması hiç önemli değildir... Erol Manisalı, ne diyordu bir yazısında: “...AB kendi içinde bütünleştirici, demokrat ve sosyal bir kimlik sergiler...” ABD ve AB, Türkiye’nin antiemperyalist bir kimlik sergilemesini izler mi? Asla!.. AKP bugün iktidarda... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iddianamesi de Anayasa Mahkemesi’nde... Parti kapatılmasına hep karşı çıktım... Bugüne dek onlarca parti kapatıldı... Sonuç? Değişen bir şey yok!.. Ortada antidemokratik seçim yasası, partiler yasası dururken, din eksenli siyaset yapılırken parti kapatılarak bir yere varılmaz. Her ay üçdört kez yurtdışına çıkıyorum... Avrupalı Türkiye’ye nasıl bakıyor? Geri kalmış bir ülke gibi!.. Peki Çin nasıl bakıyor? Mısır’a, Sudan’a, İran’a, Suriye’ye baktığı gibi... Almanya, İtalya, Avusturya gibi ülkelerin AKP’yi desteklemelerinin, Tayyip Bey’i, Abdullah Bey’i “demokrat” olarak görmelerinin nedeni kendi çıkarları içindir. Erol Manisalı’nın değindiği gibi ABD ve AB’nin AKP’ye dört elle sarılmalarının nedeni “dinciişbirlikçi” yönetimle ekonomik ilişkileri içindir. Türkiye’nin kurtuluşu, sosyalist bir partinin yaşama geçmesiyle sağlanır. İngiltere, Fransa, Almanya’ya gidin, Londra, Paris ve Frankfurt havaalanlarında Türklere karşı uyguladıkları yöntemleri görebilirsiniz... Uçağın kapısı açılıp, körükten çıkınca kurt köpekleri ve polisler karşınıza çıkar... Pasaport kontrolüne gitmeden pasaportlarınıza bakarlar... Türkler Avrupalılar için Üçüncü Dünya Ülkesi’dir... Durum ABD’de aynıdır, bir başka Avrupa ülkesinde de... THY uçaklarının yanaştığı terminalleri Üçüncü Dünya Ülkeleri de kullanır... ??? AKP’nin Avrupa Birliği’ne girmek diye bir tasası yoktur. Zaten AB’nin de Türkiye’yi içine alacağı savı bir masaldır. Bunu bizim Soros’un çocukları, İkinci Cumhuriyetçiler, din baronlarının tosuncukları çok iyi bilir... Türkiye’de dinci yapılanma ivme kazanırken, okullar tarikat şeyhlerine teslim edilirken, “faiz haram” diyenler banka kurarken ülkenin gideceği yer “İslam devleti”dir. Modeli ABD ve AB hazırlamıştır... ABD ve AB’nin buyruklarını yerine getiren “İslamcı devlet” yapısı... Kendilerini “Marksist liberal” olarak tanımlayan Soros’un çocukları ve İkinci Cumhuriyetçiler, yanlarına sözde Atatürkçü bilim insanlarını alarak “besleme medya”dan nemalanırlar... Fethullah’ın televizyonları Kanal 7, Kanal 24 ve diğerleri bunları besler... Solculuğu, Atatürkçülüğü elden bırakmayan, yanlarına emekli paşaları da alan bu takım AKP’nin ve tarikatların koruması altındadır... Her an karşınıza çıkarlar... Tanırsınız siz onları!.. AKP altı yıldır iktidarda... AKP özerk kurumlara darbe vuruyor... Türkiye Futbol Federasyonu’nda olup bitenleri, Haluk Ulusoy’un “sandık darbesi”yle nasıl devrildiğini, polisteki “F” tipi örgütlenmeyi çok yazdım... TRT’de olup bitenleri kamuoyu biliyor... Tartışma programı yapanlara baktığınızda “Fethullahçı”ların nerelerde ne kazandığına tanık olursunuz... Milli Eğitim aynı durumda... Gelelim Sosyal Güvenlik Yasası’na... CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor bakalım: “Yoksulluğu önlemenin yollarından biri olan aile sigortası hakkını yasaya koymadılar. AKP yoksul insanları rüşvetle sömürüyor. Bu olumsuz icraatlarına karşın, AKP’ye oy verenler akıl tutulması içindeler.” Daha açıkçası sosyal devlet ortadan kalkıyor... Kız çocukları okula gönderilmeyen, çalıştırılması “günah” sayılan bir toplumda ne oluyor biliyor musunuz? Kız çocukları 18 yaşından sonra prim ödeyecekler!.. ??? Dikili’nin SHP’li Belediye Başkanı Osman Özgüven’in başına gelenleri de dehşet içinde izliyorum... Küçük bir kıyı kasabasında “belediyecilik dersi” veren Özgüven, yargılanıyor... Özgüven’in suçu büyük: “On tona dek su kullanılan evlerden para almamak...” Dikili’de belediye otobüsleri ücretsiz; sağlık merkezinde doktor muayenesi 1 YTL, ekmekse ucuz... Onun için de soruyorum yaşadıklarım karşısında: “Türkiye nereye gidiyor?” Ben ise İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’na... Pazar günü (27 Nisan) okurlarla buluşup dertleşeceğiz, Soros’un çocuklarının, Amerikan mızıkacılarının, yobazhokkabazların, Fethullahçı Gladyo’nun kulaklarını çınlatacağız... ? AKP hakkındaki kapatma davasında AB’den gelen eleştirilere tepki gösteren Paksüt, “Onların bizim anayasamızdan haberleri yok demek ki. Onlara anayasanın 138. maddesini (mahkemelerin bağımsızlığı) hatırlatmak gerekiyor” dedi. davayı karara bağlayacağına işaret etti. olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” Paksüt’ün “Anayasamızı bilmiyorlar” dediği, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Demokratik yollarla seçilmiş, parlamentoda çoğunluğu bulunan AKP’ye kapatma davası açılmasına şaşırdık ve endişelendik. Hukukun üstünlüğü ve demokrasi çerçevesinde (Anayasa Mahkemesi tarafından) karar verilmesini umuyoruz” demişti. Barroso, AB prensipleri ve Venedik Komisyonu kriterlerine saygı beklediklerini belirtmişti. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn de AB Gayri Resmi Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda, reform süreci açısından bakıldığında bir siyasi parti hakkındaki kapatma davasının Kopenhag siyasi kriterleri ile uyuşmadığını anlatmış ve “Gelinen noktada Türkiye’de parti kapatma olayları yaşanırsa müzakereler kesilir” me ‘Kimse telkinde bulunamaz’ Paksüt’ün Avrupa’ya anımsatılması gerektiğini belirttiği anayasanın “mahkemelerin bağımsızlığı” üst başlıklı 138. maddesi şöyle: “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte sajını vermişti. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, CHP’nin mali denetimine ilişkin sorular üzerine de siyasi partilerin hesaplarının sırasıyla incelendiğini, tüm partilerin hesaplarına bakıldığını belirterek “CHP’nin de, MHP’nin de, iktidar partisinin de hesaplarına bakılacak. Bunun ne şekilde yapılacağı belli. Denetim sonucu iddiaların doğruluğu saptanırsa Hazine’ye gelir kaydedilmesi gibi bir yaptırım var. Bu konunun kapatma davası ile ilişkilendirilmesi zor’’ değerlendirmesini yaptı. “Bir yığın parti var. Adını bile duymadığınız partiler... Bunların hepsine inceleme yapmak gerekiyor” diyen Paksüt, CHP konusunun basın yazdı diye öne alınmasının söz konusu olamayacağını da vurguladı. ERDOĞAN’A BRİFİNG ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Bakan Çelik, ‘intikam aldı’ ? GİRESUN (Cumhuriyet) Göreve iadesiyle ilgili yargı kararını uygulamadığı için Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında dava açan ve 5 bin YTL tazminat cezasına mahkum ettiren Giresun Milli Eğitim Müdürü Halit Azizoğlu görevinden alındı. Yargı kararına karşın görevine iade edilmeyen Azizoğlu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında 5 bin YTL ’lik tazminat davası açtı. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 5 bin YTL tazminat ödemeye mahkum edilen Bakan Çelik, bunun intikamını 2 yıl sonra aldı. Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü görevine iade edilen Azizoğlu, geçen günlerde bir başka göreve atanmak üzere yeniden görevinden alındı. Savunmada son rötuşlar yapılıyor ? AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ne sunacağı savunma biçimlenmeye başladı. Erdoğan, önceki gün partinin hukukçu kurmaylarıyla bir araya gelerek savunma taslağını değerlendirdi. Yasalarla çelişmesi durumunda uluslararası anlaşmaların esas alınacağına ilişkin anayasanın 90. maddesi, savunmanın ana eksenini oluşturacak. EMİNE KAPLAN MEB yine davalık oldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Yönetici Atama Yönetmeliği’nin dün yürürlüğe giren yeni hali, yine davalık oldu. Eğitimİş, yönetmeliğin iptali için Danıştay’da dava açarken yeni yönetmelik hazırlanırken, daha önce Danıştay’ın ısrarla üzerinde durduğu “hukuksuzluğa yol açabileceği” uyarısının dikkate alınmadığını vurguladı. Eğitimİş, her defasında aynı yaklaşımla yönetmeliğin hazırlanması ve bu nedenle binlerce dava açılması yüzünden kamunun zarara uğratılması nedeniyle de sorumlu MEB yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Öldürüldüğü yere adı verilecek ? KOCAELİ (AA) “Pippa Bacca’’ ismiyle tanınan İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualino Di Marineo’nun heykelinin, sanatçının öldüğü Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Tavşanlı köyüne dikileceği bildirildi. Tavşanlı köyü muhtarı Sadık Güvenç, köylerine yeni yapılan parka isim aradıklarını, üzücü olayın yaşanmasının ardından parka “Dünya Barış Parkı’’ ismini vermeyi düşündüklerini söyledi. Gelecek hafta İtalya’ya giderek sanatçının ailesine taziye ziyaretinde bulunacağını bildiren Güvenç, ailenin de uygun görmesi halinde parka Pippa Bacca’nın heykelini yaptırmayı planladıklarını ifade etti. ANKARA Anayasa Mahkemesi’ne sunulacak savunma için çalışmalarını sürdüren AKP hükümeti, “özgürlük ve demokrasiyi vesayet altına aldığı, toplumu kucaklamadığını” ileri sürdüğü 1982 Anayasası’nın uluslararası anlaşmalarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası anlaşmaların esas alınacağı hükmünü düzenleyen 90. maddesini savunmanın ana ekseni yapmaya hazırlanıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin 2 Mayıs’ta Anayasa Mahkemesi’ne sunacağı savunmayı netleştirmeye çalışıyor. Erdoğan, önceki gün savunma taslağıyla ilgili olarak partinin hukukçu kurmaylarından ilk brifingini aldı. Savunmada öne çıkan unsurlar şöyle: Anayasanın 90. maddesi: Anayasanın 90. maddesinde 2004 yılında yapılan değişiklikle getirilen “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınır” hükmü, savunmanın ana ekseninde yer alacak. AKP, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile birlikte siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili olarak Venedik Kriterleri’ni de benimsediğini, Venedik Kriterleri’nde ancak şiddet ve teröre bulaşmış ya da şiddet ve terörü doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen partilerin kapatılmasının öngörüldüğünü vurgulayacak. AİHS’nin “düşünce özgürlüğü” başlıklı 10. maddesi ile örgütlenme özgürlüğünü düzenleyen 11. maddeleri gündeme getirilerek AKP iddianamesinde açıklamaları nedeniyle siyasi yasak istenen partililerin konuşmalarında şiddet çağrısı içerebilecek unsurun yer almadığına dikkat çekilecek. RP ile AKP iddianamesi arasındaki farklar: Savunma hazırlıkları sürdürülürken AKP iddianamesi ile RP iddianamesi de karşılaştırılıyor. RP iddianamesinde, Necmettin Erbakan’ın “kanlı mı, kansız mı” sözleri ile bazı RP’li milletvekillerinin daha ağır şiddet çağrısı içeren konuşmalarının bulunduğu saptaması yapılırken RP’nin kapatılmasının AİHM tarafından onaylanmasının da bu şiddet çağrısı içeren sözlere dayandığı değerlendirmesinde bulunuluyor. Savunmada, “RP kapatılırken AİHM odağı geçerli saymadı ve RP’nin kapatılmasını şiddet unsuru nedeniyle onayladı. Oysa bizim iddianamede delil gösterilen konuşmaların hiçbirinde şiddet çağrısı içerebilecek bir unsur yok” görüşü dile getirilecek. [email protected] Albay Öz, Dink komisyonunda ‘Bilgiyi mahkemeye vereceğiz’ dedi ‘Meclis’e saygımızdan geldik’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ile Jandarma Yüzbaşı Metin Yıldız, daha önce ifadelerine başvurma isteklerini “yargı kararına müdahale” olacağı gerekçesiyle reddettikleri, TBMM İnsan Hakları Komisyonu içindeki gazeteci Hrant Dink Cinayetini Araştırma Komisyonu’na, dün “sürpriz” bir ziyarette bulundular. Edinilen bilgiye göre Ali Öz, komisyonun çağrılı oldukları 2 Nisan’daki toplantısına gelememe gerekçelerini açıklarken, “Biletimi almıştım ama mahkemeden bir yanıt alamadığım için vazgeçtim” dedi. Önümüzdeki günlerde mahkemenin kendilerini “tanık” olarak dinleyecekleri duyumunu aldıklarını belirten Öz ve Yıldız, komisyona mahkemeden sonra bilgi vereceklerini ifade ettiler. Öz ve Yıldız ayrıca astsubaylar Okan Şimşek ve Veysel Şahin’in ifadelerinin resmen kendilerine ulaşmadığını, ifadeleri gördükten sonra kendilerinin komisyona bilgi vermelerinin daha doğru olacağını bildirdiler. Öz ile Yıldız, “Meclis’e saygılarından dolayı geldiklerini’’ ifade ettiler. Albay Öz, “Mahkemede ifade vermeden bir açıklama yapmayacağız. Ama mahkemeye gidip bilgi verdikten sonra, eğer isterseniz ayrıntılı bir şekilde komisyonunuza bilgi verebiliriz. Meclis’in saygınlığı önemli, Meclis’e saygımızdan dolayı geldik’’ dedi. Yıldız ve Öz’ün, daha çok “ziyaret” havasında gerçekleşen kısa görüşmeden sonra ayrıldıkları öğrenildi. AKP’liden AKP’ye sert eleştiriler Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, türban nedeniyle yapılan anayasa değişikliğini ve uzlaşma sağlanmadan gerçekleştirilen Çankaya seçimini doğru bulmadığını belirtti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, AKP’nin merkez sağ parti olamadığını, türban nedeniyle anayasa değişikliğinin yapılmasını doğru bulmadığını söyledi. Erdem, AKP’nin aldığı yüzde 47’lik oyun fazla olduğunu belirterek “Keşke 280285 milletvekili çıkarsaydı, o zaman cumhurbaşkanı mutlaka uzlaşmayla seçilir ve bugün yaşanan sıkıntılar yaşanmazdı” dedi. Erdem, Kırıkkale Bayrak gazetesine verdiği röportajda partisini sert biçimde eleştirdi. Erdem şu görüşleri dile getirdi: ? Cumhurbaşkanlığı seçiminin gerçekleşmemesi üzerine seçime gidildi. Bu şartlarda seçim yapıldı. Yüzde 47 ile AKP iktidara geldi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde halk AKP’yi mağdur olarak gördü. Seçim normal şartlar altında yapılsaydı, benim kanaatime göre AKP’nin oyu yüzde 40’ın altında olurdu. Türkiye daha demokratik bir yapıyla seçimi atlatmış olurdu. ? Keşke daha dengeli bir Meclis yapısı olsaydı. AKP 280285 olsaydı, Cumhurbaşkanlığı seçimi daha dengeli olurdu. AKP’nin güçlü bir şekilde gelmesi, diğer partilerle temel konularda mutabakat yapma ihtiyacını ortadan kaldırdı. Cumhurbaşkanı seçiminde ana muhalefet partisiyle diyalog oluşamadı maalesef. ? Başörtüsü ile ilişkisi olduğu söylenen anayasa değişikliği Türkiye’nin maalesef iç gerilmelerini son safhaya getirdi ve bugünkü tablo ortaya çıktı. Ve neticede de Türkiye, dünya demokrasi tarihinde karşılaşılmayan bir olayla karşılaştı. Seçimden 6 ay sonra yüzde 47 oy almış iktidar partisinin kapatılması ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne dava açıldı. ? MHP ile işbirliği Türkiye için faydalı olmadı. İki parti keşke daha faydalı konularda işbirliği yapmış olsalardı. Çünkü her karşılaştığınız sorunu anayasa ile çözemezsiniz. ? Açık söyleyeyim, AKP’ye karşı bir korku var. Bu korku veya AKP’nin bu açılımı Türkiye’yi biraz fazla ulusalcılığa itti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 TSK: Teröristler havadan vuruldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay, Irak’ın kuzeyinde Hakurk bölgesinde eylem hazırlığındaki terörist grubun uçaklarla vurulduğunu duyurdu. Bölge PKK’nin Türkiye’ye sızma ve eylemden önce son hazırlığını yaptığı yer olarak biliniyor. Genelkurmay Başkanlığı, yapılan operasyonu şu ifadelerle açıkladı: “Irak’ın kuzeyinde Hakurk bölgesinde eylem yapmak maksadıyla Türkiye’ye sızmaya çalışan silahlı bir grup PKK/Kongra Gel terör örgütü mensubu tespit edilmiş ve 23 Nisan 2008 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait uçaklar tarafından ateş altına alınarak etkisiz hale getirilmiştir.” Vahit Erdem C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle