07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gazetemiz başyazarı İlhan Selçuk’un gözaltına alınması Türkiye’ye bir saldırı olarak nitelendirildi 11 SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU ‘Cumhuriyetten vazgeçmeyiz’ İstanbul Haber Servisi .Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’un serbest bırakılmasının ardından gazetemize gönderilen mesajlarda, laik, demokratik Cumhuriyetin sonsuza dek yaşatılacağı belirtilerek “Atatürk ilke ve devrimlerine inananların Cumhuriyetten ve onun savunucularından asla vazgeçmeyeceği” vurgulandı. Selçuk’un gözaltına alınması Türkiye’ye yapılan bir saldırı olarak nitelendirilirken, karanlık güçlerin aydınlık önünde yenik düşeceği ifade edildi. İlhan Selçuk’a ve gazetemiz yöneticilerine gönderilen mesajlar özetle şöyle: CHP İzmir Milletvekili A. Rezzak Erten: Yaşanan süreç göstermiştir ki halkımız “Cumhuriyetten” ve onun savunucularından asla vazgeçmeyecektir. Şahsınıza yapılanlar karşısında bu düşünce bir kez daha teyit edilmiştir. Cumhuriyetimize ve aydın Temiz Eller: ‘Direnin, Direnin, Direnin!’ “Temiz Eller” sürecinin son sahnelerinden biri, 2002 yargı yılı açılışında yaşandı. “Temiz Eller ekibinin” duayen savcısı Francesco Borelli, emekliye ayrılmak üzere yargının açılış yılı vesilesiyle yaptığı son konuşmasını, “Direnin, direnin, direnin!” sözleriyle tamamlamıştı... Çizme’de büyük yankı yaratan ve bugüne dek iz bırakan sözlerin anlamı şuydu: “Mücadelemizi istediğimiz sona ulaştıramadık. Medya imparatorluğuyla siyasi gücü ele geçiren Berlusconi hükümetinin çok ağır baskılarıyla karşılaştık. Ama arkadan gelen sizler, bayrağı yere bırakmayın. Demokrasinin olmazsa olmazı hukuk devleti mücadelesinden yılmayın!” Ergenekon operasyonunu savunurken ikide bir referans gösterilen “Temiz Eller” bağlamında “İşte biz de şimdi Türkiye’nin Temiz Eller’ini yapıyoruz. İtalya’da bir ‘süper savcı’ çıktı. Gladio’ları, çeteleri dağıttı. Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine...” lafları hikâyedir. ? Gazetemize gönderilen mesajlarda karanlık güçlerin aydınlık önünde yenik düşeceği ifade edildi. Jak V . Kamhi, gönderdiği mesajında, “Müstesna kişiliğinizle bağdaştırmakta güçlük çektiğim bir biçimde bilgi ve ifadenize başvurulmasını üzüntüyle karşıladım” dedi. lık geleceğimize hep beraber sahip çıkacağız. Profilo Holding Yönetim Kurulu Başkanı Jak V. Kamhi: Müstesna kişiliğinizle bağdaştırmakta güçlük çektiğim bir biçimde bilgi ve ifadenize başvurulmasını üzüntüyle karşıladım. Fakat kısa süre içinde, sağlığınıza bir halel gelmeksizin serbest kalmanızı sevinçle izledim. Hukuka itimadımı teyit ederken geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan: Ömrünü, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm nitelikleriyle daha da yücelmesi ve yükselmesine, Cumhuriyet devrimlerinin eksiksiz işlemesine adayan Sayın İlhan Selçuk. Özgürlüğünüzü ve bağımsızlığınızı iliklerinize kadar duyumsadığınız yuvanıza hoş geldiniz. İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Berkarda: Dokuz yıl önce İstanbul Üniversitesi’nin başlattığı “Aydınlanma Söyleşileri”nin duayeni, yaşamı boyunca Atatürk ilke ve inkılaplarının boyun eğmez ve ödünç vermez savaşımcısı büyük yazar İlhan Selçuk’un ve İstanbul Üniversitesi’nin iki dönem şeriatçı çığırtkanlara en küçük bir ödün vermeden dimdik duruşuyla Atatürk’ün laikdemokratik ilkelerine sahip çıkan bir önceki İstanbul Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun, ancak teröristlere layık görülecek bir yöntemle gözaltına alınmalarını ve günlerce hırpalanmalarını, üzüntüyle ve şiddetle kınıyoruz. Günümüzde sayıları yüz binleri bulan İstanbul Üniversitesi mezunları, bu ülkeyi var eden Türkiye Cumhuriyeti kurucularını her zaman şükranla ve saygıyla anacaklar, ülkemizin tüm Atatürkçüleri ile omuz omuza Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerini koruyacaklardır. Selçuk’un serbest bırakılmasının ardından siyaset dünyasının önde gelen birçok isminin yanı sıra, sivil toplum örgütü, sendika ve siyasi parti yöneticisi ve basın yayın organı da telefonla gazetemizi arayarak ve faks gönde Gazetemizde açılan ziyaret defteri okurlarımızın duygu ve düşüncelerine tanıklık etti ‘Türkiye İlhan Selçuk’tur’ ? Çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu üyesi ile okurlarımız; laikliğe ve Cumhuriyet’e karşı olanların, aydınları gözaltına alıp susturacaklarını sandıklarını ancak buna izin vermeyeceklerini belirttiler. İstanbul Haber Servisi Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasının ardından gazetemizde açılan ziyaret defterine duygu ve düşüncelerini yazan çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile okurlarımız laikliğe ve Cumhuriyet’e karşı olanların, aydınları gözaltına alıp susturacaklarını sandıklarını ancak buna izin vermeyeceklerini belirttiler. İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasının, 12 Eylül 1980 ve 12 Mart 1971 müdahalelerini anımsatan “faşizmin ayak sesleri” olduğu belirtilerek Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine her zaman sahip çıkılacağı ifade edildi. Ziyaretçilerden mesajları özetle şöyle: CHP Şişli İl Genel Meclis Üyesi Hasan Toksöz: Hilafet döneminde bile faşistler aynı uygulamaya devam etmediler mi? Bizleri yıldıramayacaklar. Üsküdar CHP delegesi Ferhat Güneş: Atatürk gençliği olarak gazetemize ve Selçuk’a sahip çıkacağız. ADD Pendik Şube Başkanı Muhammed Gülenç: Çok ağır bedeller ödenerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumak ve kollamak en temel görevimiz olacak. ADD Bakırköy Şubesisi Gençlik Kolu Üyesi Evrim Akdağ: Yakılsak da mücadeleye devam. SHP Bahçelievler İlçe Sekreteri Alaattin Yıldız: Laik Cumhuriyete karşı tüm saldırıları kınıyoruz. Bakırköy ADD üyesi Cüneyt Arıcan: Türkiye Patagonya gibi bir ülke değil, laik, modern bir hukuk devleti gibi olmalı. Avukat Mehmet Durmuşoğlu: 45 senedir seni dinliyor, okuyor ve izliyoruz. Yola devam... Erhan Yasav: AKP karşıdevrim için düğmeye basmıştır, ama şunu bilmemektedir: Bu halk Cumhuriyet ilkelerine ve Atatürk devrimlerine sonuna kadar sahip çıkacaktır. Sizin gibi aydınları korumak, Cumhuriyetçi ve Ata Gazetemiz dün de başyazarımız İlhan Selçuk’a geçmiş olsun dileklerini sunmak isteyen ziyaretçilerin akınına uğradı. türkçü bizlerin asli görevleridir. Tekstil Mühendisi Bülent Süslü: Sizin ışığınızı çamurla sıvayamazlar. Yazar Ataner Yıldırım: İlhan Selçuk Türkiye, Türkiye İlhan Selçuk’tur. Sibel Erkan: Aydınları sindirmeye, gençliği köreltmeye çalışıyorlar. Yılmayacağız... Murat Dikiş: Türkiye laik, demokratik bir Cumhuriyet olarak aydınlık kalacaktır. Sevim Akkoyunlu: Biz de düşünüyoruz, öyleyse bizi de vurun. Muazzez Deren: Emellerine ulaşamayacaklar, bu vatan satılık değil. Ziyaret defterine mesajlarını ileten okurlarımız: Tüketici Derneği Genel Başkanı ve Çağdaş Hukukçular Derneği Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Avukat Necati Yentürk, Cem Vakfı’ndan Necmettin Güler, Kadıköy ADD Mehmet Ali Kayhan, Kartal ADD adına Seriye İnan, Bizkaçkişiyiz Platformu adına Gülderen Vural, Atak Derneği adına Candan Asal, eğitimciyazar Ataner Yıldırım, BCP il yönetimi adına Öznur Zeyneloğlu, Ayşe Tancı, Hamit Gülenek, Fatma Sevin, Halis Aygül, Hulisi Karlı, emekli öğretmen Sıdıka Yurttepe, Asuman Akkan, Süreyya Gençal, Bakış Gazetesi kurucusu Doğan Özcan, Necdet İseri, Seval Tuncer, Filiz Özarslan, Muzhun Gören, Ceyda Bilgaç, Ayşın Akyüz, Sinem Yalçın, Habib Yıldırım, Fatma Gül Aykaraoğlu, Mahire Ak, Zeynep Uğurdayı, İris Bolel, Zeki Tüzün, Musa Isıcı, Leyla Koylu, Emel Ak, Nail Eren, Mustafa Deligönül, Altan Yılmaz, İlhan Abay, Nevzat Ayhan, Zeynep Muslu, Rukiye Ayhan, Hülya Düz, Serap Öztop, Hatice Turhan, Bülent Karataş, CumhurTülin Başat, Ayten Şahin, Ayfer Çınar, Sefa Saydan, Gülser Tekin, Edil Amaç, Oya Amaç, Ebru Çelik, Seda Kutsal, Enver Aslan, Seher Aydınlık. rerek Cumhuriyet ailesine geçmiş olsun dileklerini bildirdiler: Eski DSP Milletvekili Uluç Gürkan, eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, eski CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Çarşamba İlçe Başkanı Tufan Akcagöz, Rıfat Ilgaz’ın oğlu yazar Aydın Ilgaz, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Bugün Gazetesi sahibi Akın İpek, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, eski Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı gazeteciyazar Doğan Koloğlu, gazeteci Can Aksın, TAN Koordinatörü Sami Şener, HughetteMehmet ve Selahattin Rahmi Eyüboğlu, İngiltere ADD, İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi, Anadolu Kültür Derneği, Mustafa Kemal Derneği, Reform 2000 Partisi, Kıbrıs Türk Derneği, Kıbrıs Türk Cemiyeti, İngiltere Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, araştırmacıyazar Abdullah Nihat Yılmaz, sanatçı Kağan Güner, sanatçı Nuran Güngörencan, Yurttaşlık Hareketi Derneği üyeleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı İstanbul Şubesi, Sanatçının Atölyesi Dergisi adına Ekrem Kahraman, devlet sanatçısı Macide Tanır, Prof. Dr. İsmail Avcı, Dr. Vakur Kayador,Tuncer Yıldırım, Mükrim Bahçeci, Zeki Yıldırım, Hasan Can, Alinaz Yıldırım, Gürbüz Yıldırım, Abbas Yıldırım, Roya Folklor Araştırmaları Derneği Başkanı İlhan Gülek, Özgür Düşünce Derneği, eski ceza hâkimi Orhan Birgin, gazeteciyazar Özgen Acar, Milliyet gazetesi yazarı Hasan Pulur, gazeteciyazar Tufan Türenç, avukat Ali Naşap, emekli Tümgeneral Osman Özbek, 68’liler Vakfı Genel Başkanı Sönmez Targan, gazeteciprogram yapımcısı Nebil Özgentürk, hukukçuyazarinsan hakları savunucusu Günay Dinç, eski Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, Tayyar Eraslan, gazeteciyazar Ali Sirmen, ADD Genel Başkan Yardımcısı Erol Sarıal, gazeteci yazar Faruk Bildirici, ilahiyat profesörü Zekeriya Beyaz, Divriği Bayırüstü Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Halil İbrahim Bekçi, Bilgi Eğitim Kurumları’ndan Güler Şahin, eski İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Atilla Ongan, oyuncu Lale Belkıs, Bensiyon Pinto, Osman Şahin. Birinci Cumhuriyetin tasfiyesi “Mutlu son”la biten böyle bir hikâye olmadığı gibi bu hikâyenin Gladio ile bir ilgisi yok... “Temiz Eller”; Soğuk Savaş döneminin donmuş kalıpları içinde siyaset yapan, değişimi reddederek sistemde artık yalnız “tıkaç” işlevi gören, salt “iktidar paylaşımıyla” ilgilenen, siyaseti çıkar aracına dönüştürerek yozlaştıran “kurulu düzen aktörlerine” karşı girişilen geniş çaplı bir hukuk devleti mücadelesidir. ’90’lar başında Berlin Duvarı’nın çökmesiyle, İtalya’nın kurulu düzen siyasetçileri sandıkta ağır darbeler yemişti. “Temiz Eller” böyle bir siyaset boşluğunda ortaya çıkmış bir olaydır. “Klientalist politikalara” damga vuran eski düzen siyasetçiler; Craxi, Andreotti, Forlani... bu süreçte elendi. Mahkemelerde yargılandılar. Kimileri hüküm giydi, kimi beraat etti, kimi sürgüne gitti. Kemikleşmiş, kirli iktidar yapısının aktörleri tasfiye edildi. Gerçi yargıçlar, kafalarında sınırları önceden belirlenmiş belli bir plan çerçevesinde hareket etmiyorlardı. Ama sonuç, İtalya’da “I. Cumhuriyet” olarak anılagelen bir dönemin tasfiyesi oldu. Tasfiyeyi de “bağımsız yargı” eliyle, ‘’Temiz Eller” gerçekleştirdi. Bu depremden sonra, İtalya kendine “temiz siyaseti” şiar edinen “hukuk devletiyle barışık” yeni bir sayfa açmak istedi. Varılmak istenen noktaya “II. Cumhuriyet” adı verilmişti. II. Cumhuriyetin, İtalya içeriğindeki anlamı, “geçmişin klientalist yapılarından tümüyle arındırılmış, modern, etkin bir hukuk devleti demokrasisi” idi. Ancak bu noktada, hesapta olmayan bir Berlusconi olgusu çıktı ortaya. Merkez sağ ve merkez solun dağıldığı, sistem partilerinin çöktüğü, eski siyasetçilerin kâh sandıkta, kâh yargıda birer birer elendiği bir büyük “boşluk ortamında”, medya patronuişadamı jet hızıyla siyasete yatay geçiş yapmıştı. Akşamdan sabaha parti kuran Berlusconi, bir yandan elindeki medya imkânlarını kullanırken bir yandan da bu siyaset depreminin yarattığı belirsizlik ortamında umutsuzluğa düşen İtalyanları, aslı astarı olmayan “pembe gelecek düşleriyle” avcunun içine almıştı. Berlusconi’nin siyasetteki bu beklenmedik yükselişinin en iyi özetini, Curzio Maltese’nin “Büyük Darbe” kitabı yapar: “Berlusconi iyimserlik, sol kötümserlik satıyor. İtalyan halkı tüketmek, eğlenmek, eğlendiğini göstermek, şarkı söylemek istiyor. Berlusconi tüketim vaat ediyor. Mikrofonu eline alıp mitinglerde halkla şarkılar söylüyor. Berlusconi ‘gerçek ülkeyi’ tanıyor. Ve onunla aynı dalga boyunda geziyor...” “Beraber yürüdük biz bu yollarda” popülizmi ile “hukuk devleti” arasındaki zor tercihte halk, pembe popülizmi seçmişti! İşte “Temiz Eller”in sonunu getiren olgu budur. ’94 ve 2001 seçimlerini kazanan, önümüzdeki 13 Nisan seçimlerinin de en şanslı adayı olan Berlusconi, “reel politik” kartlarını kurnazca oynamış, gözü kara bir Bush destekçiliği ile Washington’ı da arkasına almıştı. Muhalefet dağınıktı. “Temiz İtalya”ya inanan ve bel bağlayan aydın çevrelerde uzun süre destek görmeye devam eden “Temiz Eller” yargıçları, Berlusconi’nin önündeki tek ayak bağı kalmıştı. Varlık gösteremeyen muhalefetin yerinde artık yalnız yargıçlar vardı... Yargıçlar her fırsatta Berlusconi’nin hem “hukuk devleti ile bağdaşmayan çıkar çatışmasını” gündeme getiriyor, hem medya patronu başbakanın “rüşvet, yolsuzluk davalarının” peşini bırakmıyorlardı... Elindeki medya araçları sayesinde propaganda çarklarını tam gaz çalıştıran Berlusconi, İtalyan halkını yargıçlara karşı “endoktrine etmeyi” başardı. Geçmiş olsun ziyaretleri sürüyor İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’un serbest bırakılmasının ardından, geçmiş olsun ziyaretleri sürüyor. Dün de İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in eşi Şule Perinçek, İP Genel Başkan Yardımcıları Servet Cömert ve Erkan Önsel, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, İP MKK üyesi Haluk Dural, gazeteciyazarlar Orhan Karaveli, Alpay Kabacalı, Hüseyin Baş, Erdal Atabek, Hıfzı Topuz, Erbil Tuşalp, yazarlar Server Tanilli, Halil Nebiler, Demirtaş Ceyhun, Öner Yağcı, Hikmet Altınkaymak, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği kurucusu, eski YÖK üyesi, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Prof. Dr. Ayşe Haylamaz, Melek Sezer Dener, emekli öğretmen Mediha Sönmez, kapatılan DEHAP’ın Viranşehir İlçe Başkanı Hıdır Oktay, Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı, gazeteci Rıza Zelyut, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Adnan Gülbahar, Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, Bahçeşehir ADD Başkanı Sami Ekşi, Prof. Dr. Bülent Berkarda, tiyatro sanatçısı Mücap Ofluğlu, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı kurucularından Moris Gabbay, sanatçılar Sadık Gürbüz, CHP Milletvekilleri Haluk Koç ve Ali Topuz, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, eski Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin, eski Balıkesir Milletvekili Ali Kemal Deveciler, CHP İstanbul İl Sekreteri Muhittin Tığlı, Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Muharrem Alpaslan, Ayşegül Gülyas, Naim Kılıç, Sami Berköz, Mehmet Öztoprak, Nezih Küçükerden’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ziyarete geldi. Gazetemiz Ankara Bürosu’nda dün ziyaretler devam etti. CHP Batıkent ve Yenimahalle İlçe Teşkilatları üyeleri Naciye Aygün, Nevin Uygurer, Yeter Altunkaya, Sadiye Uçar, Nurten Demirel, Ümit Demirkan, Şerin Aksungur, Güven Bayraktar, Melahat Ağlaç, Forum Fuarcılık’ın Sahibi Bilgin Aygül ile Ankara’da dün eylem yapan “Kazdağları ve Madra Dağı Çevre Platformu” ve “Güzel Edremit Körfezi Bekçileri” adlı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de Ankara büromuza destek ziyaretinde bulunarak, Selçuk’un ve gazetemizin yanında olduklarını belirttiler. Zaferle (!) taçlanan mağduriyet! ’90’ların ikinci yarısından itibaren ‘’algılar” değişmeye başlamış; medya organlarında “ideolojik amaçlarla” hareket ettiği söylenen “mağrur” yargıçlar karşısında, Berlusconi de “mağdur”(!) konumunda pazarlanır olmuştu... Medyada döneklerin, liberallerin koro halinde seferber olduğu bu “müthiş pazarlama kampanyası” karşısında, yargı yazının başında sözünü ettiğim “direniş, direniş” feryatlarıyla geri çekilmeye zorlandı. Berlusconi’ye karşı açılan rüşvet ve yolsuzluk davaları birer birer “zamanaşımından” düşüyordu... “II. Cumhuriyet düşleri” mirasına, “I. Cumhuriyet” saflarının en yoz siyaset çarkından beslenerek çıkan Berlusconi konmuştu! Medya gücüyle siyasal iktidarların iç içe geçtiği bir ortamda, “bağımsız yargının” yapabileceklerinin sınırlı olduğu anlaşıldı. “Temiz Eller”in buna karşın en büyük katkısı, habis ur gibi sürekli yolsuzluk üreten “sistemin” deşifresi olmuştu... Değişimin bir günden diğerine şıppadanak gerçekleştirilemeyeceği, “direnişi sahiplenen” birkaç kuşağa yayılacağı, Berlusconi ve benzerlerini tuş edebilmek için tek başına yargının yetmeyeceği, siyaset arenasında “yenilenmiş bir sola” ihtiyaç duyulduğu görüldü... İtalya’da on yıldır yenilik arayışında olan “sol” içinde taşlar henüz yerli yerine oturmuş değil. Değişik ittifak formülleri ve yeni partileşmeler arasında gidip gelen “İtalyan solunun” önümüzdeki 13 Nisan seçimlerinde alacağı sonuçlar, değişim beklentilerinin biçimlenmesinde etkili olacak. nilgun?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle