03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2008 CUMARTESİ 8 HABERLER İlhan Selçuk’un ‘Ergenekon operasyonu’ kapsamında gözaltına alınmasına siyasi çevrelerden tepki yağdı ‘Bu AKP’nin intikam planıdır’ BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ ‘Tutum darbe günlerini çağrıştırıyor’ ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un, dün sabaha karşı evi basılarak gözaltına alınmasına basın örgütleri sert tepki gösterdi. Basın meslek örgütlerinin değerlendirmeleri şöyle: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu: Bağımsız Türk yargısı, ihtiyaç duyduğunda her Türk yurttaşını gözaltına alarak, yargılayabilme hakkına sahiptir. TGC olarak, yargının bu hakkına saygı duyuyoruz. Ancak özellikle kim olduğu bilinen, adı Türkiye’nin en eski yayın organı Cumhuriyet ile özdeşleşen, yaşamı evi ile gazetesi arasında ve iki resmi koruma eşliğinde geçen gazeteci İlhan Selçuk’un evi basılarak, sabaha karşı gözaltına alınmasının gereğini anlamış değiliz. Hrant Dink davası zanlılarına, karakolda bayraklı pozlar verdirildiği görüntüler hafızalarda çok taze duruyor. Bunu anımsayınca, İlhan Selçuk’a gösterilen muameleyi anlamakta daha büyük güçlük çekiyoruz. TGC’nin bağımsız Türk yargısına güvenini bir kez daha anımsatmak isteriz. Konunun takipçisi olacağız. Haber Merkezi Gazetemiz Başyazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un “Ergenekon” operasyonu gerekçe gösterilerek gözaltına alınmasına siyasi partilerden tepki yağdı. Selçuk’un sabaha karşı gözaltına alınmasının “darbe dönemi uygulamalarını” çağrıştırdığına dikkat çeken siyasi parti sözcüleri, operasyonu AKP’nin “intikam planı” olarak nitelendirdiler. Gazetemizi ziyaret eden, mesaj gönderen ya da açıklama yaparak gözaltılara tepki gösteren siyasilerin açıklamaları şöyle: CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter: Son derece üzgün, son derece şaşkınım. Türkiye’de vatanını seven, laik Cumhuriyeti seven, bu değerler için mücadele veren insanlar gözaltına alınıyorsa Türkiye’de herkes tehlike altındadır. Kemal Alemdaroğlu, laik Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri için mücadele vermiştir. Hiçbir gizli örgütle bağlantısı yoktur. Gözaltına alınan isimlerin Ergenekon gibi ne olduğu bilinmeyen, iddianamesi dahi ortada olmayan örgütsel bir yapıyla bağlantısının kurulması son derece şaşırtıcı. Herkese basiret diliyorum. Bu bir intikam planıdır. Yargı en doğru kararı verecektir. ? AKP’nin cumhuriyet diyenlere, laiklik diyenlere, vatan diyenlere karşı bir sindirme operasyonu yürüttüğünü ifade eden CHP’li Ateş, “Kendi anlayışlarını demokrasi olarak görüyorlar ama onların anlayışı ortaçağ karanlığında kaldı” dedi. Eski Devlet Bakanı Fikret Ünlü, İlhan Selçuk’un, yaşamını Cumhuriyet’in temel değerlerini ve Atatürk devrimlerini korumaya adadığını vurgulayarak, “Bu akıl almaz uygulamanın toplumsal huzuru bozmaya yönelik amaçlar taşıdığını düşünüyorum” diye konuştu. met Bedri Gültekin: Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesi karşısında paniğe kapılanlar gündemi değiştirmek, dikkatleri başka yerlere çekmek istiyorlar. Sayın genel başkanın tutuklanması tamamen bununla ilişkilidir. 5 Kasım günü Washington’da Tayyip ErdoğanBush görüşmesinde sözde Ergenekon operasyonuna başlanması için düğmeye basılması kararı alındı. Washington’da kim tutuklanacak, Türkiye’de kim tutuklanacak, kim hapse atılacak bunun kararı alınıyor. Bush’un emri alınıyor ve ondan sonra bu uygulanıyor. Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya bir iddianame hazırladı. Bu cumhuriyeti, bu ülkeyi savunmakla yükümlü en yüksek makamdan gelen bir iddianame. Ne diyor orada? “Bu iktidar gayrimeşrudur. Bu iktidar bu ülkeyi ortaçağ karanlığına götürmek istiyor.” Başsavcı bunu söylüyor. Bugün, bu sabah bu gayrimeşru iktidarın gayrimeşru bir eylemine daha tanık olduk. Gayrimeşru işler yapanlar, kanunsuzluklar içerisinde olanlar yaptıklarının altında kalacaklar. Gayrimeşru iktidarın bir saat bile işbaşında kalması artık bu ülke için telafi edilemez tehlikeler doğurmaya başlamıştır. Bugün olan bunun kanıtıdır. CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş: Olayı şiddetle kınıyorum. AKP öyle anlaşılıyor ki cumhuriyet diyenleri, laiklik diyenleri, vatan diyenleri, herkesi sindirme operasyonu yürütüyor. Bunlar özgürlük, demokrasi derler ama kendi anladıkları çerçevede demokrasi ve özgürlükten yana olmayanlara yaşama hakkı tanımamaya çalışıyorlar. Kendi anlayışlarını demokrasi olarak görüyorlar ama onların anlayışı ortaçağ karanlığında kaldı. yasa değişikliği istemi gözden mi kaçırılmak isteniyor” sorusunu akla getirmektedir. Bu olay Türkiye’nin geçmişindeki antidemokratik uygulamaları, darbe dönemindeki gözaltıları hatırlatmakta ve ülkemizi bir karmaşa içine sürükleyebilecek sürecin de başlangıcı olarak görülmektedir. Türkiye’nin İlhan Selçuk gibi gazetecilere, aydınlara, düşünürlere her dönem gereksinimi vardır. Bu gibi yöntemlerle susturulmak istenmeleri, demokratik dünyada yer almak isteyen Türkiye’de kesinlikle benimsenemez. SHP Eyüp İlçe Başkanı Mehmet Sevim: Bu bir karşıdevrim hareketidir. Kemalistler, yurtseverler aralarındaki gereksiz tartışmaları bir tarafa bırakarak yekvücut olmalıdırlar. Eski Devlet Bakanı Fikret Ünlü: Tüm hayatını Cumhuriyet’in temel değerlerini ve Atatürk ilkelerini savunmak ve korumakla görevli kılan İlhan Selçuk gibi değerli bir insana yapılan bu akıl almaz uygulamanın toplumsal huzuru bozmaya yönelik amaçlar taşıdığını düşünüyorum. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül: Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un da aralarında bulunduğu ülkemizin tanınan ve bilinen aydınlarının “çete sorgula ması” adı altında gece yarısı gözaltına alınması demokrasimiz açısından yadırganacak bir durumdur. Spekülasyonların önlenmesi için hukuki süreç hızlandırılarak, aydınlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını umuyoruz. CHP Ümraniye İlçe Başkanı Adil Artan: Ülkemizde demokrasinin gelişmesinde önemli katkıları olan, Cumhuriyet devrimlerinin yılmaz savunucusu, emek dostu İlhan Selçuk’a yönelik, amacı belli olmayan, antidemokratik uygulamanın kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu haksız uygulamayı kınıyoruz. Hepimiz Selçuk’un yanındayız CHP Artvin İl Başkanı Avukat Uğur Bayraktutan: İlhan Selçuk’un gözaltına alınması “kömür dağıtanların, adalet dağıtanlara” karşı oyununun bir parçasıdır. Hepimiz Cumhuriyetiz. Cumhuriyet ve İlhan Selçuk’un yanındayız. CHP Avcılar Belediye Meclis Üyesi Hasan Toğay: Tek silahı kalemi olan İlhan Selçuk’un apar topar gözaltına alınmasını şiddetle kınıyorum. Selçuk Belediye Başkanı H. Vefa Ülgür: Güneşin asla balçıkla sıvanamayacağına olan inancımla İlhan Selçuk’a ve Cumhuriyet ailesine geçmiş olsun diyorum. Yanınızdayız. Anavatan Partisi Bakırköy İlçe Başkanı Cemil Can Bıçakçı: Gazetenizin başyazarı, demokrat ve cumhuriyetçi İlhan Selçuk’a reva görülen muameleyi haksız, hakkaniyete aykırı, insanlık dışı ve hukuk dışı buluyor ve kınıyorum. Bağımsız Cumhuriyet Partisi Trabzon İl Başkanı Mustafa Karabela: Bu operasyon, ABD ve AB’nin emperyalizmi ile yerli işbirlikçilerinin ortak operasyonudur. Amasya Genelgesi yeniden okunmalıdır. Yaşasın Cumhuriyet! Soysal: Endişe verici CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal: İçişleri Bakanı çıkıp açıklama yapmalıdır. Bu kabul edilebilir bir olay değildir. İlhan Selçuk’un böyle bir şekilde gözaltına alınması endişe vericidir. DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli: Kendilerine göre hukuk tanzim ediyorlar. Yapılan uygulama normal değil. Saat sabahın 04.00’ünde olacak bir şey değil. İlhan Selçuk’un bir yere gideceği yok. İfadesine başvurulacaksa bu daha makul bir zamanda yapılabilirdi. Bir terör örgütüne yaklaşım mantığıyla bunu yapmak uygun değil. SHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş: Ergenekon operasyonu kapsamında bazı insanların sorgulanması son derece doğaldır. Ancak Türkiye kamuoyunun gözü önünde olan aydınların, yazarların, düşünürlerin, gazetecilerin bir sabaha karşı operasyonuyla apar topar gözaltına alınması asla kabul edilemez. Gözaltına alınanlar, savcılığa çağrılmaları durumunda zaten gidip ifade verebilecek kişiler oldukları halde, olayın bir operasyon havası içinde gerçekleştirilmesi, “Altında başka nedenler mi yatıyor, mini ana ‘Amaç gözdağı vermek’ Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç: Bu kadar kamuoyunda saygınlığı olan, yazılarıyla laik Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine sahip çıkan İlhan Selçuk’un durup dururken gözaltına alınması, Türkiye’de bu yolda mücadele veren herkese gözdağı vermek için yapılan bir eylemdir. Bu şeriat devleti kurmanın ayak sesleridir. Olaydan büyük üzüntü duydum. Cumhuriyet çalışanlarına geçmiş olsun diyorum. İP Genel Başkan Yardımcısı Meh ‘Ziverbey Köşkü’nü anımsattı’ Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi: Ergenekon soruşturması, bağımsız yargı tarafından mı yürütülüyor, yoksa bu işin sahibi iktidar mı? Böyle bir soru soruyorum çünkü hükümette görevli bakanlar diyorlar ki “Ergenekon soruşturmasını biz başlattık”. Bağımsız yargıya sonsuz saygımız var. Ancak hükümet yetkililerinin bu türlü ifadeleri doğrudan doğruya yargıya müdahaledir. Hükümet, bu müdehalelerle Ergenekon soruşturmasını çıkmaza sokmuştur. Elbette, bazı kişiler ifadelerine başvurulmak üzere gözaltına alınabilir ama bu gözaltılar, 12 Mart döneminde “Ziverbey Köşkü” sorgulamalarını anımsattı. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi: Devam eden bir soruşturma hakkında yorum yapmanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Böyle bir oluşumla ilgili olduklarını düşünmüyorum. Sadece şoke olduğumu söylemek istiyorum. Birileri sanki bundan haz duyarmış gibi. Bakarsınız eli kanlı birine gayet iyi davranırlar. Bizim tarihimiz bu tür uygulamalarla dolu. Ayıptır, yapana da ayıptır, yaptırana da ayıptır. Devlet yıpranır. AKP’ye açılan kapatma davasının ardından dinci medya, gazetemiz yazarlarına karşı linç kampanyası yürüttü Operasyonu Yeni Şafak başlattı MEHMET FARAÇ ‘Bu utancı iktidar yaşayacaktır’ Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nazmi Bilgin: Ergenekon Davası, iktidarın altına ateş koyduğu bir cadı kazanı haline gelmiştir. Bunlar çaresizliğin tezahürüdür. Yaşamını demokrasi ve Türkiye’nin aydınlık geleceği için kullanmış bir kişinin, bu çaresizlik kazanında yeri yoktur. Sabaha karşı gözaltına alınan İlhan Selçuk, Türkiye’de saygınlık simgesi olan bir kişidir. Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Hıdır Göktaş: Kendisi zaten polis korumasında olan Sayın İlhan Selçuk’un savcılığa ifade vermeye davet edilmesi yerine, polisler tarafından apar topar gözaltına alınmasının, hukuk ve demokrasi adına savunulacak yanı yoktur. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay: Demokrasiyi, insan haklarını, Avrupa Birliği kriterlerini ağzından düşürmeyen AKP iktidarında, dün sabaha karşı evler ve basınyayın organları basılıyor, 12 Mart ve 12 Eylül darbe dönemlerindeki uygulamaları anımsatan bir gözaltına almalar süreci yaşanıyor. Gözaltına alınan meslektaşların ortak özellikleri ise yazılarıyla, yayınlarıyla, açıklamalarıyla bugünkü iktidara, bu iktidarın uygulamalarına karşı olmalarıdır. Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Enver Ercan: İlhan Selçuk gibi topluma mal olmuş bir gazeteciyazarın ve aydınların, çetelerle aynı kefede gösterilir biçimde gözaltına alınmasını kınıyorum. TOBB Medya ve İletişim Meclisi Başkanı Vahap Munyar: Meslek büyüğümüz İlhan Selçuk’un, evine baskın yaparcasına gözaltına alınmasını, gerekçesi ne olursa olsun, şekil açısından doğru bulmadığımızı belirtmek isterim. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Metin Özkan: Bu gözaltı rejimi, geçmişteki 12 Mart gibi ara rejimleri, 12 Eylül gibi darbe günlerindeki uygulamaları çağrıştırıyor. Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Ali Doğanoğlu: Başta İlhan Selçuk olmak üzere gözaltına alınanlar, yıllardır göz önünde olan ve siyasi düşünceleri, görüşleri bilinen insanlardır. Yeterli delil ve belge olmadan bu şekilde, bu insanların gözaltına alınması çok yanlıştır. Başyazarımız İlhan Selçuk’un gözaltına alınması sürecinde AKP yanlısı medya ile şeriatçı basının saldırgan ve hedef gösteren yayınları da etkili oldu. Özellikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın AKP’nin kapatılması istemiyle açtığı davanın ardından dinci medya gazetemize ve yazarlarımıza karşı bir linç kampanyası başlattı. Cumhuriyet’i lekelemek ve yasadışı oluşumlarla ilişkilendirmeye yönelik bu kampanyanın AKP yanlısı Yeni Şafak üzerinden yürütülmesi dikkat çekti. Yeni Şafak gazetesinde hem kendi adı hem de Taha Kıvanç takma ismiyle yazılar yazan Fehmi Koru, 1 Mart günü Ergenekon soruşturması kapsamında, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e tanık sıfatıyla ifade verdi. Koru, adliye çıkışında davet üzerine geldiğini belirterek “Hedef listesinde ismim çıktığı için beni çağırmışlardı. Şikâyetçi olup olmadığımı sordular” dedi. Koru bu olayın ardından Cumhuriyet gazetesi ile İlhan Selçuk’u hedef almaya başladı ve gezetemizi bir yandan Ergenekon, diğer yandan da AKP’ye yönelik kapatma davasının iddianamesiyle ilişkilendirmeye çalıştı. Koru 19 Mart günü, “Yazar Dediğin Kodu mu Oturtmalı” başlıklı yazıda, İlhan Selçuk’un 23 Ocak 2008 tarihli “İktidar Partisi Zanlı” başlıklı yazısına vurgu yaparak şöyle dedi: “... İlhan Selçuk’a buradan şapka çıkartıyorum. Israrla sürdürdüğü yayın çizgisiyle nihayet istediği sonucu elde etti. İktidar partisi hakkında kapatma davası açıldıysa, bu gelişmede, İlhan Selçuk’un hakkını teslim etmek gerekiyor. Dava açıldıktan sonra sağdasolda başsavcı hakkında eleştiri yazıları çıkıyor ve Yargıtay bundan rahatsızlık duyuyor ya, aslında okuduğum hiçbir yazı üç ay kadar ön Yeni Şafak, Selçuk’a saldırırken fotomontaj yaptı. Ancak bunu okuyucularından gizledi. ce İlhan Selçuk’un yazdıkları kadar ‘tehdit’ içermiyor. Her gazete, eğer iyi haber veren kaynaklara sahipse, olanı yazar; Cumhuriyet ise olacağı neredeyse üç ay öncesinden yazabilen bir ‘büyük yazara’ sahip.” konusu değil bugün. Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet ve Vatan gibi ülkeyi sonu belli olmayan bir istikamete sürüklemek isteyen gazeteler (hemen hepsi aynı patronun gazeteleri) ile demokrasi mücadelesi veren gazeteler var. Yalanadolana sapmaktan, kendi çarpık zihinlerinin ürünü mizansenleri ekrana yansıtmaktan çekinmeyen kanallar ile doğrudan ve gerçekten ayrılmayan kanallar çekişiyor.” Koru’nun Taha Kıvanç imzalı dünkü yazısı ise iğrenç iddialarla doluydu ve “başka sürprizlerin bizi beklediği” cümlesiyle de adeta olacak İftira ve çamur!.. Fehmi Koru 20 Mart günü de gazetemizi hedef almayı sürdürdü: “Kimseyi kandıramazlar; medyada öyle ‘AKP’li’ veya ‘CHP’li’ türü bir saflaşma söz ları haber veriyordu: “AKP’lilere benim de bir tavsiyem var: Şu günlerde Cumhuriyet gazetesini dikkatle izlemeliler. Hürriyet veya Milliyet, hatta Vatan önemli değil bu süreçte, onlar ‘Vur kaç’ ekibi; karargâh (Ergenekon’un karargâhını kastettiğimi sanmayın, AKP’yi ne pahasına olursa olsun durdurma çabasının karargâhı), Cumhuriyet gazetesi...” Yalnız Koru değil, Yeni Şafak’ın diğer yazarları da Cumhuriyet’i günlerdir hedef alıyor. Ali Bayramoğlu 19 ve 20 Mart günlerinde gazetemize saldırdı ve Cumhuriyet’i darbecilikle ilişkinlendirerek iğrenç bir tutum sergiledi: “Görmüyor musunuz, Ergenekon mantığının ve destekçilerinin şaha kalktığını? Savcının muhtırasından önce ‘müjdeyi’ bir dönem Sezer’le içtiği su ayrı gitmeyen İlhan Selçuk’un verdiğini duymadınız mı? Ergenekon davası kapsamında hangi gazetecilerin gözaltına alınacağı söylentileri kulağınıza hiç gelmedi mi? Bu bir kalkışmadır… Hatta bir darbenin ön hazırlığıdır.” Ahmet Kekeç ise 21 Mart’ta, iktidar yanlısı Star gazetesinde, AKP’yle ilgili iddianameyi, “Sanki bir Tuncay Özkan yahut İlhan Selçuk makalesiyle karşı karşıyayız” diye değerlendirdi. İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasıyla sonuçlanan süreci, laik Cumhuriyeti yıkmak için siyasilerle güçbirliği yapan yandaş medyanın başlattığı çok net görülüyor. Dinci tetikçiler ve iktidar kalemşorları Yargıtay iddianamesinin ve türban kavgasının intikamını Cumhuriyet’e çamur sıçratarak almak istiyor! Bu sindirme operasyonunun Cumhuriyet’i korkutacağını düşünenler büyük yanılgı yaşıyor. Aklıselim herkes bu kumpası Cumhuriyetin savcılarının dağıtacağını biliyor! Avrupa medyasının kafasını karıştıran gözaltı Dış Haberler Servisi Gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun sabaha karşı gözaltına alınması, dünya medyasında da yer buldu. Fransız haber ajansı AFP’nin, olayı, yazar Orhan Pamuk’un resmiyle birlikte, “Türkiye’de, Nobel ödüllü Pamuk’a suikast girişimine tutuklamalar” başlığıyla vermesi dikkat çekti. Gözaltıların sebebinin, “Pamuk’a ve önde gelen Kürt liderlere yönelik suikast hazırlıklarıyla” ilgili olduğunun öne sürüldüğü haberde, bazı üst düzey subayların da sorgulandığına işaret edildi. İngiltere yayın kuruluşu BBC’nin, “İlhan Selçuk ve Perinçek’e gözaltı” başlıklı haberi ise Selçuk’un avukatlarından Akın Atalay’ın ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin’in verdiği bilgiler üzerine kuruldu. Haberde ayrıca, olaya CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın verdiği tepki aktarıldı. Reuters ise gelişmeyi Türk medyasındaki haberler üzerinden sundu. Almanya haber ajansı DPA, “Türk milliyetçilerine darbe” olarak sunduğu haberde, Cumhuriyet gazetesinin, Türkiye’nin en eski yayın organı olduğuna vurgu yaptı. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle de, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay ve gazeteci Mete Belovacıklı’nın yorumlarına yer verdi. Öte yandan, salı gününe kadar sürecek Paskalya tatili nedeniyle AB yetkilileri olaya tepki vermekte gecikti. AB Komisyonu sözcüsü Tom van Lierop, “olayı incelediklerini” belirtmekle yetinirken, gazetemizin Brüksel muhabiri Çimen Tunç Baturalp’ten gelişmeleri öğrenen ve şaşkınlıkla karşılayan AB Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Açıklamada bulunmak için yeterince bilgi sahibi değilim” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle