08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 2008 PERŞEMBE 6 HABERLER Şeriat eğitimi veren El Ezher Üniversitesi mezunu Hüsnü Özer Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı oldu PERŞEMBE ORHAN BURSALI Önlenemeyen yükseliş FIRAT KOZOK Çankaya Ne Yapacak? İlhan Selçuk serbest kaldıktan sonra etkili bir çağrı yaptı. Önce TÜSİAD, arkasından TOBB önderliğinde ekonomi ve ticari hayatın aktörlerinin sahneye çıkmasıyla Türkiye’nin gerçek güçleri siyasette “sahne aldı”! TOBB Başkanı, temsil ettikleri hareketin ülke nüfusunun yarısını oluşturduğunu, “Anayasanın başlangıç ilkelerine dayalı demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti”nin bizi bir arada tuttuğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül de bugün CHP ve MHP liderlerini “gerilimi düşürme”ye çağırdı! Aslında başyazarımızın da, TÜSİAD, TOBB ve Gül’ün çıkışları da, özünde Erdoğan’ı “kurtarmanormalleştirme girişimleri”dir! Başka bir deyişle, siyasetin “siyaset dışı kalma” olasılığını bertaraf etme çabasıdır. Çünkü siyaset hızla zeminini kaybeden sürece girdi! Siyaset kendini tüketir, verili yasal ve anayasal ortamda çözüm üreterek var olma gücünü yitirirse, kimsenin istemediği başka güçler devreye girer... Bu ülke, bu tasarımda siyasetçileriyle dibe vurmaktan kurtulabilir ve gerçek anlamda bir yükselişe geçebilir mi olgusu tartışmalı olsa da, yine de dibe vurmayı haklı olarak kimse istemiyor! ??? Sağduyu çağrısı ne? En azından AKP’nin ve Erdoğan’ın izledikleri siyaseti terk ederek “normale” gelmesi. Normal olan ne? Siyaseti meşru zeminde sürdürmesi: Dine dayalı siyaset gayri meşrudur! Erdoğan ve AKP önce bunu anlamalı: İnsanların Müslümanlığını bir ticari meta olarak kullanmayı terk etmeli! Devlet gücüyle toplumu muhafazakârlaştırmaktan; dini kuralları bir yaşam biçimi olarak inceden inceye topluma dayatmaktan vazgeçmeli; kızlarıkadınları türbanlamanın yolunu açacak ve Türkiye’nin tüm İslam ülkelerindeki özgün yerini değiştirecek uygulamaları bir kenara bırakmalı... Erdoğan anlamalı ki, Türkiye’nin kuruluş temelinde, din işlerini devlet işlerine karıştırmamak ve milletin diniyle siyasetiktidar mücadelesi yapmamak var! Bu, Cumhuriyetin temel ilkesi! Erdoğan, “Millet isterse laikliği mezara gömer” anlayışının Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığıyla bağdaşmayacağını görmeli! Erdoğan’ın türban meselesini çözme biçimi büyük bir kuşku, gerilim ve anayasal sorun yarattı. Bu girişimi, türban meselesini çözmez, ülkeyi ancak türbanlılar cumhuriyetine dönüştürebilir! ??? Ülkede, laiklik kadar önemli diğer baş gerilim odağı, Erdoğan hükümetinin “kuvvetler birliği” çabasıdır! Erdoğan, yasama ve yürütmeye egemendir! Demokratik parlamenter yönetimin güvencesi olan yargıhukuk sistemini de kontrol etmesi diktatörlüğün yolunu açar. Dinsel istekleri gerçekleştirmek ve AKP’nin hukuku çiğnediğine ilişkin savları bertaraf etmek için, ikide bir anayasa değişikliklerini zorlama girişimleri, keyfi yönetimleri çağrıştırıyor! Nitekim Hisarcıklıoğlu dün diyordu ki: “Kuvvetler ayrılığı ilkesi demokrasimizin işleyişi için son derece önemli... kuvvetlerin bağımsızlığının temini esastır.” İktidarın tek başına yeni bir anayasayı ülkeye dayatma girişimi de kabul edilebilir değil! Yüzde 46.5 oy almış bir parti, bütün ülkeyi bağlayacak yeni bir anayasa tasarımında bulunamaz! Bütün bunlar, iktidarın ülkeyi dinselotoriter bir rejime doğru götürdüğüne ilişkin güçlü işaretler ve algılamalar yarattı! ??? Sağduyu çağrıları, bu algılamayı değiştirecek sonuçlar üretebilir mi? TÜSİAD ile Hisarcıklıoğlu ve arkadaşları, açıkladıkları görüşler temelinde, etkilerini ve eylemlerini nasıl sürdürecekler; acaba sürdürebilecekler ve “normalleşme”ye elle tutulur katkıda bulanabilecekler mi? Çankaya’nın çağrısı olumlu! Ama merak ediyoruz: Çankaya, ülkedeki sağduyu çağrısına kulak veren gerçek bir gündem düşüncesiyle mi toplantıyı açacak? Demokratik bir ülke istiyoruz! Ama demokratik bir ülke istemenin, çoğunluğun ve “millet isterse...” anlayışının dayatmalarıyla değil, tam tersine bu dayatmalara karşı çıkmakla gerçekleşeceğini de biliyoruz... İktidar, öncelikle, dinci ve liberaleski solcu pespaye kışkırtmalara kulaklarını tıkamalı ve hukuktan elini eteğini çekmeli! ANKARA Şeriat eğitimi veren ve Türkiye tarafından tanınmayan Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nden mezun olan Hüsnü Özer, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı olarak görevlendirildi. Özer’e Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı da bağlandı. Hüsnü Özer, AKP iktidarının göreve gelmesinin ardından Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı’na getirilmişti. Özer, daire başkanı olmadan önce Başbakanlık’ta bilgisayar işletmeni olarak çalışıyordu. Hüsnü Özer’in da ? Başbakanlık’ta bilgisayar işletmeni olarak çalışan Hüsnü Özer, AKP’nin iktidara gelmesiyle önce Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı’na, ardından da Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Şeriat eğitim veren El Ezher Üniversitesi’nden mezun olan Özer’in atanma yazısında hukuk fakültesi mezunu olduğunun belirtildiği, fakat üniversitenin hukukla ilgili tek bölümünün şeriat hukuku fakültesi olduğu daha önce basına yansımıştı. ire başkanı olarak atanma yazısında El Ezher Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu yazdığı ancak El Ezher’de hukuk fakültesi bulunmadığı, “şeriat hukuku fakültesi” bulunduğu daha önce basına yansımıştı. Tartışmaların basına yansıması üzerine 25 Nisan 2003’de Başbakanlık Basın Merkezi tarafından yapılan yazılı açıklamada Hüsnü Özer’in Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı’na daire başkanı olarak atanması savunularak “Bu kadroya atanması kamu yararı ve hizmet gereğidir” denilmişti. Açıklamada Özer’in El Ezher Üniversitesi mezunu olduğu, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından da 4 yıllık yüksek öğrenim görmüş olduğuna dair diploma denklik belgesi verildiği belirtilmişti. Özer’in Osmanlıca, Farsça ve Arapça bilmesi nedeniyle de Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde görevlendirildiği kaydedilmişti. Edinilen bilgiye göre Özer, geçen günlerde Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı olarak “görevlendirildi.” Özer’in henüz ataması yapılmadığı için Resmi Gazete’te yayımlanmadı, ancak makam odasının yeri değiştirildi ve odasının kapısına adı “genel müdür yardımcısı” olarak yazıldı. Özer’e Cumhuriyet Arşivi Da ire Başkanlığı bağlandı. Daire Başkanlığı, TBMM hükümeti ve Cumhuriyet dönemlerine ait arşiv malzemesini tespit etmek, tespit edilen malzemeleri devralmak, tasnif etmek, arşiv malzemesini her türlü zararlı tesir ve unsurlardan korumak üzere gerekli tedbirleri almaktan sorumlu. Başkanlık ayrıca, tahribe uğramış arşiv malzemesini aslına uygun olarak restore etmek, bütün bu hizmetlerin yerine getirilebilmesi için arşiv laboratuvarı, konservasyon ve restorasyon atölyesi kurmak, araştırma taleplerini değerlendirmekle görevli. Özer ise konuyla ilgili telefonlara yanıt vermedi. G ÜL’DEN DÖNEN YOK TBMM Bütçe Komisyonu Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı görüşürken HaberSen üyeleri, yasanın geri çekilmesi için topladıkları imzaları TBMM Dilekçe Komisyonu’na teslim ettiler. (Fotoğraf:AA) AKP, vekil yapamadığını müdür yaptı AYŞE SAYIN ANKARA İşbaşına geldiği günden bu yana Cumhuriyet tarihinin en yoğun “eşdostakraba” kadrolaşmasına imza atan AKP hükümetinin eli, Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkmasıyla iyice rahatladı. Hükümetin, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den dönen atama kararlarını “istisnasız” onaylayan Gül’ün döneminde eski AKP millevekili, milletvekili yakını ya da AKP’den aday adayı olan 30 isim üst düzey kamu görevlerine atandı. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Gül’ün göreve başladığı 29 Ağustos’tan bu yana yapılan atamaları mercek altına aldı. Yaklaşık 1 hafta boyunca, Resmi Gazete’deki atama kararlarını tek tek tarayan İnce, Gül’ün göreve başladığı 29 Ağustos’tan bu yana, eski AKP milletvekili ya da bu partiden aday adayı olan 29 ismin çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına genel müdür, daire başkanı, yönetim kurulu üyesi, müşavir kadrolarına atandığını belirledi. Gül, dün de AKP Konya milletvekili aday adayı olan Mehmet Hamdi Yıldırım’ı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne atayınca bu sayı 30’a yükseldi. Gül’ün göreve gelmesinden sonra üst düzey görevlere atanan ve en önemli özellikleri AKP’nin eski milletvekili ya da milletvekili adayı olmak olan isimlerden bazıları şöyle: Ahmet Er: 2002 ve 2007 seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı oldu. Gül tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na müşavirdaire başkanı kadrosuyla atandı. Muzaffer Külcü: 22. Dönem AKP Çorum milletvekiliydi. Eti Maden İşletmeleri’ne yönetim kurulu üyesi oldu. Abdüssamet Arslan: Kahramanmaraş’tan bdullah Gül’ün milletvekili aday adayı Cumhurbaşkanlığı oldu. Gül, MEB Müstedöneminde yapılan şar Yardımcılığı’na ataatamaları mercek dı. Ahmet Berat Conkar: altına alan CHP’li 2007 seçimlerinde İsMuharrem İnce, 29 tanbul 1. bölge milletAğustos’tan bu yana, vekili adayı oldu. Şu eski AKP milletvekili anda Başbakanlık Müya da bu partiden aday şaviri. Ömer Fatih Sayan: adayı olan 29 ismin çeşitli kamu kurum ve 2007 seçimlerinde İstanbul 1. bölgeden milkuruluşlarında genel letvekili adayı. Sayan müdür, daire başkanı, da Başbakanlık Müşayönetim kurulu üyesi, virliği’ne atandı. Feramuz Üstün: 2007 müşavir kadrolarına seçimlerinde Gümüşhaatandığını belirledi. ne milletvekil aday adayıydı. İller Bankası Yönetim Kurulu üyesi oldu. Mustafa Özgül: Son seçimlerde Yozgat’tan aday adayı oldu. Gül, Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’ne atadı. Ayşe Fert Dökmeci: 22 Temmuz seçimlerinde Eskişehir 4. sıra milletvekili adayıydı. Seçilemeyince, Milli Piyango Yönetim Kurulu üyesi oldu. Ethem Kalın: Eskişehir 6. sıra milletvekili adayıydı. Veteriner kökenli olan Kalın, Maliye Bakanlığı’na danışman olarak atandı. Seracettin Çom: AKP Eskişehir millevtekili aday adayıydı. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne getirildi. Alim Tunç: 22. Dönem AKP Uşak Milletvekili. Sağlık Bakanlığı müşavirliğine atandı. Talip Kaban: 22. dönem AKP Erzincan Millevtekiliydi. Kamu Görevlileri Etik Kurulu üyeliğine atandı. Salih Aynural: İstanbul 3. bölge milletvekili adayı. Kamu Görevlileri Etik Kurul üyeliğine atandı. Sultan Murat Aydın: Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeniyken Erzurum’dan milletvekili aday adayı oldu. Şu anda Sosyal Hizmetler il müdürü. Sabahattin Kalyoncuoğlu: 2007 seçimlerinde Trabzon milletvekili aday adayıydı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı oldu. Durmuş Günay: 2007 seçimlerinde milletvekili aday adayı oldu. Gül tarafından YÖK üyeliğine atandı. Hakan Taşçı: 22. Dönem AKP milletvekiliydi. Şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşaviri. Adnan Ekinci: AKP İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayıydı. Ulaştırma Bakanlığı Müşavirliği’ne getirildi. Adem Tatlı: 22. dönem AKP Giresun milletvekiliydi. Bayındırlık Bakanlığı’na müşavir olarak atandı. HaberSen üyeleri TBMM önünde komisyonda görüşülen tasarıyı protesto etti ‘TRT yok edilemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, TRT’nin bazı birimlerinin kapatılmasını, hizmetine ihtiyaç kalmadığına karar verilecek personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmesini öngören yasa tasarısını alt komisyona gönderdi. KESK’e bağlı HaberSen üyeleri ise komisyondaki görüşmeler sırasında Meclis önünde toplanarak tasarıyı protesto etti. AKP Afyonkarahisar Milletvekili Sait Açba başkanlığında toplanan komisyon, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı ele aldı. Muhalefet milletvekilleri, görüşmelere başlamadan önce tasarının anayasaya aykırı olduğunu savunarak geri çekilmesini istedi. Daha sonra muhalefet milletvekilleri ve AKP Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali, tasarının alt komisyona gönderilmesini istedi. Önergelerin kabul edilmesi sonucunda, tasarı alt komisyona sevk edildi. Tasarı üzerinde söz alan CHP’li Akif Hamzaçebi, tasarının, kurum personelinin tasfiyesine yol açacağını, bunun çağdaş teknodeki eylemle protesto ettiler. “Yeni TRT Yasa Tasarısı’na hayır. TRT halkındır, yok edilemez” yazılı pankart açan ve slogan atan gruba, bazı CHP ve DTP’li milletvekilleri de destek verdi. Burada grup adına basın açıklaması yapan TRT ses sanatçısı ve HaberSen Denetleme Kurulu Üyesi Tekin Çelikel, “AKP’nin, ik A ? AKP’nin TRT’yi küçültme operasyonu için hazırladığı yasa değişikliği komisyonda görüşülürken TBMM önünde protesto gösterisi yapan HaberSen üyeleri, tasarının geri çekilmesini istediler. lojik gelişmelerle açıklanamayacağını, personel fazlalığı iddialarına katılmanın mümkün olmadığını söyledi. KESK’e bağlı HaberSen üyeleri, TRT Yasa Tasarısı’nı, TBMM’nin Dikmen kapısı önüntidara geldiği günden bu yana uyguladığı TRT’yi yok etme planında, bu tasarıyla son darbeyi vurmayı hedeflediğini” söyledi. DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko yaptığı yazılı açık lamada, TRT’nin, hükümet tarafından içi boşaltılarak tasfiye edilmeye çalışıldığını bildirdi. TRT’ye yıllarca emek veren çalışanların bir kısmının diğer kurumlara gönderilmeye çalışıldığını belirten Beko, “TRT, Türkiye’nin belleği, dünyadaki sesi, dünyaya açılan gözü ve kulağıdır. Bu nedenle AKP Hükümeti’nin devlet kuruluşlarına karşı yürüttüğü kadrolaşma ve yandaşlarına peşkeş çekme politikalarına karşı bizlere önemli görevler düşmektedir’’ dedi. Daha sonra HaberSen Ankara Şube Başkanı Fatih Eroğlu başkanlığında bir heyet, TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanvekili Ali Kul ile görüşerek 11 bin imzalı dilekçeyi sundular. Dilekçede TRT Yasası’nda değişiklik öngören tasarının geri çekilmesi istendi. M AHKEME BUGÜN KARAR VERECEK E obursali?cumhuriyet.com.tr L ÖPME KUYRUĞUNA GİRMİŞTİ ‘Nâzım’ın şiirleri yardımı oldu’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kübalı şair Pablo Armando Fernandez, “Nâzım Hikmet Küba’ya geldiğinde, bize bir baba, bir kardeş geldi. Hikmet’in şiirleri devrime yardımcı oldu” dedi. Milli Kütüphane Başkanlığı ve Küba Büyükelçiliği’nin işbirliğiyle düzenlenen “Güncel Küba Şiiri” adlı söyleşinin konuğu olarak Türkiye’ye gelen şair Fernandez, 1961 yılında Küba’ya giden Nâzım Hikmet’le olan tanışıklığını ve duyduğu hayranlığı anlattı. Gül, Cumhuriyet’e açtığı davayı geri çekti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1995’te İngiliz The Guardian gazetesine verdiği demecine atıfla yaptığımız haber ve reklamda kullandığımız ifadeler üzerine gazetemiz aleyhine açtığı davayı geri çekti. Gül, cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasının ardından The Guardian gazetesindeki demecine yer veren Cumhuriyet gazetesi aleyhine dava açmıştı. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bugün görülecek olan davanın karar duruşması öncesi Gül davasından vazgeçme kararı aldı. Gül’ün mahkemeye gönderdiği dilekçede “Bulunduğum anayasal konum gereği davamı geri çekiyorum” ifadeleri yer aldı. Gül’ün talebi bugün mahkeme tarafından karara bağlanacak. Davaya konu olan haberde Gül’ün The Guardian gazetesinde yer alan demecindeki, “Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz” şeklindeki ifadelerine yer verilmişti. Gül, haberin ardından yaptığı yazılı açıklamada ifadelerin kendisine ait olmadığını ve çeviri hatası olduğunu belirtmişti. Bolu İl Milli Eğitim Müdürü’ne soruşturma RUJHAT AVŞAR Abdullah Gül BOLU “Meşrutiyetin 100. yılında Bediüzzaman” adlı konferansta Saidi Nursi’nin öğrencisi 80 yaşındaki Mustafa Sungur’un önünde eğilerek elini öpmek isteyen Bolu Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer hakkında Bolu Valiliği’nce soruşturma başlatıldı. Bolu’da, Belediye Nikâh Salonu’nda 21 Mart günü gerçekleştirilen konferansa, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ve İbrahim Kaygusuz konuşmacı olarak katıldı. Saidi Nursi’nin öğrencisi Mustafa Sungur da dinleyiciler arasında yer aldı. Konferansın ardından dinleyiciler Sungur’un elini öpmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer’in de el öpme sırasında yer alması tartışma yarattı. Olayın basına yansıması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden yapılan açıklamada, konferansın irticai bir toplantı olmadığı savunularak, “Recep Sezer salona girdiğinde, konferansa katılan ön sıradaki kişilerin ellerini sıkmıştır. Salonda ön sırada bulunan Mustafa Sungur’un da elini öpmediği ve sadece elini sıktığı kendi ifadeleriyle beyan edilmiştir” denildi. Bu açıklamanın ardından Bolu Valiliği’nce Recep Sezer hakkında soruşturma başlatıldı. Topbaş: Susuz yaz yok ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, mevcut tasarrufun devam etmesi durumunda bu yıl İstanbul’da su sorunu yaşanmayacağını söyledi. Topbaş, son yağan yağmurlarla barajlardaki doluluk oranının yüzde 42.6’ya yükseldiğini, şu anda da İstanbul’da barajlarda 371 milyon metreküp su bulunduğunu belirterek, “İstanbul’un suyunu kesmeyeceğiz. İSKİ gerekli çalışmaları yapıyor. Susuz bir yaz yok” dedi. Mesai saatlerine düzenleme ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Valiliği, ildeki mesai saatlerine ilişkin yeni düzenlemeye gitti. Valilikten yapılan açıklamada, 30 Mart’tan itibaren ülke genelinde ileri saat uygulamasına geçileceği anımsatılarak, ildeki mesai saatlerinin 31 Mart’tan itibaren 08.3012.30 ve 13.0017.00 olarak uygulanacağı bildirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle