04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NİSAN 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Merkez sordu, reel sektör cevapladı: Enflasyon, cari açık ve faiz yükselir, büyüme ise hız keser Beklentiler iyice bozuldu ? Merkez Bankası’na göre yıl sonunda enflasyon yüzde 8.4’e, cari açık 43 milyar dolara çıkacak, AKP’nin yüzde 5.5 olarak öngördüğü büyüme yüzde 4’ü geçemeyecek. Ekonomi Servisi Merkez Bankası’nın ayda iki defa mali ve reel sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlediği anketin nisan ayı ikinci dönemi sonuçları ekonomide gittikçe kararan tabloyu ortaya koydu. Hükümetin 2008 yıl sonu için öngördüğü yüzde 4’lük tüketici fiyatları endeksi (TÜFE), mali ve reel sektörün tahminlerine göre yüzde 8.44’e çıkarken; hükümet programlarında yüzde 5.5 olarak gerçekleşmesi beklenen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışı yüzde 4’e geriledi. Dönemler itibarıyla beklentilerde yüzde 8.03 olan yıl sonu TÜFE yüzde 8.44’e; 12 ay sonrasının yıllık yüzde 6.77 olan TÜFE’si de yüzde 7.04’e çıktı. Yüzde 0.64 düzeyindeki gelecek ayın TÜFE beklentisi, yüzde 0.74 oldu. Finans ve reel sektör başta olmak üzere 100’e yakın üst düzey ekonomi yöneticisinin katıldığı ankette büyüme ve enflasyon dışındaki makro göstergeler de “karamsarlığı” pekiştirdi. Nisanın ilk anketinde 42.5 milyar dolar olan yıl sonu cari açık beklentisi 43 milyar dolara, 1.3489 YTL olan 2008 sonu dolar kuru beklentisi de 1.3656 YTL’ye çıktı. Gelecek 12 ay sonunda dolar kuru beklentisi ise 1.3752 YTL’den 1.3992 YTL’ye yükseldi. ‘Sıcak Para’nın Ateşini Ölçmek Türkiye 2003’ten bu yana yüksek boyutta dış açık veren bir ekonomi konumunda. Cari işlemler açığının ulusal gelire oranı olarak ölçüldüğünde, dış açığın 2003’te yüzde 2.2 düzeyinde iken, bu oranın 2004’te yüzde 4.1’e; 2006’da yüzde 6.2’ye; 2007’de ise yüzde 6.8 düzeyine yükseldiğini görmekteyiz. Türkiye’de cari işlemler açığı 2006’ya kadar yoğunlukla portföy akımları ve banka kredilerine dayalı sıcak para akımlarıyla finanse edilmekteydi. 2006 sonrasında ise ulusal şirketlerin uluslararası şirketler tarafından satın alınması, arazi satışları ve özelleştirilen kamu varlıklarının yabancı şirketlere pazarlanmasına dayalı “doğrudan yabancı yatırım” finansmanı ön plana çıktı. Ancak yeni istihdam sahaları açmak veya ulusal sanayiye teknolojik yenilikler sağlamak yerine, var olan şirketlerin (ve arazilerin) mülkiyet hakkının el değiştirmesine dayalı olan bu süreç, özü itibarıyla gene spekülatif nitelikleri ağır basan bir finansman biçimiydi ve “yön değiştirme” olasılığı yüksekti. Bu dönemde Türkiye’nin giderek artmakta olan dış kırılganlıkları temelden yanlış bir varsayımla göz ardı edilmekteydi: Cari işlemler açığı finanse edildiği sürece sorun yoktur. Türkiye, küresel ekonomiyle bütünleşmesini sağlayacak reformları başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Türkiye’ye yabancıların artan ilgisi bu başarının sonucudur ve dolayısıyla dış finansman artarak sürecektir. Türkiye’de ekonomi yönetimi 2007’nin yaz aylarında başlayan ve kısa sürede “1930 buhranından bu yana yaşanan en şiddetli finansal kriz” olarak nitelendirilecek olan ekonomik kriz karşısında da gene temel bir yanlış varsayımla hareket etmektedir: “Kriz doğrudan doğruya gelişmiş Batı ekonomilerini vuracak; oradan kaçacak olan yabancı sermaye Türkiye ve benzeri ‘başarılı’ ekonomilere akacaktır” beklentisine dayalı olan bu varsayım bir hayal dünyasından ibarettir ve iktisadi gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Gerçek şu ki, mevcut kriz finansal ekonomiden giderek reel sektörlere doğru yaygınlaşmakta ve maliyetlerinin de, başlangıçta savlandığı üzere, sadece konut piyasası ve vasıfsız kredi hesaplarıyla kısıtlı kalmayacağı anlaşılmaktadır. IMF bu ayın başında yayımladığı Küresel İstikrar ve Dünya Ekonomisinin Görünümü başlıklı raporunda, krizin küresel ekonomiye olan toplam maliyetini 945 milyar dolar olarak tahmin etmektedir. Benzer hesapla, ancak sadece finansal varlık kayıplarını tahmin eden OECD uzmanları ise finansal sistemin kayıplarını yaklaşık 400 milyar dolar olarak vermektedir. İktisat yazınında geçen ifadelerle, kriz giderek bir finansal çözülmeye (financial meltdown) dönüşmektedir. Bu tahminler altında Türkiye’nin değil ek yabancı kaynağa kavuşması, mevcut borçlanma temposunu sürdürmesi giderek zorlaşacaktır. ??? Bu gözlemlerimizi doğrulayan kısa bir rapor geçen hafta Citigroup ekonomistleri tarafından yayımlandı. Financial Times’ın 15 Nisan tarihli sayısında “Sıcak Paranın Ateşini Ölçmek” manşetiyle duyurulan haberde, Citigroup uzmanları “yeni gelişen piyasa” ekonomilerini dört ana gruba ayırmaktaydı: “Yüksek düzeyde borçlu olan ve dış sermaye girişlerinin kolaylıkla yön değiştirme (sermaye kaçışı yaşama) olasılığı yüksek olanlar”; “yüksek düzeyde borçlu olup, sermaye kaçışı olasılığı düşük olanlar”; “düşük düzeyde borçlu” olup, sermaye kaçış olasılığı “yüksek” ya da “düşük” olanlar. Citigroup uzmanlarına göre Türkiye, Estonya ve Letonya gibi Baltık ekonomileri ve İzlanda ile birlikte birinci grupta yer almakta ve “borç yükü ve finansmanı” bakımından “en kötü bileşene sahip ülke grubunda” değerlendirilmektedir. Financial Times’ın analizhaberine göre, Türkiye ve Baltık ülkelerinin döviz kurlarında yıl başından bu yana giderek şiddetleşen değer kayıpları sebepsiz değildir. Bu kayıpların söz konusu ülkelerde sert ve şiddetli etkiler yaratması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye’nin 2003sonrasındaki artan kırılganlıklarını sürekli olarak gündeme taşımaya çalışmaktaydık. Bu uyarılarımız geçmişte bazı medya mensupları tarafından, “zamansız eleştiriler” şeklinde değerlendirilmişti. Citigroup uzmanlarının uyarıları sayesinde şimdi anlıyoruz ki Türkiye’nin dış kırılganlıklarından bahsetmenin artık zamanı gelmiştir. V AKIFBANK VE HALKBANK’TAN KREDİ Çalık, ortağını Katar’da buldu Garanti’den mortgage için özel çağrı merkezi Ekonomi Servisi Garanti Bankası, mortgage kredileri alanında müşterilerine ve tüketicilere daha etkin hizmet vermek amacıyla, sadece mortgage kredileri hakkında bilgi almak ve başvurularını telefonla yapmak isteyenler için özel bir çağrı merkezi kurdu. “444 EVİM” isimli çağrı merkezi aracılığıyla mortgage hakkında tüketicilere bu konuda her türlü bilgi verilirken kredi başvurusu da yapılabilecek. Çağrı merkezinin tanıtımında konuşan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil, Türkiye’de mortgage kredi hacminin henüz çok düşük olduğunu, belirterek “Türkiye’de mortgage krizi olmaz” dedi. Garanti Mortgage Genel Müdürü Cemal Onaran, konut kredilerinde 2008’in ilk üç aylık döneminde büyümenin sürdüğünü söyledi. Ekonomi Servisi Sabahatv medya grubunun ihalesini 1.1 milyar dolarlık bedelle kazanan Çalık Grubu, borcunun 750 milyonluk kısmını Vakıfbank ile Halkbank’tan, geri kalanını da Katar merkezli Al Wasaeel International Media şirketiyle yüzde 25 oranında ortaklık kurarak ödedi. Çalık Grubu’na bağlı Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ, 1.1 milyar dolarlık ihale bedelini ödeme süresinin dolmasına iki gün kala dün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na peşin olarak ödediğini açıkladı. Açıklamada, Katar merkezli medya kuruluşu Al Wasaeel International Media Co. ile sürdürülen görüşmelerin mutabakatla sonuçlandığı ve Al Wasaeel International Media’nın, mevzuata ve ihale şartnamesine uygun olarak şirkete yüzde 25 oranında ortak olduğu bildirildi. Açıklamada, borcun 750 milyon dolarlık kısmının Vakıfbank ile Halkbank’tan alınan proje finansmanıyla karşılandığı belirtilerek, “İhale tutarının kalan bölümü olan 500 milyon dolar ise grubumuz ve ortağımız tarafından hisseleri oranında konulmaktadır” denildi. OYAKBANK ASKER MAAŞLARINI KAYBEDEBİLİR Oyakbank’ı geçen yıl 2.7 milyar dolara satın alan ING’nin hisseleri, Oyakbank’ın asker maaşlarını ödeme kontratını yitirebileceği yolundaki haberler üzerine düştü. Amsterdam Borsası’nda ING hisseleri gün içerisinde yüzde 4 düştü. Vatan gazetesinin önceki günkü haberine göre askeri birimlerdeki Oyakbank şubeleri sözleşme süreleri biter bitmez kapatılıyor. ING Grup’tan yapılan açıklamada ise askeri maaş ödemelerinin bir kısmını kaybedebileceği belirtildi. E.C.A. VE YORK’TAN İŞBİRLİĞİ E.C.A., iklimlendirme sistemleri alanında dünyanın önde gelen markalarından York’un Türkiye distribütörü oldu. 2005’ten itibaren York International’ı bünyesine katan Johnson Controls ile işbirliği anlaşmasına imza atan Elginkan Topluluğu, işbirliği ile kombi, panel radyatör, brülör, boyler, merkezi kazan, şofben ve termosifonlardan ısıtma sistemleri ürün gamına klimaları da ekliyor. Topluluğun Isı Grubu Başkanı Ömer Özgen, işbirliği ile sektör liderliğini hedeflediğini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle