28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NİSAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İEO Başkanı Güngör, ‘Aspirin Plus C Efervesan Tablet’in geri çekilmesinin sağlığı tehdit eder bir durum olmadığını söyledi 3 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Toplatma nedeni ambalaj İstanbul Haber Servisi İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, suda eriyen Aspirin Plus C Efervesan Tablet’inin 2. Sınıf B seviyesinde, yani hastanelerden, eczanelerden ve ecza depolarından geri çekilmesinde halk sağlığı sorunu olmadığını vurgulayarak “Paniğe gerek yok. İlacın geri çekilmesinde halk sağlığını tehdit eder bir durum yok, sorun paketleme aşamasında ya da ilacın renk, çözünürlük gibi üretim hatalarından kaynaklanmış olabilir” dedi. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün önceki gün il sağlık müdürlüklerine, ilgili ilaç firmasına ve Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) “acele” ibaresiyle gönderdiği resmi yazıda, bakanlığın yaptığı inceleme ve analizler sonucunda ilacın uygun bulunmaması nedeniyle geri çekilmesi istendi. Gönderilen yazıda Bayer Türk Kimya Sanayi Ltd. Şti. adına ruhsatlı olan “Aspirin Plus C Efervesan Tablet”in 67645 ve 67646 seri No’lu ürünlerinin 2. Sınıf B seviyesinde geri çekileceği açıklandı. Aspirin dışında ayrıca Polifarma İlaç Sanayi ve Tic. AŞ adına ruhsatlı olan ve genellikle ödem çözücü ve ameliyat sonrası kullanılan bir tür serum olan “Polifleks yüzde 20 Mannitol Sudaki Solisyon 150 mg” adlı ürünün 07060041 seri numarasının da 2. Sınıf B seviyesinde geri çekilmesi istendi. Halk arasında yaygın olarak kullanılan suda eriyen Aspirin’in geri çekilmesi ile ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, “Aspirin’in 2. Sınıf B seviyesinde geri çekilmesinde insan hayatını tehdit eden bir durum söz konusu değildir” dedi. Güngör, zaman zaman bazı ilaçların geri çekildiğini ve bunların üretimden kaynaklanan sorunlar olduğunu, ancak Aspirin’in yaygın olarak kullanılması nedeniyle gündeme geldiğini söyledi. Geri çekilen A sınıfı seviyesinin tehlikeli olduğunun altını çizen Güngör, “A sınıfı, ilacın halktan toplanması demektir ve bu da sorunun ciddiyetini gösterir. Burada B sınıf söz konusudur. Bakanlıktan gelen yazıda ilaçların neden geri çekildiği açıklanmadı. Ancak bu tür kararlarda ya ambalajlama sorunu, ya ilacın çözünürlülük sorunu ya da renk sorunu bulunur. O nedenle toplatılır” diye konuştu. İlacın üretiminin devam edeceğini kaydeden Güngör, şunları söyledi: “Bu karar yalnızca piyasada bulunan Aspirin’in 67645 ve 67646 seri no’lu ürünlerine verilmiştir. Muhtemelen de piyasada çok fazla yoktur. Zaman zaman bu tür toplama kararları verilir; paniğe gerek yok. Yine eczanelerden geri çekilmesi istenen Polifleks yüzde 20 Mannitol Sudaki Solisyon 150 mg adlı serumda da aynı sorun yaşanmıştır.” Çanakkale Gerçeği... Neredeyse yüz yıl olacak. 93 yıl önce bugün Çanakkale’de tarihin akışı değişiyordu. O gün, dünyanın en güçlü ülkeleri İngiltere ve Fransa, yanlarına yetmiş iki milletten sömürge ordularını da alarak Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapmışlardı. Hedefleri, yarımadanın ucundan (Seddülbahir) ve batısından (Arıburnu) hareket ederek Kilitbahir platosunu ele geçirmek, sahildeki top bataryalarını etkisiz hale getirmekti. Böylece, Çanakkale Boğazı savunmasız hale gelecek ve İngilizFransız donanmasına İstanbul yolu açılmış olacaktı. Hedefe ulaşmaları işten bile değildi. Ellerinde o günün en modern savaş araçları ve silahları vardı. Gözetleme balonlarından adam boyu top mermilerine, telsizden su arıtma tesislerine kadar… Planları mükemmeldi. O tarihte Osmanlı’nın iplerini elinde tutan Enver Paşa ile onun Çanakkale savunmasıyla görevlendirdiği Alman Mareşal Liman von Sanders’in feleğini şaşırtacak kadar mükemmel bir plan… ??? Enver Paşa, saldırganların Çanakkale’yi geçemeyeceğini söylüyordu ama buna kendisi de inanmıyordu. Daha 18 Mart deniz saldırısından beri İstanbul panik içindeydi. Hazine Anadolu’ya taşınmış, Padişah ve yakınları için Eskişehir’de evler hazırlanmıştı. Bazı hanedan üyeleri soluğu çoktan Bursa’da almıştı. Yönetimin ileri gelenleri, depoları doldurulmuş, hatta yedek benzinleri sağlanmış otomobilleri hazır bekletiyorlardı. Anadolu’ya kaçmak için… Panik duymayan ama savunma hazırlıklarını (üstleri tarafından çıkarılan tüm engellere rağmen) kuyumcu titizliği ile tamamlayan bir asker vardı: Yarbay Mustafa Kemal. Dermeçatma birliklerden kurduğu 19’uncu Tümen’i kısa sürede savaşabilir hale getirmişti. Üstelik hemen hemen yarımadanın tümünün savunmasından sorumluyken, son bir emirle ordu yedeği yapılmıştı. Ama o işini biliyordu. Düşmanın nerelere çıkarma yapabileceğini o tahmin etmişti. Düşmanı karaya çıkarmamak gerektiğini, çıkarsa da tutunamadan atmak gerektiğini biliyordu. Yedek tümeninin komutanı Yarbay Mustafa Kemal haklı çıktı. 25 Nisan 1915 şafak vakti duyulan top ve tüfek sesleri, düşmanın Arıburnu tepelerini ele geçirmek üzere olduğunu gösteriyordu. Üstlerinin dünyadan haberi yoktu. Zaten uzun süre onlara ulaşamadı bile. Yetkisi olmadığı halde emir beklemeden tümenini harekete geçirdi ve hedeflerine yaklaşmakta olan düşmanı durdurup geri attı. Çanakkale’nin her günü, her saati bir destandır. Ve bu destanın baş kahramanı da Mustafa Kemal’dir. Kimileri bunu Mustafa Kemal’i yüceltme çabası olarak göstermeye çalışır. O bütün yüceltmeleri hak etse de, yerli ve yabancı kaynaklar, Çanakkale’nin mimarının Mustafa Kemal olduğunda birleşir. Belgeleriyle… Çanakkale bir kahramanlar savaşıdır. Kim itiraz edebilir? Ama orada bir baş kahraman vardır ve bugün başka baş kahramanlar yaratma girişimlerine inat, Çanakkale’nin her yerinde, her santiminde karşınıza çıkar. [email protected] “2007 ABDİ İPEKÇİ” ÖDÜLÜ Yılın gazetecilik ödülü Bila’nın İstanbul Haber Servisi “2007 Abdi İpekçi Yılın Gazetecilik Ödülü”ne “Haber’’ dalında Milliyet Gazetesi Yazarı Fikret Bila, “Haber Fotoğrafı’’ dalında ise Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Erhan Sevenler değer görüldü. Milliyet Ödülleri Yönetmenliği’nden yapılan yazılı açıklamada, ödülün, 1 Şubat 1979’da hain saldırı sonucu yaşamını yitiren Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi anısına düzenlendiği anımsatıldı. Başkanlığını Doğan Heper’in yaptığı Seçici Kurul, “Yayımlandığı günden itibaren gündem oluşturması, Türkiye’nin kanayan yarasına çare arayışlarına bir boyut kazandırması ve zemin sağlaması” nedeniyle bu yılki ödüle Fikret Bila’nın Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan ‘’PKK ile geçen 24 yılın komutanları’’ ana başlıklı dizi haberini değer gördü. Seçici Kurul, Anadolu Ajansı foto muhabiri Erhan Sevenler’i “Kontrolsüz Güç’’ konulu fotoğrafı nedeniyle ödüle değer gördü. Ödüller 6 Mayıs salı günü düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. ALTIN MADENİNE SU YOLU VERMEDİLER İnay köylüleri beraat etti HİLAL KÖSE Tüprag şirketinin Uşak’ın Eşme ilçesindeki Kışladağ altın madenine götüreceği su yolunun kendi köylerinden geçmesini istemedikleri için yaptıkları eylem nedeniyle yargılanan İnay köylüleri, iki buçuk yıl süren dava sonucunda beraat ettiler. İnay köyü sakinleri, altın madeni yerine temiz su, toprak ve hava isteyerek Eylül 2005’te günlerce eylem yaptılar. Meralarından su hattı geçmesini istemedikleri için iş makinelerini çalıştırmadılar. Meraları, ‘mera vasfından’ çıkarıldı ve jandarma ekiplerinin müdahalesiyle Tüprag şirketi çalışmalarına başladı. Bu sırada 12 eylemci gözaltına alındı, onlarcası dövüldü, yerlerde sürüklendi. Sonra da haklarında, “çalışma özgürlüğünü bozmak, suç işlemeye tahrik, kamu görevini yaptırmamak için direnme, mala zarar verme, toplantı ve gösteri yasasına muhalefet” suçlarından dava açıldı. Savcılık, o gün olay yerinde olmayan kişileri bile sanık yaptı. 22 Nisan 2008 tarihli duruşmada karar açıklandı ve yargılanan 34 köylü beraat etti. İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, beraat kararına sevindiklerini, temiz çevre için mücadeleye devam edeceklerini belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle